23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER CHP, ‘yoksula ücretsiz’ düzenlemesi de içeren bedelli askerlik önerisini TBMM Başkanlığı’na sundu 5 “Seferhisar Belediye Başkanı Tunç Soyer haklı. Sığacıklılar, balıkçılar, turizmciler ve üreticiler çırpınıyor. Temiz bir doğa için mücadele eden avukat Şehrazat Mercan da bu konuda haklı olduklarını, hukuksal mücadeleyi sürdürdüklerini belirtiyor.” Türkiye’nin üç yanı denizlerle çevrili... Biz denizlerimizi kirletenleri, doğayı yok edenleri, dağlarımızı ve ovalarımızı çokuluslu altın avcılarına teslim edenleri toplum olarak baş tacı ediyoruz. ‘Kararı siviller verir’ CHP’nin yasa önerisinde bedelli askerlik yapmak isteyenlerin, yıllık gelirlerine göre belirlenmiş ücretler karşılığında 21 gün askerlik yapması öngörülüyor. Yasa önerisinde imzası olan Hamzaçebi, AKP’den yasaya destek isterken ‘’TSK’nin görüşü de önemlidir ama bu kararı siviller verecektir, askerler değil” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin gelir düzeyine göre “kademeli” bedelli askerlik öngören yasa önerisi dün TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Öneride 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğan yükümlülerin yıllık gelirlerinin 12 bin liradan az olması veya hiç gelirleri olmaması durumunda “hiçbir bedel ödemeden”, 12 bin25 bin lira arasında geliri olanların 7 bin 500, 25 bin liradan fazla geliri olanların da 15 bin lira ödemesi öngörülüyor. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, dün parla AKP: BEDELL GÜNDEM M ZDE YOK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, CHP’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu “bedelli askerlik” önerisine sert çıktı. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, TBMM’de gazetecilerin konuyla ilgili sorusunu yanıtlarken “CHP’nin sürekli olarak aldatma yatırım politikalarına devam ettiğini, önerinin de bunlardan biri olduğunu” söyledi. Bozdağ, “Bu konuya bu kadar istekliydilerse niye seçime 2 ay kala böyle bir teklifi veriyorlar? Sayın Kılıçdaroğlu, bedelsiz mentoda düzenlediği basın toplantısında önerilerini “gençlerin çalışma hayatından koparılmaması önerisi” olarak nitelendirdi. Bugüne dek bedelli askerlik ile ilgili 3 düzenleme yapıldığını anımsatan Hamzaçebi, şu açıklamaları yaptı: “Türkiye askerlik süresini kısaltmak zorunda. Karşımıza, TSK’nin terörle mücadele ettiği gerekçesi çıkıyor. Bu, şüphesiz kimsenin elinin tersiyle bir tarafa atacağı gerekçe değildir. Ancak sözleşmeli er düzenlemesiyle artık terörle mücadelede daha profesyonel, atıyor. Bu, seçime yönelik ve beklentileri istismara dönük bir tekliftir. Bizim gündemimizde böyle bir konu yok” dedi. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise yasa teklifine ilişkin sorulara, “Her yeni teklif Meclis içtüzüğüne göre elbette değerlendirilecektir” yanıtını vermekle yetindi. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de öneriye “Asker ocağı ve askerlik çocuk oyuncağı değildir. Zaten bu yapılacak durumda olsaydı hükümet bunu yapardı şimdiye kadar” diyerek tepki gösterdi. karşılığında 21 gün temel eğitim alarak askerliğini yapmış sayılacak. Tutarlar eşit taksitler halinde ödenebilecek, bu durumda ödenecek tutara TÜFE farkı eklenecek. Bakanlar Kurulu, bedelin 2 yıla kadar taksitlendirilmesinde yetkili olacak. Elde edilecek gelir, Maliye Bakanlığı’nda açılacak özel bir hesapta toplanacak, oradan da Kredi ve Yurtlar Kurumu’na aktarılacak ve yurt yapımında kullanılacak. Gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu saptananlar zorunlu askerlik hizmetini yasal süresi üzerinden yapacak. eğitimli ve bölgenin şartlarını daha iyi bilen birlikler yer alacaktır.” Akif Hamzaçebi ile Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın imzasını taşıyan yasa önerisinde; askerlik hizmetine başlamamış, 1 Ocak 1983’ten önce doğan kişiler için gelir durumlarına göre kademeli bir düzenleme getiriliyor. Buna göre; kişisel geliri 12 bin TL’nin altında olanlar veya hiç geliri olmayanlar herhangi bir bedel ödemeden, yıllık geliri 1225 bin TL arasında olanlar 7 bin 500, gelir düzeyi 25 bin TL’nin üzerinde olanlar ise 15 bin TL Hamzaçebi, başta AKP olmak üzere tüm siyasi partilere “Seçim için TBMM faaliyetlerini sonlandırmadan önce bir araya gelelim, bu teklifi yasalaştıralım” çağrısı yaptı. Hamzaçebi, önerinin yasalaşması durumunda 100 bine yakın kişinin yararlanacağının tahmin edildiğini söyledi. TSK ile bir temaslarının olup olmadığının sorulması üzerine Hamzaçebi, “Başbakan ile AKP bu konuda beklenti yarattı. Bu beklentiyi karşılamak için münhasıran askerlerin görüşüne bağlı kalmayı doğru bulmuyorum. Böyle bir düzenleme TSK’nin terörle mücadelesinde hiçbir zafiyete yol açmaz. TSK’nin görüşü de önemlidir ama bu kararı siviller verecektir, askerler değil” dedi. Hamzaçebi askerliğin kısaltılması ve üniversite öğrencilerinin yaz tatilinde askerlik yapması konusunda ise ayrı bir çalışmanın yürütüldüğünü bildirdi. “Seçim yatırımı, popülist yaklaşım” eleştirileri anımsatıldığında da Hamzaçebi, “Bu, bir seçim yatırımı değil, bir ihtiyacın görülmesidir” diye konuştu. Denizlerimiz ve Orkinos Çiftlikleri... Tarihin ve kültürün başkenti olan yerler betonlaşıyor, o güzelim denizlerimiz kirleniyor... Serdar Kızık’ın Cumhuriyet’in Ege ekinde çıkan yazısı, o güzelim Marmaris Hisarönü’nün nasıl betonlaştığını, Sığacık’ta denizin orkinos çiftlikleriyle kirletileceğini anlatıyordu. Seferhisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Serdar’la iki yıl önce bir kış akşamı Sığacık’ta sohbet ederken “sakin şehirlerden” konuşuyorduk. Dışarıda serin bir hava vardı ve gökyüzünde yıldızlar İyonya’nın kızları gibi cıvıl cıvıldı... Tunç Soyer, dünya turizminde son yıllarda ilgi çeken “sakin şehir” projesini Türkiye’de yaşama geçirmişti. Mutluydu Soyer... Çünkü Türkiye’de bir ilki başarmaktan onur duyuyordu... Soyer, Sığacık’ın bir adım ötesindeki Teos antik kentinin, bir uygarlık tarihi ve kültürü olduğunu, dünyanın ilk kütüphanesinin burada kurulduğunu anlatıyordu herkese. Şairlerin ve sanatçıların yaşadığı bir kentti iki bin yıl önce. Akdeniz’den çıkarılan orkinos çiftlikleri şimdi Çeşme Yarımadası’nın kuzeyinden başlayarak Ildır antik kenti ve Karaburun kıyılarına dek uzandılar. Yolunuz İzmir’den Karaburun’a düşerse yol boyu balık çiftliklerini görürsünüz... Bunlar buralarda çipura ve levrek yetiştirirler... Ildır’da ise orkinos semirtilir... Böylece denizlerimiz kirlenir... Orkinosçular şimdilerde Sığacık kıyılarına yöneldi. Tunç Soyer direniyor baskılara. Bölgenin “Özel Çevre Koruma Alanı” kapsamına alınmasını istiyor. Eğer orkinos çiftlikleri kurulursa, çevre kirlenecek, “sakin kent” havası ortadan kalkıp, yörenin tarihsel ve kültürel kimliği bozulacak, turizm, tarım darbe yiyecek. Serdar Kızık’ın yazısını bunun için önemli gördüm ve yollara düştüm... Ne diyordu Kızık: KANADOĞLU’NUN GÖRÜŞÜ OLUMSUZ Denizli’den Muğla’ya doğru giderken “çokuluslu altın avcıları”nı, pamuk üreticilerini, iflas eden tekstilcileri, işsiz kalan 150 bin kadın emekçiyi düşünüyorum. Son verilere göre 3 milyon insanımız işsiz... 13 milyon insanımız günde 1 dolarla geçiniyor... Sosyal devlet nerede? Sadaka veren, insanı aşağılayan bir sistem yaratıldı... Pamuk üreticileri 120 yıllık tarihinin en kazançlı dönemini geçiriyor. Hindistan’da ve Avustralya’daki aşırı seller nedeniyle üretim düştü, pamuk fiyatları dünya borsalarında patladı. Amik, Söke, Gediz, Çukurova’da pamuk tohumları bu nedenle karaborsada... Oysa pamuk üretimimiz düşmüştü ithal iplik nedeniyle... Bu arada Yunanistan, ABD gibi ülkelerden pamuk bile ithal ettik 2009 yılında... Türkiye’nin bir tarım politikası yok... Marmaris ve Köyceğiz’de kilosu elli kuruşa alınan o güzelim satsuma ve portakallar, kilosu 7 liradan satılıyor büyük kentlerde. Denizin kıyısında yaşamın şarkısını söylerken, gerçeklerle yüz yüze gelmek insanın içini acıtıyor. Çokuluslu altın avcıları Türkiye’nin dört bir yanında... Çevreciler ayakta ama seslerini duyan yok... Küçük Menderes Havzası’nı işgal etmişler... Ödemiş’ten Tire’ye dek uzanan, Kiraz ve Tire dağları... Buralar tarım ambarı... Hayvancılık ve özellikle süt üretimi... Türkiye’nin en önemli fidan üretim ve çiçek yetiştirme bölgesi... Yazılacak konu çok... Anlatılacak öykü de... ‘Tutuklulara vekillik‘ tartışması Balbay ile Özkan’ın milletvekili seçilmeleri halinde tutukluluklarının sona erip ermeyeceği tartışılıyor. Kanadoğlu, tutukluların milletvekili seçilse dahi tahliye edilmeyebileceğini belirtti. Türk ise tutukluluğun sona ereceğini ancak yargılamanın süreceğine işaret etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon tutukluları arasında bulunan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve tutuksuz yargılanan eski ATO Başkanı Sinan Aygün’ün milletvekili adaylıkları, tutukluluk ve dokunulmazlık tartışmasını gündeme getirdi. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Anayasanın 14 ve 83’üncü maddeleri, Ergenekon gibi bir davadan herhangi bir şekilde yargılananların milletvekili seçilse dahi dokunulmazlık kazanamayacağını açıkça ortaya koyuyor. Aday olmalarında bir engel yok ama dokunulmazlık kazanamazlar” dedi. Kanadoğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Sabahat Tuncel olayında da oldu; mahkeme ‘Milletvekili seçildi ve dokunulmazlık kazandı’ gerekçesiyle tahliye etti. Dönemin İstanbul Başsavcılığı itiraz etti tahliye kararına, bu defa gerekçeyi değiştirdi mahkeme ve ‘Tutukluluk nedenleri kalmamıştır’ kararıyla tahliye etti. Davasının görülmesine de devam edildi. Mahkeme ‘Tutukluluk nedenleri ortadan kalkmıştır’ demediği müddetçe Ergenekon tutuklularının herhangi biri milletvekili seçilse dahi tahliye edilmeyebilir, dolayısıyla dokunulmazlık kazanmaz.” Eski Adalet Bakanı, Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ise anayasanın 83. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının birlikte değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Milletvekili seçilse dahi yargılama devam eder diye yorumlamalı. Ama tutukluluk hali sona erer çünkü ceza almış olduğunda dahi kişinin cezasının infazı anayasaya göre dönem sonuna bırakılacak. Henüz suç işlediği kesinleşmemiş bir kimsenin suçlama dolayısıyla tutuklu kalması doğru değil” dedi. Yargılama sonunda bir cezaya çarptırılmaları halinde infazın da dönem sonuna bırakılacağını anlatan Türk, “Ergenekon sanıklarının durumu da bu kapsamda değerlendirilmeli. Aday olup seçilirlerse tutuklulukları sona erer ama davaları devam eder” değerlendirmesini yaptı. Türk, 1950 yılında Demokrat Parti’nin yayın organı Zafer gazetesinin başyazarı Mümtaz Faik Fenik’in cezaevindeyken milletvekili seçildiğini ve tahliye olarak Ankara vekilliği yaptığını anımsattı. CHP’li Kart ve Kulkuloğlu Meclis’te basın toplantısı düzenleyerek Erdoğan’a yanıt verdi. (Fotoğraf:AA) HD’DEN KADINLARA YÖNEL K HAK HLALLER RAPORU ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gönderdiği Kayseri’de yolsuzluk defterini “belge” saymamasına CHP’den tepki geldi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “Başbakan’ın kendisine gönderilen ‘rüşvetin el defterini’ önemsizleştirme gayretini ibretle izliyoruz” dedi. Kart, Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Başbakan Erdoğan’a yanıt verdi. Kart, “Böylesine somut ve açık gelişmelere rağmen, Başbakan’ın duyarsızlığı ve olayı örtbas etme gayre Tacize uğrayanların ‘Erdoğan rüşvete duyarsız’ yüzde 68’i çocuk tiyse başlı başına vahim bir tablodur. Bu olayda hiçbir suç unsurunun söz konusu olamayacağını, belediye çalışanlarının iştiraklerinin söz konusu olmadığını yüksek sesle haykıran Belediye Başkanı’nın artık başka bir söylem geliştirdiğini görüyoruz. Belediye Başkanı ‘Bu olay tek başına yapılabilecek bir iş değil. Hacı Ali Hamurcu’nun yanında mutlaka birileri vardır. Şahsi kanaatimi sorarsanız, tek başına olacağını zannetmiyorum’ diyerek daire başkanlarının ve şube müdürlerinin de bu işin içinde olabileceğini ifade etmiştir. Kamu gücünü kullanarak gerçekleştirilen bir çıkar örgütlenmesinin varlığını dile getirmiş, kabullenmiş, itiraf etmiştir” açıklamasını yaptı. Kulkuloğlu da Erdoğan’a “Neymiş ‘böyle belge olmazmış, ne imza, ne şu, ne bu yokmuş, ifade edilen kişi cezaevindeymiş...’ Sormak lazım Sayın Başbakan’a, kuşe ya da ipek kâğıtlara altın varaklarla yazılınca mı AKP’li Belediye Başkanı hakkındaki iddialar gerçek olacak? Sen, neye, kime hizmet ettiği bilinmeyen isimsiz mektuplar ve o postalarla Silivri’de binlerce kişiyi tutarken eylemin, bu cevabınla çelişmiyor mu?” diye tepki gösterdi. İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, “2010 yılı kadınların yaşam haklarına yönelik hak ihlalleri raporu”nu açıkladı. Rapora göre yargıya yansıyan olaylar kapsamında 281 kadın ve çocuk tacize uğradı, 182 kadın ve çocuk ise tecavüze maruz kaldı. “Tacize uğrayan kadınların yaklaşık yüzde 68’ini çocuklar oluşturmaktadır” verisinin yer aldığı raporda, “Namus cinayetlerinde öldürülen kadınların 9’unun yaşları 6, 8, 12, 16, 17 arasında değişmektedir. 2010’da 228 kadın ise intihar etti” denildi. Derneğin Beyoğlu’ndaki binasında yapılan basın açıklamasında raporu okuyan İHD Kadın İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Özlem Özdemir, kadına yönelik şiddet ve cinayet olaylarında en az yüzde 64’ünün tehdit altında olduğunun çevresi tarafından bilindiğini, kadınların çoğunun da karakola ve savcılığa başvurduğunu söyledi. “2010’da erkekler tarafından 40 kadın namus meselesi gerekçesiyle öldürülmüş ve 3 kadın da yaralanmıştır” diyen Özdemir, “Namus cinayetlerinde 22 erkek de hayatını kaybetmiştir. Ölen ve yaralanan erkeklerin yüzde 92’si eski eşleri veya akrabalarıyla ‘yasak aşk’ yaşadığı gerekçesiyle erkekler tarafından öldürülmüştür. Yüzde 8’i kadınlar tarafından öldürülen erkeklerin ‘kıskançlık’ nedeniyle öldürüldüğü ortaya çıkmıştır” dedi. Özdemir şöyle devam etti: “Taciz ve tecavüze uğrayanların büyük bir çoğunluğu çocuklardır. 58 kadın aile içi şiddete uğradı. 26 kadın aile içi tecavüze uğradı. Tacize uğrayan kadınların yaklaşık yüzde 68’ini çocuklar oluşturmaktadır. Çocukların baba, kardeş, enişte ve akrabalar tarafından taciz edildiği ortaya çıkmıştır. 228 kadının ise intihar ettiği ya da şüpheli şekilde öldüğü tespit edilmiştir. Öldürülen 228 kadının, 8’inin anne olduğu veya hamile olduğu, 44 kadının ise 2, 5, 12, 14 yaşları arasında olduğu tespit edilmiştir.” En az 482 erkek çocuğunun cinayet, yaralama, taciz ve tecavüz olaylarının faili olarak gözaltına alındığını anlatan Özdemir, 2011 yılı ocak ve şubat aylarında da 25 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü belirtti. CHP’li vekiller, Kayseri’deki iddiaların örtbas edilmesine tepkili SAVCIYA GÖRE TRT YÖNET M GÖREV KÖTÜYE KULLANDI ‘Evet’çi yayına hapis istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 12 Eylül’de yapılan referandum sürecindeki yayınlarda “ağırlıklı olarak anayasa değişikliğinin lehindeki görüşlere yer veren” TRT’nin 3 yöneticisi hakkında “görevlerini kötüye kullandıkları” gerekçesiyle 2’şer yıla kadar hapis cezası istendi. TRT 1 Koordinatörü Bülent Ata, TRT Haber Koordinatörü Ali Ahmet Böken ve TRT 6 Koordinatörü Fethullah Kırşan’ın yargılanmasına Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. CHP’nin avukatı Fırat Mengü, parti adına katılma talebinde bulundu ancak hâkim Ali Altınkaya bu talebi reddetti. Cumhuriyet Savcısı Hasan Aykaç, daha sonra, esas hakkındaki görüşünü sundu. Savcı Aykaç, sanıkların yayınlarından sorumlu oldukları televizyon kanallarıyla TRT Yasası’nın “TRT’nin tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamasını ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamasını” düzenleyen 5’inci, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Yasası’nın “yayın ilkelerini” düzenleyen 4’üncü ve Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) “radyo ve televizyonların anayasa değişikliğiyle ilgili olarak tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamayacaklarına ve görüşler arasında fırsat eşitliği sağlayacaklarına ilişkin” 353 sayılı kararına aykırı yayın yaptıklarını vurguladı. Sanıkların bu suretle “görevi kötüye kullandıklarını” belirten Aykaç, sanıkların 6’şar aydan 2’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Duruşma, sanık avukatlarına esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre verilerek ertelendi. CHP’DEN C NAYETLERE MÜEBBET TEKL F BüANKARA (Cumhuriyet tvekili Nevin rosu) CHP Mille karşı Gaye Erbatur, kadınlara ceayetlerde verilen işlenen cin amazaların indirime tabi tutulm rrinde ağı sı ve kadın cinayetle cezası laştırılmış müebbet hapis yasa teklifi hazırverilmesi için saladı. Teklifle, Türk Ceza Ya as“k sı’nın “haksız tahrik” ve ini ler ten öldürme” suçunun hal deddesinde düzenleyen iki ma Başğişiklik yapılıyor. TBMM a sunulan teklifin gekanlığı’n etlerekçesinde, “Kadın cinay ra, başka rinde verilen cezala ilhiçbir cinayet türünde ver ir fazla ceza ind mediği kada rın rimi uygulanması, cezala adan caydırıcı niteliğini ort kaldırmaktadır” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle