28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER 42 belediye bürokratı ve çalışanı gözaltına alındı. EXPO 2020 adaylığı için Paris’te bulunan Kocaoğlu geri döndü İzmir’de ikinci dalga PARİS’TE OPERASYON ŞOKU EMRE DÖKER Dava ve Zaman Kafka’nın Dava’sı gibi davaların görüldüğü zamanlardayız. Ortada delillerin yerine soyut suçlamaların uçuştuğu, tutukluluğun, peşin infazın esas alındığı davalar bunlar. Dün de Özel Yetkili Mahkeme’de 9 aydır içeride olan Nedim’in, Ahmet’in, Soner’in, Doğan’ın davası görülmeye başlandı. Bu davada yargılanan gazeteci arkadaşlar uzun bir sürecin başında sayılırlar. Tutuklulukları bin güne yaklaşan, bin günü geçen gazeteciler de var. Mustafa ile Tuncay örnektir. Davalar böyle davalardır, zaman böyle bir zamandır. ??? Peki, böyle zamanlarda geçen yüzyılın filozoflarına, onların yaşadıkları zamanlara ve zaman içindeki hallerine bakmak, ders çıkarmak mümkün olabilir mi? Gecenin bir vaktinde, artık bu vaktin zamanın neresi olduğunu siz çıkaracaksınız, bir uzun eserin son bölümlerini, Heidegger üzerine yazılanları okumaya ve sizi uykusuz bırakan değerli Taner Timur’a sevgilerinizi göndermeye başlamışsanız, geçip giden zaman içinde kendilerini yükselen dalgalara bırakan irili ufaklı aydınlar da rüyanıza girip çıkacaklardır kuşkusuz. Okudukça, o zamanların ve bu zamanların aydınlarını anlamak için Heidegger sanki bir turnusol kâğıdı gibi diye düşünüyorum. Bunları düşünürken, filozofun Nazi Partisi ile ilişkisini ve bu ilişkinin felsefesindeki temellerini de bir yana bırakıyorum. Onları artık, Taner Timur Hoca’nın Felsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi adlı eserinden bir zahmet okuyacaksınız (Yordam Kitap). Benim derdim, Heidegger’in savaş sonrası Marksistlerle flört etmeye niyetlenmesi de değil; daha çok, savaş sonrası filozoflarının Marksizmle aralarına mesafeler koymaya çabaladıkları günleri, filozofla ve onun eseri ile yaşadıkları zoraki aşktan yola çıkarak günümüzü anlamaya çalışmak. ??? Zamanımızın aydınlarının güç ve iktidar ile ilişkilerinde de çok derinlikli olmayan aşklarını ve her aşkta olduğu gibi yaşadıkları hayal kırıklıklarını anlamak için, savaş sonrası Batı aydınlarının, liste pek uzun, saymayayım artık Heidegger’i “yeniden değerlendirme” çabaları pek aydınlatıcıdır. “Zamanın ruhuna” kendini uydurmak için, Heidegger, sanki ilaç gibidir. Sonra da ünlü “Açık Toplum” filozofu Popper giriyor devreye ve çevrim tamamlanıyor. Öyle de olmuş. İlaç gibi gelmiş. Heidegger, 1929 büyük bunalımında pek bunaldığı sıralarda “Bugün, mevcut varlığımıza güzel bir korku verebilecek güçte birine çağrıda bulunmamız gerekiyor” derken, Hitler artık hazırdı. Heidegger de 1933 yılında Nazileşmiş üniversitenin rektörü olarak açık ve net konuşacaktı zaten. Hitler’e yazdığı mektup da işte orada duruyor: “Ah! Führerim, siz bizim insanlarımızın ihtiyaç duyduğu kurtarıcısınız. Azim ve şeref! Yeni bir ruhun hocası ve öncü savaşçısı.” Şimdi bizimkiler de artık daha açık konuşuyorlar. Güç sahipleri onlarla alay etse bile, uçaklara biniyor ve Kraliyet ailesinin fraklı töreninde mutlu gülücükler saçıyorlar. Hikâyeleri pek gülünçtür. ??? Davalar sürüyor, özgürlüğe doğru zahmetli yolculuğumuz da. Ahmet, Nedim, Mustafa, Tuncay ve öteki gazeteci arkadaşlar günlerini çoğaltmayı sürdürüyorlar. Dünyamızda olup bitenler ise pek verimli bir tarlanın içinde boy veren, tehlikelerle dolu bir hayata gözlerini açan filizlerle tarif edilebilecek bir karmaşadır artık. Anlamak için yoğun çaba göstermek ve kuşkusuz Heideggerleşmemek şarttır. Bizimkiler ise pek verimsiz yanılsamaların içinde olup bitenlere gücün gözleriyle bakmayı bırakamadıkları için, yakında tıpkı filozof gibi, “Ne istiyor bu Cezayirliler?” demekle yetineceklerdir. ‘Türkiye için EXPO bitti’ SERDAR KIZIK PARİS Paris’te otel odasında gün doğmadan haber geldi. “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon; yaklaşık 40 kişi gözaltında.” Demek ki 6 ay önce başlayan operasyon sürüyor. İlk tepkim operasyonun zamanlamasına ilişkindi. 2020 EXPO’sunu almak için Paris’e çıkarma yapan İzmir’in, bu operasyondan sonra şansının azaldığı ortadaydı. Otelin lobisine indim. Henüz EXPO kafilesinden kimse yoktu. Dışarı çıktım, hava soğuk. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu gördüm Reu De Courrelles’in köşesinde, Bar Purple’nin önünde, sigara içiyordu. Yüzünden belliydi canının sıkıntısı, üzüntüsü ortadaydı... Gazeteci arkadaşım Merih Ak’la sorduk: “Ne düşünüyorsunuz, ne yapacaksınız?” “Ne söylenebilir ki?” dedi önce. İki hafta önce belediyedeki 80 müfettişin incelemesi, tacize varan baskılara isyanı, onda söylenecek bir söz bırakmamıştı anlaşılan... Suskunluğun ardından Türkiye’ye geri döneceğini söyledi: “Arkadaşlarımı bırakmam!..” Sonra şu sözler döküldü ağzından: “Görüyorsunuz, ‘istediğimizi yaparız siz sesinizi çıkarmayın’ diyorlar. Teslim almak istiyorlar. İzmir’de namus belasına görev yapıyoruz arkadaşlarımızla. Hemen hepsinin emekliliği gelmiş ama onur mücadelesi veriyorlar.” Kocaoğlu eşyalarını toplamak için odasına dönerken, Türkiye’nin bir EXPO mücadelesi daha olumsuzlukla sonuçlanacaktı anlaşılan. Genel kurulda İzmir’in belediye başkanını göremeyen delegeler, elbette bunu sorgulayacaktı... Kocaoğlu, otelden ayrılırken lobi hareketlenmeye başladı. Haber “şok” etkisi yaratmıştı, moraller bozuktu. İşadamları, gazeteciler, “Böyle bir zamanlama olur mu? İzmir, Türkiye EXPO için mücadele verirken bu yapılır mı?” şaşkınlığındaydı. İktidara yakın medya mensupları bile, “daha önce ya da sonra olamaz mıydı” diye soruyorlardı. Vali Cahit Kıraç, “Bu adli bir süreç, söylenecek bir şey yok” diyordu. Ama üç beş metre ileride gazetecilere açıklama yapan EXPO heyetindeki CHP Milletvekili Oğuz Oyan’a göre operasyon, adli değil, siyasiydi. Şunları söyledi Oyan: “Artık İzmir, Türkiye için EXPO olayı bitmiştir. Bu operasyonun arkasındaki iktidardır. Kayseri, Elazığ belediyelerindeki durumlar ortadayken, İzmir’i hedef seçen iktidar, şimdi tutup, ‘Biz tarafsısız, yargı bağımsızdır’ diyemez. Artık siz buna ister teokratik faşizm ister otokratik polis devleti deyin. Ne derseniz deyin.” Heyetteki ortak kanı, bir EXPO mücadelemizin daha hüsranla, üstelik bu kez başlamadan bittiği... İZMİR İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın çete suçlarını kapsayan CMK 250. maddesi kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik düzenlediği operasyonun ikincisinde 42 belediye bürokratı ve çalışanı gözaltında alındı. Daha sonra mahkemeye çıkarılan 5 zanlıdan 3’ü tutuklandı. Operasyonun gerçekleştiği sırada, İzmir’in EXPO 2020 adaylığı kapsamında Paris’te olan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bugünkü sunumu beklemeden kente geri döndü. CHP örgütleri harekete geçerken Büyükşehir çalışanları da tepki amacıyla iş bıraktı. 2 Mayıs’ta belediyeye yapılan ilk operasyonda, 17 üst düzey bürokrat gözaltına alınmıştı. Aralarında Genel Sekreter Pervin Şenel Genç’in de bulunduğu 3 bürokratın tutukluluğu sürüyor. Kocaoğlu’nun son günlerde, belediyede denetimlerin “taciz boyutuna” ulaştığını açıklamasının ardından, operasyonun ikinci dalgası gerçekleştirildi. Operasyonda, 42 kişi gözaltına alındı. Daha sonFotoğraflar: EMRE DÖKER, MEHMET ÖZDOĞRU AA ‘Arkadan hançerleme’ Operasyonu öğrendikten sonra, Paris’te bugün yapılacak EXPO sunumunu beklemeden İzmir’e dönen Kocaoğlu, Paris’te yaptığı açıklamada, “Artık söyleyecek bir şey yok. Tüm arkadaşlarım namusuyla görev yapıyorlar. Onur mücadelesi veriyoruz. Yapılmak istenen şey ortada. ‘İstediğimizi yaparız oturun sesinizi çıkarmayın’ düzenini getirmek istiyorlar” dedi. Kocaoğlu, İzmir’de ise belediye önünde bekleyen çok sayıda yurttaşa seslendi. Kocaoğlu burada da “Bu bir oyundur ve er geç bunu kuranların, yapanların başında hallolacaktır. Alnımız açık. Sayın Başbakanı ve Sayın Cumhurbaşkanı’nı adalete çağırıyoruz” açıklaması yaptı. Heyette yer alan CHP’li Oğuz Oyan da şunları söyledi: “İzmir heyeti EXPO 2020’yi kazanabilmek için Paris’te bütün kesimleriyle çaba gösterirken İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına yapılan yeni polis baskını tam anlamıyla bir arkadan hançerlenme olayıdır... Bu gidiş demokrasinin tam zıddı olan otokratik bir polis devletine doğrudur.” ra mahkemeye çıkarılan zanlılardan İZENERJİ Genel Müdürü Ali Sabuktay, Kültür Müdürü Halim Yazıcı ve prodüksiyon şirketi ortağı Sedat Sakur tutuklandı. Asuman Gökkaya ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Murat Özel ise serbest bırakıldı. Operasyonda ESHOT ile özel kalem müdürleri, daire başkanları, şirket müdürlerinin evlerinde aramalar gerçekleşti. Eski ESHOT Genel Müdürü Gül Şener’in yanı sıra çok sayıda ESHOT genel müdür yardımcısı da gözaltına alındı. Durak ihalelerinin mercek altına alındığı savlanırken ESHOT encümeninde görev yapan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı ve İzmir Büyükşehir Meclis Üyesi Hüseyin Çalışkan’ın yanı sıra, Genel Sekreter Yardımcısı Erhan Bey, Karar ve Tutanaklar Daire Başkanı Tülay Azeri de Emniyet’e götürüldü. CHP İzmir il yönetim kurulu ve ilçe başkanlarının yaptığı ortak açıklamada “İzmir’in kalbi bugün EXPO 2020 adaylığı için Paris’te atarken operasyonun zamanlaması çok manidardır” denildi. Belediyede örgütlü sendikalar, operasyona tepki amacıyla acil hizmetler dışında iş bıraktı. Basmane’den belediye önüne yürüyen işçiler, “İzmir Aziz’dir. Aziz kalacak” sloganları attılar. ‘İşçilerden eylem’ ‘Kubilay’ın yönetmeni de gözaltında Operasyon kapsamında İstanbul’da da 3 kişi gözaltına alındı. Bu isimler arasında “Kubilay” filminin yönetmeni Faik Ahmet Akıncı da bulunuyor. Akıncı, sabah saatlerinde Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden gelen telefon üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne geldi. Baskın sırasında arkadaşında olduğu için gözaltına alınamadığını ifade eden Akıncı, “Ben İzmir’de hiçbir ihaleye girmedim. CHP’li hiçbir partinin ihalesine girmedim. İstanbul, Gaziantep, Kayseri olmak üzere birçok AKP’li belediyenin ihalelerine girdim. Bu ihalelerin çoğunda yolsuzluk olduğuna dair savcılıklara şikâyetlerim olduğu halde hiçbir şey yapılmadı. Ama içinde olmadığım bir davayla ilgili aranma nedenimi anlamıyorum” dedi. “Kubilay” filmiyle ilgili yoğun baskı gördüğünü, Ergenekon soruşturması kapsamında bu filmle ilgili ifade verdiğini de belirten Akıncı, “Emniyette, ‘Parayı nerden buldun? İçerideki Ergenekoncularla bağlantıların var mı?’ diye sorular soruldu” dedi. Başkan Kocaoğlu ile mahkemelik olduğunu belirten Akıncı ve diğer iki kişi İzmir’e gönderildi. Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde bekleyen çok sayıda yurttaşa seslenerek “Bu bir oyundur. Alnımız açık” dedi. Emniyetin önünde toplanan gözaltına alınanların yakınları gözyaşlarına engel olamadı. CHP İzmir milletvekilleri operasyonu ‘ileri faşizm’ olarak niteledi Komisyonda protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’liler, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne dün sabaha karşı yapılan baskını Meclis’te protesto ederken İzmir milletvekilleri operasyonu, “ileri faşizm” olarak nitelendirdi. İzmir’deki operasyon, Meclis’te de tartışmaya neden oldu. Meclis’te basın toplantısı düzenleyip operasyonlara tepki gösteren CHP İzmir milletvekilleri, topluca Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da ayağa kalkarak Günay’ı protesto ettiler. İzmir Milletvekili de olan Bakan Ertuğrul Günay’ın bakanlığının bütçesi üzerindeki konuşmasını bitirmesinin ardından aralarında İzmir milletvekillerinin de bulunduğu bir grup CHP’li, Günay’a tepki gösterdi. CHP İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu Bakan Günay’a, “İzmir’in hakkına sahip çıkmak bizden çok size düşer. Yine İzmir Belediyemizde kasırga estirildi. ” dedi. Aslanoğlu’nun konuşması sırasında CHP’li milletvekilleri ayağa kalkarak protestoda bulundu. CHP Milletvekili Musa Çam, “Başkan, EXPO’yu almak için Paris’te, ama bu sabah 40 kişi gözaltına alındı. Varsa suçları hesap versin, ancak başkan Paris’teyken operasyon yapılmasının altında başka emeller yatmaktadır” görüşünü dile getirdi. Alaattin Yüksel de “Demokrasinin olmadığı yerde plan da olmasın, bütçe de olmasın, kültür de olmasın, sanat da olmasın” diye bağırdı. AKP’liler bütçe görüşmelerine geçilmesini talep etti. Bu tavra tepki gösteren CHP’li Birgül Ayman Güler, “Sayın bakandan dinleyecek bir tek söz bile yoktur” diyerek salonu terk etti. Günay seçim sürecinde de benzer olayın yaşandığını ve kendisinin de operasyondan duyduğu rahatsızlığı ifade ettiğini kaydetti. CHP milletvekilleri Alaattin Yüksel, Erdal Aksünger, Musa Çam, Mustafa Moroğlu, Mehmet Ali Susam, Rıza Türmen, Rahmi Aşkın Türeli, Aytun Çıray, Birgül Ayman Güler, Hülya Güven ile genel başkan yardımcıları Gökhan Günaydın ve Gürsel Tekin yaptıkları basın toplantısıyla operasyona tepki gösterdiler. Günaydın, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in görevlerinden birinin idari vesayet yetkisini kullandığını belirterek “Acaba bu idari vesayet yetkisi gerçekten adil, demokratik şekilde kullanılıyor mu, yoksa baskı aracına dönüştürülüyor mu” dedi. Yüksel ise “İzmir’de kapıyı sütçü değil, eşkıya çaldı... Buna ancak ileri faşizm denebilir” görüşünü dile getirdi. ‘Kapıyı eşkiya çaldı’ MANAVGAT BELEDİYE BAŞKANI NUSAYBİN’DE ARACA SİLAHLI SALDIRI DÜZENLENDİ KONYA’DA EYLEME HAZIRLANAN 18 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Mardin’de saldırı: 1 şehit El Kaide’ye operasyon DİYARBAKIR / ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mardin’in Nusaybin ilçesinde bir araca düzenlenen silahlı saldırıda İlçe Jandarma Karakol Komutanı Astsubay Okay Aydoğan şehit oldu. Saldırıda jandarmada görevli sivil memur Rıfat Un ise ağır yaralandı. Nusaybin’de önceki gece saat 23.00 sıralarında kimliği belirsiz kişiler, Lozan Caddesi’nde seyreden ve içinde Astsubay Başçavuş Aydoğan ile sivil memur Un’un bulunduğu otomobile silahlı saldırı düzenledi. Oktay Aydoğan şehit oldu, yanındaki sivil memur Rıfat Un ağır yaralandı. Acı haberin ulaştığı şehit Aydoğan’ın Ankara’nın Keçiören ilçesi Bademlik Mahallesi’ndeki baba evi ziyaretçi akınına uğradı. Mahalle sakinleri de evlerine Türk bayrakları astı. Ankara İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Ali Osman Gürcan da taziye ziyaretinde bulundu. Baba Kahraman Aydoğan, askerlerin kendilerini yalnız bırakmamasının acılarını hafiflettiğini belirterek “Bir Oktayım gitti, hepsi burada” dedi. Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesindeki Şehitlik Emniyet Müdürlüğü hizmet binasına dün saat 18.00 sıralarında silahlı saldırı düzenlendi. Nöbet tutan polislerin anında ateş açarak karşılık vermesi üzerine saldırganlar ara sokaklara kaçtı. BARIŞ YAMAN 534 gün sonra görevine döndü ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Kasırga operasyonu kapsamında 16 ay tutuklu kaldıktan sonra eylül ayı sonunda tahliye edilen CHP’li Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, 534 gün sonra görevine döndü. Sözen, “Kendimi ve ailemi, bir tatilden dönmüş, hafta başı da mesaiye başlamış gibi hissediyorum” dedi. Antalya, İzmir, Ankara ve Adana’daki bazı belediyelerin temizlik ihalelerine fesat karıştırıldığı iddiasıyla 6 Haziran 2010’da düzenlenen “Kasırga Operasyonu” kapsamında gözaltına alınan Sözen, 534 gün sonra İçişleri Bakanlığı’nın onayıyla yeniden koltuğuna oturdu. Sözen, “Hak etmediğimiz bir süreç yaşadık. Gidişimiz buruktu. Ama gelişimiz bir o kadar mutluluk verici oldu. Bu makamlara gelenlerin de yine bu makamlardan alınıp götürülmesi çok kırıcı. Ama adalete güvenimiz sonsuz. ” dedi. KONYA Konya’da dün sabah El Kaide’ye yönelik operasyonda örgüt üyesi olduğu belirtilen 18 kişi gözaltına alındı. Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, terör örgütü El Kaide’ye yönelik yaklaşık 1.5 yıldır sürdürdükleri teknik takip sonucu dün sabaha karşı operasyon düğmesine bastı. Operasyonda El Kaide üyesi olduğu ileri sürülen 18 kişi gözaltına alındı. Evlerde yapılan operasyonda çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildiği ve aramaların devam ettiği öğrenildi. Şüphelilerin örgütün şehir yapılanmasını sürdürdüğü ve son 1.5 aydır eylem hazırlığı içinde oldukları öne sürüldü. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle