25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Satılık Tarla İlanları On bir gün sonra sandık başına gideceğimiz için, referandum kampanyasındaki gerilim giderek büyüyor. Ama ne yazık ki, miting konuşmaları, hep o kısırdöngü içinde kalıyor. Dolayısıyla muhalefet partileri de Erdoğan’ın kurmaylarının belirlediği konuların dışında, ülkenin gerçek manzarasını, yurttaşlarla yeteri kadar paylaşmıyorlar. Başarılı bir ekonomi politikası izlendiğini söyleyen Başbakan’ın iddiaları mı doğrudur? Yoksa, ramazandan sonra halkın ana gıdası olan ekmek fiyatlarının yüzde 40’lar dolayında artacağını söyleyen Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar’ın açıklamaları mı? Dün ANKA ajansının bültenlerine giren bir CHP Merkez Yönetim Kurulu raporunda yer alan iddialara bakılırsa, üreticilerin perişan durumu içler acısı bir hale gelmiş, tarımda kullandığı elektrik nedeniyle 900 milyon lira ana para borcu olan çiftçiler icra dairelerini aşındırmak zorunda kalmıştır. O, 900 milyon liralık borcun, yürütülen faizle birlikte 2.5 milyar liraya ulaştığını bildiren CHP raporunda, 122 bin tarımsal sulama abonesinin yüzde 30’unun elektriğinin kesik olduğu, ülkemizin en verimli bölgelerinde, traktörlerin haczedilmiş olduğu, köy kahvelerinde tarlalarını satmak isteyenlerin ilanlarına yer verildiği de yer alıyor. Varoşların yeni sakinleri... Büyük kentlerin varoşlarında, sadece terörden şikâyet ederek, köylerinden göçmek zorunda kalanların oluşturduğu yeni yerleşim yerleri mi var? Bulundukları yerlerde, silah patlamamış olan; ama izlenilen politikaların sonunda tarım ve hayvancılığımız iflas noktasına geldiği için bundan böyle ekmeğini büyük kentlerde aramak durumunda kalan üreticiler nerelere göçüyor? CHP raporunda, 2010 bütçesinde hükümetin tarıma ayırdığı paranın 5 milyar lira olduğu belirtilirken, “Borcunu borçla döndürmeye çalışan çiftçinin bu miktarın üç katı, yani 15 milyar lira kredi kullanmak zorunda kaldığı” söyleniliyor. Allah nazardan saklasın. Miting kürsülerinde konuşurken Sayın Başbakan’ın ağzından bal aktığını sanıyorsunuz. Gerçi, Orhan Veli’nin “Bir elinde cımbız/ Bir elinde ayna./ Umurunda mı dünya?” dizelerini Kılıçdaroğlu için söylemiş olan da Erdoğan’ın kendisi ama. Yedi yıldır tek başına iktidarda olmanın tüm avantajları ile izlenen politikaların tarımımızı ve hayvancılığımızı bitiş aşamasına getirmiş olmasından, en ufak bir üzüntü duymadığını, kürsülerdeki TV görüntüleri ölümsüzleştiriyor. Ve o dizelerin daha çok kendisine yakıştığı görülüyor. Ana muhalefet partimizin MKYK raporunda yer alan ve tarım üreticisinin içine düşmüş olduğu borç burgacını ortaya koyan bu gerçeklerden, bugüne kadar 60 il ve 177 ilçede halka seslenen Genel Başkan’ın konuşmalarında yer almamasını anlamak zordur. CHP gibi sosyal demokrat bir partinin tanıtım stratejisi, böylesine vahim bir tabloyu, salt kendi yetkili organları ile paylaşmakla yetinmek yerine, 12 Eylül oylaması için yürüttüğü çalışmalarda kullanması gerekmez miydi? Sayın Kılıçdaroğlu, politikadaki bu ilk büyük sınavını, antrenmansızlığına ve deneyim eksikliğine rağmen, af konusundaki yanlış tutumu dışında, gerçekten başarı ile sürdürmektedir. O yoğunluktaki bir kampanyada yapacağı konuşmaların içeriklerini ve konularını tek başına belirlemesini beklemek haksızlıktır. Büyük danışman deposu, geniş kitlelerin ana davaları ile ilgili sorunları dile getirerek kamuoyu ile paylaşmak için seferber edilmeliydi. Kampanyada tartışılan konuları, daha çok, iktidar partisi genel başkanının belirlediğinden şikâyet ediliyorsa, finale doğru düzenlenecek 12 ildeki toplantılarda ağırlık, tarım üretimimizin, esnaf ve işçilerin perişan tablolarını anlatmaya verilmelidir. İyi değerlendirilirse, önümüzdeki on bir gün az değildir. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Orgeneral Güner tarafõndan dinlendiği iddia edilen BDP’li Sakõk ve eski Kültür Bakanõ Sağlar sert tepki verdi İddialar yargı yolundaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay 2. Başkanõ Orgeneral Aslan Güner’in “PKK’lileri dinle- yeceğiz” gerekçesiyle İsrail’den alõnan dinleme cihazõ ile iki bin kişiyi din- lettiği haberi tartõşma yarattõ. Dinlen- diği ileri sürülenler arasõnda ismi ge- çen BDP Muş Milletvekili Sırrı Sa- kık, konuyu gerekirse AİHM’ye ta- şõyacağõnõ belirtirken eski kültür ba- kanlarõndan Fikri Sağlar, savcõlõğa suç duyurusunda bulunacağõnõ söyledi. Taraf gazetesinin “Aslan Paşa’nın suçlu kulakları” başlõklõ önceki gün- kü manşetinde Güner’in dinlettiği id- dia edilen kişiler arasõnda yer alan Sa- kõk tepkisini “Bu ülkede yaşamaktan bile bıktı insanlar” sözleriyle dile ge- tirdi. Sakõk şu görüşleri dile getirdi: “Korkunun kuşattığı bir coğraf- yada bırakın düşünce üretmeyi in- san bir şey söylemeye korkuyor. Bu konuda partideki arkadaşlarla, hu- kukçu arkadaşlarımızla bir değer- lendirmede bulunacağız. Sadece benim ve Sebahat (Tuncel) arkada- şımızın değil, diğer arkadaşların da dinlendiğini düşünüyoruz. Sö- züm ona milletvekili dokunulmaz- lığımız var, herkes istediğini yapı- yor. Tabii Meclis’i, yargıyı göreve davet edeceğiz. Meclis’te araştırma önergesi verebiliriz, soru önergesi verebiliriz. Eğer sonuç alamazsak, AİHM’ye kadar gideceğiz.” Sağlar: Bana yabancı değil Dinlenenler arasõnda adõ geçtiği ifade edilen eski kültür bakanlarõndan Fikri Sağlar da, savcõlõğa suç duyu- rusunda bulunacağõnõ ve dinlenme tutanaklarõnõ isteyeceğini bildirdi. Sağlar, “Bu benim için çok yabancı değil, 2000’li yıllarda Genelkur- may İstihbarat Dairesi tarafından takip edildiğim, dinlendiğim daha sonra raporlaştırıldı, andıçlarda yer alıyor. Hatta partiden ihraç edilmemle ilgili bunların da etkisi ol- duğu doğultusunda iddialar da var” dedi. Dinletildiği haberlerine şaşõr- madõğõnõ vurgulayan Sağlar, sözleri- ni şöyle sürdürdü: “Ben normal ha- yatımı sürdürürüm. Asıl mesele dün asker, bugün de Hanefi Av- cı’nın kitabına göre ceamaat, ya da Glaido, tarikat hep birilerinin din- liyor olması. Birileri devletin gü- cünü ele geçirmek için insanları baskıyla sindirmek istiyor. Yasala- ra aykırı olarak bunları yapma ce- sareti buluyor. Yaşar Büyükanõt’ın Genelkurmay Başkanlığı döne- minde dinlemeler daha yoğundur. Büyükanıt’ın nereden nereye dön- düğünün ortaya çıkması açısından da önemlidir bu süreç. ‘Sözde değil, özde laik’ gibi açıklamalar yapan Büyükanıt daha sonra birden geri döndü vicdanlarda. Askerler dinli- yor ama bugün de sivillerin dinle- diği Avcı’nın kitabında ortaya çı- kıyor. İnsanların can ve mal gü- venliği yoktu, Hanefi Avcı’nın ki- tabından sonra insanların şeref ve haysiyetinin de güvencesinin olma- dığını görüyoruz. Şimdi faili meç- huller yok deniyor evet ama şimdi de intiharlar çoğaldı. Faili meçhul cinayette birini öldürüyordu, şim- di insanlara kendini öldürtüyor- lar. Bu, bir faşist düzendir.” EDP: Takipçisi olacağız Dinlendiği iddia edilen isimler ara- sõnda genel başkanlarõ Ziya Halis’in de bulunduğunu anõmsatan Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) dün ka- muoyuna yaptõğõ açõklamayla, “Ziya Halis’in yasadışı dinlendiği iddia- sının takipçisi olacağız” mesajõ ver- di. EDP açõklamasõnda kendisiyle il- gili dinleme kayõtlarõnõn Ziya Halis’e verilmesi ve tüm kayõtlarõn imha edilmesi istendi. ‘Devlet eliyle karalõyorlar’ Ertosun, Adalet Bakanlõğõ’nca hazõrlanan, baskõ ve dağõtõm masraflarõ devlet parasõyla karşõlanan anayasa paketiyle ilgili kitapçõğõn, HSYK’ye karşõ yürütülen kampanyaya yeni bir boyut kazandõrdõğõnõ söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, kendisi ile bazõ yargõ üyelerinin teknik takiple dinlen- mesiyle ilgili olarak, “Devlet izliyorsa orta- da çok vahim bir durum vardır. Devlet değil, başka güçler izliyorsa da bunların devlet tarafından araştırılması ve ortaya çıkarılması gerekir” dedi. “Devlet deste- ğiyle HSYK’ye yönelik karalama kam- panyası” yürütüldüğünü savunan Ertosun, referandumda “evet” çõkmasõ halinde hâkim ve savcõlarõn kaderinin Adalet Bakanõ’nõn “iki dudağı arasında” olacağõnõ vurguladõ. HSYK üyesi Ertosun, düzenlediği basõn toplantõsõnda, son aylarda şahsõna ve HSYK’ye yönelik “eleştiri sınırlarını aşa- cak şekilde hakaret içeren maksatlı yayın- lar” yapõldõğõnõ belirterek bu yayõnlar hak- kõnda yasal yollara başvuracağõnõ söyledi. Ertosun, kişisel geçmişi ile inancõna ve mez- hebine ilişkin bazõ yazõlarõn da kaleme alõn- dõğõnõ belirterek “Bu durum her şeyden ön- ce temel insan haklarına aykırıdır” dedi. ‘Kampanya yürütenlere bakın’ HSYK üyelerinin seçilmeleri, görevleri, yetkileri ile çalõşma usul ve esaslarõnõn ana- yasanõn 159. maddesindeki ilkelere uygun şekilde kanunlarla düzenlendiğini anõmsatan Ertosun, şunlarõ kaydetti: “Korsan’ olarak nitelendirilebilecek bir davranış varsa, bu korsanlık anayasal teminat altındaki HSYK üyelerinin anayasa ve kanunlar çerçevesinde görüşlerini toplantılarda ser- bestçe ifade etmelerinde değil, tek elden ve organize şekilde anayasal kurumlara ve bu kurumlarda görev yapanlara karşı basın ve yayın yoluyla hedef gösterilerek yapılan saldırılarda aranmalıdır. İdeolo- jik ve militanca tavır anayasa ve kanunla- rı yok sayarak kurulu çalıştırmayanlarda ve basın ahlak ilkelerini çiğneyerek kam- panya yürüten odaklarda aranmalıdır.” ‘Kampanya yeni bir boyut kazandı’ Adalet Bakanlõğõ tarafõndan anayasa pake- tiyle ilgili bir kitapçõk hazõrlandõğõnõ belirten Ertosun, bunun basõm ve dağõtõm masraflarõ- nõn devlet tarafõndan karşõlandõğõnõ kaydetti. Ertosun, “Bu şekilde anayasa değişikliğine zemin oluşturmak amacıyla HSYK’ye karşı uzun süreden beri belli odaklardan yürütülen yıpratma ve karalama kam- panyasına devlet desteğiyle yeni bir boyut getirilmiştir” dedi. HSYK’de yaşanan so- runlara da değinen Ertosun, unvanlõ hâkim ve savcõlarõn atamalarõna ilişkin kararnamey- le ilgili de “Adalet Bakanlığı’nın toplantı- yı terk etmesinin asıl nedeni, referandum- dan ‘evet’ çıkması halinde, hâkim ve sav- cıların kaderinin adalet bakanının iki du- dağı arasından çıkacak talimatlar ile şe- killenecek olmasıdır. Aslında bakanlık, toplantıları terk etmeyi geçmişten beri ay- nı kasıt ve kararlılıkla sürdürmekte, kriz çıkararak kurulu yıpratmak ve çalışamaz hale getirmek istemektedir” diye konuştu. ‘Hanefi Avcı da teyit ediyor’ Ertosun, Hanefi Avcı’nõn kitabõyla bera- ber Adalet Bakanlõğõ içindeki “F tipi yapı- lanma”nõn bir kez daha gündeme geldiğinin anõmsatõlmasõ üzerine, “Eskiden beri söyle- diğimiz konuları da Sayın Hanefi Avcı te- yit ediyor. Devlette yapılanmanın, kadro- laşmanın olduğunu söylüyor. Biz de ada- let teşkilatında öteden beri bunların yapıl- dığını söyledik. Dolayısıyla aramızda her- hangi bir çelişki yok” görüşünü kaydetti. ABD’YE PKK TALEBİ: Lider kadroyu yakalayõn ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - AKP hüküme- tinin ABD yönetiminden PKK lider- lerinin yakalanmasõ yönünde somut talepte bulunduğu öğrenildi. Türkiye’nin Washington Büyük- elçisi Namık Tan düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda, Dõşişleri Bakanlõ- ğõ Müsteşarõ Feridun Sinirlioğ- lu’nun Washington’da geçen hafta yaptõğõ temaslarda ABD’li muha- taplarõna Ankara’nõn bu talebini ilettiğini ifade etti. ABD’nin PKK terörüyle mücadele konusunda Türkiye’ye bugüne kadar verdiği desteği çok büyük bir takdir- le karşõlaştõklarõnõ ifade eden Namõk Tan, buna karşõn ABD’nin çabalarõ- nõ “yetersiz” olarak niteledi. Tan te- rörle mücadele konusunda Washing- ton’dan “birtakım somut adımlar beklediklerini” ve bunu ABD’lilere ilettiklerini kaydetti. Tan, “Artık nerede oldukları ve ne yaptıkları herkes tarafından bilinen birtakım terör elebaşları- nın yakalanması bağlamında ABD’nin daha fazla gayret göster- mesini beklediğimizi belirttik” de- di. Tan ayrõca “Avrupalı müttefik- lerin PKK ile mücadelede işbirliği konusunda teşvik edilmeleri açı- sından ABD’nin daha etkili olma- sını istediklerini” de söyledi. Tan, ABD tarafõnõn kendilerine “el- lerinden geleni yaptıklarını” söyle- diklerini belirterek ABD’nin verdiği sözler çerçevesinde ileri adõmlar ata- caklarõna inandõklarõnõ vurguladõ. Ambargo yok ama süreç de yok Büyükelçi Tan, ayrõca ABD’nin Türkiye’ye silah satõşõ konusunda “bir ambargo” uyguladõğõ yorumla- rõnõ “dayanaksız” olarak niteleyerek bunun söz konusu olmadõğõnõ söyledi. Buna karşõn Tan, ABD yönetiminin Türkiye’ye insansõz uçaklar ve heli- kopterler gibi askeri araçlarõn satõşõna yönelik bildirimi Kongre’ye gönder- mediğini de açõkladõ. Tan, Kon- gre’deki Türkiye karşõtõ hava nede- niyle ABD yönetiminin bu yönde adõm atmadõğõnõ belirtti. Tan, Kon- gre’deki Türkiye’ye yönelik olumsuz havanõn giderilmesi konusunda ABD yönetimden çaba göstermesini iste- diklerini sözlerine ekledi. Danimarka’dan Roj TV’ye dava KOPENHAG (AA) - Türkiye ile yõllardõr Roj TV yüzünden gerilim yaşayan Danimarka, televizyona terörü destekleme suçundan dava açtõ. İddianamede Roj TV “terör örgütü PKK’nin ve onun bir kolu olan Kontra- Gel’in eylemlerini teşvik etmek ve destekle- mekle” suçlanõyor. Konuyla ilgili açõklama yapan Danimarka Başsavcõsõ Joergen Steen Soerensen, Roj TV’nin terör örgütü PKK’nin eylemlerini desteklediğini söyledi. Soerensen, ABD ve AB tarafõndan da terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nin propagandasõnõ yapan Roj TV’nin, terör örgütünün üyeleriyle ve destekçileriyle sürekli olarak, õsrarlõ biçimde söyleşiler yaptõğõnõ, güvenlik güçleri ve terör örgütü üyeleri arasõndaki çatõşmalara da geniş yer verdiğini belirtti. Danimarka’nõn antiterör yasalarõna göre, terör örgütünü desteklediği belirlenen kişiler 10 yõla kadar hapis cezasõna çarptõrõlabiliyor. Danimarka Adalet Bakanõ Lars Barfoed ise dava açõlmasõnõ memnuni- yetle karşõladõğõnõ açõkladõ. Barfoed, Roj TV’nin çalõşmalarõna ilişkin kararõn artõk mahkemeye ait olduğunu belirtti. Kopenhag Şehir Mahkemesi’nde görülecek olan davada, ilk duruşmanõn tarihi henüz belirlenmedi. ‘TERÖRE DESTEK’ SUÇLAMASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ergene- kon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Genelkurmay Başkanı Or- general Yaşar Büyükanıt ve ailesine ait kişisel bilgilerin, gayrimenkul ve banka hesapları ile harcamalarına ilişkin evrakların bulunduğu “çok gizli” ibareli dosyayı başkente gönderdi. Dosya, eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar ile Büyükanıt çifti arasındaki tazminat davasına bakan mahkemede değerlendirilecek. Mahkeme de dosyayı doğrudan bilirkişiye havale etti. Bilirkişi, Fikri Sağlar’ın “Başba- kan Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe görüş- mesinde Büyükanıt’a eşinin yapmış olduğu harcamaları içeren bir dosya verdiği” şeklin- deki iddiası ile dosyadaki bilgilerin paralel- lik gösterip göstermediğini araştıracak. An- kara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Sağlar ile Birgün gazetesinin, “Dolmabahçe’de Büyü- kanıt’a dosya verildi mi?” başlıklı yazıdan dolayı Büyükanıt ve eşine 17 bin TL manevi tazminat ödemesine karar vermişti. BÜYÜKANIT’IN KİŞİSEL BİLGİLERİNİ İÇEREN ‘ÇOK GİZLİ’ DOSYA ANKARA’DA İsim vermeden başta Ergenekon olmak üzere bazõ davalarõ da eleş- tiren Ertosun, şu anda 500-600 gündür tutuklu olup da “Ben da- ha hâlâ neyse suçlandığımı bil- miyorum” diyen tutuklularõn ol- duğunu dile getirdi. Ertosun, “Türkiye’de büyük davalar var. Bu davalarda hukuk ihlal edili- yor. Bunlarla biz ilgileneceğiz. Bizim ilgilenmemiz yetmiyor. Bize görev yaptırmıyorlar” de- ğerlendirmesini yaptõ. “Adaletin gerçekten çok zor durumda” ol- duğunu belirten Ertosun, “Adalet, yargı savunma halinde. Bu ka- dar saldırılan bir yargı nerede var? Yargı, gözümüz gibidir. Korunması gereken en önemli organdır, ama bugün yargı, ayaklar altına alınmak isteniyor. Amaç ne, ne değiştiril- mek isteniyor? HSYK değişince bütün so- runlar bitecek mi?” diye konuştu. Ertosun, kendisi ile bazõ yargõ üyelerinin telefonlarõnõn kimler tarafõndan dinlendiğinin sorulmasõ üzerine de, “Bu nasıl oluyor? Acaba gizli örgütler mi izliyor? Türkiye’de göz yumu- lan güçler mi var? Bunlar mı iz- liyor? Ben bunları bilemiyorum. Ama eğer devlet izliyorsa orta- da çok vahim bir durum vardır. Bunların derhal ortaya çıkarıl- ması gerekir. Bunların devletten ayıklanması gerekir. Devlet de- ğil, başka güçler izliyorsa da bunların devlet tarafından araş- tırılması ve ortaya çıkarılması gerekir. Bunlar hiçbir zaman benimsenecek tutumlar değil- dir” karşõlõğõnõ verdi. Birbiri ile ilgisi olmayan mad- delerin bir arada oylanmasõnõn “torba kanun” olduğunu anlatan Ertosun, Romalõlarõn buna “siyasi rüşvet ve- ya muaza” dediklerini ve MÖ 98 yõlõnda bu- nu yasakladõklarõnõ ifade etti. Ertosun, “Bu- gün ise 2108 yıl sonra Türk halkının önü- ne torba bir kanun getiriliyor, evet veya hayır denilmesi isteniyor” dedi. BÜYÜK DAVALARDA HUKUK İHLAL EDİLİYOR Mezuniyet sevinci Hava ve Deniz harp okullarında diploma ve sancak devir teslim törenleri dün yapıl- dı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşa- ner’in de katılımıyla Yeşilyurt’taki Hava Harp Okulu Komutanlığı’nda gerçekleşti- rilen tören ile 8’i kadın toplam 233 pilot adayı teğmen diplomalarını aldı. Dönem birincisi Hava Teğmen Orhan Harman’a diplomasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül verdi. Sancak devir teslim töreni sıra- sında F-16 ve F-4’ler tören alanı üzerinde uçtular. Tören, Türk Yıldızları’nın hava gösterisi ile sona erdi. Tuzla’da bulunan Deniz Harp Okulu Komutanlığı’nda yapı- lan törende de bu yılki mezunları temsilen 237. yıl baklasının dönem birincisi Deniz Teğmen Metin Yaşamalı tarafından denize indirilmesinin ardından okulu dereceyle bi- tirenlere diploma ve ödülleri verildi. Fotoğraflar:VEDATARIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle