19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 2011 PERŞEMBE [email protected] 12 DIŞ HABERLER İranlı yetkili Celali, nükleer tesise saldırının sağlık bakımından komşuları da etkileyeceğini söyledi Komşulara radyasyon uyarısı ? İran Sivil Savunma Örgütü Başkanı, Devrim Muhafızları üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Golam Rıza Celali, nükleer tesise olası bir saldırının, sağlık ve güvenlik bakımından komşu ülkeleri de etkileyeceğine dikkat çekti. EKBER KARABAĞ AB’de Son Tango Fransız sosyalistleri İngiltere’yi dışlayan ve AB’de “mali birlik” öngören son “26’ lar anlaşmasını”, Avrupa’da herkesten önce sorgulamaya başladı. Cameron’un ekarte edilmesinden sonra Fransa’daki cumhurbaşkanlığı kampanyasına Sarkozy’nin, “AB dümenini ele geçiren lider” havasında gireceğini gören sosyalistler, bu kozu şimdi Sarkozy’nin elinden almak peşinde… Sosyalist Parti’nin adayı François Hollande; geçen hafta yapılan anlaşmaya partisinin onay vermediğini ve cumhurbaşkanı olması halinde, sil baştan her şeyi yeniden müzakere edeceğini söyledi bile. Sosyalistlerin tespitleri paralelinde sahiden de Brüksel dönüşü Sarkozy anında “yeni Avrupa’nın fatihi” pozlarına girdi. Hafta içinde “Le Monde” na iki tam sayfalık söyleşi veren Fransa Cumhurbaşkanı; basının karşısına geçip herkesten önce “yeni bir Avrupa’nın doğduğunu” ilan etti. Merkel’le birlikte başı çektiği “yeni Avrupa”nın, “iki ayrı Avrupa”dan oluştuğunu belirterek; “Bunlardan biri (26’lar!) dayanışmayı öne çıkarırken diğeri yalnız (İngiltere!) ‘tek piyasaya’ önem veriyor” dedi. Füze tartışması sürerken SELAHATTİN GÖKATALAY İranlı işadamları Malatya’da TAHRAN İran, ülkenin güneyinde, Basra Körfezi kıyısında bulunan Buşehr nükleer tesisine yönelik olası bir saldırıdan tesisin yakınındaki komşu ülkelerin de sağlık ve güvenlik yönünden etkileneceği uyarısında bulundu. İran Sivil Savunma Örgütü Başkanı, Devrim Muhafızları üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Golam Rıza Celali yaptığı açıklamada, uluslararası yasaların bu tip merkezlere saldırı yapılmasını önlediğini söyleyerek “ABD ve İsrail nükleer tesislerimize saldırı düzenleyip onlara darbe vurabilseydi, mutlaka şimdiye kadar bunu yaparlardı. Gerektiğinde uranyum zenginleştirme merkezlerimizi daha güvenli yerlere taşıyabiliriz” dedi. MALATYA NATO tarafından Malatya Kürecik’e kurulması kararlaştırılan “Füze Kalkanı” konusunda, İranlı yetkililer tarafından “Malatya’yı vururuz” şeklindeki açıklamaların yapıldığı bir dönemde, İranlı işadamlarından oluşan 18 kişilik heyet, ticari görüşmelerde bulunmak üzere Malatya’ya geldi. İran Ankara Başkonsolosluğu Ticari Ataşesi Faraz Chamani ve İran’ın Sanandaj Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Muhammed Said Naghşizadiyan başkanlığındaki 18 işadamı ve ailelerinden oluşan heyet, ticari görüşme ve anlaşmalarda bulunmak üzere geldikleri Malatya’da, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nı (TSO) ziyaret etti. Malatya TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, ziyaret sırasındaki konuşmasında, “Malatya’ya gelmelerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. İlişkileri daha çok geliştirerek, dostlukları daha çok geliştirerek, bunu ticari potansiyele ve halkların zenginliğine dönüştürmek için her iki tarafın da gayret içerisinde olması gerekiyor” dedi. İran Ankara Başkonsolosluğu Ticari Ataşesi Faraz Çamani ise “İnşallah biz İranlılar ve Türk yetkililer bu kardeşliği, Sanandaj ve Malatya arasındaki kardeşliği daha da pekiştireceğiz” şeklinde konuştu. Füze kalkanı nedeniyle son dönemde ortaya çıkan gerginlikle ilgili bir soruya da cevap veren Çamani, “İki ülke arasında öyle medyaya yansıdığı gibi bir sorun yok. İnşallah bu yapacağımız iş sözleşmeleriyle beraber işbirliği daha yukarıya çekilecektir. Gidişatı iyi görüyoruz” dedi. ditlerden duyulan rahatsızlığı iletmişti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerde tansiyonun hiçbir zaman yükselmediğini söyledi. TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, “Dostum Salihi ile görüşmüştüm. Kendisine açıklamasından dolayı teşekkür ediyoruz. Türkiye–İran dostluğu kadimdir. Ezelidir ve kimse etkileyemez” karşılığını verdi. İran daha önce nükleer çalışmaların önemli ayağı olan uranyum zenginleştirme işlemlerini Buşehr’den ülkenin ortasında bir dağ altında yer alan Fordo tesislerine intikal ettirmeye başladığını açıklamıştı. İran’ın nükleer faaliyetlerinin askeri amaç taşımadığı yönündeki ifadelerinden ikna olmayan başta ABD ve İsrail, defalarca, bu ülkedeki nükleer merkezlere saldırı düzenlemeyi seçenekler arasında tuttukları uyarısında bulunmuşlardı. Eski ABD başkanlarından Jimmy Carter döneminde ulusal güvenlik danışmanı olan Zbignew Brzezinksi ise ABD’nin İran ile çatışmaya doğru gittiğini, bunun “korkunç” sonuçlar doğurabilecek bir savaşa yol açabileceğini söyledi. İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, AA’ya verdiği demeçte Türkiye hakkında “sorumsuzca” açıklama yapanları uyardıklarını söyledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu önceki akşam Salihi’yi arayarak füze kalkanı nedeniyle, Türkiye’ye yönelen teh Davutoğlu: Tansiyon yükselmedi ‘İki meçhul’ arasında Fransa’da bu tartışmalar yaşanırken zirve kararlarını veto eden İngiltere’de de kafalar karışık görünüyor. Küreselleşme koşulları ve şekillenmekte olan yeni dünya düzeninde “AB karşıtı” olmakla, “AB’cilik” arasındaki tercihler; büyük diplomasi deneyimi olan İngiltere gibi bir ülke için bile artık eskisi gibi net ve açık değil. Bazı yorumcular bunu; “Cameron; Büyük Britanya’nın ulusal çıkarlarıyla, Avrupa arasında bir tercih yapmadı. Cameron’un tercihi aslında bilinmeyen iki seçenek arasında bir tercih oldu” diyerek açıklıyor. Avrupa dışına sürüklenmenin olası maliyetleri şu anda İngiltere için zira hiçbir biçimde kestirilemiyor. Bunun yanı sıra AB’nin rotası da sis, pustan sıyrılmış değil. Aralarından İngiltere eksik olduğu için “bütçe birliği” kararını ortak bir AB antlaşmasıyla taçlandıramayan 26’lar; birliği “mali” düzlemde derinleştirme projesini, ulusal parlamentolardan geçirmek durumundalar. Özellikle Avro dışında kalan dokuz Avrupa ülkesi için bu bağlayıcı bir zorunluluk. Sağcı ve milliyetçi çoğunluğun hâkim olduğu Macaristan parlamentosunda, “mali birlik” planının onay alıp alamayacağı hiç belli değil. “Sovyet bloku” dönemi travmalarını üzerinden atamayan ve “uluslarüstü her türlü kararı” kuşkuyla karşılayan Çek parlamentosunda da keza; “gereken kanın” bulunup bulunamayacağı çok kuşkulu. Ekonomik konumu öbür AB ortaklarından daha iyi olan ve baştan itibaren “Avro”ya kuşkuyla bakan İsveç parlementosu da aynı şekilde, sürprizlere ve zigzaglara açık. Cameron’un tercihini “iki bilinmeyen arasında yapılan seçim” olarak tanımlayanlar işte ancak süreç boyunca şekillenecek ve belirlenecek olan bu “meçhuller bütününü” kastetmekte. ABD’li generallerin yerini şirketler alacak Kahireliler oy kuyruğunda ısır’da Hüsnü Mübarek rejiminin M devrilmesinin ardından yapılan ilk meclis seçimlerinin ikinci turu dün başladı. Seçimlerin ilk turundan Müslüman Kardeşler örgütü oyların yüzde 60’ını toplayarak birinci çıkmıştı. Seçim süreci mart ayında tamamlanacak. (Fotoğraf: AFP) ? ABD Başkanı Obama, Irak ekonomisinin Çin ve Hindistan ekonomilerinden daha hızlı gelişeceğini belirtirken Irak Başbakanı, ABD’li şirketleri ülkeye davet etti. Dış Haberler Servisi Irak Başbakanı Nuri el Maliki, ABD askerlerinin çekilmeye hazırlandığı ülkesinde savaşın açtığı yaraların sarılmasına yardımcı olmak amacıyla ABD şirketlerini Irak’a yatırım yapmaya çağırdı. Kırka yakın işadamı ile birlikte gerçekleştirdiği ABD ziyareti sırasında açıklamalarda bulunan Maliki, Irak’ta güvenliğin iyileştirildiğini ve Irak’ın geleceğinde öncülüğü generallerden çok şirketlerin üstleneceğini ifade etti. ABD, Irak’ta halen var olan yabancı yatırımın onda birini oluşturuyor. ABD Ticaret Odası’nda çoğu petrolcü olan, sağlık, iletişim, inşaat ve finans sektörlerinden, potansiyel yatırımcılara seslenen Irak Başbakanı, ABD’li firmalara sınırsız olanaklar sağlanacağını belirterek Irak ekonomisini çeşitlendirmeleri için en iyi yerlerin onlara sunulacağını kaydetti. Maliki, “Ekonominin tüm sektörleri, Amerikan iş dünyasına açık olarak orada mevcut” dedi. Bu arada Maliki ile önceki gün SALDIRGAN CEZAEVİNDEN AFLA ÇIKMIŞ Liege’de ‘katliam geliyorum’ demiş Dış Haberler Servisi Belçika’nın Liege kentinde gerçekleştirdiği saldırıda dört kişinin ölümüne, 120’den fazla kişinin de yaralanmasına yol açan Nordine Amrani’nin, olaydan sonra intihar ettiği açıklandı. Amrani’nin öldürdüğü kurbanları arasında gösterilen 75 yaşındaki kadının da ölmediği ancak durumunun ağır olduğu belirtildi. Saldırıda yaşları 15 ve 17 olan iki genç ile 17 aylık bir de bebeğin yaşamını yitirdiği bildirildi. Savcı Daniele Reynders’in verdiği bilgiye göre, kafasına sıktığı tek kurşunla intihar ettiği bildirilen saldırgan, saldırıyı neden gerçekleştirdiğine ilişkin herhangi bir mesaj da bırakmadı. Amrani’nin çantasında bir otomatik tüfek, bir tabanca ve birkaç patlayıcının yanı sıra 9 da yayın bulunduğu belirtildi. İçişleri Bakanı Joelle Milquet , 120’den fazla kişinin yaralandığını açıklarken ülkenin yeni başbakanı Elio di Rupo da “Tüm ülke acı içinde” dedi. Irak’ın Felluce kentinde dün binlerce kişi meydanlara çıkarak ABD güçlerinin çekilişini kutladı. Göstericiler “Felluce Direnişin Sembolü” yazılı pankartlar taşıdı. (AP) Barakada ceset Polis, dün Amrani’nin silahlarını gizlediği ve uyuşturucu yetiştirdiği barınakta kırk yaşlarında olduğu sanılan bir de kadın cesedi bulunduğunu açıkladı. Bir yıl önce, uyuşturucuyla ilgili bir suçtan ötürü afla serbest bırakılan saldırganın, her sabah görünmesi şartına rağmen hiç polise gitmediği ortaya çıktı. Amrani, 2003’ta düzeni bozmaktan ceza almış ancak cezası tecil edilmişti. görüştükten sonra açıklamalarda bulunan ABD Başkanı Barack Obama, Irak ekonomisinin Hindistan ve Çin’den bile hızlı gelişebilecek bir ekonomi olduğunu ileri sürdü. “Irak’ta kanımız döküldü ve olağanüstü harcama yaptık” diyen ABD Başkanı, “ABD Irak’la güçlü ilişkilerini sürdürecek” dedi. Meşale Asya’ya kayarken Çatışma ortasında kalan Türk öldü Haber Merkezi Suriye’de günlerdir süren çatışmalar ilk kez bir Türk’ün yaşamına mal oldu. Suudi Arabistan’da işçi olarak çalışan 46 yaşındaki İskenderunlu Münir Durul, izinli geldiği Türkiye’den yola çıktı. İddialara göre; Münir Durul’ın aracı sınır geçtikten sonra Suriye’de gasp edildi. Aracını bulmaya çalışan Münir Durul, İdlib kenti yakınlarında çatışma ortasında kaldı. Kurşunların hedefi olan Durul hayatını kaybetti. Daha önce de bölgeden geçen birçok Türk TIR’ı saldırıya uğramıştı. Türk hacı kafilesine de saldırıda bulunulmuştu. ALMAN HÜKÜMETİNİN ORTAĞI FDP KARIŞTI Berlin’de Avro istifası FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) Alman hükümetinin küçük ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) içindeki gerginlik, Genel Sekreter Christian Lindner’in bu görevinden ani istifasıyla yeni bir boyut kazandı. 32 yaşındaki politikacının somut herhangi bir gerekçe belirtmeksizin görevinden ayrıldığını açıklaması, Angela Merkel hükümetinin liberal ortağı içindeki “Avro ve iktidar kavgasının” iyice sertleştiğine yeni bir işaret olarak yorumlandı. Lindner, son günlerde yaşanan olayların bu kararı vermesinde etkili olduğunu belirtmekle yetindi. FDP Başkanı Philipp Rösler, Lindner’in kararına çok üzüldüğünü ancak yeni bir ismin en kısa sürede bu görevi devralacağını bildirdi. Sınırda savaş gerginliği bitsin Punkçılara şeriat makası Endonezya’da, punkçı gençlerin saçları, şeriata aykırı davrandıkları gerekçesiyle polis tarafından kesildi. Açe bölgesinin başkenti Banda Açe’de bir punk müzik konseri sırasında 65 punkçı genç, saçları kesildikten sonra gözaltına alındı ve 10 gün süreyle “ruhsal ve akli rehberlik” için bir polis okuluna gönderildi. (Fotoğraflar: EPA / REUTERS) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Türkiye topraklarının Suriye’ye müdahale için kullanılmasına karşı olduklarını belirtirken özellikle Suriye sınırındaki Hatay’da halkın “savaş gerginliği” nedeniyle büyük sıkıntı yaşadığını söyledi. Ertuğrul Kürkçü, Hatay’dan gelen bir grup sivil toplum örgütü temsilcisiyle Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin komşu ülkelere “demokrasi ihracı” iddiasının ihtiyatla karşılanması gerektiğini vurgulayarak “Çünkü demokrasi ihraç edilebilir bir şey değildir” dedi. “Tarihin meşalesi Batı’dan Asya’ ya doğru kayarken” diyor ünlü thinktankçi Dominique Moisi bu yüzden; “PostBatı dünyasına giriyoruz. Büyük Britanya 50’lerdeki gibi kendi başının çaresine bakabileceğini düşünerek kendisini aldatamaz. 50’li yıllarda Avrupa’daki itici gücün öyküsü, barış ve uzlaşma üzerine kuruluydu. O öykü artık değişti. Bugünün öyküsü, değişen dünyada var olabilmek savaşı. Avrupa ve Büyük Britanya beraberliği, bir yandan Londra adına daha az inziva; diğer yandan Avrupa için daha büyük inandırıcılık demekti. (Beraberliği bozan) İngiliz vetosu, sonuçta (iki taraf için de) ‘kaybetkaybet’ süreci oldu.” (Financial Times, 13 Aralık) AB’nin “inandırıcılık kaybı” ve “kaybetkaybet” süreci; aslında yalnız geçen haftaki son İngiliz vetosu ile baş göstermedi. Sürecin başlangıç noktası, gerçekte 7 yıl önce Türkiye ile sahneye konan alicengiz oyunları ile boyverdi. Ahde vefa ilkesinin yanı sıra, AB’nin tüm kuruluş paradigmalarını hiçe sayan bu “açık uçlu” pervasız oyunlar; sade Türkiye’de değil, uluslararası düzlemde AB’nin “inandırıcılığına” darbe vuran ilk büyük dönemeçti. O dönemeci; 2005’te AB anayasası referandumlarında yaşanan fiyaskolar izledi. Büyük iddialarla hazırlanan AB anayasası; Fransa ve Hollanda gibi birliğin kurucu ülkelerinde reddedildi. Şimdi Avrupa’nın inandırıcılığının biricik simgesi “Avro” ağır baskı altında. 9 Aralık’ta İngiltere’yi dışarıda bırakan “mali birlik” kararları; bu ağır baskıyı karşılamak için alındı. Manş’ın iki yanında daha uzun süre tartışılacak kararlar bakalım Avrupa’nın “inandırıcılığını” bundan böyle yerle bir edecek olan bir üçüncü fiyaskoyu önleyebilecek mi? C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle