18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2011 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türk savcılar Almanya’ya gitmek için ilk başvuruyu 2009 yılında yapmışlar. Bu bilgi bakanlık tarafından kamuoyundan saklandı IŞIL ÖZGENTÜRK 9 Deniz Feneri’nde gizlenen başvuru AYKUT KÜÇÜKKAYA e.V. bağlantılı Deniz Fenerive ikiTürkiye soruşturmanın ayağını yürüten haftadır bulundukları Almanya’dan Ankara’ya dün dönen Türk savcılar bu ülkeye gitmek için ilk başvuruyu “Ekim 2009”da yaptılar. Ancak bu ilk başvuru Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyuna yapılan açıklamalarda gizlendi. Ekim 2009’da yaşananlar Deniz Feneri soruşturmasını yürüten Türk savcıların “Almanya’ya gidememesi ya da gitme sürecinin yıllara varan bir süreyle uzatılması için Ankara’da farklı bir yolun izlendiğini” ortaya koyuyor. Cumhuriyet, Türkiye’de yürütülen Deniz Feneri soruşturmasının gecikmesiyle ilgili önemli bir belgeye ulaştı. O belge, belgeyle ilgili Adalet Bakanlığı’nın gazetemize verdiği yanıt ve süreç özetle şöyle: İLK BAŞVURU GİZLENDİ Türk savcıların Deniz Feneri zanlılarının ifadesine başvurmak için bir türlü Frankfurt’a gidememesi ile ilgili yaşanan gecikme tartışması ve muhalefetin sert sözlerle eleştirileri üzerine Adalet Bakanlığı kamuoyuna yönelik şu açıklamayı yaptı: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın adli yardım talebi 15 Şubat 2010 tarihinde Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Bir gün sonra 16 Şubat 2010 tarihinde adli yardım evrakını Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Almanya’ya gönderdik.” Anadolu Ajansı aracılığıyla Ekim 2010’da eleştirileri böyle yanıtlayan Adalet Bakanlığı, konuyla ilgili önemli bir belgeyi kamuoyuyla paylaşmaktan kaçındı. Türk Savcılar Almanya’ya gitmek için ilk başvurularını Bakanlığın açıkladığı 15 Şubat 2010 tarihinden tam 4 buçuk ay önce 2 Ekim 2009 tarihinde yaptı. BAKANLIĞA SORDUK: EVET İKİ TALEPNAME VAR Ulaştığımız bu bilginin ardından Adalet Bakanlığı Basın Müşavirliği’ne geçen hafta sorularımızı bildirdik. Bir hafta sonra Bakanlık Müşavirliği’nden şu yanıtı aldık: “Ankara savcılarının Almanya’ya gitme talebine ilişkin başvuru yazısı Bakanlığımızca 26.10.2009 tarihinde Alman makamlarına iletilmek üzere TC Berlin Büyükelçiliği’ne gönderilmiştir. Savcıların bu talebi Alman makamları tarafından ilk planda kabul edilmemiş ve ‘Ayrıntılı soru kataloğu’ gönderilmesi istenmiştir. Alman makamlarının ayrıntılı soru kataloğu gönderilmesi talebini içeren yazısı 28 Aralık 2009 tarihinde Bakanlığımıza gelmiştir. Bu yazı bir gün sonra 29 Aralık 2009’da Ankara C. Başsavcılığına gönderilmiştir. Alman makamlarınca istenen soru kataloğuyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan 09.02.2010 tarihli ayrıntılı talepname 15.02.2010 tarihinde Bakanlığımıza ulaşmış ve bir gün sonra Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Almanya’ya gönderilmiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iki talepnamesi mevcut olup; hiçbir talebin dört buçuk ay gibi bir süre bekletilmesi söz konusu değildir.” Şimdi de Ecdadınızla ve Umumi Halle Yüzleşme biri gelip, bizim Dışarıdandizilerden birindetartışmaalkolizm programlarımızı izlese Türkiye’yi bataklığında, bir padişah öpüştü diye herkesin ayağa kalktığı, heykellerin put yerine geçirilmeye çalışıldığı bir ülke olarak algılar. Bu arada en kanlı terör örgütü üyelerinin kimseyi iplemeden sözüm ona ülke genelinde taziyeye çıktığı bir başka algıdan hiç söz etmiyorum. Biz bunu kendimize yapıyoruz, şimdi biraz enseyi karartıp yüzleşmenin vaktidir. Birincisi, ilkokul tarih kitaplarında bile söz konusu olan, iktidarı uğruna çocuklarını ve kardeşlerini öldürten padişahlar başka bir Osmanlı’da mı yaşadılar? Harem hayatını anlatan Bahnameler (Cinsel bilgiler içeren metinler) başka bir Topkapı Sarayı’nda mı yazıldı? Biraz tarih okuyanlar bilirler ki, Osmanlı Anadolu’ya belli yerler dışında hiç el değdirmemiştir, çünkü Anadolu sadece asker ve vergi veren bir vatan toprağıdır. Ve haklı isyanlar çok kanlı bir biçimde bastırılmıştır. Bunu tarih kitapları yazıyor, yalan mı? Bir defa herkesin bilmesi gerekir ki, bütün iktidarlar kanlıdır. Batı’da da, Doğu’da da, iktidar yapısı gereği kanlı olmak zorundadır. Sonuçta büyük imparatorluklar güç ve korkuyla yönetilir. Ve insanoğlu bilmediğini yüceltir, gerçek yerine oturtamaz. Öyleyse ecdadımızın özel hayatı kutsaldır ya da imparatorluğun sınırlarını bu kadar genişletmiştir, diyerek ecdadımızı tanıyamayız. Sınırlar geliştirilirken hangi haksızlıklar yapılmış, hangi haklı sözler söylemiş vezirlerin kafaları uçurulmuş, kimler ve neden isyan etmişler, bilmemiz gerek. Harem’de nasıl bir iktidar kavgasının döndüğünü bilmemiz gerek, ne yani başkadın olacağım diye çırpınıp duran kadınların entrika yapmayacağını mı sanıyorsunuz? En şiddetli entrikalar Harem’de gerçekleşmiştir, hiç kimse Harem’i bize rahibeler okulu olarak sunmasın. Gelelim içki meselesine. Hükümet kanadından kim tartışma programına çıksa, “Biz çocukları koruyoruz” diye söze başlayıp yeni içki yönetmeliğine fevkalade bir kılıf uyduruyor. Bu arada küçücük çocuklar sokaklarda çalıştırılıyor, çıraklar kapı altlarında köle misali; çocukluklarından vazgeçmişler ama onları koruyan bir hükümet yok! İçkiyle ilgili tartışmalarına şöyle bir kulak kabartan, aman Tanrım herkesin alkolik olduğu bir ülkeden söz ediliyor sanır. Oysa bizzat üreticiler söylüyor... Türkiye nüfusunun zaten yüzde 60’ı içki tüketmiyor. Geriye kalan yüzde 40’ın içinde en büyük pay da sahil şehirlerindeki turistlere ait. Yani sevgili dostlar, ülkede bir alkolizm tehlikesi yok. Ama uyuşturucu kullanımı büyük bir hızla artıyor, özellikle de gençler arasında. Çünkü kendilerini geleceksiz ve büyük bir boşlukta hissediyorlar. Enerjilerini tüketecekleri, yararlı bir işle uğraşacakları ortamlar ne yazık ki, yok. Bu ortamların oluşması sosyal devletin en önemli sorunlarından biri olması gerekirken, içki düzenlemeleriyle spora ve sanatta en çok yatırım yapan içki üreticileri devre dışı bırakılıyor. Adeta cezalandırılıyor. Toprağı en güzel üzümlerin olgunlaşmasına elverişli bir ülkede içkiye bunca sınırlama getirmenin ve bunca yüksek vergi koymanın sonucu ne olabilir. Kaçak içki yapımı ve bir sektörün daha doğarken ölmesi... Hani diyorlar ki, dış güçler Türkiye’yi bölmek istiyor, Türkiye’yi zayıflatmak istiyor, biz ne yaparsak kendimize yapıyoruz. Bu arada içkinin yasak olduğu İran’da rüşvet vererek her daim içki bulmanız mümkün. Ayrıca İran gençliğinde uyuşturucu kullanımı son derece yaygın. Bu arada biz ecdadımızın yatak odasını düzenlemekle uğraşırken benzine yine zam geldi. Duyurulur. Kilit tarih 26 Ekim 2009 Adalet Bakanlığı’nın “iki talepname var; ancak gecikme yok” yanıtını verdiği açıklamada bir tarih dikkat çekiyor. Bakanlık, 2 Ekim 2009 tarihli başvuru yazısının, “26 Ekim 2009 tarihinde Berlin Büyükelçiliği’ne gönderildiğini” açıklıyor. Söz konusu bu tarihin önemi şu gelişmeden kaynaklanıyor: Türk savcılardan önce Alman savcılar Ankara’ya gelerek Türkiye’deki zanlıları bizzat sorgulamak istediler. Almanya’nın Türkiye’den istediği adli yardım talebi “20 Ekim 2009” tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hem de Deniz Feneri soruşturmasını yürütmeyen iki savcı tarafından, “Almanya’da görevli bazı yetkililerin Türkiye’de yapılacak hukuki işlemlere dahil edilmesi, hazırlanan soru kataloğundan, zanlılara ve şahitlere soru sormalarına izin verilmesi talebi uygun bulunmayarak” reddedildi. Adalet Bakanlığı bu kararı “23 Ekim 2009” tarihinde Alman makamlarına iletti. İLK BAŞVURUYU REDDEDEN ALMANYA İKİNCİ BAŞVURUYU NEDEN KABUL ETTİ? noktada, “Neden BuAlman makamları ikinci talepnameden sonra Türk savcıları kabul etti?” sorusu ortaya çıkıyor. Şöyle ki: Frankfurt, Alman savcıların Ankara’ya gelme taleplerinin Türkiye’deki Deniz Feneri soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Basın Savcısı Nadi Türkaslan ve ekibi tarafından reddedilmediğini tespit ediyor. Türk savcıların ikinci başvurularında ayrıntılı bir talepname hazırlayarak Almanya’ya ifade alma taleplerini ikinci kez dile getirmelerinin ardından Türkaslan ve ekibinin bu talebi kabul ediliyor. Ekim 2009’da yaşananlar Deniz Feneri soruşturmasını yürüten Türk savcıların “Almanya’ya gidememesi ya da gitme sürecinin yıllara varan bir süreyle uzatılması için Ankara’da farklı bir yolun izlendiğini” ortaya koyuyor. Özellikle Alman savcıların Türkiye’ye gelmesini reddeden savcının daha sonra Adalet Bakanlığı listesinden HSYK üyesi olduğu haberleri de bu süreçte dikkat çekiyor. REDDETTİKTEN ÜÇ GÜN SONRA BİZ GELELİM DEDİK Aynı bakanlık sadece 3 gün sonra reddedilen ülkenin savcılarına bu kez Türk savcıların Frankfurt’ta belgeleri incelemek, zanlıları sorgulamak için gelmek istediklerini içeren kamuoyundan saklanan ilk başvuru yazısını gönderdi. Bakanlığın gazetemize verdiği yanıta göre bu talep “Alman makamları tarafından ilk planda kabul edilmedi...” Kemal Kılıçdaroğlu, CHPMHP koalisyonu tartışmalarına İstanbul’da noktayı koydu: Hedef tek başına iktidar Günay gözden çıkarıldı Kılıçdaroğlu, heykel tartışmasına ilişkin bir soruya yanıtında AKP iktidarının Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı gözden çıkardığını söyledi. Bakan Günay’ın AKP vitrinine konulan biri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Geçmişteki sosyal demokrat kimlikle, sosyal demokratların oylarını almak için vitrine konulan bir kişidir. Eğer bir kişi birilerine oy kazandırmak için vitrine alınıyorsa ve kendisinin artık vitrinde olmaması gerektiği dolaylı yollardan kendisine aktarılıyorsa ve bu partinin ikinci adamı da bunun arkasında duruyorsa, artık onun o koltukta oturmaması lazım. Olay açıktır. Kültür Bakanı gözden çıkarılmıştır. Kültür Bakanı eğer gerçekten kültürlü bir kişiyse gereğini yapması lazım” dedi. TARKAN TEMUR HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHPMHP koalisyonu tartışmalarına “Biz tek başımıza iktidar olmak istiyoruz” karşılığını vererek, “Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, CHP’nin tek başına iktidar olmasını zorunlu kılan koşullardır” dedi. Yolsuzluğa geçit verilmemeli diyen Kılıçdardoğlu, “Elazığ’ı görüyorsunuz, dosyalar kapatıldı. Elazığ’daki belediye başkanı görevden alındı mı? Alınmadı. Peki sormak gerekiyor, o İçişleri Bakanı, Elazığ Belediye Başkanı ile ilgili olarak niçin soruşturma izni vermedi? ‘Benim adamım’ diye. Kayseri Belediye Başkanı’na niye soruşturma izni vermedi? ‘Benim adamım’ diye. Ama arkasını bırakmadık. Savcı soruşturmayı yeniden başlattı” diye konuştu. C isilozgenturk gmail.com Panelvan minibüste 37 kaçak İSTANBUL (AA) İkitelli’de kontrol amacıyla polisin durdurmak istediği panelvan minibüsün şoförü, ihtara uymayarak kaçmaya başladı. Plakası sahte çıkan ve çalıntı olduğu belirlenen minibüste yapılan incelemede, Yunanistan üzerinden İtalya’ya gitmek isteyen Somali uyruklu 6’sı kadın 37 kaçak yakalandı. Kayıp iki kişinin cesedi bulundu CHP lideri, Köseoğlu’nun sergisini gezdi ürkiye’de fotomuhabirlik geleneğinin en önemli ustalarından Erdoğan Köseoğlu’nun “Fotoğraf Peşinde Bir Ömür” sergisi kalabalık bir davetli topluluğunun katılımıyla önceki akşam düzenlenen kokteyle Caddebostan Kültür Merkezi’nde açıldı. Açılışa gazetemiz imtiyaz sahibi ve TGC Başkanı Orhan Erinç de katıldı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da dün sergiyi gezenler arasındaydı. Kılıçdaroğlu sergiyle ilgili duy Hizbullah tepkisi Kılıçdaroğlu, Hizbullah üyelerinin serbest bırakılmasının sorumlusunun da AKP iktidarı olduğunu söyledi. Toplumun, C MY B C MY B Ulusal kurtuluş hareketi Kılıçdaroğlu, dün partisinin Bayrampaşa ilçe örgütünü ziyaret etti. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, seçimlerde CHPMHP koalisyonunun söz konusu olup olmayacağı sorusuna “Türkiye’nin yeniden bir ulusal kurtuluş hareketi başlatması lazım. Ekonomik açıdan özgüvenimizi kazanmamız lazım. İşsizliği tamamen bitirmemiz, açlığı ve yoksulluğu bitirmemiz lazım. O nedenle CHP’nin bu ülkede tek başına iktidar olması lazım” dedi. T gularını anı defterinde kaleme aldı. Kılıçdaroğlu deftere, “Fotoğraflar, tarihsel geçmişimizin aynası olarak tarihteki yerlerini almışlar. Sergi Türkiye’deki geçmişi anmak için de iyi bir fırsat. Düzenleyenlere teşekkürler” diye yazdı. Sergiyi gezen Kılıçdaroğlu’na Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ve sergiyi düzenleyenlerden gazetemiz haber editörü Sevim Ertemur da eşlik etti. Sergi 31 Ocak’a dek gezilebilir. ZONGULDAK (Cumhuriyet) Zonguldak Ereğli’de 3 aydır kayıp olan Ali Biçer (53) ve arkadaşı Özkan Hamurcu’nun (38) cesetleri, limanda hurda demir toplamak için dalış yapan amatör bir dalgıç tarafından otomobil içinde bulundu. Polis ekipleri tarafından araba sudan çıkarılırken, Biçer ve Hamurcu’nun otomobille denize nasıl düştükleri araştırılıyor. Atanamayan öğretmenler eylemde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ataması gerçekleşmeyen öğretmenler dün başkentte eylem yaptı. “2010 Mağdur Öğretmenler Platformu” üyeleri Abdi İpekçi Parkı’nda toplandı. Türk EğitimSen Genel Başkanı İsmail Koncuk, eğitim fakültelerinden mezun 350 bin kişinin kahvehanelere terk edildiğini söyledi. Hizbullah üyelerinin serbest bırakılmasından rahatsız olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “AKP’nin izlediği politika, onun çıkardığı yasa bu sonucu ortaya çıkarmıştır. Yargıyı suçluyorlardı, şimdi serbest bırakıldılar. İmza vermeye gelmediler. Siz izlemediniz mi? Bunlar yurtdışına kaçtıysa bu olayın sorumlusu AKP’dir” diye konuştu. İçki yasağına tepki Başbakan Erdoğan’ın “Tıksırıncaya kadar içiyorlar” sözlerinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Gençlerin alkolden korunması gerektiği doğrudur. Ama içkiyi kullanarak, kişilerin, ailelerin, bireylerin, sınıfların sosyal yaşamlarını kontrol etmeye kalkmak doğru değil Başbakan’ın alkol konusunda söylediği sözleri çok ciddiye almıyorum” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu trafik kazasında ölen “Kıvırcık Ali” olarak bilinen sanatçı Ali Özütemiz’in (42) ailesine Avcılar’daki Er Mahmut Dede Kültür ve Cemevi’nde taziye ziyaretinde de bulundu. Kılıçdaroğlu, cemevinde konuşma yapmadı. Kılıçdaroğlu, cemevinin hatıra defterine duygularını yazdı. Hekimlere Kürtçe kurs önerisi BATMAN (AA) Batman Tabip Odası Başkanlığı, 8 Ocak’taki Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Van, Hakkâri, Ağrı, Siirt ve Batman tabip odalarının katıldığı bölge toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, bölgede sağlık hizmeti verilebilmesi için hekimlere Kürtçe kursu başlatılması gerektiği vurgulandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle