23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada toplumu bizden olanlar-olmayanlar diye ayıran eski söylemlerinden vazgeçmiş görüntüsü veren üçüncü konuşması bu. Değişim mi geçiriyor, yoksa bu ılımlı konuşmalar genel seçime doğru izleyeceği yeni stratejinin bir parçası mı, anlamak zor. Üstelik RTE; hangi kaygıları gidecek? İşçinin, memurun, emeklinin, köylünün, çiftçinin yaşamla ilgili maddi kaygılarını gidermek hükümetin elinde. Sadece hükümetin değil, devletin bütün olanakları RTE’nin elinde. Partisinin başarıları için bu olanakları zaten tepe tepe kullanıyor. Şunun şurasında genel seçime on ay kaldı. Sandık telaşı sardı RTE’yi. Şimdi oy derdine aradığı yeni çareleri, yüzde 42 hayır’ın “kaygılarını gidereceği” sloganıyla özetliyor.. Sekiz yıldır kullandığı devlet olanaklarının yüzde 42’nin kaygılarını gidermekte yeterli olmadığını saptarsa.. memura, işçiye, işçi-memur emeklisine, üreticinin köylüsüne çiftçisine.. bulup uygulayacağı yeni yöntemlerle devlet ve hükümet olanaklarını bol kepçe dağıtmaya hazırlanıyor, demektir. Bu, kaygıları giderme vaadinin bir yüzü. Madalyonun bir de öteki yüzü. RTE’nin fazla önemsemediği, marjinal gruplar diye burun kıvırdığı kesimlerin kaygılarını giderebilecek mi? Ülkeyi tek adamlığa sürüklediğini… Toplumsal yaşamı adım adım kafasındaki yaşam biçimine oturtmak için yasal ve anayasal önlemlere başvurduğunu ve başvuracağını… Üniversiteyi türbanlı başlara baş sallayanlarla doldurduğunu.. yargı bağımsızlığına darbe vurduğunu… Medyayı dikensiz gül bahçesine çevirme girişimlerine daha hız vereceğini… Ülkeyi önce laikler ve laik karşıtları diye ikiye böldüğünü… Çeşitli tertiplerle askerin ülke sorunları üzerinde konuşmasını engellediğini... Cumhuriyeti etnik grupların paylaşacağı bir ortama sürüklediğini içeren kaygıları giderecek mi? Mesleğe dönüşen yalakalığın maaşa bağlandığı bu ülkede, giderecektir diyenler olacaktır elbette. Giderecektir elbette ama balık kavağa çıktığı zaman! “Hayır diyen kesimlerin korkularını, kaygılarını, endişelerini anlamak, empati kurmak, bu duygularını anlamaya çalışmak her partinin temel göreviymiş” amma velakin partisi zaten hayır diyenlerin korkularını, kaygılarını, endişelerini anlayan bir parti imiş. Sanki bu sözlerini duyan da zemzem suyuyla yıkanmış mübarek diyecek. “Gerekiyorsa” diyor: Evet; “Gerekirse bu noktada kendimizi sorgularız!” Tecâhülü ârifâneden gelmenin ustası RTE bu, sözleri de bu tanımın dik âlâsı! Partisi ve kendisi ülkeye yaydıkları korku imparatorluğunu yaratmadılar sanki. Korku, kaygı, endişe… Türkiye’nin devr-i iktidarlarında yaşadığı gerçekler değil de, başka ülkelerde izlenen demokrasi dışı gerçekler! Büyük demokrat RTE’nin derin bilgisizliğini kanıtlayan sözlerine ne demeli? “Diktatörlük sivil işi değildir” derken; ünlü Hitler ve Mussolini gibi diktatörlerin asker değil, sivil olduğunu bilmezden geliyor. Her ikisi de bal gibi sivil diktatörlerdi! Faşist Hitler sivil diktatörlüğünü oturtmak için önce orduyu, yargıyı ve basını susturdu. Sivil diktatörlük peşindeki RTE ise; Cumhuriyetin güvencesi orduyu, anayasa değişikliği ile yargıyı ve yıllardır medyayı susturmak için yasal-idaresel her türlü baskıyı içeren önlemleri alıyor, uyguluyor. Bu türden önlemleri almaya devam edeceği işaretlerini veriyor. Ülkeyi tepeden yönetmek için başkanlık rejiminin, sivil diktatörlüğün peşinde! Adı RTE ya, adının önüne koyduğu ve kendine yakıştırdığı sıfat: Demokrat! SAYFA 26 EYLÜL 2010 PAZARCUMHUR YET 10 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Eylül Oslo PB 11 Helsinki PB 10 StockholmPB 13 Londra Y 13 AmsterdamY 15 Brüksel Y 14 Paris PB 14 Bonn Y 16 Münih Y 16 Berlin PB 17 Budapeşte Y 19 Madrid B 18 Viyana Y 12 Belgrad Y 25 Sofya Y 17 Roma Y 21 Atina Y 27 Zürih Y 11 Moskova Y 18 Aşkabat B 23 Taşkent B 26 Bakû B 24 Bişkek PB 21 Tiflis PB 22 Kahire B 34 Şam B 34 İstanbul Y 29 Edirne Y 26 Kocaeli Y 30 Çanakkale Y 25 İzmir Y 27 Manisa Y 30 Denizli Y 32 Zonguldak B 27 Sinop PB 26 Samsun PB 27 Trabzon PB 27 Giresun PB 24 Ankara B 30 Eskişehir Y 27 Konya PB 28 Sıvas PB 29 Antalya B 29 Adana PB 35 Mersin PB 33 Diyarbakır B 35 Şanlıurfa B 35 Mardin B 31 Siirt B 33 Hakkâri PB 27 Van PB 24 Kars PB 24 Ülkemizin geneli par- çalı bulutlu, Marmara, Ege, Göller Yöresi ile Antalya’nın batı ilçeleri, Eskişehir, Konya’nın ba- tı ilçeleri, Ankara’nın ba- tı ilçeleri, Bolu, Düzce, Artvin, Ardahan, Kars- Ağrı, Iğdır ve Erzurum çevreleri aralıklı ve gök- gürültülü sağanak ge- çecek. Hava sıcaklığı Marmara ve Ege’de poyrazın etkisini kay- betmesi ve lodosa dön- mesiyle birlikte 2-4 de- rece artacak, diğer böl- gelerde önemli bir deği- şiklik olmayacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşmuş: “Yüzde 58 Türkiye aşkıyla evet derken, yüzde 42 de Türkiye aşkıyla hayır demiştir. Evet diyenler bu ülke- nin birliğini, bütünlüğünü ne kadar önemsiyorsa, hayır diyenler de o ka- dar önemsiyordur” demiş. Bunlar güzel sözler… Dilerim Başbakan’ın bu söylemi, ik- tidarın, özellikle de güvenlik güçleri- nin eylemlerine yansır. “Mahalle baskısı, gizli gündem, gizli ajanda, sivil vesayet gibi AKP ile asla yan yana gelmeyecek kavramlar bugün bir kez daha gündeme getiri- liyor. Isıtılıyor. Gerçek nedenler giz- lenerek . Halkoylaması süre- cinde Lokal olayları Türki- ye manzarası gibi sergileyenlerin son derece bayat bir oyun içinde oldu- ğunu aziz milletimiz görüyor. . Derdi fatura kesmek. Bir defa bu olayları değer- lendirirken samimi ve dürüst olun. Bu yapay olayları manşet, sürmanşet atarak böyle yansıtmak, ülkeyi böy- leymiş gibi göstermek, bunlar doğru şeyler değil. Bunların yansımaları, ne ülke içinde ne ülke dışında Türki- ye’ye bir şey kazandırmaz. ” demiş. AKP’yi “mahalle baskısından”, “giz- li gündem” sahibi olmaktan, “gizli ajandadan”, “sivil vesayetten” tenzih etmesi, arındırması güzel. Dilerim bu görüşleri de AKP ikti- darının bundan sonraki uygulamala- rıyla örtüşür! Fakat İnegöl, Dörtyol ve Tophane olaylarını aynı biçimde “kışkırtma” di- ye nitelemesini garipsedim: Çünkü bu olayların failleri, mu- hatapları ve konuları çok değişik. Şimdi burada uzun çözümlemeler yapmak istemiyorum ama bu olay- ların hepsini “iktidara karşı bir kış- kırtma” olarak görmek bana bir hay- li ters geldi. Doğru teşhisler konamazsa, doğru çözümler üretilemez. Ayrıca Başbakan’ın bunların yazıl- masını istememesi de doğru değil. Bir haberi şu ya da bu nedenle engellemek, demokratik değil, dik- tatörce bir davranıştır. Gazetecilerle yaptığı dünkü top- lantıda da bu görüşlerine benzer sözler söylemesi demokrasi adına bir kazanç olarak görülemez. Tabii konuşma uzun. Referandum sonuçlarını değer- lendirmiş… Muhalefete çatmış… Medyaya çatmış… Ve bu arada önemli bir şey daha söylemiş: “Sivil diktatörlük diye bir kavram olur mu? Sivilin işi değildir diktatörlük. Si- vil ve diktatörlük ifadesini yan yana koymak kadar büyük bir cehalet ol- maz” demiş. Başbakan’ın bu sözleri bana, he- men akla gelen ünlü diktatörlerin as- ker değil, sivil olduklarını anımsat- tı: Hitler’in askerlikle ilgisi, Birinci Dünya Savaşı’nda Bavyera ordu- sunda onbaşı rütbesi ile savaşması- dır. Mussolini ise hayata öğretmen olarak başlamış, askerlik yapma- mak için İsviçre’ye kaçmış, ülkesine döndükten sonra gazetecilik yap- mıştır. Askerlikle ilgisi Birinci Dünya Sa- vaşı’na katılmış ve yaralanmış olma- sıdır. Portekiz diktatörü Salazar ise eko- nomi profesörüdür. Sanıyorum Başbakan’ın konuş- malarını hazırlayan ya da bizzat ken- disinin hazırladığı konuşmalarda yar- dımcı olan danışmanları daha dikkatli olmalıdır. Tabii son söz olarak “ deyişini anım- satmak isterim. Gözaltındaki tutukluluk süreleri artık yıllarla ölçülmeye başlayan gazeteciler, aydınlar, politikacılar, rektörler hapisteyken hiçbir “de- mokrasi söyleminin” fazla inandı- rıcı olması beklenemez! ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org AYDINLANMA EMRE KONGAR Başbakan’ın Konuşması Ne Kadar İnandırıcı? Sanõk Yõldõrõm’õn örgütün toplandõğõnõ iddia ettiği yerin incelenmesi talep edildi Savcılar keşif istediİstanbul Haber Servisi - Birinci Ergenekon davasõnda savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, sanõk Osman Yıldı- rım’õn Cumhuriyet’e atõlan bomba- larõn kendisine verildiğini, örgüt toplantõlarõnõn yapõldõğõnõ iddia ettiği Ataşehir’deki iki adreste Osman Yõldõrõm ile birlikte keşif yapõlmasõnõ istedi. İşçi Partisi Genel Başkanõ Do- ğu Perinçek, mahkemenin yazõsõ üzerine dosya kapsamõndaki belge- lerle ilgili olarak Jandarma Genel Komutanlõğõ’nda (JGK) hazõrlanan raporun Ergenekon belgelerinin ken- disi ve partili arkadaşlarõnõn tutuk- lanmasõndan sonra hazõrlandõğõnõ ortaya koyduğunu savundu. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan görülen davanõn önceki günkü duruşmasõnda JGK raporun- da bilirkişinin “Ergenekon” adõnõn belgelere sonradan eklendiğinin tes- pit edildiğini anlatan Perinçek, ra- porda Ergenekon belgelerine virüs bulaştõğõnõn belirlendiğini ve virüsün belgelerin adlarõnõ değiştirerek OPEY-A olarak kaydedilmesine ne- den olduğunun belirtildiğine dikkat çekti. Perinçek, raporda dosya kap- samõndaki 50 belge hakkõnda hep- sinin aynõ tarihte oluşturulduğu, bu belgeleri yazan ve kayda geçirenin Tuncay Güney’in çalõştõğõ Strateji dergisinin yöneticisi daha önce tah- liye edilen sanõk Ümit Oğuztan ol- duğunun anlatõldõğõnõ belirtti. JGK raporunda, “Bunların evveliyatı yoktur. Aşağı yukarı hepsi aynı ta- rihte oluşturulmuştur. Bu yazılar bir dergi için hazırlanmış yazıla- ra benzemektedir. Bu yazıların içe- rikleri, Strateji dergisindeki çeşitli yazılarla örtüşmektedir” şeklinde tespitler yapõldõğõnõ aktaran Perinçek şu iddialarda bulundu: “Rapor belgelerin dolandırıcılık amaçlı yazıldığını ve Kilyos Kızıl- kaya’da köylülerin biz ‘kontgeril- layõz’ diye tehdit edildiğini de or- taya çıkarmış. Bu 50 belgenin hepsinin tek tek oluşturma ta- rihi, konumu, değiştirme tari- hi olarak yazılmış. Bu belgele- rin çoğunun 12 Mart 2008 Çar- şamba günü yazıldığı ortaya çı- kıyor. Yani bizim gözaltına alınmamızdan hemen önce. Bu tarih Tuncay Güney’in de Tür- kiye’ye getirildiği tarih. Lobi belgesi biz tutuklanmadan 9 gün önce tanzim edilmiş. Biz Doğu Perinçek’leri tutuklaya- cağız gelin yeniden tanzim ede- lim demişler. 9 gün önce belgeyi değiştirmişler. Fethullahçõ Glad- yo diyoruz ya bunlar belge üretirler, belge tanzim ederler, işte kanıtı. Biz tutuklanmadan 9 gün önce tanzim etmişler.” İddia makamõnõn görüşlerini açõklayan savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, Osman Yõldõrõm ile birlikte Ataşehir’e gidilerek davaya konu 2 ayrõ evi göster- mesinin istenilmesine, gösteri- len yerlerde mahkemece keşif icra edilmesine, tanõklarõn ke- şif yerinde hazõr edilmesinin is- tenilmesine karar verilmesi mütalaasõnda bulundu. Talepleri celse arasõnda de- ğerlendirmeye karar veren mahkeme, davayõ 19 Ekim’e erteledi. Medresede defile için geniş güvenlik önemleri alõndõ MARDİN (Cumhuriyet) - Mardin’deki 700 yõllõk tarihi Ka- sõmiye Medresesi’nde modacõ Cemil İpekçi’nin düzenlediği de- file dün gerçekleştirilirken defile öncesi kentteki 44 sivil top- lum örgütünün tepkisi üzerine geniş güvenlik önlemleri alõndõ. Medrese ziyarete kapatõlõrken defilenin son provasõ polis eşli- ğinde yapõldõ. İpekçi için de bir koruma ekibi görevlendirildi. Defile öncesi verilecek kokteyl de tepkiler üzerine iptal edildi. ‘Kardelenler’ belgeseli gösterimde METE KIZIK İZMİR - Turkcell’in Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği ’yle (ÇYDD) bir- likte yürüttüğü “Kardelenler” projesi- nin başarõ öyküsünü anlatan ve dünya- ca ünlü National Geopraphic tarafõn- dan çekilen belgesel film İzmir’de gösterime girdi. Filmin gösteriye girmesiyle ilgili ön- ceki akşam yapõlan toplantõda konuşan Turkcell Kurumsal Sorumluluklar Müdürü Aslı Ünlü, “Kız çocukları- nın meslek sahibi, ufku açık birey- ler haline gelmelerini hedeflediği- miz Kardelenler, 10 yıl içinde bizle- ri çok mutlu eden bir noktaya ulaş- tı. 2000 yılından bu yana yaklaşık 20 bin kız öğrenciye burs verdik. 9 bin 634 öğrencimiz liseyi bitirdi, 3 bin 437 öğrencimiz üniversiteyi ka- zandı ve 976 öğrencimiz de üniver- siteden mezun oldu. Başarı tablo- muzu daha geniş kitlelerle paylaş- mak ve daha çok kızımıza ulaşmak bizim için çok önemli” dedi. Karde- lenler’i anlatan film, Naitonal Geog- raphic kanalõ yapõmcõlarõndan Ivan Bouso ve ünlü İspanyol fotoğrafçõ Ti- no Soriano tarafõndan 11 kişilik ekip- le 8 ayda tamamlandõ. Fim Balçova Kipa Cinebonus Sinema- sõ’nda, 24-30 Eylül tarihleri arasõnda 5 lira karşõlõğõnda izlenecek. Gelir yeni- den bu projeye aktarõlacak. S avcõ Mehmet Ali Pekgüzel, avukat Vural Ergül’ün bazõ gazete ha- berlerine atfen Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün tanõk olarak din- lenilmesi talebinin yargõlamaya bir yenilik katmayacağõndan reddine karar verilmesini istedi. Ancak iddialar nedeniyle Adalet Ba- kanlõğõ‘na yazõ yazõlarak Cumhuriyet savcõlarõ Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkõn’õn İstanbul cumhuriyet Savcõlõğõ’na atama ka- rarlarõ ile CMK 250. maddesi ile yetkilendirilmelerine ilişkin kararla- rõn onaylõ bir örneğinin mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine ka- rar verilmesini talep etti. Avukat Ergül, mahkemeye verdiği dilekçede, Cumhurbaşkanõ Gül’ün 17 Mayõs 2006 tarihinde düzenlenen Danõştay saldõrõsõndan hemen sonra, dönemin Başbakan Yardõmcõsõ ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanõ sõfatõyla emniyet ve MİT yöneticile- riyle toplantõ düzenlediğini ve Gül’ün yetkililere “delillendirip, anlatõn, yakalansõnlar, yargõlansõnlar” talimatõ verdiğini öne sürmüştü. ‘GÜL’ÜN TANIKLIĞI DAVAYA YEN L K KATMAZ’ SEFERİHİSAR BALIK ÇİFTLİĞİ İSTEMİYOR Türkiye’nin tek “Sakin Şehri” (Cit- tislow) Seferihisar, Sığacık Körfe- zi’nde kurulmak istenen orkinos ba- lık çiftliğine karşı sesini giderek da- ha fazla yükseltiyor. İlçede dün baş- layan 1. Cittaslow Festivali kapsa- mında yöre halkı, sanatçılarla bir- likte denize açılarak, “Nasıl ki, İz- mir’in Konak Meydanı’nda, hayvan çiftliği kurulamazsa Seferihisar sa- hillerinde de balık çiftliği olmaz” vur- gusu yaptı. Yaklaşık 50 tekneyle de- nize açılan halk, Akvaryum Ko- yu’nda denize de girdi. Bölge sakin- leri, istemleri karşılığını buluncaya kadar eylemlerine devam edecek. Anıtkabir’e anlamlı ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yargõ Çalõşanlarõ Derneği, üyele- ri adli yõlõn açõlõşõnõ Anõtkabir’i ziyaret ederek gerçekleştirdi. Dernek başkanõ İbrahim Başyurt, “Yargõ çalõşanlarõnõn sessiz çõğlõklarõnõ duyurmak hepimizin en asli görevidir” diye konuştu. Baydemir’e soruşturma DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - BDP’nin referandum çalõş- malarõ kapsamõnda 5 Eylül’de Diyar- bakõr’da düzenlenen mitinginde ko- nuşan Diyarbakõr Büyükşehir Beledi- ye Başkanõ Osman Baydemir ve BDP İl Başkanõ Nijad Yaruk hakkõnda so- ruşturma açõldõ. Baydemir ve Yaruk’a ifade için tebligat gönderildi. İstanbul’da yollar kapalı İstanbul Haber Servisi - İstan- bul’un kurtuluşunun 87. yõlõ kutlama provalarõ nedeniyle bugün Vatan Cad- desi ve bağlõ yollar 07.00’den prova- larõn bitimine kadar kapalõ olacak. Taşocağında göçük İstanbul Haber Servisi - Sultan- gazi’de İkinci Cebeci Yolu’ndaki bir taşocağõnda göçük meydana geldi. İş makinesi operatörü Emin Kõlõç öldü. Tanrıyar yaşamını yitirdi Haber Merkezi - Gazeteci Emin Tanrõyar geçen cuma, Denizli’de kalp krizi geçirerek öldü. Tanrõyar’õn cena- zesi bugün Ankara Hacõbayram Cami- si’ndeki öğle namazõndan sonra Cebe- ci Asri Mezarlõğõ’nde defnedilecek. ‘Domates etle yarışacak’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye Ziraatçõlar Derneği Baş- kanõ İbrahim Yetkin, tõrmanan doma- tes fiyatlarõna dikkat çekti. Yetkin, “Domatesin fiyatõ etle yarõşacak” dedi. Sayısal Loto çekildi 9,13,15,19, 26, 39 NATIONAL GEOGRAPHIC Marmara alarm veriyor İstanbul Haber Servisi - Türk Deniz Araştõr- malarõ Vakfõ (TÜDAV) Başkanõ Prof.Dr. Bay- ram Öztürk, Marmara Denizi kõyõlarõnõn ve Çanakkale Boğazõ’nõn büyük bir risk altõnda ol- duğunu belirterek “Son 10 yılda Marmara De- nizi’nde balık miktarında yüzde 60 azalma oldu. Milyonlarca metreküp su, arıtılmadan Marmara Denizi’ne gidiyor” dedi. TÜDAV’õn düzenlediği “Marmara Denizi 2010 Sempozyumu” dün Bakõrköy’deki Yunus Emre Kültür Merkezi’nde başladõ. Prof. Öztürk, sempozyumun açõlõş konuşmasõnda şunlarõ söyle- di: “İstanbul’da 3. köprüye karşıyız. İstan- bul’un trafik sıkışıklığının çözümü ancak Marmara’nın bir ulaşım coğrafyası olarak ele alınması ve kullanılmasıyla mümkün olabile- cektir.” Marmara Denizi’nin çöp ve lağõm çuku- ru olarak kullanõldõğõna dikkat çeken Öztürk, “Birçok tesiste arıtma cihazı bile yok. Arıtma tesisleri kurulmalı ve biyolojik arıtma yapıl- malı” dedi. Sempozyum bugün sona erecek. ARITMA TES SLER KURULMALI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle