20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Bir Başka Açıdan Referandum Sonuçları (1) Referandumda, Yüksek Seçim Kurulu’nun açıkladığı sonuçlara göre, gümrük ve cezaevleri dahil 52.051.828 kayıtlı seçmenden 38.369.253’ü (Yüzde 73.7) oy kullandı. Bunlardan 21 milyon 788 bin 911’i (Yüzde 57.88) hükümetin hazırladığı anayasa değişiklik paketine “Evet”, 15.854.379’u ise (Yüzde 42.12) “Hayır” dedi. 725.963 oy da çeşitli nedenlerden ötürü geçersiz sayıldı. AKP’liler referandum sonuçlarını “büyük başarı” olarak kutluyorlar; aslında ortada büyük bir başarı görünmüyor, 58-42 aşağı yukarı “beklenen” bir sonuçtu. Bu durum ters açıdan CHP için de geçerlidir, dolayısıyla onların da üzüntülerini abartmalarına gerek yoktur, düşüncesindeyim. “Beklenen” bir sonuçtu deyince doğal olarak bunu açıklamak gerekiyor. Referandum sonuçlarını sayısal olarak üç coğrafi bölgede (Marmara, Ege ve Akdeniz) irdelemeye çalıştım. Kent adlarının yanındaki ‘E’ harfi referandum sonucu bağlamında ‘evet’i, ‘H’ harfi de ‘hayır’ı gösteriyor. Marmara Bölgesi’nde 11 kent yer alıyor: Balıkesir (H), Bilecik (H), Bursa (E), Çanakkale (H), Edirne (H), İstanbul (E), Kırklareli (H), Kocaeli (E), Sakarya (E), Tekirdağ (H), Yalova (E). Bunlardan 5’i evet, 6’sı da hayır oyu vermiş. Bölgedeki seçmen sayısı 15.343.570; bu seçmenlerin yüzde 76’sı (11.666.959) sandığa gitmiş, 6.205.960 kişi (Yüzde 53) evet, 5.460.999 kişi (Yüzde 47) hayır oyu vermiş. Burada İstanbul 3.643.896 evet ve 2.997.264 hayır oyuyla belirleyici bir rol oynuyor. Bölge, İstanbul dışarıda tutularak değerlendirildiğinde ortaya yine “evet” lehine 51- 49 gibi bir oran çıkıyor. Bu sayılar göz önüne alındığında gelecek yıl yapılacak genel seçimler öncesinde İstanbul ile birlikte Kocaeli ve Bursa gibi sanayi kentlerinde yoğun bir çalışma yürütülse CHP, Marmara Bölgesi toplamında ibreyi kendine kaydırabilir, demek sanırım yanlış olmaz. Afyon (E), Aydın (H), Denizli (H), İzmir (H), Kütahya (E), Manisa (H), Muğla (H) ve Uşak (H) illerinden oluşan Ege Bölgesi’ndeki seçmen sayısı 6.950.837’dir; bu seçmenlerin yüzde 82’si (5.706.586) oy kullanmış, 2.516.702 kişi (Yüzde 44) evet, 3.189.884 kişi de (Yüzde 56) hayır demiştir. Kıyı kenti olmayan illerden Afyon ve Kütahya’da seçmenler ağırlıklı olarak “evet” derlerken, aynı konumdaki Manisa, Denizli ve Uşak illerindeki seçmenler ağırlıklı olarak “hayır” demişlerdir. Dolayısıyla, CHP’nin potansiyel seçmenlerinin ya da AKP karşıtlarının yalnızca Ege ve Akdeniz’in kıyı kentlerinde bulunduğu söyleminin bir “kesin doğru” olmadığı referandum sonuçlarıyla birlikte ortaya çıkmıştır. İnsanları sosyal-demokrat bir partiye yönelten güç “deniz havası” değil, bilinç düzeyidir. Akdeniz Bölgesi’ni ise Adana (H), Kahramanmaraş (E), Antalya (H), Burdur (E), Hatay (H), Isparta (E), Mersin (H), Osmaniye (E) oluşturmaktadır. Bu bölgedeki seçmen sayısı 6.224.721’dir. Bu seçmenlerin yüzde 77’si (4.776.714) oy kullanmış, 2.327.496 kişi (Yüzde 49) evet, 2.449.218 kişi de (Yüzde 51) hayır oyu kullanmıştır. Marmara, Ege ve Akdeniz’den oluşan coğrafya Türkiye’nin en gelişmiş bölgesidir. Bu geniş bölgedeki toplam seçmen sayısı 28.519.128’dir. Referandumda bu seçmenlerden 22.150.259’u (Yüzde 77.7) oy kullanmış; 11.050.158 seçmen (Yüzde 49.9) evet, 11.050.158 seçmen de (Yüzde 50.1) hayır demiştir. Coğrafi bölgeler esas alınarak belirlenen bu 27 ilde evet ve hayır oyları başa baştır. Dolayısıyla bu bölge toplam olarak ele alındığında burada “yenen” ve “yenilen”den söz etmek gerçekçi değildir. Ne var ki Orta Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ele alındığında durum değişmektedir. Bu bölgelere de gelecek yazımızda bakalım. Anayasa değişikliğiyle ilgili hal- koylamasõnda “hayır” çõkan ille- rin çoğunlukla “sahil”lerde ol- malarõnõn dõşõnda önemli bir özel- likleri daha var. Hemen tümü ül- kedeki en “okuyan” iller olduğu gibi, yine büyük çoğunluğu “kal- kınmışlık sıralamasında” üst dü- zeyleri paylaşõyorlar... Buna karşõlõk “evet” oylarõnõn çoğunlukta olduğu illerin önemli bir kesimindeyse eğitim durumu ül- kenin en gerisindeki göstergeleri verirken kalkõnmõşlõk sõralama- sõnda da altlarda yer alõyorlar. Bu nedenle denebilir ki ülke düzeyindeki oylarla referandum sonucunu “eğitimsiz” ve “kalkı- namamış” iller belirlemiş olurken “okumuş” insan sayõsõ fazla olan ve “kalkınma”da öne çõkan illerin anayasa değişikliğine “hayır” de- meleri, nüfus ve seçmen dağõlõmõ nedeniyle sonucu belirlemede et- kili olamadõ. Oranı ‘eğitim’ belirledi Örneğin yüzde 94-96 düzeyinde en çok “evet” oyu çõkan Ağrı, Bat- man, Bingöl, Siirt, Şanlıurfa, Diyarbakır, Hakkâri ve Mar- din, aynõ zamanda hem ilk ve or- taöğrenimin hem de yükseköğre- nim mezunlarõnõn en az olduğu il- ler. Bunun yanõ sõra kalkõnmõşlõk düzeylerine göre düzenlenen iller sõralamasõnda da alt sõralardalar... Buna karşõn en çok “hayır” oyu çõkan Tunceli’yi (yüzde 81) bilinen siyasi ve kültürel tercihi ne- deniyle hariç tutacak olursak, Kırk- lareli (yüzde 74) Edirne (yüzde 73), Muğla (yüzde 69) ve Tekir- dağ (yüzde 64) hem yükseköğre- nim mezunlarõ hem de kalkõnmõş- lõk sõralamasõndaki yerleri açõsõn- dan en üst sõralarõ paylaşõyorlar. Bunlardan Kõrklareli, DPT’nin 2003 verilerine göre sosyo-eko- nomik gelişmişlik sõralamasõnda 81 il içersinde 11. sõrada. Eğitimde de 7. sõraya yükselmiş durumda. Edirne 2010 yõlõ YGS-LYS so- nucu yükseköğrenime yerleştir- mede yüzde 54.97 oranõyla “Tür- kiye 2”ncisi. Bu ilimiz de özellik- le yükseköğrenim mezunlarõ açõ- sõndan ülkedeki ilk 10 ilin arasõn- da yer alõrken, eğitimdeki genel gö- rünüm de halk oylamasõndaki ter- cihlerin niteliğini açõklamaya ye- tiyor. Örneğin SBS’de 6. sõnõfta toplam doğru cevap yüzdesi en yüksek il, referandumdaki “hayır” şampiyonlarõndan Çanakkale, en düşük il ise “hayır”cõlarõn lider- lerinden Hakkâri.... 7. sõnõflarda ise doğru cevap yüzdesinin en yüksek olduğu il yi- ne “evet”in en yüksek çõktõğõ il- lerden Muğla, en düşük yine Hak- kâri. Dersler bazõnda değerlendi- rildiğinde ise örneğin Türkçeyi 6. sõnõflarda en iyi cevaplayan il “ha- yır”cõ Çanakkale ve Nevşehir, en düşük puanõ alansa “evet”çi Şan- lõurfa ve Hakkâri. Matematikte yine Çanakkale ve Burdur öne çõ- karken Hakkâri sonuncu. Referandumda “hayır” oranõnõn yüksek olduğu iller arasõndaki Si- vas’õn durumu ise kentte son yõl- larõn temel tartõşma konularõndan biri. Cumhuriyet Üniversitesi İk- tisadi İdari Bilimler Fakültesi ta- rafõndan düzenlenen ‘2. Yerel Ekonomiler Kongresi’ Sivas’õn bulunduğu durumla ilgili olarak çarpõcõ rakamlarõn da ortaya çõk- masõna neden oldu. 60 yõl önce kal- kõnmõşlõk sõralamasõnda 67 il arasõnda 8. olan Sivas, bugün 81 il arasõnda 53. sõrada bulunuyor... Kõyõda olmamasõna rağmen “hayır”cõ iller arasõnda yer alan Eskişehir’in ise iki üniversitesi ve açõk öğrenim merkeziyle nü- fusuna göre ülkenin en çok üni- versite öğrencisi bulunan “eğitim kenti” olmasõ, tercihini belirle- mede en etkin faktörlerden biri... İstanbul’da da durum aynı Ülke genelindeki bu durum, İs- tanbul’da da benzer bir görünüm yaratmõş durumda. Büyükşehir ilçeleri arasõnde “ha- yır”õn “evet”i geride bõraktõğõ il- çeler, aynõ zamanda eğitim duru- mu yüksek ve kentin “yasal-plan- lı” gelişen imarlõ bölgelerini oluş- turuyor. Büyükşehir genelinde “evet”in yüzde 55 çõkmasõna ne- den olan ilçelerin büyük çoğunlu- ğu ise kaçak ve çarpõk kentleşme- nin yoğun olduğu imarsõz yerleş- meler olmalarõnõn yanõ sõra eğitim durumunun da alt düzeylerde ol- duğu bölgeler. Metropolün bu özellikleriyle “hayır”cõ ilçeleri şunlar: Adalar, Ataşehir, Avcılar, Bakırköy, Be- şiktaş, Beylikdüzü, Büyükçek- mece, Çatalca, Kadıköy, Malte- pe, Sarıyer, Silivri, Şişli... Bunlar arasõnda en çok “ha- yır” oyu Beşiktaş, Adalar, Ba- kırköy ve Şişli’den çõktõ. En çok “evet” ise tamamõ plansõz ve ya- sadõşõ olan Arnavutköy, Sultan- beyli, Sultangazi ile kaçak yapõ bölgeleri fazla olan Pendik’ten geldi. Beykoz da özellikle orman içi kaçak yapõlaşmalara 2B affõ umuduyla “evet” diyen ilçeler arasõnda yer aldõ. Sonuç olarak ülke genelinde re- ferandumun “evet”le sonuçlan- masõnõ önemli oranda “eğitimsiz- lik” belirlerken İstanbul’da buna “imarsızlık” da eklenmiş oldu... ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Okuyan İller ‘Hayõr’ Dediler HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY 15 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ TSKİçHizmetKanunu’nun35.Maddesi-II Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK 35. madde ile Silahlõ Kuvvetler’e ve- rilen görev, 12 Mart 1971 günü Ge- nelkurmay Başkanõ Memduh Tağmaç ve Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri ko- mutanlarõnõn imzalarõyla Cumhur- başkanõ Cevdet Sunay’a verilen Muh- tõra’da bir kez daha dile getirilmiştir. Cumhuriyet döneminin TBMM dağõ- tõlmaksõzõn sonuç alan askeri müda- halesi niteliğindeki bu Muhtõra şöyle özetlenebilir: “1. Meclis ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatlarıyla yur- dumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş; Atatürk’ün bize verdiği uygarlık düzeyine ulaşmak ümidi- ni kamuoyunda yitirmiş; anayasa- nın öngördüğü reformları gerçek- leştirememiş olup, Türkiye Cum- huriyeti’nin geleceği ağır bir tehli- ke içine düşürülmüştür. 2. Türk milleti ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetler’in bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümit- sizliği giderecek çarelerin, partiler üstü bir anlayışla Meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek, anayasanın ön- gördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap ka- nunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demo- kratik kurallar içinde kurulması zorunlu görülmektedir. 3. Bu husus süratle gerçekleşti- rilmediği takdirde Türk Silahlı Kuvvetleri, kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuri- yeti’ni korumak ve kollamak gör- evini yerine getirerek, idareyi doğ- rudan doğruya üzerine almaya ka- rarlıdır.” 12 Mart 1971 Muhtõrasõ, Süley- man Demirel başkanlõğõndaki Adalet Partisi Hükümetinin çekilmesi, onun yerine –üyesi bulunduğu CHP’den ayrõlmasõ koşuluyla- Nihat Erim baş- kanlõğõnda teknokratlardan oluşan par- tiler üstü bir hükümet kurulmasõ, bu ge- lişmeler karşõsõndaki görüş ayrõlõkla- rõ nedeniyle CHP Genel Başkanõ İsmet İnönü ile Genel Sekreteri Bülent Ec- evit’in karşõ karşõya gelmesi gibi si- yasal etkileri yanõnda; 1961 Anaya- sasõ’nõn getirdiği geniş hak ve özgür- lüklerin arka arkaya yapõlan değişik- liklerle daraltõldõğõ bir dönemin baş- langõcõ olmuştur. 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi Bu dönemi Türk Silahlõ Kuvvetle- ri’nin “emir ve komuta zinciri için- de” yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi ve başlangõç- ta temel hak ve özgürlükleri son derece sõnõrlandõran 1982 Anayasasõ’nõn ya- põlmasõ izlemiştir. Fakat bu yeni dö- nemde Milli Güvenlik Konseyi’nce çõ- karõlan 27.10.1980 tarih ve 2324 sayõlõ Anayasa Düzeni Hakkõnda Kanun, 29.6.1981 tarih ve 2485 sayõlõ Kuru- cu Meclis Hakkõnda Kanun gibi ana- yasal belgelerin başlangõcõnda askeri müdahalenin gerekçesi tarihi sorum- luluk duygusu, devletin varlõğõnõ ve ba- ğõmsõzlõğõnõ, ülkenin ve milletin bö- lünmezliğini korumak, amaçlarõ ise ye- ni anayasayõ, siyasi partiler ve seçim kanunlarõnõ yapmak olarak açõklan- makla birlikte; TSK İç Hizmet Kanu- nu’nun 35. maddesini bu müdahalenin hukuki dayanağõ olarak gösteren her- hangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Devlet ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanõ unvanlarõyla hareketin başõnda yer alan Kenan Evren’in 12 Eylül 1980 günü askeri müdahalenin ne- denlerini ve amaçlarõnõ açõkladõğõ rad- yo ve televizyon konuşmasõnda da bu yolda herhangi bir ifade yoktur. 7.11.1982 tarih ve 2709 sayõlõ Tür- kiye Cumhuriyeti Anayasasõ da, baş- langõç bölümünün -23.7.1995 tarih ve 4121 sayõlõ Kanun’la yapõlan de- ğişiklikten önceki- ilk metninde, “Ebe- di Türk vatan ve milletinin bütün- lüğüne ve kutsal Türk devletinin varlığına karşı, Cumhuriyet dev- rinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada; Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, mille- tin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekâtı sonucunda, Türk milletinin meşru temsilcileri olan Danışma Meclisi’nce hazırla- nıp, Milli Güvenlik Konseyi’nce son şekli verilerek Türk milleti ta- rafından kabul ve tasvip... olunan bu anayasa(nın)... demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sev- gisine emanet ve tevdi” olunduğu ifa- de edilmiştir. Görüldüğü gibi, burada da TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinden doğrudan veya dolaylõ biçimde söz eden bir ibareye yer ve- rilmemiştir. Kolayca anlaşõlacağõ gibi, yeni ana- yasal belgelerde -geçmişteki örnekle- rin anõlmasõ yoluyla da olsa- Silahlõ Kuvvetlere siyasal yaşama müdahale yetkisi verme anlamõnõ taşõyabilecek ifadelerden kaçõnõlmõştõr. Silahlõ Kuv- vetler’in milli güvenlik siyasetiyle il- gili olarak siyasal konularda görüş ve önerilerini ifade edeceği tek anayasal organ, Milli Güvenlik Kurulu’dur (AY m. 118). Karşılaştırmalı hukuk Konuya karşõlaştõrmalõ hukuk açõ- sõndan bakõldõğõnda bizdeki TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesine benzer bir hükmün 27 Aralõk 1978 ta- rihli İspanyol Anayasasõ’nõn 8. mad- desinde yer aldõğõ görülür. Bu mad- denin 1. fõkrasõ şöyledir: “Kara, de- niz ve hava kuvvetlerinden oluşan si- lahlı kuvvetlerin görevi, İspanya’nın egemenlik ve bağımsızlığını garan- ti etmek, ülke bütünlüğünü ve ana- yasal düzenini savunmaktır.” CHP’nin önerisi İki CHP milletvekilinin imzasõnõ ta- şõyan kanun teklifi ile TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi için önerilen metin de şöyle: “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi, Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cum- huriyeti’ni, parlamenter demokra- tik sistemin işlerliği çerçevesinde ve anayasaya bağlı olarak korumak- tır.”(2). Dikkat edilirse, kanun tekli- finde görevin kötüye kullanõlmasõ ola- sõlõğõna karşõ bir yandan “parlamen- ter demokratik sistemin işlerliği”, öbür yandan “anayasaya bağlı” ol- mak biçiminde iki sõnõr çizilmektedir. Ancak önerilen metnin gereksiz ay- rõntõlarõ bir yana, konulan sõnõrlarõn dar- beleri önleyici bir sigorta işlevini ye- rine getirebileceği çok şüphelidir. Üstelik bizdeki askeri müdahaleler, örneğin 12 Eylül 1980 darbesi, -o gün Devlet ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanõ unvanlarõyla Kenan Evren’in radyo ve televizyon konuşmasõnda açõkladõğõ gibi- “özgürlükçü demo- kratik parlamenter sistemin deje- nere edilmesine meydan vermemek ve yeniden işlerliğini sağlamak” amacõyla yapõlmõştõr. Zaten bu tür as- keri müdahaleler için gerekçe göster- mekte fazla sõkõntõ çekilmez: Müda- haleler, genellikle siyasal rejimin top- lumda tartõşmasõz paylaşõlan ortak değerlerini korumak adõna, demokra- tik parlamenter sistemin daha iyi iş- lemesini sağlamak amacõyla yapõlõr. Aslõnda TSK İç Hizmet Kanu- nu’nun 35. maddesi, hiç kimseye hü- kümet darbesi yapma yetkisi vermez. Zaten hiçbir kanun hükmünün konu- su suç olan bir yetki vermesi düşünü- lemez (krş. Türk Ceza Kanunu m. 309, 311-312). Bununla birlikte 35. madde için çok daha özlü ve açõk bir hüküm önerilebilir: “Silahlı Kuvvetler’in vazifesi, Türk yurdunu savunmak ve nitelikleri anayasada belirtilen Tür- kiye Cumhuriyeti’ni korumaktır.” Böyle bir hüküm yeterlidir. Çünkü ana- yasanõn 4. maddesi uyarõnca 2. mad- desinde Türkiye Cumhuriyeti’nin de- ğiştirilemez, değiştirilmesi teklif edi- lemez nitelikleri arasõnda belirtilen “in- san haklarına saygılı.... demokra- tik.... hukuk devleti” ilkeleri, zaten her türlü darbe girişimine kapalõdõr. (2) “CHP, askeri darbelere dayanak göste- rilen 35. maddeye ilişkin değişiklik önerisini ver- di”, Cumhuriyet, 30.7.2010, s. 5. BİTTİ BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Doğu Kara- deniz yöresine özgü, pekmezle yapõlan aşureye benzer bir tatlõ. 2/ Büyük erkek kardeş... Mora çalan kõrmõzõ renk. 3/ Bir yo- lun yokuş olan bölümü... Yan- kõ. 4/ Belli bir ödemenin ötesinde ve- rilen prim ya da ikra- miye. 5/ Artvin’in Gürcistan sõnõrõ yakõ- nõnda bir yayla... An- talya’nõn Manavgat il- çesine bağlõ, arkeolo- jik ve turistik bir bel- de. 6/ Kalkan ve zõrh gibi korunma aracõ... Bir gösterme sõfatõ... Vilayet. 7/ Hastalõğõn nedenlerini araştõran bilim da- lõ. 8/ 106 taşla oynanan bir oyun... At tüyünün rengi. 9/ Ağõr kokulu bir gaz... Hava ve gaz akõmlarõ oluş- turmakta kullanõlan aygõt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Yahudi baklası, acıbakla” gibi adlar da verilen ve nohuta benzer meyveleri kaynatõldõktan sonra ye- nen bir bitki. 2/ Tavõr, davranõş... Sõrtõnda büyük di- kenleri olan bir balõk. 3/ Türkiye’den göç eden Rum- larõn oluşturduğu bir müzik türü. 4/ Irmaklarõ geçmek için kullanõlan sal... Giysi kolu. 5/ Tanrõ... Kurutulan tohumlarõ çemen yapõmõnda kullanõlan ot. 6/ Çõplak vücut resmi... “Altõn kemer sõkmõş ince belini / --- boylarõnõ sarasõm gelir” (Karacaoğlan). 7/ Güneydo- ğu Anadolu’da yetiştirilen bir koyun cinsi... Evin bö- lümü. 8/ İlave... Fransa’da bir kent. 9/ Kõrmõzõ mer- cimekle yapõlan bir çorba. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 J İ N G O İ Z M A L A R M N A R K İ L İ Ç E N E O K Z A V İ Y E B S U İ M A L E D A A Y A S N E V E S E R K M A L İ E B E Y E N L O T U S 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Referandumda ‘evet’ çıkan iller ‘eğitim’ sıralamasında yıllar- dır ‘geride’ kalanlar... [email protected] www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle