19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 2011 PERŞEMBE 14 Edilmeyen Giderler, 6111 sayılı kanunun uygulandığı 2011 yılında çok daha fazla gerçekleşecek. Yani, ülkemizdeki tüm kurumlar Aslında kanunen kabul vergisi mükelleflerinin vergi edilmeyen bu giderler dairelerine verdiği beyannamelerde nedeniyle devletin herhangi yer alan bilgiler birleştirilerek bir vergi kaybı ya da kazancı kamuoyunun bilgisine sunuluyor. yok. İşletmeler dönem içinde En son 2009 yılı Türkiye Kurumlar gider yazdıkları tutarları Vergisi Beyannamesi internet beyannamede kanunen sitesinde yayımlanmış. kabul edilmeyen gider Beyannamede yer alan tüm bilgileri olarak ekleyecekler. Vergisel burada paylaşmam mümkün değil. açıdan sonuç Ama çok önemli bir bilgi bu yazımızın değişmeyecek. konusunu oluşturacak: “Kanunen Ancak, ticari bilançolar Kabul Edilmeyen Giderler.” açısından sonuç değişiyor. 2009 yılında kurumların beyan ettiği hesaplardan çıkarılması amacıyla 2011 yılı ticari bilançoları zararlı Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler yapılacak düzeltmelerin kanunen kabul bilançolar haline geliyor. toplamı 39 milyar TL. Yani eski parayla edilmeyen gider olarak dikkate Bu mali tablolar ise işletmelerin kredi 39 katrilyon lira. alınmasını emretmişti. temininde zorluklar yaşamalarına sebep Kurumlar vergisi mükellefleri bazı Bu düzeltmelerin yapıldığı oluyor. Bankalar ve diğer kredi giderler yapmışlar, ticari açıdan dönemlerde, Kanunen Kabul Edilmeyen kuruluşları, zararın nereden işletmelerini ilgilendiren bu giderleri Giderler’in işletmelerin başına büyük kaynaklandığı üzerinde durmaksızın, vergi kanunları kabul etmemiş. Kurumlar dertler açacağını her fırsatta ifade zararlı işletmelere kredi vermek Vergisi Kanunu’nun 11. maddesi etmiştim. Ancak, ne yazık ki bu konuya istemiyor. 2011 yılı mali tablolarını ibraz kanunen kabul edilmeyen giderleri o dönemde bir çözüm getirilmedi. ederek kredi kullanmak oldukça zor düzenliyor. Ayrıca diğer bazı vergi İşletmeler Torba Yasa’nın bu görülüyor. kanunlarında çeşitli giderlerin vergi imkânlarından faydalandılar ve Sermaye yapıları kötü olan kurumları matrahının tespitinde indirim konusu düzelttikleri tutarları ilgili gider olarak ise daha kötü bir senaryo bekliyor yapılamayacağı belirtiliyor. dikkate aldılar. Böyle bir kanunun olabilir. Şu an yürürlükteki Türk Ticaret 2011 yılında bu tutarın çok daha uygulanmadığı 2009 yılında 39 milyar Kanunu’nun 324. maddesi hükmü yüksek olmasını bekliyorum. lira olarak gerçekleşen Kanunen Kabul gereğince şirketin Anımsanırsa, 2011 iflasına karar yılının başlarında verilmesi “Torba Yasa” olarak gerekebilir. tabir edilen 6111 sayılı Sonuçta; dönem kanunun işletmelere Babam SSK, vefat eden annem Emekli sonu işlemlerinin tanıdığı bazı Sandığı emeklisiydi. SSK’li çalışmaktayım yapıldığı şu avantajlardan ve bekârım. Annemin emekli maaşı bana günlerde Kanunen bahsetmiştik. Bunlar, ve babama bağlanır mı? Teslime Kabul Edilmeyen kasa, ortaklar cari ve Sorularınız için Altunbaş Giderler’in büyük stok hesaplarının malicozum?ismm SSK emeklisi babanız evlenmediği sorunlar düzeltilmesi ile ilgiliydi. mo.org.tr adresine sürece müteveffa annenizden ölüm aylığı doğuracağı tüm Anılan kanun, mail atabilirsiniz. Tüm sorular ealabilir. Siz de, Emekli Sandığı emeklisi gerçekliğiyle işletmelerin fiktif kasa posta ile tek tek annenizden dolayı SSK’li çalışsanız dahi ortada. Uyarımız bakiyelerinin, fiktif cevaplanayetim aylığı alırsınız. Evlenir ya da açık ve vakit ortaklardan alacaklar caktır. memur olursanız bu aylığınız kesilir. varken hâlâ bakiyelerinin ve yanlıştan işletmede bulunmayan dönülebilir. ticari malların elir İdaresi Başkanlığı, internet sitesinde “Türkiye Kurumlar G Vergisi Beyannamesi”ni yayımlıyor. Bedelliye Kıdem Tazminatı Yok kıdem tazminatı ödenip ödenmeyeceği” noktasında devam ediyor. Aslında yasa açık. Kimlerin kıdem tazminatı alabileceği, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde şu şekilde yazılır: a) İşveren tarafından 4857 sayılı İş Kanun’un 25. maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler dışında iş sözleşmesinin feshedilmesi, b) İşçi tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde sayılan nedenlerden dolayı iş sözleşmesinin feshedilmesi, c) Muvazzaf askerlik dolayısıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi, d) İşçinin bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme alması amacıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi, e) Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile iş sözleşmesini sona erdirmesi, f) İşçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin son bulması, g) 15 yıl sigortalılık süresini ve 3 bin 600 gün prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle işçiler kıdem tazminatı almaya hak kazanırlar. Görüldüğü gibi “c” bendine göre sadece muvazzaf askerlik nedeniyle işten ayrılan işçiler kıdem tazminatı alabiliyor. Yeni bedelli yasasında artık 21 gün temel askerlik hizmeti yapılmayacak. Bedelli askerlik parası yatırıldığında yükümlülükler yerine getirilmiş sayılacak. Dolayısıyla da kıdem tazminatı da ödenmeyecek. edelli askerlik tartışması yasa B çıktıktan sonra biçim değiştirerek, “işyerinden bu nedenle ayrılanlara Şirketlerde İflas Tehlikesi Kapıda O Mutabakat!.. 28 Haziran 2011’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Türk medyasının karşısına çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne demişti: Halkın seçtiği milletvekillerinin yemin etmesine izin vermeyen, antidemokratik ve hukuk dışı uygulamaların parçası olmayacağız. Bu anlayış, ilke ve demokrasi inancıyla yeminleri engellenen milletvekili arkadaşlarımıza yemin etme yolu açılmadıkça, biz CHP milletvekilleri de yemin etmeyeceğiz... Öyle de oldu... Aynı gün TBMM’de yapılan yemin törenine CHP katılmadı... Sonra?.. Sonrası hazin!.. Günler süren polemikler, AKP ile görüşmeler, parti içinde bastırılamayan “çatlak sesler” ve sonuçta 11 Temmuz günü CHP ile AKP arasında imzalanan mutabakat... Her iki partinin grup başkanvekilleri tarafından imzalanan, parti liderlerinin onayından geçen bu ortak metinde ne deniyordu?.. Siyaset kurumu için sorunların gündeme getirileceği, tartışılacağı, değerlendirileceği ve çözüm bulunacağı yegâne ortam TBMM’dir. Siyasi partiler sorunların çözümü için TBMM zemininde olmalıdır. TBMM’nin açılışından bugüne kadar yasama faaliyetine katılmamış olan milletvekillerinin Meclis çalışmalarına iştirak etmelerini ve katkı sağlamalarını arzu ediyoruz. CHP’nin bu metni yeterli bulduğu ve yemin krizini bitirdiği açıklandıktan sonra Kılıçdaroğlu ne dedi peki: Milli iradeye duyduğumuz saygının gereği yerine getirildi... Yemin krizi sürerken “tükürdüklerini yalayacaklar” diyen Başbakan Erdoğan’ın kriz sona erdiğinde söylediği ise yalnızca iki sözcükten ibaretti: Beklentimiz de buydu!.. ??? Aradan neredeyse 6 ay geçti... CHP ile AKP’nin mutabakat metninde “Meclis çalışmalarına iştirak etmeleri, katkı sağlamaları arzu edilen” milletvekilleri Silivri’de yatmaya devam ediyorlar, hem de tek kişilik hücrelerde!.. İktidar partisi, bırakın CHP ile yapmış olduğu mutabakata uymayı, CHP’nin Meclis’e getirdiği “Tutukluluk süreleri ağır ceza davalarında 3 yılla sınırlansın” önerisine bile şiddetle karşı çıkıyor!.. Son olarak, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, aslında AKP’nin içerideki milletvekilleri ya da yıllardır tutuklu yatanlarla ilgili, parmağını bile kıpırdatmaya niyeti olmadığını büyük bir pişkinlikle açıkladı!.. Ergin, bütçe konuşmasında, daha 6 ay önce mutabakat imzaladıkları CHP’lilerin gözlerinin içine baka baka aynen şunları söyledi: Sürelerle oynayarak uzun tutukluluk sorununu çözmeye kalkarsak arzu etmediğimiz sorunlarla karşılaşacağız maalesef... CHP’nin teklifi yasalaşırsa 2 bin 427 kişi tahliye olma durumuyla karşı karşıyadır. Bunların içerisinde polis öldürenler, terör suçu işleyenler, çocuklara karşı cinsel tacizde bulunanlar da var... Getirdikleri yasa maddesiyle, yüzlerce kişinin katili Hizbullahçıları, çocuk ve kadın katillerini, tecavüzcüleri salıveren hükümetin, üstelik Adalet Bakanı söylüyor bunları, iyi mi?! Bakan Ergin, yapılması gerekeni de açıkladı: “yargılama sürelerini kısaltmak!..” Aynı gün, Bakan’ın bu konuşmasını adeta bağıra bağıra yalanlayan şu haber gazetelerin birinci sayfasındaydı: “Ergenekon dosyası 1 milyon sayfayı aştı!..” Bu davalarda, bu sistemle ve bu mantıkla hızlanma olmayacağı çok açık... Hız isteyen var mı, o da ayrı bir soru tabii!.. Kısacası iktidar, Adalet Bakanı’nın ağzından muhalefetle adeta alay ediyor!.. Ayrıca iktidar partisi ya da hükümet sözcülerinin ne söylediği beni çok da fazla ilgilendirmiyor. Olaylar karşısında nasıl esnek, nasıl unutkan ya da inkârcı olabildikleri malum!.. Daha yemin krizi esnasında yazdıklarım, söylediklerim de ortada; “Güvenmeyin, ne idüğü belirsiz mutabakatlarla olmaz” demiştim, “Yemin etmeyeceğiz dedikten sonra, net bir sonuç olmadan bırakılmaz, itibar yitirirsiniz” demiştim.. Sonuç ortada!.. O nedenle, Adalet Bakanı sıfatlı kişinin bu açıklamalarından sonra CHP yönetimine soruyorum: O mutabakatı ne yapmayı düşünüyorsunuz?.. VEFAT EDEN ANNEDEN ÖLÜM AYLIĞI HAKKI Sadakatsizlik İhanettir PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Büyükannem, beni eğitmek isterken “toplumların öncelikli unsuru insandır” derdi. Ulusların tarihte yüce bir yer alabilmelerinin önkoşulunun da kişilerin nicelik ve nitelikleri bakımından namuslu, dürüst, doğrucu, alçakgönüllü, özverili, olanakları el verdiğince eğitimli, topluma yüceltici hizmetler getirenlere borçluluk duygularıyla sadakatli (içten bağlı) ve daha sayısı çoğaltılabilecek işlevlerle bezenmiş olmaları ön istemdir. Belirtmeye çalışılan bu durum insanların bencilikleri nedeniyle çok zor olsa da temenni ile önşart olarak düşünülür. Gerçek ve güvenilir dostluklarda hâkim olan nitelik budur. ??? 26 Kasım 2011 günü Sayın Başbakan’ın beklenmeyen, ameliyat da getiren rahatsızlığı toplumda merak ve endişe yarattı. İnsani duygulara sahip olan, yanında ve karşısındakilerde geçmiş olsun dileklerini oluşturdu. Bu ortamda şahsen beni şaşkınlık ve ne yalan söyleyeyim yanılgıya düşüren, kınama duygularını getiren, bir görüntüyü de izledik. Şöyle ki; Sayın Cumhurbaşkanı A. Gül, bugüne değin önüne gelen her konuyu duraksamadan kabulle imzalarken “futbolda şike” yasasını ki karmaşık ve bazı noktaları kabul edilemeyecek cezaları hafifleten mahkeme kararını veto etti. Daha önce verilmiş olan cezaların uygulanması istemiyle Meclis’e gönderdi. Bu konuda, Sayın Başbakan’la ters düşücü bu davranışla güç gösterimine girmiş gibi oldu. Başbakan’ın gerçek yardımcısı ve her konuda yandaşı olan Bülent Arınç da bu işlemde hemen Gül’ün yanında yer alarak “Cumhurbaşkanı’nın veto gerekçesine aynen katılıyorum” deyince, sacayağının iki ayağı zedelenmiş oldu. Yıllardır birliktelik içinde yol alırlarken benlik gösterimine düşmüş gibi olmaları şaşırtıcı ve meraklandırıcı bir izlem yarattı. ??? Son günlerde iktidardaki AKP ile ana muhalefet CHP içindeki bazı şaşkın kişiler de Atatürk’ün öncülüğünde mucize sayılabilecek bağımsızlık savaşımızın zaferiyle oluşturulan Cumhuriyetimize de sadakatsizlikle ihanete düştüler. AKP’den Ordu Milletvekili İhsan Şener, İnsan Hakları Komisyonu’nda akıl almaz fikirlerini ortaya sermiş. Ona göre 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’e çıkmamış, onların tarihinde böyle bir savaş yokmuş. O zaman benim çocukluğumda bile derin duygularla izlediğim anıtı dikilen düşmana ilk kurşunla karşı dururken Efson kurşunlarıyla şehit düşen gazeteci Hasan Tahsin de yalan bir öykü. Annemin babası Şeker Musa’nın Frenk Çarşısı’ndaki (şimdiki İzmir Fuarı’nın olduğu saha) marketini Yunan askerleri basıp yağmalamamış, o anda tepeden tırnağa felç olan dedem, faytonuna da el konulduğu için yürekli dostlarıyla küfeyle Asansör üstündeki Hatay Caddesi’nin başındaki konak niteliğindeki evlerine ulaştırılmamış, Yunan askerlerince el konularak ailem sokağa atılmamış, tüm donanımlı mekânlara Efsonlarca uygulanan zorla boşaltmayla el konmamış. Bu tragedya niteliğindeki acı veren olayları, anneanneciğim son nefesine dek tarih yazarcasına anlatmıştır. Mustafa Kemal’le kurtuluşumuzu sağlayan kahramanlara borçluluklarımızı, ruhlarına yasinler okuyarak ödemeye çalışmıştır. Kurtuluş Savaşımızın tarihi gerçeklerini işgalci Yunanlılar yerine bir kez de ey İhsan Şener Efendi, acılarını yaşayanların anlatımlarından dikkatle izleyerek öğren. Anacığım o tarihte iptidaide (ilkokul) öğrencidir. Arap alfabesinin zorluğu nedeniyle yazmayı öğrenebildiğini kanıtlamak için 15 Mayıs günü sınıfın tahtasına acemilikle çiziklemeye çalıştığı “Bu âlemde okuyup yazan feyz olır, okumayan cahil kalır” tümcesini bitirirken işgalcilerin top seslerinin şokuyla elindeki tebeşirle yere yığılır. Büyük dayım savaşa katılarak meçhul asker olarak şehit düşmüştür. Küçük dayım rüştiye (ortaokul) öğrencisidir. İstila başlayınca öğretmenlerin koruyuculuğunda evlerine ulaştırılırlar. Dedemin dostu Kuvayı Milliyeci Çakırcalı Mehmet Efe’nin Bayındır’ın Hasköyündeki anasıyla eşinin yardımlarıyla aileden geriye kalan anneannem, Rüştiyeli Hasan Dayım, 67 yaşlarındaki annem korumaya alınırlar. Köydeki tüm erkekler savunma savaşında olduklarından çevrede oluşan halk savaşçısı çetelere azık taşıma görevi Hasan Dayıma düşer. Bir gece bu görevle Menderes Çayı’nı geçmeye çalışırken serseri bir Efson kurşunuyla yaralanan dizi kangrenleşerek o da yaşamını yitirir. Bu yaşanan geçmişi, sadakatten soyutlanıp inkârla ihanete devam edecek misiniz İhsan Şener Efendi?!. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA HARBİ SEMİH POROY SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sarı, turuncu ya da beyaz renkte çiçekler açan bir süs bitkisi. 2/ Hisse, pay... Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup. 3/ Kaynağı antik çağlara dayanan kirişli bir çalgı... Nâzım Hikmet’in bir oyunu. 4/ Hz. Muhammed’in sözleri ile davranış ve eylemlerini aktaran bilgi... Bir nota. 5/ “ yaprak verir sır vermez rüzgâra” (C. S. Tarancı)....” Saçın ıslanmaması için giyilen kauçuk başlık. 6/ Gemilerde cıvadra donanımını desteklemek için yerleştirilen ek yapı öğesi. 7/ “Süsen” de denilen bir süs bitkisi... Bir cetvel türü. 8/ Vilayet... Bursa’nın bir ilçesi. 9/ Orta ve Doğu Avrupa kökenli Yahudilere verilen ad. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Büyük ve türlü 1 renklerde çiçekler açan bir süs bitkisi. 2 2/ İzmir’in bir ilçe 3 si... Lantan ele 4 mentinin simgesi. 3/ Bir meyve. 4/ 5 Yemek... Yatak 6 doldurmaya yara7 yan yün, pamuk, kıtık gibi şeyler. 5/ 8 Notada durak işare 9 ti... Necati Cuma1 2 3 4 5 6 7 8 9 lı’nın, sinemaya da aktarılan bir oyunu. 6/ Taraf... 1 G U R M E A P A Omurganın bel ile kalça 2 U L U T A P İ R arasındaki bölümü. 7/ Yol 3 S A L L A P A T İ suz ya da emeksiz elde 4 T MA P U T O edilen şey... Galyum ele 5 O D A K K İ R A mentinin simgesi. 8/ Atın 6 E N S U E K başına geçirilen dizgin ve K A R A S U süsler... Değişenlerin 7 A N Y E K E özünde değişmeden kal 8 M E R A 9 A Y A K Ç A K T dığı varsayılan idealist kavram. 9/ İtici neden, güdü... Başlangıcı olmayan, öncesiz. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle