19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2011 PAZAR 6 HABERLER İntihal ortaklığı İmzasının bulunduğu makalenin intihal olduğu ortaya çıkan Çankaya Üniversitesi Rektörü Güvenç makale için yardım ettiğini, kandırıldığını iddia etti Tatar ailesi hukuk mücadelesini sürdürüyor. MAHMUT LICALI 3 Boş Koltuk 5 Gücün Altında Büyüme Bugün Cemaatin “güce sığınma” politikasına değineceğim. Bu, F. Gülen’in temel siyasisosyal büyüme politikasıdır. 8 Haziran 2010 tarihli “Otoriteye Boyun Eğ” yazımda bunu yazmıştım. Boyun eğmeyi, içinde yaşadıkları ortamdaki en büyük otorite ile uyumla yaşamak olarak algılayın! Hoşgörü sloganlarının anlamı da budur: Rakipleri bertaraf etme politikası: Ben o kadar tehlikesizim ki!.. Barış içinde beraber yaşayalım.. Tabii, onların belirledikleri bir zamana kadar. Cemaatin dünya karargâhı ABD’dir! En büyük uyumu da ABD ile gösterir! F. Gülen’in ABD aleyhine tek sözünü bulamazsınız! ABD ile uyumu, ABD ve dünyada rahat faaliyet gösterme ve büyüme olanakları sağlamıştır. Bu işbirliği, Türkiye’deki operasyonları bile (orduya ve muhalefete karşı) birlikte yürütmeye varmıştır. ABD iyi bir operasyonel müttefik kazanmış, buna karşılık Cemaat büyüme olanağı! Faaliyet gösterdikleri bütün ülkelerde siyasi otorite ile işbirliğine azami dikkat gösterir. (Bazen başaramaz ve sınır dışı edilirler.) Türkiye’de her zaman iktidarlarla ve iktidara gelecek güçlerle işbirliği yaptılar. 12 Eylül Cuntası ile de! Bu amaçla Evren’i cennetlik bile yaptı F. Gülen! Amaç, kendilerine zarar gelmesin, hatta destekçi olarak görünsünler ve büyüyebilsinler. Özal’ı da desteklediler. Yükseldiğini gördükleri Ecevit’i de! Bütün destek çıktıkları iktidarlar, Cemaate hoşgörü ile baktı ve yol açtı! Baykal da! Bugünkü CHP’liler de, Cemaate “yan gözle” bakmazlar! Bu açıdan Cemaat, “sürekli meyve toplayan” politikasıyla, gerçekten dünyada incelenmesi gereken bütün iktidarlarla beraber (Papa ile de!) bir siyasi müttefikler hareketi yarattı! Siyaset bilimi açısından, bu politika incelenmeye değerdir gerçekten de. ??? Geçen yılki yazımda, F. Gülen ve AKP arasında, Gazze’ye yardım gemisi ve İsrail’le patlayan çatışma üzerine F. Gülen’in sözlerine dikkat çekmiştim: “İsrail’le anlaşarak bu yardımı yapmaları gerekirdi... Otorite ile çatışmaları yanlıştı” ve şöyle yazmıştım: “Otorite ile savaşmak yok! ABD en büyük otoritedir! İsrail de bu bağlamda ABD’nin ikinci büyük otoritesidir! Gazze’ye, İsrail’in karşı çıkmasına rağmen çıkarma yapmak, aptallık ve salaklıktır! Ne yapacaksan, otoriteye boyun eğerek otorite ile işbirliği yaparak yapacaksın! Cemaat, orduya boyun eğdirme operasyonlarını da, ülkemizdeki ve dışarıdaki en büyük iki otorite ile birlikte, işbirliği halinde yürütmektedir: ABD/CIA ve AKP!” ??? Cemaat, bir yılı aşkın zamandır AKP’ye sopa gösteriyor. Erdoğan ve bazı bakanlarına! Bakın, “hem Cemaate hem AKP’ye yakın”, Nihal Bengisu Karaca, 11 Aralık tarihli Habertürk köşesinde, bütün bu yazdıklarımızı nasıl doğruluyor: “Büyük resimdeki en temel ayrışma nedeni, cemaatte AK Parti’nin uyguladığı dış politikanın Türkiye’yi dünya sisteminden (yani ABD’denOB) koparacağı endişesinin var olması… Mavi Marmara’nın yola çıkması ve sonrasındaki gelişmeler, İsrail ile ilişkilerin bozulması ise cemaatin hükümetten.. ayrı düşmesine neden oldu. Cemaat için Türkiye’nin İsrail’i karşısına alması, Ortadoğu ülkesi olmayı tercih etmesi anlamına geliyor, hükümet içinse bu ‘bölge gücü’ olmanın anahtarı. Hakeza, İran için alınan riskler de cemaate fazla ve gereksiz görünüyor. Bu kesimde, hükümetin ‘bölge gücü’ olmak için attığı adımların, kurduğu ittifakların ve dahi kurmaktan kaçındığı ittifakların maceradan ibaret olduğu kanısı hâkim. İsrail’in eskisi kadar ‘dokunulmaz’ olmadığı fikrine katılmıyorlar.” Yani Cemaat, tepeden tırnağa, ABD’nin Ortadoğu’daki politikalarının uygulayıcısı! (En büyük güce uyum.) Erdoğan BOPMOP ama “sıfır sorun”la bölgesel güç politikası denedi. Ama bugün tamamen ABD’nin ve Cemaat’in politikalarına geldi! Cemaat, iktidara İran’ı da hedef gösteriyor! ABD gibi! Karaca, devam ediyor, özetle: Seçim öncesi Pennsylvania’da bir olay oldu. AK Parti’nin önde gelen simalarından biri, Hocaefendi’yi ziyarete gitti ve orada birtakım yakışıksız sözler zikretti… Türkiye’deki Cemaat mensuplarının Hocaefendi’ye şikâyet edilmesine, Cemaat mensuplarının bir türlü memnun edilemediğine kadar geldi… ilişkiler de yara aldı. AKP, Cemaat’in siyasi bir erki kullanmadığı dolayısıyla “yıpranmadığı” halde ülke politikalarını domine etmesinden rahatsız. Bu konuda bir yazı daha gelecek. Ölümünün üzerinden 2 yıl geçti HSYK Tatar’ı Ergenekon’un içine kattı AYKUT KÜÇÜKKAYA Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), amirallere suikast soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan; ikinci kez gözaltıYarbay Ali Tatar’ın ağana alınmak istenince 19 beyi Ahmet Tatar, ağabeAralık 2009 günü intihar yinin ölümünün ardından eden Deniz Yarbay Ali geçen iki yılı gazetemize Tatar’ı Ergenekon davasışöyle değerlendirdi: “Merna içine kattı. HSYK’nin, hum kardeşim Dz. Yb. Ali gazetemizde yayımlanan Tatar aramızdan ayrılalı iki haber üzerine yaptığı açıkyıl oldu. Biz onun aziz hatılamanın girişinde yer alan rasını yaşatmak yanında uğ“Ali Tatar’ın kamuoyunradığı haksızlığın hesabını da Ergenekon davası olasormak adına hukuk yollarırak bilinen dava kapsanı aşındırmaya devam edimında gözaltına alınıp yoruz. İçinde bulunduğumuz tutuklanması ve serbest hukuk yoksa hukuksuzluk bırakılması sonucunda mu demek lazım koşulları 19.12.2009 tarihinde intine olursa olsun yine de har etmesi nedeniyle” umudumuzu yitirmeden müifadesi dikkat çekcadeleyi sürdürme ti. Oysa Ali Tatar kararındayız. Geçİstanbul’da yürütiğimiz iki yıl içinde tülen amirallere hukuk arama koşulsuikast soruşturlarının daha da fazması kapsamında la zorlaştığı, hak tutuklanmış; bu arayanın önüne çok dava Ergenekon çeşitli engeller çıyargılamalarıyla karıldığını görüyobirleştirilmemişti. ruz. Ama biz hukuksuzluğun HSYK gazetemizde hiçbir zaman bu ülkede baki “HSYK’nin tebligat kalmayacağını düşünüyor skandalı” başlığıyla yave mücadelemizle tarihe not yımlanan haberle ilgili yadüşmeye çalışıyoruz. Zira zılı bir açıklama yaptı. Tabu dönemin hatırlanması ültar’ın ağabeyi Ahmet Takemizde hukuk ve demokrasi tar, İstanbul Cumhuriyet konusunda adım atmanın Savcısı Süleyman Pehlien önemli dayanaklarınvan ve mahkeme heyeti hakkında HSYK’ye şikâdan birini oluşturacaktır. yet başvurusu yapmış, Ben olayın sıcaklığı esnaHSYK’nin soruşturmaya sında hukukun, adaletin izin verilmediğini bildiren bir gün herkese lazım olaret yanıtı, Tatar’ın eline bileceğini, bir arada yaşa3.5 ay sonra ulaşmıştı. mamızın en önemli zeminiHSYK bu gecikmenin nin hukuk olduğunu söyleağabey Tatar’ın adres demiştim. İki yıl sonra bunun ğişikliğinden kaynaklandıdaha bir anlam kazandığığını bildirdi. HSYK’nin nı ama körlerin sağırların açıklamasında, “Ahmet birbirini ağırladığını üzüTatar’ın şikâyetinin solerek görüyorum.” nucuna ilişkin bilgi yazısının dosyada bulunan CAN AŞIYLA ANILACAK adresine tebliğe çıkarılması ancak adresinden Yarbay Ali Tatar’ın ölüayrılması nedeniyle teblimünün üzerinden iki yıl gatın iade edilmesi üzegeçti. Ailenin acısı dinmezrine yeni belirtmiş olken Ali Tatar bugün saat duğu yeniden tebligat 11.30’da Ankara Karşıyaka Meçıkarılmasından dola zarlığı’nda mezarı başında anıyı kaynaklanan gecik lacak. Aile daha sonra Tuzlumede kurulun herhançayır’daki Yuva Külahlı Derneği’nde saat 13.30’da “can gi sorumluluğunun buaşı” verecek. lunmadığı” bildirildi. AĞABEY TATAR ‘Tarihe not düşeceğiz’ ANKARA Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Güvenç, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergün Kasap ve Aksaray Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Halil İbrahim Dursun’un ortak imzasıyla uluslararası bir dergide yayımlanan bilimsel bir makalede bilimsel hırsızlık (intihal) yapıldığı ortaya çıktı. Rektör Prof. Güvenç, makalede yardım ettiği Dursun’un kendisini kandırdığını savundu. Güvenç’ten mektupla özür dileyen Dursun, durumun İngilizce bilgisinin yetersiz olması ve tecrübesizliğinden kaynaklandığını belirtti. Aksaray Üniversitesi tarafından açılan soruşturmada Dursun’un suçlu bulunduğu belirtildi. Uluslararası bilimsel bir dergi olan “Communications in Nonlinear Science and Numerical Simulation”ın Mayıs 2010 sayısında Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Güvenç, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Kasap ve Aksaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dursun’un ortak imzasıyla bilimsel bir makale yayımlandı. “A Simple Analytical EAM Model For Some BCC Metals” adıyla yayımlanan makalede 1996’da Almanya’da yayımlanan başka bir makaleden intihal yapıldığının tespit edilmesi üzerine, derginin Kasım 2011 sayısında makalenin geri çekildiği duyuruldu. Söz konusu makalenin özet bölümünden kaynakçasına kadar 1996’da yayımlanan başka bir makaleden büyük oranda intihal yapıldığı belirlendi. ilk uluslararası makalem olduğunu ve yetersiz İngilizcemle birlikte bu işteki tecrübesizliğimi siz de biliyorsunuz” görüşünü ifade etti. Dursun suçlu bulundu Prof. Güvenç, 16 Mayıs 2011 tarihinde Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Acar’a konu hakkında soruşturma açılması istemiyle bir yazı gönderdi. Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Acar, 23 Mayıs 2011 tarihinde konuyla ilgili gerekli incelemenin yapıldığını ve işlemlerin başlatıldığını bildirdi. Soruşturma sonucunda Dursun’un suçlu bulunduğu, dergi editörlerine ve Güvenç’e gönderdiği özür mektuplarına vurgu yapıldığı belirtildi. Soruşturmayla ilgili bilgi almak için aradığımız Aksaray Üniversitesi Rektörü Acar, telefonlarımıza yanıt vermedi. klımın ucundan bile geçmedi’ bilmediğini savundu. İntihal yapılan makalenin yayımlanmasının ardından Aksaray Üniversitesi’nde “yardımcı doçent” kadrosuna atanan Dursun, olayın anlaşılmasının ardından Prof. Güvenç ve uluslararası bilimsel derginin editörlerine birer mektup yazarak intihal yaptığını kabul etti. Dursun, Güvenç’e gönderdiği mektubunda, makaledeki intihal olarak nitelendirilebilecek hataları içeren ifadeleri İngilizce bilgisinin zayıflığı nedeniyle yaptığını belirterek “Makaledeki ifadeleri daha önce yayımlanmış bir makaleden alıntı suretiyle kullandığımı sizden saklamış olmamın derin üzüntüsünü yaşıyorum” dedi. Yaptığı işin intihal olacağını düşünemediğini savunan Dursun, “Bunun Rektör Prof. Güvenç, Dursun’un makalesi üzerinde 3 ay çalıştığını belirterek “Aklımın ucundan bile ondan şüphelenmek geçmedi. 1996 yılında yayımlanan bir makaleden İngilizce bilmediği için yüzde 7080 oranında cümleleri alıp koymuş. Bunu benden sakladı” görüşünü savundu. İlk makalesinde intihal yaptığının ortaya çıkmasının ardından Dursun’un kendi ismini izinsiz kullanarak kullandığı toplam 3 farklı makalenin yayımlanmasını durdurduğunu dile getiren Güvenç, “Ben yardım ettim, başıma bu geldi. Soruşturmanın sonucunda benim suçlu olduğum belirtilirse, ben derhal mesleğimi bırakıp gidip bir köye yerleşeceğim. İnsanlara yardım etmekten bu duruma düştüğüm için son derece üzgünüm” diye konuştu. ‘A Mektupla intihali kabul etti Kendi imzasının da yer aldığı makalede intihal yapıldığını Ocak 2011’de fark ettiğini belirten Prof. Güvenç, Dursun’a yardım etmek istediğini, söz konusu makalede intihal yapıldığını CHP’Lİ TARHAN’DAN ‘MİLİTAN’ TARTIŞMASINA ‘DİNLEYENLE DİNLETEN SUÇ ORTAĞI’ YANITI ‘Militan ruhumu hiç kaybetmedim’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, internet ortamında yayımlanan ses kaydındaki “militan yargıç” ifadeleriyle ilgili olarak, “Bu izleme ve dinlemelerin peşinde koşan onca elemanı kimler görevlendirdi. Maaşlarını kimler ödüyor, kimlere bağlı çalışıyorlar? Pahalı izleme ve donanım araçlarını hangi paralarla almışlardır? Nerede saklamaktadırlar? Çünkü bunu araştırması gerekenler, belli ki bu suça ortak, o yüzden araştırmıyorlar” dedi. Tarhan TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, uzun bir süredir Türkiye’de yaygın bir şekilde dinlemeler ve izlemeler yapıldığını ve arşivlendiğini bildiklerini kaydetti. “Üzgünüm, soyum da boyum da ilginize mazhar olamayacak kadar sıradan” diyen Tarhan, AKP’ye biat etmek için yargıç olmadıklarını belirterek birilerinin iktidar gücü karşısında ‘pısabileceğini, susabileceğini, jöle kıvamına’ gelebileceğini belirtti. Tarhan, şöyle konuştu: “Ben yaşamımın her döneminde militan ruhumu hiç ama hiç kaybetmedim. Çocuklarıma da sözlerim gibi sahip çıkarken de işimi şevk ve coşkuyla yaparken de inandığım değerleri savunurken de... İşte bu yüzden bağımsızlığın ve demokrasinin militanıyım.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle