23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Esad’a reform tavsiyesi Suriye Devlet Başkanı ile iki kez görüştüğünü belirten Erdoğan, “Eğer halkın taleplerine reformist bir yaklaşımla olumlu cevaplar verecek olursanız, Suriye’deki sıkıntıları çok daha rahat aşmanızı sağlayacaktır, tavsiyelerini yaptık” dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Libya’da Bingazi Havaalanı’nın insanı yardımların dağıtımıyla ilgili teslim alınması, hava sahasının kontrolü ve Girit Adası ile Bingazi arasındaki koridorda yer alma görevlerini üstleneceğini söyledi. Irak’a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı’nda basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, “Libya’ya koalisyon güçlerinin bombardımanı sürüyor. Londra’da önemli bir konferans gerçekleşecek. Türkiye’nin tavrı ne olacak” sorusu üzerine Türkiye’nin tavrının net olduğunu söyledi. Türkiye’nin NATO içinde 3 göreve “evet” dediğini anımsatan Erdoğan, bunların, Bingazi Havaalanı’nın insani yardımların dağıtımıyla ilgili olarak Türkiye tarafından teslim alınması, hava sahasının kontrolüyle ilgili görev ve Girit Adası ile Bingazi arasındaki koridorda Türk deniz kuvvetlerinin yer alması olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Hiçbir zaman Türkiye olarak biz, oradaki taraflara silah ile mermi yağdıran, bomba yağdıran ülke olmadık, olmayacağız” dedi. Türkiye’nin ısrarlı bir şekilde ileri sürdüğü NATO’nun yanında Arap ‘Şık Olmayan’ şler Hayatınızda “şık olmadı” lafını olduk olmadık durumlarda kullanan “şık” bir insana rastladınız mı? Ben hiç rastlamadım. Tersine. Uluorta yapılan “şık oldu/olmadı” muhabbetleri ile, “şıklık” kavramı arasında nerdeyse taban tabana zıt, ters orantılı bir durum var. “Aa! Hiç şık olmadı!” deyimini, bugün kullanıldığı demagojik anlamda ilk kez, ’90’lı yıllar ortasında; maganda diye hatırladığım bir adamdan duymuş olduğumdan olsa gerek… Bu ifadeyle, ifadeyi kullananlar arasında kafamda böyle ters orantılı bir ilişki kurulmuş durumda… Ne zaman bu gıcık deyimi duysam; kafamda hayatı hep yalnız dış görünüm, gösteriş ve güç ilişkilerinden ibaret sanan... o maganda şahsın imajı canlanıyor. Bu sözü nerede, ne zaman ve ilk defa kimden, hangi abuk içerikte duyduğumu çok net biçimde hatırladığımdan, tüylerim anında diken diken oluyor. Kendimi neredeyse “psikolojik tacize” uğramış hissediyorum. Buna saplantılı bir “şartlanma” da diyebilirsiniz! Evet… “Şık olmadı” lafıyla ilgili böyle bir saplantım var. Bunu kabul ediyorum ama… Allah için, bir defa da bu saplantıyı boşa çıkaracak, istisnai bir hal ile karşılaşmış değilim. En son; Ahmet Şık’ın “basılmamış kitabının imhası” ile ilgili olarak Arınç’ın “Bu çok şık bir olay değil!” sözlerini duyunca; gene aynı saplantım depreşti ve anında kan beynime çıktı. “Nasıl yani?” oldum birdenbire; “Çok şık” olmamış da… “az şık” mı olmuş? “Her şey çok şıktı da… yalnız bu mu çok şık olmamış?” “Şıklıkta” sadece göreceli bir irtifa kaybı mı yaşanmış? “Âlicenap”, “ileri demokrat” AKP icraatlarına… tüh… yalnız bu yakışmadı hayıflanması anlamında mı kullanılıyor, “şık olmadı” deyimi? Genç bir meslektaşımız hapse girmiş. Özgürlüğünden mahrum bırakılmış. Dahası yazdığı kitap, taslak aşamasındayken bilgisayar sürücüsünden silinmiş; silindiği için basılamaz olmuş, basılamaz olduğu için “potansiyel kitap” olmaktan çıkmış ve o dakika itibarıyla “potansiyel” bile değil …doğrudan “örgütsel doküman” olmuş! Kâbus! Bülent Arınç’ın “Çok şık olmadı!” diye tanımladığı şey, bu kâbus! Örneklerine ancak engizisyon Avrupa’sında rastlanan bu kâbusu, Sn. Arınç lütfedip, “Çok şık olmadı!” yaklaşımıyla ele alıyor. Arınç’ın bu “lütufkâr” ifadesini; kimileri, “Bakın Arınç dahi tenkit etti!” diyerekten… sanki içi dolu ve gerçek karşılığı olan bir eleştiriymiş gibilerinden ciddiye alıp örnek veriyor… Trajedi dahil, her şeyi sulandırmakta mahir kamuoyu önderlerimiz; Arınç’ı bu nedenle espriyle de olsa! sevimli çağrışımları olan “endişeli modern”(!) çizgisinde misal… gündeme getirebiliyorlar. Başbakan yardımcısına bunu inandırıcı bulmadıklarını ifade etseler de! “iyi polis” yakıştırmasında bulunabiliyorlar. Son kertede; “Hoop, insaf! Bu nasıl bir ifade? Bu nasıl bir deyim? Alay eder gibi, böyle bir durumda; nasıl böyle bir ifade kullanılır?” diyen hiç kimse çıkmıyor…. Türkçeyi bir kangren gibi saran, abuk sabuk, temeli olmayan bu deyimler; günlük dile zaman içinde böyle yerleşiyor. Sözcükler, düşünceleri somutlaştırmanın tek aracıdır. Türk dilinde sanki tam tersine; düşünceyi somutlaştırmak yerine; kelimeler çoğu defa böyle bile bile, düşünceyi yüzer gezer kılmak ve göz göre göre “muğlaklaştırmak” için kullanılıyor. “Takıyye” başka deyişle, popüler kültürümüzün tam kalbinden geliyor ve bile bile teşvik ediliyor. TERÖRE KARŞI ŞB RL Ğ ÇAĞRISI Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artık terör örgütünün, Irak ile Türkiye arasında bir şer odağı olarak kalmasını istemediklerini belirterek, “Irak’la daha fazla dayanışma içinde olursak, bölgesel anlamda da kardeşliğimiz pekişecek ve yücelecektir” dedi. Çeşitli temaslarda bulunmak için Irak’a giden Erdoğan’ı Bağdat’ta, Irak Başbakanı Nuri Maliki karşıladı. Erdoğan, Maliki ile baş başa ve heyetler arası yaptığı görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. Maliki, görüşmelerde iki ülke arasında yüksek düzeyli stratejik işbirliği anlaşması imzalandığı ve iki başbakan başkanlığında bir kurul oluşturulduğunu belirterek “Terör düşüncelerine sahip olan örgütlere de karşı işbirliği yapmamız gerekiyor” dedi. Erdoğan, daha sonra Irak Ulusal Meclisi’ne seslendi. Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğünü her zaman desteklediğini belirten Erdoğan, “Irak’la daha fazla dayanışma içinde olursak, bölgesel anlamda da kardeşliğimiz pekişecek ve yücelecektir” diye konuştu. NATO, Arap Birliği ve Afrika Birliği çerçevesinde adım atacağını söyledi. Guardian, “Erdoğan, Libya’da erken bir ateşkes için arabulucu olmaya hazır olduğu sinyalini verdi” yorumu yaptı. Erdoğan operasyonun Libya petrolü için yapılmamasının hayati önem taşıdığını kaydetti. “Değişim ve dönüşüm hiçbir zaman geciktirilemez veya ertelenemez” ifadesini kullanan Erdoğan, resmi bir konumu olmayan Kaddafi’nin “bu tür bir dönüşümün temellerini kurabileceğini” savundu. ‘Gazeteciler örgüt üyeliği veya tacizden mahkum’ Avrupa hükümetlerini, “Türkiye’nin aynı anda İslam ve demokrasiyi kucaklamasını yanlış anladıkları” gerekçesiyle eleştiren Erdoğan, gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin Batılı medyanın eleştirilerini de reddetti. “Bu eleştiriler bizi çok üzüyor” diyen Erdoğan Guardian’a verdiği demeçte, 27 gazetecinin, terör örgütü üyeliği, darbe komplosu veya cinsel taciz gibi suçlar nedeniyle mahkum olduğunu ve cezaevinde bulunduğunu söyleyerek “Bu sizin ülkenizde normal karşılanır mıydı” sorusunu yöneltti. (Fotoğraf: AA) Birliği, Afrika Birliği ve İslam Konferansı Örgütü’nün de yer alması tezinin kabul gördüğünü ifade eden Erdoğan, “Arap Birliği, Afrika Birliği ve İslam Konferansı Örgütü’nün olmasıyla birlikte süratle bu barışı sağlayacak, Libya halkının taleplerinin cevabını bulduğu bir ortama geçişi sağlayalım arzusundayız (...) Kısa sürede bitmesinden yanayız. Bunun için de ne gerekir se elimizden inşallah ortaya koyacağız” diye konuştu. Suriye ile ilgili bir soru üzerine de Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile iki kez görüştüğünü, MİT Müsteşarı’nın ülkeye gönderildiğini belirterek şunları söyledi: “Burada özellikle reforma yönelik talepler var ve bunları Sayın Cumhurbaşkanı’yla sürekli konuştuk. ‘Halkın taleplerine reformist bir yaklaşımla olumlu ce vaplar verecek olursanız, sıkıntıları çok daha rahat aşmanızı sağlayacaktır’ tavsiyelerini yaptık.” Türkiye’nin Suriye arasında akrabalık bağları bulunduğunu anımsatan Erdoğan, “Oradaki gelişmelere tabii sessiz kalmamız mümkün değil” dedi. İngiliz Guardian gazetesine demeç veren Erdoğan, Libya’daki tarafların talep etmesi durumunda Türkiye’nin arabuluculuk rolünü üstlenmek için Boğazı NATO tutacak BARKIN ŞIK ‘5 çocuğum ve torunlarım üzerine yemin ederim’ ASLI KAYABAL ANKARA NATO’nun Libya lideri Muammer Kaddafi’ye karşı başlattığı “Birleşik Koruyucu” operasyonunun sınırları genişletildi. Çanakkale Boğazı’nın da içinde olduğu 2 milyon 250 bin kilometrekarelik alan “operasyon bölgesi” ilan edildi. Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi’nin tamamı Kaddafi’ye karşı uygulanacak abluka kapsamında NATO güçleri tarafından denetlenecek. Yetkililer, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerden Libya’ya olası silah sevkıyatlarının önüne geçilmesinin amaçlandığını kaydetti. Toplam 25 gemi ve 50 uçak tarafından yürütülecek NATO harekâtının “İleri Harekât Üssü” Sicilya adasındaki Trapani Üssü olacak. Türkiye’nin 4 fırkateyn, 1 denizaltı ve 1 lojistik gemisi ile destek verdiği ablukada, Libya’ya deniz yolundan girebilecek silah ve paralı askerlere geçit verilmeyecek. Abluka için ise Türkiye, 6 F16 uçağı ile 1 tanker uçağını tahsis edecek. Sicilya’da konuşlanacak Türk uçakları, Libya’nın Akdeniz’e açılan hava koridorunu kontrol edecek. Mahkeme çıkışı destekçileriyle kısa bir süre sohbet eden Berlusconi, “Her şey yolunda. Gelecek duruşmaya da katılacağım” diye konuştu. Berlusconi’nin çıkışında kendisine muhalefet eden Değerler talyası’ndan bazı göstericiler “ stifa istifa” diye tepkisini dile getirirken Berlusconi yandaşları da “Silvio Silvio” diye seslendi. (Fotoğraf: EPA) MİLANO İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi vergi kaçırmak ve sahibi olduğu Mediaset’in televizyon haklarının alım satım işlemlerine hile karıştırıldığı iddiasıyla dün Milano Adalet Sarayı’nda sanık olarak yargıç karşısına çıktı. Berlusconi’yle birlikte 11 başka sanığın da yargıç karşısına çıktığı ilk duruşmada Berlusconi söz almazken yapılan açıklamaları izlemekle yetindi. Sekiz yıldır hakkında açılan davalara şahsen katılmadığı gerekçesiyle Berlusconi’nin kendini nasıl hissettiğini soran gazetecilere başbakanın avukatlarından Nicolò Ghedini, “Berlusconi soğukkanlıydı, kendini bir hayli özletti” diye yanıt verdi. Milano’da yargıç karşısına çıkmadan önce Canale 5’e bir açıklama yapan Berlusconi temelsiz ve gülünç suçlamalara hedef olduğunu söyledi. Birçok kez beş çocuğu ve torunları üzerine yemin ettiğini söyleyen İtalya Başbakanı Berlusconi, 25 kez sanık konumunda yargıç karşısına geldiğini anımsatarak önceki 24 davadan beraat ettiğini söyledi. Mahkeme heyeti gelecek duruşmaların 4 Nisan, 2 ve 30 Mayıs tarihlerinde görülmesine karar verdi. ttifak nihayet komutada anlaştı Dış Haberler Servisi Kuzey Atlantik Konseyi, Libya’daki askeri operasyonların bütün sorumluluğunu NATO’nun üstlenmesi konusunda anlaşmaya vardı. Bir haftadır süren tartışmalardan sonra önceki akşam gelen kararın uygulanmasının 72 saat alabileceği bildiriliyor. Karar uyarınca, 28 üyeli NATO, Muammer Kaddafi rejiminin “askeri altyapısını hedefleyen, sivilleri korumayı amaçlayan, uçuşa yasak bölge ve silah ambargosunu uygulamaya yönelik” bütün operasyonları üstlenecek. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, büyükelçiler seviyesindeki karar organında varılan anlaşmayla ilgili olarak “Hedefimiz Kaddafi rejiminin tehdidi altındaki sivilleri ve sivil yerleşim alanlarını korumak. Konuyla ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını uygulayacağız” dedi. ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili de “Şu andan itibaren Libya’da askeri güç kullanımı konusundaki bütün operasyon NATO komutası altında olacak” dedi. İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, Türkiye ya da başka bir müttefikten herhangi bir itiraz duymadıklarını söyleyerek “Duyduğumuz, uçuşa yasak bölge ve sivillerin korunmasının yanı sıra silah ambargosu ve insani yardımı da içeren şekilde, operasyonun tüm unsurlarının NATO tarafından yürütülmesi yönündeki güçlü tercihti. Bu tercih, Türkiye tarafından da paylaşıldı. Bu, Türkiye’nin de birçok ülkenin de po irit Bingazi arası Türkiye’de TCG Gaziantep, TCG Gemlik, TCG Yıldırım ve TCG Yavuz deniz ablukası operasyonuna katılacak. Bu fırkateynlere bir de denizaltı eşlik edecek. TCG Akar lojistik destek gemisi ise bu gemilerin yakıt ve su gibi diğer ihtiyaçlarını karşılayacak. Türk Hava Kuvvetleri, Akdeniz’de görev yapacak gemileri havadan koruma görevini üstlenecek. Denizdeki Türk gemileri İtalya komutasında görev yapacak. Türk gemilerinin Girit adası ile Bingazi arasında görev yapması planlanıyor. 1000 1200 arasındaki Türk askerinin katılacağı operasyonda Libya topraklarına ayak basılmayacağı belirtildi. NATO daha önce Libya’nın Akdeniz kıyılarındaki 800 kilometre uzunluğunda ve 500 kilometre derinliğindeki bölgeyi kontrol etmek üzere yola çıkmıştı. Tunus kıyıları ile Mısır’ın bir bölümü de yeni ilan edilen operasyon bölgesine girdi. Karadeniz ile Akdeniz’in bağlantısını sağlayan Çanakkale Boğazı da operasyon bölgesine dahil edildi. Çanakkale Boğazı, NATO güçlerince havadan ve denizden izlenecek. Çanakkale Boğazı’nın yanı sıra Ege Denizi’nin tamamı da abluka kapsamında denetlenecek bölgeler içinde. G Türkiye’den itiraz yok zisyonuydu. NATO Konseyi’nin aldığı poziyon da bu” diye konuştu. Aynı yetkili, “Eğer komutanlar tarafından, Libya rejimine ait güçlerin bombalanmasına gerek olduğu değerlendirmesi yapılırsa, o zaman Libya rejiminin güçleri bombalanacak ve hiç kimse buna karşı çıkabilecek pozisyonda olmayacak. Bu, askeri yetkililer tarafından yapılacak askeri bir değerlendirme ve biz İttifak olarak, NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı’na bu yetkiyi verme hususunda anlaştık” dedi. ABD Savunma Bakanı Robert Gates ise Libya’nın ülkesinin çıkarları açısından hayati öneme sahip olmadığını ancak “genişletilmiş Ortadoğu” bölgesinin kendileri için önemli olduğunu söyledi. Çıplak ayaklı Gül ‘şık’ mı? Konu şıklıktan açılmışken, Cumhurbaşkanı Gül’ün Gabon sahillerinde çektirdiği ve bizzat kendisinin “twitter”a servis ettiği fotoğraflara da atıf yapmadan geçemeyeceğim. Bir TC cumhurbaşkanının “en sivil fotoğrafları” olarak tarihe geçen bu fotoğrafların yayımlandığı gün tam; gazetelerde, modacıların erkeklere verdiği bir dizi “şıklık” tavsiyesi vardı. Bu tavsiyelerin başında yer alan maddelerden biri; bir erkeğin herhangi bir erkeğin! olduk olmadık yerde toplum içinde “çıplak ayakla dolaşmamasına” ilişkin önerilerdi. Bunun özellikle kadınlar tarafından “şık” bulunmadığı da vurgulanmaktaydı. Geçen yaz aylarında Obama, sıradan erkekler için yapılan bu “uyarıya” uymadığı için; formalitenin rahatlıkla hiçe sayılabildiği ABD gibi bir ülkede yaylım ateşinde kaldı. ABD Başkanı; 2010 Haziran’ında resmi ziyaret dahi değil! “tatil için gittiği” Hawaii’de; bir dondurmacıda çocuklarına ezkaza dondurma alırken, ayağında tokyolarla “fotoğrafçılara yakalanmıştı!” Bunun üzerine ABD’de günlerce; “Tokyoyla dolaşmak, bir ABD Başkanı’na yakışır mı?” “Başkan’ın ayak parmaklarını görmek zorunda mıyız?” tartışması yaşandı. Siyasi meşrebe göre, farklı görüşler ifade edilirken; “çıplak ayaklı Başkan” görüntüsünün, “şıklık bağlamında” kabul görmediği ortaya çıktı. “Şıklığı” “değer” edinen, tüm AKP büyüklerine duyurulur. Annem için “geçmiş olsun” dilekleri sunan herkese candan teşekkürler! ‘Mezhep çatışması kışkırtılıyor’ Dış Haberler Servisi Suriye’de Beşşar Esad yönetiminin “reformlar uygulanacak” yönündeki vaatlerine karşın protestolar giderek alevleniyor. Dera kentinde dün meydanlara çıkan yüzlerce protestocunun “Olağanüstü hal yasalarına hayır” sloganları attıkları belirtildi. Reuters ajansına konuşan bir görgü tanığı güvenlik güçlerinin göstericilerin üzerine ateş açtığını söyledi. Lazkiye’deki olaylarda 12 kişinin ölmesinin ardından askeri birliklerin kente sevk edildiği belirtildi. Kentte yaşayan bir Türk işadamı AA’ya verdiği demeçte, Lazkiye’de Alevilerle Sünniler arasında çatışma yaratılmaya çalışıldığını söyledi. İşadamı şunları anlattı: “Şeyh Zair Meydanı’na silahlı adamlar geldi. Hepsinin elinde Kalaşnikof vardı. Etrafa ateş ediyorlardı. İçlerinden biri elinde silahıyla 7 katlı bir binaya çıkmaya çalıştı. O adamı etraftaki esnaf yakaladı, adam Ürdünlü çıktı.” Esad rejimi, Brüksel’deki Suriyeliler tarafından protesto edildi. (EPA) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle