Katalog

15 ARALIK 2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Genç kadın, şikâyetçi olduğu adam tarafından ilk duruşmanın yapılacağı adliyenin önünde öldürüldü 3 Adalet kapısında cinayet MOR ÇATI: Polislik Ulvi Bir Meslektir Bu başlığı ve bundan sonra yazacaklarımı fazla idealist, çok romantik ve hatta çocukça, aşırı nahif bulabilirsiniz… Ama ben bütün yaşamım boyunca polisliğin ulvi bir meslek olduğuna inandım ve bu inancımı hâlâ devam ettiriyorum… Aynen askerliğin de ulvi bir meslek olduğuna inandığım gibi! Çünkü polisler ve askerler kendi canları pahasına, yaşadıkları ülkedeki insanların canlarını, mallarını, özgürlüklerini, kişilik haysiyetlerini korur ve güvenliklerini sağlar. Günlük yaşamımızı güven içinde sürdürebiliyorsak, canımızı, malımızı, özgürlüğümüzü, sevdiklerimizi güvence altında görebiliyorsak, haysiyetimizi koruyabiliyor, gelecek için planlar yapabiliyor, yaşam sevincini duyumsayabiliyorsak, bunu ülkemizin askerlerine ve polislerine borçluyuz: Çünkü onlar bizim haklarımız ve bu yaşamı sürdürebilmemiz için canlarını tehlikeye atan insanlardır! ??? Benim tabiatımda, yetiştiriliş tarzımda şiddet yoktur… Tam tersine şiddete karşı olumsuz bir tavır vardır… Sadece maddi şiddete değil, manevi şiddeti de içeren her türlü baskıya karşı! Bu nedenle hiçbir zaman asker ya da polis olmayı düşünmedim… Ama bu mesleklerin mensuplarına karşı hep bir saygı ve minnet besledim… Çünkü onların, benim varlığımın, kişiliğimin, özgürlüğümün, haysiyetimin, malımın, mülkümün güvencelerini sağlayan fedakâr insanlar olduğunu düşünüyorum! ??? Elbette devlet adına meşru güç ve şiddet kullanma yetkisine sahip olan iç ve dış güvenlik güçlerinin arkasında yasalar ve adalet mekanizması yatar. Bu nedenle savcıların, yargıçların ve avukatların da bu ulvi görev yapan insanlarla bir bütün oluşturduğunu, “adalet mekanizmasının” sadece genel olarak ülkenin düzeni açısından değil, tek tek her birimizin özel yaşamları bakımından da bir güvence olduğunu düşünüyorum. “Adalet mekanizmasının” arkasında ise hiç kuşkusuz bir “devlet anlayışı” vardır: Türkiye’de savunduğumuz, gerçekleştirmeye ve işletmeye çalıştığımız devlet anlayışı “demokratik” yani halkın hizmetinde olan, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini koruyan ve seçmenler tarafından denetlenen bir devlet anlayışıdır. Böylece en üstte “demokratik devlet” anlayışı, onun altında “tarafsız ve bağımsız, evrensel kurallara göre işleyen bir adalet mekanizması” ve en altta da askerler ve polislerden oluşan bir piramide dayalı olarak yaşıyoruz. Bu piramidi Meclis, Mahkeme, Kışla ve Karakol olarak simgesel bir yapıya da dönüştürebiliriz! Zaten bu nedenle Meclis’te, Mahkemede, Kışlada ve Karakolda olup bitenler sadece devlet düzenini değil, hepimizi tek tek, bireysel olarak da ilgilendiren, etkileyen olaylardır. ??? Bu duygu ve düşüncelerle baktığımda, İzmir Karabağlar Karakolu’nda bir kadının iki polis tarafından dövülmesini, olayın “kadın konsomatristti” diyerek meşrulaştırmaya çalışılmasını, dayak yiyen kadının suçlu duruma düşürülmesini, polisler tarafından “Kafasını yere vurdu, sakinleştirdik” denilmesini, bu olay meydana gelirken başka polislerin seyretmesini, dayak yiyen kadına sağlam raporu verilmesini, dava sürecinde müzikhol sahibi ile öteki tanıkların ifade değiştirmelerini, son derece vahim ve sadece demokratik devlet düzenine karşı değil, her bir vatandaşa yönelmiş somut bir tehdit olarak algılıyorum… Bu olayı, ulvi bir mesleğe sürülmüş bir leke, polisiyle, doktoruyla, savcısıyla, demokratik rejimden bir sapma ve elbette öncelikle kadına karşı olmakla birlikte hepimize karşı işlenmiş bir insanlık suçu olarak görüyorum. Ve sormadan edemiyorum: Bu kadar çok insan bu suçu işleme cesaretini kimden alıyor? Olay aylarca kamuoyundan nasıl gizlenmiştir? Bunların amirleri, bu gibi olayları önlemek için kurumsal denetim mekanizmaları yok mudur? Yöneticilerin, politikacıların bu işte sorumlulukları nedir? ‘Evet beyler rahatsız olun’ İstanbul Haber Servisi Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı üyeleri, Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) vakfın kadına yönelik şiddet karşıtı spotlarını “toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı” bularak yayımlamamasına tepki gösterdi. Vakıf gönüllüsü Çiğdem Hacı Softaoğlu, “Kadına karşı şiddeti kınamayan yok. Kadına şiddetten bol bol söz edin, ama bunu kimin yaptığına gelince erkekleri işaret etmeyin. Bunu yapınca karşınızda RTÜK’ü bulursunuz” diye tepki gösterdi. Evinde yalnız yaşıyordu ? NEVŞEHİR (AA) Avanos’ta Bahçelievler Mahallesi’nde yalnız yaşayan Birsen G’nin (61) evine giren kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişiler, kadını kolundaki bileziği aldıktan sonra bıçaklayarak öldürdü. Zanlılar, yanan sobayı kullanarak evde yangın çıkardıktan sonra kaçtı. Sıvı Viagra kaçakçılığı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kaynaklarının verdiği bilgiye göre, Cilvegözü gümrük sahasında yapılan aramada, Türkiye’de ilk kez, cinsel uyarıcı olarak kullanılan sıvıjel halinde Viagra ele geçirildi. Ekipler 1 yıl içinde, çoğu yalnızca Türkiye’de yetişen 160 türe ait 5 bin 236 adet bitki tohumu ile dünyada sadece Erzurum Karayazı’da yetişen bir tür ters lale olan çiçeğin son kalan 57 soğanı da yurtdışına çıkarılmak üzereyken ele geçirdi. ? Trabzon’da, üç çocuk annesi kadın çocuklarının gözleri önünde birlikte yaşadığı kişi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde ise genç bir kadın, tehdit edildiği iddiasıyla şikâyetçi olduğu kişi tarafından davanın görüldüğü adliye önünde silahla öldürüldü, seken kurşunun isabet ettiği bir akrabası da yaralandı. ALİ AYAROĞLU ZONGULDAK Alaplı ilçesinde 24 yaşındaki Sibel Y. (24), eski sevgilisi olduğu öne sürülen minibüs şoförü Anıl T’nin (25) kendisini tehdit etmesi üzerine bir süre önce savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tehdit iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmanın yapılacağı Alaplı Adliyesi önünde bekleyen Anıl T, karşılaştığı Sibel Y’ye üzerinde taşıdığı ruhsatsız tabancayla ateş etti. Göğsünden vurulan kadın ile seken kurşunun karnına isabet etmesi sonucu yaralanan akrabası Özkan Ö, Alaplı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Sibel Y. yapılan müdahaleye karşın yaşamını yitirirken Özkan Ö. yapılan müdahalenin ardından Ereğli Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.Saldırının ardından kaçan Anıl T, polis ekiplerince yakalandı. Zeynep Gündoğdu Sinema oyuncusu Ferhat Gündoğdu Eşini bagaja koyup kaçırdı AKSARAY (Cumhuriyet) Sinema oyuncusu ve yapımcı Ferhat Gündoğdu, evi terk edip Adana’ya giden eşi Zeynep Gündoğdu’yu dövüp el ve ayaklarını koli bandıyla bağladıktan sonra İstanbul’a götürürken Aksaray’da polisin rutin güvenlik kontrolü yaptığı sırada yakalandı. Kontrol sırasında “Kurtarın beni kaçırıyorlar” diyen kadının sesi üzerine korkunç olay ortaya çıktı. Vücudunun çeşitli yerlerinde dayak izi bulunan Zeynep Gündoğdu, eşi Ferhat Gündoğdu’nun kendisini döverek ellerini ve ayaklarını bağlayıp İstanbul’a kaçırdığını söyledi. Bunun üzerine Ferhat Gündoğdu ile yanındaki Yıldırım İ., İsmet Y. ve Adem Y. gözaltına alındı. Öğretmen çift şofben kurbanı ? SAMSUN (Cumhuriyet) Samsun’un Çarşamba ilçesi Orta Mahalle Sofuoğlu Caddesi’nde emekli öğretmen Sami Akpınar (61) ve eşi Hasibe Akpınar (59), birlikte banyoya girdi. Şofbenden sızan gazdan zehirlenen çift, olay yerinde hayatını kaybetti. ücadeleye devam M Hastanede ihmale soruşturma ? DENİZLİ (Cumhuriyet) Denizli’de ilköğretim 5. sınıf öğrencisi Cennet Y.’nin (11) Denizli Devlet Hastanesi’nde faranjit teşhisi konularak eve gönderildikten 3 gün sonra menenjitten yaşamını yitirmesiyle ilgili Sağlık Bakanlığı soruşturma başlattı. Olayla ilgili Teftiş Kurulu Başkanlığı’ndan müfettiş görevlendirildi. Seken kurşunlar kadının bir akrabasını da yaraladı. (CEM SÜRMENELİAA) Her gün 5 kadının kocaları, babaları, ağabeyleri, sevgilileri tarafından öldürüldüğünü anımsatan Softaoğlu özetle şunları söyledi: “Yasalar çıkarılıyor, anlaşmalar imzalanıyor. Ancak kadınerkek eşitsizliğini besleyen mekanizmalar halen yerli yerinde duruyor. Biz feministler rahatsız edici de olsa gerçekleri söylemeye ve değiştirmek için mücadele etmeye devam ediyoruz. Evet beyler, rahatsız olun.” Çocuklarının gözü önünde boğazı kesildi ‘Tersledi öldürdüm’ AHMET ŞEFİK 4 kişiye 135 biner TL ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda 5 +1 bilen 4 kişi, 135 bin 820 lira kazandı. Kazandıran numaraların 4, 12, 13, 16, 22 + 14 olarak belirlendiği çekilişte; 5 bilen 2 bin 716 lira, 4 +1 bilenler 224 lira, 4 bilenler 19 lira 65’er kuruş, 3 +1 bilenler 13 lira 5’er kuruş, 3 bilenler 2’şer lira 35’er kuruş, 2+1 bilenler 3 lira 95’er kuruş, 1+1 bilenler 2’şer lira 25’er kuruş alacak. TRABZON Yenicuma Mahallesi’ndeki evlerinde önceki gece yarısı Hacer T. (31) ile birlikte yaşadığı A.Ş. arasında tartışma yaşandı. A.Ş, Hacer T’yi bıçakla göğüs ve sırtından yaraladı, ardından da boğazını kesti. Teslim olan A.Ş, ifadesinde, Hacer T’nin cep telefonunda cinsel içerikli mesajlar gördüğünü, son zamanlarda kendisini sürekli terslediğini, sinirlerine hâkim olamayıp cinayeti işlediğini söyledi. Hacer T ’nin eski eşinden 3 çocuğu olduğu, 16 yaşındaki oğlunun Rize’de babaannesiyle kaldığı, 10 yaşındaki kızı ve 5 yaşındaki diğer oğlunun ise cinayet sırasında evde bulunduğu belirtildi. Cinayetin ardından çocukların ağlamasından rahatsız olan komşuların polise haber verdiği, bu çocukların eve giden polis ekiplerince alındığı belirtildi. Müteahhide tedbir Van’da 27 kişinin yaşamını yitirdiği Sefa Apartmanı’nı yapan müteahhit Nezir Baş’ın mal varlığına el konuldu VAN (Cumhuriyet) Van’daki depremde 28 kişinin öldüğü Sevgi Apartmanı’nın müteahhidi Salih Ölmez’in ardından, kolonları kesilen ve 27 kişinin yaşamını yitirdiği Sefa Apartmanı’nın müteahhidi Nezir Baş’ın mal varlığına da el konuldu. Van kent merkezi Kâzım Karabekir Caddesi’ndeki Nezir Baş’a ait Sefa Apartmanı’nın 23 Ekim’de yıkılması sonucu ölen 27 kişi arasında bulunan 31 yaşındaki öğretmen Betül Can’ın ailesinin avukatı Mustafa Aladağ, Baş’a 375 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı. Aladağ’ın, Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede, binanın alt katında bulunan dükkânın kolonlarını keserek alan kazanımında bulunduğuna dikkat çekilen müteahhit Nezir Baş’ın standartlara ve deprem yönetmeliğine uygun bir yapı inşa etmemekle kusurlu davrandığı anımsatıldı. Dosyayı inceleyen mahkeme hâkimi, Baş’ın tüm mal varlığına tedbir koydu. Avukat Aladağ, Baş hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda da bulundu. Avukat Aladağ, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine de ülkenin genel deprem politikasının ve deprem önlemlerinin alınmamış olması nedeniyle dava açtık” dedi. Yeni plan İBB Meclisi’nde onaylandı ‘Kusurlu davrandı’ Tarihi Yarımada ‘koruma’ya kavuştu Van’da çile bitmiyor Van İstasyon Mahallesi’nde Ümit ve Hakan İba’ya ait çadırda, elektrik kontağından yangın çıktı. İba kardeşlerin çadırda bulunmadığı sırada çıkan yangını fark eden komşuları, durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Yangına kar ve suyla müdahale eden komşuları, bilgi vermelerine rağmen itfaiyenin gelmediğini söyledi. Yaklaşık yarım saat süren çalışmalar sonucu söndürülen yangında, çadır ve içindeki malzemeler kullanılamaz hale geldi. Depremin vurduğu Van’da bugün yağmur ve kar yağışı beklendiği bildirildi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre kentte sabah ve gece saatlerinde buzlanma ve don olayıyla birlikte hafif sis görüleceği bildirildi. (Fotoğraf: AASITKI YILDIZ) İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi, Tarihi Yarımada’yı koruyacak Nâzım İmar Planı’nı oybirliğiyle kabul etti. Tarihi surların içerisindeki kaçak yapıların tümü yıkılacak. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca hazırlanan planda Tarihi Yarımada’daki birinci derece tarihi eser niteliği taşıyan bazı yapıların yakınındaki oto park projeleri iptal edildi. Yerebatan Sarnıcı’nın çevresindeki yapılaşma kısıtlandı. Tarihi yapıların etrafındaki yeşil alanların, planlara işlenerek tescilli yapıların korunacağı bildirildi. İmar ve Bayındırlık Komisyonu Başkanı Sefer Kocabaş, “Surların içerisindeki kaçak yapıların hiçbiri kalmayacak. Tarihi yapıların etrafına yapılacak yapılar o eserlerle yarışmayacak” dedi. C MY B C MY B