25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EK M 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 7 Mustafa Balbay CHP zmir Mehmet Haberal CHP Zonguldak Engin Alan MHP stanbul Kemal Aktaş BDP Van Faysal Sarıyıldız BDP Şırnak Gülser Yıldırım BDP Mardin brahim Ayhan BDP Şanlıurfa Selma Irmak BDP Şırnak Meclis onlarsız açıldı CHP’den 2, MHP’den 1 ve BDP’den 5 vekil cezaevinde bulundukları için TBMM’ye gelemediler. Gül, ‘Fiili cezaya dönüşen uzun tutukluluklar sorunu çözülmeli’ dedi. BDP’liler Meclis’te yemin etti AYŞE SAYIN Tutuklu Mektupları: Yeni Anayasaya Gerek Var mı? Tutuklu mektupları… Sivillerden, askerlerden, öğrencilerden, politikacılardan, gazetecilerden, yazarlardan gelenler: Yakınları veya kendileri tarafından yazılan mektuplar… Elektronik postalar, resmi “görülmüştür” damgalı mektuplar, elden yollanmış olanlar… Kimi el yazısıyla yazılmış… Kimi çoğaltılmış bilgisayar çıktısı… Kimi daktiloyla yazılmış. Bazıları mahkemede verilmiş, zabıtlara geçmiş savunmalar… Bazıları özel bilgileri de içeriyor… Kimileri doğrudan bana hitap ediyor… Kimileri genel. Yazanların bazılarını tanıyorum… Bazılarını tanımıyorum. Hepsi aynı acıyı paylaşıyor: Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik! Her bir mektup bir öykü… Acı çeken insanların öyküsü… Aslında her birinden bir roman çıkar: Bir insanın, bir ailenin, bir ülkenin, bir adalet sisteminin, bir dönemin romanı! Eminim ileride araştırmalar yapılacak, bilimsel açıdan örnek olaylar oluşturulacak, anılar, romanlar yazılacaktır. İktidar da cezaya dönüşen tutuklu yargılanmalardan güya yakınıyor… Yakınıyor da ne yapıyor? Çözüm için hiçbir adım atmıyor… Bütün çözümleri getirip “yeni anayasa” çalışmalarına bağlıyor. Cuma günü İsmet Berkan’ın da yazdığı gibi: “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tutumu açık: Kürt sorunu için atılacak adımlar dahil, Türkiye’de demokratikleşme ve insan haklarının pekişmesi adına yapılacak her şeyi yeni anayasayla gerçekleştirmek.” Oysa yine İsmet Berkan’ın belirttiği gibi önümüzdeki ivedi sorunları çözmek için anayasa değişikliğine gerek yok. Madem ki siyasal mutabakat var, bir iki teknik yasa değişikliği ile bu sorunlar hemen çözülüverir… Ama istenirse! Hem kendi iktidarında çıkardığın yasalarla, yaptığın uygulamalarla bugünkü haksızlıklara, hukuksuzluklara, adaletsizliklere yol açacaksın… Hem görünüşte bunlardan şikâyet edeceksin… Hem de çözüm için ivedi önlemler almayıp uzun ve sancılı bir süreç olan yeni anayasa yapımını önereceksin! O zaman Mümtaz Soysal’ın dünkü yazısındaki şu soruları sormazlar mı insana: “Başkanlık sistemi istemek, Türk toplumunun gelişme çizgisi ve bugünkü durumu açısından, özgürlükçü, demokratik ve insancıl rejim yönünde bir yaklaşım mıdır, yoksa daha sınırlayıcı, höthöt ve Atlantik ötesinin kötü taklitçiliğine özenen bir rejim hevesinin dışa vurulması mı? O açıdan, masaya çağıranların ve oturanların böyle bir niyet besleyip beslemediklerini araştırmak gerekmez mi? Böyle bakınca, anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirme niyetiyle masaya gelenlerde de demokratik görünümlü sinsi bir sivil darbe niyeti sezmez misiniz?” Başta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olmak kaydıyla, meslek örgütlerinin önerileri ortada. Orhan Erinç defalarca yazdı: Sorun sadece Türk Ceza Yasası, Ceza Muhakemeleri Yasası veya Terörle Mücadele Yasası’nda değil, basınla ilgili tüm yasalara da çeşitli yerlerde serpiştirilmiş maddelerdedir… Sorun “ifade özgürlüğü” ve “adil yargılanma” sorunudur. Çözümü için de yeni anayasayı beklemeye gerek yoktur! Gül, TBMM açılış konuşmasını yaptı. Cumhurbaşkanı Gül: deolojisiz anayasa ERDEM GÜL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM açılışında “Fiili cezaya dönüşen uzun tutukluluk sorununun elbirliğiyle çözülmesi” gerektiğini vurguladı. Gül, terörü “fikri, zikri, partisi ne olursa olsun, herkesin kınamasının namus borcu olduğunu” söyledi. Gül başlıca şu mesajları verdi. deolojisiz anayasa: Yeni anayasa, fazla detaya girmeyen, temel ilkeleri güçlü bir şekilde belirleyen, ancak detayları kanunlara bırakan, esnek ve ilerlemeye izin veren bir nitelikte tanzim edilmelidir. Evrensel standartlar ölçü alınmalı, demokrasinin tüm kurum ve gelenekleriyle ilerlemesine izin verecek, fren ve denge sistemlerini içinde barındırmalıdır. Bu meyanda güçler ayrılığı, yargı erkinin bağımsızlığı, basın ve ifade özgürlüğü ilkelerine özellikle dikkat çekmek istiyorum. Yeni anayasa hiçbir özel fikrin, partinin, ideolojinin ve doktrinin mührünü taşımamalıdır. Uzun tutukluluk: Yargının adaletli davranmadığı yönünde yaygın bir kanaat oluşursa toplum vicdanında kapanması zor yaralar açılır ve güven duygusu kaybolur. Bu sebeple yargı mercilerinin de fonksiyonlarını yerine getirirken azami özen göstermesi beklenmektedir. Şahsi duygular ve tercihler siyasi ve felsefi görüşler yargı kararlarını etkilememeli ve adaletsiz sonuçlara yol açmamalıdır. Öte yandan mahkemelerimizin önünde aşırı iş yükü ve personel eksikliği nedeniyle zamanında sonuçlandırılamayan çok sayıda dosya bulunmaktadır. Tutuklulukların fiili cezaya dönüşmesine ve adaletin tecelli etmesinin gecikmesine sebep olan en önemli hususlardan biri de budur. Söz konusu durum, yargının etkinliğine gölge düşürmektedir. Dolayısıyla bu sorunların elbirliği içinde süratle çözümlenmesi temel önceliğimiz olmalıdır. Utanç verici cinayetler: Son dönemde bölücü terör örgütünün, aralarında kadınların ve bebeklerin de bulunduğu masum insanları hedef alan saldırıları, insanlık adına utanç verici cinayetlerdir. Şehirlerin merkezinde hiçbir ayrım gözetmeden kalabalıkları hedef alan teröristleri, fikri, zikri, partisi ne olursa olsun herkesin şiddetle telin etmesi, en azından insanlığa karşı bir namus borcudur. Terörle mücadelede taleplerini şiddete başvurmadan, demokratik sistemi içinde dile getiren vatandaşlarımızı, teröre destek veren, terörü yücelten kesimlerden ayırmak büyük önem taşımaktadır. Çare, idelolojik ve etnik odaklı bir siyasi dil ile çatallaşmaya gitmeden, demokratik gelişim yolunda adımlar atmaktır. Suriye’ye güvenimiz kalmadı: Kendi halkına karşı baskı ve şiddet kullamayı sürdüren Suriye yönetimine artık güvenimiz kalmamıştır. ANKARA TBMM yeni yasama yılına 8 milletvekilinin tutuklu olması nedeniyle eksik başladı. BDP ve blok milletvekilleri, dün TBMM Genel Kurulu’nda “yemin” ederek, Hatip Dicle ve 5 milletvekilinin tutukluluğunu protesto etmek amacıyla yaklaşık 3 aylık “Meclis protestosu”nu sona erdirdi. Aralarında 20 yıl önceki “Kürtçe yemin krizi”yle hafızalara kazınan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın da bulunduğu BDP ve blok milletvekilleri “olaysız” bir şekilde yemin törenini tamamladı. TBMM, yeni yasama yılına tutuklu milletvekillerinin gölgesinde girdi. CHP’den İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan ile BDP’den 5 milletvekili, tahliye taleplerinin reddedilmesi nedeniyle dünkü birleşimde de yemin edemedi. BDP’liler aylardır tartışılan “Meclis protestosu”na son verip, topluca dün Meclis’e gelerek yemin ederken, parti yönetiminin aldığı karar doğrultusunda “kriz” yaşanmadı. Zana, Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Van Milletvekili Aysel Tuğluk ve halen tutuklu olan yine Van Milletvekili Kemal Aktaş, “siyasi yasakları” nedeniyle BDP’ye katılamayıp bağımsız kalırken blok listesinden seçilen İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in EMEP, Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi’nin de Meclis’te KADEP milletvekili olarak görev alacağı bildirildi. BDP’nin resmi grubu ise tutuklu olan Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, Gülser Yıldırım ve İbrahim Ayhan’la bir ‘TERÖRLE ÇÖZÜM ARAYIŞI LKELL K’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yeni anayasa konusunda tüm partilere uzlaşma çağrısı yaptı. Çiçek, “Yeni bir anayasa yapımı için toplumumuz yeterli demokratik uzlaşma kültürüne sahiptir” dedi. Çiçek, terörle ilgili olarak da, “ nanmak istiyorum ki TBMM bütün milletvekillerimiz şu hususta hemfikirdir: Terör, bir insanlık suçudur. Terör yoluyla ve terör yöntemleriyle sorunlara çözüm aramak çağdışılıktır ve ilkelliktir. nsan hayatına kasteden, kan döken, can alan, pusu kuran teröre ve terör şebekelerine karşı mutlaka güçlü bir irade sergilemeli ve bu iradeyi hiçbir zaman politik rekabete feda etmemeliyiz” diye konuştu. likte 29 milletvekilinden oluştu. Zana’ya büyük ilgi Meclis’e iki grup halinde gelen BDP’lileri “basın ordusu” karşılarken, en büyük ilgi odağı ise Zana oldu. Milletvekilliğinin düşürüldüğü 1994 yılından sonra ilk kez Meclis’e gelen Zana, gazetecilerin duygularını sorması üzerine, “Barışa olan umudumdur beni buraya getiren. Gönül isterdi ki bugün Mehmet Sincar’lar, Orhan Doğan’lar, Hatip Dicle ve Kemal Aktaş’lar da aramızda olsaydı” dedi. Ülkenin seçilenlerinin “demir parmaklıklar ardında olmaması” arzusunu dile getirti. Zana, “silahların susması” çağrısı da yaptığını belirterek, “Aslında bu silahların çoktan susması gerekirdi. Hepimizin umudu, çabası o; bir an önce silahların susması, insanın konuşmasıdır” diye konuştu. Meclis’e gelişinde açıklama ya pan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da “Meclis tam kadro toplanıyor” haberlerine tepki göstererek, “Her şeyden önce Hatip Dicle yok, 8 tutuklu milletvekili yok. 8 vekilin 1 Ekim’de Meclis’te olmaları için de ilgililerin çaba sarf etmediğini, bu siyasi krizin çözümü açısından da gayret göstermediğini görüyoruz. Maalesef ki parlamento büyük eksikle çalışmalarına başlayacak” dedi. Demirtaş, partili milletvekillerinin adaylıklarının veto edildiği dönemde çıkan olaylarda yaşamını yitiren Halil İbrahim Oruç adına Meclis kapısından girdiklerini bildirdi. Demirtaş, “sınır ötesi operasyon” tezkeresini kastederek, “Meclis’in ilk işi savaş tezkeresi olmamalıdır” dedi. men önce Genel Kurul salonuna giren BDP’liler, sıralarına, Dicle ve tutuklu milletvekillerinin isimlerinin yer aldığı kartları koydular. Oturum açılırken CHP’li Kamer Genç, yeminin Meclis’in açılışında yapılması gerektiğini belirterek itiraz etti. Meclis Başkanı Cemil Çiçek ise daha önceki teamülleri örnek gösterdi. Genel Kurul’da BDP’liler, hızlıca ve düşük bir ses tonuyla milletvekili yeminini okumaları dikkat çekti. Mardin milletvekili Erol Dora ise Meclis’te yemin eden ilk Süryani milletvekili oldu. Yemin töreni sırasında bütün gözlerin çevrildiği Zana, alçak bir sesle yemin etti. Zana’nın yemininindeki “Türk milleti” ifadesini okurken, şivesi nedeniyle “Türk” mü “Türkiye” mi dediği konusunda tereddüt yaşandı. Ancak Çiçek, yemini tekrarlatmadığı için tutanaklara “Türk milleti” olarak geçti. Zana, hatırlayamadığını ifade ederek, “Önceden planladığım bir şey değil, tamamen bilinçaltı” açıklamasını yaptı. utuklu vekillerin ismi bu kez okunmadı BDP ve blok milletvekillerinden sadece Bodrum kaçamağı nedeniyle partinin disipline sevkettiği Batman Milletvekili Bengi Yıldız Meclis’e gelmedi. Milletvekillerinin tutukluluğunu protesto ettiği için Meclis’te yemin etmeyen tek CHP’li İsa Gök, yemin töreni boyunca Genel Kurul’daydı. Gök, salonda olmasına rağmen, yemin etmeyerek, “yok” sayıldı. Meclis’in yeni yasama döneminin başladığı 11 Temmuz’daki yemin töreninde, tutuklu milletvekillerinin isimleri okunurken, dünkü törende okunmaması dikkat çekti. T Tutukluların isimleri sıralarda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuşması başlamadan he ‘ MDAT DOĞA’ (Fotoğraflar: NECAT SAVAŞ) CHP stanbul Milletvekili Şafak Pavey, Meclis’e “ mdat doğa” yazılı tişörtünü giyerek geldi. Pavey’in HES’leri protesto ettiği öğrenildi. Meclis’e gelen CHP’li sa Gök yemin etmedi. Zana siyah giysilerle yemin etti. BDP’li tutuklu vekillerin adlarının yazılı olduğu kartlar sıralara konuldu. BDP’den randevu istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Sekreterliği, dün Meclis’e gelerek yemin eden BDP’den anayasa konusunda görüşmek üzere randevu istedi. Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başbakanlık yan gelip yatma yeri değildir” sözlerine, “Milletimiz bizim yan gelip yatmadığımızı biliyor. İki kişiden biri bize oy verdi” karşılığını verdi. Terör saldırılarıyla ilgili haber ve programların yapılmasının bile propaganda anlamına geleceğini söyleyen Erdoğan, “Bunların gündemden düşürülmesi lazım” diye konuştu. 1972’de öldürülen 10 arkadaşının anısına 10 karanfilin yer aldığı broşuyla yemin etti Kürkçü’den Kızıldere’ye selam TÜREY KÖSE ANKARA TBMM açılışına hapishanedeki milletvekilleri ve “hapishane görmüş” milletvekilleri damgasını vurdu. 1991 yılında Kürtçe yemin ederek büyük bir krize yol açtığı ve 1994 yılında gözaltına alındığı Meclis’e 17 yıl sonra dönen Leyla Zana, simsiyah giysilerle kürsüye çıkıp “vukuatsız” yemin etti. DevGenç’in son genel başkanı, Kızıldere’den sağ kurtulan tek kişi olan ve 14 yıl cezaevinde yatan Ertuğrul Kürkçü, yemin ederken Kızıldere’de öldürülen Mahir Çayan ve diğer arkadaşlarını yakasındaki on karanfilli broşla selamladı. 8 tutuklu milletvekili ise Meclis’in açılışını demir parmaklıklar arkasında televizyondan izledi. TBMM’nin açılışı “vukuatsız” gerçekleşti. Tarihi oturumdan bazı notlar şöyle: Masalarda milletvekilleri kırmızı jarbera çi çeğinin yer aldığı çiçek buketleri karşıladı. BDP’lilerin sayısı bu dönem 30’un üzerine çıkınca kendilerine genel kurulda ayrılan 20 kişilik grup sırasına sığmadı. BDP’lilerin bir bölümü MHP grubunun arka sıralarında kendilerine ayrılan yerlere oturmak zorunda kaldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve kuvvet komutanları tam kadro salondaydı, Gül’ü dinledikten sonra ayrıldılar. Yemin törenini izlemediler. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, salona geldiğinde CHP’de bir iki milletvekili dışında tüm milletvekilleri kendisini ayakta karşıladı. Gül’ün konuşmasından sonra AKP, MHP ve BDP’liler ayağa kalkarak alkışladı. CHP’liler ise ayağa kalkıp alkışlamadılar. EMEP Milletvekili Levent Tüzel de ayağa kalkmadı. Gül, “Hukuk siyasi üstünlük mücadelesinin bir aracı da değildir” deyince, CHP Sinop Milletvekili Engin Altay kendisini alkışladı. AKP’liler de Cumhurbaşkanı Gül’ün terörle ilgili mesajlarını alkışladı. Meclis’e ilk kez gelen Ertuğrul Kürkçü, sadece kendisinin sağ çıktığı Kızıldere’de yaşamını yitiren 10 devrimci arkadaşını sembolize eden 10 karanfilin yer aldığı broşuyla dikkat çekti. Kürkçü, “Kızıldere’de katledilen 10 arkadaşımızın anısını taşıyoruz” dedi. Kürkçü, kürsüye çıkıp yemin ettikten sonra da elini kalbinin üzerine koyarak arkadaşlarını selamladı. BDP’lilerin içeriğine katılmadıkları milletvekili yeminini “kerhen” okudukları çok belirgindi. Birçok milletvekili cılız bir sesle yemini okurken hiçbir BDP’linin yemin eden arkadaşlarını alkışlamaması dikkati çekti. Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, BDP’lilerin yemini izlemedi. TBMM sessiz sedasız, olaysız ve resepsiyonsuz açıldı. Yemin krizi 27 dakikada bitti. BDP’liler hiç teklemeden yemini okudu. Bahçeli: Yararlı oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP’lilerin yemin törenini sonuna kadar izleyen MHP lideri Devlet Bahçeli, BDP’lilerin Meclis’e dönme kararını “Ülkemiz açısından yararlı olmuştur” sözleriyle değerlendirdi. Bahçeli, “Tutuklu milletvekillerini de bekliyorum, dört gözle... İnşallah onlar da gelir” dedi. Bahçeli Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuşmasını değerlendirirken “Anayasadaki yetkisi çerçevesinde vasat bir konuşma. Bir yenilik yok” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Gül’ün konuşmasını “hükümet programı gibi” diye nitelendirirken, tutuklu milletvekillerine değinilmemesinin ciddi bir eksiklik olduğunu söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle