19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 2011 PERŞEMBE 8 HABERLER MGK TUTANAKLARINDAN Yetimoğlu: Dün devletten yana tavır alan yargıçlar bugün aynı işi hükümet için yapıyor Değişen yalnızca sanıklar LEYLA TAVŞANOĞLU Sezer: Neyi tavsiye edelim BARKIN ŞIK İstanbul Barosu’nun eski genel sekreterlerinden avukat Uğur Yetimoğlu’yla “Ne olacak bu yargının durumu”nu konuşuyoruz. Yetimoğlu, tarih boyunca bütün hükümetlerin, bugün olduğu gibi yargıyı hep ayak bağı olarak gördüklerini söylüyor. Yetimoğlu, “AKP doğal olarak iktidar süreci içinde yargıyı kendine engel olmaktan çıkarmak amacıyla projeler geliştirdi” diyor. AKP’nin hükümete gelmesiyle birlikte, geçen on yıl içinde yargıda yapılan değişiklikleri nasıl karşılıyorsunuz? U.Y. Yargı fikri ve kurumu tarihsel süreç içinde hükmedenler, iktidar olanlar tarafından istenilen kurum ve fikir değildir. Hükümetler yargıyı kendileri için hep ayak bağı olarak görmüşlerdir. Bu gerçek bundan öncekiler için de AKP hükümeti için de böyledir. Yargı, AKP için icraatlarını engellemeye çalışan bir kurum ve siyaseten de Cumhuriyeti dönüştürme hedefini hayata geçirmek bakımından da taşıdığı misyon gereği ikinci bir engel olmaktaydı. O yüzden AKP doğal olarak iktidar süreci içinde yargıyı kendine engel olmaktan çıkarmak amacıyla projeler geliştirdi. Uğur Yetimoğlu Erzurum, Şenkaya 1959 doğumlu. İÜ Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Üniversite öğreniminden sonra serbest avukatlık yapmaya başladı. 199296 arası avukat Turgut Kazan’ın başkanı olduğu dönemde Çağdaş Avukatlar Grubu listesinden İstanbul Barosu’nun yönetimine seçildi. İki dönem baronun genel sekreterliği görevini yürüttü. 1994’te kurulan Avukatlar Dayanışma ve Hukuk Araştırmaları Vakfı’nın başkanı. Kurduğu eğitim merkezinde kuruluşlara, avukatlara, isteyen kişilere hukuk eğitimi verilmesini sağlıyor. ANKARA Balyoz davası iddianamesiyle deşifre edilen Annan Planı’nın görüşüldüğü 5 Nisan 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tutanaklarına göre, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve asker üyeler arasında gergin diyaloglar yaşanıyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün önerdiği tavsiye kararına Başbakan Erdoğan, “O şekliyle tavsiye kararı çıkması bu işin hiç olmaması anlamına gelir” yanıtını veriyor. Sezer, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına’nın, referandum öncesi anlaşmanın yürürlüğe girmesi konusunda dünya kamuoyuna “şerh” açıklaması yapılması istemine karşı çıkıyor. Balyoz davası iddianamesinin ek klasörlerinde çıkan kritik MGK toplantısı tutanaklarına göre, 5 Nisan 2004 tarihinde arka arkaya üçüncü kez yapılan ve Annan Planı’nın değerlendirildiği MGK toplantısının sonuna doğru Sezer, Orgeneral Özkök’e dönüyor. Cumhurbaşkanı’nın, “Bir tavsiye kararı filan gerekir mi vermemiz?” yönündeki sözleri üzerine Orgeneral Özkök, “Tabii çok tarihi bir karar. Bence bir tavsiye kararı alınmasında ben fayda görüyorum efendim” yanıtını veriyor. Sezer’in, “Bunu ne yönde yapalım Sayın Genelkurmay Başkanı neyi tavsiye edelim” sözleri üzerine Özkök, “Zannediyorum hükümet kanadı da katılıyor öyle görüyoruz ki bu onaylansın ama uygulaması Avrupa parlamentolarındaki onayı müteakip geçsin diye uygun görülürse” tespitinde bulunuyor. Erdoğan, Özkök’ün önerisine, “O şekliyle tavsiye kararı çıkması bu işin hiç olmaması anlamına gelir” yanıtını veriyor. Söze giren Cumhurbaşkanı, “Şu belki olabilir birincil hukuk konusunda bir tavsiye kararı bunu açıklamada derc etmeyiz. Kalır kendi içimizde tavsiye kararı bu duyarlılığı gösteririz ama açıklamada hiç söz etmeyiz bu tavsiye kararından olabilir. Burada kalma koşuluyla dışarıya sızmaması koşuluyla” kararını alıyor. Toplantıda, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına, referandumdan önce anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile ilgili şerh düşülmesini istiyor. Fırtına’nın, “Eğer şerh koymadan gönderirsek otomatikman işi başlatmış oluyoruz. Şerh konusunu kimden saklıyoruz. Kimden çekiniyoruz. Bu şerhi koyalım, hem Annan’a hem de Türk kamuoyuna, hem de dünya kamuoyuna yansıtalım” yönündeki sözlerine, Sezer karşı çıkıyor. Sezer, “Evet, şimdi bunu açıklamamızın o kadar çok sakıncası olur ki Rum tarafının eline koz vermiş oluruz. Şimdi açıklamakta doğacak sakıncalar efendim, 24 ile 29 arasındaki açıklamada farklı sonuçlar doğurur Sayın Fırtına. Şimdi biz karar da versek bu konuda, açıklamayı öngörmüyoruz. Şimdiden açıklamak bence zararımıza olur” diyor. Toplantının sonunda hazırlanan MGK bildirisi kelime kelime müzakere edilirken hükümet üyelerinin açıklamada kendilerine destek aradığı gözleniyor. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, “Efendim 2’nci maddedeki Annan Planı’nın son şeklinin resmiyet kazanması için gerekli sürecin başlatılmasını ve hükümetin takdir ve sorumluluğu olduğu işaret edilerek ifadesi burada hükümetin takdir ve sorumluluğu bir kısım tartışmalara sebebiyet verir sanki kurul farklı farklı düşünüyormuş gibi dışarıda tatsız şeylere sebebiyet verir diye endişem var” çıkışında bulunuyor. Sezer, “Ama bu doğru Sayın Çiçek sürecin başlaması durumunda da desek süreci kim başlatacak hükümet başlatacak” karşılığını veriyor. Başbakan Erdoğan ise açıklamadaki ifadeler için, “Cumhurbaşkanım, yani plana hiç olumlu yanı yokmuş izlenimi de veriyor” diyor. Genelkurmay Başkanı Özkök ise bildiriye şu ifadenin konulmasını istiyor: “Şimdi şöyle de diyebilir Annan Planı tümüyle incelendiğinde olumlu yanlarının yanında kimi isteklerimizin karşılanmadığı böylece her ikisi de yer alır bu da doğrusudur zaten. Olumlu yanlarının yanında veya olumlu yanları yanı sıra kimi isteklerimizin de karşılanmadığı o kadar.” Sezer, bildiri ile ilgili tartışmaların ardından, “Bu haliyle iyi sanıyorum, yoksa çıkamayacağız işin içinden” diyerek bildiriye noktayı koyuyor. Toplantının sonunda, 24 Nisan’daki referandumdan sonra MGK’nin toplanması kararlaştırılıyor. MGK toplantısından sonra yayımlanan bildiri şöyle oldu: “Annan Planı tümüyle incelendiğinde, olumlu yönleri yanında, kimi isteklerimizin karşılanmadığı ve planın uygulanmasında sorunların çıkabilme olasılığı bulunduğu görülmekle birlikte, konunun Türkiye ve KKTC bakımından taşıdığı duyarlılık, planın içerdiği öğelerin Türkiye ve KKTC’de ulusal yarar açısından irdelenmesinin ilgili hükümetlerce titizlikle yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede çözümün AB’nin birincil hukuku durumuna getirilmesinin önemi ve müzakere süreci içinde bu yönde Türkiye ve KKTC’ye verilen güvencelerin uygulamaya geçirilmesinin yakından ve ısrarlı bir biçimde izlenmeye devam edilmesi, Annan Planı’nın son şeklinin resmiyet kazanması için gerekli sürecin başlatılmasının hükümetin takdir ve sorumluluğunda olduğuna işaret edilerek sürecin başlaması durumunda, adadaki Türk varlığının, Türkiye’nin garantörlüğünün ve iki kesimlilik ilkesinin zayıflatılmaması amacıyla uygulamada gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi vurgulanmıştır.” ‘Neyi tavsiye edelim başkan?’ KP kendi hesaplarına hizmet edecek biçimde çalışıyor AKP iktidarı çok ilginç ve kendi hesaplarına hizmet edecek biçimde ciddi taktik ve stratejilerle çalışıyor. Yani bu hükümet ülkedeki bütün alanları kendi amaç ve ihtiyaçları doğrultusunda düzenlemek istiyor. Ülkenin sorunlarından beslenerek proje şekillendiriyor. Aslında çözmeye muktedir olduğu halde yargının birtakım sorunlarını çözmedi. Aksine, bunları derinleştirdi. Sonuçta kaotik bir ortam yarattı. Hükümet kafasındaki projeyi, yani yargıyı hükümete bağlayacak yapıyı oluşturmaya çalıştı. Anayasa değişikliğini 12 Eylül referandumu sürecinde yaşadık. Orada da hileler yapıldı. Sosyal yaşamı düzenleyen ayrı konular tek bir paket içinde halkın oyuna sunuldu. Halk orada da aldatıldı. Anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılıp darbecilerin yargılanacağı sözü verildi. Bunu yapmaları mümkün değildi. Yapmadılar da zaten. Amaçları yargıyı yürütmeye bağlı hale getirmekti. Bunu referandumla başardılar. A GM’lerden daha ağır bir dönem yaşıyoruz CMK’nin 100. maddesi değiştirildi. DGM’ler kaldırıldı. Yerine özel yetkili mahkemeler kuruldu. Gizli tanık uygulaması getirildi. Katalog suçlar tanımı yapıldı. Bunları nasıl karşıladınız? D U.Y. Bu konuda söylenecek hiçbir şey yok. Belki ileri bir söz olacak, ama bu özel yetkili mahkemelerin kurulmasıyla DGM’lerden daha ağır bir dönem yaşıyoruz. Demin dediğiniz gibi katalog suç diye bir tanım hukukta yok. Telefon ve ortam dinlemeleri, yani dinleme kayıtları bütün iddianamelerin tek delili. Böyle devam eden bir yargı süreci var. Ayrıca, ceza hukukunda bir tedbir kurumu olarak öngörülmüş olmasına karşın tutuklamalar artık cezalandırmaya dönüştü. Önemli olan delillerin karartılması ve kaçma şüphesi diyoruz. İyi de bu insanlar bu saatten sonra hangi delilleri karartıp nereye kaçabilirler? Böyle bir hukuk vicdanı olabilir mi? Bütün bunlar skandaldır. Burada sanki hükümet muhaliflerinden öç mü alınıyor? U.Y. En hafifinden buna zulmetme denebilir. Bir tutukluyu uzun sürelerle cezaevinde tutup insani haklarını ona vermeyerek defalarca cezalandırma yolunu seçiyorsunuz. Türkiye’de yargıçlar kendilerini as la bağımsız ve sivil olarak düşünmemişlerdir. Hep kuvvetler ayrılığı var diyoruz ya. Yargı, sistemin işleyişi gereği kendini devletin bir parçası kabul etmiştir. Esas olarak da devlete hizmet etme gerektiğine inanmıştır. Sistematik olarak da bireysel olarak da yargıçlarda bu anlayış oluşmuştur. argıçların tavır alması sakıncalı 1980 öncesinde de DGM’ler sürecinde de yargıç önündeki davada hep devleti daha üstün bir yere koymuş ve bireyle devlet arası ihtilaflarda sürekli devletten yana tavır almıştır. AKP’nin bu siyaseti dönüştürme projesinde bu durum o kadar ileri gitti ki devleti koruma anlayışıyla davrandı. Aslında yargının bu tür bir siyasi tavırla ortaya çıkmasını yanlış buluyorum. Yani Anayasa Mahkemesi’nde AKP’nin kapatılması davası açılmasını mı kastediyorsunuz? U.Y. Evet. O siyasi tavır bugünün hazırlanmasında önemli sonuçların doğmasına ne Y den olmuştur. O açıkça çok da hukuka uygun bir refleks değildi. Anayasa Mahkemesi siyasi bir tavır almıştır. Aynı yargıç, Genelkurmay brifing salonlarından brifing almayı kendi bağımsızlığı için engel görmemiştir. Böyle şey olmaz. Bunu yaparsanız bağımsız olduğunuzu kimseye anlatamazsınız. Çünkü siz sadece hukukun temsilcisisiniz. Bağımsız derken asıl devlete karşı bağımsız olmanız gerekir. İdeal hukuk anlayışı bakımından da yargıç, hukukun ve bireyin hak ve özgürlüklerinin teminatı olmalıdır. Ama açık söylemek gerekirse ülkemizde yargıcın önündeki dosya sadece bir evraktır. O dosyanın sayfaları arasında adı geçen şahıslar sadece bir hukuk kavramı olarak şahıstır. Onların birer insan olduklarını sürekli göz ardı etmişlerdir. Bugün yargıda bazı yenilikler yapıldı. Ama anlayış değişmedi. Dün devlet için adam asmayı marifet ve görev sayan yargıçlar, bugün aynı işi hükümet için yapıyor. Değişen bir şey yoktur. Sadece sanıklar değişmiştir. Yargıç anlayışımız aynıdır. Sezer, Fırtına’ya karşı çıkıyor Bildirideki kelime savaşları NESİN VAKFI’nda bakıcı abla aranıyor. Vakfımızda 712 yaş arası çocuklarımız için, çocukları seven, sorumluluk sahibi, açık fikirli, öğrenmeye yatkın, uzun süre bizimle çalışabilecek bakıcı ablalar arıyoruz. İlgili bölümlerden mezun olmuş veya konuya yatkın kişiler, bize aşağıdaki adres ve telefonlardan ulaşabilirler. NESİN VAKFI 0212 783 63 58 0533 358 97 81 nesinvakfi?nesinvakfi.org NESİN VAKFI’NDAN DAVET AZİZ NESİN’İN 96. DOĞUM GÜNÜ YEMEĞİ 17 Aralık 2011 / Cumartesi 19.30 Armada Otel, Ahırkapıİstanbul Konuk Sanatçılar Aynur Haşhaş / Zülfü Livaneli Müjdat Gezen / Vedat Özdemiroğlu Davetiye için: Ayten Targan 0533 726 21 85 Yurdanur Batırbay 0533 711 85 61 TC ADANA 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No 2011/7792 Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Satışı yapılacak olan taşınmaz Adana ili, Seyhan ilçesi, Kurtuluş Mahallesi 1036 adadaki 580,00 m2 yüzölçümlü 653 nolu parseldeki 14/280 arsa paylı kuzeygüney cepheli zemin kat 3 nolu mesken vasfındaki bağımsız bölümdür. Kurtuluş Mahallesi 64009 Sk. Ülgez Apt. No: 6 Seyhan/ADANA adresinde bulunmaktadır. Parselin imarı, E2 ön bahçeli altı katlı ikiz yapı 0,62,4 yoğunluk merkezi iş alanıdır. Adana 1. İdare Mahkemesi’nin 2010/9 Esas ve 2010/678 Kararı ile plan iptal notu mevcuttur. Taşınmaz Özel Ziyapaşa Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Merkezinin kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Ramazanoğlu Caddesi’nin 80 m kuzeyinde, Ziyapaşa Bulvarı’nın 80 m batısında bulunmaktadır. Belediyenin ve diğer kuruluşların tüm hizmetlerinden yararlanıyor olması gibi özellikleri taşınmazın değerine etki eden vasıf ve unsurlardır. Söz konusu taşınmaz daire betonarme karkas inşaat şeklinde yapılmış olup 2 oda 1 salon mutfak, antre, hol, banyo, WC ve 1 balkon şeklindedir. Söz konusu daire mahallinde yapılan ölçümde 99 m2 bürüt, 87,00 m2 net oturum alanlı olup 2 oda, salon, antre ve hol yerleri seramik kaplıdır. Dairenin tüm duvarları saten boyalıdır. Dairenin kapıları Amerikan panel kapıdır. Balkon kapıları ve pencereleri PVC’dir. Mutfak yer seramik, duvar saten boyadır. Mutfak dolabı hazır mutfak olup, tezgâh üstü suni mermerdir. Banyo yerleri seramik, duvarları fayans kaplamadır. Banyoda ayaklı lavabo, klozet ve duşa kabin bulunmaktadır. WC yerleri seramik duvarları fayans kaplamadır. Banyo ve WC tavanları düşük döşemedir. Dairede spot lamba, kartonpiyer bulunmaktadır. Dairenin pencerelerinde demir şebeke bulunmaktadır. Dairenin yola bakan kısmı camekânlıdır. Taşınmaz daire işyeri olarak kullanılmaktadır. Dairenin giriş kapısı çelik kapıdır. Dairenin elektrik ve su tesisatı faaliyettedir. Taşınmazın muhammen bedeli 150.000 00 TL’dir. Satış Şartları: 1Satış 03.02.2012 günü saat 10.0010.10 arası Adana Adliyesi 5. kat 408 numaralı odada açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 13.02 2012 günü aynı yerde aynı saatte ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse taşınmaz en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. İİK. 127 md. göre gazetede yayınlanan satış ilanı adresleri tapuda kayıtlı olmayan alakadarlara tebliğ yerine geçer. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Arttırma bedeli ile birlikte KDV resmi ihale pulu, tapu alım harç ve masrafları ve taşınmazın teslim giderleri alıcıya aittir. Satım harcı, taşınmazın aynından kaynaklanan birikmiş vergiler ile dellaliye resmi satış bedelinden ödenir. Gayrimenkul üzerindeki rehin ile temin edilmiş muaccel borçlar alıcıya devredilmeyerek satış bedelinden tercihen ödenecektir. 3İpotek sahibi alacaklılara diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafları 15 gün içinde bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Müdürlüğümüzce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/7792 Esas sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.08.12.2011 (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. (Basın: 76746) İşte o bildiri C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle