23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OCAK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 12 YILLIK KAYNAKÇIYI YAĞLAMA ÜNİTESİNE VERDİLER Karakolda yasadışı sorgu Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Feyzioğlu ‘Karakollarda sohbet adı altında avukat gelmeden şüphelilerin ifadesi alınıyor, mahkeme de bunları delil olarak kabul ediyor’ iddiasında bulundu ALİCAN ULUDAĞ İşçiye ‘elini kaybettiren’ görev MUSTAFA ÇAKIR GENELLİLİK İLKESİNE AYKIRI Ceza hukuku alanında yargı organları arasında farklılıklar bulunduğuna işaret eden Gerçeker, “Tutuklama konusunda farklı uygulamalar yapılması, mahkemeler arasında farklı, Yargıtay’da farklılık olması çok üzüntü verici. Bu yapılanların net olmadığını, ceza hukukunun genellilik ilkesine aykırı olduğunu gösteriyor” dedi. Gerçeker, “Çözüm bulunmadığı takdirde, sorunlar daha çözümsüz hale gelecek. İnsanlar, toplum şikâyetlerinde haklı” şeklinde konuştu. A’dan Z’ye reform şart Yargıtay Başkanı, yargıdaki sorunların çözümsüz bir yumak haline geldiğini vurgulayarak ‘Bıçak kemiğe dayandı’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yargının, A’dan Z’ye kadar, temelinden, ilk derece mahkemelerine kadar çok geniş bir yargı reformuna muhtaç olduğunu belirterek, “Artık bıçak kemiğe dayandı. Sorunlar kartopu halinde çözümsüz bir yumak haline geldi” dedi. Ceza hukukunda kaos ortamı oluştuğuna dikkat çekerek, mahalle ve toplum vicdanı baskısının yasaların hukuka uygun şekilde uygulanmasını engellememesi gerektiğini kaydetti. Gerçeker, Yargıtay’da düzenlenen “Yargıtay Kararları Çerçevesinde Ceza Hukuku Sempozyumu”nun açılışında yaptığı konuşmada, ceza hukukunda yapılan köklü değişikliklerin doğru uygulama için önem arz ettiğini söyledi. Tutuklama konusunda farklı uygulamalar yapılmasının yarattığı rahatsızlığa dikkat çeken Gerçeker, bu durumun bir an önce çözülmesi gerektiğini, konuya ilişkin yasal ve mevzuat değişikliği için ne gerekiyorsa yapacaklarını belirtti. Gerçeker, “Yoksa kaos ortamına gidiyoruz. Ceza hukukunda kaos ortamı oluşuyor. Mahalle baskısı, kamuoyu, toplum vicdanı baskısı bizleri hiçbir zaman kanunu, hukuka uygun bir şekilde uygulamaktan alıkoymamalıdır” diye konuştu. ‘Yargıya güven ortadan kalkar’ Anayasa Mahkemesi ile ilgili yasa tasarısına ilişkin eleştirilerini yineleyen Gerçeker, şu görüşleri dile getirdi: “Bireysel başvuru hakkı ile Anayasa Mahkemesi’ne nasıl bir yetki verildi, bunu çok iyi görmek lazım. Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay ve Danıştay’ın verdiği kararı iptal yetkisi yoktur. Bu yetki anayasanın 148. maddesine yüzde 100 aykırı olan bir yetkidir. Böyle bir şey olabilir mi? Bu durum, Anayasa Mahkemesi’ne verilen yetki, aynı zamanda kesin hüküm ilkesine de aykırıdır. Bu durum yargıda korkunç bir kaos yaratır, yargıya olan güveni ortadan kaldırır, bundan vazgeçilmesi gerekir.” Yargıtay ve yargı üyelerinin maddi sorunlarını dile getirmekten de her zaman kaçındıklarını belirten Gerçeker, Anayasa Mahkemesi üyelerine bireysel başvuru hakkıyla birlikte verilen ek maddi olanakları eleştirdi. ANKARA Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, karakollarda avukatları yanlarında olmadan şüphelilerin “sohbet” adı altında konuşmasının banda alındığını, bunların tutanağa dökülerek mahkemeye delil olarak gönderildiğini söyledi. Bunu “yasadışı sorgu” olarak nitelendiren Feyzioğlu, tutanakları delil olarak kabul eden mahkemelerin de bu davranışlarıyla “ülkede işkence ve kötü muameleyi arka kapıdan geri getireceğini” söyledi. Feyzioğlu, şu çarpıcı açıklamalarda bulundu: Sohbet banda alınıyor: Türkiye’de bir kısım mahkemelerin vermeye başladığı vahim derecede hatalı kararlar yüzünden karakollara işkence ve kötü muamele gelmek üzeredir. Şüpheli yakalanıyor. Karakola getiriliyor. Avukat çağrılmadan önce diyorlar ki biz seninle sohbet ediyoruz. Ama bu sohbet ne hikmetse soru cevap şeklinde gerçekleşiyor. “Öldürdün mü; neden, nasıl, niye öldürdün, silahı nereye sakladın, sonra nereye gittin?..” Bu sohbet ses bandına alınıyor. Daha sonra bu bant dökülüyor, tutanağa geçiriliyor ve mahkemeye delil olarak sunuluyor. Karakol sohbeti delil olarak kabul edilmeye başlandı. Şakağına silah dayanmış: Ben de diyorum ki bu sohbet sırasında yanında avukat yok. Hiçbir güvencesi yok kişinin. Şüphelinin şakağına mermi sürülmüş bir tabanca dayanıp dayanmadığını, şüphelinin tehdit edilip edilmediğini, şüpheliye ilaç verilip verilmediğini bilmiyoruz. Bilmediğimiz sürece ben hakları ihlal edilerek sohbete alınmış kişinin şakağında ağzına mermi sürülmüş tabanca bulunduğunu, vücuduna elektrik bağlandığını ve ailesinin de en ağır tehditlere maruz bırakıldığını varsaymak zorundayım. İşkence arka kapıdan girer: Buradan bu uygulamayı yapan, yapmaya başlayan bütün mahkemelere bir çift sözüm var: Vereceğiniz vermekte olduğunuz bu sohbete geçerlilik tanıyan kararları bu toplumun 20 senelik hak mücadelesini bir anda göz açıp kapanıncaya kadar yok ediyorsunuz. Karakola giren herkesin can güvenliğini elinden alıyorsunuz. Savunma hakkını, avukattan yararlanma hakkını hiçe sayıyorsunuz. Bu sorumsuz davranışınızla bu ülkede işkence ve kötü muameleyi arka kapıdan geri getiriyorsunuz. Mahkeme delil olarak kabul ediyor: Türkiye, 1992’de ceza muhakemesinde gerçekten bir devrim yaptı. “Karakollara avukat girer, ifade almaya katılır” dedi. İşkencede anlamlı bir düşüş var. Bugün sanki bunları hiç yaşamamışız gibi adeta akıl tutulmasına uğradık. ANKARA Kardemir’de kaynakçı olmasına karşın yağlama biriminde görevlendirilen 12 yıllık işçi Halit Bülent Bostancı elini makineye kaptırdı. Parmakları parçalanan Bostancı’nın eli bileğinden kesildi. Türk Metal Sendikası Karabük Şube Başkanı Şahin Dikilitaş, yağcı olarak görev yapan işçinin Çelikİş Sendikası’ndan Türk Metal Sendikası’na geçtiği için işten çıkarıldığını, onun yerine kaynakçı olmasına karşın Bostancı’nın görevlendirildiğini belirterek, “Arkadaşımızı bilmediği bir alana vermişler” dedi. Kardemir’de Hakİş’e bağlı Çelikİş Sendikası ile Türkİş’e bağlı Türk Metal Sendikası arasındaki yetki mücadelesi yargıya taşınırken, hafta içerisinde meydana gelen kaza işletmeyi Bostancı. yeniden gündeme getirdi. Türk Metal Sendikası Karabük Şube Başkanı Şahin Dikilitaş, 268’i Türk Metal üyesi olan 308 işçinin iş aktinin feshedildiğini söyledi. İş akti feshedilen işçiler arasında yağlama biriminde çalışanların da olduğuna dikkat çeken Dikilitaş, “Yağlama biriminde çalışan ve Çelikİş Sendikası’ndan Türk Metal Sendikası’na geçen arkadaşımız işten çıkarılınca eleman eksik diye yerine belgeli kaynakçı olmasına karşın Halit Bülent Bostancı’yı vermişler. Arkadaşımızı bilmediği bir alana veriyorlar. Oysa her işin kendine göre acemiliği var. İki ay sürmedi. Arkadaşımız yağlama esnasında elini fena kaptırdı. Eli parçalandı. Hastanede sol eli bileğinden kesildi” dedi. Dikilitaş, fabrikada daha önce de benzer kazaların meydana geldiğini söyledi. Fabrikaya 1147 yeni işçi alındığını anlatan Dikilitaş, bu işçilerin oryantasyona alınmadan, eğitimleri yapılmadan çalışmaya gönderildiğini savundu. Daha önce yaşanan bir kaza hakkında da bilgi veren Diki SENDİKALAR ‘TORBA’DA DÜZELTME İSTEYECEK ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) İşçi ve işveren konfederasyonları başkanları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Abant’ta bir araya geliyor. Toplantıda işçi konfederasyonları başkanları Torba Tasarı’yı gündeme getirerek çalışanların aleyhine olan düzenlemelerin geri çekilmesini ya da değiştirilmesini isteyecek. Abant’ta bugün başlayacak ve iki gün sürecek olan toplantının gündemi 2821 sayılı Sendikalar Yasası ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası’nda yapılacak değişiklikler olacak. Taraflar yıl içerisinde birçok kez bir araya gelmişler ancak işkolu barajı konusunda anlaşma sağlayamamışlardı. Toplantının belirlenen gündemi 2821 ile 2822 sayılı yasalarda yapılacak değişiklikler olsa da işçi konfederasyonları Torba Tasarı’yı da gündeme getirecekler. Bu konuda konfederasyon başkanlarının birlikte hareket edeceği öğrenildi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi görüşmede, Torba Tasarı’nın çalışanlarla ilgili düzenlemelerinin geri çekilmesini isteyeceklerini söyledi. litaş, “Yeni işe giren, işletmeyi tanımayan arkadaşlarımızı kaynak yapmak için tankların içine gönderiyorlar. Patlama oldu. Bu sırada birisi ağır olmak üzere iki arkadaşımız yaralandı” dedi. Eli kesilen Botancı’nın ağabeyi Levent Bostancı da, “Kardeşimi işten çıkartamadılar. Tuttular 12 yıllık branşını değiştirdiler. Zaten bana ‘Bunaldım, daraldım, üzerimizde baskı var’ diyordu. Ustabaşı ile görüştü, kısım şefi ile görüştü. Ama kendisine ‘Çalışacaksan çalış, yoksa kapının önüne koyarız’ demişler. Morali bozuktu. Dalgındı. Yanına stajyer öğrenci vermişler yağlama görevine göndermişler. Dengesini kaybediyor elini makineye kaptırıyor” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle