18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 16 KÜLTÜR CUMHURİYET 12 OCAK 2011 ÇARŞAMBA [email protected] Başbakan Erdoğan’ın ‘İnsanlık Anıtı’nı ‘ucube’ olarak tanımlaması, dış basında geniş yankı buldu DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ ‘Milliyetçi oyları kapma yarışı’ UĞUR HÜKÜM ‘Ucube!’ Söylentiye göre 1956’da Sovyetler Birliği’nin en güçlü yöneticisi olan Kruşçev, Picasso’nun resimlerini görünce, “Eşeğin kuyruğuna yağlıboya sürülüp, salladıkça tuvale çarpsa, böyle resimler yapabilir” demiştir. Gerçekten de Picasso’nun neredeyse hiçbir resminde eli yüzü düzgün figürlere rastlanmaz. Neredeyse her tablosu bir “ucube”ye benzer. Üstelik o yıllarda Picasso, Fransız Komünist Partisi üyesi olmasına karşın Sovyetler Birliği’nde pek sevilmez. Hatta, sosyalist ülkelerde onu savunmak da bizim Nâzım Hikmet’imize düşmüştür. 1958’de Leipzig’de üniversite öğrencilerine yaptığı bir konuşmada, “İstediği gibi resim yapıyor, bu onun hakkıdır” der. Günümüzün vahşilikler dünyasında, Rönesans çağının sanattan anlayan, sanatçıları koruyan yöneticileri çok gerilerde kaldı. Kurtuluşuna öncülük ettiği ülkeyi, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözleriyle tanımlayan bir Mustafa Kemal’e, André Malraux’yu kültür bakanı atayan bir de Gaulle’e bir daha rastlanır mı bilinmez. Üstelik her ikisi de asker kökenli siyasetçilerdir. Bizim son asker kökenli cumhurbaşkanımız, gittiği bir sergideki resimler karşısında öfkeye kapılınca sonraki günlerinde kendini resim sanatına vermişti. Halkımızın seçimle işbaşına getirdiği siyasetçilerden de farklı bir yaklaşım göremedik bugüne dek. Yaşımın tuttuğunca ilk anımsadığım, 1973 yılında Cumhuriyet’in 50. kuruluş yılı için yirmi sanatçıya İstanbul’un çeşitli yerlerine konulmak amacıyla yirmi eser ısmarlanmıştı. Gürdal Duyar’ın 1974’te Karaköy Meydanı’na konulan “Güzel İstanbul”u dönemin kimi yöneticilerince beğenilmeyip bir gece vinçle kaldırılıp götürülüvermişti. O tarihten bu yana Yıldız Parkı’nın gözlerden ırak, kuytu bir köşesinde sürgünde. Yirmi projeden biri de Muzaffer Ertoran’ın (19222007) “İşçi Heykeli”dir. Tophane’ye 1973’te dikilir. Elinde balyoz tutan ve arkasında bir çark olan bu heykel, ideolojik bir simge olarak algılandığı için saldırılara uğrar. Daha bir yılını doldurmadan, önce parmakları kırılır, sonra balyozun sapı. Ziftle yüzü boyanır. Sonra da yüzü yok edilir. Her gün bir yeri kırılır, anlamsız bir yığına dönüşür. 2007’de Zafer Sarı’nın Kemer’de bir meydana dikilen “Aşk Yağmuru” mutlulukla kollarını açmış bir kadın figürü içerdiğinden kaldırılır. Örnekler saymakla bitmez... Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Anıtı” için “ucube” denmesi, bu nedenle hiç şaşırtıcı değil. Ankara Belediye Başkanı da aynı sanatçının bir başka heykeli için, “Ben böyle sanatın içine tükürürüm” diyerek dilimize unutulmaz bir özdeyiş armağan etmişti. Şu işe bakın ki, Aksoy’un heykeli “ilahi vicdan”ı simgeliyormuş. Bir yöneticinin her şeyden anlaması beklenemez elbet. Ama bilmediğini bilmek de bir erdemdir. Hele sanat, uzun eğitimler, özel yetenekler sonucu ortaya çıkan bir yaratıcı eylemdir. Akademilerde, konservatuvarlarda binlerce öğrenci öğrenim görür, sonraki yıllarda içlerinden bir ikisi yaratıcı sanatçı düzeyinde ürünler verebilir. Onların yapıtlarına saygı göstermek, en azından bu emeğe saygı gereğidir. Yani biraz “vicdan” gerektirir. [email protected] ini atarak üst sıralardaki yer rumayı başardı” ifadesine ko t yer verildi. Fransız Devle S Başbakan Erdo de osu‘nun İstanbul muhaPARİ ’un Rady ğa n’ı n M eh me t Ak soy nı biri ise günün en çok radyo dinlık Anıtı” ğan’ın Kars’taki “İnsan a lenen diliminde Erdo “ucube” olarak tanımlam s davranışını ince bir alayla aksıyla başlayan tartışma ve göda tararak “Türk ve Ermeni a terilen tepkiler dış basınd nın kardeşliği gibi du. Libération ga halklarıbir konuda kırılan geniş yer bul da hassas zetesinin dünkü baskısın y potun, siyasi gafın artıklarıesi He “Erdoğan’ın Ucub kez daha , Er nı temizlemenin bir kel” başlıklı imzasız yazıda rk Kültür Bakanı Ertuğrul Güirtti ve doğan’ın dünyaca ünlü Tü ’un nay’a düştüğünü” bel heykeltıraşı Mehmet Aksoy Erdoğan’ın bu çıkışının mantre inşası yarım kalmış, 30 me li tığını anlamanın pek mümkün anıtının “ucube lik devasa n olmadığını anlattı. ği”nden ziyade, 10. yüzyılda Ulusal AFP Ajansı ise ön aşe kalma gerçek İslami “b a ceki gün yayınladığı haberde nd ser” kalıntılarının yakını i” Erdoğan’ın, “İnsanlık Anıce ması gibi bir “ucubeliğ bulun tı”nın yıkılmasını, kendin vurgulamasına değinildi. y “estetik” nedenlerle istediğini ın bu Haberde “Başbakan bö a belirtti. AKP iktidarın lelikle kültürsüzlük ve cehve heykelin yıkılmasını isteyen t letini, buna bir de siyase k MHP ile milliyetçi oyları kapajı ekleyere ukalalık maky un hatırPu ma yarışında olduğun zenginleştiren Berlusconi, li latıldığı haberde tartışmaya laa tin ve Sarkozy gibi düny i ik cepheden sert eleştiriler gelkendi ism derleri arasında ha diği de belirtildi. nin yanına bir çentik da ‘Hassas konuda siyasi gaf’ Liberation ve Wall Street Journal gibi gazeteler, Associated Press, Agence France Press, BBC gibi kuruluşlar, eleştirel bir yaklaşım getirirken, haberi TürkiyeErmenistan ilişkileri üzerinden ele aldılar. ‘Dostluk sembolü, seçim malzemesi’ Kültür Servisi Yabancı basında geniş yer bulan “ucube heykel” tartışması, daha çok Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkiler üzerinden ele alındı. Wall Street Journal, “Türkiye, Dostluk Anıtı’nı Yıkacak” başlıklı haberinde, “Başbakan Erdoğan, sınırın yeniden açılması ve iki komşu aras ındaki ilişkilerin iyileştirilmesi çabalarının don durulduğunun işareti olarak Türkiye ile Ermenis tan daki dostluk anıtını yıkma talimatını verd arasıni” denildi. AP ajansı ise “Modern sanat mı, man zarada bir felaket mi?” başlıklı yazısında tarihi düşm anla ve Ermenistan arasında yükselen dostluk r Türkiye anıtının durumu iyileştirmeken çok gerilime yol açtığ ı vurgulandı. Erdoğan’ın “Kutsal bir mekâna ucube dikmişler” sözüne karşılık heykeltıraş Mehmet Aksoy’u tı bitirmek istediği ve bittiğinde de bir n ise “anıanlam ifade etmezse yıkmak için onlara eşlik edeceği” görüşüne de yer verdi. İngiltere’de ise BBC’nin internet sitesinde yer kiyeErmenistan dostluğunun sembolü alan “Türyıkı başlıklı yazıda heykelin iki ülke arasında labilir” ki jesti olarak inşa edilmeye başlandığı vurg uzlaşma ulandı. Sürecin geçen yıl sekteye uğramasıyla heyk ele karşı itirazların da arttığının vurgulandığı yazıda, Başbakan’ın “ucube” tanımlamasının ardından Kül tür Bakanı Günay’ın Erdoğan’ın açıklamalarını yumuşattığı belirtildi. Anıtın sadece yeri ile değil, aynı zamand a biçi ilgili eleştiriler olduğu belirtilen yazıda, miyle de sağ ve milliyetçi cephenin, anıtın Türkiye’nin Erm enistan’dan “af dileyen” bir içeriğinin olduğunu savu nduğuna yer verildi. Ayrıca yaklaşan genel seçimler yüzünden Erdoğan’ın anıta saldırarak politik bir man evra yapmış olacağı da vurgulandı. Aksoy’a destek çağrısı Kültür Servisi Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD), Mehmet Aksoy’a destek çağrısında bulunan bir basın açıklaması yayımlayarak bugün saat 11.00’de derneğin Maçka Demokrasi Parkı Şişli Evlendirme Dairesi yanında yer alan işliğinde bir basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı. Mehmet Aksoy’un da katılacağı UPSD’nin basın toplantısı Aksoy’a destek vermek isteyen tüm STK’lere, sanat meslek okullarına ve halka açık. ‘Tahammülsüzlüğün göstergesi’ tevil ye çalışıyor. Oysa budeğilm kaldıracak bir duru tçılarıURAT dir. Halkımız, sana lerini r sanat eser RAYALÇIN KA kültü kşe mız, er, sevenler belediye (Eski Ankara Büyü verenl ı) ana kahir Belediye Başkan başkanından başbak ışlanin bu anlay dar AKP’ ayın Başbakan’ın rını iyi görmelidirler, iyi açıklamasından de anlamalıdırlar. Ayrıca bu rin bir üzüntü duy saldırıların Sayın Mehmet özelniteledum. Hem heykeli m de Aksoy’un eserlerine ayrırak he ın da rastlamasın mesiyle iligili ola ilgili likle ğunu yasakçı anlayışıyla aka ca üzüntü verici oldu deTürkiye Başb yorum. Kendisi nü olarak ayan düşü ızdır. nı’nın ağzına yakışmndir ğerli bir heykeltıraşım sanat değerle e kültür ntlerimizd sözler olarak ı gela şı la n Ke di m . A m a an ndeki eserlerinin arttırılmas ntyi . Ke AKP’nin her düze kafa rektiğine inanıyorum sivil i yöneticisinde kend ayan lerin değişik yerlerinde ının re uygun olm lerin yapılmas larına gö e heykel t ve kültür eserlerin i kentleşme bilincine ve kent sana Biris lunatepki göstermek var. ‘ucu estetiğine katkıda bu rmüş mış ve gö üyor, öbürü ğını yaşa içine tükür Kültür ca be’ diye niteliyor. etme birisiyim. Bakanı da bunu tevil SANAT VE KÜLTÜR DÜNYAMIZDAN TEPKİLER M AHU ANTMEN (Sanat eleşti rmeni) S eykel sanatı ü resmi otorite lkemizde lerce ‘kır, dök la adeta lanet , tükür’ mantığıyrihsel süreçt lenen bir olgu. Taeb kelleri kamu aktığımızda, heysüreçlerimiz sal alanlara dikme kaldırma biç de, onları oralardan im limeyle ilkel lerimiz de tek kebeğenir beğen. Bir başbakanın, nin emektar mez, ama ülkesihey birinin işine keltıraşlarından ‘u yapabilmesin cube’ tanımını son derece ra deki rahat üslup hat sal alanın ve sız edici. Kamuo sanatın söz sa rada sergilenen mesele her za hibi kim, bütün man orada düğüm olduğu gibi leniyor. H agi bir başbak celikle herhanlursa olsun bir n o nın, bu kim yle laflar telafel için bö heyk maz. Zaten se hoş karşıla etmesini kim a bunun altından nasıl fuz ıd kültür bakan e yırtınıp duruyor. Konu ım diy er, Türırsak eğ kalkacağ açıdan ele al eleyu başka bir r heykelleri talep eden b r. Belediye e’de bu tü kiy el yönetimle idiyeler ve yer teği doğrultusunda biris kendi is yaptırıasıyla başkanı ip halkın par ne spariş ver de böyle yüzlerce heykele yor. Türkiye’ irinden ‘ucube’. Türkiy irb dan var. Hepsi b heykelle dolu. İstanbul’ ir kötü ında b a civar yüzlerce iderken Tuzl taAnkara’ya g ası vardır. Seri üretim A ntı rik ılır. Ora heykel fab heykelleri yap m. türk ve asker u yöntemi ele almak lazı in... B sız, çirk OĞ D H(İAstLaDUuNGaOSriTNev) nb l le LU DOĞAN KUBAN (Mimarlık tarihçisi) ürkiye’de toplumun büyük bir bölümünün sanat geleneği, kültürü yok. Özellikle modern sanatta. Kaldı ki İslam dünyasında zaten aşağı yukarı geçen yüzyıla kadar resime, heykele karşı kesin bir yasak vardı... Türkiye heykele alışamadı mı sorusuna karşılık şunu söyleyebilirim: Sadece Başbakan değil, bu sorun, toplumun genel kültüründe modern sanatın herhangi bir alanının olmamasından kaynaklanıyor. Bu tip reaksiyonları da sürekli görüyoruz zaten. Ö T ÇUKUROVA KİTAP FUARI’NDA BUGÜN  Konferans Salonu I Saat:12.0013.00 Konu: “Nasıl Okumam Gerekir Benim?” Konuşmacılar: Ayşe Yamaç, Yusuf Seyhan Saat:13.1514.15 Söyleşi: “Gençlerin Eğitim Hakkı ve “Üstüme Kar Yağıyor” Konuşmacı: Pakize Özcan Saat:14.3015.30 Söyleşi: “Şair Abdülkadir Bulut Yaşamı ve Yazınsal Dünyası” Konuşmacılar: Ali Bilir, Saadet F. Bilir Saat:15.4517.00 Söyleşi: “Bereketli Topraklarda Halkların Kardeşliği” Yöneten: Özgür Köse, Konuşmacılar: Figen Yüksekdağ, Osman Kara Saat:17.1518.15 Söyleşi: “Kısa Öykünün Kısa Tarihi ve Yeni Bazı Şeyler” Konuşmacılar: Pelin Yılmaz, Nazmi Bayrı, Zafer Doruk Saat:18.3020.00 Söyleşi: “Üniversite Sorunları ve Gelişen Gençlik Hareketi” Konuşmacılar: Ali Tektaş, Adnan Gümüş EDRİ BAYKAM (UPSD Başkanı, ressam) endisinde bunları ortadan kaldırma yetkisi görecek kadar sanattan, heykelden, sanat eleştirisinden ve hatta televizyon programlarından bu kadar anlayan bir lideri dünya tarihi ilk defa görüyor. UPSD Başkanı olarak değerli bir üyemizin sanat eserinin üstelik tarihten üzerinde ağır yükler kalmış iki halk arasında “İnsanlık Anıtı” başlıklı çalışmayla bir barış köprüsü kurmaya çalışan eserin bir başbakanın emriyle ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını, kabul edilemeyeceğini ve Türk sanat ortamının, hatta Türk halkının sanata böyle saldırıya izin vermeyeceğini belirtmek isterim... Sayın başbakana hatırlatmak isteriz ki sanat eserleri de kendisine hitap etsin ya da etmesin dini değerler kadar saygı hak eden ve dokunulmazlığı olan, yine kullanmayı çok sevdiği cümlelerle en azından hoşgörüyle bakması gereken, kendisinden ve hatta daha sonra elinden çıktığı sanatçıdan bağımsız yaşamı olan varlıklardır. B K ALİ H(SanL ALTINDERE atçı, küratör) sanat en ideolojilerin i mea kend aracılığıyl a çasajlarını yaymay yolu şıksız bu lışmalarını yakı tın her zaman sana rum. Çünkü alanı vardır. kendi özgürlük de inançlar hem Hem ideolojler rdır. Sanat ve u va üstü bir durum an özgürdür. sanatçı her zam l anlamında di Konu ve estetik sanat eleştirt otoriteleri, sana emisyenler gömenleri ve akad r. Bir heykele rüş beyan edebilim” denmesini “içine tükürürü kıştırmasında ya ya da “ucube” nlış bir davraı ya bulunulmasın rum. Bence bu nış olarak görüyoaylarının aynı sanata saldırı ol yaşanması da te dönemde üst üs rek. Mehmet asa ge tesadüf olm saldırı olayları Aksoy olayı, bu lkasıdır. Bu zincirinin son ha tidarın ne kaik olaylar bugünkü olduğunu gösülsüz dar tahamm geldiklerinde teriyor. İktidara i söyledikleri in benimseyecekler a inanarak bu mokratik tavr de nler, bugün cidiktidara oy vere mışlardır. di bir ders al Adana’da ‘edebiyat açılımı’ ‘Çukurova Kitap Fuarı’, Türkiye’nin ilk edebiyat ve müze kütüphanelerinin açılacağı müjdesiyle başladı MELTEM YILMAZ B Onur Bilge Kula C MY B C MY B ADANA Bu yıl 4.’sü düzenlenen “Çukurova Kitap Fuarı” dün bir törenle açıldı. Fuarın açılışına Adana Valisi İlhan Atış, Adana Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri de katıldı. Fuar kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Yayınlar Genel Müdürü Onur Bilge Kula, Türkiye’de, edebiyat alanında çığır açacak beş önemli açılımı ilk kez duyurdu. Türkiye’nin ilk “Edebiyat Müze ve Kütüphaneleri”nin önümüzdeki günlerde Adana’da açılacağını anımsatan Kula, “Türkiye’nin yedi ilinde açacağımız Edebiyat Müze ve Kütüphaneleri’nde, edebiyat yapıtlarının orijinallerine yer vereceğiz” dedi. Türkiye’nin çeşitli noktalarında, yayınevleri, yazarlar ile telif ajanslarını buluşturacak “Edebiyat Evleri” kurduklarını da belirten Kula, “Türkiye’nin kitap okuma alışkanlığı konusunda bugüne kadar yapılan tüm tartışmalara bir son vermek için” “Türkiye’nin Okuma Haritası”nı da çıkaracaklarını söyledi. Kula, benzer bir çalışmayı, Türkiye’deki yazarlar FOTOĞRAF: MEHMET KOCAOĞLU için de uygulayacaklarını, her yazarın özgeçmişi ile çalışmalarını daha net bir biçimde gözler önüne serecek “Türkiye’nin Edebiyat Haritası”nı oluşturacaklarını da kaydetti. En önem verdiği projenin ise “Edebiyat Teşvik Programı” olduğunu, bu kapsamda 1 milyon TL bütçe ayırdıklarını, yazar ve yazar adaylarını en az 6 ay söz konusu fondan yararlandıracaklarını, tüm bu projelerin ise Temmuz’a kadar hayata geçirileceğini de söyleyen Kula, “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı artık anı ve anma kitapları ile sınırlı tutacaklarını” vurgulayarak “Çoğulcu demokrasinin gereği olarak Bakanlık olarak aldığımız kitapları da, elektronik ortamda yayıncıların denetimine açacağız. Yayıncıların eleştirilerine açığız” dedi. ENİM DEĞİL KARACAOĞLAN’IN ADINI VERİN’ Öte yandan usta yazar Yaşar Kemal’in, Adana’da yapılacak “Edebiyat Müzesi”ne Kültür Bakanlığı tarafından adının verilmesi önerisine itiraz ederek “Ben ne öğrendiysem ondan öğrendim” dediği ve “Üç Anadolu Efsanesi”nde anlattığı Karacaoğlan’ın adının verilmesini istediği öğrenildi. ‘B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle