18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anayasa Mahkemesi Başkanı, iktidarın yargı organlarına yaptığı atamaları savundu POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 AKP’nin Kılıç’ı var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Erdal Tercan’ın ant içme töreninde Yüksek Mahkeme “yalnız” kaldı. Törene, Yargıtay Başkanı, Yargıtay Başavcısı, Danıştay Başkanı ve Başsavcısı da dahil olmak üzere hiçbir yüksek yargı temsilcisi katılmadı. Başkan Haşim Kılıç, yargı organlarının yapılan atamalarla ele geçirildiği yönündeki eleştirileri demokrasiye aykırı buldu. Törende konuşan Haşim Kılıç, yüksek yargı mensuplarının özeleştirisini cesaretle yapma erdemini göstermesi gerektiğini belirterek “Yıllardır yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı örtüsü altında yüksek yargının Başbakan’ın Oltasına Takılan Takılana... Başbakan Erdoğan, 12 Haziran’da yapılacak olan seçimlerde, iki partili bir meclis istiyor. Erdoğan, iki partili bir meclisin AKP’yi tek başına iktidar yapacağına inanıyor. İki partili meclis Türkiye’yi “istikrara kavuşturup” ülkedeki işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu giderir mi? Hiç sanmıyorum! Burada “başkanlık sistemi” tartışmaya açılıyor bir kez daha. ABD’de olduğu gibi, başkan seçilecek, bakanlar atamayla gelecek, filan... Bu sistem ABD’de tuttu ama Güney Amerika ülkelerinde tutmadı. Yakın siyasi tarihe baktığımızda Güney Amerika ülkelerinde, yoksulluğun nasıl arttığını, yolsuzluğun kimleri zengin ettiğini görürüz. Kaç yıldır AB’ye giriş sürecine ilişkin tek söz duymuyoruz Erdoğan’ın ağzından... Hükümetin Mısır’daki yoksulların başkaldırısı konusunda doğru dürüst bir açıklaması da yok... Başbakan “haydi seçime” diyor, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yükleniyor... Kılıçdaroğlu da doğal olarak Erdoğan’a ve AKP’ye. Erdoğan’ın yöntemi anlaşıldı... Milliyetçimuhafazakâr oyların MHP’ye gitmesini engelleyip, yüzde 30’u aşan CHP ve yüzde 40’larda görülen AKP’yle Meclis çoğunluğunu oluşturmak. Peki BDP’li bağımsızlar seçime girip Güneydoğu’da 2007’de aldığı oyu 2011’de de toplayabilir mi? Hizbullah’ın bölgede ne denli güçlü olduğu bilinen bir gerçek... AKP’nin bu konuda izlediği yol belli: “Başta Diyarbakır, Batman olmak üzere Güneydoğu’da Hizbullah’ın bağımsız aday gösterilip seçimlere girmesi.” Yapılan hesaplara göre BDP’nin bağımsızlarının bu yöntemle en fazla 1315 milletvekili çıkarabileceği, AKP’nin de bölgede egemenliğini sürdüreceği düşünülüyor. Başbakan Erdoğan’ın en büyük özelliği her hafta yeni bir gündem yaratıp Türkiye’nin önündeki sosyal, ekonomik, kültürel sorunları tartıştırmamak. Erdoğan gerçekten bunu çok iyi yapıyor. Bakın günlerdir “iki partili sistem”i tartışıyoruz hep birlikte. Acaba, halkımızın yüzde kaçı “başkanlık sistemi”nin ne olduğunu biliyor? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, aslında doğru. Ne diyor Kılıçdaroğlu: “İki partili bir sistem isteniyorsa o zaman seçim barajını yüzde 20’ye çıkarırsınız olur biter. Bir yandan millet iradesi diyeceksiniz, bir yandan da iki partili meclis.” Başkanlık sistemini halk nasıl tartışacak? Televizyon kanallarını izleyerek mi? Başbakan bu konuda bir şey söylemiyor ama anayasa hukuku profesörü AKP’li Burhan Kuzu, “Çözüm başkanlık sisteminde” deyip ekliyor: “İngiltere dışında dünyanın her yerinde parlamenter sistem tıkanıyor, yasama yürütmenin güdümüne giriyor.” Hem Erdoğan’ın hem de Kuzu’nun bu sözleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından desteklenmiyor. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı da haklı olarak “iki partili meclis”e karşı tavır alırken şöyle diyor: “Başbakan’ın kafasındaki iki parti AKP ve CHP. CHP’nin oy oranı yüzde 30 civarı. Bu sistemi kurarsa AKP her dönem iktidar olur. Böylece PKK açılımını da rahatlıkla yapabilecek. Anayasa değişikliğiyle de etnik temelli federal yapıya dönüştürecek Türkiye’yi. Erdoğan böylece hem başbakan hem başkan hem de cumhurbaşkanı olacak ve tüm yetkileri kendisinde toplayacak. Bu nedenle öngördüğü sistem antidemokratiktir. Sayın Başbakan demokrasiyi içine sindiremiyor. Ancak bu istemler hayalden başka bir şey değildir.” BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız da, “iki partili meclis” yaklaşımına tepkili: “Zaten Meclis’te herkesin her istediğine parmak kaldırdığı bir sistem var. Başkanlık sistemini varın siz düşünün. ABD örneğini veriyor Başbakan. Tüm dünyanın demokratik ülkelerinde parlamenter sistem var.” Devam edeyim... Bırakın sanayileşmiş, ileri demokrasiye geçmiş AB ülkelerini, baskıcı rejimlerde (Mısır, Suriye) bile seçim barajı yüzde beş, Türkiye’de ise yüzde 10... Hiçbir AB ülkesinde siyasi parti liderleri “Koalisyonlar istikrarsızlık getirir” demez, başkanlık sistemini aklının ucundan bile geçirmez. Bugün pek çok AB ülkesi koalisyonlarla yönetiliyor. Başta değindiğim gibi Erdoğan, gündem değiştirmeyi çok iyi biliyor. CHP, MHP, BDP de Başbakan’ın siyasi oltasına takılıyor... Gerçeker ‘süper temyiz’de ısrarlı Yargıtay’dan çıkışında Kılıç’ın yaptığı konuşmayla ilgili soru üzerine Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, konuşmayı tam takip edemediğini belirterek, “Bize göre bu ‘süper temyiz’dir. Onlar öyle olmadığını söyleyebilir” dedi. Siyasilere hiçbir zaman kişisel olarak yanıt vermediğini dile getiren Gerçeker, “Kişisel olarak bu tartışmanın içine girmek istemiyorum” diye konuştu. Gerçeker, Adalet Komisyonu’nda CHP’li üyelerin istifasının siyasi bir tavır olduğunu söyledi ve “Bunlar siyasilerin kendi bilecekleri şeyler” dedi. gı mensubu namusuna emanet edilen görevi onurla sürdürmeye devam edecektir. Yüksek yargının değerli mensupları, önerilen her çözümü ‘kaos yaratır’ nitelemesiyle peşinen reddetme alışkanlığından vazgeçmelidir” diye konuştu. Yargının asli görevinin gücü elinde bulunduranları hukukun sınırları içine çekmek, onların makul ve ölçülü davranmalarını sağlamak olduğunu ifade eden Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, şunları söyledi: “Yargının sorunları için önerilen çözüm yollarının konjonktürel dalgalanmalara, değişen ve seçilen kişilerin kimliğine bağlı olarak sürekli revize edilmesi endişeyle izlenmektedir. Bu tutarsızlıkları içine düşürüldüğü durumu kimsenin savunacak mecali yoktur. Yargı organlarına yapılan seçimleri kimin seçtiği ya da kimin seçildiği gözetilerek bir yerleri ele geçirme planı olarak niteleme, demokrasi anlayışı ile bağdaşmadığı gibi yargı mensuplarına yapılan bir büyük saygısızlıktır. Dün olduğu gibi bugün de her yar A Şahin’den CHP’ye olumsuz yanıt DALET KOMİSYONU sürdürenler, hangi düşünce ve öğreti adına yaparsa yapsın adalet ve vicdan olgusuna beslenen güven duygusunu ortadan kaldırmaktadır. Adına karar verilen milletimiz, karşı çıkılan çözüm önerilerinin yerine ne istendiğinin samimiyetle ortaya konulmasının ve bu utanç tablosunun ortadan kaldırılmasının beklentisi içindedir.” Yargı süreci içinde en sorunlu aşamanın yüksek yargıda yapılan temyiz incelemesi olduğunun herkes tarafından bilindiğini ifade eden Kılıç, böyle bir tabloda mahkeme kapısında hak arayanların vicdanlarının sakinleştirilemeyeceğini söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı’nda yer alan bireysel başvuruya ilişkin esas ve usullerin bazı yüksek yargı mensuplarınca eleştirilerek tepkilerine neden olduğunu anımsatan Kılıç, “Görüşülmekte olan bu yasa hakkında konumum gereği bir değerlendirme yapmam mümkün değildir” dedi. Kılıç, düzenlemeyi yapanlardan daha sert Kılıç, temel hak ihlallerinin önlenmesinin öncelikle Türkiye’deki tüm idare ve yargı mercilerinin birinci görevi olduğunu dile getirerek, “Söz konusu hak ihlallerinin önlenmesinde bu kurumlar Anayasa Mahkemesi’ne göre daha etkin konumdadırlar. Anayasa Mahkemesi’nin süper temyiz makamı biçiminde nitelendirilmesi bilgi eksikliğinden kaynaklanmıyorsa, bireysel başvuru yolunu etkisiz ve sonuçsuz bırakma gayretinin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir” dedi. TBMM Başkanı Şahin, CHP’nin ‘komisyon çalışmaları yok hükmünde’ başvurusuna olumsuz yanıt vererek, içtüzüğe göre yapılacak herhangi bir işlemin olmadığını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Adalet Komisyonu’ndan CHP’li üyelerin toptan istifasından sonra yapılan çalışmalara ara verilmesi gerektiği başvurusuna “İçtüzüğe göre bu süre zarfında komisyonun görev ve yetkisi aynen devam edeceğinden, Başkanlığımızca ilgi yazınız konusunda yapılacak herhangi bir işlem bulunmamaktadır” yanıtını verdi. Şahin, CHP’den boşalan üyeliklerin doldurulması için aday bildirilmesini istedi. TBMM Başkanı Şahin, Yargıtay ve Danıştay’ın daire sayısını arttıran tasarının görüşmeleri sırasında CHP’li üyelerin Adalet Komisyonu’ndan “kurumsal” olarak istifasından sonra yapılan başvuruya şu yanıtı verdi: “İçtüzüğün 22. maddesi bir komisyonun üyeliklerinde boşalma olması durumunda yenisi seçilinceye kadar komisyonun görev ve yetkisinin aynen devam edeceğini, ayrıca Genel Kurul’da siyasi parti gruplarının oranlarında değişiklik olmuş ve bu durum, komisyonlarda sahip oldukları üyeliklerin sayısını değiştiriyorsa, Başkan tarafından bu durumun tespit edilerek, 21. madde uyarınca gereken işlemlerin yapılacağını düzenlemiştir. İçtüzüğün 27. maddesine göre de komisyonlar üye tamsayısının üçte biri ile toplanmakta ve hazır bulunan üyelerin salt çoğunluğuyla karar vermektedir. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; komisyon üye sayısının, komisyon üye tamsayısının üçte birinin altında bir sayıya düşmediği sürece, komisyon üyeliklerinde meydana gelecek boşalmaların komisyonların görev ve yetkilerini kullanımı üzerinde hukuki bir etki doğurmayacağı açıktır. Bu nedenlerle Adalet Komisyonu’ndan grubunuza mensup beş üyenin istifasıyla boşalan üyeliklerin en kısa zamanda tamamlanması için grubunuz tarafından aday bildirilmesi gerekmektedir. İçtüzüğe göre bu süre zarfında komisyonun görev ve yetkisi aynen devam edeceğinden, Başkanlığımızca ilgi yazınız konusunda yapılacak herhangi bir işlem bulunmamaktadır.” Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Erdal Tercan’ın ant içme törenine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin de katıldı. Törenin ardından Cumhurbaşkanı Gül ve Bakan Ergin, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile makamında bir süre sohbet etti. (Fotoğraf:AA) 37 barodan karşı bildiri Yüksek yargıyı yeniden şekillendiren tasarıya 24 baronun tepki göstermesinin ardından 37 baro ortak açıklamayla yargı reformunun şart olduğunu savundu Haber Merkezi TBMM Adalet Komisyonu’ndan tartışmalı bir şekilde geçen Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını değiştiren tasarıya önceki gün 24 baro ortak açıklamayla tepki gösterirken dün ise 37 baro karşı bir açıklama yaparak, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısına saygı duyulması gerektiği ve yargı reformunun şart olduğunu savundu. Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Burdur, Çankırı, Çorum, Düzce, Elazığ, Erzurum, Gümüşhane, Hakkâri, Iğdır, Kahramanmaraş, Kars, Kırklareli, Karaman, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Mardin, Muş, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tokat, Trabzon, Van, Yozgat ve Zonguldak baro başkanlarının yaptığı “Geciken Adalet Adalet Değildir” başlıklı ortak açıklamada, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in yargının içinde bulunduğu durumu, “yargıda yangın var” şeklinde değerlendirmesinin sorunun vahametini açıkça ortaya koyduğu ifade edildi. Açıklamada, Yargıtay’da bekleyen dosya sayısı 1 milyon 700 bin civarında olduğu, Yargıtay’da her yıl 18 bin 500 civarında dava dosyası zamanaşımına uğradığı vurgulandı. Yargıtay ve Danıştay’ın birer içtihat mahkemesi olması gerekirken mevcut işleyişi ile bu özelliğinden uzak olduğunun belirtildiği açıklamada, “Dava dosyaları yıllarca inceleme sırası beklemektedir. Vatandaşlarımızın beklentisi davalarının makul bir sürede ve hakkaniyete uygun bir şekilde sonuçlandırılmasıdır. Geciken adaletin, adalet olmadığı kabul edilen bir olgudur” denildi. Yargı reformunun şart olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu olgunun sağduyulu tüm kişi ve kurumlarının kabulü olduğu, yargısal reform yapılırken her türlü önyargı ve statükocu anlayıştan uzaklaşıp toplumsal ihtiyaç ve beklentilerin karşılanarak yapılması gerektiği” savunuldu. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 DSP’DEN İSTİFA EDEN YILMAZ BÜYÜKERŞEN: Eskişehir halkı beni CHP’de görmek istiyor ESKİŞEHİR(Cumhuriyet) Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Eskişehirlilerin kendilerini CHP’de görmek istediklerini söyledi. Büyükerşen’in partinin istediği üzerine DSP’den istifa etmesinin ardından dün DSP Eskişehir il ve ilçe teşkilatlarından art arda istifa haberleri geldi. DSP’li Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile 19 meclis üyesi ve DSP’nin Odunpazarı İlçe Belediye meclisinden 14 üye partiden istifa ettilerini belirten dilekçeleri Büyükerşen’e verdi. İl Genel Meclisi’nde de 3 üye, DSP’den istifa ettiklerini açıkladı. DSP İl Başkan Yardımcısı Gülser Çırak Altınay ile İl Sekreteri Halil Eryılmaz’ın yanı sıra çok sayıda üyenin de partiden istifa ettiği belirtildi. İstifa depreminin ardından bir açıklama yapan Büyükerşen, “Eskişehir’deki DSP yönetimlerinin tamamına yakını istifa etti. Eskişehir seçmeni de bizi CHP’de görmek istiyor. Benim CHP’ye geçmemi ve belediye başkanı olarak göreve devam etmemi istiyorlar. Yerel basında görülen sonuç odur ki yüzde 60 ila 70 arasındaki Eskişehirliler bizim CHP’ye geçmemizden yana olduklarını söylüyor” şeklinde konuştu. DANIŞTAY’IN KARARINA İTİRAZ YÖK türbana güveniyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’ın sınavlara türbanla girilemeyeceğine ilişkin kararına YÖK itiraz etti. Danıştay’ın güvenlik tehlikesinin yanı sıra devrim kanunları ve laiklik ilkesine de dayandırarak verdiği yürütmeyi durdurma kararına karşın YÖK sadece “güvenlik sıkıntısı olmaz” atfında bulunarak itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, “Bireylerin teşhisine imkân sağlayan resmi belgelerde yüzün açık olması, kimliğinin belirlenebilir olması için yeterlidir. Bireyin kimlikleri ile aynı fotoğrafı vermiş olması teşhisini sağlayacaktır” denildi. Eğitimİş’in, 2010 ALES sonbahar dönemi kılavuzunda yer alan kılık kıyafet düzenlemesiyle ilgili açtığı davada verilen yürütmeyi durdurma kararı YÖK tarafından tekrar Danıştay’a taşındı. ALES adaylarının MEB’e bağlı bir okulun öğrencisi gibi değerlendirilemeyeceğinin savunulduğu dilekçede, yapılmayan bir düzenleme için karar tesis eden Danıştay’ın yetkisini aşarak yerindelik denetimi yaptığı iddia edildi. Güvenlik sorunlarının oluşacağına ilişkin gerekçelerin inandırıcı olmadığı savunulan dilekçede, 2001 öncesindeki kılavuzlarda da “başı açık” hükmünün yer almadığına işaret edilerek “Sınav güvenliği açısından herhangi bir sorun oluşmadığı, güvenlik açısından olumsuz sonuç yaratabilecek bir durumun varlığı halinde zaten sınav gözetmenlerinin müdahalesinin mümkün olduğu açıktır” denildi. ŞEHİT CENAZESİNDEKİ EYLEM İÇİN İDDİANAME İzmir’de avukatlar duruşmaya girmeyecek Hükümetin Yargıtay ve Danıştay’da yapmak istediği düzenlemelere karşı 24 baronun ortak bildiri yayımlamasının ardından İzmir Barosu avukatları hükümeti protesto için cuma günü tutuklu dosyalar dışında duruşmalarda yer almama kararı aldı. İzmir Adliyesi’ndeki ortak açıklamayı okuyan İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, siyasi iktidara bağımlı bir yargıyı kabul etmeyeceklerini vurgulayarak, tüm hukuk örgütleri ile hâkim ve savcıları da eyleme destek vermeye çağırdı. Pekdaş, yargıdaki son düzenlemelerin demokratik rejimin temellerinden biri olan kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdığını ve dikta rejimine gidildiğini vurguladı. (Fotoğraf: OĞUZ YILDIZ) Başbakan’ın çelengini yırttı, 2 yıl hapsi isteniyor Haber Merkezi Adana’da şehit cenazesinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın adının yazılı olduğu çelengi yırtan bir kişi için 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. Hakkâri’de şehit düşen Uzman Onbaşı Emrah Yalım için 22 Ağustos’ta Adana’da cenaze töreni düzenlendi. Törene katılan Serkan Turaç, tabutun arkasında duran Başbakan Erdoğan’ın adının yazılı olduğu çelengi parçalamak istedi, yazıyı söküp yırttı. Törenin ardından gözaltına alınan Turaç, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Hakkında ‘hakaret’ suçundan 1 yıl 2 ay ile 2 yıl 4 ay arasında hapis cezası istenen Turaç’ın yargılanmasına Adana 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Mahkeme, polis memurlarının ifadelerinin alınmasına karar vererek duruşmayı erteledi. Öte yandan Bursa’da geçen yıl Uludağ Üniversitesi’ndeki (UÜ) açılışa katılan Erdoğan’ı protesto etmek istedikleri iddiasıyla gözaltına alınıp serbest bırakılan 2 öğrenci beraat etti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle