18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y B Y B B B B S 17 19 24 15 20 20 22 18 13 18 19 17 18 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S S S PB B B S B B B S S S 20 20 15 20 22 19 19 21 17 18 17 18 13 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki B Stockholm PB Londra PB AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 3 2 4 13 9 9 13 9 10 9 14 14 16 Belgrad Y 16 Sofya Y 18 Roma Y 16 Atina PB 19 Zürih Y 11 Moskova B 2 Aşkabat B 8 Taşkent Y 6 Baku PB 16 Bişkek K 2 Tiflis B 21 Kahire A 27 Şam B 23 Ülkemizin kuzey ve batısı parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Kuzey Ege kıyıları ile Manisa, Zonguldak, Bartın, Bolu, Düzce ve Karabük çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. İç ve doğu kesimlerde gece ve sabah saatlerinde yer yer sis, doğu bölgelerimizde buzlanma ve don olayı görülecek. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu bölgesinde çığ tehlikesine ve doğu kesimlerde kar erimelerine karşı tedbirli olunması gerekmektedir. 17 MART 2011 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Mart GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Örneğin cemaatleri, tarikatları kullanan, din sömürüsü ile geniş oy tabanı yakalayan iktidar olmak! Değişime küçük örnekler vermek gerekirse: Bizim çağımızda askerliğini yapmayana “iyi” gözle bakılmaz, iş ile evlenmesine yeşil ışık yakılmazdı. Kız ve iş isteyene ilk soru askerliğini yaptın mı olurdu. Olumsuz yanıt alan; “Hele git askerliğini yap, vatan borcunu öde de gel” derlerdi. Bugün ise yaşı gelmiş, askere gitme çağına erişmiş olanlar askerlikten kaçmanın, para karşılığı 1 ay sözde askerlik yapmanın peşinde. Bizim çağımızda Harp Okulları’na girmek, pek çok gencin amacı idi ve pek çok genç kızımız bir subayla evlenmeyi yeğlerdi. Ama diyorum ya ülkemiz değişti. Eski çamlar bardak oldu! Şimdi Mevlana’dan esinlenen siyaset; “yeni şeyler söylemek lazım!” diye yola çıkıyor. Askerlik, iktidarın da karşıtlarının da elinde yüz binlerce oyu etkileyecek önemli bir seçim kozu. İktidar bedelliyi savsaklıyor. Oy hesabı başka. Seçimden sonraya erteliyor. Gerekçesi Genelkurmay’ın bedelliye sıcak bakmaması! Muhalefet hayır diyor. Orta sınıfın beklentisi olduğuna inandığı bedelli askerliğe bir defaya özgü olmak koşuluyla yeşil ışık yakıyor. Öyleki; olmazlar olur’a dönüştürüyor. Oral Çalışlar gibi ana muhalefetin düne kadar müzmin muhalifi; CHP’nin asker üzerinden siyaset yaptığına inanan bir yazar bile askerle ilgili son açılımları “CHP, askerin siyaset üzerindeki ağırlığının kaldırılması yönünde çok kritik bir çıkış yaptı” diye yazıyor, alkışlıyor. Nedir bu “çıkış?” Bir defaya özgü bedelli. Üniversite öğrencilerin yaz aylarında askerlik yapmaları. Askerliğin kademeli olarak 6 aya indirilmesi. Dün Hürriyet, açılımın daha neler içerdiğini açıklayan bir haber yayımladı: “Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanacak; protokoldeki yeri AB ülkeleri Genelkurmay Başkanları’nın seviyesine çekilecek.” Şimdi merak ediyorum; acaba birileri ana muhalefetin önerilerine ne düşündüğünü Genelkurmay’a soracak mı? Mazur görün: Devir icabı böyle bir girişimde bulunmam olanaksız. Nedenini soracaklara kısa bir yanıt vereyim: İleri demokrasimiz, korku imparatorluğu üzerine inşa edildiğinden bu yana gazetecilikte idarei maslahatçılık, yandaşlık ve yalakalık öylesine ilerledi ki... ...Genelkurmay’dan telefonla olsun bilgi aldın mı, bilgisayarına hop! Görmediğin bilmediğin bir belge giriveriyor. Sonrası malum. Doğru Ergenekon özel savcısı Zekeriya Öz’ün karşısına. Savcılıktan hükümeti devirmek suçlamasıyla Silivri’ye doğru gidip de aylarca dönemeyeceğin bir yolculuk başlıyor. Başlatıyorlar. Ha, ana muhalefet liderinin geçenlerde ziyaret ettiği Genelkurmay Başkanı ile bir saat süren görüşmesinde askerlik konusundaki açılımların irdelenip irdelenmediğini soracak olursanız... Elbette bütün siyasilerin izlediği yöntemle yanıtlayabilirim soruyu: Kapalı kapılar arkasında iki kişi arasındaki görüşmeyi nasıl bilebilirim? Adnan Menderes’in asılması için 1960’larda bir yerlerini yırtanların ileri demokrasi şakşakcılığı ile birlikte idam edilen başbakanın demokrasinin parlayan yıldızı olduğunu ve… asılmaması gerektiğini savunduklarına tanıklık eden birisi olarak insanların değişmediğini söyleyebilir miyim? Bir örnek dikkatimi çekti. Biliyorsunuz Balyoz davasının bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan, mahkemede darbe konusunu aydınlatacak tek kişi, o dönemde sorumlu KK Komutanı olan Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesini istedi. Dün Vatan’da Ruhat Mengi, Aytaç Yalman’a askerler tutuklanıyor, komutan olarak Balyoz gibi büyük çaplı hazırlıklardan habersiz olabilir miydiniz, diye sorduğunu ve Yalman’dan “Eğer dönemimizle ilgili böyle bir iddia varsa… sorumlu benim. Askeri savcılık soruşturmasını bitirsin, konuşacağım” dediğini yazıyor. Bir yıl önce “konuşacağını” söyleyen Aytaç Yalman Paşa bugün neden susuyor? Nedenleri bilemeyiz ama herhalde Yalman Paşa için bir yıl öncesinin koşulları değişti! Dünya değişiyor, ülkemiz değişiyor. Eski çamlar bardak oluyor! Tatlıses’e yönelik saldırıyla ilgili olarak ünlü şarkıcıyla yıllardır husumet yaşayan Abdullah Uçmak ve 19 kişi sorgulanıyor. Dün yapılan operasyonlarda saldırıda kullanılan Kalaşnikof ile araç da bulundu 20 şüpheli gözaltında İstanbul Haber Servisi Uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan türkücü İbrahim Tatlıses’e yönelik suikaste ilişkin soruşturma kapsamında, daha önce Tatlıses’e suikast girişimiyle yargılanan organize suç örgütü lideri Abdullah Uçmak ve 19 kişi gözaltına alındı. Tatlıses’e yönelik suikaste ilişkin soruşturmayı yürüten polis, saldırıda 34 BC 6696 plakalı kiralık aracın kullanıldığını belirledi. Araçta bulunan takip sistemi sayesinde, söz konusu aracın saldırı sırasında olay yerinde olduğu tespit edildi. Aracın bulunduğu yerin de belirlenmesi üzerine soruşturma genişletildi ve operasyon için düğmeye basıldı. Polis, 25 ayrı adrese düzenlediği eşzamanlı operasyonda 20 kişiyi gözaltına aldı. Saldırıda kullanılan Kalaşnikof marka otomatik tüfek de ele geçirildi. Silahın Türkiye genelinde de herhangi bir eylemde kullanılmadığı tespit edildi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde çete lideri olmak suçundan yargılandığı davada hüküm giyen ve 6 ay önce tahliye olan Abdullah Uçmak, Pendik’te gözaltına alındı. Polisin operasyonlara devam ettiği ve 20’ye yakın kişiyi de aradığı bildirildi. Uçmak’ın avukatı Ekrem Demirel, operasyondan önce görüştüğü müvekkilinin kendisine olayla hiçbir ilgisi olmadığını söylediğini bildirdi. Sağlık durumu düzeliyor OTOMOB L NCELENECEK Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyonda ele geçirilen otomobil incelenmek üzere stanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesine getirildi. Otomobilde Olay Yeri nceleme Şube Müdürlüğü ekipleri inceleme yapacak. Saldırıya ilişkin gözaltına alınan Abdullah Uçmak (yanda) Vatan Caddesi’ndeki stanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Uçmak ve gözaltına alınan 22 kişinin 3 gün boyunca sorgulanabileceği belirtildi. 13 yıllık husumet Uçmak ile Tatlıses arasındaki husumet 1998 yılında Tatlıses’in eski organizatörü Hasan Bora’nın şirketinden ayrılan Şule Çatak adlı halkla ilişkiler uzmanının Tatlıses’in yanında çalışmaya başlamasıyla alevlendi. Bu süreçte Hasan Bora’nın Levent’teki bürosuna silahlı saldırı yapıldı, olay dan Tatlıses’in oğlu Ahmet Tatlı sorumlu tutuldu ve ünlü sanatçının olayı azmettirdiği ileri sürüldü. Saldırıda Abdullah Uçmak da yaralandı. Bu olaydan bir hafta sonra Tatlıses’in sahibi olduğu Radyo Tatlıses ve bir villa kurşunlandı. 19 Mayıs 1998’de de Tatlıses’in de içinde bulunduğu otomobile pompalı tüfekle ateş açıldı. Tatlıses saldırıdan yara almadan kurtuldu. Tatlıses, kendisine yönelik saldırıya ilişkin davaya katılarak Abdullah Uçmak’ın da aralarında bulunduğu zanlılardan şikâyetçi olmadığını açıkladı. Tatlıses ve Uçmak’ın o duruşma dan önce bir araya gelerek ‘barış yemeği’ yediği iddia edildi. Bu yıllarda bir açıklama yapan Uçmak, ‘Tatlıses’in kanı akmadan aralarındaki husumetin bitmeyeceğini’ söyledi. Tatlıses de ifade verdi 5 Ocak 1999’da da bu kez Hasan Bora silahlı saldırıya uğradı. Polis, Bora’yı vuranın, Abdullah Uçmak’ın adamı olduğunu belirledi. Bora’nın vurulması olayıyla ilgili olarak azmettirici olarak yargılanan Uçmak, Tatlıses’in de olayla ilgisi olduğu öne sürdü. Tatlıses sevk ediliği Devlet Güvenlik Mahke mesi’nce serbest bırakıldı. Uçmak ve adamları, 2002 yılında Tatlıses’in otomobilinin önünü keserek tehditle para istedikleri iddiasıyla tutuklandı. 14 Aralık 2003’te de Gaziosmanpaşa’da otoban kenarında bekleyen bir araçtaki 3 kişi kar maskeleri, Kalaşnikof tüfek ve tabancalarla birlikte tesadüfen yakalandı. Uçmak’ın adamı oldukları öne sürülen bu kişilerin o dönemde yaptığı televizyon programından çıkan Tatlıses’e suikast hazırlığında oldukları belirlendi. Saldırganlar programın saatini şaşırdığı için Tatlıses’in bu saldırıdan kurtulduğu öne sürülmüştü. İstanbul Haber Servisi İbrahim Tatlıses’in sağlık durumunun iyiye gittiği açıklandı. Maslak Acıbadem Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İlhan Elmacı, Tatlıses’in doktorların komutlarını alabildiğini kayderek, “Sağ kol ve bacağını bizim uyarılarımızla kaldırıyor, elimizi sıkıyor, bizimle konuşabiliyor. Yoğun bakımda tedavisi bir süre daha devam edecek. Henüz hayati riski tamamen geçmiş değildir” dedi. Tatlıses’in vücudunun sol bölümünde problemin devam ettiğini belirten Elmacı, şöyle devam etti: “Bugün (dün) itibarıyla bunu sorgulamıyoruz. Kendisinden de böyle bir istekte bulunmuyoruz. Çünkü bu kendisini strese sokabilecek bir şeydir. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra solu sorgulamaya başlayacağız. Ciddi bir fizyoterapi alacak. Ameliyatı yaptığımız saatlerde hayati tehlikesi yüzde 80’lerdeyken, şimdi yüzde 10’larda diyebiliriz. ‘Nasılsın’ dediğimizde, ‘iyiyim’ diyor. Ayrıca ‘Sağ kolunuzu kaldırın’ dediğimizde kaldırıyor.” Elmacı, Tatlıses’de hafıza kaybı olup olmayacağı konusunu konuşmak için henüz çok erken olduğunu da söyledi. ‘Küçük de olsa risk var’ Maslak Acıbadem Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu da risk varolduğu sürece yoğun bakımda kalacağını belirterek “Yoğun bakımda tutmamız yaşamsal riskin küçük de olsa varlığını gösteriyor” dedi. Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Başkanı Ömer Faruk Ünal da Tatlıses’in asistanı Buket Çakıcı’nın iyi olduğunu belirterek “Aslında tıbben taburcu olabilecek hale geldi. Sosyal nedenlerle tutuyoruz kendisini şu anda yoğun bakımımızda” dedi. Akupunktur uzmanı Faruk Öncel, Tatlıses’i ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, “Konuşmasında ve şarkı söylemesinde sorun olmayacak” dedi. En iyi gazete Cumhuriyet Galatasaray Üniversitesi tarafından her yıl düzenlenen “EN Ödülleri” kapsamında Cumhuriyet gazetesi “2010 Yılının En yi Gazetesi Ödülü”ne değer görüldü. Gazetemiz adına ödülü alan Yazıişleri Müdürümüz Güray Öz, eylem ve yürüyüşleri haber yapan gazetecilerin kendi özgürlükleri için yürüyüş yapmak zorunda kaldıklarını vurguladı. “En yi Hukuk Dergisi Ödülü”nü Güncel Hukuk dergi adına alan Zehra Kafkaslı, gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in cezaevinde olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Hukukun onlar için de işlemesini diliyorum” dedi. Törende Mehmet Ali Birand, Genco Erkal ve Beren Saat ve şadamı Ali Ağaoğlu da da kendi dallarında EN iyi ödülü aldılar. Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı işadamı nan Kıraç da EN Ödülleri kapsamında “Onur Ödülü”ne değer görüldü. Silivri’de sürekli ambulans yok Prof. Haberal iki kez kalp aritmisi geçirdi İstanbul Haber Servisi – Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın önceki gün avukat görüşü sırasında iki kez kalp aritmisi geçirdiği öğrenildi. Avukat Dilek Helvacı’nın aktarımlarına göre, Haberal, salı günü avukat görüşündeyken saat 15.50 sıralarında fenalaştı. Cezaevi doktoru Haberal’a acil tıbbi müdahalede bulunurken çağrılan ambulans ancak 1 saat sonra cezaevine ulaştı. Doktorun müdahalesiyle kalp aritmisinin düzelmesi üzerine koğuşuna konulan Haberal, saat 18.00 sıralarında yeniden fenalaştı. Revire kaldırılan Haberal’a yeniden acil tıbbi müdahalede bulunan cezaevi doktoru, nabzının dakikada 160 olduğunu, tansiyonunun yüksek olduğunu tespit etti. Cezaevi doktorunun müdahalesiyle Haberal’ın durumu 2.5 saat sonra düzeldi. Cezaevi doktoru Ali Ekrem Sabancıoğlu’nun olayla ilgili düzenlediği raporda “ortaya çıkan hayati durum” şeklinde ifade kullandığını kaydeden Helvacı, cezaevi yönetiminin talebine karşılık Silivri Devlet Hastanesi’nin cezaevinde sürekli ambulans bulundurmadığını kaydetti. Helvacı, Hebaral’ın sağlık durumu konusunda yapılan spekülasyonlar nedeniyle hastaneye nakledilmeyi reddettiğini belirtti. Güvenlik zaafları İstanbul Haber Servisi Tatlıses’e uzun namlulu silahla yapılan saldırı, “güvenlik zaafı” iddiasını gündeme getirdi. Kravmaga Academy Danışmanı Bülent Çetin, “VIP araç ile koruma arasındaki mesafe çok fazlaydı. Tatlıses profesyonel bir koruma sistemiyle korunmadı. Tatlıses’in ön koltukta oturması, aracın ön koltuğunda yakın korumanın oturmaması ve araçlar arasındaki mesafe bu saldırının başarılı olmasına neden olan en temel hatalardır” dedi. Uzmanlar, koruma hatalarını şöyle sıraladı: Tehlikeyi gözetmede yetersiz kaldılar. Personelinin asistanın kapısını açmak yerine güvenlik önlemi alması gerekiyordu. Tatlıses’in aracın ön koltuğunda bulunması önemli bir hataydı. Bir korumanın Tatlıses’le aynı otomobile bindirilmesi gerekiyordu. Tehdit altındaki Tatlıses’i korumak için en az iki koruma aracı olmalıydı. Ateş esnasında şoförün duraklaması da büyük hata. Korumalar ateşe karşılık verip saldırganları takip etmeliydi. Gazeteciye ‘sınır’ çiziliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Ceza Yasası’nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı dün TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Tasarıyla, yasanın “haberleşmenin gizliliğini ihlal”, “kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” maddelerindeki suçun “basın ve yayın yolu ile yayımlanması halinde, ceza yarı oranında arttırılacağı” hükmü kaldırılıyor. Bu değişiklikle gazeteciler hakkındaki birçok davanın düşmesi bekleniyor. Yapılan eklemeyle de “Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin, haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmayacağı” fıkrası getiriliyor. Ayrıca yasadışı dinlemelerde verilecek cezalar arttırılıyor. Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa edilmesine “hukuka aykırı olmak” şartı getiriliyor ve ceza “bir yıldan üç yıla kadar hapis” şeklinde arttırılıyor. Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın dinleyen veya kaydeden kişiye verilecek cezada alt sınır 2’ye üst sınır ise 5 yıla çıkartılıyor. Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi durumunda verilecek cezalar da arttırılıyor. ÇYDD davası başlıyor İstanbul Haber Servisi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Filiz Meriçli, genel saymanı avukat Fatma Nur Gerçel ile yurtdışında bulunan eski Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı Gülseven Yaşer hakkında “Ergenekon terör örgütü üyesi oldukları” iddiasıyla açılan dava yarın başlayacak. İddianamede, sanıkların 7.5 yıl ile 30 yıl arasında değişen hapis cezalarına mahkum edilmeleri isteniyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle