19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 KASIM 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Adı birçok faili meçhul cinayetle anılan eski MİT yöneticisi Ankara’da sorgulanıyor 9 ALMANYA’DA BİR GÖZALTI DAHA BERLİN (AA) Almanya’da 2000 yılından beri 8 Türk ve 1 Yunanı öldüren aşırı sağcı katillere yardımcı olduğu şüphesiyle Ralf W. adlı bir aşırı sağcı daha Jena kentinde gözaltına alındı. Federal Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, Ralf W’nin, yasadışı aşırı sağcı “Nasyonal Sosyalist Yeraltı” (NSU) adlı grubu desteklemek, 6 cinayete ve bir cinayet teşebbüsüne yardımcı olmakla suçlandığı belirtildi. Ralf W’nin 1995 yılından beri Thüringen eyaletindeki aşırı sağcı çevrelerle ve cinayetleri işleyen teröristlerle de yakın ilişki içinde olmak ve katillere bir tabancayla kurşunları tedarik etmekle suçlandığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca, Ralf W’nin daha önce yakalanan Holger G. ile aşırı sağcı katilleri bir araya getirdiğinin tahmin edildiği kaydedildi. Polise teslim olan Beate Zschaepe’nin yanı sıra Andre E. adlı kişi cinayetlerle bağlantılı olarak yakalanmıştı. Eymür gözaltında CİHAN ORUÇOĞLU Yücelman’ı özlemle anıyoruz Spor Servisi Gazetemiz Spor Servisi kurucularından, Türk spor basınının duayeni, spor müdürümüz Abdülkadir Yücelman’ı aramızdan ayrılışının 2. yılında yarın saygıyla anıyoruz. Yücelman için düzenlenecek anma töreni yarın saat 13.00’te Eyüp’teki aile kabristanında yapılacak. ‘Büyük Usta’yı anacağımız törene; Yücelman’ın ailesi, sevenleri, öğrencileri, mesai arkadaşları, gazetemiz personeli ve spor servisi çalışanlarıyla spor dünyasının önemli isimleri katılacak. Yazarlarımız Ali Abalı ve Adnan Dinçer’in Abdülkadir Yücelman ile ilgili yazıları www.cumhuriyetspor.com.tr ’de... Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca sürdürülen “faili meçhul cinayetler” soruşturması kapsamında özel yetkili savcılar Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür’ün talimatıyla evinde gözaltına alındı. Susurluk kazasından önce hazırlanan MİT raporunda da birçok faili meçhul cinayetle anılan, Ziverbey Köşkü’nde Faik Türün’ün emrinde çalışan, Kızıldere ve Ulaş Bardakçı’nın öldürüldüğü operasyonlara katılan Eymür, Ankara’ya gönderildi. Mehmet Eymür’ün çok sayıda cinayetin tanığı olduğu belirtiliyor. MİT’İN KARA KUTUSU >> 1943 yılında İstanbul’da doğan Mehmet Eymür, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulu’nu bitirdi. Milli İstihbarat Teşkilatı’na giren Eymür, MİT’te Hiram Abas’la birlikte Ziverbey’de Faik Türün’ün emrinde çalıştı. Eymür, Kızıldere ve Ulaş Bardakçı’nın öldürüldüğü operasyonlara katıldı. 1975 yılında Ankara MİT Bölge Dairesi Başkanlığı Takip Şube Müdürlüğü de yapan Eymür, 1980’de Bulgaristan’a gittikten sonra 1982’de Kenan Evren’in damadı Erkan Gürvit tarafından Köşk’e çağırıldı. ASALA’ya karşı eylemlerde görev aldı. 70’li yılların başında girdiği MİT’te Alaattin Çakıcı’nın yakalanmasının ardından Washington’dan merkeze çağrıldı. Emeklilik kararına direnince MİT Yasası’nın 19. maddesi işletildi ve Mesut Yılmaz’ın onayıyla Şeker Fabrikaları’na müşavir olarak atandı. Daha sonra emekliye ayrılarak Washington’a yerleşen Eymür, “atin.org” adlı internet sitesinde yaptığı açıklamalarla uzun süre gündemde kaldı. İşadamı Sudi Özkan’ın danışmanlığını yapan Eymür, “Sentez” isimli bir kitap çıkardı. AP’NİN ALMAN MİLLETVEKİLİ İSMAİL ERTUĞ: Irkçılık sumen altı edildi giler verdi. 11 Eylül’de ABD’de yapılan terör salBRÜKSEL Almandırılarından sonra İslama ve ya’da azınlıklara ve göçMüslümanlara karşı bir tepmenlere yönelik saldırıları kinin oluştuğunu, aşırı sağ değerlendiren Avrupa Parçevrelerin azınlıklara ve göçlamentosu’nun Türk kömenlere karşı söylemlerini kenli Alman Milletvekili sertleştirdiğini belirten Ertuğ, İsmail Ertuğ, aşırı sağın “Almanya’da bir süredir gelişmesi ve neden olduğu ırkçı saldırılar yapılıyor. olayların görmezlikten geBu konuda 3 milletvekili, linmesinin bugünkü ağır Almanya Cumhurbaşdurumu yarattığını belirtti. İzmirli bir ailenin kanlığı ve Başbakanlığı Aşırı sağ partilerin kapatıl çocuğu olan Er nezdinde girişimde bulumasını isteyen Ertuğ, “Mer tuğ, 1975’te Al narak araştırma komisyokel’in bu olayı sumenal manya’da doğ nu oluşturulmasını istedu. İş idaresi ve tında tutması ne kendisi sosyal sigorta dik. Alman kamuoyu yone, ne Avrupa’ya ne de konusunda uz ğun biçimde bunu tartışıaşırı sağla mücadeleye man olan Ertuğ, yor” dedi. katkı vermez” dedi. Ertuğ Almanya Başbaka2009 seçimlerinAvrupa Birliği Türkiye de AP’ye seçildi. nı Angele Merkel’in söyDelegasyonu tarafından dülemlerini samimi bulduğunu, zenlenen basın gezisi kapsamında ancak bugüne kadar olayların üzeriTürk gazetecilerlerle bir araya gelen ne gidilmediğini vurguladı. SoruşErtuğ, Türk kökenli sekiz dönercinin turmaların sürdüğünü, ucu nereye öldürüldüğü ve Solingen’de dokuz kadar giderse gitsin araştırmaların sürTürk’ün yakıldığı cinayetlerin Neomesi gerektiğini ifade eden Ertuğ, yanaziler tarafından işlendiğinin ortaya bancı düşmanlığı tamamen ortadan çıktığının anımsatılması üzerine, ırkkalkmadıkça toplumsal barışın zor çı saldırılar konusunda ilgi çekici bilolacağını söyledi. AHMET ŞEFİK Çarkın’ın itiraflarıyla başlatıldı Eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın itiraflarıyla başlatılan soruşturma kapsamında, daha önce eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ile eski özel harekât polisi Ercan Ersoy’un da aralarında bulunduğu bazı kişiler tutuklanmıştı. Ankara’da yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul’da dün gözaltına alınan Mehmet Eymür’ün Sarıyer Ferahevler Yeni Beldemiz Sitesi’ndeki evinde saat 09.00’da başlayan aramalar 12 saat sürdü. Evindeki aramanın ardından gözaltına alınan Mehmet Eymür, akşam saatlerinde Ankara’ya götürüldü. Soruşturma Fikri Sağlar: Demirel, Çiller, Ağar, Güreş de sorgulansın ski Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi ve eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Eymür’ün karanlık bir dönemle ilgili en fazla bilgiye sahip insanların başında geldiğini belirterek “Mehmet Eymür’ün bilgileri ile Mehmet Ağar’ın bilgilerinin ciddi bir şekilde irdelenmesi gerekiyor. Özellikle Susurluk kazası öncesindeki dönemin aydınlanması için iki Mehmet’in de ortaya koyacakları bilgiler hayati önem taşıyor” dedi. İstihbarat teşkilatında ve teşkilatın kendi içindeki ayrışma ve çatışmaların kamunun bilgilenmesi doğrultusunda önemli bir işleve sahip olduğunu anlatan Sağlar, “Çünkü o çatışmalar olmasa bugün birçok şeyin farkına varamazdık. Birçok belge ve bilgiye ulaşamazdık. O nedenle Ayhan Çarkın’ın verdiği ifadeler çerçevesinde; daha da öteye giderek, İbrahim Şahin’in, Mehmet Ağar’ın, dönemin başbakanı Tansu Çiller’in, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in de sorgulanması gereki E SORUŞTURMA AÇILDI Sağ’a Ali Haydar sorusu SİBEL BAHÇETEPE Türk halk müziği sanatçısı Pınar Sağ hakkında, Tunceli’nin Hozat ilçesinde konser sırasında söylediği sözler nedeniyle “terör örgütü mensuplarını övmek ve memura hakaret” gerekçeleriyle Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldı. Sağ, bugün Malatya’ya giderek Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verecek. “10. Munzur Doğa ve Kültür Festivali” kapsamında 31 Temmuz 2010’da konser veren ve bu sırada yaptığı konuşmalar nedeniyle soruşturma açılan Sağ, geçen günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne giderek ifade verdi. Sağ, bu ülkenin bir sanatçısı olmaktan ziyade haksızlıklara, katliamlara, işçi ölümlerine karşı bir birey olarak düşüncelerini dile getirdiğini belirterek “Ancak beni yargılamak isteyen zihniyet bölgenin kendi eseri olan Ali Haydar ezgisini okumam, konuştuklarımın hatta konuşmadıklarımın da cımbızla önüme soruşturma olarak çıkmasını eleştirmemi de suç sayıyor. Kaldı ki, Ali Haydar türküsü daha önce başka sanatçılar tarafından seslendirildi, albümlere konuldu. Bana ise polis sorgusunda bu türkü soruldu ” diye konuştu. “Eşitlik ve özgürlük adına mücadele eden bir halk sanatçısıyım” ifadelerini kullanan Sağ, “Direnenlerin yanında durmak benim için onurdur” dedi. Dava açıldığı takdirde Sağ, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. yor. Bir dönem ile ilgili gerçek bilgilere ulaşılmak isteniyorsa o zaman görev yapmış tüm insanların sorgulanması gerekiyor” diye konuştu. Eymür’ün çok ciddi bilgilere sahip olduğunu anlatan Sağlar, “Birçok olayın içerisinde olduğu gibi birçok olayın da takipçisi, irdeleyicisi, destekleyicisi konumundadır. Biz Susurluk Komisyonu’ndayken önümüzü görebilmemizi sağlayacak iki önemli bilgi vardı. Bunlardan bir tanesini Mehmet Eymür, diğerini ise Hanefi Avcı vermişti. Bu bilgiler bizi bayağı ileri götürdü. Dolayısıyla Eymür’ün çok önemli bilgiler vereceğini düşünüyorum” dedi. Eymür’ün, Ömer Lütfi Topal ve Tarık Ümit cinayetlerinde de bilgi sahibi olduğunu kaydeden Sağlar, “Komisyonda bunları aktardı. Eymür’ün Susurluk çetesiyle ilgili mahkeme tutanaklarına bakılması gerekiyor. Orada verdiği ifadeler çok önemlidir. Eymür, MİT’in bilgisi içinde ama engelleyemediği eylemlerin birçoğunun tanığıdır” ifadesini kullandı. TAVAK BAŞKANI PROF. FARUK ŞEN KORUMA İSTEDİ Alkışlı tezahürat üzerine mahkeme başkanı izleyicileri salondan çıkarttı ‘Neonazilerin 88 kişilik ölüm listesi açıklansın’ İstanbul Haber Servisi Almanya’da Neonazilerin 88 kişilik ölüm listesinde bulunduğu ortaya çıkan TürkAlman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, tehdit altındakilere koruma verilmesini istedi. Şen, Türkiye Dışişleri’ne çağrı yaparak “Almanya vermezse Türkiye koruma verebilir” dedi. Almanya’da Neonazilerin yanan evinde çıkan 88 kişilik hedef kişiler listesi Alman makamları tarafından hâlâ tümüyle açıklanmadı. Listedeki Türk isimlerden üçünün isimleri geçtiğimiz hafta Avrupa ve Türk medyasında yer aldı. Bu isimler, yıllarca Almanya’da Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Merkezi başkanlığı yapan Prof. Faruk Şen, Almanya Köln bölgesinde aktif çalışmaları ile tanınan Tayfun Keltek ve Almanya’daki Milli Görüş’ün önemli isimlerinden Oğuz Tütüncü. Bu isimlerden Şen, Euractiv.com.tr’ye açıklama yaptı. Neonazi cinayetlerinin arkasında Alman derin devletinin bulunduğunu belirten Şen, şunları kaydetti: “Neonazilerin hedefindeki 88 kişinin ismini tümüyle açıklamalıdır. Bu listedekilere, özellikle Türklere, Alman devleti koruma vermelidir. Çünkü başka Neonazi hücreler yarım kalan işleri bitirmeye kalkabilir. Eğer Alman devleti bu kişilere koruma vermezse, Türkiye Almanya’ya başvurarak, bu Türklere koruma verebilir. Uluslararası ilişkiler açısından Türkiye’nin böyle bir talepte bulunma hakkı vardır. Türk kurbanlar için verilmek istenen 10 bin Avro çok azdır. Bu olayları küçümsemenin bir ifadesidir. Bu miktar en azından 100 bin Avro olmalıdır.” Balyoz’da gerginlik HATİCE TUNCER Balyoz davasında avukat Celal Ülgen’in, “Burası karşıdevrim mahkemesi değil” sözlerini alkışlayan izleyiciler, mahkeme heyeti başkanı Ömer Diken tarafından bir saat süreyle salondan çıkarıldı. Savcı Savaş Kırbaş’ın Eskişehir’de bir okula ilişkin “türban, namaz, oruç, dini faaliyetler” içerikli rapora dair soruları nedeniyle çıkan tartışma üzerine avukat Ali Fahir Kayacan, “28 Şubat’la hesaplaşma görüntüsü yargılamayı yıpratır” dedi. Silivri’de görülen davanın sabahki oturumunda Kırbaş, Eskişehir’deki evinde bulunduğu iddia edilen flaş bellekteki belgeler 2. ve 3. Balyoz iddianamelerine dayanak oluşturan emekli Albay Hakan Büyük’e sorular yöneltti. Kırbaş, Eskişehir’deki bir okulda “öğretmenlerin başlarının açık olduğu, ancak 3 öğretmenin çarşıda türbanlı görüldüğü, sakıncalı dershanelerin broşürlerinin masalarda bulunduğu, bazı öğretmenlerin selamünaleyküm şeklinde selam verdiği, bazı öğrencilerin vakit namazı kıldığı, oruç tuttuğu, çağdaş kıyafet giymeyen bazı sakallı kişilerin bayramlarda bağışta bulunduğu” şeklindeki istihbarat raporunun altında Büyük’ün imzasının bulunduğunu belirterek “Bunu siz mi yazdınız” diye sordu. Bunların istihbarat değil, gözlem raporu olduğunu söyleyen Büyük, “20022003 yılların arasında yapıldığı iddia edilen darbe teşebbüsünden yargılanıyorum. Okuduğunuz belgelerin dosyadaki suçlama ile ilgisi yok” dedi. İstanbul Adalet Sarayı basın odası açıldı Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı Basın Odası’nın açılışı dün yapıldı. Adliyede görevli gazetecilerin çalışması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahsis edilen basın odasının açılışına, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, başsavcı vekilleri ile Basın Savcısı Nurten Altınok ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç katıldı. Mobilyaları TGC tarafından yaptırılan basın odasının tabelası, TGC Başkanı Erinç ile Başsavcı Turan Çolakkadı tarafından asıldı. (Fotoğraf: AAMURAT PAKSOY) ERGENEKON TUTUKLUSU EMEKLİ ALBAY RAHATSIZLANDI Avukat Ülgen’in de “Burası karşıdevrim mahkemesi değil. Kürsünüzün arkasında Atatürk’ün maskı var. Ne zaman ki burası karşıdevrim mahke C MY B C MY B urası karşıdevrim mahkemesi değil’ ‘B mesi olur, o zaman bu tarz soruların sorulmasına izin verilir” şeklindeki sözleri izleyiciler tarafından alkışlandı. Bunun üzerine Başkan Diken, “İzleyicileri dışarı çıkarın” dedi. Duruşmaya saat 11.00 sıralarından itibaren izleyicisiz devam edildi. Bu arada duruşma salonunun girişine sanık yakınları tarafından asılan “Alkışlamak yasaktır” yazılı kâğıtlar indirildi. Duruşmaya öğle arası verildiğinde sanık avukatları bir dilekçe hazırlayarak mahkemeye sundu. Balyoz davasındaki sanıkların avukatları tarafından toplu olarak imzalanan dilekçede, “Hükümet genelgelerine uygun görev yapmış sanıkların hükümeti darbe ile yıkmaktan sorunlu tutulmaya çalışılması mümkün değildir” denildi. Davanın 25 Kasım tarihli duruşmasında ve dün Hakan Büyük’e yöneltilen sorulara dikkat çekilen dilekçede, özetle şunlar kaydedildi: “Diğer iç tehditler gibi irticai faaliyetlerle mücadele de tüm hükümet organlarında 28 Şubat 1997’den 14 Aralık 2010 tarihine kadar kesintisiz sürdürülmüştür. İddianamede yer alan ‘İrticai faaliyet’ başlıklı her paragrafın bu mevzuat kapsamında ele alınması yasal bir zorunluluktur.” Duruşmada söz alan tutuklu sanık Mehmet Örgen, Deniz Kuvvetleri Karargahı’nda 11 Aralık 2002 tarihinde hazırlandığı iddia edilen bir dijital belge nedeniyle suçlandığını, ancak yurtdışı görevi nedeniyle zaman ve mekan olarak böyle bir belge hazırlamasının olanaksız olduğunu söyledi. Uğur’a anjiyo yapılacak İstanbul Haber Servisi İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı emekli Albay Hasan Atilla Uğur, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde rahatsızlandı. Uğur’un kalp damarlarında tıkanıklık olduğu ve anjiyo yapılacağı belirtildi. Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Uğur önceki gün cezaevinde spor yaparken kalbinde bir ağrı hissetti. Uğur, apar topar Bakırköy’de bir hastaneye kaldırıldı. Burada kalp grafiği çekilen Uğur’un tahlilleri bozuk çıkınca Halkalı’daki Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sevk edildi. Uğur hastaneye yatırılarak tedavi altına alındı. Eşi Pakize Uğur, daha önce eşinin damarlarında tıkanıklık olduğunu söyledi. Eşinin sağlık durumunun şu an iyi olduğunu ve hastanede tedavisinin sürdüğünü belirten Pakize Uğur, “Bugün ya da yarın anjiyo yapılacak. Kaşif Bey’in ölümün ardından daha hassas davranılmış” dedi. Uğur’un koğuş arkadaşı MİT’çi Kaşif Kozinoğlu da cezaevinde kalp krizi geçirmiş, geç müdahale edildiği için yaşamını yitirdiği öne sürülmüştü. Uğur’un koğuş arkadaşı Hasan Ataman Yıldırım da günler önce mahkeme heyetine bir dilekçe vererek Uğur’un kalp krizi geçirebileceğini ve önlem alınmasını istemişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle