19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y B B B B Y 12 10 15 11 13 10 13 16 15 14 14 13 11 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B Y B B B B B B K B B 12 12 7 16 17 16 9 14 10 9 2 2 2 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki B Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin K Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 1 4 3 4 5 4 8 4 6 2 8 13 6 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB Y Y PB Y K PB A PB PB B PB B 10 6 16 19 8 3 6 0 7 1 5 19 16 Ülkemizin geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı ile Bolu, Düzce, Zonguldak ve Hakkâri çevreleri, akşam saatlerinden sonra Doğu Akdeniz, İç Anadolu’nun doğusu ile Karabük, Bartın, Kastamonu, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Çorum ve Karaman çevrelerinin yağışlı geçmesi bekleniyor. Yağışlar; kıyı Ege’de kuvvetli olmak üzere genellikle yağmur ve sağanak şeklinde olması bekleniyor. 17 ARALIK 2011 CUMARTESİ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Aralık GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, bu nedenle Bağdat’ta düzenlenen törendeki konuşmasında; “Bağımsız ve egemen bir Irak hayalinin gerçek olduğunu” söyledi. Bağımsız ve egemen Irak? 4.487 Amerika’nın askeri, askeri müdahale sırasında 10 bin, işgal sırasında 10.150 Irak askeri, 50.578 sivil ölü bırakarak, trilyonlarca dolar harcayan ABD şan ile şerefle Irak’tan çekiliyor! Bakan Panetta, “bu tablonun bağımsız ve egemen Irak yaratmaya değdiğini” söyleyerek övünüyor. “Irak’tan gidiyoruz, ama ABD’nin Irak’ın yanında olacağını” ilan ediyor. Oysa ABD Irak’tan elini ayağını çekmediği gibi daha yerleşik bir konuma geldiğini açıklıyor. Binlerce askeri, uzmanları Irak’taki üslerde. Bağdat’ta dünya üzerinde en büyük, 16 bin kişinin çalıştığı büyükelçilik ABD’nin. Askerin yerini, yararlarını koruyacak sivil şirketler alıyor. ABD, askerin eğitimini üstlenerek Irak ordusunu da fiilen yönetir duruma geliyor. Ülkenin yönetiminden Bağdat hükümeti sorumlu; oysa gerçekte diplomatlarıyla, askerleriyle ipler ABD’nin elinde. Böylece Irak’ın bugününe ve yarınına yön veriyor. Dünya demokrasileri Irak’tan asker çekmesini alkışlarken; ABD’nin belgelenen toplu imha silahları ve benzeri yalanlarını sorgulamayı aklından bile geçirmiyor bugün. Demokrasiyi yerleştirmek veya ekonomik, sosyal, askersel açılardan yoksullaşan ülkeleri geliştirmek ve yardım etmek gibi amaçlarla girdiği ülkelerden ABD kolay çıkmıyor. ??? Bakın Türkiye’nin yakın geçmiş yıllarda yaşadıklarına... İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Stalin; Boğazlar’da hak ilan etti. Kars ve Ardahan’ın Sovyetler’e verilmesini dayattı. Türkiye, ekonomik ve askersel açıdan Sovyet tehditlerine karşı koyacak güçte değildi. Sovyetler’in taleplerini ulusal çıkarları açısından tehlikede gören zamanın ABD Başkanı Truman, Türkiye’nin arkasında durdu. Bir de ekonomik yardım planı açıkladı. Türk ordusunu modernize etmek, ekonomik alanda kalkındırmak amacıyla askersivil heyetlerini başkente yerleştirdi. Saat 17.00’lerde, mesai saati sonunda Genelkurmay’ın kapısından Türk subayından çok Amerikalı subayların çıktığına tanık olduğum günlerde; ABD, Türkiye’nin dört bir yanında üsler kuruyordu. Ekonomi, ABD’nin denetiminde. Eğitim alanında uygulamalar ABD önerileriyle düzenleniyor. ABD üslerine Türk generallerinin girmesi yasak! 1950’den önce Ankara’da ABD araçlarının yaptığı kazada askerlerimiz öldü. Aramızdaki ikili anlaşmalar uyarınca kazayı yapan, Türk askerlerinin ölümüne neden olan Amerikan askerlerini Türkiye Cumhuriyeti yargıçları yargılayamadı. Amerikalı askerler ancak ABD’de muhakeme edilebilirdi, aldılar götürdüler. 196566’lar. TBMM’de o güne değin görülmemiş, bugün de göremediğimiz soldan sağa oluşan demokratik tabloda yer alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı, tok sözlü Mehmet Ali Aybar; hükümetin yanıtlamasını istediği soruları içeren; Türkiye ile ABD arasındaki sayısı 55, “gizli ikili anlaşmaları” sorgulayarak olumlu sonuçlara yol açan yazılı bir önerge verdi. Türkiye’nin bağımsızlığı ile bağdaşmayan bu anlaşmaların pek çoğu küçük rütbeli ABD ve Türk subaylarının imzasıyla yürürlüğe giren anlaşmalardı. Yurt düzeyinde gerekli gördüğü her alanda ABD’ye inceleme yapmaya olanak tanıyan anlaşmalar arasında; örneğin Türk deniz kıyılarında sualtı araştırmalar yapma olanağı tanıyan da vardı. Bu anlaşmaları bir metinde toplamayı öneren AP hükümetine ABD karşı koydu. İkili anlaşmalardan vazgeçmek istemiyordu. Yıllarca süren müzakerelerden sonra, ikili anlaşmaları kimi değişikliklerle bir metinde toplamaya razı oldu. Ortadoğu’da Sovyetler’in faaliyetlerini anında saptayarak Washington’a rapor eden Pirinçlik dışındaki, Sovyetler’i gözleyen Amerikan üsleri törenlerle birer ikişer Türkiye’ye devredildi. ABD ile aramızdaki gizli ikili anlaşmaların tam listesini metinleriyle Hürriyet’te yayımladığım zaman yayın yasağının yanı sıra devletin gizli belgelerini açıklamak suçlamasıyla zamanın Milli Güvenlik, bugünkü adıyla özel mahkemelerde 7 yıla kadar ağır hapis cezasıyla yargılandım. Bu anlatımlar Türkiye’nin, askersivil kurumlarıyla ABD işgalinden kurtuluşunun kısa öyküsüdür. Irak’a örnek olacak mı acaba? Bir skandal daha Sivas katliamı sanığı Erçakmak’ın gizlice gömülmesiyle ilgili suçlanan Sivas Mezarlıklar Müdürü Cemal Karaca, belediye başkanına başdanışman oldu SİVAS (Cumhuriyet) Zamanaşımı gölgesinde devam eden Sivas olaylarına ilişkin davada eksik olmayan skandallara bir yenisi eklendi. Sivas davasının bir numaralı sanığı Cafer Erçakmak’ın aranırken hayatını kaybettiği Sivas’ta habersiz bir şekilde gömülmesinde ihmali bulunduğu iddia edilen Sivas Mezarlıklar Müdürü Cemal Karaca’nın Sivas Belediye Başkanı’na başdanışman olarak atandığı ortaya çıktı. Görevi ihmal suçlamasını kabul etmeyen Karaca, “Cafer Erçakmak’ın defin işlemi bittikten sonra, mezar başında dua edilirken gittim. Resmi süreç ne gerekiyorsa o yapıldı. Mezara günde 810 cenaze geliyor. Emniyet özel bilgi vermediği müddetçe, kimin kim olduğunu bilemem. Ayrıca ölen kişinin açıkta kalması tehlikeli. Sivas’ta üçdört Cafer Erçakmak var. Torunları var amca oğulları var. Hangisi olduğunu bilemeyiz” diye konuştu. Katliamda yakınlarını kaybedenlerin avukatı Şenal Sarıhan, Karaca’nın mezarlıklar müdürüyken, ölen kişinin aranan Cafer Erçakmak olduğunu öğrenince hemen savcılığa bildirmesi ve tespit yaptırması gerektiğini belirtti. Sarıhan, bunu yapmayan Karaca’nın “görevi ihmal” ettiğini vurguladı. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY CHP’Lİ OSMAN KORUTÜRK ‘Askerlik süresi indirilsin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, “Halkına güven veren, dışa karşı caydırıcılığa sahip, daha küçük, daha çevik ve güçlü bir TSK” önerisiyle “Kapsamlı Askerlik” projesi hazırlıyor. CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, askerlik süresinin önce 9, daha sonra 6 aya kadar indirilebileceğini söyledi. Korutürk düzenlediği basın toplantısında, anayasa ve ilgili kanunlarda yapılacak değişikle TSK’nin çağın gereklerine cevap verecek bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirterek “Zorunlu askerlik hizmeti ile terörle mücadele görevini ayırt etme zamanı gelmiştir. Yükümlülerin barış zamanında terörle mücadele gibi görevlerde kullanılmasını önlemek için İç Hizmet Kanunu’nun 2. maddesindeki askerlik yeniden tanımlanmalıdır” dedi. Gençlerin askerlik süresince SGK aidatlarının devlet tarafından karşılanmasını da öneren Korutürk, “Bir yasa teklifi hazırlıyoruz. Diğer partilerle de işbirliği yapıp, bir an önce TSK’yi sivil denetime tabi olacak şekilde vurucu gücü yüksek, hareketli, küçük fakat etkin bir hale getirmek istiyoruz. CHP’nin hedefi, TSK’nin seçilmiş sivil iradenin ‘nesnel demokratik denetimine’ tabi kılınmasıdır” diye konuştu. Korutürk, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in PKK’liler için “gerilla” ifadesi kullandığının anımsatılması üzerine, “Fevkalade talihsiz bir ifade” dedi. 5 kişi daha serbest bırakıldı Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Akif Özgün’ün başlattığı reyting operasyonu kapsamında gözaltına alınan 5 kişi daha Emniyet’teki işlemlerinin ardından Üsküdar Adliyesi’ne getirildi. Burada Savcı Özgün tarafından sorgulanan şüphelilerden 2 kişi ifadelerinin ardından salıverilirken 3 kişi de tutuklanmaları istemiyle sevk edildikleri mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Şüphelilerden 2’si önceki gün serbest bırakılmıştı. Operasyon kapsamında gazeteci Uğur Dündar ve sanatçı İbrahim Tatlıses’in “müşteki” olarak ifadelerine başvurulacağı belirtildi. Soruşturma kapsamında 9 kişinin de “şüpheli” sıfatıyla emniyete çağrıldığı. ‘Şaibeler karabulut gibi çöktü’ İstanbul Haber Servisi Bazı televizyon kanallarının izlenme oranlarının belirlenmesinde usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında “müşteki” olarak adı geçen gazeteci Uğur Dündar Operasyonun geç kalınmış bir karar olduğunu söyledi. Bir televizyon kanalına canlı yayında telefonla bağlanan Dündar, “Ben bu operasyonu çok hayırlı bir gelişme olarak görüyorum. Çünkü bu şaibe maalesef reyting ölçümlerinin yapılmaya başladığı tarihten itibaren sektörün üzerine adeta bir kara bulut gibi çökmüştür. Bu arada gerçekten bileğinin hakkıyla başarı sağlayanların töhmet altında kalabilecekleri spekülasyonlara kadar bu konu uzamıştır” dedi. Soruşturmada ifade veren yapımcı Can Tanrıyar ise “Bu kez polisi çok kararlı gördüm. Ellerinde de somut deliller var. Yakında belli ki kıyamet kopacak” dedi. Yapımcı Acun Ilıcalı ise “Reytingde bir usulsüzlük varsa, bunun banka soymaktan farkı yok” diye konuştu. Ilıcalı, ortada bir emek olduğunu söyleyerek, “Eğer bir sahtekârlık yapılmışsa, bizim emeğimiz çalınmış demektir” ifadelerini kullandı. Gazeteci Uğur Dündar, reyting operasyonunu ‘geç kalınmış bir karar’ sözleriyle değerlendirdi noktayı çarpıcı biçimde ortaya koydu. Tutukluluk sürelerinin kısaltılması önerisine bakan bakışı şu: “Bu teklif bugünkü şartlarda yasalaşırsa 2427 tutuklu tahliye olma durumuyla karşı karşıyadır. Bu kişiler içinde terör suçu işleyenler, asker, polis öldürenler, çocuklara cinsel tacizlerde, tecavüzde bulunanlar, toplumu irrite edecek sanıklar da var.” Her şeyden önce Adalet Bakanlığı koltuğunda oturan bir kişi, henüz yargılanmakta olan kişiyle kesin hüküm giymiş kişiyi birbirinden ayırmıyor. Ortaçağın engizisyon mahkemelerinden bile acımasız bir şekilde yargılamanın başlangıcını hükmün kesinleştiği an olarak görüyor. Uygulamalara bakınca buna şaşırmamak gerekiyor ama kabul etmek mümkün değil. ??? Adalet Bakanı’nın bakışını şöyle özetleyebiliriz: Kısmen de olsa kamuoyunun dikkatindeki dava iddianamelerinin diliyle konuşuyor. O iddianamelerin çoğunun ruhunda tam da bakanın benzettiği gibi akla gelen her türlü suçlamayı yapmak, yargılanan kişileri yıpratmak, itibarsızlaştırmak var. Bunun tipik örneklerinden biri denizcilerle ilgili dava. O dava iddianamesindeki suçların toplamını hiç abartmadan özetleyerek aktaralım: Söz konusu sanıklar, gizli askeri belgeleri satmış, uyuşturucu kullanarak yabancı kadınlarla fuhuş yapmış, Deniz Harp Okulu’ndaki kız öğrencileri komutanlarına pazarlamış, Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı öldürerek hükümeti devirmeyi hedeflemiş. Yani bakanın sözünü ettiği bütün suçlar bir araya getirilmiş! İddialar bu kadar “korkunç”, bunların kanıtı diye ortaya konan somut bir şey yok. Ergenekon davalarında da benzer bir tablo var. Sadece bir boyutuna değinelim; İkinci Ergenekon davası, birincisi ile birleştirilmesi talebiyle açılmıştı. Mahkeme heyeti bunu başta kabul etmedi. Ancak yargılamanın devamında ne olacağı şu aşamada belli değil. Bu davanın bir unsuru Danıştay cinayeti. Gazetecisinden rektörüne bütün sanıklar öyle ya da böyle bu davanın birer parçası. Burada da bakanın sözünü ettiği, “toplumu irrite edecek sanıklar” var! Hukuki ayrıntıları bir yana, Danıştay cinayeti kendi içinde sonuçlandırılabilir, eğer bu cinayetin başka bağlantıları olduğu kanısı varsa ayrıca soruşturulabilirdi. Ancak herkesi aynı çuvala koyarak yargılama yöntemi benimsendiği için iş bu noktaya geldi. ??? Artık masumiyet karinesi, suçun kişiselliği ilkesi, bütün hukuksal değerler bir yana; bakan, bütün tutukluları en ağır suçun parçası haline getiriyor. Bu mantığın getirdiği çözüm de şu: Yargılamayı hızlandıralım, bir an önce cezalarını ilan edelim, bu tartışmayı bitirelim. Ceza zaten uygulanıyor, tek sorun ilanı... Oysa yargının hızlandırılması genel bir sorun. Yani tutuksuz yargılamada bile, yargı hızlandırılmalı ki, insanlar uzun süre belirsizlik yaşamasın. Bu sütunlarda zaman zaman özel yetkili mahkemelerin görevini şöyle tarif ettik: Hükümet güvenlik mahkemeleri. Gelişmeler ne yazık ki bu tanımı bile yetersiz hale getirdi. Sayın bakanın “adalet” anlayışını uygulayan yerin adı “mahkeme” olamaz! İlaçtan katkı payı alınmasına yönelik düzenleme alt komisyona gönderildi Meclis’te fazla mesai isyanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Van depremi mağdurlarına maaş bağlanmasını ve ilaç başına 3 TL katkı payı alınmasına yönelik düzenleme alt komisyona sevk edildi. Milletvekilleri TBMM’deki yoğun çalışma temposundan şikayet etti. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tasarı hakkında bilgi veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, depremde hayatını kaybedenlerin aileleri ile çalışamayacak derecede yaralananlara ölüm ve malullük aylığı bağlanması için gerekli olan 1800 gün sigortalılık şartını, 30 gün prim ödemeye indirdiklerini söyledi. İlaç kullanımında israfı önlemeye yönelik bazı düzenlemelerin de tasarıda yer aldığını anlatan Çelik, reçetelerdeki ilaç sayısı kısıtlamasının Danıştay tarafından iptali üzerine, katılım payı tutarını ilaç sayısı ile ilişkilendiren bir düzenlemeyi getirdiklerini belirtti. CHP’li Ferit Mevlüt Aslanoğlu, yoğun bir tempoyla çalıştıklarını, tasarının böyle bir gündemde getirilmesinin yanlış olduğunu söyledi. “Biraz psikolojimizi anlayın” diyen Aslanoğlu, depremzedelere yönelik düzenlemenin haricindeki maddelerin teknik bir inceleme gerektirdiğini, bu nedenle tasarının alt komisyona sevk edilmesini istediklerini dile getirdi. MHP’li Mehmet Günal da Bakan Çelik’e, “‘12 saat çalışma köleliktir’ demiştiniz. Peki 20 saat çalışma nedir? 10’da başlıyoruz, gece 23’e kadar çalışıyoruz” dedi. Çelik de muhalefet milletvekillerinin taleplerini anladığını belirtti. Çelik, alt komisyon çalışmasının uygun olacağını, ancak tasarının perşembe günü genel kurulda görüşülmesini arzu ettiklerini söyledi. Yapılan oylama sonucu tasarı alt komisyona sevk edildi. Füzeye polis kalkanı ? EDİRNE (Cumhuriyet) Trakya Üniversitesi Edirne Gençlik Derneği üyesi 15 öğrenci, İlhan Koman Parkı’nda basın açıklaması yaparak Türkiye’ye füze kalkanı kurulmasını protesto etti. Açıklamanın ardından 5 günlük açlık grevi yapacaklarını açıklayan öğrencilerden 3’ü çadır kurarak sloganlar attı. Öğrencilere müdahale eden polis 3 öğrenciyi yaka paça gözaltına aldı. Gazeteci Adnan Akgünel’i yitirdik İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet’in eski çalışanlarından gazeteci Adnan Akgünel (59) dün yaşamını yitirdi. Akgünel bugün Ataköy 5. Kısım Camisi’nde kılınacak öğlen namazının ardından Büyükçekmece Eski Mezarlık’taki aile kabristanında toprağa verilecek. Gayrettepe’deki Florence Nightingale Hastanesi’nde bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören Adnan Akgünel, dün saat 15.05’te yaşamını yitirdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden yapılan açıklamada, “Çok değerli meslektaşımız, basın kartı sahibi Adnan Akgünel’i kaybettik, Akgünel’i sevgi ve saygıyla anarken ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” denildi. 1952 yılında doğan ve iki çocuk sahibi olan Akgünel gazeteciliğe 1970 yılında Türk Haberler Ajansı’nda (THA) başladı. Akgünel, Günaydın, Cumhuriyet ve Akşam gazetelerinde çalıştı. Bir süre Flash TV’de program da yapan Adnan Akgünel, TGC ve TSYD üyesiydi. Tacizci polise 2500 lira ceza ? İstanbul Haber Servisi Eşiyle tartıştıktan sonra şikâyette bulunmak için karakola giden T.Ş’ye tacizde bulunan polis G.B, 2500 TL para cezasına mahkum edildi. T.Ş’nin avukatı Eren Keskin, cezanın yetersiz ancak sanığın cezalandırılmasının önemli olduğuna dikkat çekti. Yeniden evlilikte bekleme süresi kaldırılsın ? TBMM (AA) CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, boşanan kadının 300 gün geçmedikçe yeniden evlenemeyeceğine ilişkin düzenlemenin kaldırılması için kanun teklifi verdi. Toprak’ın TBMM Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifi, Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik yapıyor. Teklifle, hamile olmadığına dair doktor raporundan sonra kadının boşanabilmesine ilişkin hüküm de kaldırılıyor. Böylece kadınlar, bu rapora ihtiyaç duymadan ve 300 gün beklemeden yeniden evlenebilmesinin önü açılıyor. Vizesiz Avrupa için önemli adım ? Haber Merkezi Almanya’nın Bremen Eyalet Meclisi’nde, Eyalet Milletvekili Şükrü Şenkal’ın, sunduğu “Göçmenlerin yakınlarını getirebilmesinin kolaylaştırılması” başlıklı önerge kabul edildi. Şenkal, “Burada alınan karar eyaletler birliği meclisine öneri olarak sunulacak. Bizim içişleri bakanımız konuyu diğer eyalet içişleri bakanlarına da aktaracak ve destek isteyecek” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle