19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y B B B B Y 12 10 15 11 13 10 13 16 15 14 14 13 11 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B Y B B B B B B K B B 12 12 7 16 17 16 9 14 10 9 2 2 2 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki B Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin K Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 1 4 3 4 5 4 8 4 6 2 8 13 6 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB Y Y PB Y K PB A PB PB B PB B 10 6 16 19 8 3 6 0 7 1 5 19 16 Ülkemizin geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı ile Bolu, Düzce, Zonguldak ve Hakkâri çevreleri, akşam saatlerinden sonra Doğu Akdeniz, İç Anadolu’nun doğusu ile Karabük, Bartın, Kastamonu, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Çorum ve Karaman çevrelerinin yağışlı geçmesi bekleniyor. Yağışlar; kıyı Ege’de kuvvetli olmak üzere genellikle yağmur ve sağanak şeklinde olması bekleniyor. 18 ARALIK 2011 PAZAR TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Aralık GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Çankaya’daki AKP’linin görev süresi 5 mi, 7 yıl mı? İktidar bir türlü karar veremedi. Yumurta kapıya dayandı. AKP’nin hangi tarihte karar kılacağını içeren çeşitli senaryolar açıklanırken ilginç bir görüşme dikkatten kaçtı. Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in geçmiş olsun dileğinde bulunmak için Başbakanlık’ta RTE’yi ziyaretinden sonra AKP çevrelerinde 7 yıla yatkın görüşler ağırlık kazanmaya başladı. Bu ziyaretten önce Cumhurbaşkanı’nın görev süresini saptamaya Meclis Başkanı’nın yetkili olamayacağını açıklayan Cemil Çiçek; RTE’ye sorunu TBMM’nin çözmesindeki zorunluluğu dile getirdi ve sonra: Hükümet sözcüsü Bülent Arınç; önceki gün yaptığı açıklamada, Çankaya’daki AKP’linin görev süresini belirleyecek yasanın ocak ayında Meclis’e gönderileceğini duyurdu. Çankaya’daki AKP’li ile 15 santim topuklu ayakkabıya meraklı, baştan aşağı kapalı giysiler seçmekten sosyal, toplumsal faaliyetlere katılamayan, first lady sıfatını fevkalade benimseyen eşi Hayrünnisa Hanım’ın rahat nefes almalarını sağladı. ??? Çankaya’dakinin iki yıl daha görevde kalması RTE’nin cumhurbaşkanlığını iki yıl erteliyor. Bu sonuç kuşku yok RTE’nin liderlikten ayrılmasıyla partinin geleceğinden kuşku ve kaygı duyan AKP’lileri sevindirdi. Açıkça ifade etmiyorlar ama başka çevreler; “gayri memnun”. Zira, şike yasasında görülen kırılmanın, RTE’siz AKP’de daha da derinleşeceği, hatta AKP’yi tek başına iktidardan edeceği beklentilerini soğutuyor. RTE’nin şu veya bu nedenle fiili siyasetten çekilmesine umut bağlayanları izleyenler, siyasetin acımasızlığına bir kez daha tanık oluyorlar. ??? Tabii RTE’nin Çankaya’ya çıkması olasılığına dayalı, siyasal yaşama, partilerin oy yüzdelerine olumlu yansıyacağını öngören varsayımların CHP’de de konuşulur olduğu söylenemez. İl Genel Meclisi üyeleri toplantısında konuşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu; böylesi olasılıkların gerçekleşmesiyle değil, “partide birlik ve beraberliği sağlayarak CHP’nin iktidara yürüyeceğini” açıkladı. Ne ki, aba altından kime sopa gösterdiğine açıklık getirmeyen, tartışmaya kapıyı aralayan bir saptama yaptı Kılıçdaroğlu: “Küçük hesaplarla, parti içi kavgalarla yola çıkanlar, yollarını bizden ayırsın” dedi. Kimlere yönelik bu saptama? Acaba, genel merkezi, genel başkanın izlediği politikaları eleştirenlere mi? “Yeni” CHP’nin, partinin geleneksel çizgisinden ayrıldığını eleştirenlere bir çağrı mı? Oysa partide birlik ve beraberliği sağlamaktan söz eden genel başkanın üzerine düşen görevler var. Öncelikle CHP gibi köklü bir partinin devrimci çizgisine yan çizenleri; örneğin kimi yerde BDP koşutunda açıklamalar yapan Tanrıkulu Sezgin gibi, son günlerde dillendirilen Dersim katliamının sorumlularının başında Cumhuriyetin ve partinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün olduğunu söyleyen (üstelik çağrı üzerine sonradan CHP’li) Hüseyin Aygün’ü… … CHP’nin temel ilkelerinde birlik ve beraberliğe davet etmeli. Parti yönetimini eleştirenlerin davranışlarını kavga diye niteliyorsa genel başkan; önce partinin temel ilkelere aykırı çeşitli sorunlara kayıtsız kalmasından kaynaklanan kaygılara da zamanında karşı çıkmalı... Örneğin eğitim çağındaki çocukları Arapçayı öğrenmeye zorlayan uygulamalara, 3 yaşında bebeklere Kuran kurslarına!.. ??? Bir başka temel görevi daha yerine getirmesi gerekiyor Kılıçdaroğlu’nun. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kılıçdaroğlu’nun Dersimli Kürt ve Alevi bir ailenin çocuğu olmasına karşın Türkmen olduğunu söylemesini eleştirdi. Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı Çelik’i: “Gitsin araştırsın. Dedem Seyit Mahmut Hayrani’dir. Biz Horasan’dan gelmiş bir Türkmen boyuna mensubuz. Türkmen boyundan geliyorlar, Kürt değiller.” (Fikret Bila 3.1.2011Milliyet) Kürt mü, Türkmen mi? Bu bilmeceyi çözmesi gerekiyor! Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık görevinden ayrılması halinde iktidar partisinde yaşanabilecekleri sorgulayan ilk kamuoyu araştırmasını duyurduğumuz için başımıza gelmeyen kalmadı. Meslektaşlarımızın çoğu gazetemize atıfla bu bulgular ışığında geleceğe dönük analizler yaparken Güngör Mengi bunun “masa başı” üretilmiş olduğu iddiasından hareketle, arkasında “topluma korku salarak Erdoğan’ın başta kalmasını sağlayacak başkanlık sistemini empoze etme” niyeti olduğunu ileri sürdü. Fehmi Koru ise Taha Kıvanç köşesinde, yazının “AK Parti’ye sempatiyle bakmayan bir gazetenin Ankara Temsilcisi” tarafından yazıldığını özel olarak vurgulama ihtiyacı hissederken haberin “iktidar partisi içinde ayrışma beklentisi” ile yazıldığı imasında bulundu. Çalışmanın tamamına erişme beklentisiyle o gün kaynak belirtmemiş olmam da bu değerlendirmelere zemin hazırlamış olabilir. ??? Araştırmayı yaptıran Amerikan Uluslararası Cumhuriyetçi ‘Erdoğan Giderse’ Anketi AKP’ye Sunuldu ler Enstitüsü’nün (International Republican Institute IRI) ve Türkiye’nin 12 bölgesinde 2013 denek ile anketi yapan İstanbul merkezli Infakto Araştırma Şirketi’nin, Mengi ve Koru’nun ileri sürdüğü niyetlerle mi hareket ettiklerini bilemem. Ancak “masa başı” ve “AKP’yi ayrıştırma beklentisi” gibi iddialardan rahatsız olanların başında Infakto’nun geldiğine eminim. Her biri Türkiye’nin gündemini sarsan “Türkiye’de Muhafazakârlık” ve “Avrupa Şüpheciliği” (Boğaziçi Üniversitesi’yle), “Sosyal Eşitsizlik” ve “Dini Değerler” (Sabancı Üniversitesi’yle), “Türkiye’de Milliyetçilik” (Bilgi Üniversitesi) ve “Türkiye’de Gönüllülük” (Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile) araştırmalarında onların imzası var. Müşterileri arasında kamu kesiminden Sağlık Bakanlığı, İŞKUR ve Kızılay da yer alıyor. Boğaziçili yöneticilerden Güçlü Atılgan, IRI adına son bir yılda Türkiye çapında benzer 5 kamuoyu yoklaması yaptıklarını söyledi. Bölge, şehir ve mahalle örneklemleri Türkiye’yi yansıtan ölçüde seçilmiş. 528 Ekim arasında gerçekleştirilen son ankete konacak sorular ise Eylül ayında belirlenmiş. Yani “Erdoğan sonrasında AKP’ye oy verir misiniz?” ve “AKP’nin başında kimi görmek istersiniz?” soruları, daha Başbakan’ın sağlık durumu henüz Türkiye’nin gündemine girmemişken hazırlanmış. ??? “Erdoğan sonrası AKP” sorusunun yanıtını meğer sadece biz gazeteciler merak etmiyormuşuz. Muhalefet partileri CHP ve MHP’nin üst düzey yöneticilerine daha öncekilerde olduğu gibi bu araştırmanın da tam metni sunulmuş geçen hafta. Cumhuriyet’te de yayımlanan bazı bulgular CHP’lileri memnun etmemiş olabilir. Ankara’da bir yere daha ulaştı araştırmanın bulguları: AKP Genel Merkezi’ne. Genel başkan yardımcılarından birine kapsamlı brifing verildiğini işittim. Başbakan Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 7 yıl olduğunu nihayet açıklamasından üç gün önce! Erdoğan, Köşk’e 2014’te çıkmak istediğini açıkladı. Cumhuriyet’in yayınından iki hafta sonra da olsa, artık tüm Türkiye aynı soruya yanıt arıyor. Yerini kim dolduracak? GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY DİNDARLAR ÜZERİNDE DENİZ FENERİ ETKİSİ AKP’ye ilişkin bölümleri çok tartışılan araştırmanın diğer önemli sonuçlarını da vurgulamakta yarar var: Halkın çoğunluğu kendini “dindar” olarak tanımlarken İslami derneklerin kontrol altında tutulmasını istiyor. Bu güvensizlikte Deniz Feneri gibi skandalların dindar kesimde bıraktığı derin izin rolü olduğu düşüncesindeyim. Referandum ve seçim sürecinde azalan güvenlik kaygıları, hazirandan bu yana olağanüstü artmış durumda. PKK ile müzakerelere karşı olan Türk halkı, meselenin temelinde sosyoekonomik sorunlar ve dış müdahaleler yattığı düşüncesinde. Halk başkanlık sistemine karşı ama yeni anayasayı istiyor. Öncelikleri de özgürlükler ve şeffaf yargı. Ergenekon davalarına yönelik şüpheler artmış durumda. IRI’YI MERAK EDENLER İÇİN... Amerikan sivil toplum örgütü IRI, 1983’te kuruldu. Türkiye de dahil 75 ülkede programlar yürütüyor. Amacını “dünyada özgürlük ve demokrasinin ilerlemesine; siyasi partiler, sivil kurumlar, serbest seçimler, iyi yönetişim ve hukuk devletinin gelişmesi ile katkı sağlamak” olarak tanıtıyor. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Cumhuriyetçilerin önde gelen isimlerinden John McCain yapıyor ama IRI’nın hiçbir parti ile organik bağı bulunmuyor. Mali kaynakları Amerikan Dışişleri Bakanlığı, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), Ulusal Demokrasi Vakfı ve özel bağışlardan geliyor. Şebiarus gecesine CHP lideri Kılıçdaroğlu ile çok sayıda bakan katıldı Mevlana buluşturdu BARIŞ YAMAN KONYA Mevlana’nın 738. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri Şebi Arus gecesi ile sona erdi. Mevlana Kültür Merkezi’de düzenlenen töreni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davuoğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Ürdün Başbakanı Avn El Hasavne, ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, 15 Afrika ülkesinden bakanlar ve çok sayıda yerli ve yabancı misafir katıldı. Davutoğlu, “Aslında her an CHP lideri Kılıçdaroğlu gecede bir konuşma yaptı. Şebi Arus’u yaşayarak dünyevi işleri yapıyor olsak belki de çok daha farklı bir dünyaya sahip olacağız” diye konuştu. Davutoğlu, bu yıl törenlere katılamayan Başbakan Tayyip Erdoğan’a da acil şifalar diledi. Daha sonra kürsüye gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise Mevlana’nın yaşadığı ve yattığı yer olduğu için Konya’yı “şan ve şerefi yüksek bir şehir” olarak niteleyerek, Mevlana’nın ruhaniyetinin Konya’nın manevi iklimini beslemeye devam ettiğini kaydetti. Mevlana’yı, eserlerini ve mesajlarını evrensel hale getirenin İslam dini olduğunu vur gulayan Kılıçdaroğlu, Mevlana’nın bir deha olduğunu, aksi takdirde ilahi hakikati bu kadar yüksek bir sanat ve estetikle ifade edemeyeceğini söyledi. “Mevlana gibi bir değere sahip olmak ile olmamak arasındaki fark, gündüz ile gecenin farkı gibidir” diyen Kılıçdaroğlu, Mevlana’nın insanlığa adeta bir insan olma kılavuzu hediye ettiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Mevlana bugün de birlik ve beraberliğimizin çimentosu olmaya devam etmektedir” dedi. En son kürsüye gelen Arınç’ı konuşmasını uzatması nedeniyle salondaki misafirler alkışlarla protesto etti. Program sema ayinini ardından sona erdi. değerlendirmek için dünyanın tek kutuplu hale geldiği 1991’i kısaca anımsatmak gerekiyor. Aralık 1991’de kutbun bir ucu olan Sovyetler Birliği’nin kansız ama çok tozlu bir biçimde çökmesinin ardından, AB ile ABD arasında Moskova’nın kapsama alanı içindeki topraklarda etkin olma yarışı başladı. ABD’nin başlıca kozu NATO idi, AB’nin ise genişleme. NATO hızla büyüdü, 15 üyeden 25’e çıktı. AB de kendi hantallığı içinde çok hızlı yol aldı. Sovyetler çöktüğünde 15 üyeli olan AB, tüm Doğu Avrupa’yı içine alıp 27’ye çıktı. Yine bu süreçte ortak para birimine geçti. Ancak 27 üyeden sadece 17’si kendi para biriminden vazgeçip Avro’yu seçti. Bugünkü zorlanmanın kökeninde büyük ölçüde 1991 sonrası, hesabının çok iyi yapılmadığı anlaşılan genişleme var. ??? AB bütünlüğü içinde hesabın iyi yapılmadığını söylesek bile, başı çeken ülkelerin gelişmelerden payını alarak yola devam ettiğini görüyoruz. 20. yüzyıldaki iki dünya savaşının da kökeninde Almanya’nın kendine biçtiği rolleri yaşama geçirme arayışı var. Büyük devletler tarihi hedeflerinden hiç vazgeçmediği için kuşaklar değişse bile hedefe ulaşma çabası devam eder. O yüzden de tarih tekerrür ediyormuş gibi görünür. Almanya belki de savaşlarla yapamadığını ekonomi ile yapacak. Ancak bu süreçten AB’nin “yeni” mi yoksa “yenik” mi çıkacağı henüz belli değil. ??? Türkiye’nin AB ile ilişkilerini AKP hükümeti çerçevesinde ele alırsak... AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den 2005’e kadar sürdürülen AB politikası ne kadar abartılı ise bugünkü de o kadar sığ. Elbette AKP’nin kendi iktidarını güçlendirme politikası çerçevesinde her iki yaklaşımın da getirileri vardır. Ancak Türkiye’nin genel çıkarları açısından baktığımızda tablo bu. Görünen o ki, önümüzdeki dönemin tartışma konularından biri AB ile ilişkilerimiz olacak. Dileğimiz, çanak tutmakla kafa tutmak arasında üçüncü bir yolun açılabilmesi. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin kurucusu. Türkiye, 300’e yakın Avrupa kurumunun eşit katılımlı üyesi. Bunlar AKP kurulmadan çook önce yaşama geçmişti. En popüler konudan, futboldan örnek verelim. Şike tartışmalarında dananın kuyruğu Avrupa kupalarındaki temsilde çıkmadı mı? Aslında AB’ye tam üyelik süreciyle Avrupa ile ilişkiler aynı şey değil. AKP hükümetinin pek çok konuda yarattığı kafa karışıklığı burada da yaşanıyor. Türkiye, coğrafyası gereği dünya ile komşu bir ülke. Bu durum bizi köprü de yapabilir merkez de yapabilir. Atatürk’ün temellerini attığı politika daha çok merkez olma hedefine yönelikti. Doğu’da Kâbil’e kadar uzanan Sadabad Paktı’nın Batı’da Zagreb’e kadar uzanan Balkan Paktı’nın tarifi buydu. Ne var ki AKP’yi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu tür birikimleri ilgilendirmiyor. PKK tuzağı son anda fark edildi ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Dicle ilçesinde PKK’li teröristler tarafından yol kenarına tuzaklanmış 90 kilogram A 4 tipi patlayıcı bomba düzeneği, askerler tarafından fark edilerek faciadan dönüldü. Patlayıcının kontrollü patlatılması sırasında karayolunda 1.5 metre derinliğinde, 4 metre genişliğinde çukur oluştu. 8 PKK’linin cesedi otopside Adli Tıp Kurumu’ndan hafta içinde bir açıklama yapılması bekleniyor ? Yurt Haberleri Servisi Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde öldürülen 3 PKK’linincep telefonundan gelen sinyal üzerine operasyon başlatıldı. Görese Dağı eteklerinde 4 mağara girişinde hareket tespit edilmesi üzerine düzenlenen operasyonda 50 PKK’linin çembere alındığı bildirildi. Mağarada 50 PKK’li sıkıştırıldı Ses bombası elinde patladı ? AĞRI (Cumhuriyet) Doğubayazıt İlçesi’nde BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın katıldığı mitingin ardından 50 kişilik grup Doğubayazıt Emniyet Müdürlüğü’ne yürüyüşe geçti. Gruptan bir kişi, Emniyet Müdürlüğü’ne ses bombası atmak istedi. Çivilerle güçlendirilmiş bombanın elinde patlaması sonucu yaralanan genç, tedavi altına alındı. ? HAKKÂRİ (Cumhuriyet) BDP’nin, Hakkâri’de düzenlediği yürüyüşten sonra mahalle aralarında olaylar çıktı. Yola barikat kuran göstericilerli polis gaz bombası ve tazyikli suyla dağıtmaya çalıştı. Şırnak’ta da KCK’ye yönelik operasyon düzenlendi. 20 kişi gözaltına alındı. Polisi şehit edenler tutuklandı ADNAN AVUKA / MAHMUT ORAL Akgünel’i uğurladık İstanbul Haber Servisi Gazetemizin eski çalışanlarından gazeteci Adnan Akgünel dün son yolculuğuna uğurlandı. Akgünel, Ataköy 5. Kısım Camisi’nde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Büyükçekmece Eski Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine ailesi, yakınları, eski ve yeni Cumhuriyet çalışanları, ve Akgünel’in gazeteci dostları katıldı. Gazeteci Ali Sirmen, “Adnan gazeteci olarak çok çalışkan ve özverili bir insandı. Dost olarak da candan bir dosttu. Onu gerçekten arayacağız” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, eski İçişleri Bakanı Yurt Partisi Genel Başkanı Saadettin Tantan yakınlarına başsağlığı diledi. MARDİN / DİYARBAKIR Mardin’in Nusaybin ilçesinde geçen ay Astsubay Oktay Aydoğan ile polis memuru Rıfat Ün’ün şehit edildiği PKK saldırısına katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 4 şüpheli tutuklandı. Mardin polisi saldırıda kullanılan çalıntı araç ile eylemi gerçekleştirdikleri tespit edilen B.T. ve M.L.E’yi geçen 26 Kasım’da, D.D’yi ise 2 Aralık tarihinde yakaladı. Saldırıdan sonra kaçan S.D. ise 13 Aralık’ta İstanbul’da düzenlenen operasyonla yakalandı. Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorguları tamamlanan 4 şüpheli sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklandı. İstanbul Haber Servisi Bingöl’de terör örgütü PKK’ye yönelik operasyonda öldürülen 5’i kadın 8 teröristin cesedi otopsi için İstanbul’a getirildi. Bingöl’ün Yayladere kırsalında bir eve yapılan operasyonda öldürülen 5’i kadın 8 teröristin cesedi otopsi yapılmak üzere İstanbul’a getirildi. Elazığ Belediyesi’ne ait bir cenaze aracıyla karayoluyla İstanbul’a getirilen 8 teröristin cesedi, dün öğlen saat 14.00 sıralarında İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı morguna teslim edildi. Cesetlerin getirilmesi nedeniyle tüm adli tıp uzmanlarının aranarak kuruma çağırıldığı ve tüm izinlerin iptal edildiği öğrenilrdi. Hakkâri’de olaylar çıktı Geniş güvenlik önlemi Cesetlerin getirildiği saatlerde polis Adli Tıp Kurumu çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Çok sayıda sivil polis ve Çevik Kuvvet ekibinin güvenlik önlemi aldığı görüldü. Otopsinin normal şartlarda gerçekleştirileceği, ardından da konu ile ilgili hafta içinde açıklama yapılacağı belirtildi. Kızını eylemciler arasından aldı ? EDİRNE (Cumhuriyet) Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 3. sınıfta okuyan kızı Gamze Y’nin Kocaeli’de oturan babası Özcan Y, kızının da aralarında bulunduğu bir grubun açlık grevi eylemi yaptığı haberleri üzerine Edirne’ye geldi. Baba, kızı Gamze Y’yi eylemciler arasından alarak uzaklaştı. Güvenlik güçleri, gruptan 6 kişiyi gözaltına aldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle