26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EK M 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER Başbakan zehirli tüplerin hurdacıya satılmasında sakınca bulmadı Akan kanı durdurabiliriz. Yaşamı çoğaltırız el ele verip... 5 Gerçekleri görmemiz gerek... Kaçırılan 12 öğretmen, anaların çığlığı! Kaçırılan öğretmen Ahmet Ürün’ün annesi Naime Ürün, bu ülkeyi yönetenlere sesleniyordu televizyon ekranlarından: “Gelip oğlumun öğretmenlik yaptığı köyde bir gün yaşasınlar... Bakalım onlar bu acıya dayanabilirler mi?” Yine kaçırılan öğretmenlerden Remzi Savaş’ın eşi çığlık çığlığaydı: “Eşim zor koşullarda eğitim veriyordu. PKK tarafından kaçırıldı. Şu an görevinin başında olmadığından maaşını bile alamıyoruz.” Kimi aymazlar ise hâlâ aynı nakaratı sürdürüyor: “Öğretmenleri PKK mi kaçırdı yoksa derin güçler mi?” Bu kafalar PKK’yi hâlâ koruyup kolluyordu, işin acı yönü de buydu... Çünkü 12 öğretmeni PKK kaçırmıştı. Kaçırılan öğretmenlere maaşlarını bile ödemeyen devlet var bugün Türkiye’de.. Böyle bir ortamda aşktan, tutkudan, sevgiden nasıl söz edeceğiz? Gözlerimizi kırpıştırıp gülücükler atarak Bebek kıyısında bir pazar günü Boğaz’dan geçen gemileri mi seyredeceğiz; “Türkiye’de işler ne kadar güzel gidiyor, bizi yönetenleri Allah başımızdan eksik etmesin mi” diyeceğiz? Babamı, annemi, çocukluk, gençlik günlerimi düşünürken o acılı kadınlar geliyor aklıma... Ölümcül silahların uğultusunda yitip gidiyor umutlarımız! Gözlerime bir sis iniyor, ağlamaklı oluyorum... Her sevda sözleri şafağa haykırıldığında gencecik yaşta ölen polislerimizin, askerlerimizin eşleri, nişanlıları, anaları, babaları, çocukları geliyor gözlerimin önüne. Her ölüm haberi yüreğimden bir parçayı alıp götürüyor. O yüzünden babamı düşündüm... Annemi... Yitirdiğim yakınlarımı... Tüm ölümleri... Ölümün yaşı yoktu! Ve ben düşünüyordum... Sivas katliamında diri diri yakılan onlarca insanımızdan birinin, şair Behçet Aysan’ın dizelerini anımsamaya çalıştım: “Onu vurdular, gözümle gördüm onu; ak bir zambağa binmiş gidiyordu; zambak dur, sana da bulaştı kan...” Zehirli tüpleri görmedi FIRAT KOZOK ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB normlarına göre 1. derece tehlikeli atık statüsünde bulunan TRT’ye ait tüplerin, ayrıştırma yetkisi olmayan bir mermer şirketine satılması konusunda, TRT yöneticilerinin soruşturulmasına izin vermedi. TRT Yönetim Kurulu 2009 yılı başında, içerisinde radyoaktif madde özelliğindeki elementlerin bulunduğu ve AB normlarına göre 1. derecede tehlikeli atık statüsündeki elektron tüplerini, 321 bin TL karşılığında asıl işi mermercilik olan şirkete satmıştı. Konuyla ilgili ayrıntılı bir çalışma başlatan TRT’de örgütlü HaberSen, satılan tüp sayısını 6 bin 131 olarak açıklamış ve tüpleri alan şirketin de 1. derecede tehlikeli atık madde sınıfına giren atıkların bertaraf etme yetkisi yani lisansı bulunmayan Akmermer İşletmeciliği San. ve Tic Ltd Şti’ye ihale edildiğini duyurmuştu. Bu süreçte, insan sağlığının tehlikeye atıldığı, çevrenin kirletildiği ve suç işlendiği gerekçesiyle TRT Yönetim Kurulu üyeleri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan HaberSen, ayrıca sorumlular hakkında idari yaptırım kararı uygulanması için Çevre ve Orman Bakanlığı’na başvur Başbakan Erdoğan, 1. derece tehlikeli atık statüsünde bulunan TRT’ye ait tüplerin bir mermer şirketine satılması konusunda, TRT yöneticilerinin soruşturulmasına izin vermedi. muştu. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası ve Çevre Mühendisleri Odası da tüplerin “tehlikeli atık” olduğu görüşünde birleşmişti. Çevre Mühendisleri Odası’nın raporunda “TRT atık üreticisi olarak yönetmeliklerde de belirtildiği üzere elektron tüplerini hurdacılara ihale ederek değil, bu atıkları almaya izni olan lisanslı tehlikeli atık geri kazanım ya da bertaraf tesislerine vermesi gerekmektedir. Ülkemizde atık üretici konumunda bulunan çoğu sanayi kuruluşu yönetmelikle belirlenen yükümlülüklerini yerine getirip, gerekli bertaraf ya da geri kazanım maliyetlerini karşılarken, bir devlet kuruluşu olan TRT’nin sırf para kazanmak uğruna çevre duyarlılığını hiçe sayması korkunçtur” denilmişti. Tüplerin taşıdığı tehlike konusunda kendilerine satış öncesinde bir bilgi verilmediğini ifade eden şirketin sahibi Katip Kaygusuz ise “Bunların içerisinde metal, altın, gümüş kaplama var diye aldık” demişti. Sendikanın yaptığı başvuruların ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’na gönderilen şikâyet üzerine Teftiş Kurulu konuyla ilgili ön inceleme başlatmıştı. Ancak yapılan ön inceleme sonucunda Başbakan Erdoğan, “B.02.0. TKB020.02086” sayılı kararıyla TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Yönetim Kurulu Üyeleri İ. Cafer Elhan, Coşkun Çakır, İrfan Çiftçi, Zeynel Koç, Ahmet Koyuncu ve Recep Şahin hakkında soruşturma yapılmasına gerek olmadığını bildirdi. HaberSen, soruşturma izni verilmemesi kararının kaldırılması için bu kez de Danıştay’a başvurdu. Zengin’den HSYK’ye başvuru İstanbul Haber Servisi Maltepe Belediyesi Basın Bürosu, Maltepe Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Zengin hakkında savcılığın kararı ve uyarısına karşın polisin “yakalama” prosedürü uygulanmasını eleştirdi. Bürodan yapılan yazılı açıklamada yaşananların, yerel seçimler öncesinde CHP’li belediye ve başkanlarına dönük itibarsızlaştırma operasyonlarının son halkası olduğu vurgulandı. İşlemlerin kanuna aykırı olduğu belirtilerek yetkililer hakkında HSYK’ye başvurulacağı vurgulanan açıklamada, “Zengin’in savcılık makamını defalarca arayarak soruşturmaya konu olay hakkında bilgi vermek için savcılığa gelebileceğini söylemiş olmasına karşın, yapılan bir davete uymamış ya da ifade vermek için kendisi başvurmamış gibi polis marifetiyle götürülmesi yine CMK’ye aykırı bir işlemdir” denildi. Düşle Gerçek Arasında... Yağmur dindi hava açtı... İstanbul yazdan kalma bir günü yaşıyordu dün sabah. Soğuk hava gitmiş, güneş yüzünü göstermişti. Hafif esintili bir sabahta, yaşamımızı delip geçen o dipsiz avuntularla oyalandığım yılları anımsadım. Kendi çocukluğumu... İlkyaz gecelerinde ayışığı pencereden odaya girdiğinde hep babamın gölgesinin düştüğünü sanırdım. Hiç ama hiç kimseye söylemedim bugüne değin... Karanlıkların sevinçle kaplandığı ince güzellik, kimi zaman hüzün kimi zaman umutla iç içeydi... Yağmurlu bir günün akşamında televizyonda haberleri izlerken Batman’da karısını, dört yaşındaki kızını ve terörü ana karnında öğrenen sekiz aylık bebeğini kara toprağa vermenin acısı gözlerinden okunan babayı gördüğümde kahroldum. Birkaç gün önce Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve imtiyaz sahibi Orhan Erinç’le sohbet ederken bir konu takıldı kafamıza: “Eskiden bu denli kadın cinayeti işleniyor muydu?” İşlenmiyordu... Dün sabah gazetelerin iç sayfalarında bir haber vardı: “Devlet yine koruyamadı!” Tarsus’ta Hayriye Çakıcı adlı kadın, eşi Mustafa Çakıcı tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü sokak ortasında. Uzun uzun düşündüm... Birkaç gün önce yazdığım kanlı olayları yineliyor gibiydim... Aydınlık bir pazar sabahında içinizi karartmak değil amacım... Elbet umuda yolculuğa çıkarız, çocuklarımızın ışıldayan gözlerinde tarihin sayfalarını karıştırabiliriz. Başbakan Erdoğan’ın 31 Mayıs’ta Hopa’da yaptığı miting sırasında olaylar çıkmış, öğretmen Metin Lokumcu yaşamını yitirmişti. Başsavcı Vekili Karakullukçu 7 beraata itiraz etti Hopa davası Yargıtay’da RECEP KAPUCU ERZURUM Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs’taki Hopa mitinginde çıkan olaylar nedeniyle haklarında terör örgütü propagandası yapmaktan dava açılan yedi tutuklu sanığın beraat etmesine davanın iddianamesini hazırlayan Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Rasim Karakullukçu itiraz etti. Dosya Yargıtay’a gönderildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs’taki Hopa mitinginde çıkan ve öğretmen Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirdiği olaylarla ilgili 31 kişiden 12’si tutuklanarak Erzurum H Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Daha sonra sanıklar hakkında terör örgütü üyeli ği suçlamasından yetkisizlik kararı verilerek dosya Hopa Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmiş, sanıkların “kamu malına zarar verme, görevli memura mukavemet, toplantı ve gösteri yasasına aykırılıktan” cezalandırılması istenmişti. tiraz etti Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Rasim Karakullukçu tarafından hazırlanan iddianamede ise dosyaları ayrılan yedi kişi hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 4.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, geçen hafta yapılan 2. duruşmada Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bayram’ın “sanıkların üzerlerine atılı suçu iş lediklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına” yönelik mütalaası üzerine sanıklar Ali Aksu, Erhan Köse, Görgü Demirpençe, İbrahim Aksu, İdris Akbıyık, Önder Öner ve Şafak Ustabaş’ın beraatına karar vermişti. Ancak davanın iddianamesini hazırlayan Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Rasim Karakullukçu, Hopa davasında yedi tutuklu sanık hakkında Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen beraat kararına itiraz etti. Karakullukçu itirazında, “Bu dava dosyası mahkumiyetle sonuçlanması gerekirken, verilen beraat kararı uygun değildir” görüşüne yer verdi. Karakullukçu’nun itirazı üzerine dosya Yargıtay’a gönderildi. GÖNEN’DEN LOJMAN C NAYET DAVASI AÇIKLAMASI ‘Özener damadım değildi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Devlet Bakanı Akın Gönen, eski SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör’ün oğlu Mustafa Güngör’ün TBMM lojmanında öldürüldüğü tarihte, kızının bekâr olduğunu ve olaydan 6 ay sonra Gürel Özener ile evlendiğini bildirerek “Hem öldürülen kişiyi hem de suça azmettirdiği iddia edilen kişiyi tanımamaktayız” dedi. Gönen, Lojman Cinayeti Davası’na ilişkin haberlerde, suça konu olayın 24 Haziran 1991 tarihinde cereyan ettiğinin yazıldığını anımsatarak o tarihte kızının bekâr bir üniversite öğrencisi olduğunu belirtti. Akın Gönen, “Yani haberlerde sanık olarak bahsedilen kişi ile o tarihte evli değildir. Olaydan 6 ay sonra 5 Aralık 1991 tarihinde ilgili ile evlenmiştir. Yaklaşık 4 yıl sonra ise evlilik sona ermiş olup, ilgili kişi ile 15 yıldır herhangi bir ilişkimiz yoktur. Bu itibarla olay tarihi 24 Haziran 1991’de hem öldürülen kişiyi hem de suça azmettirdiği iddia edilen kişiyi tanımamaktayız. Bekâr bir kişinin ve dolaylı olarak benim, evlilikten 6 ay önce cereyan eden üzücü bir olaya bu şekilde dahil edilmemiz; bizi ziyadesiyle üzmüştür” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle