23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 2011 PAZAR CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ FRANSA FITCH’E KIZGIN Fransa Maliye Bakanı François Baroin, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in ülkenin kredi not görünümünü “negatif”e indirmesine ilişkin “Hükümet, kararı not etti” dedi. Baroin açıklamasında hükümetin, kamu borcunun azaltılması, istihdam, rekabet ve büyümenin desteklenmesi konusundaki çabalarını sürdürmeye kararlı olduğunu vurguladı. Fitch önceki akşam Fransa’nın “AAA” olan uzun vadeli kredi not görünümünü ‘durağan’dan ‘negatif’e çevirmişti. 11 MOODY’S, BELÇİKA’NIN NOTUNU DÜŞÜRDÜ Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Belçika’nın ‘Aa1’ olan uzun vadeli kredi notunu ‘Aa3’e çekti, kredi not görünümü ise “negatif” olarak belirledi. Açıklamada, Avro Bölgesi’ne üye ülkeler için finansman koşullarının kötüleşmesi, Belçika’nın ekonomik büyümesi önündeki riskler ve aralarında FransaBelçika ortaklığı Dexia bankasının da yer aldığı bazı bankaların kurtarılması konusunda ortaya çıkacak bütçe maliyetlerinin etkili olduğu vurgulandı. YUNANİSTAN’DA GREVE DEVAM Yunanistan’da, reformlar çerçevesinde tasarruf amacıyla devlete ait bazı basın kurumlarının birleştirilmesine ve işten çıkarılmalara itiraz ederek üç gündür grevde bulunan resmi haber ajansı AMNA ve devlete ait radyo televizyon kurumu ERT çalışanları greve devam kararı aldı. Grev nedeniyle ERT’nin tüm televizyon ve radyolarında haber içerikli programlar yayınlanmıyor, AMNA da haber geçmiyor ve internet sitesini yenilemiyor. Çalışanlar, gazetecilerin devlet memuru olmasına da karşı çıkıyor. CHP’nin Toparlanması CHP dağınık, etkisiz, zemin ve zaman yitiriyor. Birçok kafada CHP 2011 yılında aldığı oyu dahi alabilir mi sorusu oluşuyor. CHP’nin oyunu arttırabilmesi için, ciddi bir alternatif olduğu, sorunları çözebileceği, Cumhuriyetin tüm kazanımlarını koruyacağı, sola dönük antiemperyalist bir politika izleyeceği konusunda vatandaşa güven vermesi gerekiyor. AKP’nin oy oranının yükselmesi, önemli ölçüde CHP’nin başarısızlığından kaynaklanıyor. “Niçin CHP’ye oy vereyim?”, CHP ile ne değişir ki sorularına ikna edici yanıtlar verilmesi gerekir. Türkiye kaygan bir zeminde emperyal ülkelerin şekillendirdiği bir ılımlı İslam devlet yapısına hızla ilerliyor. Emperyal ülkelerin Ortadoğu’da İslam ülkeleri içindeki ortağı haline geliyor. Bu gidiş, Cumhuriyetin kazanımlarının yok edilmesine, Türkiye’nin sıradan ılımlı İslam ülkesi haline gelmesine karşı kaygı duyan vatandaşlarda tepki doğuruyor. CHP, bu tepkiyi kanalize etmek yerine, yerli yersiz polemiklere girişiyor, eleştirilerinde bile tutarlılık sağlayamıyor. ??? Bir partiyi yaşatan ilkeleri, idealleri, izleyeceği politikaların geçerliliği, tutarlılığıdır. CHP günümüze kadar gelmiş ise bugünkü yöneticilerinin herhalde katkısı olmamıştır. Ülkede Cumhuriyeti, altı oku benimsemiş, Atatürk’ün önder olarak izlenmesi gerektiğine bilinçli olarak inanmış vatandaşların varlığı sayesinde parti çeşitli badireleri, tehlikeleri atlatmıştır. İktidardan düştükten sonra kapatılmaya kalkışılmış, mallarına el konulmuş, mallar müsadere edilmiş, 1971 askeri harekâtından en fazla etkilenen parti olmuş, 1980 sonrası kapatılmış, yine de varlığını korumuştur. Parti, İsmet İnönü, Bülent Ecevit gibi efsane liderlerini kaybetmesine karşın varlığını yitirmemiştir. Parti yöneticilerinin bu gerçekleri görerek, politika belirlemeleri, çözüm yolları üretmeleri gerekir. “CHP’ye oy verecek vatandaş sayısı sınırlı, sağa açılarak oy oranını arttırırım” fantezisi CHP’ye oy kazandırmamış, belki oy yitirmesine neden olmuştur. 2002, 2007 ve 2011 seçimlerinde AKP gibi bir parti karşısında ağır seçim yenilgilerine uğratılmıştır. Vatandaş, solcu, antiemperyalist, devrimci niteliği törpülenmiş, AKP benzeri bir CHP’ye niçin oy vereyim diye duraksamıştı. ??? Vitrin süslüyoruz diye, büyük kentlerde liste başına oturtulan kişiler, partiye bir canlılık kazandırmamış, belki bazı çelişkilere yol açmış; kısa bir süre içinde vitrin süsü kişilerinin çoğu partiden ayrılmışlardır. 2011 seçim öncesi bazı kişilerin partinin isminin başına “yeni” sözcüğünü eklemeye kalkışmaları özür dileyerek bu sözcüğü kullanıyorum densizliği partiye güveni sarsmıştır. Parti, programını açıklayacağı, izleyeceği politikaları anlatacağına, gereksiz sayılabilecek konularda AKP ile, AKP lideri ile giriştiği polemiklerle vakit yitirmektedir. CHP, ne yapmalıyız sorusunun yanıtı aramalıdır. Bir partiyi yaşatan program ve ilkeleri, idealleri olduğuna göre bunların vatandaşlara anlatılması, tutarlı bir şekilde savunulması gerekir. Sorunların, özellikle kamuda kaliteli, düzgün insan istihdamı, işsizlik, sınayileşme, ekonomik kalkınma, cari işlemlerin, bütçe açıklarının giderilmesi konularında nasıl politikalar izleneceğinin anlatılması gerekir. Kitle partisi olmak, eğilimi, rengi ayrı her kesimden oy almak anlamına gelmez. Parti ideallerini, ilkelerini benimsemiş kişilerden oy almak anlamını taşır. ??? Parti ilkelerini benimsemiş beyaz yakalılardan, mavi yakalılardan, işadamlarından, daha geniş bir anlatımla hem emekçilerden hem de sermayeden oy almak anlamına gelir. Türkiye’de yalnız bir kesimde değil, her kesimde laikliği, Cumhuriyeti benimsemiş, bağımsız, özgür Türkiye özlemini duyan kişiler vardır; CHP’nin yönelmesi gereken bu kitledir. CHP, neoliberal politikalar, küreselleşme, emperyal güçlerle ilişkiler konusunda açık ve tutarlı olmalıdır. Yalpalayarak bir yere varılamaz. CHP haklı ve belli konulardaki eleştirilerini yoğunlaştırmalıdır. Son günlerde Kılıçdaroğlu’nun yargıya yönettiği eleştiriler, dile getirdiği acı gerçekler taraftar bulmuş; bir araştırmam yok ama CHP’ye destek sağlamıştır. Yargının, kolluk güçlerinin belli bir partinin hatta cemaattarikat güdümüne girmesi, kişilerin özgürlüğü kadar ülkelenin geleceği, bütünlüğü açısından da tehlikelidir. Günümüzde kurulmak istenen düzene karşı olanlar kendini güven içinde hissetmemektedir. Evine, işyerine bırakılan kasetle, bir bilgisayar kaydı ile sayın muhbir vatandaşın bir ihbar mektubu ile gözaltına alınma, tutuklanma, olağan bir uygulama haline gelmektedir. Türkiye’nin bağımsız, güvenilir yargıya ve Emniyet’e her zamankinden daha fazla gereksinimi vardır. Bu gereksinim ekonomik konularda da önceliklidir. Ayrılan bütçe yetersiz kalsa da şirketlerin inovasyonla markalaşması, Türkiye’nin ihracat gelirini iki kat arttırdı Tasarlayan kazanıyor ? Son 10 yılda 43 teknopark, 100’ün üzerinde tasarım okulu kurarak her yıl 5 binin üzerinde tasarımcı yetiştiren Türk sanayicisi, ürettiği katma değeri daha yüksek ürünler sayesinde ekonomik iyileşmede en büyük koz olan ihracatı her dönem arttırmayı başardı. MURAT GÜLDEREN HER HAFTA BİR YARIŞMA Türkiye’de halı, mobilya, otomotiv, beyaz eşya, teknoloji, tekstil, mücevher gibi hemen her alanda neredeyse 15 günde bir tasarım yarışması düzenleniyor. Dereceye giren yarışmacılar çeşitli para ödüllerinin dışında yurtdışı inovasyon fuarlarına da katılma hakkı elde ediyorlar. Modadan endüstriye, halıdan mobilyaya, mücevherden mimariye kadar her alanda tasarıma odaklanan sanayiciler, ekonominin lokomotifi olarak görülen ihracatı son 10 yılda iki kat arttırdı. Son üç yılda 5 milyar TL’nin üzerinde ArGe harcaması yapılan Türkiye’de 2023 için dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefleri de bu sayede sıkça telaffuz edilmeye başlandı. 90’a yakın sanayi kuruluşunun ARGE merkezi belgesine sahip olduğu Türkiye’de bu birimlerde çalışanların sayısı da 15 bine yaklaştı. Son 10 yılda 43 teknopark kurulan Türkiye, tasarım başvurularında AB üçüncülüğüne kadar yükseldi. Yine de ayrılan sadece yüzde 0.87. Bu rakam Japonya’da yüzde 3.12’ye denk gelirken AB’de yaklaşık yüzde 2, ABD’de ise yaklaşık yüzde 2.5 olarak kayda geçiyor. Her yıl neredeyse tüm alanlarda düzenlenen 100’ün üzerinde tasarım yarışmasında genç beyinlere ödül olarak 5 milyon TL’nin üzerinde teşvik ücreti ödenirken aynı zamanda dünya moda merkezlerinde de eğitim kapıları açılıyor. Dünya ekonomisinde söz sahibi olmanın yolunun inovasyondan geçtiğini anlatan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi “Türkiye bu alanda son 10 yılda ciddi bir tasarım ve markalaşma atağına geçti. Kazanımlarımızın üzerine ‘büyük bir sıçrayış’ yapma ihtiyacımız var. Sıçramayı ancak üretim yapımızı değiştirerek ve katma değeri arttırarak yapabiliriz. ARGE ve tasarım olmadan ticaret açığımızı ve dolayısıyla cari açığımızı kapatamayacağımızın farkındayız” dedi. TİM olarak, ‘Değişimi gerçekleştirmek geleceği tasarlamaktır’ vizyonu ile 2023 Türkiye ihracat stratejisi belgesini hazırladıklarını anlattı. İstanbul yatırımların üssü oldu HALI VE MÜCEVHER ATAKTA 2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmanın, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmenin anahtarı tasarımcıların elinde. Ülkelerin gelişmişlik göstergelerinden biri olan gayri safi yurtiçi hasıladan ARGE harcamalarına ayrılan pay oldukça önemli bir kavram. 2023 yılında bu oranı yüzİstanbul Halı İhracatçıları Birde 3’e çıkarmada kilit faktörü tasaliği de 5 yıldır üniversitelerin tarımcılar oluşturuyor. sarım bölümlerinde eğitim gören İstanbul Maden ve Metal İhragençler arasında halı sektörüne ilgi catçıları Birliği (İMMİB) Başkanı uyandırmak ve üniversitesanayi işTahsin Öztiryaki de İMMİB olabirliği kapsamında tasarım yarışmarak 6 yıldır tasarım yarışmaları ları düzenliyor. İHİB Yönetim Kurulu düzenlediklerini anlatarak “TürBaşkanı İbrahim Yılmaz, “2011 yıkiye’nin çok yaparak değil, hem lı ekim itibarıyla 1.5 milyar dolar çok hem de tasarımlanmış ve ihracat gerçekleştirerek geçen yımarka olmuş ürünler yaparak ihlın rakamlarını ilk 10 ayda yaracatını arttıracağını ve cari açıkaladık” dedi. Altınbaş Holding ğını kapatabileceğini düşünüyoBaşkanı İmam Altınbaş da Türruz. Biz endüstriyel tasarım meslek kiye’nin mücevher tasarımında lisesi kurduk. Avrupa’da bu tarz bir ilk beş ülke arasına girdiğini okul yok şu an. Müfredatını Milli Eğibelirterek “Artık dünyaya tim Bakanlığı ile beraber hazırlıyoruz. bu alanda teknoloji Burada tasarım yüksekokullarına gidesatıyoruz” diye cek öğrencilerimizin altyapısı hazırlanacak ve konuştu. KOBİ düzeyindeki firmaların da tasarımla buluşması sağlanacak” dedi. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Er, Türkiye’nin artık fasoncu olmaktan çıkmasına rağmen hâlâ kendi markasını üretememesinin üzücü olduğunu belirterek “Kore, Tayvan ve Çin’in 7080’li yıllarda yaptıklarını biz 2000’lerde yapmaya başladık. Yani biraz geciktik. Şimdi sorunlar da var: tasarım okullarımızın alt yapılarına gerekli bütçe ayrılamıyor. Yetişen öğrenciler yurdışına gitmeye heveslendiriliyor. İstanbul’u Milano’ya karşı geliştirmemiz gerek” dedi. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Lemi Tolunay da “Geçen son 10 yılda toplam ihracatımız 550 milyon dolardan 1.3 milyar dolara çıktı, 1.5’i yakalarız. Artık kapasite ve üretim gücü ile birlikte tasarımı da bu sürece katarak yeni bir endüstriyel tanım geliştirmemiz gerekiyor. İşte Ayakkabı Tasarım Yarışması da bunun ilk adımı” diye konuştu. ‘Ette KDV’yi indirin’ Ekonomi Servisi Türkiye Perakendeciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Aygün, toptan ette KDV’nin yüzde 8’den 1’e indiğini, ancak indirimin perakendeye yansımadığını belirtti. ‘Kartepe Perakende Zirvesi’nde konuşan Aygün, “Biz sektörümüzün 35 uluslararası firmanın eline kalmasını istemiyoruz. Yabancı sermaye düşmanı değiliz. Ancak onlar organize perakendede büyürken, bizler de yerel perakende olarak onların karşısında büyümek istiyoruz. Bu büyümeden özellikle üreticilerimiz, tüketicilerimiz istifade edecek. Biz perakendenin emniyet supabıyız. Bundan da en çok kazançlı çıkacak olan devletimizdir. Bundan dolayı organize yerel perakendenin devlet tarafından desteklenmesini istiyoruz” dedi. Aygün ayrıca temel gıda maddeleri olan sebze, meyve, bakliyat ürünleri ve süt ürünlerinde de KDV’nin gözden geçirilmesi, bu ürünlerde de KDV oranının yüzde 1’ler seviyelerine çekilmesi gerektiğini kaydetti. Selamet Aygün THY’den çıkarılan işçilerden protesto İstanbul Haber Servisi Türk Hava Yolları’ndan (THY) çıkarılan işçiler, dün şirketin Taksim bilet satış ofisi önünde protesto gösterisi yaptı. THY çalışanları, en verimli dönemlerinde “performans düşüklüğü” gerekçesi ile işsiz kaldıklarını, sürgünler ve baskılar altında çalıştıklarını savundular. “Gökkuşağı Hareketi” adıyla bir araya gelen işçiler dün bilet satışı ofisi önünde buluşarak “THY’de işçi kıyımına son” pankartı açıp “Atılan işçiler geri alınsın”, “Kahrolsun sendika ağaları” sloganları attı. Grup adına açıklama yapan Selda Kıskapan, hastalanan ve birkaç gün rapor alan işçilerin verimli olmadığı gerekçesiyle işten çıkarıldığını belirterek yönetimin THY’yi devraldığı günden beri 5 binin üzerinde kişiyi işten çıkardığını kaydetti. (Fotoğraf: Kayhan AYHAN) Bal üreticisinden sahtelere dikkat uyarısı Ekonomi Servisi Yetersiz denetimler nedeniyle merdiven altında üretilen balların organik diye piyasaya sürüldüğünü ifade eden bal üreticileri, haksız rekabetten şikâyetçi. Kaçkar Dağları’nda 1000 kovanıyla sertifikalı organik bal üretimi yapan Topuy Kaçkar Bal firmasının sahibi Remzi Özbay, “Eğer bakanlık denetimleri arttırmazsa yakında gerçek balı ancak müzelerde göreceğiz. Haksız rekabetten ötürü arıcılar bir bir mesleğini bırakıyor” dedi. Yapı Kredi 900 şubeye ulaştı Ekonomi Servisi Yapı Kredi, 2011 yılı içinde Türkiye’nin farklı il ve ilçelerinde açtığı şubelerle toplam şube sayısını 900’e çıkardı. Yapılan açıklamaya göre, Yapı Kredi’nin, önümüzdeki beş yıl boyunca her sene 5060 yeni hizmet noktası açarak şube ağını orta büyüklükte bir banka kadar genişletme hedefi var. Yapı Kredi, 2011 sonu itibarıyla Türkiye’nin beşinci büyük şube ağına sahip bankası konumunda bulunuyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle