19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 2011 PERŞEMBE [email protected] 16 KÜLTÜR Vehbi Koç Vakfı’nın Berlin’deki galerisi Tanas, ‘On İkide On İki’ sergisi ile yurtdışında yaşayan 12 sanatçının çalışmalarını bir araya getiriyor Kimlik verilir mi, edinilir mi? ? San Francisco’dan Canan Tolon, New York’tan Vahap Avşar, Londra’dan Ergin Çavuşoğlu, Amsterdam’dan Ahmet Öğüt, Berlin’den Nezaket Ekici’nin de çalışmalarıyla yer aldığı sergi, ‘verilmiş kimlik’ ve ‘edinilmiş kimlik’ arasında var olan bu sanatçıların kendi öykülerindeki yabancıyı ve yerliyi yan yana getiriyor. NAZLI PEKTAŞ BERLIN Berlin, capcanlı, içinde dolaşanı keşfetmeye sürükleyen ve onu çarpan bir şehir. Duvarın yıkılması sonrasında sınırları yıkan güç, bu büyük kentte değişimin ve dönüşümün anahtarı. Sanat, galeri ve müzelerin dışında da sokağın olağan durumu. Kenti gezerken araba tamircileri arasında ansızın bir galeri ile karşılaşmak, hemen her caddede bir heykeli seyretmek mümkün. Vehbi Koç Vakfı’nın girişimi ve desteği ile 2008’de Berlin’de kurulan Tanas da Türkiye’deki güncel sanatın sürekli olarak gösterildiği Avrupa’daki tek mekân olma özelliği taşıyor. Galeride 10 Aralık’ta açılan “Zwölf im Zwölften” (On İkide On İki) adlı sergi, Türkiye dışında dokuz farklı şehirde yaşayan 12 sanatçının üretimlerini, Almanya’da güncel sanat takipçileri ile buluşturuyor. Küratörlüğünü René Block’un, eş küratörlüğünü ise Ece Pazarbaşı’nın yaptığı sergi, Yapı Kredi Yayınları’nın “Türkiye’de Güncel Sanat” dizisinin sonuncusu olan “Her Yerde, Evinde” adlı kitabın yer Nezaket Ekici’nin ‘İçerideki Sınır’ adlı video performansı. verdiği sanatçılardan oluşuyor. Danışmanlığını Melih Fereli’nin, editörlüğü ise René Block’un yaptığı bu monografi dizisi, Türkiye’deki güncel sanatın da canlı kaynağı oldu. Güncel sanatı merkeze alarak bu alandaki önemli isimleri monografiler eşliğinde Türkiye’deki izleyici ile buluşturan bu 12 sergi, sona erse de René Block’a göre “bu bir başlangıç”. Çünkü Tanas’taki sergi bu kez, Türkiye sı nırları dışında doğmuş, göç etmiş ya da eğitim için gitmiş Türkiyeli sanatçılara odaklanıyor ve onları buraya, “vatan” denilen bağlılığa çeken/iten güce 12 noktadan bakıyor. Canan Tolon (San Francisco),Vahap Avşar (New York), Ergin Çavuşoğlu (Londra), Servet Koçyiğit (Amsterdam), Ahmet Öğüt (Amsterdam), Nilbar Güreş (Viyana), Anny Sibel Öztürk (Frankfurt), Ebru Özseçen (Münih), Şakir Gökçebağ (Hamburg), Nevin Aladağ (Berlin), Nezaket Ekici (Berlin) ve Nasan Tur’un (Berlin) çalışmalarının yer aldığı sergi, “verilmiş kimlik” ve “edinilmiş kimlik” arasında var olan bu sanatçıların kendi öykülerindeki yabancıyı ve yerliyi bazen yan yana getiriyor, kimi zamansa biri diğerini tamamen yok sayıyor. Karbüratör parçaları üreten atölyeden, Tanas’a dönüşen mekânda izleyiciyi karşılayan ilk iş Nevin Aladağ’ın “Fön” başlıklı ses ve ısı enstelasyonu. Galerinin giriş kapısına yerleştirdiği fön makinelerinden çıkan ses ve yayılan ısı daha ilk adımda galeriye gireni AVM’lere girerken yakalayan uğultuya ve ısıya maruz bırakıyor. Bu iş, yarattığı ironi dışında bizim lodos dediğimiz fön rüzgârının Almanya’da da yaşanabilen sersemletici etkisine, sanatçının getirdiği kimlikten ortak bir sesle bakıyor. “İçerdeki Sınır” adlı video performansta ise Nezaket Ekici teker teker küçük parçalar halinde çiğnediği sakızlardan Amerikan bayrağı yapıyor. Sergide bu performansın objesi de var. Ekici, ortaya koyduğu sakız çiğneyen şımarık kız edası ile bir yandan Amerikan bayrağının anlamını kırıp Amerika’yı yeniden düşünmemizi sağlarken, ağız salgısıyla oluşmasını sağladığı bu bayrağa bedeninden sıvı ekleyerek onu kişiselleştiriyor. Küresel kimliği biçimlendiren, dev ülkenin bayrağına yaptığı bu bedensel temas, zaman içinde eriyecek olan sakızlarla anlamı sert bir zemine taşıyor. Nasan Tur’un “Machine Spits Money / Para Tüküren Makine” adlı, galeri duvarına açtığı delikten her 5 dakikada 1 Avro fırlatan (ve ziyaretçilerin toplayabildiği) işi ise sergi boyunca sürdüğü düşünülürse sanat eserinin, bulunduğu yerde artan değerine ve duvarda asılı herhangi bir klasik dönem tablosuna esprili ve oldukça güçlü bir tavır takınıyor. Şakir Gökçebağ ise “Prefix and Suffix” adlı işinde de olduğu gibi bu sergideki tüm enstalasyonlarında, gündelik yaşamın içinden söküp çıkardığı eşyalara, aldığı kadar ekleyip hissettirmeden eksiltiyor ve onun nesneleri alternatif anlam düzlemleri yaratıyor. Gördüklerimizin arkasındakileri kişisel bir oyun alanı yaratarak sorgulayan sanatçının grafik dili, nesnelerle adeta yazı yazıyor. Berlin’den İstanbul’a güçlü bir ses ve enerji fırlatan “On İkide On İki” için yolunuz Berlin’e düşerse 3 Mart’a kadar vaktiniz var. (www.tanasberlin.de) YILMAZ GÜNEY FİLM FESTİVALİ BAŞLADI Çirkin Kral’ın ‘İz’inde... AYŞEGÜL ÖZBEK Kitabın yazarı JeanPierre Déléage’a ödülünü Güzin Dino sundu MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ’NDE BİR SEMPOZYUMLA ANILDI BATMAN Batman’da “Yılmaz Güney’in Geleneğinden Geleceğe Yürüyoruz” sloganıyla bu yıl ikinestival programında yer alan ve dün cisi düzenlenen Yılmaz Gügösterilmesi planlanan Aydın ney Film Festivali, önceki Ora k’ın “Berivan” adlı belgeselin gün Yılmaz Güney Sinemagösterimine 1 saat kala Batman Valiliği tarası’nda yapılan törenle başlafından engellendi. Valilik yaptığı yazılı açıkdı. Tayfur Aydın’ın Batlamada şu sözlere yer verdi: “Anayasamızın man’da geçen ilk uzun mettemel ilkelerine aykırı, kamu düzenini rajlı filmi “İz Reç” ile açıolumsuz yönde etkileyen, tarihi olayları lan festival, 18 Aralık’a kaçarpıtan, toplumda kin ve nefret düşmanlıdar devam edecek. ğını körükleyen ve PKK propagandası yaBaşta BDP Batman Milpan unsurlar içermesi nedeniyle ticari doletvekili Ayla Akat Atay ve laşım ve gösterime sunulması oybirliğiyle İstanbul Milletvekili Sırrı uygun bulunmamıştır.” Süreyya Önder’in de katıldığı açılış, iki yıldır KCK operasyonu kapsamında tuülkemizde sanatçıların, akademisyentuklu bulunan Batman Belediye Başlerin, gazetecilerin ve siyasetçilerin kanı Nejdet Atalay’ın gönderdiği susturulmaya çalışıldığını belirterek mesajla başladı. Atalay mesajında, “Yaşadıklarımızı sinemaya, şiire ve “Bu festivale genç kuşak yönetmen edebiyata dökmenin özlemi, bunun lerle yasaklanan, engellenen, hapse fırsatını, koşullarını yaratabilmenin dilen nihayetinde sürgünde yaşaheyecanı içindeyiz ve bunu başaramak ve ölmek zorunda bırakılan cağız” dedi. Tören sonrası yönetmen filmleriyle bir dönüm noktası olve oyuncu kadrosunun katılımıyla İz muş Yılmaz Güney geleneği arasınfilmi gösterildi, ayrıca filmin müzikda bir köprü inşa etmenin gururulerini yapan Mustafa Biber ve ekibi nu yaşıyoruz” dedi. Akat ise bugün de bir konser verdi. ‘Berivan’ın gösterimi engellendi F Abidin Dino kitabına Fransa’da ödül UĞUR HÜKÜM Dostları Vedat Günyol’u anlattı ZEYNEP ALTAY PARIS JeanPierre Déléage, 1993’te, Fransa’da yitirdiğimiz ressam Abidin Dino üzerine yazdığı “Abidine Dino Ou la main qui s’envolait / Abidin Dino ya da Kanatlanan El” başlıklı biyografik eserle “Jean D’Anselme 2012 Ödülü”ne değer görüldü. Geçtiğimiz hafta VitrysurSeine Kültür Merkezi’ndeki törende ödülünü gecenin onur konuğu, Abidin Dino’nun eşi, çevirmen Güzin Dino’dan alan Déléage’ın Fransa’da bu yıl yayımlanan kitabı, Türkiye’de 2007’de Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmıştı. Türkiye’nin UNESCO nezdinde Daimi Büyükelçisi Gürcan Türkoğlu ve Paris Başkonsolosu Uğur Arıner’in de katıldığı FransaTürkiye Dostluk Derneği’nin katkılarıyla düzenlenen gecede, fotoğrafçı, gazeteci Coşkun Aral’ın “Merhaba Abidin” isimli belgeseli de gösterildi. Törenin yapıldığı salonda ayrıca Abidin Dino’nun hayatı ve eserlerini tanıtan küçük bir de sergi yer aldı. Edebiyat profesörü JeanPierre Déléage, Homer, Jean Giono, Jules Vallès, Sénèque ve Yaşar Kemal gibi yazarlar üzerine yazdığı biyografileriyle de tanınıyor. 93 yaşında delikanlı yüreğiyle sonsuzluğa uğurladığımız yazar, yayıncı, eleştirmen ve çevirmen Vedat Günyol, önceki gün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda düzenlenen sempozyumla anıldı. Rektör Prof. Yalçın Karayağız’ın mesajının okunmasıyla başlayan “Hümanizm, Özgürlük, Aydınlık: Vedat Günyol” başlıklı sempozyuma Günyol’un çeyrek asır çıkardığı Yeni Ufuklar dergisine yazmış dostları, öğrencileri ve genç yazarlar katıldı. Zeki Coşkun’un yönettiği “Vedat Günyol’un Öğrencisi Olmak” başlıklı oturumun konukları Günyol’un yazılarını emanet ettiği dostları Hüseyin Erdem ve Masis Kürkçügil, Vedat Günyol külliyatının hatırlanmasının, parça parça anıların bir araya getirilmesinin gereğini vurguladı. Handan İnce’nin yönettiği; “Yazar Okulu: Yeni Ufuklar ve Sonrası” başlıklı ikinci oturumda yazar Demir Özlü Yeni Ufuklar dergisi nin önemini “Yeni Ufuklar’a yazmak büyük imtiyazdı. Bütün edebiyat dünyası takip eder, yazılanlardan hemen haberdar olurdu” sözleriyle vurguladı. Derginin neredeyse hemen her sayısına yazmış yazarlardan biri olan Ferit Edgü, Çan Yayınları’nın kuruluş sürecini anlatarak yayınevinin Yeni Ufuklar gibi yayıncılık dünyasına damga vurduğunu belirtti. Edgü, Günyol’un iki yakın çalışma arkadaşı Orhan Burian ve Saba hattin Eyüboğlu dönemlerinin farklı ürünlerine de dikkat çekti. Ahmet Ümit ise Günyol’un genç yazarlara her zaman destek olduğunu belirterek “Cumhuriyetin kültür devrimi varsa temelini atan insanlardan biri Vedat Günyol’dur” dedi. Hüseyin Erdem’in yönettiği “Vedat Günyol ve Dostları: Mavi Anadolu, Hümanizm, Aydınlanma” başlıklı son oturumda Yeni Ufuklar yazarlarından, düşünür Afşar Timuçin “öğretmenimiz” vurgusuyla başladığı konuşmasında “Düşünceyle yaşam arasındaki sıkı ilişkinin çok önemli olduğunu bilen bir aydın olarak yaşama etkin bir biçimde katıldı. Bizim gözümüzde doğruluk ve dürüstlük simgesidir” diyerek yaşamı ve yazılarıyla karanlığa kafa tuttuğunu belirtti. Günyol’un Köy Enstitülü dostu Mehmet Başaran; “Vedat Günyol karanlığa direnmek, yaşamı savunmak demektir” sözleriyle andı. Atilla Birkiye ise Günyol’un deneme ve eleştirilerinin kıymetini vurguladı. Sempozyumda ayrıca görsel ve ses kayıtlarından derlenmiş “Ben, Vedat Günyol” belgeseli de gösterildi. SİNEPARK KISA FİLM FESTİVALİ Kısalar Cep Sineması’nda Kültür Servisi Galatasaray Üniversitesi İletişim Kulübü ve MEDİAR’ın (Medya Çalışmaları, Araştırma ve Uygulama Merkezi) ortaklaşa gerçekleştirdiği “Sinepark Kısa Film Festivali” bugün ve yarın Galatasaray Üniversitesi Cep Sineması’nda izleyici ile buluşacak. Korku, aksiyon, fantastik ve bilim kurgu türündeki kurmaca kısa filmlerin yarışacağı festivalin seçici kurulunda yönetmen İlksen Başarır, oyuncu Mert Fırat, yapımcı Fuat Erman, sinema yazarı Ali Ulvi Uyanık, belgesel sinemacı Emel Çelebi ve görüntü yönetmeni Doğan Sarıgüzel yer alıyor. 23 filmin yarıştığı festivalde en iyi filme verilen ödül “Hürrem Erman Özel Ödülü” başlığıyla sunulacak. ‘Tekrar etmemesi için gerekli önlemi alacağım’ BAKAN GÜNAY’DAN TOPKAPI SARAYI’NDA YAPILAN DİZİ ÇEKİMİNE YÖNELİK AÇIKLAMA ANKARA (ANKA) Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Kurtlar Vadisi” adlı dizinin bazı sahnelerinin Topkapı Sarayı’ndaki Kutsal Emanetler Dairesi’nde çekilmesine yönelik tepkiye açıklama getirerek “Çekimin tekrar etmemesi konusunda gerekli önlemi alacağım” dedi.Günay, TBMM Genel Kurulu’nda, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın sorusu üzerine, çekimin sınırlı bir çekim olduğunu belirterek şöyle dedi: “Çekimde tarihi eser kaçakçılığı ile ilgili bir repliğin olması kaydıyla ve bu dizilerimiz dünyada çok dolaşma imkânı bulduğu için tanıtımı düşüncesiyle izin ve imkân vermişler. Ben bu şartlar altında bile olsa Kutsal Emanetler Dairesi’nin çekim mekânı olarak kullanılmasının doğru olmadığı şahsi kanaatindeyim.” Şakir Gökçebağ’ın çalışması. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle