24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 2011 PAZAR leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr 10 PAZAR KONUĞU CHP Genel Başkan yardımcılarından Erdoğan Toprak’tan AKP’nin yeni anayasa çalışmaları uyarısı: Rejimi değiştirmeye kalkmasınlar SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU CHP Genel Başkan Yardımcılarından Erdoğan Toprak yapılacak yeni anayasada rejimle oynanmaması gerektiği uyarısında bulunuyor. İktidar baskısından korkan kurumlar ve medyanın sürekli CHP’yi eleştiri yağmuruna tuttuğunu belirten Toprak, yerel seçimlerde başarılı olan partilere genel seçimlerde iktidar yolu açıldığını vurguluyor. Yeni anayasa hem TBMM’nin hem de ülkenin gündeminde. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Cumhuriyet Halk Partisi ülkede demokratik ve özgürlükçü standartların yükseltilmesi için yeni anayasa yapılmasına taraftardır. Biz yeni anayasanın yapımından yanayız, ancak rejimin değiştirilmesinden yana değiliz. Burada rejimi klasik anlamda kullanmıyorum. Toplumun ve ülkenin üzerinde var olduğu zeminden bahsediyorum. Yani Cumhuriyetten, demokrasiden ve bu iki olgunun evrensel niteliklerinden söz etmekteyim. Bütün eksiklikleri ve aksaklıklarına rağmen yine de sağlam bir zemin üzerindeyiz. Yeni anayasa yapalım derken bu zemini kaybetme tehlikesini de gözden ırak tutmamak gerekir. Türkiye’de hiçbir dönem olmadığı kadar özgürlüklerin önü kapatılmakta ve temel insan hakları yok sayılmaktadır. Eğer bir ülkede bir berber çırağı, kendi telefonunun dinlendiğinden şüphe ediyor ve rahat konuşamıyorsa, o ülkede temel haklar kullanılamıyor demektir. Türkiye giderek korkunun egemen kılındığı diktatoryal bir görüntü vermektedir. Sizce Kürt sorunu bu anayasayla çözülür mü? Bu konuda öncelikle bir tespit yapmak isterim. Bugün o bölgede etkin rol oynayan partiler ya inanç temelinde ya da köken temelinde varlığını sürdürmektedirler. Bu durum bölge halkına hiçbir zaman özlemini duyduğu özgürlükleri ve ekonomik refahı getirmemiştir. Bu partiler sorunu çözmek değil sorunu yönetmektedirler. CHP olarak ne köken ne de inanç temelinde, sadece oy almak uğruna siyaset yapmıyoruz. Bizim öncelikli hedefimiz akan kanı durdurmak, ülkenin bütününde huzuru ve refahı egemen kılmaktır. Anayasa elbette ki toplumsal barış için büyük bir imkândır. Fakat anayasanın her şeyi çözmesi beklenmemelidir. Anayasa eğer gerçekten büyük bir uzlaşma ile yapılırsa; eşitlik, özgürlük, yurttaşlık, demokrasi ve Cumhuriyetin temel nitelikleri ve değerleri üzerine inşa edilirse, bu sorunun ve diğer birçok sorunun çözümünde önemli katkılar sağlar. Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve genel başkanına yönelik çok ciddi ve yoğun eleştiriler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? İktidarın baskısından korkan çevreler, kurumlar ve medya kendi varlığını devam ettirmek ve iktidara hoş görünmek için sürekli Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik ağır eleştiriler üretmektedirler. Herkes dürüst bir biçimde yaşananları sorgulamalıdır. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; bir yıl içinde iki kurultay yaptı. Bir referandum geçirdi ve ardından genel seçimde partisinin başarısı için çok büyük bir mücadele vererek hem oyunu en çok arttıran parti oldu hem de milletvekili sayısını çoğalttı. Bütün bunları da eşit olmayan koşullarda gerçekleştirdi. Bu süreci bütünlüklü olarak ele aldığımızda çok büyük haksızlıkların yapıldığı ortadadır. Dünyanın hiçbir yerinde bütün bunları yapmış bir lider bu kadar kısa süre içinde olumsuz değerlendirmelere ve eleştirilere tabi tutulmaz. Seçime ülkenin bütün sorunlarına çözüm önerileriyle girmiş, 81 ilde ve 260 ilçede miting ve toplantı yapmış bir partiye ve genel başkanına bu denli haksız eleştiriler yapmak, iyi niyetli bir yaklaşım değildir. Şimdi önümüzdeki asıl iş, bu projeleri geliştirmek ve ülkenin her köşesine tek tek bütün vatandaşlarımıza taşımaktır. Bu eleştirilere ve tahammülsüzlüklere halkımız prim vermiyor, vermeyecektir de. H er şeye rağmen sağlam bir zemin üzerindeyiz. Yeni anayasa yapalım derken bu zemini kaybetme tehlikesini de gözden ırak tutmamak gerekir. S iyasi Partiler Yasası demokratik bir biçimde değiştirilmediği sürece ülkemizde gerçek anlamda bir demokrasi yerleşemeyecektir. P O R T R E ERDOĞAN TOPRAK Adana, 1961 doğumlu. Yükseköğrenimini Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde yaptı. 1995 ve 1999 genel seçimlerinde İstanbul milletvekili seçildi. Ecevit’in koalisyon hükümetinde Spordan Sorumlu Devlet Bakanı oldu. Şimdi İdari ve Mali İşlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı. CHP karşıtı propaganda pompalıyorlar İktidarın baskısından korkan çevreler, kurumlar ve medya kendi varlığını devam ettirmek ve iktidara hoş görünmek için Cumhuriyet Halk Partisi’ne ağır eleştiriler yöneltmektedir Parti içi tartışmalara ne diyeceksiniz? Cumhuriyet Halk Partisi sosyal demokrat bir partidir. Farklı görüşlerin olması ve dile getirilmesi parti içi demokrasinin gereğidir. Her partide farklı görüşler olur. Ancak bizim partimizde bir görüş dile getirildiğinde iktidara yakın medya parti bölünmüş ve parçalanmış gibi haber yapıyor. Bu doğru bir tutum değildir. Diğer yandan Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek rakibinin kendisi olduğunu söylemeliyim. Partimizin kadroları ve örgütü enerjilerini içe değil dışa harcasalar başka bir parti ve ülke tablosu ortaya çıkar. Önümüzdeki dönemde yeni tüzük ile birlikte örgütlerin temsili partide daha da güçlenecektir. Örgütlerin karar almada belirleyici olması; milletvekili, belediye başkanı ve diğer organların seçiminde ana odak olması başka bir atmosfer yaratacaktır. Partimizin güçlü ve yetkin bir örgütü bulunmaktadır. Bu enerjiyi doğru bir biçimde kullandığımızda ülkenin de partinin de kaderi değişecektir. CHP’yle ilgili özellikle hükümet kanadından çok ciddi eleştiriler var. CHP’nin hiçbir şekilde Türkiye’de iktidar olamayacağı eleştirileri getiriliyor. Siz bunlara ne diyorsunuz? Cumhuriyet Halk Partisi hem iktidar olmuş hem de iktidar ortaklığı yapmış bir partidir. Hükümetin CHP iktidar olamaz eleştirisi, dikkate alınacak bir eleştiri değildir. Bu bir propagandadır. Bu konuda oluşturulmuş bir algı var ve biz bu algıyı kıracağız. Parti olarak eksikliklerimizi ve iktidar olmak için neler yapmamız gerektiğini biliyoruz. Yapmamız gereken ödevler var. Halkla daha fazla buluşmalı ve halka dokunmalıyız. Genel Başkanımız seçimden önce inanılmaz bir performans ortaya koydu. Yeni dönemde de bu tempomuzu sürdüreceğiz. Hafta sonları genel başkanımız yurt gezilerine başladı. Örgütlerimiz her alanda söz söylemeye ve eylem yapmaya başladılar. Milletvekillerimiz ülkenin hangi bölgesinde sorun varsa oraya gidiyor ve sorunları TBMM gündemine taşıyor. Bu süreci devam ettirirsek halkımızın desteğiyle iktidar olacağımıza yürekten inanıyorum. Eğer iktidarı isterseniz iktidar olursunuz. Partimiz ve kadrolarımız artık iktidarı istiyor ve iktidara odaklanmış durumdalar. CHP’nin Türkiye ve dünya gerçeklerinden kopuk olduğu eleştirileri de gündeme getiriliyor. Sizce parti nasıl yenileştirilebilir? Partimizin ülke ve dünyayı iyi bilen ve yakından takip eden kadroları var. Bu çerçevede ortaya koyduğumuz projeler ve çözüm önerileri ile dünya ve ülke sorunlarına bakış açımız ve perspektifimiz bu ülkede başka hiçbir partide bulunmamaktadır. Şimdi bu tür eleştirileri çoğunlukla iktidar yapıyor. Peki ama bu iktidar terörü sıfır noktasından alarak bugünkü hale getirdi. Bir ara açılım projesi yaptı, sonra vazgeçti. Ekonomideki kriz ve zamlar ortadadır. Bu mu ülke gerçeklerinden haberdar olmak? Komşularla sıfır sorun denildi, bütün komşularımızla kavgalı hale geldik. Başka ülkelerin iç işlerine karıştık. Yakın müttefiklerimizi bile kaybettik. Azerbaycan ile geldiğimiz noktaya bakıldığında kimin dünya gerçeklerinden kopuk olduğu anlaşılmıyor mu? Dünya gerçeklerinden haberdar olmak, egemen devletlerin çıkarlarını savunmak ve onların sözcüsü olmak değildir. Ülkenin ve dünyanın gidişatını, dinamiklerini ve sonuçlarını öngörebilmektir. Bir de siyaset gündemini sürekli AKP’nin belirlediği, muhalefetin de AKP’nin peşine takıldığı görüşlerini nasıl karşılıyorsunuz? Bir ülkede aydınlar, gazeteciler, sendikalar, yargı, sivil toplum örgütleri, işadamları, gençlik, kadınlar susturuluyorsa, kararnamelerle Meclis bypass ediliyorsa orada gündem belirlemeden daha fazla bir şey yaşanıyor demektir. Herkesin sustuğu ve yalnızca iktidarın konuştuğu bir ülkede elbette ki gündem iktidarın tekelindedir. Gündem belirleme konusunda iktidarda olan her zaman avantajlıdır. Bir diğer durum medyanın yeni yapısıdır. Medya bütün haberlerini iktidar merkezli veriyor. Yerel seçimler CHP’yi iktidara taşıyacak Yerel yönetimleri güçlü olan siyasi partilerin genel seçimlerde de başarılı olduğu değerlendirmelerine ne diyorsunuz? Yerel yönetimler toplumun kılcal damarlarıdır. Yerelde iktidar olanlar ve başarılı hizmetler üretenler genel seçimde de önemli bir avantaj kazanır. Ancak bugün yerel yönetim alanında partimizden seçilen belediye başkanlarımıza yönelik çok ciddi bir baskı ve sindirme süreci yaşanıyor. Haklı neden ve gerekçelere dayanmayan denetimlerle gözdağı veriliyor. İktidar partisi kendi belediyelerinin eksikliklerini ve projelerini bakanlıkların bütçesinden karşılarken bizim belediyelerimiz kendi projelerine destek alamamaktadır. Bizim belediyelerimize medyaya haber verilerek canlı yayında baskınlar yapılıyor. Belediye başkanlarımız ve kadroları suçluymuş gibi teşhir ediliyor. Bütün bu olumsuzluklara ve sıkıntılara rağmen özveriyle çalışan ve başarılı olan başkanlarımızı ve belediyelerimizi kutluyorum. Bizim iddiamız önümüzdeki yerel seçimde 1989’dakine benzer bir atılım yapmak olacaktır. Bunun için hem program ve proje ekseninde hem de kadro ve örgütlenme düzeyinde çok önemli hazırlıklar yapacak ve halkımızın karşısına çıkacağız. CHP iktidarının ilk işaretleri bu yerel seçimde ortaya çıkacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Yüzde 10 barajıyla demokrasi olmaz Yüzde 10 barajı Türkiye’deki siyasi eğilimlerin doğru biçimde temsil edilmesini sağlıyor mu ve CHP bu barajın indirilmesi, seçim ve siyasi partiler yasalarının değişmesi için neler yapıyor? Bugün temsili demokrasinin en büyük engeli yüzde 10 barajıdır. Yüzde 10 barajı turnusol kâğıdıdır. Yani herhangi bir kişi ya da parti yüzde 10 barajını savunuyorsa demokratik bir düzenden ve zihniyetten bahsedilemez. Demokrasinin koşulu her türlü görüş ama özellikle azınlıkta olanların görüş ve düşüncelerinin parlamentoya yansımasıdır. Türkiye’de bazen çok büyük toplumsal kesimlerin temsili gerçekleşememektedir. Bu nedenle siyasi partiler farklı yollarla Meclis’e girmeye çalışmaktadırlar. Örneğin AKP seçim barajının kaldırılmasına taraftar olması gereken bir partidir. Çünkü geçmişte AKP’nin geleneğini temsil eden Refah Partisi seçimde hülle yaparak TBMM’ye girebilmişti. Bugün de bu antidemokratik engeli partiler hülle yaparak aşmaya çalışıyorlar. Bu anlamsız ve gereksiz engellemeye son verilmelidir. Ancak AKP buna yanaşmamaktadır. Biz Haziran 2011 seçimlerinden önce bir kanun teklifi verdik ve bu barajın düşürülmesini önerdik. AKP bunu kabul etmedi. Siyasi Partiler Yasası demokratik bir biçimde değiştirilmediği sürece ülkemizde gerçek anlamda bir demokrasi yerleşemeyecektir. Uluslararası alanda etkimizi artırıyoruz Partiniz sizce yurtdışında yeterli çalışmalar yapıyor mu? Örneğin Washington’da, Brüksel’de? Partimizin AB ile ilişkileri geliştirmek ve sağlıklı bir iletişim kurmak için Brüksel’de bürosu bulunmaktadır. Ayrıca hem AB ülkelerine hem de ABD başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine sürekli bir biçimde partimizden heyetler giderek incelemelerde bulunmaktadır. Bugün başta Sosyalist Enternasyonal olmak üzere birçok platformda önemli bir etkinliğe sahibiz. Bu ilişkileri daha da ileri taşıyacağız. Hem ülkemizi hem de partimizi uluslararası platformda en iyi biçimde temsil edeceğiz ve tanıtacağız. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle