20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 26 EYLÜL 2010 PAZAR 18 KÜLTÜR En iyi üçleme ‘Yüzüklerin Efendisi’ Kültür Servisi - Sinema dergisi Empire’õn internet sitesinde yapõlan “Tüm zamanlarõn en iyi film üçlemesi” anketinde, Peter Jackson’õn bol Oscar ödüllü “Yüzüklerin Efendisi” (Lord of the Rings) serisi zirvede yer aldõ. “Yõldõz Savaşlarõ”nõn (Star Wars) ikinci sõrada yer aldõğõ oylamada, “Geleceğe Dönüş” (Back to the Future) serisi, üçüncülüğü elde etti. 33 filmin bulunduğu listede, “Oyuncak Hikâyesi” (Toy Story), “Baba” (Godfather), “Karayip Korsanlarõ” (Pirates of Carribean) gibi yapõmlar da var. Geçmişe ‘Rüzgârlar’la yolculuk Kültür Servisi - Selim Evci’nin ikinci filmi “Rüzgârlar”õn, Gökçeada ve İstanbul’daki çekimleri tamamlandõ. Yusuf Nejat Buluz, Mediha Didem Türemen, Rüçhan Çalõşkur ve Zeynep Gülmez’in başrolleri paylaştõklarõ filmde İstanbul’da yaşayan ve sesçilikle uğraşan Murat, Gökçeada’da yaptõğõ ses kayõtlarõ ile farkõnda olmadan, bir büyükanne ile torunu arasõndaki bağlarõ güçlendirirken ailenin geçmişine yapacağõ yolculuğa tanõklõk ediyor. Kıvılcımer’den sergi ve imza günü Kültür Servisi - Fügen Kõvõlcõmer, Artshop Yayõncõlõk’tan çõkan “Canõm Sõkõlõyor” adlõ ilk kitabõnõ, bugün saat 17.00’de Kadõköy’de Öteki Kültür Sanat Merkezi’nde imzalayacak. Kõvõlcõmer, 12 öyküye desenlerinin de eşlik ettiği kitabõnõ imzalayacağõ bu etkinlikte aynõ zamanda resimlerini de sergileyecek. Selim İleri ile İstanbul turu Kültür Servisi - Antonina Turizm ile Everest Yayõnlarõ’nõn işbirliği ile düzenlenen, ilki Ahmet Ümit ile gerçekleştirilen “İstanbul Turlarõ”, yazar Selim İleri ile devam ediyor. 3 Ekim Pazar günü yapõlacak gezi, Beyoğlu’ndan başlayarak, Yõldõz’õ, Boğaz’da tekne gezintisini, Yakup’ta akşam yemeğini ve edebiyat sohbetlerini içeriyor. Zeynep Altıok, Akatlı’yı anlatıyor Kültür Servisi - Çõrağan Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen “Çõrağan Sohbetleri”nde 29 Eylül’de yakõn zamanda kaybettiğimiz edebiyat ve tiyatro eleştirmeni, yazar Dr. Füsun Akatlõ anõlacak. Şebnem Yüce moderatörlüğünde Çõrağan Sarayõ Mabeyn Salonu’nda saat 19.00’da gerçekleştirilecek etkinliğin konuğu ise Akatlõ’nõn kõzõ Zeynep Altõok olacak. [email protected] Gürol Ağırbaş / Köprüler - Beyaz Perde / Ada Müzik Sentez mantõğõna dayalõ “Köprüler”, bir proje olarak, 11 yõlõ geride bõraktõ. İlk olarak “Enstrümantal”, ondan altõ yõl sonra da “İki Dünya” adlõ albümler çõkmõş, proje sahibi basçõ Gürol Ağırbaş’õ bir müzisyen ve aranjör olarak önemli bir yere taşõmõştõ. Serinin üçüncü albümü “Beyaz Perde”, sinemanõn önemli yabancõ klasiklerinin müziklerini Türk müziği, Doğu müziği ve onun çalgõlarõyla buluşturuyor. Albümde Eternity And a Day (Eleni Karaindrou), Pulp Fiction (Dick Dale), Zorba (Theodorakis), Amelie (Yann Tiersen), Children Of Sanchez (Chuck Mangione), Arizona Dream (Goran Bregovic), 1492 ve Chariots Of Fire (Vangelis), The Godfather (Nino Rota) gibi filminin ünüyle kafa kafaya yarõşan bestelerin ana temalarõnõn, bizim kulağõmõza uygunlaştõrõlarak çalõnmõş yeni düzenlemeleri bulunuyor. Ayrõca Âşık Veysel ve Hafız Burhan’õn ölümsüz seslerinin ses örneklemesi olarak kullanõldõğõ albüme Kibariye, Kubat ve Jehan Barbur sesleriyle hayat veriyor. 10 değerli müzisyenle birlikte bir de keman grubuna yanõna alan Ağõrbaş, orijinal metinlerine büyük ölçüde sadõk kaldõğõ düzenlemelerinde, bizim çalgõlarõmõzõn yaşam alanlarõnõn, melodi solo ve doğaçlama kõsõmlarõnõn geniş tutulmasõ faslõnõ ihmal etmiyor. İki dünya arasõndaki ilişkide eşitlik ilkesini aşmõyor. Örneğin Kibariye’nin Arizona Dream’deki eşsiz vokali gibi doğru yerlerde doğru zaman ve ölçüde bulunduğu doğru tercihlerle kritik bir denge buluyor; dinleyicinin kulak keyfini ve merakõnõ sürekli kõlõyor. [email protected] Röyksopp / Senior / Wall of Sound Norveçli elektronik müzik ikilisi Röyksopp, geçen yõl çõkan “Junior” albümünden kõsa bir süre sonra “Senior” adlõ yeni çalõşmasõnõ yayõmladõ. Grup elemanlarõnõn tanõmõna göre, “Junior”õn ilkbaharõ duyumsatan kõpõr kõpõr dinamik sounduna karşõlõk, “Senior”, sonbahara uygun, içe dönük ve karanlõk bir sounda sahip. İki albümün yansõttõğõ ruh hali arasõndaki farkõn bir nedeni, “Senior”un tamamen enstrümantal olmasõ. 1998’den kurulduğu günden bu yana yaptõğõ çalõşmalarla techno-pop, electro-pop, drum and bass, house gibi elektronik müzik türlerini son derece başarõyla buluşturdu Röyksopp. Kimi zaman biri diğerinden ağõr bassa da, melankolik ama dans edilebilir parçalarõyla akõllarda yer etti. Bu dördüncü albümde de yine melankolik atmosferden vazgeçmemişler ama bu kez melodiler ancak slow dansa uyacak kadar yavaş. “Senior”daki bu genel özelliğin dõşõna çõkan, temposu daha yüksek iki istisnadan söz etmek olanaklõ. Birincisi, “Junior”daki “Tricky Tricky”nin yeni versiyonu “Tricky Two”. O albümde Karin Dreijer’in mükemmel yorumuyla farklõlaşan bu parça, bu kez tuşlu çalgõlarõn belirgin kullanõmõyla daha yumuşak bir hava kazansa da diğerlerinden ayrõlõyor. İkincisi de ilk single “The Drug”. Kanõmca, ilk dinlenildiğinde insanõ çarpacak kadar etkili değilse de, defalarca dinlendiğinde de bõkõlmayacak kadar hoş şarkõlarla dolu bir albüm “Senior”. Bunlarõn içinde yaylõlarõn öne çõkõşõyla coşkusu giderek yükselen yedi dakikalõk “The Fear”õn ayrõ bir yeri var elbette. www.zulalkalkandelen.com ‘Zõtlõklarlaörülü bir kent’ASLI KAYABAL Gabriele Basilico, 2005 yõlõnda İstanbul Bienali sõ- rasõnda fotoğraflayarak bel- gelediği İstanbul’a beş yõl sonra 2010’da, şehrin Av- rupa Kültür Başkenti ol- masõ nedeniyle geri döndü. Basilico’nun “İstanbul 05- 010” adõnõ verdiği ve 32 si- yah beyaz ve renkli kareden oluşan sergisi, İstanbul’un son beş yõl içinde yaşadõğõ değişimi belgeliyor. Milano’daki Fondazione Stelline’nin ev sahipliği yaptõğõ İstanbul fotoğrafla- rõ sergisi, Basilico’nun vur- guladõğõ gibi turistik mer- kezlerin dõşõnda kalmayõ başarabilen İstanbul’un beş yõl önceki ve şimdiki do- kusunu belgesel içerikli fo- toğraflar aracõlõğõyla tanõtan bir çalõşma. İstanbul’la tarihi bir iliş- kisinin olduğunu söyleyen Basilico, kente ilk kez 1970’te Milano’dan İran’a arabayla yaptõğõ bir yolcu- lukta geldiğini, o yõllarda İs- tanbul’un daha küçük ve kendi halinde bir kent ol- duğunu, Boğaz üzerinde henüz köprülerin inşa edil- mediğini ve kentin turistik bir kimliğe sahip olmadõ- ğõnõ söylüyor. Oysa 2000’li yõllarda küreselleşmenin de etkisi ile modern bir kimli- ğe büründüğünü, gök- delen kültürünün kentin yapõsõnõ değiştirdiğini, 15 milyonluk İstanbul’un dev metro- pollerden b i r i n e dönüştüğü- nü aktarõ- yor. Serginin ana izleğini mimari doku- su hõzla deği- şen İstanbul oluşturuyor, Basi- lico, “İstanbul fo- toğrafları, kentin yeni bir alan işgal ettiği ana nok- talara odaklandı. Fotoğ- raflarda her iki gerçeği; bir yanda hızla kaybolan eski şehir, öte yanda taze bir enerji ile yeni alanla- rı işgal eden, dikey mi- marinin öne çıktığı mo- dern şehri görüntülemeye çalıştım” diyor. Basilico, İstanbul’un iki farklõ dokusunun iç içeliğini çarpõcõ bulduğunu söylüyor: “New York’u anım- satan lüks oteller ve diskoteklerin varlığı beni şa- şırttı; eski İs- tanbul’a öz- gü seyyar satıcıların hâlâ mo- dern kentin yanıbaşın- da yaşadığı çağdaş İs- tanbul, İtal- ya’daki şe- hirlerden çok daha modern. Şehrin boyutu ise başdöndürücü. İs- tanbul gibi dev şehirlerin göğüsledikleri sorunları düşündüğümde, nüfusu 2 milyonu biraz aşan kü- çük Milano’nun büyük sorunları karşısında gül- mek geliyor içimden.” Basilico’nun özellikle kuşbakõşõ çektiği bazõ İs- tanbul fotoğraflarõnda şan- tiyeler, geniş bulvarlar, ye- ni semtlerde göze çarpan gökdelenler kentin yaşa- makta olduğu değişime ör- nek oluşturuyor. “New York nasıl ki Amerika’yı karakterize etmiyorsa İs- tanbul da gerçekte tüm Türkiye değil” diyor Ba- silico. İtalya’ya oranla Lon- dra ve ABD’deki sanat çev- releriyle daha iyi bir iletişim kurmayõ başaran sanatçõ, kozmopolit İstanbul’un ‘farklı’ ve ‘kendine özgü’ bir şehir olduğuna vurgu yapõyor. Basilico’nun İstanbul fo- toğraflarõnda ilk kez yer verdiği insan portreleri de dikkat çekiyor. Sanatçõ, “Lüks cipleri, modası geç- miş arabalarıyla her gün milyonlarca kişi, İstan- bul’un zıtlıklarla örülü dünyasında hareket edi- yor. Bu kişileri belgele- meden yapamazdım” di- yor. ‘EDVARD MUNCH’A SAYGI’ SERGİSİ Baykam’dan Munch’a saygı 2015’te Paris’in tarihi mahallesi Marais’de açõlacak Sarkozy’denFransaTarihiMüzesi UĞUR HÜKÜM PARİS - Fransa Cumhur- başkanõ Nicolas Sarkozy Fransa Tarihi Evi’nin 2015’ten başlayarak Paris’in tarihi ma- hallelerinden Le Marais’de etkinliğe geçeceğini açõkladõ. Sarkozy, ortaya çõkarõlõşõnõn 70. yõlõ dolayõsõyla eşi Carla Bruni ile ziyaret ettiği Paleo- litik Çağ’dan kalma Lascaux Mağarasõ’nda yaptõğõ konuş- mada, 20 ay önce sözünü ver- diği Fransa Tarihi Evi (Mü- zesi) projesinin ayrõntõlarõnõ anlattõ. Fransa çapõnda bir ta- rih müzeleri ağõnõn merkezi şeklinde tasarlanan projenin, şu anda Ulusal Arşivler’in bulunduğu “Hotel de Soubi- se” (1371) ve “Hotel de Ro- han” (1705) diye anõlan eski malikânelerde kurulmasõna karar verildi. Sarkozy, 12. yüzyõlda Paris bataklõklarõ üzerine kurulmuş, kentin eski semtlerinden Le Marais’deki mekânlarõn kullanõlma nede- nini ise tasarruf ve tarihi sem- bol gerekçeleriyle açõkladõ. Öte yandan, Lascaux Mağ- arasõ’ndaki eserlerin hassasi- yeti nedeniyle ziyarete kapa- lõ olmasõna rağmen Nicolas Sarkozy ve eşi hatõrõna açtõ- rõlmasõ yöre halkõ kadar uz- manlarda da tepkiye neden oldu. Başkan’õn ziyareti sõra- sõnda mağaranõn önünde top- lanan 100 kadar protestocunun elinde şöyle bir pankart göze çarpõyordu: “Ayrıcalıklar (ta- rihte) kaldırıldı sanıyorduk. Mağara kapalıysa herkes için kapalı olmalıdır.” Fransõz devlet başkanlarõnõn sonsuzluğa iz bõrakmak ama- cõyla kalõcõ ve görkemli bir anõt-yapõ kurdurmak gibi bir gelenekleri vardõr. Georges Pompidou’dan Beaubourg Kültür Merkezi; Valéry Gis- card d’Estaing’den Orsay Müzesi; François Mitter- rand’dan Le Grand Louvre ve F. M. Ulusal Kütüphanesi; Jacques Chirac’tan da Branly İlksel Sanatlar Müzesi ülkenin kültürel varlõğõna katõlmõştõr. Sarkozy’nin oluşturmaya ka- rar verdiği Fransa Tarihi Mü- zesi’nin ise 10 bin metrekare- lik bir alana yayõlacağõ söyle- niyor. Kültür Servisi - Bedri Baykam’õn “Edvard Munch’a Saygı” sergisi Paris’ten sonra 1 Ekim - 3 Kasõm tarihleri arasõnda Ankara’da. Siyah - Beyaz Sanat Galerisi’nde açõla- cak sergide Baykam’õn, dõ- şavurumculuğun Van Gogh ve Gauguin’le bir- likte önemli öncülerinden kabul edilen Norveçli sa- natçõ Edward Munch anõ- sõna Munch’un yaşamõnõ ve yapõtlarõnõ irdeleyerek hazõrladõğõ 13 adet 4-D ya- põtõ yer alõyor. Bedri Baykam, yaptõğõ araştõrmalar kapsamõnda Oslo’ya ve Munch’un atöl- yesinin de bulunduğu Aas- gardstrand sahil balõkçõ ka- sabasõna giderek, Norveçli sanatçõnõn “Ergenlik”, “Madone”, “Çığlık”, “Ya- şam Dansı”, “Hasta Ço- cuk” gibi birçok yapõtõnõ yeniden yorumladõ. Sergide “Edvard Munch’a Saygı” serisinin yanõ sõra Baykam’õn farklõ 4- D çalõşmalarõ ve 2000’li yõl- larda yaptõğõ değişik seri- lerden tuval çalõşmalarõn- dan da örnekler yer alõyor. ( www.galerisiyahbeyaz.com ) İtalyanfotoğrafsanatçõsõGabriele Basilico’nun‘İstanbul05-010’sergisi MilanoFondazioneStelline’de Fransa Tarihi Müzesi’nin yer alacağı iki malikâneden biri Hotel de Soubise.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle