18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OCAK 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER BDP’Lİ EMİNE AYNA 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 152 sanıklı davada Kürtçe savunma krizi nedeniyle ilerleme sağlanamıyor ‘Hizbullahçıların kaybolması bize yönelik tehdit’ SİİRT (Cumhuriyet) BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, Hizbullah sanıklarının tahliye edilmesine tepki göstererek “Serbet bırakılmalarını bize yönelik bir tehdit olarak anlıyorum. Türkiye Cumhuriyeti, Kürtleri tutuklarken katillerini serbest bırakıyor” dedi. Siirt’te Berfin Kadın Dayanışma Merkezi’nin açılışına katılan Ayna, Hizbullah sanıklarının tahliye edilmesini eleştirdi. Ayna, “Kayıp olmaları tamamen devletle ilişkilidir. Devlet tarafından kullanıldı ve bugün onlar serbest bırakılarak ödüllendirildi” ifadelerini kullandı. BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak da Hizbullah sanıklarının tahliye edilmesinden hükümeti sorumlu tutarak “Biz çok iyi biliyoruz ki yargı, iktidar, bu ülkenin başka devlet kurumları da bu durumu biliyordu. Bu kişilerin serbest bırakılacaklarını ve kaçacaklarını biliyorlardı. Böyle bir ortam yaratıldı” diye konuştu. KCK’de tahliye yok DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK’nin kent yapılanmasını oluşturdukları iddiasıyla 104’ü tutuklu 152 sanıklı KCK Türkiye Meclisi davası dün de devam etti. Kürtçe savunmaya izin verilmemesi nedeniyle bölgenin bazı yerlerinde molotof atmaya varan protesto eylemleri gerçekleştirildi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan 16. duruşmaya, 101 sanık katıldı. Oturumda dosya sanıkları hakkında başka mahkemelerde açılan bazı davaların bu dosyayla birleştirilmesine karar verildi. Sanıklardan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirtaş’ın avukatları, müvekkilleri hakkında mahkemece alınan yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep eden dilekçe sundu. Avukat Sedat Yurtdaş ise “12 Eylül faşizminin ürünü olan mahkemeler bile Kürtçe savunmaya izin verdi. Birkaç yıl sonra dönüp baktığınızda hayıflanacaksınız” dedi. Umutsuz Üniversiteli Gençler... Üniversiteli gençlerin eylemlerinden korkan, biber gazıyla, tazyikli suyla onları susturmaya çalışan bir siyasal iktidar... Üniversiteli gençler ne istiyor? Bir gençlik Mustafa Sönmez’in değindiği gibi “geleceksizlik” kaygısı taşıyorsa, kuşkulanır. Öğrenci eylemleri Ankara’da ve İstanbul’da oluyor... Bu eylemlerde şiddete başvuran öğrenci var mıydı? Salt Ankara’da yumurta atıldı AKP’li Burhan Kuzu’ya... Oysa Roma’da, Londra’da üniversiteli gençler ortalığı yakıp yıktı. Zaman zaman üniversitelere gidiyorum ve öğrencilerle sohbet ediyorum. Hepsi geleceklerinden kaygılı. Kimi hukuk okuyor, kimi halkla ilişkiler, mühendislik... Söyledikleri şu: “Okulu bitirdiğimizde iş bulma olanağımız yok...” Çünkü üniversiteli gençler ellerinde diplomaları olduğu halde iş bulamıyor... Günümüzün neoliberal kapitalizmi, eğitimi ticarileştirip piyasalaştırdı... Mustafa Sönmez bu konuyu irdelerken bakın ne diyor: “Üniversiteler için dershanelere akıtılan paralar... Üniversite çağında vakıf üniversitelerine aktarılan, neredeyse küçük bir servet boyutundaki aile kaynakları... Kamu üniversitelerinde örtülü örtüsüz harcamalar... Öğrencilere verilen yetersiz burslar... Sağlıksız barınma koşulları... Bütün bunlar kendilerine ‘müşteri’ muamelesi yapılan öğrencinin ve ailesinin isyanına yol açıyor...” Durum böyle olunca öğrenciler de aileleri de kaygılanıyor... Kentlerde işsizlik oranı yüzde 30’lara yaklaşıyor. Ülkeyi yönetenler bu gerçeği görmezden geliyor. Başbakan, ekonomiden sorumlu bakan Türkiye’de kişi başına düşen ulusal gelirin 20 bin dolar olduğunu bile söyleyebiliyor. Üniversiteli öğrencilerin demokratik tepkilerini bile “terör örgütü ilişkisi”olarak gören bir düşünce yapısı, Avrupa Birliği’yle ilişkisini kesmiş... Başbakan Erdoğan, İslam ülkeleriyle ilişkiyi önemsiyor, Kuveyt ve Katar’a 358 işadamıyla gidip şöyle diyor: “İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki ağırlığı yüzde otuzu buluyor. Biz kendimize yeteriz.” Kuveyt’ten Katar’a değin İslam ülkelerine bir bakın, konserveden suya dek gıda ürünlerini hangi ülkelerden alıyor, anlarsınız... Maden suyunu Fransa’dan, peyniri Hollanda’dan... Mısır’da, Suriye’de birkaç giyim mağazası var Türklerin... Türkiye üreten bir toplum olmaktan çıktı, et ithal eden bir ülke oldu... Yoksul sayısını son üç yılda 12 milyonun altına indirebildi mi Türkiye? 70 milyon nüfusun 13 milyonu yoksul olan Türkiye’de üniversite diplomalı kaç işsiz genç var? Yoksulluk insanların ekmek, et, sebze gibi temel gıda ürünlerini karşılayamamasıdır. Üniversiteli gençler bu gerçeği gördükleri için demokratik eylem yapıyorlar... Yarınların umudu olan gençlerimiz kaygılı... Başbakan zaman zaman ne diyor: “Üç çocuk yapın!” İyi de üç çocukla nasıl geçinecek aileler? Üç çocuklu beş kişilik ailede yoksulluk sınırı 1025 lira... Bir ülkede yoksulluğun aşağıya çekilmesi için üretim yapılması gerekir. Türkiye kavun, karpuz, et ithal eden bir ülke bugün... Datça’da dünyanın en iyi bademi üretilirken, Kanada’dan ithal ediyoruz bademi... Hollanda’dan elma, Brezilya’dan kiraz, vişne, Şili’den, Bulgaristan’dan şarap... Türkiye’de ise şarapçılık vergiler bindirilerek önlenmeye çalışılıyor... Vahşi kapitalizmin güler yüzü olan küreselleşme yoksulu daha yoksul, varsılı daha varsıl yaptı. Bugün parası olan, çocuklarını yurtdışında okutuyor... 40 bin üniversite öğrencisi var yurtdışında okuyan... 40 bin öğrencinin 10 bini ise tarikatçı vakıfların bursuyla okuyor yurtdışında. En ağırlıklı ülke ise ABD. Dokuz yıldır ülkeyi yönetenler yoksulluğu önlemek yerine “sadaka toplumu” yarattı, sosyal devlet ise neredeyse yok oldu. Kimi tekstilciler fabrikaları kapatıp üretimi fason olarak Bulgaristan, Vietnam ve Çin’de yaptırmaya başladı. Denizli’de 60 bin tekstil işçisi işten çıkarıldı, 1 milyar dolar ürün ihraç eden kentte dikiş makineleri durdu. Üniversiteli gençler bu gerçekleri bildikleri için demokratik eylem yapıyorlar... Dayağı, biber gazını, tazyikli suyu göze alarak! Umutlarını yitirdikleri için! Yarın saat 15.00’te Çukurova TÜYAP Kitap Fuarı’nda Zeynep Oral, Sevgi Özel, Alev Coşkun (Saat 13.0014.30), Serdar Kızık’la birlikte (Saat 15.0016.30) Cumhuriyet Kitapları standında kitaplarımızı imzalayıp okurlarla sohbet edeceğiz. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ahkeme yetkisiz’ Sanık avukatlarından Mesut Beştaş ise mahkemenin sanıkları yargılama yetkisi olmadığını iddia etti. Tezini Anayasa Mahkemesi’nin ‘M kapatma kararına dayandıran Beştaş, “Bütün sanıklar DTP’de görev almış, çalışmıştır. Anayasa Mahkemesi DTP’yi kapatırken herhangi bir örgütle bağının olmadığını, odak olduğunu söylemiştir. Yüksek mahkemenin yargılamadığı bir konuyu bu mahkeme yargılayamaz” diye konuştu. Bu arada sanıkların Kürtçe savunma yapma taleplerinin reddedilmesini protesto amacıyla Hakkâri’nin Şemdinli ile Mardin’in Derik ilçelerinde esnaf kepenk açmadı. Bölgede yer yer korsan gösteriler düzenlendi. Diyarbakır’da da küçük gruplar, caddeler de ateşler yakarak trafiği aksattı. stanbul’da huzur kaçar’ BDP İstanbul İl Başkanı Mustafa Avcı, KCK davası ile ilgili sert açıklamalarda bulundu. Avcı, “AKP hükümeti bu yanlış ve çözüme hizmet etmeyen anlayışında ısrar ederse, yalnızca Hakkâri’de, Batman’da, Van’da, Şırnak’ta, Diyarbakır’da değil, bilsin ki metropollerde, özellikle Kürt halkının en büyük kenti olan İstanbul’da da huzuru kaçacaktır. Toplumsal huzuru kaçıranların kaçınılmaz olarak kendilerinin de huzuru kaçacaktır” dedi. ‘ TRT Şeş’te Kürtçe popstar MERSİN (Cumhuriyet) TRT Şeş’in düzenlediği Türkiye’nin ilk Kürtçe ses yarışması “Strana Xwe Beje” (Sen Türkünü Söyle) elemeleri 2021 Ocak’ta Mersin’de gerçekleşecek. Yarışmada birinci olan ses sanatçısı İstanbul’da lüks bir daire kazanacak. Diyarbakırlı sanatçı Kadir İpek, TRT sanatçısı Şehmus Esenkuş, Akademisyen, sanatçı Yrd. Doç. Dr. Memet Metin Barlık, yapımcı Metin Yiğit ve oyuncusunucusu Hati ce Mekan’dan oluşan eleme jürisi, Kürtçenin Kırmanci, Zazaki ya da Sorani lehçelerinden herhangi birinden söyleyecek adayları değerlendirecek. Adaylar www.staranaxwebeje.com ya da www.senturkunusöyle.com adresli internet sitelerinden başvuru yapabilecekler. Mersin elemelerinin ardından Erbil, Köln ve Stockholm’de de elemeler gerçekleştirilecek. Finallere kalan 15 aday İstanbul’da final jürisi karşısında 13 hafta ter dökecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle