22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2011 PAZAR CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 ATO’nun hazırladığı rapora göre, 100 ton canlı hayvan ve et ithal edilmesine karşın et yalnız 29 kuruş ucuzladı YORUM ÖZTİN AKGÜÇ İthal et, ithal edene yaradı Ekonomi Servisi Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) çalışmasında, 100 bin ton canlı hayvan ve et ithal edilmesinin et fiyatlarında 29 kuruşluk ucuzluk sağladığı belirtildi. ATO’nun, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı, “ette fiyat değişimini” mercek altına alan çalışmasına göre, ithalat kararının alındığı nisan ayında 24.9 lira olan dana etinin kilosu, yıl sonunda 29 kuruş ucuzladı. Çalışmada, et fiyatlarının el yakar düzeye gelişinin ardından yapılan ithalatla bazı satış noktalarında dana etinin kilosunun 1516 liraya düştüğü, bazı noktalarda 20 liranın altına inmediği belirtilerek “İthal etle gelen ucuzluk tüke Halkın Gündemi Halkın gündeminin aş ve iş olduğu genelde savunulur; bu sorunlara yönelmenin halkın ilgisini çekmek açısından yerinde olacağı önerilir. Gerçekten halkın gündemi yalnız aş ve iş midir? Demokrasi, ülkenin gidiş yönü, adalet ya da adaletsizlik, eğitim onların ilgi alanı değil midir? Gündemi aş ve işle sınırlamak bir saptırma, bir yönlendirme, bir kısıtlama değil midir? Gerçekten gündem aş ve işle sınırlı olsa bile gündemi genişletmek, en azından kalıcı çözüm önerilerini de gündeme, tartışmalara eklemek gerekmez mi? Genelleme yapmak istemiyorum. Ancak rejim, ülkenin gidiş yönü, geleceği yiyicilik, rüşvet, haksız servet edinme, adaletsizlik en azından halkın bir bölümünün gündemine girmiş durumdadır. Tek parti, tek adam yönetimine gidiş daha doğrusu dikta hevesleri, bazı kişi ve çevrelerde kaygı uyandırmıştır. Geçenlerde bir sürücü bana “padişah, Abdülhamit olma özentisi” yaşanıyor diye görüşünü, eleştirisini açıklıyordu. Halkın gündemini genişletmek, buna aydınlanma, demokrasi, ülkenin geleceğini de eklemek gerekir. Aydınlanma, demokrasi soyut değerler değil; aş ve iş sorununun çözümü yalın olarak da gündeme getirilmelidir. Aş ve iş sorunu aydınlanma ile gerçek demokratik bir düzen içinde çözülür. Günümüzde demokrasi uygulama şekliyle bir görüntü, bir aldatmaca gibi geliyor. Düzene şibih demokrasi, sermayenin egemenliğinde örtülü faşizm demek daha doğru... Bu tanı yalnız ülkemiz için değil, demokrat ülkeler olarak tanıtılan, algılandırılan ABD ve AB ülkeleri için de geçerli. Kapitalizm demokrasi görüntüsü altında siyasal açıdan meşru olma izlenimi vererek egemenliğini sürdürüyor. Korunan, güvence altına alınan sermayenin çıkarlarıdır. Son kriz de bu gerçeği kanıtlamıştır. Demokrat olarak yaftalanan tüm ülkelerde büyük finans kuruluşları, büyük işletmeler çeşitli yöntemlerle, kamu fonları ile halkın ödediği vergilerle kurtarılmıştır. Devlet sermaye katkılarında bulunarak geçici bir süre için kamulaştırma, ucuz krediler açarak, riskli, toksik varlıkları satın alarak, garantiler vererek büyük sermayeyi kurtardı. Birçok ülkede kurtarma paketlerinin boyutu ulusal gelirin yüzde 20’sine ulaştı. Bunun maliyeti doğrudan ya da dolaylı biçimde halka ödettirildi. Olayın farkında olanların tepkilerini görüyoruz. Ancak sonuç değişmiyor. Halkın aydınlanması ve sol bir düzenle gerçekten halk egemenliği sağlanır; demokrasi bir gösteri, bir alalama olmaktan çıkar. Kapitalizmde emperyalizmle demokratik düzen kurulamaz. Hem yayılmacı, sömürücü, bireysel çıkarcı olacaksın hem de demokrat... Gerçekle bağdaşmaları olanaklı değildir. Gelecek milletvekili seçimi, bir AKP milletvekilinin de vurguladığı gibi Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Seçim aslında Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkan, gerçek demokrasiden Türkiye’nin bağımsızlığından yana olanlarla; emperyal güçler tarafından desteklenen Türkiye Cumhuriyeti karşıtı dinsel öğelerle de alalanmış faşizm eğilimliler arasında olacaktır. Türkiye ya aydınlanma yoluna girecek ya da karanlık, geleceği belirsiz boşluklara yuvarlanacaktır. Gerçeğin halkımıza açıkça anlatılması gerekir. Türkiye darbe ile filan kurtulmaz. Halkın büyük bir bölümü Türkiye Cumhuriyeti’ni benimser, karşıtlarla mücadeleye girişir, aydınlanma yolunu seçerse, aş ve iş sorununu da kalıcı ve onurlu bir şekilde çözer. CHP’ye bu konuda büyük görev düşüyor. Rejim sorununun ne denli önemli olduğunu halka anlatmak, rejim kaygısına kapılmış kişi ve kuruluşların da desteğini alacak biçimde bir demokrasi bloku oluşturmak; barajı aşamayacak demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti yanlısı partilerin de bu blokta yer almasını sağlamak. Bu bir koalisyon değil amaç, gönül birliği olmalıdır. Cumhuriyet karşıtlarının her türlü baskıya başvurduğu din, para, çıkar vaadi, gözdağı, tutulmuş sesyayar gibi her aracı kullandığı bir ortamda vatandaşı uyarmak, harekete geçirmek bir görevdir. Bu görevi üstlenmiş gönüllü vatandaşların varlığını görüyor, onları minnetle kutluyorum. Raporda et fiyatlarının el yakar düzeye ulaşmasının ardından yapılan ithalatla kilosu 1516 liraya kadar indiği ancak bazı noktalarda 20 liranın altına düşmediği, fiyat indirimlerinin tüketiciye yansıtılmadığı dile getirildi. ticiye yansımadı” denildi. TÜİK’in Türkiye geneli tüketici ortalamalarına göre, 2010 Nisanı’nda 24 lira 94 kuruş olan dana etinin kilosu, aralık sonu itibarıyla 24 lira 65 kuruşa geriledi. 9 ayda etteki yüzde 1.1 fiyat düşüşü, tüketiciye 29 kuruş olarak yansıdı. İthalat kararının alındığı nisandan yıl sonuna kadar geçen sürede et fiyatlarında kuruş seviyesinde de olsa düşüş görülürken, ithalatın fiilen başladığı haziran baz alındığında fiyatlar yükseldi. Dana etinin kilosunun 22 lira 79 kuruş olduğu hazirandan, aralık sonuna kadar geçen sürede et fiyatları yüzde 8.2 arttı. Artış, fiyatlara 1 lira 87 kuruş olarak yansımış oldu. 55 ilde et fiyatı zamlandı Rapora göre, hayvancılığın sürdürüldüğü Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden pek çok ilin de aralarında bulunduğu 17 alt bölgede yer alan 55 ilde et fiyatları nisan ayından bu yana zamlandı. En yüksek artış, yüzde 13.6’lık zamla Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt’te oldu. 2010 nisan ayında Bakanlar Kurulu, 16 bin ton et karşılığı canlı sığır ve 7 bin 500 ton da et ithalatı kararı aldı. Daha sonra bu miktar 100 bin tona çıkarıldı. Et fiyatlarındaki değişimi değerlendiren ATO Başkanı Sinan Aygün, et fiyatlarında yaşanan sıkıntıların temelinde hayvan varlığındaki ve üretim maliyetlerindeki yüksekliğin yattığını kaydetti. Aygün, şu görüşleri dile getirdi: “Banvit ve Koç’un besicilikten çekileceğini açıklaması gerçekten üzüntü vericidir. Yeni kapatmaların olmaması için gümrük vergilerinde yapılacak düzenlemeyle yerli üretici korunurken, tüketiciye ucuz et yedirmeye yönelik bir program izlenmelidir.” Yedek ödenek Başbakanlık’ın ANKARA (AA) 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’ndaki 500 milyon liralık yedek ödeneğin 215 milyon lirası Başbakanlık’a aktarıldı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla yayımlanan “Yedek Ödeneğin Kullanımı” konulu duyuruya göre, 2010 Bütçesi’ne konulan 500 milyon liralık yedek ödeneğin 215 milyon 835 bin lirası Başbakanlık bütçesine aktarıldı. Bu ödeneğin 210 milyon lirası mal ve hizmet alımlarında, 5 milyon 835 bin lirası da cari transferlerde kullanıldı. Maliye Bakanlığı 95 milyon 440 bin lira ile Başbakanlık’ı takip ederken, Maliye’nin 83 milyon 390 bin lirayı sermaye gideri olarak kullandığı belirlendi. Sağlık Bakanlığı da, tümü mal ve hizmet alımları için yedek ödenekten 60 milyon lira pay aldı. Türk dizilerinden ihracat atağı Ekonomi Servisi Aşkı Memnu, Ezel, Ihlamurlar Altında, Gümüş, Bir İstanbul Masalı, Yaprak Dökümü, Menekşe ile Halil, Zerda gibi dizilerin de aralarında bulunduğu 70’in üzerinde Türk dizi filmi 20’nin üzerinde ülkede izleniyor. Geçen yılki ihracat 50 milyon doları aştı. Türk dizi filmleri sektöründeki ihracatın yüzde 80’ini yapan Calinos Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fırat Gülgen, televizyon yapımı ihracatına 1997’de başladıklarını, ilk dizi ihracatının da 2001, 2002 yapımı Deli Yürek olduğunu söyledi. Gülgen, pazarı açan dizinin de birçok ülkede izlenme rekoru kıran “Binbir Gece” olduğunu söyledi. Dizi film ihracatı serüveninin bölüm başına 3050 dolarlar ile başladığını anlatan Gülgen, bugün bu rakamın bölüm başına 500 dolar ile 20 bin dolar arasında değiştiğini anlattı. Gülgen’in verdiği bilgiye göre, ilk ihraç edilen ülke Kazakistan, Azerbaycan gibi Türk kültürünün yakın olduğu ülkeler oldu. Türk dizileri, Ortadoğu pazarının ardından Balkan ülkelerinde de ilgi gördü. Diziler, Makedonya, Bosna, Kosova, Arnavutluk pazarlarının ardından geçen senenin ortasında Yunanistan’a da satıldı. Artık Hürrem moda Osmanlı İmparatorluğu’nun en uzun süre tahtta kalan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatının anlatıldığı “Muhteşem Yüzyıl” dizisi, Bihter modasından sonra yeni bir moda ve ekonomi yarattı. Diziyle, Topkapı Sarayı daha fazla ziyaret edilirken, Hürrem Sultan ile ilgili kitaplar ve padişahın eşine savaş dönüşü getirdiği kolonyalardan esinlenerek yaratılan “Hürrem Sultan Kolonyaları”nın satışında artış dikkat çekmeye başladı. Mücevher markası Boybeyi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mete Boybeyi diziye özel “Hürrem Sultan Koleksiyonu”nu tasarladıklarını söyledi. Eski kesim elmas, zümrüt, yakut ve inci kullanılarak hazırlanan ve 93 parça eserden oluşan koleksiyondaki takıların fiyatları 6 ile 150 bin dolar arasında değişiyor. Takılar arasında kolyeler, yüzükler, küpeler ve broşlar yer alıyor. Dizide kullanılan takıların toplam değeri 1.5 milyon dolar civarında. AKP benzini 4 liraya uçurdu ANKARA (AA) Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, son zamla birlikte kurşunsuz benzinin litre fiyatının 4 lirayı aştığını belirterek, “benzinde temel sorun yüksek vergi ve kâr marjıdır. AKP, 1.5 TL’ye devraldığı benzini son zamla 4 TL’nin üzerine uçurmuştur” dedi. Yılmaz, Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Heykeli önünde yaptığı basın açıklamasında, geçen yılın zamla kapatıldığını, yeni yılın ulaşım zammıyla başlayıp benzin zammıyla devam ettiğini söyledi. Tüketicinin, dolaylı vergilerle en çok vergi ödeyen mükellef olduğunu dile getiren Yılmaz, “AKP hükümeti tüketicinin ensesinde zam ve vergilerle adeta boza pişirmektedir” diye konuştu. TÜDEF’in 130’un üzerindeki il ve ilçe şubeleriyle eyleme hazırlandığını belirten Yılmaz, ilk eylemi 22 Ocak’ta Bursa’da yapacaklarını, bunu şubatta İstanbul, Ankara ve Eskişehir’in izleyeceğini söyledi. Güriş Grubu, 285 milyon Avro’luk Suriye’deki ikinci çimento tesisinin temelini attı Suriye ile ilişkilere çimento harcı MURAT KIŞLALI RAKKA/SURİYE Güriş İnşaat, Suriye’deki ikinci çimento tesisinin temelini attı. Törende konuşan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, “Bu hem Suriye’nin en büyük çimento fabrikası, hem de Türkiye’nin tüm Ortadoğu’da bu alanda yaptığı en büyük yatırım olacak” dedi. Suriye’nin Ekonomi ve Ticaret Bakanı Lamia Sim de, “Projeyi Türkiye ile Suriye işbirliğinin en önemli sonuçlarından biri olarak kabul ediyoruz” dedi. Güriş Grubu’nun, Suriye’nin doğusunda, Rakka’da, 285 milyon Avro yatırımla yapacağını ifade ettiği entegre çimento tesisi, yılda 1.5 milyon ton çimento üretecek. Yapımında bin, üretim sürecinde de 300 kişiye istihdam sağlayacak tesisin yılda 130 milyon Avro’luk ciro yapması hedefleniyor. Güriş kurucusu İdris Yamantürk’ün oğlu Tevfik Yamantürk, temel atma törenindeki konuşmada, “2003’ten beri Suriye’de senede ortalama 2 ay ge celiyorum. Bu, bize 90 yıl ayrı kaldığımız amca oğullarımızı, akrabalarımızı yeniden tanıyıp, kucaklayıp, yeni nesillere ‘Bu coğrafyanın ortak sahibi olduğumuz’ duygu ve düşüncesini öğretme şansını verdi” dedi. Yamantürk, Suriye’de Türkçe eğitim veren, mezunlarının Türkiye’de üniversitede eğitim görebileceği bir lise açmayı da hedeflediklerini belirtti. Dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Çağlayan da, görevinin ihracat ve ithalatı kapsadığını anımsatarak “Be nim işim başka ülkelerde yatırım yaptırmak değil. Dikkat edin, başka ülkeler diyorum. Suriye başka toprak olmadığı için, bu projeyi de kendi topraklarımıza yapılan bir yatırım olarak görüyorum” diye konuştu. Çağlayan, yeterince alkışlanmamasına şakayla karışık “Alkış konusunda cimrilik yapmayın. Alkışın çok faydası var, özellikle soğukta en güzel ısınma yöntemidir. Yemek sonrası uyuyanları da uyandırıyorsunuz. Daha sayayım mı?” diye sitem etti. KOÇ’UN MUHARİP GEMİSİ SEFERDE Koç Topluluğu’nun gemi inşa tersanesi RMK Marine’in Sahil Güvenlik Komutanlığı için inşa ettiği 4 adet Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi’nden ilki olan ‘TCSG Dost’, ilk seyir testini gerçekleştirdi. RMK Marine’nin projesine 2008’de başladığı ve Haziran 2010’da denize indirdiği TCSG Dost, Eylül 2011’de teslim edilecek. Proje kapsamında TCSG Dost’u takiben ‘Güven’, ‘Umut’ ve ‘Yaşam’ isimli gemiler de Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın hizmetine sunulacak. FITCH’TEN YUNANİSTAN’A DARBE Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Yunanistan’ın kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyenin altına indirdi. Kuruluş, kredi notunu bir basamak indirerek “BB”ye çekerken notlara ilişkin görünümü de “negatif” olarak belirledi. Yunanistan’ın ekonomik ve mali performansının birçok açıdan tahminleri aşsa da, ülkenin ağır kamu borç yükünün, mali ödeme gücünü dış şoklara açık hale getirdiğini bildiren Fitch, kamu borcunun sürdürülebilirliğinin kırılganlığına işaret etti. BP’YE RUS ORTAK İngiliz petrol devi BP, elinde halihazırda yüzde 5’lik BP hissesi bulunduran Rusya’nın devlet kontrolündeki petrol şirketi OAO Rosneft ile dev bir hisse değişim anlaşması imzalayacak. Meksika Körfezi’nde neden olduğu çevre felaketinin ardından zor günler yaşayan BP bu şekilde, Rusya’nın petrol zengini Kara Deniz kıyısında petrol araştırma ve üretim faaliyetlerinde bulunabilecek. BP, Rosneft’in hisselerinin yüzde 9.5’ini bünyesine geçirecek. Şirketler karşılıklı olarak 8 milyar dolarlık hisse değiştirerek toplamda 16 milyar dolarlık bir anlaşmaya imza atacak. Bu anlaşma Rosneft’i BP’nin en büyük hissedarı haline getirecek. HAFTANIN ÇİZELGESİ DOLAR 1.54 TL’Yİ GÖRDÜ Durmuş Yılmaz’ın açıklamalarından sonra güçlenen TCMB’nin faiz indirimine gitmeyeceği yönündeki inanış dolar/TL’yi 1.5650 seviyelerinden 1.54’e çekti. İstanbul serbest piyasada ABD Doları TL karşısında yüzde 1.15 düşerek 1.5530 liradan kapandı. Uluslararası piyasada altın 1364 dolara indi. 24 ayar külçe altının fiyatı yüzde 1.37 düşüşle 68.30 liraya, Cumhuriyet altınının fiyatı da yüzde 1.93 gerileyerek 458 liraya indi. Hazırlayan: PELİN ÜNKER NE OLDU? NE OLACAK? Faiz değişmeyecek Bu hafta Avro Bölgesi’ne ilişkin gelişmeler, Çin’in karşılıkları arttırması ve TCMB’nin faiz indirimine ara vereceğine yönelik beklentiler gündemde ön sıralarda yer aldı. Avrupa’da borçlanma ihaleleri tansiyonu bir miktar düşürse de tartışmalar sürdü. İspanya, Portekiz ve İtalya’nın borçlanma ihaleleri öncesinde artan tedirginlikle bu ülkelerin CDS’leri tarihinin en yüksek seviyelerine yaklaştı. Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun 440 milyar Avro olan büyüklüğünün arttırılabileceği haberleri ve başarılı geçen tahvil ihraçları olumsuz havanın bir miktar dağılmasını sağladı. ABD bilanço sezonu olumlu başladı. ABD’de 4. çeyrekte, sanayi şirketi Alcoa, teknoloji şirketi Intel ve finans şirketi JP Morgan’ın kârları beklentileri aşarken, önümüzdeki haftalara ilişkin olumlu hava getirdi. Çin MB iki ay içinde 4. defa zorunlu karşılık oranını arttırdı. Parasal sıkılaştırma ile hem enflasyonu kontrol altında tutmayı hem de artan krediler nedeniyle bir aktif balonu oluşmasını engellemeyi hedefleyen bankanın kararı gelişmekte olan piyasalarda satış getirdi. TCMB Başkanı Yılmaz’ın zorunlu karşılıklarda son yapılan değişikliklerin sonuçlarını izlemek gerektiği açıklaması ve döviz kurlarındaki yüksek seyir nedeniyle bazı kurumların beklentilerini revize etmesi sonucu TCMB’nin bu hafta gerçekleştireceği faiz toplantısında politika faizinin sabit kalacağı beklentileri arttı. Bu beklentilerle gösterge tahvilin bileşik faizi 22 Aralık’tan bu yana en yüksek seviye olan yüzde 7.38’e kadar yükselerek bankacılık hisselerinde satışlara yol açtı. İşsizlik açıklanacak Avrupa’da not indirimlerinin sürmesinin borç sorununa ilişkin endişeleri yeniden gündeme getirmesi bekleniyor. Kurtarma fonunun genişletilmesi tartışmaları da sürecek. Öte yandan gelişmiş ülkeler tarafından uygulanan genişlemeci para politikasının yol açtığı sermaye akımlarının yarattığı riskler de önemini koruyacak. İçeride piyasalar haftaya işsizlik verisiyle başlayacak. Ekime ait işsizlik oranının yüzde 11.3 çıkması tahmin ediliyor. Aynı gün TCMB tüketici güven endeksi rakamlarını duyuracak. Merkez Bankası’nın faiz kararı perşembe gelecek. Faizde herhangi bir değişiklik yapılması beklenmiyor, ancak toplantısı sonrası yapılacak açıklamalar para politikalarının geleceği açısından önem taşıyor. Merkezi yönetim borç stoku ve TCMB TÜFE beklenti anketi de perşembe açıklanacak. TÜFE beklentisi olası faiz kararının zamanlaması hakkında işaretler verecek. Dış piyasalarda açıklanacak önemli göstergeler şöyle: İngiltere’de salı TÜFE, perşembe perakende satışlar açıklanacak. ABD’yi ise yoğun bir veri gündemi bekliyor. Ülkede salı New York Fed imalat endeksi, swap harici serm. dengesi, uzun vadeli serm. dengesi; çarşamba inşaat ruhsatları, yeni konut inşaatları; perşembe işsizlik maaş başvuruları, ikinci el konut satışları ve Philadelphia Fed endeksi belli olacak. Ülkede bilançolar da açıklanmayı sürdürecek. BORSADA KAYIP HAFTASI İMKB bu hafta ortalama yüzde 1.30 oranında kayıpla 67 bin 880 pandan kapandı. Borsanın düşüşünde hafta başında Avrupa’da süren tedirginik, sonrasında ise gösterge faizdeki yükseliş ve Çin’in zorunlu karşılıkları arttırması etkili oldu. Bankacılık hisselerindeki düşüş yüzde 2.8’i buldu. Avro 1.34’ü aştı İspanya, Portekiz ve İtalya’nın borçlanma ihaleleri öncesinde artan tedirginlikle 1.28’lere inen Avro/dolar paritesi, ihalelerin başarılı geçmesi ve Trichet’nin açıklamaları sonrasında hızlı bir toparlanmayla 1.3450’ye yükseldi. İçeride ise Avro’nun satış fiyatı yüzde 1.82 artarak 2.0740 liraya çıktı. Faiz 7.31’e çıktı Faiz indirimi beklentisinin son bulması gösterge tahvilin faizini yükseltti. 5 Ocak’ta 6.86’yı gören faiz cuma 7.31’e kadar yükseldi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle