Katalog

22 EK M 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER Cumhuriyet’in de aralarında bulunduğu bazı medya kuruluşlarının, terör toplantısına Başbakan tarafından davet edilmemesi tepkiyle karşılandı 5 altındaydı... Başbakan hem İsrail’e hem de Suriye’ye rest çekince işler daha da karıştı, PKK’ye gün doğdu... İsrail açık açık Türkiye’ye gözdağı vermemiş miydi? Vermişti: “Biz de PKK’ye parasal ve lojistik destek veririz!” İsrailABD yapımı Büyük Ortadoğu Projesi’nde Suriye’de Beşşar Esad rejimini devirmek vardı... BM’de Rusya ve Çin “ret” oyu verince yaptırım uygulanamadı. AKP iktidarı burada da deyim yerindeyse çuvalladı... TSK düzenli orduyla, Vietnam taktiği uygulayan PKK’yle baş edemez... Etmesi zor! Daha önce PKK’nin can çekiştiğini yazdım... Can çekişiyor ama Türkiye’nin içinde kamplarda 15 yaşındaki çocuklar eğitiliyor... Bazı yazarlar, aydınlar gerçekleri göz ardı edip “iki taraf da silah bıraksın” diyor. Demokrasi ayıbı ‘Demokrasi tahammül rejimidir’ 24 Şehit... Harekât... Fener... 24 şehidimiz toprağa verilirken yine aynı görüntüler... Ağlayan analar, babalar, kardeşler, eşler, çocuklar, nişanlılar... Oğlunun ayyıldızlı tabutuna sarılan babanın çığlığı: “Vatan sağ olsun ama artık yeter... Akan kan dursun, çocuklarımız ölmesin...” PKK kudurmuş durumda! Şöyle 12 Haziran seçimleri öncesine gidelim, yazılan ve çizilenlere bakalım... Oslo’da Norveç’in çağrısı ve İngiltere’nin desteğiyle PKK temsilcileriyle hükümetin gizlice buluşması, yapılan pazarlıklar. Bunları görmezden gelemeyiz... AKP’nin yüzde 50’yle iktidara gelişi, Başbakan Erdoğan’ın Oslo toplantılarını unutup PKK’yi yaylım ateşine tutması... Kürtlerin yaşadığı bölgeye yatırım yapılacak, yeni bir anayasayla demokrasi ve özgürlükler daha genişleyecekti... Acaba Meclis’te Kürtleri temsil ettiğini söyleyen BDP, diğer Kürt sosyalistleri dışlayan, gerçekleri dile getiren Kürt aydınlarını ölümle tehdit eden PKK’ye karşı tavır alabilir miydi? Bir yandan İmralı, öte yandan Kandil... Karayılan sık sık ne diyordu: “Biz savaş değil barış istiyoruz...” Bunu söyleyen Karayılan, kanla beslendiğini bildiği halde yalan söylüyordu. Seçim öncesi silahların susması, toplumu uzlaşmaya yanaştırmıştı. Yürekleri yanan şehit ve gazi aileleri de yüreklerine taş basıp olup bitenleri sessizce izliyordu. Kürtleri temsil ettiğini söyleyen, İmralıKandil ekseninde siyaset yapan, bir türlü Türkiye’nin partisi olamayan BDP’nin kimi milletvekilleri, belediye başkanları “demokratik özerklik” deyince, işin rengi belli oldu. Aslında bu “bağımsız Kürdistan”dı ve İsrailABD yapımı Büyük Ortadoğu Projesi’nin ayağını oluşturuyordu. Irak’ın işgaliyle başlayan süreç bu projenin tutmayacağını göstermişti... Ancak “Arap Baharı” devreye sokuldu... Önce Hüsnü Mübarek devrildi, kimileri yurtdışına kaçtı, önceki gün Kaddafi öldürülerek planın ikinci ayağı gerçekleşmiş oldu. Kuzey Irak ABD’nin denetimi stanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın terör olaylarına ilişkin medya temsilcileri ile yaptığı toplantıya Cumhuriyet, Sözcü, Birgün, Yeniçağ, Evrensel, Aydınlık’ın da aralarında bulunduğu bazı basın kuruluşlarını davet etmemesi meslek örgütlerinin tepkisine yol açtı. Terör gibi tüm toplumu ilgilendiren bir konuda yapılan toplantıda Başbakan’ın akreditasyon uygulaması eleştirilerek halkın bilgi edinme hakkına saygı gösterilmesi istendi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden yapılan yazılı açıklamada, ulusun bütününü ilgilendiren toplantıya başta Cumhuriyet olmak üzere, Sözcü, Yeniçağ, Aydınlık, Birgün ve Evrensel gibi gazetelerle bazı televizyonların çağrılmaması “demokrasi ayıbı” olarak nitelendi. Her söyleminde şeffaflıktan söz eden Başbakan’ın halkın bilgi edinme hakkına saygı göstermesi gerektiğine dikkat çekilerek “Akreditasyon sorununun yeniden hortladığı görüntüsünün yaratılmış olması da ayrı bir talihsizlik oluşturmuştur. Demokrasinin bir tahammül rejimi olduğunu bir kez daha anımsatmak isteriz” denildi. TGS Genel Başkanı Ercan pekçi, Başbakan’ın herkesi kendi inancına göre ayrıma tabi tuttuğunu belirterek “Çağırdığı yayın kuruluşlarının kendi talimatları doğrultusunda hareket edeceğinden emin. Çağırmadıklarında da malum medya öteki medya diye söz ediyor. Hiçbir eleştiriye tahammül edemediğini bu tavrı ile gösterdi” değerlendirmesini yaptı. Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, terör gibi tüm toplumu ilgilendiren tehlike karşısında medyanın ortak tutum almasını isteyen Başbakan’ın, gazeteler arasında ötekileştirme yapmış olmasını üzüntü ile karşıladığını söyledi. Birgit, böyle bir tavır alma toplantısında tüm medya kuruluşlarının yanı sıra, Gazetecilere Özgürlük Platformu altında bir araya gelmiş olan TGS, TGC, Ankara, zmir, Anadolu Gazeteciler Cemiyetleri ile Basın Konseyi’nin temsilcilerinin de görüşlerinin alınmamasını da önemli bir eksiklik olarak niteledi. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve zmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel toplantıya bazı basın kuruluşlarının davet edilmemesinin yapılan sağduyu çağrılarını havada bıraktığını ifade etti. Çağdaş Gazeteciler Derneği de toplantının içeriğine tepki göstererek “Gazeteci, hükümetin ve resmiözel kişi ve kuruluşların sözcüsü ve elemanı; gizli servis ajanı, polis, asker, bürokrat, politikacı gibi davranamaz, yayın yapamaz; yalnızca gazetecilik yapar” yorumunu yaptı. Konuyla ilgili görüşlerine başvurmak istediğimiz Star, Zaman, Yeni Şafak, Bugün gazetelerinin genel yayın yönetmenleri her hangi bir değerlendirme yapmadı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Çukurca saldırısından sonra yaptığı açıklamada muhalefeti eleştirdiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Daha biz konuşmamışız, bir şey söylememişiz. Hepimiz üzüntü içindeyiz, beyefendinin yaptığı muhalefeti suçlamak” dedi. ‘Başbakan kamplara bölüyor’ Muhalefet: Sansür ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör konusunda göreve çağırdığı TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in “İcranın yerine geçmem mümkün değil. Kılıçdaroğlu Başbakan’ı ziyaret etse sürece olumlu katkısı olur” sözlerine “Bu parlamento Kurtuluş Savaşı’nı yönetmişse bu soruna da çözüm üretebilir. Sayın Cemil Çiçek kaçmasın” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın medya patronlarına davetini de “sansürün başka bir şekli” olarak değerlendirdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, dün Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesinde son gelişmelerle ilgili açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın basın yayın kuruluşlarının sahipleri ve genel yayın yönetmenleriyle yaptığı toplantıyla ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi: “Hadi genel yayın yönetmelerini çağırdınız, medya patronlarının ne işi var orada? Hatırlarsınız bir ara sayın Başbakan demişti ki medya patronlarına, ‘O köşe yazarları sizin çalışan elemanlarınız değil mi? Onlar madem öyle yazı yazıyorlar, sen sorumlususun. Konuşturma onları’. Bu toplantı onun başka bir versiyonudur. Medya patronlarını karşınıza alacaksınız ve onlara dolaylı sansür nasıl uygulanır onu anlatacaksınız. Sonra da o toplantıdan çıkacaksınız yine CHP’ye saldıracaksınız.” Ötekileştirme Sağduyu çağrıları havada kaldı Gazeteci hükümetin ajanı olamaz MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın medya yöneticileriyle yaptığı toplantıyı “Başbakan, yüksek sansür kurulunda, dükkân sahipleri ve mutfak şeflerini bir araya getirdi” sözleriyle değerlendirdi. Vural, “Yandaş, candaş medya ile aile toplantısı Esad medyasına ya da Pravda benzeri bir medya yaratmaya çalışıyor” görüşünü dile getirdi. Bir devletin ordusu, polisi silah bırakır mı? Askeri harekât Çukurca bölgesinde... Sınır ötesinde fazla bir harekât yok sanırım... Genelkurmay Başkanlığı da dün bu konuda açıklama yaptı. Geniş kapsamlı gözaltılarla, sınır ötesi harekâtla terörün kökünün kazınmayacağı bir gerçek... Çünkü sınır ötesi harekâtın siyasi boyutu yok... PKK’nin önde gelenlerinin ve militanlarının Kuzey Irak’ta hangi kentlerde yaşadıklarını, oturdukları evlerin numaralarını Türk istihbaratı biliyor. Onları alıp gelmesi için askerimizin peşmergeyle ve ABD’li askerlerle savaşması gerekiyor. Siyasi hedef budur! Hükümet bunu yapabilir mi? Evet... Tüm bunlar olurken Almanya Deniz Feneri e.V. davasının Türkiye ayağında tutuklu olan sanıklar üç ay hapis yattıktan sonra dün salıverildi. Önce soruşturmayı yürüten üç savcı görevlerinden alınmıştı, anımsatayım... Başa dönüyorum: Artık yeter... Çözüm neyse masaya yatırılsın, üniter devlet yapısı içinde tartışılıp konuşulsun... Türkiye genç ölüler ülkesi olmasın... Usta gazeteci, Cumhuriyet’in eski yazarlarından adaşım Hikmet Bila’yı genç yaşta yitirdik. Kalemini hiçbir zaman satmayan, yurtsever bir kardeşimi yitirmenin acısı içindeyim. Başımız sağ olsun!.. Ajanslar Erdoğan’ı dinledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’de faaliyet gösteren haber ajansları, Başbakan Erdoğan’ın medya temsilcileriyle yaptığı toplantıdan bir gün sonra terör, şiddet ve afet durumlarında yayımlanacak haberler konusunda ortak yayın ilkeleri belirledi. Anadolu Ajansı (AA), Ajans Haber Türk (AHT), Ankara Haber Ajansı (AN KA), Cihan Haber Ajansı (C HAN) ve hlas Haber Ajansı ( HA) tarafından benimsenen ortak yayın ilkelerinde, “doğal afet, şiddet veya terör olayı yaşanması halinde, elde edilen haber ve görüntüleri toplumsal fayda ve dayanışmayı dikkate alarak abonelerine ulaştırma, sansasyonel içerik ve görüntülere yer vermeme” dikkat çekiyor. CHP’den soru önergeleri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, medya patron ve yöneticileriyle düzenlediği toplantıya Cumhuriyet’in de içinde olduğu bazı gazete ve televizyonların davet edilmemesi CHP’li Muharrem Işık ve CHP’li Candan Yüceer tarafından TBMM gündemine getirildi. Işık ve Yüceer verdikleri önergelerinde Başbakan Erdoğan’a, “Muhalif medyayı mı davet etmediniz” sorusunu yöneltti. STK’lerden terör turu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aralarında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkİş Başkanı Mustafa Kumlu, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, Hakİş Mahmut Arslan ve TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik’in de bulunduğu 13 sivil toplum örgütü, Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve CHP liderini ziyaret ederek terör ve anayasa konularında görüşlerini iletti. Hisarcıklıoğlu, Başbakan’la 1 saat süren kabulün ardından, yaptığı açıklamada, terörü nefretle kınadıklarını belirtti. C MY B C MY B