20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 EYLÜL 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Bir sonbahar sabahıydı... İzmir yağmurluydu... Telefon çaldı... Örsan Öymen arıyordu Bodrum’dan: “Mustafa Yeşilova beyin kanaması geçirdi, durumu ağır... Bir özel araçla Ege Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılıyor...” Kızı Sema Yeşilova, Mustafa Yeşilova’nın ölümünün ardından yazdığım bir yazımı göndermiş... Örsan’ın aradığı gün 25 Eylül 1985... Otomobilime binip Ege Üniversitesi’ne gittim, Yeşilova’nın gelmesini bekledim. Durumu ağırdı, hemen ameliyata alınması gerekiyordu. Bir süre beklendi... Aile karar verdi ameliyat için... Beyin ameliyatı 4 Ekim’de yapılacaktı... Yeşilova bir gün önce yaşama gözlerini yumdu... Yine bir sonbahar sabahı... Ve ben saatlerdir düşünüyorum, “Mustafa Yeşilova’yı nasıl anlatacağım” diye... Yeşilova, Tuncelili bir polisti... Ben onu Kuşadası’nda görev yaptığı yıllarda tanımıştım. 1978’de Milliyet’in Karacan Roman Ödülü’nü kazanmıştı “Kopa” adlı kitabıyla. Hürriyet Yayınları’ndan çıkmıştı 1982 yılında. O polisti ama aynı zamanda bir edebiyatçıydı... Ölmeden bir hafta önce Örsan Öymen, Yeşilova, İlhan Berk, Fethi Naci ve ben bir akşamüstü Raşit’in kahvesinde uzun uzun sohbet etmiş, ardından “Hadi Gari” barına, oradan Veli’nin Barı’na gitmiştik. Masadan sabaha karşı kalktık... Yeşilova, bir şiir tutkunuydu... O gece Özdemir Asaf’tan, Can Yücel’den, Ataol Behramoğlu’ndan, İlhan Berk’ten, Bedri Rahmi’den, Melih Cevdet’ten şiiirler okudu Veli’nin Barı’nda. Özdemir Asaf’ın “Lavinia”sını okurken, o ünlü Dallas şapkasını fırlatıp attı Bodrum’un şerifi... “Sana gitme demeyeceğim Üşüyorsun ceketimi al Günün en güzel saatleri bunlar Yanımda kal ............. Sana gitme demeyeceğim Gene de sen bilirsin Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim İncinirsin ............. Sana gitme demeyeceğim Ama gitme Lavinia Adını gizleyeceğim Sen de bilme Lavinia” “Kopa” romanı Dersim isyanını anlatıyordu. Yaşamın o ince çizgisini, Munzur Vadisi’nden yükselen çığlıkları, yaşamı, acıları ve hüzünleri... Karasu Ermenileri... Bir aşk öyküsünün yaşamı çeşitlendiren barışı, dostluğu, kardeşliği... Acı, hüzün, sevinç bir yumak gibiydi... Bodrum turizmine katkısı çoktu Yeşilova’nın... Duydum ki, belediye meclisi kararı olmasına karşın bunca yıl adı bir parka konulmamış... Bodrum’u Bodrum yapan kişilerden birisi olan Mustafa Yeşilova, pamuk gibi atılmış beyaz bulutlar içinden çıkmış Tuncelili bir polisti... İnsan sevgisiyle dolu, edebiyatçı bir polisti o! Octavio Paz’ın dizelerinde bulurdu kendini kimi zaman, kimi zaman Azra Erhat’la oturup söylenceleri dinlerdi Raşit’in kahvesinde. Cevat Şakir’in sünger avcıları dostuydu, eski TKP’li Müntakim Bey, Sandaletçi Ali, Halikarnas’ın simgesi Kızılderili Huk da. Azmakbaşı’ndaki “Eylül Meyhanesi” hâlâ yerinde mi bilmiyorum... Orda içilen rakılar, yüzme bilmeyen Hataylı Kaptan’ın getirdiği ahtapotlar... Sabahın ilk saatlerinde Demir’in pansiyonunda okunan şiirler. Fethi Naci, Bülent Dikmener ve Refik Durbaş’la kurulan içki sofraları. Mavi Bodrum gecelerinde, Dallas şapkasıyla dolaşan, yüreği insan sevgisiyle dopdolu olan Mustafa Yeşilova... Octavio Paz’ı, Mario Luzi’yi çok severdi Yeşilova. Gece yarısı Bodrum limanında dolaşırken mendireğin yanında beton duvarların üzerine oturur, başlardı “Unutuş” şiiirini okumaya: “Yum gözlerini yitir kendini karanlıkta Gözkapaklarının kırmızı yaprakları altında. Gömül vızıldayan sesin düşen sesin halkalarına ve uzaklarda yankılanan dilsiz bir çağlayan gibi, davulların çalındığı yerde.” O uzun şiiri okurken yine Dallas şapkasını fırlatırdı denize... “Dudaklar, öpüşler, aşk, her şey yeniden doğar o ölümsüz, o yalın unutuşta: gecenin kızlarıdır yıldızlar.” Mustafa Yeşilova öleli 25 yıl olmuş... Saydam gövdesini açıyor gün Paz’ın dizelerinden fırlayarak. Yine bir sonbahar sabahı... Güneş gözlerime doluyor... Gün kararınca yıldızlar çıkıyor gökyüzünde gecenin kızları gibi. İki yıldız, kırmızı tüylerini sürüyor boş oyluklara. Yaşam kendi akışı içinde akıp gidiyor. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bodrum’un Şerifi: Mustafa Yeşilova... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Aileler cezaevlerindeki tecrite son verilmesi talebiyle Ankara’ya yürüyorlar TAYAD’lõlarasopalõsaldõrõ İstanbul Haber Servisi - Cezaevlerinde uy- gulanan tecrite son verilmesi, sohbet hakkõ- nõn uygulanmasõ ve hasta tutuklularõn serbest bõrakõlmasõ talebiyle İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş yapan Tutuklu ve Hükümlü Ailele- ri Yardõmlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri dün Bolu’da saldõrõya uğradõ. D-100 karayolu kenarõnda yürüyen TAYAD’lõlara yaklaşõk 50 kişilik grup sopalarla saldõrdõ. İstanbul’dan 18 Eylül’de yola çõkan ve ara- larõnda TAYAD Başkanõ avukat Behiç Aşçı’nõn da bulunduğu 44 TAYAD’lõ Ankara’ya yürü- yüş başlattõ. Grup, Düzce’den önceki gece Bo- lu’ya giriş yaptõğõ anda küçük küçük gruplarõn sözlü tacizlerine uğradõ. Yürüyüşçülerden Or- han Eski, “Bolu’ya giriş yaptığımız anda si- vil bir minibüs bizden önce güzargâhımıza ulaşıp, ‘PKK’li grup PKK’li bir kõzõn cenaze- sine gidiyor’ diye halkı galeyana getirmiş. Bo- lu Dağı’na da gelmeden 150 kişilik kalaba- lık grup, ‘PKK’lilerin ne işi var Bolu’da’ di- ye bize sözlü saldırdı. Polis çembere alarak bizi kurtardı” diye konuştu. ‘Polis bizi korumadı, gaz sıktı’ Bolu Dağõ’na vardõklarõnda bir otomobilin yanlarõna yanaştõğõnõ anlatan Eski, “Bu sefer küfür etmeye başladılar. Biz müdahale edince polis bize biber gazıyla müdahale et- ti. Otomobile müdahale etmediler” dedi. TAYAD’lõlar, akşam saatlerinde Anka- ra’nõn Kõzõlcahamam ilçesi yakõnlarõnda mo- la verdi. Yürüyüş bugün devam edecek. Çayan’ı andılar 10aycezaaldılar Adana’da Halkevleri üyesi 21 kişiye, Mahir Çayan’ın ölüm yıldönümündeki anma töreninde terör örgütü propa- gandası yaptıkları gerekçesiyle 10 ay hapis cezası verildi. Adana 6. Ağır Ce- za Mahkemesi’nde görülen davadan çıkan sonucu protesto eden Halkevleri üyeleri aynı suçu işlemeye devam ede- ceklerini duyurdu. İnönü Parkı’nda toplanan gruba, KESK, DİSK, ÖDP, İHD, EMEP, SDP ve CHP de destek verdi. Öte yandan İstanbul Halkevi üyeleri de darbeye direnen devrimcile- rin fotoğraflarını taşıyarak “AKP dar- be anayasasını ortadan kaldıracağını söylemişti ancak iktidarın uygulamala- rı darbeyi aratmıyor” ifadelerini kul- landı. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardõmlaşma Derneği üyeleri Bolu’da yaklaşõk 50 kişilik grubun sopalõ ve küfürlü saldõrõsõna uğradõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle