19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ARALIK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresine ilişkin tartışmada iktidarın tavrı netleşiyor 5 değiştirmiş kanallar. Bazıları yayımlamıyor. Sonra ne oluyor? Hükümet cephesinden ses geliyor: Niye yayımlamadınız, bir kasıt mı var?” ??? Haluk Şahin’in anlattıkları, Türkiye’de basın özgürlüğünün ne hale geldiğinin en somut örneği değil mi? Acı ama gerçek böyle... Askeri vesayete karşı çıkanlar sivil vesayete karşı çıkamıyor. Önlerinde patron engeli var. Eğer siz medyada hükümete yönelik eleştirilere başlarsanız kapıda vergi denetçilerini görürsünüz. Çünkü medya patronları işadamı! Vergi cezaları gelir, ihalelerden eli boş dönersiniz. Onun için de eğlence, tarih, dizi filmlerle halkı oyalarsınız, Uğur Dündar’a “güle güle” dersiniz; Emin Çölaşan’a, Bekir Coşkun’a, Necati Doğru’ya, Haluk Şahin’e yaptığınız gibi... ??? Franz Kafka’nın “Şato” ve “Dava”sını (Can Yayınları) okumanızı öneririm bugünlerde... Kafka, Nazi zulmünü haber veren bir yazardır. “Şato” ve “Dava”da bu ortamın nasıl hazırlandığını yalın bir dille anlatır Kafka. Çürüme, korku, umutsuzluk! Korkunun egemenliği... Çaresizlik... Gelen felaketin ayak sesleri... Bu çığlığı, acımasızlığı, yüz binlerin ölümünü, toplama kamplarını, savaşları... Kafka “Dava”da umutsuzluğu ve hüznü yaşatır insana. Kimileri bu nedenle Kafka’yı beğenmezler... Haluk Şahin’in, bizim mesleğimizin nasıl yozlaştığını, ülkemizde gazeteciliğin neden can çekiştiğini anlattığı kitabını da pek çok kişi beğenmeyecektir. Yazımı sonlandırırken Kafka’nın bir sözünü anımsıyorum: “Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen bir balta gibi olmalı!” ??? Korku çağından geçen, gazetecilerin tutuklandığı bir ülkede yaşamaktan kaç gazeteci utanç duyuyor, gerçekten çok merak ediyorum... AKP ‘yedi’ diyor ? Arınç, “Gül’ün süresi”yle ilgili tasarının ocak ayında Anayasa Komisyonu’nun gündemine alınacağını açıkladı. “Yetki YSK’de değil TBMM’de” diyen Elitaş ise sürenin 7 yıl olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresini düzenleyen tasarının önümüzdeki ay TBMM Anayasa Komisyonu’nun gündemine geleceğini açıkladı. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da Gül’ün süresinin 7 yıl olduğunu ve 28 Ağustos 2014’te sona ereceğini belirtti. Bakanlar Kurulu’nun ardından açıklamalarda bulunan Arınç, bir gazetecinin “Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili hükümetin çalışması var mı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “22 Aralık’ta son bütçe görüşmelerini takiben sanıyorum ocak ayının ilk haftalarında Anayasa Komisyonu bu tasarıyı gündemine alacak. Daha sonra da Genel Kurul’da Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin esas ve usuller yasalaşmış olacaktır. Aradığımız soruların cevabını o tasarının içerisinde bulacağımızı ümit ediyorum.” madığını söyledi. Elitaş, Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 7 yıl olduğunu, 2007’de seçilen Gül’ün, görev süresinin 28 Ağustos 2014’te dolacağını belirtti. Süreyle ilgili düzenlemenin ne zaman geleceğinin sorulması üzerine de Elitaş, “Geçen dönem çıkarmayı düşündüğümüz ama sürenin yetmediği bir tasarı var. O tasarı, önümüzdeki günlerde gündeme alınır” dedi. Elitaş, “Bu konuda TBMM mi yoksa YSK mi yetkili” sorusunu yanıtlarken de YSK’nin, seçimin sağlıklı, güvenli şekilde yapılmasıyla görevli olduğunu söyleyerek “Seçimin startını vermeye yetkili ve görevli kuruluş değil. TBMM, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili yetkili makamdır” ifadesini kullandı. “Görev süresi 5 mi 7 mi olacak, son noktayı kim koyacak?” sorusunu ise Elitaş, “CHP’ye diyorum ki başucu kitabı olarak kendilerine duayen hukukçularına sorsunlar, onların demeçleri var, bir hukukçu profesör arkadaşın beyanı da 7 yıl. Anayasa hukukçularının üzerinde durduğu konu seçildiği andaki süre neyse devam eder” diye yanıtladı. Korku Çağı... Örgütsüz ve sinmiş bir toplum, insan hakları ihlalleri karşısında susuyor, yaşananları görmüyor. Sendikal hak ve özgürlüklerin giderek yok olduğu toplumlarda siyasal erk, medyayı istediği gibi denetler. Türkiye 2011 yılının bitmesine 14 gün kala, siyasal iktidarın baskısını çok iyi görüyor. Peki bir tepki var mı? Yok! Uğur Dündar gibi deneyimli, olayların üzerine giden, salt gazetecilik yapan bir kişinin ekranlardan uzaklaştırılması, yine Can Dündar ve Ruşen Çakır gibi arkadaşlarımıza hiçbir gerekçe gösterilmeden çalıştığı kurumdan “yol verilmesi”, baskıcı sivil siyasi bir yönetimin Türkiye’yi nereye götürmek istediğinin en somut örneği değil midir? Öyle kıvırmaya falan gerek yok! Yaşananların, olup bitenlerin ayırdında gazeteci olanlar. Suya sabuna dokunma, talanın, yalanın üzerine gitme, tartışma programlarında siyasal iktidarın üzerine gitme... Dokunursan yanarsın arkadaş! ??? Geçelim... Arkadaşım Prof. Dr. Haluk Şahin’in “Can Çekişen Bir Meslek Üzerine Notlar” (Say Yayınları) kitabını mutlaka okumanızı öneririm. Şahin kimi gazetelerle de söyleşi yaptı, gazeteciliğin nasıl can çekiştiğini anlattı. Haluk Şahin, sansür ve otosansür konusundan, haberciliğin tasfiyesine değin önemli konulara değindi. Ne dedi Şahin: “Şunu söyleyeyim, bu iktidar bu konuda çok becerikli. Özellikle televizyonları yakından izliyorlar. Tam saha pres, adam adama markaj yapıyorlar. Ne demek istiyorum? Canlı yayın yapan 13 kanal var. Bunların bir kısmı cemaate yakın işadamlarına ait ya. Hatta hükümet tarafından aldırılmış kanallar. Bir kısmı da sinmiş, fikir Zincirbozan’ın kapısına kilit Süleyman Demirel, Deniz Baykal ve Hüsamettin Cindoruk’un da aralarında bulunduğu siyaset ve devlet adamlarının, 12 Eylül darbesinden sonra zorunlu ikamete tabi tutuldukları, Çanakkale’nin Lapseki ilçesi Çardak beldesindeki Zincirbozan mevkisinde yer alan askeri tesisler boşaltıldı. Milli Güvenlik Konseyi’nin 31 Mayıs 1983 tarihli kararıyla, Adalet Partisi’nden Süleyman Demirel, Ali Naili Erdem, Ekrem Ceyhun, Saadettin Bilgiç, Nahit Menteşe, İhsan Sabri Çağlayangil, Yiğit Köker, Cumhuriyet Halk Partisi’nden Deniz Baykal, Celal Doğan, Sırrı Atalay, Metin Tüzün, Ferhat Aslantaş, Süleyman Genç, Yüksel Çakmur, Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Gölhan, Zincirbozan’daki askeri üste zorunlu ikamete tabi tutulmuştu. Bir süre önce boşaltılan askeri tesislerin kapısına zincir sarılıp kilit vuruldu. Etrafı telle çevrili tesislerin bundan sonra ne amaçla kullanılacağına ilişkin bir açıklama yapılmadı. (Fotoğraf:AA UMUT ÖZGAN) CHP’li Kart’tan TBMM Başkanı Çiçek’e ‘Gül’ün görev süresi’ tepkisi: Anlaşılan başkan işareti almış ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Atilla Kart, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresiyle ilgili “Bunun kararını Meclis Başkanı vermez” diyen TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e “anlaşılan iktidardaki havayı koklamış, işareti almış” sözleriyle tepki gösterdi. Çiçek’in bu konunun kendisinin yetkisi dışında olduğunu belirtip, kararın uygulamasını YSK’nin yapacağını söylediğine dikkat çeken Kart, “Ama Meclis Başkanı’nın adres gösterdiği anayasal kurum görevini yapmıyor. Belli ki YSK de iktidardan işaret bekliyor” dedi. TBMM Başkanı Çiçek’in de bu konuda net bir tutum ortaya koymaması ve inisiyatif almamasını da eleştiren Kart, “Anlaşılan Sayın Başkan da işareti almış. Yani siyasi iktidar bu konuda ne karar verirse YSK de, diğer ilgili kurumlar da buna göre hareket edecek” görüşünü savundu. ‘Yetki Meclis’te’ Elitaş da TBMM’de gazetecilerin soruları üzerine, muhalefet partilerinin bu konuyu niye gündeme getirdiğini anlaya ÖNERGEYİ TBMM’DEN ÖNCE YAYINLADI CHP sorusuna yanıt Zaman’da ANKARA (ANKA) CHP Milletvekili Ali Rıza Köktürk, Odatv davasıyla ilgili verdiği soru önergesinin yanıtının TBMM’ye gönderilmeden önce bir gazete yayımlanmasına tepki gösterdi. Köktürk, Odatv davasının Emniyet boyutuyla ilgili iddialara yönelik İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in yanıtlaması istemiyle yazılı bir soru önergesi verdiğini anlattı. Köktürk, 26 Ekim 2011’de verilen önergesinin cevabının önergeye de atıfta bulunarak 15 Aralık 2011’de Zaman gazetesinde “Odatv’nin ODTÜ Raporu’na Bakanlıktan Yalanlama” başlığı ile yayımlandığına dikkat çekti. Köktürk, “Artık milletvekillerine, verilmesi gereken yanıtlar, bizzat bakanlık kanalıyla yanlı basına iletiliyor” dedi. Köktürk Şahin’e “Tarafıma göndermeniz gereken yanıtı adresi şaşırdığınız için mi yanlı basına gönderdiniz? Yoksa tıpkı gizli soruşturmalardaki Emniyet tutanaklarının ve tanık ifadelerinin yanlı basına servis edilmesi örneklerinde olduğu gibi, tek taraflı olarak kamuoyu yaratma arzunuz mu ağır bastı?” diye sordu. ÇORUM BELEDİYESİ’NDE YOLSUZLUK İDDİALARI AKP’li Külcü’ye bu kez rüşvet incelemesi SEYFETTİN METE GAZETEMİZ YAZARLARI ESKİŞEHİR’DEYDİ ‘Askeri değil sivil darbe var’ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Gazetemiz yazarları Şükran Soner ve Ali Sirmen ile gazetemizin yargı muhabiri İlhan Taşçı, Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü tarafından düzenlenen panelde bir araya geldi. Eskişehirlilerin yoğun ilgi gösterdiği panelde gazetemiz yazarları 12 Eylül’ün bugün sivil olarak devam ettiğini, Türkiye’de hukukun bağımsızlığına inancın yok olduğunu vurguladı. İlk konuşmayı yapan Soner, “Özellikle, emeği ile geçinenler, sendikalar 12 Eylül’den sonra haklarının nasıl gasp edildiğini, yok olduğunu gördüler. Özal ile birlikte Türkiye küresel sermayenin saldırısına açık hale geldi. Tüm dünyada küresel sermayenin saldırıları medya ile demokrasi adı altında yürütülüyor” diye konuştu. Sirmen de 12 Eylül baskılarının bugün üniformasız yürütüldüğünü vurgulayarak, “Tüm muhalifler potansiyel suçlu olarak görülüyor. Bakan söylüyor, ‘hüküm giymemiş teröristler var’ diyor. Böyle bir ortamda demokrasiden söz edilebilir mi?” dedi. ÇORUM Beton santralı firmasına ortak olduğu, belediyenin tüm beton işerhal istifa etmeli’ lerinin bu firmaya yaptırıldığı, müteahhitlere işlerini bu firmaya yaptırOlayla ilgili bir basın toplantısı dümaları yönünde baskı uyguladığı id zenleyen CHP Çorum İl Başkanı Yıldız diaları üzerine hakkında soruşturma Bek ise Külcü’yü istifaya davet ederek açılan AKP’li Çorum Belediye Baş ortaya atılan iddiaların müfettişler tarakanı Muzaffer Külcü’yle ilgili yol fından titizlikle incelenmesini istedi. suzluk iddiaları bitmiyor. İçişleri Bakanlığı’nı göreve çağıran Bestaş Yol Yapı İnşaat şirketinin or Bek, “Ortaya atılan ithamlar keşke tağı olan Halil İbrahim Çalış, beledi doğru olmasaydı. Ama ne yazık ki yolyede kazandıkları bir ihale sonrası ilk ön suzluk ve rüşvet olayları belgelerle, tace Belediye Başkan Yarnıklarla, ses kayıtlarıyla dımcısı Alper Zahir, sonortaya çıkmıştır” dedi. ? AKP’li Çorum rasında ise Belediye BaşHP heyet kanı Külcü’nün kendisinBelediye Başkanı gönderiyor den rüşvet istediğini, “Ne Muzaffer Külcü’yle Çorum ne de Türkiye geYolsuzluk iddiaları üzeilgili bu kez de nelinde bir daha ihale rine harakete geçen CHP ise alamazsın” diye tehdit Çorum Cumhuriyet önümüzdeki hafta milletedildiğini açıklamış, olaySavcılığı, müteahhit vekilleri ve parti yöneticila ilgili ses kayıtlarıyla lerinden oluşan bir heyeti birlikte savcılığa başvur Halil İbrahim Çalış’ın Çorum’a gönderecek. Hemuştu. Bunun üzerine ha“benden rüşvet yetin Çorum’da inceleme rekete geçen savcılık Çayapacağı, olayla ilgili kiistediler” itirafı lış’ın iddialarıyla ilgili inşilerle görüşerek genel üzerine inceleme celeme başlattı. Külcü’nün merkeze bir dosya sunabaşlattı. önümüzdeki günlerde ifacağı belirtildi. Öte yandeye çağrılacağı belirtildi. dan Külcü’yü istifaya çaİncelemenin soruşturmaya dönüştü ğıran CHP Çorum Milletvekili Tufan rülmesi halinde dosyanın Külcü hak Köse, olayı TBMM gündemine taşıyakındaki yolsuzluk soruşturmasıyla bir cağını açıklamıştı. leştirilebileceği belirtildi. ülcü ‘ortağım’ diyor, Hakkındaki iddialar üzerine 2 gün bofirma reddediyor yunca sessizliğini koruyan AKP’li Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Beton santralı firmasına ortak olduğu, dün yazılı bir açıklama yaptı. Külcü, hak belediyenin tüm beton işlerinin bu firkında “iftira kampanyası” başlatıldığını maya yaptırıldığı, müteahhitlere işleriileri sürerek şunları söyledi: “İddia sa ni bu firmaya yaptırmaları yönünde hibinin söylediklerine ilişkin bir gö baskı uyguladığı iddiaları üzerine hakrüşme aramızda kesinlikle geçme kında soruşturma açılan Külcü, firmaya miştir. H.İ.Ç. taleplerini ısrarla dile ge ortak olduğunu doğrulamıştı. Ancak tirmiş, daha yüksek bedellerle işleri söz konusu Serra Beton firmasından yapma isteğini ifade etmiştir. Biz ise yapılan açıklamada, “Külcü’nün şirbirinci işinde ihaleyi iptal ederek ketimizle doğrudan veya dolaylı 2011 yılında yeniden ihaleye çıktık. Bu hiçbir ilgisi yoktur” denildi. Külsurette belediyemizin kasasından 200 cü’nün ortaklığını doğrulamasına karbin lira paranın fazladan ödenmesine şın şirket yetkililerinin yaptığı açıklama mani olduk. İkinci ihalede ise mevsim soru işaretleri yarattı. şartları elverdiği ölçüde işler yaptırılmış ve kalan kısmı tasfiye edilerek iş sonlandırılmıştır.” ‘D C K C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle