23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA 14 EKONOMİ D ünya genelinde ekono- mistler ve finansa yön verenler arasõnda kriz bit- ti-bitmedi tartõşmalarõ hâlâ sürerken özellikle gelişmekte olan ülkelerde giderek artan sosyal gerilim ciddi endişe yaratmaya başladõ. Çin’de Foxconn çalõşanlarõnõn peş peşe intiharlarõ, Meksika’da altõn madeninde yaşanan çatõşmalar, Hindistan’da Hyundai Motors işçi- lerinin grevleri, Kolombiya’daki BP fabrikasõnda çõkan olaylar, Gü- ney Afrika’da Coca-Cola’nõn taşe- ronlarõndan birinde yaşanan yedi haftalõk grev, Pakistan’da tersane grevleri, Tayland’da Michelin fab- rikasõnda yaşanan tartõşmalar gibi birçok olay, gelişmekte olan ülke- lerde giderek artan sosyal gerilimin bazõ örnekleri. Çalõşma saatlerinin uzunluğu, iş şartlarõnõn kötülüğü, iş garantisinin bulunmamasõ, sendikal haklarõn çiğnenmesi, anlaşmazlõklarõn ve grevlerin başlõca nedenleri. Fransõz Le Monde gazetesi, geçen hafta ge- lişmekte olan ülkelerde sosyal gerili- min giderek tõrmandõğõna dikkat çe- kerek yaşanan krizin sorunlarõ tetik- lediğini vurguladõ. Uluslararasõ Çalõşma Örgütü (ILO) araştõrma uzmanõ Raymond Tor- res’in “Artık ücretliler direniyor, çünkü kendi pozisyonlarının daha güçlü olduğunu düşünüyorlar. Özel- likle kaliteli el emeğinin giderek önem kazandığı sektörlerde hak arama konusunda çok daha bilin- çliler. Tabii bunda yeni nesil işçile- rin eğitim seviyelerinin de biraz yükselmesinin payı büyük” sözlerine yer veren gazete, sendikalarõn son yõl- larda çevresel sorunlara giderek daha fazla vurgu yaptõğõnõ ve bunun doğ- ru olduğunu şu sözlerle açõkladõ: “Ekonomik kriz yeni istihdam alan- ları arayışlarını da hızlandırdı. Ye- şil ekonominin gelişmesi yüz bin- lerce yeni istihdam sağlayabilir. Bu yüzden sendikaların baskısı önemli.” Çatõşma nedenleri arasõnda sendikal haklarõn çiğnenmesi de ön sõralarda. Sendikal haklarõn çiğnendiği ülke- ler arasõnda ise Rusya, Güney Kore, Türkiye ve Mõsõr sõralanõyor. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere pek çok ülke küresel mali krizi geride bırakan büyüme sürecine girdi. Ülkelerin ekonomik gücüne ve kriz sürecini hızla aşabilmek için aldıkları önlemlerin getirdiği sonuçlar büyümenin rakamın yanı sıra sürdürülebilir nitelikte olduğunu gösteriyor. Türkiye de küresel krizden oldukça etkilenen ülkelerden biri. Krizden çıkabilmek adına artısıyla eksisiyle bir dizi kararları uygulamaya koydu. Sektörel olarak değerlendirildiğinde imalat sanayi başta olmak üzere bazı alanlarda sıkıntılar devam ederken turizmde ve tekstil ürünlerinin ihracatında ve ayakkabı sektöründe kıpırdamalar görülüyor. Kıpırdamaları biraz irdelemekte yarar var. Göze çarpan ilk çarpıklık, aşırı değerli TL’nin yerli sanayiye içeride ithalatla, dışarıda diğer ülkelerle rekabet olanağı tanımıyor olması. Tekstil sektörü emek yoğun bir sektör. Uzun yıllar ihracatta lokomotiflik görevini üstlenmişti... Bir süre otomotiv sanayi bu görevi üstlendi; son ihracat verilerine göre AB’deki tasarruf önlemleri otomotiv ihracatını geriletti. Tekstil ihracatındaki artış ise firmaların pazarlarını kaybetmemek için, deyim yerindeyse sıfır kârla canını dişine takarak yaptıkları çalışmaların bir sonucu... Tekstil sektörü dahil birçok sektörde girdi maliyetlerinde artışlar devam ediyor. Tekstil ürünleri ihraç eden firmalar verimliliği en üst düzeylere çıkararak katma değerli ürünlerle rekabette üstünlük sağlama çabasına girerken diğer yandan üretim maliyetlerini aşağıya çekebilmek için ara ürünleri Uzakdoğu ülkelerinden ithal etmeye başladılar. Örneğin dokumada yerli iplik üretimi, ham bez üretimi en aza indi, konfeksiyonda kullanılan aksesuvar ve yardımcı malzemeler artık ithal ediliyor. Ayakkabı ve otomotiv sektöründe de durum tekstilden farklı değil. Bazı Türk firmaları Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinde üretim yaptırmaya başladılar... Bu durum dış ticarette yaşanan olumsuzlukları da ortaya koyuyor. Dış açık büyüyor. Büyüme tüketime bağlı büyür görünüyor, yatırım bazında ise yerinde sayıyor. Yatırımlar kıpırdamıyor. Doğrudan yabancı sermaye gelmiyor. Makro ekonomide gösterge olarak tanımlanan, enflasyon, faiz, borsa vs. mali göstergeler iyi; ama büyüme yavaş, işsizlik yüksek, dış açık büyük... Örneğin ocak-haziran döneminde geçen yıla kıyasla ihracatta 7 milyar dolar, ithalatta ise 21 milyar dolar artış var. İthalattaki artış ihracatın üç katı... Ekonomistlere göre bu verilerde parite etkisi olmadığı vurgulanıyor. Bu tabloyo göre ihracatçı bu düşük kur politikasıyla nasıl başa çıkabilecek? Düşük döviz + sıcak para = piyasanın canlanması (ithalatın patlaması) olarak tanımlanıyor. Haziranda ortalama parite 1.22 ile son dört yılın en düşük düzeyine inmişti (şimdi 1.33’lerde). Herkes şikâyetçi... Dış ticaretten sorumlu bakanımız arada sırada esip gürlüyor, “Bu kur politikalarıyla ihracat yapılamaz” diyerek Merkez Bankası’nı eleştiriyor, sonuç ise değişmiyor. Tipik kayıkçı kavgası... 2010 yılının ikinci yarısındayız... Bazı ekonomistlerin ve TOBB’nin değerlendirmesine göre de büyüme trendine girildiği ifade ediliyor. TOBB büyümede önemli bir sorunu vurgulamakta, o da “Büyümede tüketim ağırlıklı” olduğu vurgusu. TÜİK verilerine göre işsizlik oranlarında azalma var görülüyor. Bunu yorumlayanların ortak noktası istihdamda artış övgüsü... Gerçekleri göz ardı etmeden olumlu düşünelim desek, mevsimsel konumu (tarımda çalışma), her yıl yaklaşık 800 bin çalışabilir nüfusun (15 yaş üstü) iş gücüne katılmasını dikkate almadan, hangi yerli ve doğrudan yabancı yatırımlarla ya da tevsii yatırımlarla istihdam yaratılmış demekten insan kendini alıkoyamıyor... Görülen o ki, yılın ikinci yarısında sözü edilen istihdam yaratmayan, istihdam dostu olmayan, tüketim ağırlıklı bir büyüme, tam anlamıyla sağlıklı bir büyüme değil olsa olsa hastalık belirtili tipik bir şişmanlamanın ta kendisidir... S A T I R A R A S I HİLMİ DEVELİ hilmideveli@hotmail.com Küresel işgücü isyanda YAHYA ARIKAN e-posta: malicozum@ismmmo.org.tr Avukat davayõ kazandõ, peki vergisi! T ürkiye’de vergi tahsilatı açısından bazı meslek grupları diğerlerine göre daha özel bir yere sahiptir. Kuyumcu, mühendis, mimar ve doktorlar gibi... Bu meslek grubu çalışanları beyannameli gelir vergisi mükellefi olduklarından vergi dairelerine kazanç bildirirler ve ne yazık ki, “her yıl okuduğumuz klasik bir haber” olarak, ortalama 1000 TL’nin altında beyan ettikleri aylık düşük gelirleri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi olurlar. Bildiğiniz gibi bu meslek gruplarından biri de avukatlardır. Ancak onlarla ilgili okuduğumuz “klasik haberlerden” farklı olanlar da vardır. Örneğin en çok gelir vergisi ödeyen ilk 100 vergi mükellefi arasında her yıl mutlaka en az 10 kadar avukat ismi karşımıza çıkar. Yine, hukuk savunucuları olarak özellikle büyük kentlerde “meslek grupları” arasında gelir vergisi beyanında genellikle bir ya da ikinci sırayı alırlar. Türkiye’de Barolar Birliği’nin 2009 yılı sonu verilerine göre barolara bağlı 66 bin 260 avukatın faaliyet gösteriyor olduğunu anımsamak da bu meslek camiasının “büyüklüğü” açısından size fikir verebilir. Tabii her yıl milyonlarla ifade edilen dava sayılarını da unutmamak gerekiyor. Evet, sanırım bu hafta avukatlık ve vergi konusuna değineceğimi anlamışsınızdır. Tam konumuz ise avukatların açtıkları davalarda “karşı taraftan icra dairesi vasıtasıyla aldığı vekâlet ücretinin belgelendirilmesi ve vergilendirilmesi”.Bilindiği üzere serbest olarak çalışan avukatlar hem müvekkilinden vekâlet ücreti, hem de davayı kazanmışsa davalıdan karşı taraf ücreti alır. Peki karşı taraftan elde edilen gelir nasıl vergilendirilecektir? 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden yüzde 20 oranında tevkifat, yani kesinti yapılacağı hükme bağlanmıştır. Kesintiyi yapmak zorunda olanlar, yani davayı kaybeden mükellef ise icra müdürlüğü aracılığıyla tahsil edilen bu tutarı ertesi ayın 23’üncü gününe kadar vergi dairesine bildirip ayın 26’sına kadar da ödeyecektir. Bu vergiler ise beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir. Buna göre davayı kazanan avukata ödenen vekâlet ücretine istinaden düzenlenecek serbest meslek makbuzunda, icra müdürlüğünce ödenen ücret, net tahsil edilen tutar olarak kabul edilecektir. Sevgili okurlarım, durumu tablodaki örnekle de takip edebilirsiniz. Sigorta prim bildirimine yeni sistem Çalõşma saatlerinin uzunluğu, iş şartlarõnõn kötülüğü, iş garantisinin bulunmamasõ, sendikal haklarõn çiğnenmesi gelişmekte olan ülkelerde sosyal gerginliği tõrmandõran başlõca öğeler Hollanda’da yaşayan işçi emeklisiyim. Eşim vefat etti. Türkiye’de Bağ- Kur emeklisi olan babamdan yetim maaşı alıyordum, ancak ödemeler kesildi. Hem Hollanda’da işçi emekli maaşı hem de babamdan yetim maaşı alamaz mıyım? Nermin Çelik Kendi emekli aylığı olanlara babalarından dolayı Bağ-Kur yetim aylığı verilmez. Kesintinin nedeni budur. Sorularınız için malicozum ism mmo.org.tr ad- resine mail ata- bilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek ce- vaplanacaktır. EMEKLİ OLANLAR YETİM AYLIĞI ALABİLİR Mİ? Serbest meslek makbuzu düzenleme örneği Netten Brüte dönüşüm:10.000 /0,98 = 10.204,08.-TL Brüt ücret 10.204,08 TL Gelir Vergisi Tevkifatı (-) 2.040,82 TL (10.204,08 x %20) Net ücret 8.163,26 TL KDV (10.204,08 x %18) (+) 1.836,74 TL Tahsil edilen tutar 10.000,00 TL D eğerli okurlarım, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilen sigorta prim tutarları, teknik ifadeyle “prime esas kazanç” konusunda yaşanan değişiklik birçok SSK sigortalısını yakından ilgilendiriyor. Bu bildirim çalışanların emekli aylıkları, hastalık, doğum, iş kazası gibi durumlarda alabileceği geçici veya sürekli iş göremezlik gelirleri hesabından çok önemli. Bugüne kadar aylık prim ve hizmet belgesi uygulamasında hak edilen ücretler ile prim, ikramiye ve bu nitelikteki ödemeler ayrım yapılmaksızın SGK’ye bildiriliyordu. Yeni Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’ne göre artık bu ödemelerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekiyor. Bu uygulamaya 2010/Temmuz ayına ilişkin düzenlenecek olan ve özel sektör işyerleri için 23 Ağustos tarihine kadar SGK’ye bildirilecek olan aylık prim ve hizmet belgesinden itibaren başlanıldı. Buna göre aylık prim ve hizmet belgelerinin e-Bildirge kanalıyla gönderilmesi sırasında;  Sigortalıların ay içinde hak ettikleri ücretlerinin “Hak Edilen Ücret”,  Sigortalılara ay içinde ödenen prim, ikramiye gibi istihkaklar “Prim İkramiye ve Bu Nitelikteki İstihkak” olarak ayrı ayrı girilecek. Bu sistem işten ayrılan sigortalılar için verilecek işten ayrılma belgesinde de uygulanacak. Aylık prim ve hizmet belgesinde ay içinde bazı günlerde çalışmayan ve çalışmadığı günler için de ücret almayan sigortalılar için “Eksik Gün Nedeni” yanı sıra ayrıca “Eksik Gün Sayısı” da girilecek. Ay içindeki prim ödeme gün sayısı eksik girilip ayrıca eksik gün nedeni işaretlendiğinde, sistem tarafından kullanıcıdan eksik gün sayısının girilmesi istenilecek, kullanıcı tarafından girilen eksik gün sayısının, sigortalının ilgili aydaki prim ödeme gün sayısı ve varsa işe giriş ve çıkış tarihi ile ilgili aydaki gün sayısı karşılaştırıldıktan sonra, eksik gün sayısının hatalı girilip girilmediği sistem tarafından kontrol edilecek ve yalnızca doğru olan veriler sisteme girebilecek. Sağlıklı Büyü(yeme)me... Ekonomik İşbirliği ve Kalkõnma Teşkilatõ’nõn (OECD) raporuna göre dünyadaki aktif nüfusun yüzde 60’õ ka- yõt dõşõ çalõşõyor. Rakamlar, kayõt dõşõ çalõşmada rekor seviyeye ulaşõldõğõnõ gösteriyor. Rapor, küresel işgücünün yarõsõndan fazlasõ- nõn (1.8 milyar kişi) sözleşmesiz ve sosyal gü- venlikten yoksun olarak çalõştõğõnõ be- lirtirken kayõt dõşõ çalõşanlarõn 700 milyonunun mutlak yoksulluk sõnõrõ- nõn altõnda, 1 milyar 200 milyonunun da günde iki dolarõn altõnda gelirle yaşadõklarõnõ kaydetti. OECD’nin “Kayõt dõşõ Normal mi?” başlõğõnõ ta- şõyan çalõşmasõ, kayõt dõşõ emekle yoksulluk arasõnda- ki bağlantõya dikkat çekerek, 2020 yõlõnda kayõt dõşõ ça- lõşan oranõnõn yüzde 66 olacağõnõ öngörüyor. Ayrõca ra- por, finansal krizin birçok insanõ çalõşma hayatõ dõşõna ittiğini ve işsizlik sigortasõnõn ol- madõğõ gelişmekte olan ülkelerde insan- larõn düşük ücretle, koruma olmayan ve yüksek riske maruz kalan kayõt dõşõ işlerde çalõşmaya zorlandõğõ- nõ ifade ederken, bu durumdan genç insanlarõn ve yaşlõlarõn yanõ sõra özellikle kadõnlarõn etkilendiği- ne dikkat çekti. Dünyadaki aktif nüfusun yüzde 60’ı kayıt dışı Yoksulluk zirvesi Facebook’ta Binyõl Kalkõnma Hedefleri Zirvesi olarak bi- linen BM Genel Kurul Toplantõsõ 20-22 Eylül 2010 tarihlerinde Birleşmiş Milletler’in (BM) New York’taki genel merkezinde gerçekleşecek. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un “2015 yılında dünyada yoksulluğun ya- rı yarıya azaltılması ko- nusunda doğru yoldayız, ancak sorunları çözmek için yeterli kaynak hâlâ sağlanamadı” dediği zir- veye 139 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarõnõn katõlmasõ bekleniyor. Bu arada BM Kalkõnma Programõ (UNDP) yoksulluğa karşõ küresel mü- cadeleyi desteklemek ve kalkõnmanõn sürdürüle- bilirliğini sağlamak için atõlmasõ gereken adõmlarõn canlõ olarak Facebook’ta tartõşõlmasõna ev sahip- liği yapacak. UNDP’nin ilk defa ev sahipliği ya- pacağõ çevrimiçi tartõşma, insanlarõn Binyõl Kal- kõnma Hedefleri Zirvesi’nde dünya liderleri tara- fõndan tartõşõlacak eylem planõ hakkõnda görüşle- rini paylaşmalarõnõ teşvik etmeyi hedefliyor. Fa- cebook tartõşmasõ sõrasõnda UNDP Başkanõ He- len Clark, Binyõl Kalkõnma Hedefleri hakkõnda çevri- miçi sorulara cevap vererek halktan herhangi bir kişi ile hedeflere nasõl ulaşõlacağõnõ tartõşacak. Zirve süresince Clark aynõ zamanda UNDP’nin Twitter hesabõnõ kullanarak son gelişmeleri ve sonuçlarõ yayõmlayacak. Binyõl Kalkõnma Hedefleri hakkõnda sorularõ zir- veden önce Helen Clark’a Facebook ve Twitter’dan (@undp ve #endpoverty eklerini kullanarak) ulaştõrabilir veya conversation@undp.org adresi- ne e-mail olarak yollayabilirsiniz. UNDP’nin ilk defa ev sahipliği yapacağõ çevrimiçi tartõşma, insanlarõn, Binyõl Kalkõnma Hedefleri Zirvesi’nde dünya liderleri tarafõndan tartõşõlacak eylem planõ hakkõnda görüşlerini paylaşmalarõnõ teşvik etmeyi hedefliyor. Sendikal haklarõn çiğnendiği ülkeler arasõnda Rusya, Güney Kore, Türkiye ve Mõsõr başta geliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle