24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, günlerdir beklenen konuşmasında ülkenin bir sınavdan geçtiğini söyledi Esad: Komployu önledik Dış Haberler Servisi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, günlerdir beklenen ve nihayet dün başkent Şam’da yaptığı konuşmasında “ülkesinin bir komployla karşı karşıya olduğunu” söyledi. Suriye Halk Meclisi Başkanı Mahmut el Abraş’ın kürsüye davetinin ardından, beklenen konuşmasını yapmak için dün meclis salonuna giren Beşşar Esad’ı milletvekilleri destek sloganları atarak karşıladı. Devlet Başkanı Beşşar Esad, demokratik reform talebiyle 18 Mart’ta başlayan protestoların ardından ilk kez yaptığı açıklamada, halka birlik çağrısı yaptı ve mezhepler arası gerginliğin tırmandırılmaya çalışıldığını savundu. Ülkesindeki protestoların “ulusu için bir test” olduğunu kaydeden Beşşar Esad, “Suriye’nin ülkeyi bölmeyi amaçlayan büyük bir komplonun hedefi olduğunu, ancak komployu önlediklerini” söyledi. İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesi internet sitesindeki haberinde Esad ayrıca “Amerikaİsrail komplosunu ön “Suriye’nin ülkeyi bölmeyi amaçlayan bir komplonun hedefi olduğunu” söyledi. srail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesinde, Beşşar Esad’ın “Amerikasrail komplosunu önlemeyi başardık” ifadelerini kullandığı belirtildi. lemeyi başardık” ifadelerini kullandı. Yaklaşık bir saat süren konuşmasında Esad, Suriye’nin Arap dünyasında olan devrimlerden etkilenmemesinin söz konusu olmadığını belirtti, ancak “Suriye’nin diğer bölge ülkelerinin bir kopyası olmadığının” altını çizdi. Suriye lideri beklenildiği üzere konuşmasında reform taleplerine de yer verdi. “Sokağa inen her Suriyeliyi komplocu olarak nitelendiremeyiz” diyen Esad, Esad mecliste yaptığı konuşmada (AFP) ğanüstü hal yasasının kaldırılacağına ilişkin bir duyuru yapmayarak söylentileri boşa çıkardı. Suriye liderinin 1963’ten beri yürürlükte olan yasanın kaldırılacağını açıklaması bekleniyordu. Yeşilçam’ın Onurunu Sevilay Demirci Kurtardı “Yayınlanmamış kitapların yasaklandığı zor günler yaşıyoruz!” dedi Sevilay Demirci ve salonda bir alkış tufanı koptu. Demirci, ödülünü havaya kaldırarak konukları selamladı ve sözüne devam etti: “Sinemamızın hayatın her alanına değdiği ve dokunulmayan konulara dokunduğu bugünlerde fikir özgürlüğü alanındaki baskıyı tedirgin edici buluyoruz. Arkadaşımız Ahmet Şık ve Nedim Şener’in adlarını anarak yanlarında olduğumuzu hatırlatıyoruz.” “Ahmet Şık” ve “Nedim Şener” adlarının telaffuz edilmesiyle birlikte alkışların temposu bir patlamaya dönüştü. İnsanlar, protokol ön sıraları dahil bir bir ayağa kalktılar. Ve ıslık kıyamet, Demirci’nin protestosuna eşlik ettiler. Dört ödülle geceye damga basan “Çoğunluk” filminin yapımcısı Sevilay Demirci, Lütfü Kırdar’daki bu olağanüstü alkış boşalmasına, ödül heykelciğini sallayarak gene çok ölçülü ve efendi bir gülümsemeyle karşılık verdi. Ardından da sahneden indi. Uzun bir söylev değil. Üç cümle… Lütfü Kırdar’ı birbirine katmaya yetmişti. Protokol sırasında yan yana oturan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve Günay’ın yanıbaşında Devlet BakanıAB müzakerecisi Egemen Bağış (kel alaka?); bu doğaçlama protesto karşısında tamamıyla kontrpiyede kalmıştı. Demirci’nin ağzından çıkan her sözle katlanan alkışlar sırasında kameralar bir an, bu sıraya döndü. Günay, bayağı fiziken morarmıştı. Vali, bakanın kulağına hemen bir şeyler söylemeye çalıştı. Günay, valiye ciddi bir havada karşılık verdi. Beri yanında sonra Bağış’a dönerek ona da birebir kameralara yansıyan rahatsızlığını iletti... Bağış, Günay gibi bozuk olmasına rağmen, o sırada yalnız burnunu kaşımakla yetiniyor, olanı biteni soğukkanlılıkla gözlemliyordu. ‘Esad kalsın, reform yapsın’ Esad konuşmasında protestoculara zarar gelmemesi için güvenlik güçlerine açık talimat verildiğini de söyledi. Ülkenin güneyindeki Dera kentinde başlayan gösterilerde güvenlik güçlerinin göstericilerin üzerine ateş açması sonucu en az 60 kişi hayatını kaybetmişti. Esad’ın konuşması hükümetin istifasının ertesi gününe rastlıyor. Suriye Arap Haber Ajansı SANA, önceki gün ülke çapında Beşşar Esad’a destek gösterilerinin yapıldığını bildirirken, El Cezire’nin Suriye muhabiri de, “Sokaktaki halk bir yandan reform istediklerini, diğer yandan Beşşar Esad’ı yönetimde görmeye devam etmek istediklerini söylüyorlar” dedi. Olağanüstü hale değinmedi Suriyelilerin meydanlardaki taleplerinin “meşru” olduğunu söyleyerek “Halk reform istediğinde, devletin görevi bu talepleri yerine getirmektir” diye konuştu. Ancak Beşşar Esad, konuşmasında ola DAVUTOĞLU LONDRA’DA Türkiye ‘Temas Grubu’nda yer alacak LONDRA (AA) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya operasyonu çerçevesinde ülkenin siyasi geleceğini belirlemek amacıyla kurulması kararlaştırılan temas grubunun içinde, Türkiye’nin de yer alacağını bildirdi. İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı’na katılan Davutoğlu, konferansın ardından Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği’nde basın toplantısı düzenledi. Bakan Ahmet Davutoğlu, Libya Konferansı’nda önceki gün alınan “Libya Temas Grubu” oluşturulması ve “Libya lideri Muammer Kaddafi’nin sivilleri hedef alan saldırıları sona erinceye kadar askeri operasyonların sürdürülmesi” kararları hakkında bilgi verdi. Temas grubunun temel görevinin, geçiş sürecinin Libya halkınca sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesine yardım etmek olduğunu belirten Davutoğlu, “Türkiye bu temas grubunun içinde yer alacak. Ama temas grubunun daha formatı, çalışma esasları belirlenmedi” diye konuştu. Libya’daki uluslararası koalisyonun komuta ve kontrolünün NATO’da olacağını ifade eden Davutoğlu, Libya’da sivilleri tehdit eden bir durum varsa, askeri değerlendirmelerin de yapılacağını kaydetti. Askeivilleri tehdit ri çalışmaların içinde Türk eden bir unsur yetkililerin de bulunduvarsa tabii ki ğunu bildiren Davutoğlu, ona karşı tedbir şöyle devam etti: “Eğer alınır.’ gerçekten Libyalı sivilleri tehdit eden bir unsur varsa tabii ki ona karşı tedbir alınır. Ama böyle bir tehdit unsuru olmaksızın yapılacak bir operasyon, bombardıman söz konusu olmaz. Bunun değerlendirmesini yapacak olan bizim de temsilcimizin olduğu askeri birimdir. Ümit ederiz ki 1973 şartlarında bir ateşkes üzerinde anlaşılır” dedi. Libyalı muhaliflere silah tartışması tarafından gündeme getirilen plana talya ile Norveç karşı çıkıyor. ABD ve Fransa Dış Haberler Servisi Libya’da muhaliflerin silahlandırılması konusunu tartışan Batılı güçlerden karışık mesajlar geliyor. ABD Başkanı Barack Obama, askeri operasyonun Libya lideri Muammer Kaddafi’yi yeterince zayıflatmaması halinde, ABD’nin Libyalı muhalifleri silahlandırma seçeneğini göz ardı etmeyeceğini söyledi. Amerikan NBC televizyonuna konuşan Obama, şimdilik Kaddafi güçleriyle muhalifler arasındaki güç dengesini tahlil ettiğini belirterek “Silah yardımını göz ardı etmiyoruz ama illa da böyle bir şey olacak da demiyoruz. Kaddafi güçleri yeterince zayıflarsa, silah yardımı gerekmeyebilir” dedi. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Libyalı muhaliflere mali yardımı genişletme konusunu tartıştıklarını ancak muhtemel bir silah yardımının gündeme gelmediğini söyledi. İngiltere Başbakanı David Cameron, Libyalı muhaliflere silah yardımı seçeneğini göz ardı etmemekle birlikte bu konuda henüz karar almadıklarını belirtirken İtalya ve Norveç, muhaliflerin silahlandırılması gibi bir planın içinde olmayacaklarını bildirdi. İtalya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maurizio Massari, muhalifleri silahlandırmanın “tartışmalı bir önlem” olacağını ve uluslararası topluluğu böleceğini söyledi. Norveç Savunma Bakanı Grete Faremo da muhaliflere silah vermenin Norveç açısından gündemde olmadığını duyurdu. Kaddafi güçleri karşısında zayıf kalan muhaliflere askeri destek verilmesi olasılığı, ABD ve Fransa tarafından gündeme getirilmiş, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen önceki gün Londra’da düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı’nın ardından “NATO’nun halkı silahlandırmak için değil korumak için Libya’da bulunduğunu” söylemişti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batı’nın Libyalı muhalifleri silahlandırmaya hakkı olmadığını belirtti. Lavrov, “Fransa Dışişleri Bakanı Fransa’nın koalisyon ortaklarıyla Libyalı muhaliflere silah temin edilmesi konusunu tartışmaya hazır olduğunu söyledi. Hemen ardından NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Libya’daki operasyonun amacının halkı silahlandırmak değil korumak olduğunu açıkladı. Bu konuda NATO Genel Sekreteri ile tamamen aynı fikirdeyiz” dedi. syancılar hızla geri çekiliyor. (REUTERS) KADDAF GÜÇLER GER DÖNÜYOR Dış Haberler Servisi Libya’da Muammer Kaddafi güçlerinin petrol kenti Ras Lanuf’u muhaliflerin elinden geri aldığı bildiriliyor. Bölgedeki AFP muhabirleri, Kaddafi yanlısı güçlerin ağır bombardımanla muhalifleri mevzilerini terk etmeye zorladığını, muhaliflerin doğuya kaçtığını duyurdu. Kaddafi’ye bağlı kuvvetlerin dün Libya liderinin doğum yeri Sirte yakınlarında muhalif güçleri püskürttüğü, daha sonra yoğun tank ve top ateşiyle Ras Lanuf’a girdiği öğrenildi. Muhalif kaynaklar ise Bin Cevad bölgesi ile Ras Lanuf arasında Kaddafi güçleriyle çarpışmaya devam ettiklerini söyledi. Muhaliflerin geçen hafta sonunda batıya doğru ilerlemeye geçmelerine rağmen dün gerilemenin başlaması, Batılı koalisyon güçlerinin bombardımanı olmadan ilerleyemediklerinin işareti olarak değerlendiriliyor. ‘Günay show’ oscarları 4’üncüsü pazartesi akşamı yapılan “Yeşilçam Ödülleri” gecesinden bahsediyorum… Kasvetli haberlerden daraldığım bir anda, NTV’de zaplarken karşıma çıktı. “Türkiye’nin Oscarları” diye âlâ valayla anonslanan gecede, yıldızların “şıklık yarışından” bahsediliyordu… Programa önce havam değişsin ve Yeşilçam’ın “kırmızı halı şıklığını” göreyim diye takıldım. Ancak gecenin sunucusu Cansu Dere dışında, Oscar şıklığına benzer bir şıklıktan eser görmedim… Sorun artık “uzun elbise kültürümüzün” eksikliğinden mi, modellerden mi, kullanılan kumaşlardan mı, gece tuvaleti taşımanın raconu/edasının farkından mı, bilemedim... Ama giyim konusunda her daim başarılı Nebahat Çehre’nin tuvaleti dahil, “Bak işte, bu bir Oscar töreninde giyilebilir!” diyebileceğim tek bir tuvalete rastlamadım. İlaveten bir de Ahu Özpençe ve Naz Elmas gibi, güzeller güzeli kadınları sıradanlaştıran özensiz giysilerle karşılaştım… Bu magazin konuların ötesinde, sonra “ödül” gecesindeki “bakan” enflasyonu dikkatimi çekti. Bir değil… iki bakan! Siz hiç çifter çifter bakanların katıldığı, sahne aldığı, konuşmalar yaptığı, ödüller alıp ödüller verdiği bir “Oscar töreni” hatırlıyor musunuz? “Törkiş Oscar’lar” demek böyle oluyor diye, “tuvalet resmi geçidi” ardından “devlet büyüklerinin” geçit resmine odaklandım… 1 haftada 600 Hatice Aslan’a yapılan ayıp İki saatlik törenin ilkyarısı “büyüklere” sunulan teşekkür, şükran faslıyla geçti. Bu furyaya, “Sanata Hizmet Ödülü” alan yılların sinemacıları İzzet Günay ile Göksel Arsoy da katıldı. “Sayın Bakanım Ertuğrul Günay beyefendiye, beni bu ödüle layık gördükleri için minnettarım!” diye söze başlayan Arsoy, “sanata” değil de “bakana” verdiği hizmetten ödül alır gibiydi. Bu arada “Ertuğrul Günay beyefendinin” sahneye davet edilen sanatçı Hatice Aslan’ı dirsekleyerek kenara itmesi ve Arsoy’un ödülünü bizatihi vermekte ısrar etmesi, gecenin en ibretlik sahnesiydi. Geceye başlarken bizzat “Göksel Arsoy’a ödül vermek” için davet edildiğini beyan etmiş olan Aslan, tam bunun için davranmışken sahnede kalakaldı. Fotoğraf objektifleri ve kameralara sürekli gülen Ertuğrul Günay ise hiç istifini bozmadı. Gece sanki zaten onun için, onun şerefine düzenlenmişti… Kültür bakanı önce sinema üzerine istatistikler verdiği bir konuşma yaptı. Ardından memlekete hizmetlerini anlattı. Yandaki konserden çıkıp Lütfü Kırdar’a gelmiş, oraya Efes’teki “Dünya Kütüphaneler Gününden” uçmuş, ondan önce de Adana’da “Dünya Tiyatrolar Günü” açılışını yapmıştı! Tam sıkıcı konuşma bitti derken “Yeşilçam’a yadsınamaz katkılarından”(!) ötürü bakana bir teşekkür plaketi sunuldu… Sıra, filmlerin tanıtımı ve ödül takdimine geldiğinde Günay, Bağış vs. show’undan artık herkese zaten gına gelmişti. Demirci’nin o “oksijen” gibi gelen üç cümlesi, işte böyle artık yağcılıkta sınır tanımayan bir atmosferde telaffuz edildi... Salonun neden yıkıldığını şimdi anladınız mı? milyon dolar ‘S Batılı güçlerin Libya’ya askeri operasyon başlatmasından bir hafta sonra yapılan hesaplamalara göre operasyonun Amerikalı vergi mükellefleri için faturası 600 milyon dolar. ABD Savunma Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre, Amerikan donanmasının fırlattığı 191 Tomahawk füzesinin maliyeti 268.8 milyon dolar. Savaş uçaklarının attığı 455 bombanın her biri on binlerce dolar değerinde. Acemoğlu açıklaması Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Paris’teki Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Daimi Temsilciliği için birkaç ay önce Ermeni asıllı Profesör Daron Acemoğlu’na teklif götürdüklerini doğruladı. Bunun haber niteliği taşımasının ilginç olduğu yorumunu yapan Davutoğlu, “Ehliyetine inandığımız herkesi, Türkiye’yi temsilen görevlendirebiliriz” dedi. Acemoğlu’nun dünyanın en saygın ekonomistleri arasında yer aldığını ifade eden Davutoğlu, “Sayın Acemoğlu bundan büyük bir şeref duyduğunu, bir akademisyen ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendisi için en onurlu görev olduğunu söyledi. Ancak şu anda yürüttüğü akademik çalışmalar dolayısıyla en azından ileri bir aşamada bunu olumlu yönde değerlendireceğini ifade etti” dedi. EL KA DE ‘DEĞ Ş M TSUNAM S N ’ SELAMLADI Dış Haberler Servisi El Kaide’nin Arap yarımadasındaki kolu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki “devrim dalgasından” memnun olduğunu duyurdu. İnternetteki dinci sitelerden birindeki açıklamada, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da haftalardır süren “değişim tsunamisinin” selamlandığı belirtilerek, son aylardaki olayların, yolsuzluk ya da işsizlik nedeniyle halkların derin hoşnutsuzluğundan kaynaklandığı kaydedildi. Yemen kökenli Amerikalı Enver el Avlaki de aynı dinci sitede “Devrim, ‘tiranlar yıkılmaz’ diye düşünen zihinler ve kalplerdeki korku bariyerlerini yıktı” diye yazdı. El Avlaki yazısında, “Örneğin Mısır’da ya da Tunus’taki devrimler, Müslüman hareketler için iyi haber. İslam karşıtı otokratların devrilmesi İslam savaşçılarının ve din adamlarının tartışma ve örgütlenmede özgür oldukları anlamına gelir” dedi. El Avlaki, “Tunus, Mısır, Libya ve diğer Müslüman ülkelerdeki mücahit kardeşlerimiz 30 yıldır süren baskının ardından yeniden nefes alma şansını buldular” diye yazdı. NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı James Stavridis ise istihbarat raporlarına göre Libya’daki muhalif güçler içinde El Kaide ve Hizbullah varlığına ilişkin belirtiler bulunduğunu söyledi. ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi’nde konuşan Stavridis, bu varlığın derecesiyle ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olmadıklarını ekledi. Enver El Avlaki, Kuzey Afrika’daki devrim dalgasından memnun olduklarını söyledi. C MY B C MY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle