18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA SPOR FENERBAHÇE ACIBADEM GEÇEN SEZON KAÇIRDIĞI ŞAMPİYONLUK KONUSUNDA BU YIL İDDİALI 21 Schuster’e Bakış Beşiktaş’taki büyük umutların, ‘büyük’ bir düş kırıklığına dönüşmesi Schuster’in de sonunu getirdi. Beşiktaş gibi büyük takımların hedefi yüksek olup da bunun altında kalanlar benzer son yaşıyor. Aslında bu sonu biraz da Schuster hazırladı. Yöneticilerin hesapsız transferlerine karşı çıkmaması, hedef tahtasına kendisinin oturması anlamına geliyordu. Herkesin bakışlarının bu hedefe yönelmesi de gayet normaldir. Kısık gözlerle kendisine yöneltilen bakışlardaki tehditleri savuşturmak için umursamaz bir eda içindeki Schuster, aslında bir kaçış planı içerisindeydi. Almanya’daki oyununu ‘sihirli ayaklar’ olarak belleğimize kazıyan Schuster, belli ki teknik direktörlüğünde de kendisi gibi sihirbaz isimler aramaktaydı. Bu bağlamda, Schuster ile özellikle yerli futbolcuların birbirlerini anlamasının koşulları ortadan kalkmıştı. Belli ki Schuster ve futbolcuları, sisli bir denizde sürüklenen birer gemiden başka bir şey değillerdi, ara sıra uzaklarda birbirlerinin ışıklarını görüyorlar ve yan yana geçip giderken kısacık bir süre selamlaşmaktan öte yakınlıkları da kalmamıştı. Elbette ki, Schuster bütün bu olup bitenleri, Beşiktaş’ın oyununun ve yıldız diye alınan futbolcularının sıradanlaşmasını kabullenemiyor, hatta karşı koymaya da çalışıyor, ama bir türlü çıkış yolu bulamıyordu. Ne var ki, takımın iç dengelerindeki bozulmaya engel olamadığı için çıkış yolunu kaçmakta arıyor, kaçarken de kendi kariyerine söz getirmemek için etrafındakileri ya hafife alıp tepeden bakıyor ya da insanların onu anlayamadıkları fikrine kapılarak kışkırtıcı ve saldırgan oluyordu. Üstünlük savaşına girdiğiniz anda bağımsızlığınızı kaybedersiniz. Bunu en iyi Schuster’in bilmesi gerekmektedir. Çünkü üstünlük savaşına giren birinin sadece özgürlüğünü değil hayatını kaybedip, Alman toplumunun yerle bir olmasına kadar giden yolculuğun dünya üzerinde oluşturduğu nefreti de biliyor olması gerekirdi. Denge ve uyumla birlikte stresle baş edebilecek yetkinliğine erişmenin, hayatta sağlıklı kalmanın yolu olduğunu söyler biyologlar. Var olmanın bir başka yolu da kaçmaktır. Ancak bir amaçları olsun isteyenler, kendilerine kaçmanın dışında çözümler aramak zorundadır. İşte Schuster’in temel açmazı buydu; çözüm aramak yerine kaçışını hızlandırmak için çözümden yana olmamak, giderek sevimsizleşmek... Sevimsiz tutum ve davranışları bulunan, hatta huylu bir teknik patronla çalışmak zorunda kalsalar da, futbolcular için kaçış her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü kaçmaları kendilerini işsizliğe mahkum etmek demektir. Çalışanlardan biri ‘deli’ ise mesele yok! Onun icabına anında bakılıyor. Delinin icabına bakıldığında diğerleri geriye çekilir, çünkü tepkisiz kalmaları için düzenlenmiş bir hiyerarşi söz konusudur. Bu durumda yola çıkması gereken teknik adamdır ki; Schuster de biraz geç kalmakla birlikte doğruyu buldu. Schuster’in giderken açtığı derin çukuru doldurmak Beşiktaş için hiç de kolay olmayacak… FUTBOLCULARDAN DESTEK F.Bahçeli futbolculardan, F.Bahçe Acıbadem’e destek geldi. Sarı Lacivertlilerin kaptanı Alex, “G.Saray ile yapacağımız derbi maça kilitlendik. Tüm konsantrasyonumuz bu maç için. Derbiden iyi bir sonuçla ayrıldıktan sonra da kalbimiz ‘Sarı Melekler’ için çarpacak” dedi. Volkan da “Biz derbi için hazırlanıyoruz. Onlar da Avrupa şampiyonluğu için ter döküyor. Bu maçlarda kazanılan başarılar ve şampiyonluk tüm Türkiye’yi sevindirecek. Kalplerimiz onlarla” ifadelerini kullandı. Sarı Melekler kupayı istiyor Spor Servisi Voleybolda 1920 Mart tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek Bayanlar Avrupa Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finali’ne ev sahipliği yapacak F.Bahçe Acıbadem’de hedef kupayı kaldırmak. Geçen yıl Fransa’nın Cannes kentinde finalde İtalya’nın Bergamo ekibine 32 yenilerek şampiyonluğu kaçıran Sarı Lacivertlilerde, büyük organizasyon için hazırlıklar son hızıyla devam ediyor. Kupaya bu sezon uzanmak isteyen ‘Sarı Melekler’de Osmokrovic, Nihan Güneyligil, Fürst, Fofao ve sakatlığı nedeniyle takımdan ayrı kalan Çiğdem Rasna’nın dev şampiyonayla ilgili olarak görüşleri şöyle: Osmokrovic: Geçen yıldan yapmamız gereken; finalden dersler çıkarmaktı, bunu da yaptık. Şampiyon olmak için tam anlamıyla hazırlandık. Diğer branşlarda şampiyon olamadığımız için çok üzgünüm. Bu kupayı kaldırabilmek bizim için ayrı bir sorumluluk. Biz bu şampiyonluğu sadece kendimiz için VAKIFBANK: ZOR AMA KAZANAC AĞIZ Bayanlar Avrupa Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finali’nde F.Bahçe Acıbadem ile karşılaşacak V.Güneş Sig. T.Telekom, antrenör Giovanni Guidetti ile 2 yıllık sözleşme yeniledi. Boş mukaleye imza atan Guidetti, “F.Bahçe maçı zor geçecek ama kazanacağımıza inanıyoruz” dedi. Takım kaptanı Gözde Sonsırma da “Kimse bize şans tanımıyordu ama namağlup olarak dörtlü finale geldik” diye konuştu. (FATİH ERDOĞDU) istemiyoruz. Başta F.Bahçe taraftarları olmak üzere tüm camia adına bu şampiyonluğu istiyoruz. Geçen yıl 2. olduğumuz zaman bizi sadece F.Bahçeliler değil, tüm Türk halkı desteklemişti. Sadece biz değil, Türkiye kazanacak. Nihan Güneyligil: Geçen sezon kılpayı kaçırdığımız kupayı bu sene seyircimizin önünde, kendi ülkemizde kazanmak istiyoruz. Bizim için tek bir hedef var. İkinci bir seçenek aklımızdan bile geçmiyor. Umarım bu kadar emek ve bu kadar çalışmanın karşılığını pazar akşamı hep beraber yaşayacağız. Bu yıl geçen sezona göre daha iyi bir takımız. Fürst: Tüm Türkiye, tüm camia adına çok önemli bir hafta sonunun yaşanacağının farkındayız. Aynı zamanda bu bizde biraz baskı da yaratıyor. Ancak özellikle son bir aydır tam anlamıyla Vakıfbank Güneş Sigorta T.Telekom ile oynayacağımız ilk maça odaklandık. Kendimizi tam anlamıyla hazır hissediyoruz. Her şeyin de yolunda gideceğini düşünüyoruz. Fofao: İyi bir takımız ve şansımız oldukça yüksek. Diğer üç ekip de iyi. Taraftarımızın önününde oynamak büyük bir şans olacak. Çiğdem Rasna: Ülkemde, seyircimin önünde bu turnuvada bulunmayı çok arzu ediyordum ama sakatlığım var, kısmet olmadı. Oynamasam da her zaman takımımın yanındayım, içindeyim, onlarla birlikte ağlayıp, üzülüyorum, birlikte seviniyorum. Sadece voleybol anlamında bir katkım yok. Tabi ki benim için buruk bir şey. Bu kupayı almak önemli. Tayfur tribüne gönderilince sessiz kalan Beşiktaş, şimdi ona sarıldı Futbolun cilvesi ülkemizdeki futbolcular hakkında yeterli ne bilgisi olabilirdi ki? Tayfur’un, kulübede yanında olması Yıllarca futbol oynamış kişilerin gerekirken o farklı bir kariyerlerini noktaladıktan sonra uygulamaya gitti. Eski sahalardan uzak kalması Beşiktaşlı futbolcu, Zafer mümkün değildir. Futboldan Öğer ile birlikte çıktı kopamazlar. Menajer, tribüne. Ardından da Alman antrenör ya da teknik direktör teknik adam, ligin devre olurlar. Hatta futbolu arasında Öğer’in yetkilerini bıraktıktan sonra spor elinden aldı. Peki yönetim ne yazarlığı yapanlar dahi vardır. yaptı? Aciz kaldı, sesini Bizler de uzun süredir spor çıkaramadı, çekindi. Oysa patron yazarlığı görevinde bulunuyoruz. Yıldırım Demirören ve Serdal Zamanında top koşturduk ama Adalı yaptırımcı olabilirlerdi. Schuster, yazgımızda spor yazarı olmak varmış. Türkiye’de kaldığı sürede Antrenör, teknik direktör olmasak da Beşiktaş, Tayfur vurdumduymaz tavırlarıyla hep tepki yine her gün, her saat futbolun Havutçu yönetiminde ilk çekti, alay etti sanki Beşiktaş ve içerisindeyiz. Teknik direktörlük bir antrenmanını yaptı. futbolumuzla. Sonra da “İstifa ekip işidir. Her teknik adam, hemen Havutçu’nun yardımcıları ediyorum” dedi. İyi yaptı, herkes hemen gittiği kulübe, mesleğe birlikte Zafer Öğer ve Ömer Gülen sevindi. Arkasından Beşiktaş yönetimi başladığı arkadaşlarını götürür. de çalışmada yer aldı. Öte toplandı, Tayfur Havutçu çağırıldı ve Örnekleri çoktur. Mustafa Denizli, yandan Beşiktaş’tan kendisine “Bundan sonra teknik Beşiktaş’ı çalıştırırken yanında Tayfur ayrılan Schuster dün direktör sensin, takım sana emanet” Havutçu vardı, kaleci antrenörü Zafer futbolcularla vedalaştı. denildi. Bunu söylerken insanın biraz Öğer’di. Bugün Sivas’ın başında Schuster oyunculara olsun yüzü kızarır, öyle değil mi? En bulunan Rıza Çalımbay’ın yardımcısı “Benim için Türkiye başta Tayfur’a, Zafer’e sahip çıkılsaydı Bülent Albayrak’tır. Kaleci antrenörü Kupası’nı kazanın” dedi. Beşiktaş yönetimi yücelirdi. Futbolun Beşiktaş’ın eski file bekçisi Cengiz cilvesi bu olsa gerek. Tayfur’un Birgen’dir. Antalyaspor’u çalıştıran yardımcılıklarını eski futbolcu Ömer Gülen ile Zafer Şifo Mehmet’in yanında, Beşiktaş’ta top koşturmuş Öğer yapacak. Gazetemiz olarak bunu bir gün önceden Şenol Fidan antrenör olarak yer almaktadır. Bucaspor’da sizlere aktarmıştık. Kayserispor maçıyla Tayfur Havutçu Samet Aybaba’nın yardımcısı Recep Çetin’dir. Birlikte tam 410 gün sonra takımın başında sahaya çıkacak. sevinirler, birlikte üzülürler. Beşiktaş’ta ise işin içine Havutçu daha önce 2007’de Ankaraspor ve Kayserispor Schuster girince birden her şey karıştı. Alman çalıştırıcı, maçlarında, geçen sezon da G.Birliği mücadelesinde kendi adamını kulübede oturtmak için Tayfur takımın başına geçmişti. Havutçu’yu tribüne göndermişti. Schuster yeni gelmişti, H LM TÜRKAY MUHTEŞEM 3’LÜ Beşiktaş, Schuster’i takımın başına oturturken savunma ağırlıklı orta alan futbolundan takım oyununa geçişi umdu. Oysa sadece atak düşüncesiyle ve futbolun iki yönlü gerçeğini yok kabul eden bir yapıyla oynayan Beşiktaş’taki ana sorunu taraftarlar göremedi. Az bilgi birikimiyle kariyere ve futbolcu yıldızlarına dayalı düzene geçiş, Kara Kartal’ın tarzına çok zarar verdi. Futbolumuzu hiç bilmeyen ve küçümseyen Schuster, İstanbul BŞB ile oynanan ikinci maçta, sahaya sürdüğü anlamsız kadro ile felaketin geleceğini belli etti. Bunları çok önceden gördüm, köşemden uyardım. Bir futbol adamı olarak tepkimi gösterdim. Kaybedilen puanlar, 12 yabancının bulunduğu kadroda deprem yaratsa da kimse önemsemedi. Futbolun ‘yıldızlar’ değil ‘takım’ oyunu olduğunu bilmeyenler, ‘17’de 17’ açıklamasına tav oldu. Bu söyleme karşı duruşum ve gerçeklerle tehlikeyi işaret etmem kabul görmedi. İnatçı hoca önce kendi vatandaşlarına tavır koydu. Ernst ve Fink’ten vazgeçip kıyıma başladı. Birkaç heyecan dolu Taşı Kim Çıkartacak! karşılaşma sonunda balon patladı. İnişe geçen yapı bir anda çöktü. Schuster, toparlanmayı sağlayamadı. Tarihin en kötü ikinci yarısı yaşanırken umutlar birer birer kaybedildi. Futbolcuların uyumsuzluğu, şaşkınlık, geçimsizlik... İbrahim Üzülmez olayı dışa vurulduğunda gerekli önlemler alınamadı. Yönetimin gösterdiği aşırı güveni iyi kullanmayan Schuster, gelecek yıl opsiyonunu dahi sahiplenemedi. Kararsız futbol yapısı, saha içi kötü yönetimi ve oyunu okuma yetersizliği o kadar öne çıktı ki; tribündeki taraftarlar bile şaşırdı. Ersnt’i Manisa maçında son dakikalarda oyuna neden aldığını hâlâ kimse anlamadı. Bir futbolcu ile çatışması ve onu yok etme inadı, Beşiktaş’ın yönetilemediğinin kanıtı oldu. Türkiye Kupası da tehlikeye girdiği için artık son belliydi. Aslında yönetim çok sabırlı davrandı. Hemen göndermek isteseler de bu şartlarda kadro, verimden uzak bir yapıdaydı. Bu nedenle Schuster’in kendini kurtarmak adına gitme düşüncesi doğrudur. Türkiye futbolda zor bir ülkedir ve asla onun dediği gibi ‘17 de 17’ veya “1960’ların futbolu” oynanmamaktadır. Puan için kalesinin önünde oynayan İspanyol takımlarının gerçeğini yok kabul edip, önemli yenilgiler alıp, kulübün bir asırlık kredisini ve ağırlığını bitirmesine asla müsaade edilemezdi. Beşiktaş büyüktür, yenilgide de, galibiyette de kendine yakışan bir tarzı vardır. Buna uymayan teknik kadro oldu ve hatta bazı futbolcular bu dokuya uymadı. Artık bu kuyudaki taşı çıkartacak yürekli kişiye yardım edilmeli ve en az Schuster’e gösterilen sabır gösterilmelidir. Önümüzdeki kısa süre, sadece yaraları sarmak için kullanılmalıdır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle