18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 29 MART 2011 SALI 18 SPOR G.Saray’da idari yönden ibra edilmeyen yönetimi onaylayan denetim kurulunun aklanması tartışma yarattı Ayıkla pirincin taşını AL CAN SEZER Mali Genel Kurul Toplantısı’nda Adnan Polat yönetiminin idari açıdan ibra edilmediği G.Saray’da tüzük tartışma konusu oldu. Sarı Kırmızılılarda Polat’ın yenilenmesinde büyük uğraş verdiği ve geçen yıl değişen tüzük, mali kongrenin ardından krizi beraberinde getirdi. Önceki gün Lütfi Kırdar Kongre Salonu’nda gerçekleşen mali kongrede G.Saray yönetimi, idari açıdan aklanmadı. Ardındansa Sarı Kırmızılıların denetleme kurulu salonda bulunan üyelerin oylarıyla ibra edildi. Ancak idari yönden aklanmayan G.Saray yönetimini onaylayan denetleme kurumun ibra edilmesi akıllarda soru işareti yarattı. Adnan Polat’a yakınlığıyla bilinen Sarı Kırmızılı kulübün çok sayıda kongre üyesi bu duruma tepki gösterirken konunun ilerleyen günlerde de gündemdeki yerini koruması bekleniyor. G.Saraylı üyelerin bu tezatlık nedeniyle harekete geçeceği öğrenilirken mali kongrede divan başkanlığı yapan Türker Arslan da açıklamalarda bulundu. Arslan, tüzüğün yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini kaydederken “Tüzükte bizim verdiğimiz önerge sonrasında inanılmaz değişiklikler olmuş. Neredeyse tüzüğün yarısı değişmiş. İlerleyen süreçte de bu konuda büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Tüzüğün yeniden gözden geçirilmesi taraftarıyım” dedi. İdari açıdan aklanmayan ve 30 gün içerisinde seçim gününü açıklamak zorunda olan Adnan Polat’ın, kendisine yapılan çağrıları dinlemediğini söyleyen Türker Arslan, “Adnan Polat’a 23 kez güven yenilemesi söylendi ama bunları dinlemedi. Polat’ın G.Saraylılığı tartışılmaz ama bazı kopukluklar yaşadı. G.Saray Başkanı’na saygı gösterilmeli. G.Saray’da liselilisesiz ayrımcılığına sonuna kadar karşıyım” ifadelerini kullandı. ADNAN POLAT’IN DERD AKLANMAK ali kongrenin ardından yönetim kuruluyla olağanüstü bir toplantı yapan başkan Adnan Polat’ın mahkemeye gitme kararının ardında farklı bir gerçek olduğu ortaya çıktı. Polat’ın yönetim kurulu toplantısında, “Mahkemeye gideceğim ama kararım kesinlikle G.Saray üyelerinin oylarına karşı çıkmak değil. G.Saray’da böyle bir şey olamaz. Bu süreçten sonra elbette G.Saray’da bir seçim gerçekleşecek. Buna saygı duyuyoruz. Ama aklanmayacak bir yönetim göstermedik. Sadece aklanmak için mahkemeye gideceğiz” dedi. Mahkemenin Polat yönetimini haklı bulması durumunda ise Sarı Kırmızılıları M sürpriz bir gelişme bekliyor. Adnan Polat yönetimi mahkeme tarafından aklanırsa, G.Saray’da gerçekleşecek seçime katılabilecek. Bu arada G.Saray, Süper Lig’de MP Antalya ile oynayacağı maçın hazırlıklarını dün yaptığı çalışmalarla sürdürdü. Antrenman sırasında Bülent Ünder, futbolculara sık sık uyarılarda bulundu. Yaşasın Cumhuriyet! G.Saray’ın Kongre üyeleri 27 Mart Pazar günü Türk spor tarihinde bir ilke imza attı, devrim yaptılar. Artık bundan böyle, başta G.Saray, hiçbir kulüpte mali kongreler yaşlı üyelerin katıldığı, sıkıcı konuşmaların yapıldığı, rakamların havada uçuştuğu, önemsiz, anlaşılmaz ve zaman kaybı olarak nitelenemeyecek. Adnan Polat yönetimini idari yönden ibra edilmeme noktasına getiren en önemli faktör, kulübe bağlı şirketlerin kongre üyelerince denetlenememesinin yarattığı sıkıntılı durumdur. Öyle ki mali kongrede kulüp bütçesi olarak genel kurul üyeleri önüne getirilen, G.Saray’ın gerçekteki bütçesinin yüzde 20’lik kısmıydı. Kalan yüzde 80, G.Saray şirketlerinin hesapları içinde yer alıyordu ve kongre denetiminin dışındaydı. Kongre üyeleri tüm verilere sahip olamadıkları için maddi anlamda Polat yönetimine bir güvensizlik oyu vermediler ama yönetimin parçalanmışlığı, harcamalardaki keyfilik, stat açılışındaki yönetimin tutumu, eski başkan ve sporculara karşı vefasızlık, kongrenin sesine kulak tıkayarak seçime gitmeme karşısında kendi çözümlerini üretti ve Polat yönetimini idari olarak ibra etmeyerek olaya el koydular. Söz hakkı bulunmamasına karşın son dakikada kürsüye çıkan Doğan Hasol’un çabaları da yönetimi uyandırmaya yetmedi. Yani Polat, Hasol’un mesajını almış olsa, kendisine yakın asil üyelerin istifasını vermeleri neticesinde kendisinin katılmayıp başkan kalacağı ve sadece yönetimin seçileceği bir seçim ile süresinin sonuna kadar işbaşında kalabilirdi. YALMAN VE ULUSOY İDDİASI G.Saray’da başkanlığa adaylığını koyacak isimler arasında birçok eski yöneticinin adı geçiyor. Tüzük gereği Mehmet Helvacı ve Cemal Özgörkey’in başkanlığa adaylığını koyamayacağı G.Saray’da eski başkanlardan Alp Yalman’ın adı sıkça söz ediliyor. Yalman’ın yanı sıra Haluk Ulusoy’a ‘aday ol’ çağrısı yapıldı. Yıllarca Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı yapan Ulusoy’un, kendisine yapılan çağrılar doğrultusunda kararını vereceği ifade edildi. Geçen hafta adaylığını açıklayan Ünal Aysal’ın ekibinde ise kendisine destek veren Faruk Süren’in yer almayacağı belirtilirken Adnan Öztürk’ün bu isimle birlikte çalışacağı kaydedildi. OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI G.Saray’da dün yönetim olağanüstü toplantı yaptı. İkinci başkan Işın Çelebi, “Durum değerlendirmesi yapıyoruz. Toplantılar birkaç gün daha sürecek. Daha sonra bu değerlendirmelerden bir sonuç çıkartılarak açıklama yapılacak” dedi. tiraz sonucu değiştirmez Adnan Polat kongre sonrası genel kurul kararını mahkemeye götüreceğini söyledi. Polat’ın yakınındaki birkaç arkadaşı böyle bir tutum sergileyebilir belki ama G.Saray’da başkanlık makamında oturmuş bir insanın kendisini seçen genel kurulu dava edeceğine ben ihtimal vermiyorum. Hem zaten dava açılsa ne olur? Koca bir hiç. Hem hukuken hem pratikte bu davanın Polat’a hiçbir yararı olmaz. Çünkü idari yönden verilen olumsuz oylar sübjektiftir ve bu yönde hiçbir mahkeme, hiçbir makam yorum dahi yapamaz. Her şeyi bir yana bırakın, farz edelim mahkeme genel kurulun idari yönden ibra etmeme kararını şekil açısından uygun bulmadı ve kararı iptal etti, o zaman genel kurul aynı kişilerle yeniden toplanıp bu konuda oylama yapar ve sonuçta bu kez yüzde 15/85 oranında yönetim ibra edilmez. Bugüne kadar G.Saray’da yönetimler genelde birbirinin devamı şeklinde seçilirdi. Yani seçilen son yönetimde mutlaka ya başkan ya da yöneticilerin birkaç tanesi önceki yönetimden gelir. Bu kulüp işlerinin devamlılığını ve önceki dönemin icraatlarının aksamadan sonlandırılmasını sağlardı. Oysa ibra olamayan yönetim ve denetim kurulunun bir sonraki seçimde aday olamayacağı hükmü G.Saray açısından sil baştan yeni bir yönetim kurulu oluşturulması demek ve bu durum süreç içinde bazı sakıncaları yaratabilir. Galatasaray’ın yeni teknik direktörü Bülent Ünder, başarılı olacaklarını söyledi ‘Eski ruhu yakalayacağız’ agi’nin istifasının ardından G.Saray’da teknik direktörlüğe getirilen ve takımın başında dün ilk kez idmana çıkan Bülent Ünder, “G.Saray ligde alt sıraları hak etmiyor. Bu takımın yukarılara çıkacağını adım gibi biliyorum” dedi. Polat yönetiminin ibra edilmemesinin kendisi için beklenmedik bir gelişme olduğunu kaydeden Ünder şunları söyledi: Hagi’nin istifasına çok üzüldüm. Ama G.Saray felsefesinde başkanın verdiği görevi geri çevirmek zor. Görev yapacağım 8 hafta içerisinde şu anda taraftar ve camianın memnun H olmadığı takımı, bulunduğu yerden yukarı çıkarmak için çaba sarf edeceğim. Futbolcularıma son derece güveniyorum. Futbolda geri gidişlerin olduğu dünyanın çeşitli ülkelerinde görülmektedir. Galatasaray bunun altından kalkacak kapasiteye sahip bir futbolcu grubuna sahiptir. Florya’nın havasında fazla değişiklik yok. O pozitif enerji, tesislerden içeri girdiğim an kendisini gösterdi. 19962000 senesindeki sinerjiyi bugün de görüyorum. Ama bunu harekete geçirmek lazım. Altyapıdan oyuncularımıza zamanla şans vereceğiz. Arkadaşlarımla birlikte, takım içerisindeki moral bozukluğunu belirli bir ölçüye kadar azaltıp, sezon sonuna kadar gerçek performansları yakalamayı amaçlıyoruz. Kadroda 25 futbolcu var. Hak eden formayı alacak. Polat’ın ibra edilmemesini beklemiyordum. Fakat Polat ve yönetim kurulumuzun kalacakları süre içerisinde bizleri pek yalnız bırakacaklarını sanmıyorum. Çünkü Polat çok büyük bir yönetici ve çok iyi bir Galatasaraylı. Benim yuvam G.Saray. Sezon sonunda durumumun ne olacağıyla ilgili bir şey söyleyemem. Arda’yı çocukluktan bu yana tanıyan insanlardan birisiyim. Altyapıda oynarken bile ‘bu çocuk ileride çok büyük futbolcu olacak’ diyen de benim. Oyunun şeklini her zaman değiştirecek çok iyi bir G.Saraylı. Örnek bir futbolcu. Sakatlığını atlatan bir Arda’nın hem Galatasaray’a hem milli takıma hem de Türk futboluna çok önemli şeyler katacağını düşünüyorum. ‘KÖTÜ G D ŞTEN B Z SORUMLUYUZ’ 21. yüzyıl yeni başlıyor G.Saray gerçek anlamda değişim geçiriyor. 2000 yılında UEFA Kupası ve Süper Kupa ile 20. yüzyıl taçlandı ve bitti. Arada 10 yıllık bir bocalama dönemi yaşandı. Şimdi yeni bir stat, yeni bir tüzük var. G.Saray’ın 21. yüzyılı yeni başlıyor. Yakın gelecekte yeni bir başkan ve yeni bir yönetim seçilecek. G.Saray’da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, yaşanan bu değişimi okuyamayanlar tasfiye olurken yerlerine son genel kurulda gözlemlediğimiz pırıl pırıl gençler gelecek. Şimdi sorulan kim başkan olacak? Bir uzlaşı yönetimi olması, geçmiş ve geleceğin bir arada yer alması kaçınılmaz. Parçalanmışlığa son vermeli. Eskilerle yeniler bir arada olmalı; Alp Yalman, Hayrettin Kozak, Adnan Öztürk, Ali Dürüst, Haluk Ulusoy (veya oğlu Saffet), Refik Arkan, Sedat Doğan, Ünal Aysal bir araya gelmeli. G.Saray’ı birlikte gelecek kuşaklara taşımalı, kısır çekişmelere son vermeli. Örnek olmalı G.Saray Türkiye’ye. Uzlaşı kültürünü yeşertmeli. G.Saray Türkiye’dir, keşke Türkiye’de G.Saray olsa dedirtmeli. “G.Saray’da kol kırılır yen içinde kalır”, “Etik olarak yönetimi ibra etmemek olmaz” gibi bir önceki yüzyıla ait söylemler rafa kalktı. G.Saray bir imparatorluk kurumu olarak doğduğu yoluna batıya açılan pencere olarak devam etti. G.Saray Türkiye oldu ve 27 Mart 2011 günü G.Saray başkanlık sisteminden demokratik sisteme geçti. G .Saray’ın Avustralyalı yıldızı Kewell, NTV Spor’a yaptığı açıklamada, “G.Saray iyi yerlere gelecek. Kötü gidişten önce futbolcular sorumludur. Kulüp içerisinde gerginlik var. Hakemler de bu sezon bizim aleyhimize çalıştı. Keita, Elano ve Leo Franco’yu özlüyorum. G.Saray’da kalmak istiyorum. Geride kalan maçların hepsinden galibiyetle ayrılmak için elimizden geleni yapacağız. 99 numaralı formayı giydğim için üzgünüm. Rijkaard’ın gitmesi beni şok etti. Yeni kontrat için savaşacağım. Alex iyi oyuncu, ona şapka çıkartmak gerek. Arda komik biri. Belki kaptan olduğu için daha az şaka yapıyor olabilir. Arda mutlaka Avrupa’ya gidip o tecrübeyi yaşamalı. Biz sonuna kadar Hagi’nin arkasında durduk” dedi. Sahalardaki stiklal Marşımız Bizim kuşağımızda İstiklal Marşı sadece milli maçtan önce ve bando eşliğinde söylenirdi. İlk milli maç 1936’da oynanmış, bu tarihten sonra da 1948 yılına kadar milli maç oynanmamıştı. 1948 yılındaki maç Avusturya takımı ile yapıldı. Uzun senelerden sonra ilk milli maçtı. Bu nedenle herkes çok heyecanlıydı. İstiklal Marşı söylenirken, seyirciler ve futbolcular put gibi ve sanki tek bir yürek olmuştu. Kıpırdayan yoktu. Sahada göğüslerimizi şişirerek söylediğimiz İstiklal Marşında hücrelerimize kadar ürpermiştik. Herkesin bildiği gibi şimdilerde ise İstiklal Marşı her futbol maçı başlangıcında söyleniyor. Nedendir bilemiyorum. Mutlaka bir sebeple buna karar verilmiştir. Bir iki istisnası olabilir ama başka ülkelerde böyle bir uygulama yok. Milli maçlarda olması doğal da her türlüsünde yapılması biraz garip. Her maç öncesi söylenen bu İstiklal Marşı ile ulusallığımız mı kuvvetleniyor? Öyle olsa, bir diyeceğimiz yok. Tersine bile oluyor. Futbolu bıraktıktan sonra yazarlığa başladığım dönemlerde İstiklal Marşı’mızın gerektiği gibi çalınıp söylenmesi konusunda yazılar yazdım. Sadece ben değildim tabii ki bu konuya değinen. Ama pek de faydası olmadı yazılıp çizilenlerin. Anadolu’da oynanan bir maçın öncesinde marşın bir uğultu halinde söylenmesi esnasında ayağa kalkmamıştım ama neredeyse başım derde girecekti. Emniyet görevlileri ikazda bulunmuştu. Ulusal Marş, bir ülkenin önemli bir manevi gücüdür. Gelişigüzel söylenemeyeceği gibi, gelişigüzel dinlenemez de. Her ikisinin de bir adabı vardır. Osman Zeki Üngör’ün bestesi olan bu marşın söylenmesindeki zorluk da göz önüne alındığında, zaman zaman uğultu haline dönüşen sözler kulaklara hoş gelmiyor. Üstüne üstlük, Mehmet Akif Ersoy’un harika bir üslup ile yazmış olduğu bu şiirin mısralarında bile hatalar yapılıyor. Birinci mısranın birinci sözcüğü olan ‘korkma’ sözcüğünü ‘korkmaz’ diye söyleyenler bile var. Yanlış sözcüklerin kullanılmasının yanı sıra dinleme esnasındaki yanlışlık ve saygısızlıklarla ilgili örnekleri çoğaltabiliriz. Üstelik bizim marşımızın adı da İstiklal Marşı’dır. Bu adın ifade ettiği anlamın kapsamının ne kadar derin olduğu düşünüldüğünde bin kez daha saygılı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ancak İstiklal Marşı’nı söylemek ve dinlemek futbol karşılaşmaları sayesinde sıradanlaştırıldığı için gereken saygının gösterilmediği de bir gerçektir. İstiklal Marşı’nın her futbol maçında değil de sadece milli maçlarda söylenmesi konusunu tekrar gündeme getirmek boynumun borcuydu. Umarım bu kez bir dikkate alan çıkar. Ulusal takımlardaki oyuncuların performansı keyfini yerine getirdi Kocaman’ın yüzü gülüyor Spor Servisi F.Bahçe’de yabancı oyuncuların ulusal takımlarındaki performansları teknik heyetin yüzünü güldürdü. Senegal’in Kamerun’u 90+2’de attığı golle 10 mağlup ettiği karşılaşmada Dia asist yaptı. Niang da maçın en etkili ismiydi. Sarı Lacivertlilerin Brezilyalı yıldızı Andre Santos, Sambacıların İskoçya’yı 20 mağlup ettiği maçta 90 dakika forma giydi; yaptığı asistle büyük alkış alarak karşılaşmanın en değerli oyuncusu seçildi. Stoch Slovakya, Yobo ise Nijerya forması altında mücadele etti. Tüm yabancı oyuncuların herhangi bir sakatlık sorunu yaşamamış olması da teknik direktör Aykut Kocaman’ı sevindirdi. Sarı Lacivertlilerin yabancı oyuncuların da katılımıyla perşembe gününden itibaren tam kadro halinde Bursaspor maçı hazırlıklarını sürdürebileceği açıklandı. SADR ŞENER’DEN F.BAHÇE MASI Spor Servisi Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, şampiyonluk kupasını kaldırmak istediklerini belirterek “Artık futbol takımına çok daha fazla zaman ayırıp, önemli işler başarabiliriz. Kalan haftalarda kaybetmediğimiz takdirde şampiyonluk ipini göğüsleyeceğimize inanıyoruz. Çünkü F.Bahçe puan kaybedecektir. İkinci yarıya kötü bir başlangıç yaptık ve bu süreci atlattık. Şimdi çıkışımızı son haftaya kadar sürdüreceğiz” dedi. Sakatlardan iyi haber Sarı Lacivertlilerde bir günlük iznin ardından hazırlıklar yeniden başlarken sakat oyuncuların hızla iyileştiği, SelçukEmre ikilisinin hafta içinde takıma katılacağı belirtildi. Bu arada teknik direktör Aykut Kocaman’ın A2 takımı ile yapılan hazırlık maçında, yedek oyuncuların sergilediği performanstan memnun olduğu öğrenildi. Başta Uğur Boral ile Güiza olmak üzere, bazı genç oyuncuların gösterdiği gayreti takdirle karşılayan Kocaman’ın, bu isimlerden ilerleyen haftalarda faydalanmak istediği ve maç sonrasında kendileriyle bir görüşme yaparak ‘Hazır olun’ talimatı verdiği ifade edildi. BOBO’NUN GÖZÜ SPANYA’DA Spor Servisi Beşiktaş’ın Brezilyalı yıldızı Bobo İspanya’nın El Mundo Deportivo gazetesine açıklamalarda bulunarak, La Liga’da Atletico Madrid forması giymek istediğini söyledi. Beşiktaş’ın eski futbolcusu İbrahim Üzülmez, gelecek sezon Beşiktaş A2 takımının başına geçmek istediğini belirtti. Beşiktaş yöneticisi Ahmet Akpınar, “Kayserispor lig maçında verilen seyircisiz oynama cezasının infazı yine lig karşılaşmasında değerlendirilmeli. TFF’den isteğimiz cezaların eşit olarak verilmesi” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle