Katalog

SAYFA CUMHUR YET 12 ŞUBAT 2011 CUMARTES 20 SPOR Sahalara ‘ıslık’ önlemi AYŞE SAYIN ANKARA – Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Türk Telekom Arena’daki “ıslık” protestosu, “çirkin ve kötü tezahürat” kapsamına sokuldu. TBMM Adalet Alt Komisyonu’nda, Sporda Şiddetin Önlenmesi’ne ilişkin yasa tasarısına eklenen düzenlemeyle, “tahkir edici algılanacak” söz ve davranışlar “çirkin ve kötü tezahürat” kapsamına alındı. “Alkollü” olarak spor alanlarına girenler de “zorla” dışarı çıkarılacak. TBMM Adalet Alt Komisyonu “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi”ne ilişkin yasa tasarısı üzerindeki çalışmasını tamamladı. Alt komisyonda TFF’NİN DİRETTİĞİ SPORDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TASARI, İNSAN HAKLARI İLE ÇELİŞİYOR, BAKANLIK ZORDA Sporda şiddetin önlenmesi için hazırlanan tasarının görüşmeleri alt komisyonda tamamlandı Biri bizi gözetliyor! ARİF KIZILYALIN Türkiye Futbol Federasyonu’nun bir an önce çıkması için iktidar partisi AKP ile dirsek temasına girdiği Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine lişkin tasarı, spor; özellikle de futbol dünyasında soru işaretlerine neden oldu. Şu an için Meclis komisyonunda bekleyen ve yasalaşması an meselesi olan tasarı, futbol seyircisinden, gazetecisine, kulüp yöneticilerinden yiyecek içecek satışı yapan şletmelere kadar birçok grubu zor durumda bırakacak. Tasarı yasalaşırsa, yaklaşık olarak 8.5 9 milyon futbolsever, vatandaşlık numarası, yüz okuma sistemi, şahsi bilgileri ve fotoğrafı ile bir anlamda kayıt altına alınıp fişlenecek. Yine yasanın en can alıcı noktası, yayınlarla ilgili olan bölümü. Bu maddedeki, “Spor müsabakalarının güvenlik veya düzenini bozabilecek ya da tarafları, görevlileri, spor kulübü veya federasyon yöneticilerini rencide edecek ya da bu kişilere husumet duyulmasına neden olabilecek şekilde basın ve yayın yoluyla açıklamada bulunan kişilere, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde 5 bin TL’den 50 bin TL’ye kadar idari para cezası verilecek” ifadesi, gazeteci, yorumcu ve gazetelere demeç veren 3. şahısları zor durumda bırakıyor. Osmanlı’nın çöküş dönemindeki ‘Abdülhamit yasakları’nı çağrıştıran bu madde, kendileri hakkında eleştirel yazı yazan gazetecilere karşı TFF yönetiminin eline verilen ‘büyük koz’ olarak değerlendiriliyor. Söz konusu maddede özellikle srar eden TFF’nin, böylelikle ‘eleştirileri’ frenleyeceği de iddia ediliyor. ALKOLE DE YASAK! FF’nin, bazı çevrelere şirin görünme adına ‘hafif alkol’lü içkilere de savaş açması dikkatlerden kaçmadı. Yasanın muhafazakâr milletvekillerince ‘gayrısız’ kabulü için oluşturulan “Spor alanlarına bu düzenlemelere aykırı olarak seyirci kabul eden veya kabul edilmesini sağlayan kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecek Açıkça anlaşılabilecek şekilde alkollü olduğu veya keyif verici madde kullandığı anlaşılan kişileri spor alanlarına kabul eden kişiye ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek” şeklindeki maddesi de özellikle stat civarında ruhsatlı olarak alkollü içecek satışı yapan işletmelerin ‘iflas’ etmesi anlamını taşıyor. T ‘LOCA’DA SEVGİLİMLE MAÇ İZLEYEMİYORUM’ Açılışında Başbakan Erdoğan’ın ıslıklandığı Galatasaray’ın yeni stadı TT Arena, şimdi de kameralarıyla gündeme geldi. Ünlü bir işadamı stadın her yerini izleyen kameralardan dolayı sevgilisini 900 bin dolar ödeyerek kiraladığı locaya götüremeyince konuyu Meclis Sporda Şiddet Araştırma Komisyonu’na taşıdı. İşadamı, stat güvenliğinin yanı sıra polisin de kullandığı kameraları özel hayata müdahale olarak niteleyip kaldırılmasını istedi. olabilecek davranışların haber ve eleştiri sınırları aşılarak yayınlanması halinde ilgili yayın kuruluşunun işleticisine 100 bin lira ile 500 bin lira arasında idari para cezası verilecek. Çirkin tezahüratın kapsamı genişledi, cezası düştü: Tasarının çirkin ve kötü tezahüratı yasaklayan maddesine, “tahkir edici davranış olarak algılanacak tarzda” ifadesi eklendi. Buna göre, “taraftarların grup halinde veya münferiden belirli bir kişiyi hedef veya muhatap alıp almadığına bakılmaksızın duyan veya gören kişiler tarafından tahkir edici davranış olarak Ç İP İHALESİ KİMİN? u tasarının ekonomik boyutu ise akla ‘rant’ konusunu getiriyor. Yasadaki futbolseverlere verilecek elektronik kartın maliyeti, bu kartın hangi firmalarca yaptırılacağı ve bu firmaların hangi kurumlara ‘yakınlığı’nın bulunduğu konusu futbol dünyasında ‘kaos’ yaratmış durumda. Kulüpler bu kart maliyetlerini taraftara yansıtma konusunda ön görüş bildirirken TFF’ye yakın kaynaklar ise ödemelerin kart sahiplerince bireysel olarak yapılabileceğini belirtiyorlar. B V E K İLLER ARAŞTIRIYOR F utbol Federasyonu yeni tasarının ‘jet’ hızıyla Cumhuriyet, 29 Ocak 2011 tarihli sayısında yeni yasada yer alacak maddelere ve getirilen yasaklara ‘Biri bizi gözetliyor’ başlığıyla yer vermişti. tasarının bazı maddeleri üzerinde değişiklik yapılırken yeni hükümler de eklendi. Gelecek hafta TBMM Adalet Komisyonu’nda ele alınması beklenen tasarıda yapılan önemli değişiklikler şöyle: Yayın kuruluşuna da ceza: “Şiddet ve düzensizliğe neden olabilecek açıklamalar”la ilgili cezanın kapsamı, yayın kuruluşlarını kapsayacak şekilde genişledi. Buna göre, spor karşılaşmalarının güvenlik ve düzenini bozabilecek ya da spor karşılaşmasının taraflarını, karşılaşmadaki görevlileri, spor kulübü ve federasyon yöneticilerini rencide edecek ya da bu kişilere husumet duyulmasına neden algılanacak tarzda aleni olarak söz ve davranışlarda bulunmaları halinde haklarında on beş günden az olmamak üzere adli para cezası” uygulanacak. Kendisine “tahkir edici (onur kırıcı)” davranışta bulunulduğu “algılaması” şikâyet nedeni olabilecek. Tasarıda “çirkin ve kötü” tezahüratın 6 aydan 3 yıla kadar öngörülen hapis cezası ise yumuşatılarak adli para cezasına dönüştürüldü. Alkollüye zorla çıkarma: Alkollü ya da keyif verici madde alarak spor alanlarına giren ve dışarı çıkmamakta ısrar eden kişiler, zor kullanılarak dışarı çıkarılacak ve 1 yıl süreyle spor karşılaşmalarını izlemekten yasaklanacak. Uyuşturucu veya uyarıcı maddeler ile ilgili spor federasyonlarının belirlediği esaslara aykırı olarak alkollü içeceklerin spor alanlarına sokulması da yasak olacak. Bu yasağa aykırı hareket edenler adli para cezası ile cezalandırılacak. Zabıta da arayacak: Spor alanlarına sokulması yasak maddelerin toplanması konusunda genel kolluğun yanı sıra “belediye zabıtası” da görevlendirilebilecek. Lehine şike yapanın cezası artıyor: Şike ve teşvik primi suçu işlenen kulüp ve tüzel kişilere şike ve teşvik primi miktarı kadar para cezası verilecek. Ancak verilecek cezanın miktarı 100 bin liradan az olmayacak. BEŞİKTAŞ’TA GUTI ENDİŞESİ HASAN DAĞDEMİR Beşiktaş’ta Ankaragücü maçı öncesi Guti şoku yaşanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye maçında sakatlanan İspanyol yıldızın yarın Ankaragücü karşısında da forma giyemeyeceği öğrenildi. Siyah Beyazlıların dünkü antrenmanında takımdan ayrı düz koşu yapan Guti’nin tedavisinin henüz tamamlanmadığı belirtildi. Teknik direktör Bernd Schuster’in sol ayak bileğinde ağrıları bulunan yıldız oyuncuya ilk 11’de görev vermeyeceği öğrenilirken Alman çalıştırıcının Guti’ye 18 kişilik kadroda yer verebileceği ifade edildi. TÜRKİYE’DE YERLİ HOCA YOK! Hami Mandıralı (Eski Ümit Ulusal Takım teknik direktörü): Demek ki Türkiye’de A2 Milli Takımı’nı çalıştıracak yerli hoca yok. Türk teknik direktörler için acı bir durum. A Milli Takım’da yabancı hoca var. Hooijdonk A2 takımın başına getiriliyor. Sorgulanması gereken bir durum. Hiddink yeni oyuncuları milli takıma kazandırmaya çalışıyor. Ancak birden bire böyle bir oluşuma gitmek ne kadar doğru? Ulusalların şuanki görüntüsü umut vermiyor. Biz Ümit Milli Takım’ın başındayken Fatih Terim yönetiminde çok güzel işbirliği yaparak yeni oyuncular kazandırdık. Ersun Yanal kendi ekibini getirdi daha sonra. Türk futbolunu bilen hocalarla çalışmak başarının önemli bir parçası. Hooijdonk Türk futbolunu nasıl bilecek? A2 oyuncularının kaç tanesini tanıyor? Bu bizim jenarasyona haksızlıktır. ULUSAL TAKIMDAKİ HOLLANDA EKOLÜ TARTIŞILIYOR Portakal’ın tadı kaçıyor Spor Servisi Güney Kore ile oynanan hazırlık maçında hiçbir varlık gösteremeyen A Ulusal Futbol Takımı gelecek için umut vermezken Hiddink’in beklentileri karşılayamaması gündeme ‘yabancı teknik direktör’ tartışmasını getirdi. Büyük umutlarla A Ulusal Takım’ın başına ‘kurtarıcı’ olarak getirilen dünyaca ünlü çalıştırıcı Hiddink’in Ay Yıldızlıları son 4 maçta gol bile atamaması Hollandalının kredisini git gide düşürmeye başladı. Gerek özel gerekse de 2012 Avrupa Elemeleri maçlarında sergilenen kötü futbol, alınan başarısız sonuçlar soru işaretlerini de beraberinde getirdi. A2 Ulusal Takımı’nda yabancı bir teknik direktöre teslim edilmesi spor kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Hiddink’in vatandaşı eski futbolcu Hooijdonk’un A2 takımının başına geçmesi tartışmaları beraberinde getirdi. Futbolculuğu sonrasında teknik direktörlük kariyeri bulunmayan Hollandalı, A2 takımın çalıştırıcılığının yanı sıra Hooijdonk Avrupa’daki Türk futbolcuların takibi ve Ümit Ulusal Takım ile A Takım arasındaki koordinasyonun sağlanması gibi icraatlara da imza atacak. Özellikle alt yapıda Türk futbolunu iyi tanıması gereken bir teknik direktörün görev alması gerekirken Hooijdonk’un nasıl bir katkı yapacağı merak konusu. Türk Futbolunda büyük başarılara imza atmış Hami Mandıralı, Bülent Korkmaz, Hasan Şaş, Alpay, Feyyaz Uçar, Mehmet Özdilek gibi isimlere Ulusal takım bünyesinde görev vermeyen TFF’nİn ‘yabancı hayranlığı’ kötü gidişin en büyük göstergesi olarak göze çarpıyor. ‘BEKLEYİP GÖRECEĞİZ’ Bülent Korkmaz (Eski ulusal futbolcu): Türkiye’ye gelen yabancı oyuncu ya da teknik direktör Türk futboluna katkı sağlamalı. Hiddink milli takımın başına yeni geldi. Henüz onunla ilgili bir değerlendirme yapmak doğru olmaz. Çok deneyimli ve kariyerli bir teknik adam. İstikrar da uzun vadede gelir. Öncelikle Türk futbolundaki yabancı sayısını azaltmak gerekir. Türk oyuncuların kulüp takımlarında daha çok oynaması gerekir. Ancak bu şekilde milli takıma oyuncu yetişir. Milli takım teknik kadrosundaki yabancılaşma Türkiye Futbol Federasyonu’nun takdiridir. Bekleyip göreceğiz nasıl sonuç vereceğini. Adalı’dan ültimatom Siyah Beyazlılarda üç gün önce Schuster’le bir araya gelen ve takımın acilen toparlanması gerektiğini söyleyen Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı dün futbolcularla görüştü. Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri’nde oyuncularla toplantı yapan Adalı’nın, “Siz Türkiye’nin en iyi takımısınız. En kısa sürede toparlanmalısınız” dediği öğrenildi. Beşiktaş’ın iki önemli oyuncusu Hilbert ve Ernst, Alman spor dergisi Sport Bild’e birlikte röportaj verdi. Türkiye’deki yaşamı değerlendiren Ernst, “Tesislerde kendi odamız var. Ama antrenör sayısı çok fazla, bu da gereksiz. Trafiğe takılıp geç kalan oyuncunun durumu normal sayılıyor” dedi. Bu arada A.Gücü Kulübü Basın Sözcüsü Avni Kavlak, A.GücüBeşiktaş maçında sarı ve kırmızı kartla sindirilicekleri duyumunu aldıklarını söyledi. GOL ATAMAYAN TAKIM ÜZÜYOR Hasan Şaş (Eski ulusal futbolcu): Milli takım büyük bir kriz içinde. Futbolcu kardeşlerimizin hedefsizliğini anlamak gerçekten güç. Onları yönetenler de açıkçası aldıkları paralara bakıyor. Kimse geleceği düşünmüyor. Yıldız futbolcu yetişmemesi gerçekten büyük handikap. Gol atamayan bir milli takım bizi üzüyor. Gelecek adına endişeliyim. 12 önceki jenarasyon iyi işler yaptı ama onların temsilcisi bizler neredeyiz ona bakmak lazım. Milli takım altyapısında genel koordinatörlüklerde kimler var onlara bakmak lazım. Ben ve bizim jenarasyon Türk futbolcularının lig, kupa ve Avrupa başarıları var. Bizler görev almıyoruz Hooijdonk geliyor A2 Milli Takıma. Ne o, iki frikik golü atmış. Tabii bizi getirecek halleri yok! ÖZGENER’E SORMAK LAZIM Lemi Çelik (Eski ulusal futbolcu): Milli Takımlarda yabancı teknik direktörlerin görev almasını federasyon başkanı Mahmut Özgener’e sormak lazım. Hiddink’in gelecekle ilgili planları içerisinde teknik direktör yeteştirmek var mı bunu bilmiyoruz. Alt ve üst yapıda kendi deneyimini aktaracağı ve milli takımlara katkı sağlayacak teknik adamlar yetiştirmesi Türk futbolununa çok şey katar. Milli takımda futbolcular kendi mevkilerinde oynatılırsa başarı sağlanır. Kâzım’dan santrfor olmaz. Bunu denemek bile çok yanlış. Emre de ofansif yönü olan bir orta saha oyuncusu değil. Bu şekilde Emre’den verim alınamaz. G Ö R Ü Ş / ADNAN DİNÇER Hani Kulüpler Yasası? İnsan dinlemesini, anlamasını ve yorumlamasını iyi bilmeli. Çünkü mantık bunu işaret eder. Kötü örnek iyi sonuca giden yolun aydınlatıcısı değildir. Şu anda gelinen futbol anlayışımız, fanatizmin körüklenmesinden ve bu ortamda unutulan gerçeklerden ibarettir. Kimse gözünün içine bakıla bakıla aptal yerine konulmamalıdır. Ligin ilk yarısı bittiğinde kimse Trabzon’dan bu düşüşü beklemiyordu. Beşiktaş 17’de 17 yapacak bir takım kurduğunu sandı, F.Bahçe umutsuzdu. G.Saray olağanüstü sorunlar içinde boğuşuyordu, öyle de sayılır hâlâ. Herşey BeşiktaşKarabük maçında çok anormal gelişti. Hiçbir hakem böylesine kötü yönetim gösteremezdi. Oynanan karşılaşmalarda puan kaybeden şampiyonluk adayları kıyamet kopardılar. En çok da yöneticileri. Sanki birbirlerinden farkları varmış gibi! Açıklama ve icraatlar bunu net kanıtlıyor. Federasyon bu gerçekle başa çıkacak ağırlıkta değil. 2002’de zamanın başbakanına başvurup futbolcularının lisans parasını dahi ödeyemeyen ve maça çıkamama durumuna gelen çalıştırdığım Süper Lig takımına özel 4 maçlık izin aldığımda yönetim beni yalnız bırakmıştı. Çünkü vergi borçları nedeniyle yöneticilere yurtdışına çıkma yasağı gelince hepsi istifa etmişti. Peki yıllarca ödenmeyen ve ertelenerek faizleri ile 200 milyonu bulan borçlardan üç buçuk milyonla kurtulan kulüplerin sorumsuz harcamalarına kimse dur diyor mu? Birkaç yabancı futbolcu ve teknik adamdan vazgeçip borçlarını ödemeyenlere yapılan kıyak ne kadar konuşuldu haberiniz var mı? Gürültüyü daha çok hakkı yenenler değil baskın olanlar yapıyor. İki kırmızı kart, iki penaltılık karşılaşmada harcanan takımdan ziyade golü verilmeyen diğer takımın ortaya koyduğu ortamın adil değerlendirilmesi neredeyse tehdit alıyor. Çünkü kötü örnekler ve çirkin dedikodular medyada konuşulanlara karışan kızgınlıkların sesleri birbirine karışıyor. Futbol adaleti kalmadı. Herkes oyuna değil skora bakıyor. Tahrikçiler boş durmuyor. Saha kapatma, maç ve hakem cezaları yetersiz. Stadlar savaş meydanı. Ellerindeki şişeyi küçük çocuğa atarak yaşamını tehlikeye sokanlar iş başında. Hani kulüpler yasası? Futbol bilek güreşi değil ama öyle sananlar var. Bu sesler artık can yakıyor. Ulusal takımı yönetenler yurtdışındaki gençlerimizi tarayarak yeni oluşum için çalışıyorlar. Eğitim göstermelik olarak var, hem de tüm teknolojik ve ekonomik desteklerle. Ama işler adam kayırılarak dağıtıldığından herkes öğrenmeye değil adamını bulmaya çalışıyor. Futbolu yöneten başımızdakiler sadece hakem hatalarına indirgenen bir uyanıklıkla kavga ediyorlar. Hojidonk da görevi kaptı. Geçmişte 5 veya 8 attığımız Kore bize ülkemizde kafa tutarken ligde dokunulmazlığı olan kaptanımız oyun dışı kalıp takımını 10 kişi bırakıyor. Bizden de üç maymunu oynamayı bekliyorlar! SarıLacivertliler’in yıldız futbolcusu ‘kaleci olsaydım şimdi buralarda yoktum’ diyor ‘Gönül’den Fenerbahçe’li HİLMİ TÜRKAY Türk futbolunda yetişen yıldızların sayısı azdır. Bunu kimse inkâr edemez. Son yıllardaki aşırı yabancı hastalığımız futbolumuza renk kattığı kadar maalesef yıldızların yetişmesini ister istemez engelliyor. F.Bahçeli Gökhan Gönül ender yetişen yıldızlarımızdan birisi. Futbol yaşamı maceralarla dolu Gökhan Gönül’ün... Mahalle aralarında ‘taştan kale’ yaparak oynadıkları maçlarla futbola merhaba demiş. Demiş demesine ama ayağına giydiği yırtık bez ayakkabıyla plastik topa vuruyormuş. Durumları yokmuş o zaman için. Evde dört nüfus. Baba Ahmet Gönül çalışıyor, anne ve üç çocuk evde. Kazanılan para ancak ekmeğe zeytine peynire gidiyormuş. Samsun’da başlayan hayat mücadelesi 7 yaşına kadar sürmüş, sonra Bursa’ya geçmişler. Burada okula başlamış. Okul takımına girmiş. Ortaokula geldiğinde okuduğu okuldan daha iyi olan okula gitmiş. Ancak eski okulun müdür yardımcısı yanına takımınına gönderilmiş 15 arkadaşıyla gelerek 100 adet tarihsiz izin birlikte. Neredeyse babaları yaşındaki kâğıdını önüne sürmüş “İstediğin insanlarla top oynamışlar zaman gel, istediğin zaman burada Yeri gelmiş gelme ama bize dön” demiş. Gökhan eski yuvasına dönmüş. tehtit Futbol hikâyesi çok uzun. En iyisi edilmişler, özetleyeyim. otelde Bursa Yolspor futbola başladığı ilk uyurken kulüp. Önce kaleci yapmışlar, daha balkonlarına taş, sonra bir gün seçmelerde ikiüç kaleci patlayıcı torpil atmışlar. Ama şampiyonlukları sıraya girince görevli Gökhan’ı engellenememiş. Sonra ortaya kaydırmış. Bakmış ortada yeniden G.Birliği’ne dönüş daha iyi, “Sen futbol oyna, yapmış. kaleciliği unut” demiş. 2007 Gökhan’ın hedefini İmkân olmadığından idmanlara açıkladığı yıl olmuş. Önce gidiş 10 km yol katediyormuş. Ancak nişan sonra da üç babası okumasından yana olduğundan büyüklerden birisi. idmanlara gizlisaklı gidiyormuş. Kendisiyle yakından G.Saray altyapısına çağrılmış. ilgilenen Cem Onuk Ancak kasığından ameliyat Gökhan’a müjdeli haberi olduğundan sadece bir hafta vermiş. “F.Bahçe’ye kadar idmanlara çıkabilmiş. 14 gidiyorsun”. İnanamamış. yaşında G.Birliği’ne geçmiş. Önce GÖKHAN GÖNÜL PSV Eindhoven maçı PAF’ta oynamış, sonra ‘ASAŞ’ Zico’nun Gökhan’a şans verdiği ilk maç. Kaleci Volkan, Önder Turacı’ya takılmış, “Dikkat et Gökhan geliyor” diye. Gökhan başlarda korkmuş ama sonra vay tutabilene. ‘G.Saray’a gol atmayan F.Bahçeli olamaz’ sloganını kısa sürede öğrenen Gökhan kupa maçında G.Saray’a attığı golle ‘gerçek Fenerli’ olmuş ama o maçı G.Saray kazandığından Gökhan mutlu olamamış. Chelsea unutamadığı maç. Dakika 83 Uğur’un ortasına vurmuş ama gol olmamıştı. Kalecinin hamlesi vardı topa, belki o gol olsa F.Bahçe yarı finale yükselecekti. Hâlâ Gökhan bu maçı unutamıyor. Kendine koyduğu hedeflerinin yüzde 99’unu gerçekleştirmiş Gökhan Gönül. Avrupa’ya gitmeyi şimdilik hiç düşünmüyor.Ve diyor ki; “Şu an en büyük hedefimin içindeyim” Evet Gökhan’ın futbol hikâyesi böyle. G.Saray’da kalmadığı için mutlu, sakatlıktan kurtulduğu için de... Şimdi eski günlerine döndü. F.Bahçeli olanı da, olmayanı da büyük keyifle onu izliyor. Aynen bizler de... C MY B C MY B