Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
toplumu bizden olanlar-olmayanlar diye ayıran eski
söylemlerinden vazgeçmiş görüntüsü veren
üçüncü konuşması bu.
Değişim mi geçiriyor, yoksa bu ılımlı konuşmalar
genel seçime doğru izleyeceği yeni stratejinin bir
parçası mı, anlamak zor.
Üstelik RTE; hangi kaygıları gidecek?
İşçinin, memurun, emeklinin, köylünün, çiftçinin
yaşamla ilgili maddi kaygılarını gidermek
hükümetin elinde.
Sadece hükümetin değil, devletin bütün
olanakları RTE’nin elinde.
Partisinin başarıları için bu olanakları zaten tepe
tepe kullanıyor.
Şunun şurasında genel seçime on ay kaldı.
Sandık telaşı sardı RTE’yi.
Şimdi oy derdine aradığı yeni çareleri, yüzde 42
hayır’ın “kaygılarını gidereceği” sloganıyla
özetliyor..
Sekiz yıldır kullandığı devlet olanaklarının yüzde
42’nin kaygılarını gidermekte yeterli olmadığını
saptarsa.. memura, işçiye, işçi-memur emeklisine,
üreticinin köylüsüne çiftçisine.. bulup uygulayacağı
yeni yöntemlerle devlet ve hükümet olanaklarını bol
kepçe dağıtmaya hazırlanıyor, demektir.
Bu, kaygıları giderme vaadinin bir yüzü.
Madalyonun bir de öteki yüzü.
RTE’nin fazla önemsemediği, marjinal gruplar
diye burun kıvırdığı kesimlerin kaygılarını
giderebilecek mi?
Ülkeyi tek adamlığa sürüklediğini…
Toplumsal yaşamı adım adım kafasındaki yaşam
biçimine oturtmak için yasal ve anayasal
önlemlere başvurduğunu ve başvuracağını…
Üniversiteyi türbanlı başlara baş sallayanlarla
doldurduğunu.. yargı bağımsızlığına darbe
vurduğunu…
Medyayı dikensiz gül bahçesine çevirme
girişimlerine daha hız vereceğini…
Ülkeyi önce laikler ve laik karşıtları diye ikiye
böldüğünü…
Çeşitli tertiplerle askerin ülke sorunları üzerinde
konuşmasını engellediğini...
Cumhuriyeti etnik grupların paylaşacağı bir
ortama sürüklediğini içeren kaygıları giderecek mi?
Mesleğe dönüşen yalakalığın maaşa bağlandığı
bu ülkede, giderecektir diyenler olacaktır elbette.
Giderecektir elbette ama balık kavağa çıktığı
zaman!
“Hayır diyen kesimlerin korkularını, kaygılarını,
endişelerini anlamak, empati kurmak, bu
duygularını anlamaya çalışmak her partinin temel
göreviymiş” amma velakin partisi zaten hayır
diyenlerin korkularını, kaygılarını, endişelerini
anlayan bir parti imiş.
Sanki bu sözlerini duyan da zemzem suyuyla
yıkanmış mübarek diyecek.
“Gerekiyorsa” diyor: Evet; “Gerekirse bu noktada
kendimizi sorgularız!”
Tecâhülü ârifâneden gelmenin ustası RTE bu,
sözleri de bu tanımın dik âlâsı!
Partisi ve kendisi ülkeye yaydıkları korku
imparatorluğunu yaratmadılar sanki.
Korku, kaygı, endişe… Türkiye’nin devr-i
iktidarlarında yaşadığı gerçekler değil de, başka
ülkelerde izlenen demokrasi dışı gerçekler!
Büyük demokrat RTE’nin derin bilgisizliğini
kanıtlayan sözlerine ne demeli?
“Diktatörlük sivil işi değildir” derken; ünlü Hitler
ve Mussolini gibi diktatörlerin asker değil, sivil
olduğunu bilmezden geliyor.
Her ikisi de bal gibi sivil diktatörlerdi!
Faşist Hitler sivil diktatörlüğünü oturtmak için
önce orduyu, yargıyı ve basını susturdu.
Sivil diktatörlük peşindeki RTE ise; Cumhuriyetin
güvencesi orduyu, anayasa değişikliği ile yargıyı ve
yıllardır medyayı susturmak için yasal-idaresel her
türlü baskıyı içeren önlemleri alıyor, uyguluyor. Bu
türden önlemleri almaya devam edeceği işaretlerini
veriyor.
Ülkeyi tepeden yönetmek için başkanlık
rejiminin, sivil diktatörlüğün peşinde!
Adı RTE ya, adının önüne koyduğu ve kendine
yakıştırdığı sıfat: Demokrat!
SAYFA 26 EYLÜL 2010 PAZARCUMHUR YET
10 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Eylül
Oslo PB 11
Helsinki PB 10
StockholmPB 13
Londra Y 13
AmsterdamY 15
Brüksel Y 14
Paris PB 14
Bonn Y 16
Münih Y 16
Berlin PB 17
Budapeşte Y 19
Madrid B 18
Viyana Y 12
Belgrad Y 25
Sofya Y 17
Roma Y 21
Atina Y 27
Zürih Y 11
Moskova Y 18
Aşkabat B 23
Taşkent B 26
Bakû B 24
Bişkek PB 21
Tiflis PB 22
Kahire B 34
Şam B 34
İstanbul Y 29
Edirne Y 26
Kocaeli Y 30
Çanakkale Y 25
İzmir Y 27
Manisa Y 30
Denizli Y 32
Zonguldak B 27
Sinop PB 26
Samsun PB 27
Trabzon PB 27
Giresun PB 24
Ankara B 30
Eskişehir Y 27
Konya PB 28
Sıvas PB 29
Antalya B 29
Adana PB 35
Mersin PB 33
Diyarbakır B 35
Şanlıurfa B 35
Mardin B 31
Siirt B 33
Hakkâri PB 27
Van PB 24
Kars PB 24
Ülkemizin geneli par-
çalı bulutlu, Marmara,
Ege, Göller Yöresi ile
Antalya’nın batı ilçeleri,
Eskişehir, Konya’nın ba-
tı ilçeleri, Ankara’nın ba-
tı ilçeleri, Bolu, Düzce,
Artvin, Ardahan, Kars-
Ağrı, Iğdır ve Erzurum
çevreleri aralıklı ve gök-
gürültülü sağanak ge-
çecek. Hava sıcaklığı
Marmara ve Ege’de
poyrazın etkisini kay-
betmesi ve lodosa dön-
mesiyle birlikte 2-4 de-
rece artacak, diğer böl-
gelerde önemli bir deği-
şiklik olmayacak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
partisinin genişletilmiş il başkanları
toplantısında konuşmuş:
“Yüzde 58 Türkiye aşkıyla evet
derken, yüzde 42 de Türkiye aşkıyla
hayır demiştir. Evet diyenler bu ülke-
nin birliğini, bütünlüğünü ne kadar
önemsiyorsa, hayır diyenler de o ka-
dar önemsiyordur” demiş.
Bunlar güzel sözler…
Dilerim Başbakan’ın bu söylemi, ik-
tidarın, özellikle de güvenlik güçleri-
nin eylemlerine yansır.
“Mahalle baskısı, gizli gündem,
gizli ajanda, sivil vesayet gibi AKP ile
asla yan yana gelmeyecek kavramlar
bugün bir kez daha gündeme getiri-
liyor. Isıtılıyor. Gerçek nedenler giz-
lenerek
. Halkoylaması süre-
cinde
Lokal olayları Türki-
ye manzarası gibi sergileyenlerin son
derece bayat bir oyun içinde oldu-
ğunu aziz milletimiz görüyor.
. Derdi fatura
kesmek. Bir defa bu olayları değer-
lendirirken samimi ve dürüst olun. Bu
yapay olayları manşet, sürmanşet
atarak böyle yansıtmak, ülkeyi böy-
leymiş gibi göstermek, bunlar doğru
şeyler değil. Bunların yansımaları,
ne ülke içinde ne ülke dışında Türki-
ye’ye bir şey kazandırmaz.
” demiş.
AKP’yi “mahalle baskısından”, “giz-
li gündem” sahibi olmaktan, “gizli
ajandadan”, “sivil vesayetten” tenzih
etmesi, arındırması güzel.
Dilerim bu görüşleri de AKP ikti-
darının bundan sonraki uygulamala-
rıyla örtüşür!
Fakat İnegöl, Dörtyol ve Tophane
olaylarını aynı biçimde “kışkırtma” di-
ye nitelemesini garipsedim:
Çünkü bu olayların failleri, mu-
hatapları ve konuları çok değişik.
Şimdi burada uzun çözümlemeler
yapmak istemiyorum ama bu olay-
ların hepsini “iktidara karşı bir kış-
kırtma” olarak görmek bana bir hay-
li ters geldi.
Doğru teşhisler konamazsa,
doğru çözümler üretilemez.
Ayrıca Başbakan’ın bunların yazıl-
masını istememesi de doğru değil.
Bir haberi şu ya da bu nedenle
engellemek, demokratik değil, dik-
tatörce bir davranıştır.
Gazetecilerle yaptığı dünkü top-
lantıda da bu görüşlerine benzer
sözler söylemesi demokrasi adına
bir kazanç olarak görülemez.
Tabii konuşma uzun.
Referandum sonuçlarını değer-
lendirmiş…
Muhalefete çatmış…
Medyaya çatmış…
Ve bu arada önemli bir şey daha
söylemiş:
“Sivil diktatörlük diye bir kavram olur
mu? Sivilin işi değildir diktatörlük. Si-
vil ve diktatörlük ifadesini yan yana
koymak kadar büyük bir cehalet ol-
maz” demiş.
Başbakan’ın bu sözleri bana, he-
men akla gelen ünlü diktatörlerin as-
ker değil, sivil olduklarını anımsat-
tı:
Hitler’in askerlikle ilgisi, Birinci
Dünya Savaşı’nda Bavyera ordu-
sunda onbaşı rütbesi ile savaşması-
dır.
Mussolini ise hayata öğretmen
olarak başlamış, askerlik yapma-
mak için İsviçre’ye kaçmış, ülkesine
döndükten sonra gazetecilik yap-
mıştır.
Askerlikle ilgisi Birinci Dünya Sa-
vaşı’na katılmış ve yaralanmış olma-
sıdır.
Portekiz diktatörü Salazar ise eko-
nomi profesörüdür.
Sanıyorum Başbakan’ın konuş-
malarını hazırlayan ya da bizzat ken-
disinin hazırladığı konuşmalarda yar-
dımcı olan danışmanları daha dikkatli
olmalıdır.
Tabii son söz olarak “
deyişini anım-
satmak isterim.
Gözaltındaki tutukluluk süreleri
artık yıllarla ölçülmeye başlayan
gazeteciler, aydınlar, politikacılar,
rektörler hapisteyken hiçbir “de-
mokrasi söyleminin” fazla inandı-
rıcı olması beklenemez!
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Başbakan’ın Konuşması
Ne Kadar İnandırıcı?
Sanõk Yõldõrõm’õn örgütün toplandõğõnõ iddia ettiği yerin incelenmesi talep edildi
Savcılar keşif istediİstanbul Haber Servisi - Birinci
Ergenekon davasõnda savcõ Mehmet
Ali Pekgüzel, sanõk Osman Yıldı-
rım’õn Cumhuriyet’e atõlan bomba-
larõn kendisine verildiğini, örgüt
toplantõlarõnõn yapõldõğõnõ iddia ettiği
Ataşehir’deki iki adreste Osman
Yõldõrõm ile birlikte keşif yapõlmasõnõ
istedi. İşçi Partisi Genel Başkanõ Do-
ğu Perinçek, mahkemenin yazõsõ
üzerine dosya kapsamõndaki belge-
lerle ilgili olarak Jandarma Genel
Komutanlõğõ’nda (JGK) hazõrlanan
raporun Ergenekon belgelerinin ken-
disi ve partili arkadaşlarõnõn tutuk-
lanmasõndan sonra hazõrlandõğõnõ
ortaya koyduğunu savundu.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi
tarafõndan görülen davanõn önceki
günkü duruşmasõnda JGK raporun-
da bilirkişinin “Ergenekon” adõnõn
belgelere sonradan eklendiğinin tes-
pit edildiğini anlatan Perinçek, ra-
porda Ergenekon belgelerine virüs
bulaştõğõnõn belirlendiğini ve virüsün
belgelerin adlarõnõ değiştirerek
OPEY-A olarak kaydedilmesine ne-
den olduğunun belirtildiğine dikkat
çekti. Perinçek, raporda dosya kap-
samõndaki 50 belge hakkõnda hep-
sinin aynõ tarihte oluşturulduğu, bu
belgeleri yazan ve kayda geçirenin
Tuncay Güney’in çalõştõğõ Strateji
dergisinin yöneticisi daha önce tah-
liye edilen sanõk Ümit Oğuztan ol-
duğunun anlatõldõğõnõ belirtti. JGK
raporunda, “Bunların evveliyatı
yoktur. Aşağı yukarı hepsi aynı ta-
rihte oluşturulmuştur. Bu yazılar
bir dergi için hazırlanmış yazıla-
ra benzemektedir. Bu yazıların içe-
rikleri, Strateji dergisindeki çeşitli
yazılarla örtüşmektedir” şeklinde
tespitler yapõldõğõnõ aktaran Perinçek
şu iddialarda bulundu:
“Rapor belgelerin dolandırıcılık
amaçlı yazıldığını ve Kilyos Kızıl-
kaya’da köylülerin biz ‘kontgeril-
layõz’ diye tehdit edildiğini de or-
taya çıkarmış. Bu 50 belgenin
hepsinin tek tek oluşturma ta-
rihi, konumu, değiştirme tari-
hi olarak yazılmış. Bu belgele-
rin çoğunun 12 Mart 2008 Çar-
şamba günü yazıldığı ortaya çı-
kıyor. Yani bizim gözaltına
alınmamızdan hemen önce. Bu
tarih Tuncay Güney’in de Tür-
kiye’ye getirildiği tarih. Lobi
belgesi biz tutuklanmadan 9
gün önce tanzim edilmiş. Biz
Doğu Perinçek’leri tutuklaya-
cağız gelin yeniden tanzim ede-
lim demişler. 9 gün önce belgeyi
değiştirmişler. Fethullahçõ Glad-
yo diyoruz ya bunlar belge
üretirler, belge tanzim ederler,
işte kanıtı. Biz tutuklanmadan
9 gün önce tanzim etmişler.”
İddia makamõnõn görüşlerini
açõklayan savcõ Mehmet Ali
Pekgüzel, Osman Yõldõrõm ile
birlikte Ataşehir’e gidilerek
davaya konu 2 ayrõ evi göster-
mesinin istenilmesine, gösteri-
len yerlerde mahkemece keşif
icra edilmesine, tanõklarõn ke-
şif yerinde hazõr edilmesinin is-
tenilmesine karar verilmesi
mütalaasõnda bulundu.
Talepleri celse arasõnda de-
ğerlendirmeye karar veren
mahkeme, davayõ 19 Ekim’e
erteledi.
Medresede defile
için geniş güvenlik
önemleri alõndõ
MARDİN (Cumhuriyet) - Mardin’deki 700 yõllõk tarihi Ka-
sõmiye Medresesi’nde modacõ Cemil İpekçi’nin düzenlediği de-
file dün gerçekleştirilirken defile öncesi kentteki 44 sivil top-
lum örgütünün tepkisi üzerine geniş güvenlik önlemleri alõndõ.
Medrese ziyarete kapatõlõrken defilenin son provasõ polis eşli-
ğinde yapõldõ. İpekçi için de bir koruma ekibi görevlendirildi.
Defile öncesi verilecek kokteyl de tepkiler üzerine iptal edildi.
‘Kardelenler’
belgeseli
gösterimde
METE KIZIK
İZMİR - Turkcell’in Çağdaş Yaşamõ
Destekleme Derneği ’yle (ÇYDD) bir-
likte yürüttüğü “Kardelenler” projesi-
nin başarõ öyküsünü anlatan ve dünya-
ca ünlü National Geopraphic tarafõn-
dan çekilen belgesel film İzmir’de
gösterime girdi.
Filmin gösteriye girmesiyle ilgili ön-
ceki akşam yapõlan toplantõda konuşan
Turkcell Kurumsal Sorumluluklar
Müdürü Aslı Ünlü, “Kız çocukları-
nın meslek sahibi, ufku açık birey-
ler haline gelmelerini hedeflediği-
miz Kardelenler, 10 yıl içinde bizle-
ri çok mutlu eden bir noktaya ulaş-
tı. 2000 yılından bu yana yaklaşık
20 bin kız öğrenciye burs verdik. 9
bin 634 öğrencimiz liseyi bitirdi, 3
bin 437 öğrencimiz üniversiteyi ka-
zandı ve 976 öğrencimiz de üniver-
siteden mezun oldu. Başarı tablo-
muzu daha geniş kitlelerle paylaş-
mak ve daha çok kızımıza ulaşmak
bizim için çok önemli” dedi. Karde-
lenler’i anlatan film, Naitonal Geog-
raphic kanalõ yapõmcõlarõndan Ivan
Bouso ve ünlü İspanyol fotoğrafçõ Ti-
no Soriano tarafõndan 11 kişilik ekip-
le 8 ayda tamamlandõ.
Fim Balçova Kipa Cinebonus Sinema-
sõ’nda, 24-30 Eylül tarihleri arasõnda 5
lira karşõlõğõnda izlenecek. Gelir yeni-
den bu projeye aktarõlacak.
S
avcõ Mehmet Ali Pekgüzel, avukat Vural Ergül’ün bazõ gazete ha-
berlerine atfen Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün tanõk olarak din-
lenilmesi talebinin yargõlamaya bir yenilik katmayacağõndan
reddine karar verilmesini istedi. Ancak iddialar nedeniyle Adalet Ba-
kanlõğõ‘na yazõ yazõlarak Cumhuriyet savcõlarõ Zekeriya Öz, Mehmet Ali
Pekgüzel ve Nihat Taşkõn’õn İstanbul cumhuriyet Savcõlõğõ’na atama ka-
rarlarõ ile CMK 250. maddesi ile yetkilendirilmelerine ilişkin kararla-
rõn onaylõ bir örneğinin mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine ka-
rar verilmesini talep etti. Avukat Ergül, mahkemeye verdiği dilekçede,
Cumhurbaşkanõ Gül’ün 17 Mayõs 2006 tarihinde düzenlenen Danõştay
saldõrõsõndan hemen sonra, dönemin Başbakan Yardõmcõsõ ve Terörle
Mücadele Yüksek Kurulu Başkanõ sõfatõyla emniyet ve MİT yöneticile-
riyle toplantõ düzenlediğini ve Gül’ün yetkililere “delillendirip, anlatõn,
yakalansõnlar, yargõlansõnlar” talimatõ verdiğini öne sürmüştü.
‘GÜL’ÜN TANIKLIĞI DAVAYA YEN L K KATMAZ’
SEFERİHİSAR BALIK ÇİFTLİĞİ İSTEMİYOR
Türkiye’nin tek “Sakin Şehri” (Cit-
tislow) Seferihisar, Sığacık Körfe-
zi’nde kurulmak istenen orkinos ba-
lık çiftliğine karşı sesini giderek da-
ha fazla yükseltiyor. İlçede dün baş-
layan 1. Cittaslow Festivali kapsa-
mında yöre halkı, sanatçılarla bir-
likte denize açılarak, “Nasıl ki, İz-
mir’in Konak Meydanı’nda, hayvan
çiftliği kurulamazsa Seferihisar sa-
hillerinde de balık çiftliği olmaz” vur-
gusu yaptı. Yaklaşık 50 tekneyle de-
nize açılan halk, Akvaryum Ko-
yu’nda denize de girdi. Bölge sakin-
leri, istemleri karşılığını buluncaya
kadar eylemlerine devam edecek.
Anıtkabir’e anlamlı ziyaret
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yargõ Çalõşanlarõ Derneği, üyele-
ri adli yõlõn açõlõşõnõ Anõtkabir’i ziyaret
ederek gerçekleştirdi. Dernek başkanõ
İbrahim Başyurt, “Yargõ çalõşanlarõnõn
sessiz çõğlõklarõnõ duyurmak hepimizin
en asli görevidir” diye konuştu.
Baydemir’e soruşturma
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - BDP’nin referandum çalõş-
malarõ kapsamõnda 5 Eylül’de Diyar-
bakõr’da düzenlenen mitinginde ko-
nuşan Diyarbakõr Büyükşehir Beledi-
ye Başkanõ Osman Baydemir ve BDP
İl Başkanõ Nijad Yaruk hakkõnda so-
ruşturma açõldõ. Baydemir ve Yaruk’a
ifade için tebligat gönderildi.
İstanbul’da yollar kapalı
İstanbul Haber Servisi - İstan-
bul’un kurtuluşunun 87. yõlõ kutlama
provalarõ nedeniyle bugün Vatan Cad-
desi ve bağlõ yollar 07.00’den prova-
larõn bitimine kadar kapalõ olacak.
Taşocağında göçük
İstanbul Haber Servisi - Sultan-
gazi’de İkinci Cebeci Yolu’ndaki bir
taşocağõnda göçük meydana geldi. İş
makinesi operatörü Emin Kõlõç öldü.
Tanrıyar yaşamını yitirdi
Haber Merkezi - Gazeteci Emin
Tanrõyar geçen cuma, Denizli’de kalp
krizi geçirerek öldü. Tanrõyar’õn cena-
zesi bugün Ankara Hacõbayram Cami-
si’ndeki öğle namazõndan sonra Cebe-
ci Asri Mezarlõğõ’nde defnedilecek.
‘Domates etle yarışacak’
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye Ziraatçõlar Derneği Baş-
kanõ İbrahim Yetkin, tõrmanan doma-
tes fiyatlarõna dikkat çekti. Yetkin,
“Domatesin fiyatõ etle yarõşacak” dedi.
Sayısal Loto çekildi
9,13,15,19, 26, 39
NATIONAL GEOGRAPHIC
Marmara
alarm veriyor
İstanbul Haber Servisi - Türk Deniz Araştõr-
malarõ Vakfõ (TÜDAV) Başkanõ Prof.Dr. Bay-
ram Öztürk, Marmara Denizi kõyõlarõnõn ve
Çanakkale Boğazõ’nõn büyük bir risk altõnda ol-
duğunu belirterek “Son 10 yılda Marmara De-
nizi’nde balık miktarında yüzde 60 azalma
oldu. Milyonlarca metreküp su, arıtılmadan
Marmara Denizi’ne gidiyor” dedi.
TÜDAV’õn düzenlediği “Marmara Denizi
2010 Sempozyumu” dün Bakõrköy’deki Yunus
Emre Kültür Merkezi’nde başladõ. Prof. Öztürk,
sempozyumun açõlõş konuşmasõnda şunlarõ söyle-
di: “İstanbul’da 3. köprüye karşıyız. İstan-
bul’un trafik sıkışıklığının çözümü ancak
Marmara’nın bir ulaşım coğrafyası olarak ele
alınması ve kullanılmasıyla mümkün olabile-
cektir.” Marmara Denizi’nin çöp ve lağõm çuku-
ru olarak kullanõldõğõna dikkat çeken Öztürk,
“Birçok tesiste arıtma cihazı bile yok. Arıtma
tesisleri kurulmalı ve biyolojik arıtma yapıl-
malı” dedi. Sempozyum bugün sona erecek.
ARITMA TES SLER KURULMALI