Katalog

SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2011 ÇARŞAMBA 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale Y İzmir Y Manisa PB Denizli PB Zonguldak S Sinop S Samsun B Trabzon B Giresun B Ankara S 12 10 14 16 14 13 14 11 12 13 12 12 8 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S S S Y PB PB S B B S S S S 7 6 0 17 17 17 11 11 8 10 2 1 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo K Helsinki K Stockholm K Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte K Madrid B Viyana B 4 2 1 1 7 8 9 9 6 2 2 13 4 Belgrad Y 11 Sofya Y 6 Roma Y 13 Atina Y 14 Zürih Y 6 Moskova K 1 Aşkabat B 0 Taşkent PB 4 Baku B 3 Bişkek B 1 Tiflis K 5 Kahire PB 21 Şam PB 13 Ülkemizin iç ve batı kesimleri parçalı e çok bulutlu Kıyı Ege ile Antalya ve Çanakkale çevreleri yağmur ve sağanak diğer yerler parçalı az bulutlu geçecek. Marmara ile İç ve doğu kesimlerde gece ve sabah saatlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte sis bekleniyor. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak, mevsim normalleri civarında seyredecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Ocak GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Türkiye’nin kaç meclisi var. Hükümette görevli beş bakanın ismini söyleyebilir misiniz? Meclis Başkanı’nın ismi? TBMM’de milletin vekillerinin sayısını söyleyebilir misiniz vs… Alınan yanıtlar hayret verici. Örneğin Türkiye’de kaç meclis olduğuna doğru yanıt verene rastlanmadı. Hiçbiri TBMM Başkanı’nın adını söyleyemedi. Hükümette görevli beş bakanın ismini anımsayan olmadı. Dışişleri, içişleri bakanlarının adını söyleyebilense bir ya da iki kişi. Milletvekili sayısını doğru söyleyen de olmadı. Fakatttt. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş kulüplerimizin başkanlarının adları kime sorulsa duraksamaksızın verilen yanıtlarda isimlerde tek bir yanlış olmadı. Üç büyük kulüp başkanının adını bilmeyen çıkmadı. Gerçi demokrasi içinde tek adamla yönetiliyoruz ama iktidarın büyük stadyumlar inşa ettirmesine gerek yok. Halkımız maçlarla, futbol kulüpleri ile yeterince meşgul. Fakat bir bireyin bilmesi gerekenlerden öylesine kopuk. Kimi sosyologlar Star TV’nin ortaya koyduğu bu inanılması güç, çarpıcı gerçekleri, hiç kuşku yok, bilimsel açıdan gelişen Türkiye’deki değişime bağlayabilir. Lakin nasıl bir açıklama bulurlarsa bulsunlar, Star TV’nin ortaya koyduğu insanlarımızın güncel kültürünü resmeden tablo toplumu yansıtıyor. Oysa büyük çoğunluk sessiz sedasız izlediği kimi gerçekleri yaşıyor. Geçenlerde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) “2009 Yoksulluk Çalışmasını” açıkladı. İktidarın halkımızın refahın eşiğinde olduğunu sürekli yinelemesine karşın, 2009’da bir önceki yıla göre yoksulluk yüzde 18.08’e yükseldi. Şu ünlü teğet geçen iddiasına karşın krizle birlikte aylık yoksulluk sınırının 825 lira olarak belirlenen Türkiye’de, yoksul sayısı 12 milyon 700 bine ulaştı. İktidar halkımızın refahın eşiğinde olduğunu sürekli yineliyor. Emrindeki TÜİK’in sergilediği tablonun yansıttığı gerçek bu! Star TV bir de bu rakamların farkında mısınız diye sorsa sokaktaki adama… Türkiye’nin dünyadaki gelişmeler koşutunda böyle değiştiğine inanıyor ki çoğunluk, hâlâ AKP’yi destekliyor. Star TV sorsa çoğunluktaki mütedeyyin vatandaşlarımıza okulda kızlarla erkek öğrencilerin ancak 45 santim aralıkta yan yana gelebileceğine karar veren okul müdürünü desteklediklerini öğreneceğiz. Bir yeni adım atılır; kızerkek öğrencilerin aynı okulda, aynı sınıfta birlikte olmalarının yasaklanmasına sıra gelirse, kuşku yok; ekranda bu sonuçtan mutluluk duyacakları da görebiliriz. Sorulacak soruların ardı arkası kesilmez. Örneğin kır düğününde havaya ateş açıp bir iki kişinin kurşunlanması serbest ama… İçki yasak! Çeşitli davetlerde bir kadeh şarap ikram edilemeyecek. Otoyollarda ve devlet karayollarında bulunan yapı ve tesislerde alkollü içki satışı yapılamayacak. Alkollü içki satışları tabelada görünmeyecek. Bakkalda gofret ile rakı yan yana konulamayacak vs. TAPDK (Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu) bu yasakları emrediyor. Açıklamanın eksik yanları da var: Evlerde kaç kadehe kadar rakı, şarap içilebileceğini kurum henüz saptamamış. Yetkililer bu kararı da alarak hayırlara vesile olurlar inşalllllah! Star TV seçime kadar kiminin şaka diye yorumladığı toplumun bir yüzünü gösteren sokak röportajlarına devam etmeli. Nihayet Star TV, kimi vatandaşların ülke gerçeklerine ilgisini öğrenmemize… …bizleri dört yıl daha yönetecekleri seçecek olan bireyleri tanımamıza da yardımcı oluyor. BASKETBOLDA Hüseyin Beşok’u kadrosuna katan Beşiktaş Cola Turka’da Iverson sakatlığı nedeniyle 2 ay oynamayacak. VOLEYBOL / Bayanlar Avrupa Şampiyonlar Ligi Vakıfbank GSTTKızılyıldız: 30, BergamoFenerbahçe Acıbadem: 03. AVRUPA Atletizm Birliği, ulusal atlet Meryem Erdoğan’ı “Ayın Atleti”ne aday gösterdi. A.GÜCÜ Onursal Başkanı Melih Gökçek, “TFF Türk sporunu kaldıramıyor” dedi. 6’LI: 572/31711 (Adana) 2.360,52 TL verdi. GÜNÜN PROGRAMI FUTBOL Ziraat Türkiye Kupası (Atatürk/18.00) DenizliGaziantep, (Atatürk/19.00) BucaG.Birliği, (19 Mayis/20.00) ManisaBeşiktaş, VOLEYBOL Erkekler CEV Kupası (Başkent/18.30) Ziraat BanakasıCasa Modena, Bayanlar CEV Kupası (B.Felek/18.30) G.Saray M.P.Jedinstvo Brcko, (Köniz/19.30) İsviçre VolleyBeşiktaş, Avrupa Erkekler Şampiyonlar Ligi (Treviso/21.30) SisleyF.Bahçe, Gm Capital Avrupa Challenge Kupası (Minsk/18.00) Stroitel MinskArkas, (Menen/20.30) Prefaxis MenenİBB. TV’DE SPOR Sports TV/18.30 Ziraat BanakasıCasa Modena, TRT 6/18.00 DenizliGaziantep, TRT 1/20.00 ManisaBeşiktaş, TRT Anadolu/21.30 SisleyF.Bahçe, Eurosport 2/15.15 UzbekistanKuveyt, (18.15) ÇinKatar, Spormax/22.00 BlackpoolLiverpool, NTV Spor/22.00 JuventusCatania. Kürt sorunu ve Kürtçe eğitimöğretim talepleri, hem haziran seçimlerinin hem de sonrasında gündeme gelecek yeni anayasa tartışmalarının temel gündem maddesi olacak. Başta iktidar ve ana muhalefet olmak üzere tüm siyasi partiler bu konularda halkın önüne ne tür politikalarla gideceklerini önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacak. Bu konuda takınacağı tavır merak konusu olan CHP’nin görüşleri ise kurultay sonrasında yeni yönetimin oluşmasıyla paralel biçimde netleşmeye başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında ikinci toplantısını yapan parti yönetimi, önceki gün ilk kez Kürt meselesi ve anadil tartışmalarını masaya yatırdı. Henüz nihai bir karara varılmadı ama önceki günkü tartışmadan çıkan sonuç belli: Deniz Baykal döneminde CHP’nin benimsediği resmi görüş olan, “Devlet, Kürtçe taleplerinin karşılanması konusunda hiçbir şekilde devrede olmamalı” anlayışı değişecek. Toplantıda CHP’nin Kürt sorunu ve dil talepleri konusunda halka yeni bir söylem sunması gerektiği yönündeki sunuşla başlayan tartışmada, CHP yöneticileri birbirinden oldukça farklı görüşleri dile getirmiş. “Türkiye anadilde eğitime hazır değil, ama anadilin öğretilmesi konusunda topluma bir şeyler önermeliyiz” noktasından yola çıkan ve sorunun “seçmeli ders” formülüyle çözülmesi gerek ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER CHP ‘anadil’ talebini masaya yatırdı: Öğretmeye ‘Evet’, Eğitime ‘Hayır’ tiğine inanan görüşlerden, “Anadilde eğitim hiçbir zaman gündemimizde olmamalı” şeklindeki karşı görüşlere kadar değişik tezler serbest bir biçimde tartışılmış. Ancak şimdilik tartışma bir sonuca bağlanmamış. CHP’nin Kürtçe eğitim ve öğre nim talepleri konusundaki resmi politikasının ne olacağı önümüzdeki günlerde netleşecek ve kamuoyu ile paylaşılacak. Ancak yapılan bu ilk değerlendirme sonrasında bizim edindiğimiz izlenim, CHP politikalarına damgasını vuracak anlayışın geçmişteki bakıştan biraz farklı olacağı yönünde. CHP geçmişte, özellikle TRT’nin Kürtçe kanalına karşı çıktığı dönemde “Kürtçe eğitimöğrenim talepleri devlet tarafından karşılanamaz” görüşünü ifade ediyor, Kürtçenin özel dershanelerde öğretilmesini savunuyordu. Şimdi bu tavır yumuşayacak ve devletin belli oranda görev üstlenmesi fikri benimsenecek gibi gözüküyor. Ama hiçbir zaman da “Türkçe dışında ikinci dilde eğitim” noktasına ulaşmayacak. Yapılan tartışmalardan anlaşılıyor ki, CHP’nin Kılıçdaroğlu yönetimindeki politikalarında hâkim olacak yeni söylem şu doğrultuda olacak: “Türkçe dışındaki başka dillerin öğretilmesine ‘evet’, ama Türkçe dışında başka dilde eğitime ‘hayır’ . HABERAL’IN DOKTORU Prof. Kansız tutuklandı İstanbul Haber Servisi İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tedavisinin ayakta yapılabileceğine yönündeki raporu 1 yıl sonra mahkemeye göndererek terör örgütüne yardım ettiği öne sürülen İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız tutuklanarak Paşakapısı Cezaevi’ne gönderildi. Kansız, ilk kez, 3 Aralık 2010’da soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen’e ifade verdi. Kansız, sorgunun ardından serbest bırakılmıştı. Savcı Seçen, yaklaşık bir ay sonra Kansız’ı ifade vermesi için ikinci kez çağırdı. Avukatı Fesih Delidere ile adliyeye gelen Kansız, Seçen’e yaklaşık iki saat ifade verdi. Savcı, Kansız’ı ‘terör örgütüne yardım ettiği, gerekçesiyle tutuklanma talebi ile nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk etti. Tutuklanan Kansız, cezaevine gönderildi. Kansız’ın suçlamaları kabul etmediği, avukatının tutuklama kararına itiraz edeceği öğrenildi. Erdoğan’a önce sanatçılar ‘dur’ demeli Başbakan Erdoğan, Kars mitingi sırasında, heykeltıraş Mehmet Aksoy’un ‘İnsanlık Anıtı’ isimli eserini, sırf türbe yanında olduğu için “ucube” olarak nitelendirerek yıkılması talimatı verdi. Erdoğan, Hasan elHarakani’nin türbesini daha ‘sanatkârane’ buluyorsa buna tabii ki saygı duyarız. Ama sırf onu daha çok beğendiği ve önemsediği için Aksoy’un eserine hakaret ederek yıkılmasını istemesi büyük yanlıştır. Birkaç yıl önce Taliban, Afganistan’daki tarihi Buda heykellerini yıkma kararı aldığında tüm dünya ayağa kalktı. Erdoğan’ın başbakanlığını yaptığı Türkiye Cumhuriyeti hükümeti de bu kararı kınayarak “hiçbir gerekçenin böyle bir tahribatı haklı kılamayacağı” açıklamasını yaptı. Şimdi kendisi bu açıklamanın tersini yaparsa sadece AKP hükümeti değil, Türkiye de dünyaya rezil olur. Sanatı ve sanatçıyı din temelinde değerlendiren ve yargılayan bu yaklaşıma dünyadan önce Türk toplumunun duyarlı kesimleri karşı çıkmalıdır. En başta da sanatçılar! CNNTürk’te “Medya Mahallesi” programını başarıyla hazırlayıp sunan meslek büyüğümüz Ayşenur Arslan’ın gündeme getirdiği öneri çok yerinde. Arslan diyor ki “Başbakan Erdoğan’a ilk tepkiyi, ‘demokratik açılım’ politikalarını anlattığı kahvaltıya davetli olan sanatçılar vermeli...” Arslan’a tam destek veriyorum. Hatta öncülüğü de sanatlarıyla sadece Erdoğan’ın değil, toplumunda geniş kesimlerinin övgüsünü kazanan Mustafa Altıoklar, Derviş Zaim, Cem Yılmaz, Tomris Giritlioğlu gibi sanatçılarımız yapmalıdır. ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Haberal’ın tedavi süreci 17 Nisan 2009’da tutuklanan Prof. Haberal, cezaevinde kaldığı birkaç saat içinde rahatsızlandı ve İÜ Kardiyoloji Enstitüsü’ne sevk edildi. 19 aydır enstitüde tedavi gören Haberal’ın taburcu edilebileceğine ilişkin 16 Ekim 2009 tarihli rapor gazetelere yer alınca, mahkeme enstitüden bu raporu istedi. Enstitüde görevli Prof. Dr. Sezer Karcıer mahkemeye gönderdiği yazıda “Haberal’ın tedavisi devam ederken 16 Ekim 2009’da bir rapor planlanmış ise de hastanın şikâyetlerinin artması üzerine, söz konusu rapordaki tıbbi değerlendirmeler geçersiz hale geldiğinden işleme konulmamış ve hastanın tedavisine devam edilmiştir” dedi. Balyoz Davası’ndaki tahliye kararlarıyla gündeme gelen Kuban’ın görev yeri değiştirildi Tayin değil sürgün Kuban, “birilerinin” hoşuna gitmeyen kararları nedeniyle bazı yayın organlarının tepkisini çekti. İstanbul Haber Servisi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi yargıç Oktay Kuban, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) ‘2010 yılı Adli Yargı Sonbahar Kararnamesi Prensip Kararları’na aykırı olarak Eskişehir’e atandı. Tayin istemeyen Kuban’ın, görev değişikliğini ise televizyondan öğrendiği belirtildi. Kuban, ‘Kafes Eylem Planı’ iddialarına ilişkin emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü, Koramiral Kadir Sağdıç’ın da aralarında bulunduğu 33 sanık hakkındaki iddianamenin kabul kararına muhalefet etti. Delillerin, iddia edilen örgütsel faaliyetlerle ilgisinin OKTAY KUBAN KİMDİR? Mesleğine, 1995 yılında başladı. Diyarbakır’da görev yaptığı dönemde, Hizbullah ve PKK davalarında önemli kararlara imza attı. 2009’daki yerel seçimlerde Diyarbakır’da Seçim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Diyarbakır’da Başbakan Erdoğan’ın seçim afişlerinin toplatılması yönünde karar verdi. Seçim sandıklarına AKP’ye yakın olan memurların atanmasına karşı çıktı. Kuban, 2009’da İstanbul Özel Yetkili İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne atandı. “İrticayla Mücadele Eylem Planı” adlı belgede ıslak imzası bulunduğu gerekçesiyle tutuklanan Çiçek hakkındaki tahliye kararında imzası yer aldı. Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kuban’ın da yer aldığı mahkeme heyeti, Tanık Koruma Kanunu’nda, gizli tanıkların kimliklerinin, Tanık Koruma Kanunu kapsamında görevli olanlar dışındakiler tarafından açıklanmasının suç olarak sayılmadığı belirtildi. Kuban, Prof. Haberal’ın tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’ndeki aramaya izin vermedi. TÜRK İYE TAZM İNAT ÖDEY ECEK AİHM’den Kürtçe mektup cezası STRASBOURG (AA) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), yazdıkları Kürtçe mektupları ailelerine ulaştırılmayan mahkumların yaptığı başvuruda Türkiye’yi haksız buldu. Türkiye, karar gereği başvuru yapanlara mahkeme masrafı olarak toplam 2 bin Avro ödeyecek. Tekirdağ F tipi ve Bolu cezaevindeki 10 mahkum, konuyla ilgili ortak şikâyetlerini 2008 yılında AİHM’ye yapmıştı. Türkiye’de mahkumların başvurusunu inceleyen yargıç, “mektupların Kürtçe yazıldığı için değil, içeriğinin anlaşılamadığı gerekçesiyle, güvenlik sorunu yaratabileceği endişesiyle tutuklu yakınlarına ve ailelerine iletilmemesine” karar vermişti. AİHM, cezaevi yetkililerinin, terör tehlikesi karşısında mektupların kontrol edilmesini, gerektiği takdirde yerlerine ulaştırılmamalarını anlayışla karşıladığını belirtti ancak bir tehdit ve tehlike içermeyen mektupların sahiplerine ulaşmasının sağlanması gerektiği yorumunu yaptı. Hedef gösterildi ilişkilendirilerek açıklanmamış olduğunu ifade eden Kuban, deniz ve yol kenarlarına bırakılan mühimmatların, şüphelilerle ilişkisini gösterir delillerinin neler olduğunun da araştırılmadığını kaydetti. Emekli Orgeneral Doğan’ın da aralarında bulunduğu tutuklu 19 kişinin tahliyesine karar verince, medyanın gündemine oturan Kuban, AİHS’ye aykırı olduğu gerekçesiyle Balyoz soruşturmasındaki gizlilik kararının da kaldırılmasına hükmetti. Ergenekon sanığı Ümit Sayın’ın, aynı zamanda gizli tanık ‘Anadolu’ olduğunu haber yaptıkları gerekçesiyle yargılanan Habertürk gazetesi ve Tempo dergisi çalışanı 4 sanık hakkındaki dava 12. Ağır Kuban, birilerinin hoşuna gitmeyen kararlar verdikçe, bazı yayın organlarında hedef tahtası oldu. Kuban’ın İstanbul’a gelmesini ‘Ergenekon soruşturmasını yürüten mahkemelere kritik atamalar’ olarak değerlendiren haberler yapıldı. Bazı gazeteler Kuban için “Nerede duracak” diye başlıklar kullandılar. Heyet Başkanı Ömer Diken, sanıkları CMK’ye göre işlem yapmakla tehdit etti Komutanlara mahkemede azar Diken, sanıkların duruşma sırasında sakız çiğnediklerini, ayak ayak üstüne attıklarını, elleri ceplerinde salona girip çıktıklarını iddia etti. HATİCE TUNCER GÜNÜN İÇİNDEN 9 2 45 1 5 ALTILI GANYAN 3 5 7 7 8 9 2 3 4 71 Eski İstanbul 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Özden Örnek’in de aralarında bulunduğu 195 emekli ve muvazzaf askerin tutuksuz yargılandığı davaya devam edildi. Duruşmadan önce sanık askerler, yakınları ve avukatları, helikopter kazasında şehit olan teğmenler anısına saygı duruşunda bulundular. Yapılan yoklamada İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasında tutuklu yargılanan sanık Dursun Çiçek’in de aralarında olduğu 26 sanığın bulunmadığı tespit edildi. Başkan Ömer Diken, iddia diye tepki gösterdi. Ülgen, kalabalık bir dava olduğunun altını çizerek “Tolere etmek gerekli. Yargılamanın süjelerinden biri olmayan TRT spikeri iddianameyi okuyor” dedi. Başkan Diken ise “Yasada ‘iddianame okunur’ diyor. Kimin okuyacağını söylemiyor. Bence ses kasetinden okunmasına bile engel yok” diye konuştu. Avukat Ülgen ise “O zaman biz de tiyatro artisti getirip savunma yaptıralım” dedi. GÖÇ HİKÂ YESİ ‘Türkler çok zorluklar yaşadı’ WASHINGTON (AA) Turkish Coalition of America (TCA), tarihçi Prof. Justin McCarthy ile tarih kitaplarında pek yer verilmeyen Osmanlı topraklarındaki 5 milyon Müslümanın acı göç hikâyesini, harita olarak yayımladı. Louisville Üniversitesi’nde tarih profesörü olan Prof. McCarthy tarafından hazırlanan “Osmanlı İmparatorluğu’nda Zorunlu Göç ve ÖlümlerAçıklamalı Harita”da, Osmanlı topraklarında, 17701923 yıllarında göç eden 5 milyon Müslüman tebanın yaşadığı göç gösteriliyor. Böylece, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecinin Ermeniler gibi sadece Hıristiyan nüfusu etkilemediğine, milyonlarca insanın acı ve zorluklar yaşadığına vurgu yapılıyor. TCA Başkanı Lincoln McCurdy “Bu harita çalışması, Osmanlı’nın dağılışı sürecinde Müslüman halkların kayıplarını göz ardı ya da inkâr eden, geçmiş çağların ırkçı ve bağnaz yaklaşımlarının izlerini taşıyan zihniyete bilimsel bir cevaptır” dedi. İddianameye devam Saat 17.30 sıralarında 477. sayfaya gelindiğinde iddianamenin okunmasına ara verildi. Başkan Diken, perşembe ve cuma günleri de iddianamenin okunacağını ancak 17 Ocak günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı Ergenekon davalarına geçileceğini anlattı. Başkan Ömer Diken, bugün aynı salonda Islak İmza davasının görülecek olması nedeniyle duruşmayı 13 Ocak perşembe gününe erteledi. 195 emekli ve muvazzaf subayın bulunduğu davaya devam edildi. namenin okunmasına geçilmeden önce “Bazı sanıkların sakız çiğnedikleri, eller cepte aralarda gezerek salondan çıktıkları, ayak ayak üstüne attıkları, salonda avukatlarıyla görüşme yaptıkları görülmüştür. Mahkemenin disiplinini bozucu bu hareketler devam ettiğinde CMK’ye göre işlem yapılacağını, tekrarlanmaması konusunu ihtar ediyoruz” şeklinde uyarıda bulundu. Sanık avukatı Celal Ülgen, “Disiplinsizlik diye bir şey ne yasada ne gelenekte bugüne kadar yer almadı. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil” C MY B C MY B ‘Biz de artist getirelim’