Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
1 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Jackson Deliği’nde
Karmaşa
Dünyanın önde gelen merkez bankalarının
başkanları ve araştırmacıları geçen hafta içinde
Amerika’nın Wyoming eyaletinde, Jackson Hole
şehrinde bir araya geldi ve küresel ekonominin
içinde bulunduğu durgunluktan çıkış çarelerini
tartışmaya açtı.
“Hole” sözcüğünün İngilizceden Türkçemize
tam çevirisi “delik” anlamını taşıyor. Dolayısıyla
Jackson Hole şehrinin Türkçedeki ifadesi
Jackson Deliği. Bu mecaz, neoliberal öğretinin
içinde bulunduğu aymazlığı ve küresel
ekonominin sürüklenmiş olduğu büyük
durgunluk karşısındaki çaresizliğini bir çırpıda
özetliyor.
Jackson Deliği toplantısı Amerikan
ekonomisinden gelen zayıf büyüme verileri ve
yüksek işsizlik başvurusu rakamlarının
gölgesinde yapıldı. Verilere göre Amerikan
ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde sadece yüzde
1.6’lık bir genişleme göstermişti ve bu rakam
“piyasa beklentilerinin” oldukça gerisindeydi.
Amerika’da işsizlik başvurularının aylık
ortalaması bir önceki ayın rakamlarını yüzde 0.8
aşarak 487 bin kişiye ulaşmış durumdaydı.
Dahası Amerika’da servet birikiminin önemli bir
göstergesi olarak değerlendirilen “ikinci el konut
satışları” temmuz ayında yüzde 27 düzeyinde
rekor kırarak gerilemiş ve Amerikan konut
piyasasındaki değerleri neredeyse 20 sene
öncesine geri götürmüştü.
Küresel kapitalizmin merkezinde (yeniden)
gözlenen bu yavaşlama, “toparlanma” olgusunun
ne kadar kırılgan ve güvenilmez; ve 2007 sonrası
küresel durgunluğun da ne kadar inatçı ve kalıcı
olduğu konusundaki endişeleri arttırdı.
Derinleşen umutsuzluk ve karmaşa ortamında
“piyasaların gözü” bir kere daha Amerikan
Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben
Bernanke’ye çevrilmişti. Oysa kısa dönem
faizlerini çoktan sıfır düzeyine kadar geriletmiş
olan FED sisteminin elinde para politikası yoluyla
Amerikan ekonomisinin canlandırılmasında
kullanılabilecek çok kısıtlı politika aracı kalmıştı.
Bu şartlar altında, Ben Bernanke faizlere yönelik
bir müdahale yerine, doğrudan doğruya bono
piyasasına yönelmeyi tercih edeceğini
açıklıyordu. FED, bilançosunda 2.05 trilyon
dolarlık bir fon ayırarak Amerikan Hazine
kâğıtlarına yeni bir kaynak oluşturacaktı.
Böylece, krizin 2008 Eylülü’nde
yaygınlaşmasından bu yana gerçekleştirilen
yaklaşık 12 trilyon dolarlık mali genişlemeye hız
verecek yeni bir kaynak devreye sokulacaktı.
Küresel anlamda işsizlik ve yoksullukla
mücadele için emekçilere ve ailelerine yönelik
kamu kaynaklarının yeterli olmadığını her fırsatta
açıklamaktan çekinmeyen neoliberal dünya, söz
konusu sorunlar “finans piyasalarının sağlığı” ile
ilgili olduğunda, trilyonlarca dolarlık kaynağı göz
kırpmadan finans titanlarının hizmetine
sunmaktan elbette çekinmeyecekti.
Küresel krizi sadece “piyasa oyuncularının”
aşırı hırs ve teknik hatalarına indirgeyerek
kapitalist sistemin içinde bulunduğu birikim
krizinin nedenlerini görmezden gelen neoliberal
öğreti açısından gelinen durum tam bir karmaşa
ve bilimsel anlamda bir tıkanmayı ifade
etmektedir. Kapitalizmin küresel parasını
yönlendirme uğraşı içinde bulunan merkez
bankalarının başkanlarının bir “delik”te
toplanmasının tarihsel anlamı kara mizah öğeleri
taşıyan bir mecazın, kuşkusuz, çok ötesindedir.
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Gelin şöyle kabaca bir hesap yapalım…
Bu yıl üniversite yerleştirme sınavlarına
(LYS) giren kişi sayısı 1 milyon 500 bin.
Lise için yapılan Seviye Belirleme Sınavı’na
da 8. sınıflardan 1 milyon çocuk girdi.
KPSS diye kısaltılan Kamu Personeli
Seçme Sınavı’na da 1 milyon 300 bin kişi
katılmış… Toplamda ne eder? 3 milyon
800 kişi.
Aylar boyu, hatta koca bir yıl, hatta son
bir iki yıldan beri harıl harıl gecelerini
gündüzlerine katarak bu sınavlar için
hazırlanan 3 milyon 800 bin kişi. Onlara
destek olan, maddi manevi sıkıntıyı çeken
aileleri ile birlikte, diyelim 15 milyon
insan. Ne uğruna bunca çaba?
Normal koşullarda şunları sıralayabiliriz:
Eğitim, daha iyi bir gelecek, bir meslek,
kamuda yükselme, iş garantisi… Üstelik
bu gelecek sadece birkaç saat süren bir
sınava bağlı. Üstelik bu sınavların sonu bir
türlü gelmiyor. 14 yaşında iyi bir liseye
girebilmek için sınav, 18 yaşında iyi bir
üniversite okuyup, iyi bir meslek sahibi
olabilmek için bir sınav. Ardından yüksek
lisans için sınav, bununla birlikte yabancı
dil için ÜDS sınavı. Kamuya yönelik
herhangi bir işte çalışabilmek için KPSS
sınavı…
Yok hayır; hepimizin iyi bildiği sınav
sistemini eleştirmeyeceğiz. Çok daha
vahimi ile karşı karşıyayız. Birilerinin, başka
birilerinin geleceği ile ‘alenen’ oynadığı bir
sürecin içine girdik çünkü.
Son yıllarda özellikle de bu yıl bu
sınavlarla ilgili soruların sızdırıldığı iddiaları,
hatta daha da ötesinde ele geçirilen
belgeler, bunlara ek olarak SBS’de
yaşanan yedek liste skandalları, biraz önce
dile getirdiğimiz “Ne uğruna?” sorusuna bu
yanıtları vermekten çok uzak. Kocaman bir
boşluk ile karşı karşıya bu insanlar.
Sınava girenler de aileleri de…
Gelecekleri, hayalleri çalınan insanlar,
bu insanlar…
Güven erozyonu devasa boyutlarda…
Çocuğunu bir yıldan beri dershanelere
büyük paralar harcayarak SBS’ye
hazırlayan bir veli telefon açarak “bu
ülkede hiçbir şeye güvenim kalmadı artık”
diye isyan ederek şunları anlattı: “Arkadaşı
kızıma, ‘sınavdan bir gün önce babam
odama geldi.
Benim güzel kızım en iyi okullarda
okuyacak, dedi. Elindeki bazı testleri verip,
onları çözmemi istedi. Sınavda o
sorulardan çoğu vardı. Nasıl şanslıymışım’
diye anlattı. Tabii küçük kızın bir şeyden
haberi yok. Ama benim kızım, koca yıl
boyu kendisinden çok daha başarısız
sonuçlar alan arkadaşının çok yüksek bir
puan aldığını görünce şok oldu”
Sızdırma sorulara şimdi bir de Anadolu
liselerine yerleştirmelerde yedek liste
skandalı eklenmiş durumda. Abbas Güçlü
birkaç gün önce Milliyet’teki köşesinde
“Özellikle İstanbul Lisesi, Galatasaray
Lisesi, Kadıköy Anadolu Lisesi gibi yüksek
puanlı devlet okullarının yedek listeleri,
diğer okulların aksine ve kılavuza aykırı
olarak neden daha düşük belirlendi?
Aradaki kontenjanlar hangi nedenlerle boş
bırakılacak?” diye yazmıştı. Bugüne kadar
bir açıklama gelmedi. Belli ki şaibeli
nakiller söz konusu olacak.
KPSS’deki soru sızdırmaları YÖK
incelemeye alacağını açıkladı. Peki öyleyse
neden atamalar durdurulmadı. 30 bin
öğretmenin ataması neye göre yapılıyor?
Bu öğretmenlerin tümüne yönelik bir
eleştirim yok tabii ki. Sadece şunu
şöylüyorum. Şaibeler varsa ki var; durum
açıklığa kavuşuncaya kadar atamalar
durdurulsun.
Yoksa asıl mesele iktidardan yana
olmayanın ‘bertaraf’ olması mı? Sınavlar
da oyun arenasının içinde mi?
Peki o zaman soruyu şöyle sorayım:
Sizler; yaşanan tüm bu sınav rezaletlerini
bizzat yaşayıp mağdur olanlar ve yakınları;
kamuoyunda bu skandallardan haberdar
olanlar, sizler bu hükümete referandumda
“Evet” diyecek misiniz?
Eğer öyle ise benim diyecek sözüm yok;
belli ki tüm bu yaşananlara ve bundan
sonra yaşanacaklara layıksınız…
Sınav Mağdurları ‘Evet’ der mi?
B
122 bin tarõmsal sulama abonesinin 900 milyon lira borcu bulunurken bunlarõn yüzde 30’unun elektriği kesik
Ekonomi Servisi - CHP Merkez
Yönetim Kurulu Raporu, çiftçinin
içinde bulunduğu durumun içler acõsõ
olduğunu ortaya koydu.
Rapora göre, çiftçinin tarõmda
kullandõğõ elektrik nedeniyle 900
milyon lira anapara borcu
bulunuyor. Elektrik borcuna
yürütülen 1.6 milyar lira faiz
ile birlikte, toplam
borç ise 2.5
milyar liraya
ulaşmõş
durumda. 122 bin tarõmsal sulama
abonesinin borcu bulunurken bunlarõn
yüzde 30’unun elektriği kesik.
CHP Merkez Yönetim Kurulu
Raporu’nda, çiftçinin borcunu borçla
döndürdüğü belirtildi. Raporda şu
saptamalar yer aldõ:
Türkiye’nin en verimli
bölgelerinde, köy kahveleri ve
tarlalarõnda satõlõk ilanlarõ var ve
köylünün traktörü de haciz altõnda.
Tütün üretim miktarõnõn 78 bin ton
azaldõ, TEKEL içki bölümünün
özelleştirilmesi sonrasõnda, 19
fabrikadan 9’u kapatõldõ, 2008 yõlõnda
TEKEL’in sigara bölümünün British
American Tobacco firmasõna
satõlmasõyla birlikte 6 fabrikadan 5’i
de kapatõldõ.
Hükümetin tarõma ayõrdõğõ bütçe
yalnõzca 5 milyar lira iken borcunu
borç ile döndürmeye çalõşan çiftçi,
bu miktarõn üç katõ, tam 15 milyar
lira kredi kullanmak zorunda
kalõyor. 15 milyar lira kredinin
1 milyar lirasõ icra takibinde
bulunmaktadõr.
CHP Merkez Yönetim Kurulu Raporu’na göre, çiftçinin tarõmda
kullandõğõ elektrik nedeniyle 900 milyon lira anapara borcu bulunuyor.
Elektrik borcuna yürütülen 1.6 milyar lira faiz ile birlikte, toplam borç
ise 2.5 milyar liraya ulaşmõş durumda.
KISA... KISA...
Yurttaşın bankalara
olan şikâyeti arttı
Türkiye Bankalar Birliği 14 Ağustos
2009-14 Ağustos 2010 döneminde
yapõlan şikayet başvurularõnõn bir
önceki döneme göre yüzde 52 artarak
2 bin 322’ye yükseldiğini açõkladõ.
TBB üyesi bankalarõn doğrudan
kendilerine iletilen toplam 3 milyon
84 bin 751 şikâyet başvurusunun
yüzde 68’ini banka kartlarõ ve kredi
kartlarõ şikâyetleri oluşturdu.
Rekabet Kurulu
cezalandırdı
Rekabet Kurulu, Mesa Mesken Sanayi
Mesa Hastanesi Şubesinin taşõnõr ve
taşõnmaz mallarõ ile diğer tüm
haklarõnõn Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB) ve TOBB
ETÜ Sağlõk Hizmetleri tarafõndan
devralõnmasõ işlemine izin verirken
işlemin Kurul izni olmaksõzõn
gerçekleştirilmesi nedeniyle TOBB-
ETÜ Sağlõk Hizmetleri’ne 11 bin
446.4 TL idari para cezasõ verdi.
Türk Eczacõlar Birliği hakkõnda
verilen kurul kararõnõn danõştay
tarafõndan iptal edilmesi üzerine
dosyanõn yeniden incelenmesi
sonucu, birliğe 2 bin 433.60 lira
para cezasõ verildi.
Merkez Bankası’ndan
faiz indirim sinyali
Merkez Bankasõ “küresel ekonomideki
sorunlar derinleşir, yurtiçi durgunluk
sürecine girilirse faizlerde yeni
indirim olabilir” sinyali verdi.
TCMB, toparlanma hõzõna ilişkin
aşağõ yönlü risklerin sürdüğünü
belirterek dõş talep koşullarõndaki
bozulmanõn işgücü piyasasõ ve yurtiçi
toparlanmayõ yavaşlatabileceğini
bildirdi. Çõkõş stratejisi
düzenlemelerin de daha geç
yürürlüğe koyulabileceğini ifade etti.
Açõklamanõn ardõndan yüzde 8.16
seviyelerinde olan gösterge tahvilin
faizi yüzde 8.10’a kadar geriledi.
TAV’ın notu arttı
Kurumsal derecelendirme kuruluşu
ISS Corporate Services, TAV
Havalimanlarõnõn kurumsal
yönetim notunu 10 üzerinden 9
olarak açõkladõ. TAV
Havalimanlarõ, halka arzõnõn
üçüncü yõlõnda bu not ile İMKB
Kurumsal Yönetim Endeksi’nde
işlem gören tüm kuruluşlarõ geride
bõrakarak notunu 8.5’ten 9’a
çõkarõp birinciliğe yükseldi.
IMF raporuna göre, İslami bankalar her alandaki tõkanõklõğõ şeriat hukuku ile aşõyor
IMF islami bankaları övdü
Ekonomi Servisi - IMF’nin rapora gö-
re, Başbakan Erdoğan’õn da parasõnõ ya-
tõrdõğõnõ açõkladõğõ İslami finans kurumlarõ
şeriata göre yönetiliyor.
IMF uzmanlarõ Patrick Imam ve Kang-
ni Kpodar, kurumu bağlamayan “İslami
Bankacılık: Nasıl Yaygınlaştı?” başlõk-
lõ raporlarõnda alõşõlagelmiş bankacõlõkta
bir sorun olan kurumsal kalite konusunun
İslami bankacõlõğõn yaygõnlaşmasõ açõ-
sõndan önemli olmadõğõnõ, çünkü İslami
bankacõlõğõn bürokrasiden yargõya, büyük
ölçüde kötü işletilen kurumlara bağõşõklõk
gösteren şeriat hukuku tarafõndan yön-
lendirildiğini belirtti. Buna göre, İslam ül-
keleri kurumsal reformlarda az ilerleme
sağlasalar bile bankacõlõk sistemi inşa
edebiliyor.
Müslümanlar, geleneksel bankalarõn
sunmadõklarõ ürünleri talep ediyor ve İs-
lami bankalarõn yaygõnlaşmasõna yar-
dõmcõ oluyor.
Raporda, İslami finansõn bir trilyon do-
larlõk bir endüstri oluşturduğu belirtildi.
Rapora göre, İslami bankacõlõk artõk ka-
buğundan çõktõ ve birçok ülkede geleneksel
sektöre karşõ rakip bir piyasa haline gel-
di. Bu, sadece Müslüman ülkelerde değil,
Müslüman nüfusun fazla olduğu İngilte-
re gibi ülkelerde de hõz kazandõ.
Uzmanlar, 2015’te dünyadaki 1.2-1.6
milyar kadar Müslümanõn tasarruflarõnõn
yarõsõnõ, İslami finansal kuruluşlara yatõ-
racağõ öngörüsünde bulundu. Raporda, “İs-
lami bankalar toksik varlıklara bulaş-
madıkları için son krize karşı esnek ol-
dular ama odaklandıkları emlak ve ti-
caret çökünce olumsuz etkilendiler”
görüşünü savundu.
ABD’de yeni teşvik sinyali
Ekonomi Servisi - ABD’de süren olumsuz ve-
ri yağmuru hõz kesmezken ekonomiyi güçlen-
dirmesi için baskõ altõnda olan Başkan Barack
Obama, istihdamõ arttõrmaya yönelik vergi in-
dirimleri gibi yeni tedbirleri incelediklerini
açõkladõ.
Ülkede geçtiğimiz hafta büyümenin yüzde 1.6
olarak aşağõ doğru revize edilmesi ikinci dip kor-
kularõnõ daha da artõrmõş, Amerikan Merkez Ban-
kasõ (Fed) Başkanõ Ben Bernanke, ekonomik
yavaşlamanõn önemli oranda kötüleşmesi du-
rumunda ek destek vermeye hazõr olduğunu söy-
lemişti.
Obama, “Ekonomi danışmanlarımla birlikte
büyümeyi arttırıcı ve kısa vadede istihdamı,
uzun vadede ise rekabet gücümüzü arttıra-
cak ek adımlar üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Obama, orta gelir grubunun yararlandõğõ vergi
indirimlerinde bu yõl sona erecek sürenin uza-
tõlmasõ gibi adõmlarõn da olasõ oldu-
ğunu belirtti. Öte yandan, eko-
nomist Paul Krugman,
ABD’nin 2009’da uygula-
maya koyduğu geniş çaplõ
teşvik programõna benzer
yeni bir canlandõrma paketi-
ne ihtiyaç duyduğu uyarõsõn-
da bulundu. Krugman, hedefin
daha fazla harcama ya-
pabilecek düşük ve
orta gelirliler olmasõ
gerektiğini iletti.
İstanbul’da dört
gün süren ve 4
milyon Avro
harcanan
İstanbul
Fashion Week
ve Collection
Premier
İstanbul, kent
ekonomisine 11
milyon doların
üzerinde katkı
sağladı. İHKİB
Başkanı Hikmet
Tanrıverdi,
“Ünlü tenisçi
Anna
Kournikova
dahil olmak
üzere, davet
ettiğimiz
celebritylere
toplam 500 bin
TL ödedik”
dedi.
Ekonomi Servisi - Türkiye’de teks-
til hazõr giyim ve modacõlar arasõnda
sağlanamayan beraberlik fuarlara da
yansõyor. Geçen hafta içinde aynõ anda
iki farklõ organizasyonla gerçekleştiri-
len İstanbul Fashion Week ve İstanbul
Fashion Fair sektörde beklenen et-
kiyi yaratmadõ.
İstanbul Hazõrgiyim ve Kon-
feksiyon İhracatçõlarõ Birliği (İH-
KİB) Başkanõ Hikmet Tanrı-
verdi, İstanbul Fashion Week
(IFW) ve Collection Premiere İs-
tanbul’u (CPI) 38 bin 500 kişinin
ziyaret ettiğini söyledi.
Tanrõverdi fuarõn başarõsõz ol-
duğu ile ilgili eleştirilere de “Bi-
zim işimiz fuarcılık değil. Bu
fuar bir başlangıç, ilk 2-3 taneyi
yapıp hemen ardından özel-
leştireceğiz. Bugün talip çı-
karsa bugün bırakacağız” dedi. Fua-
rõn başlangõç fuarõ olduğunu ve 2011 yaz
koleksiyonu olan firmalarõn fuara katõ-
labildiklerini anõmsatan Tanrõverdi,
şöyle devam etti:
“Neticede biz burada bir iş yapı-
yoruz ve birtakım şeyleri de zaman
zaman devlete anlatmak zorunda-
yız. Devletin de gelip burada birtakım
şeyleri yaşaması, görmesi lazım. On-
ları da ancak bu vesileyle buralara ge-
tirebiliyoruz. Bu işin ekonomik yön-
leri var, gelecekle ilgili başka sıkıntı-
ları olabilir. Bakan gelecek, yanında
müdürler gelecek, görecekler, yaşa-
yacaklar. Yoksa burada kimsenin
çok fazla hoşuna gitmiyor kravatlı in-
sanların dizilmesi. Gerçi yapmadık bu
sene onu ama. Hiçbirimiz öyle bir gö-
rüntü vermek istemiyoruz. Bundan
sonrasında daha moda ağırlıklı olur.”
B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K DÜNYADAN...
Fransa’da helal et atağı: Fransa’nõn
ünlü hamburger zinciri Quick, helal et sa-
tan şube sayõsõnõ arttõrma kararõ aldõ. Şirket, 14
ilave şubenin daha İslami geleneklere göre kesilmiş
etlerden yapõlmõş ürün satacağõnõ duyurdu. Böy-
lece, firmanõn sadece helal et ürünleri satan şu-
be sayõsõ ülke genelinde 22’ye çõkacak.
Dünya bankasından enerjiye destek: Dünya Ban-
kasõ İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye’ye, Güneydoğu
Avrupa Enerji Topluluğu Programõ kapsamõnda
sağlanacak 220 milyon dolarlõk kredi anlaşmasõnõ
onayladõ. Kredi ile finanse edilecek proje, TEİAŞ ta-
rafõndan uygulanacak.
Hindistan yüzde 8.8 büyüdü: Hindistan ekonomisi,
nisan-haziran döneminde geçen yõlõn aynõ dönemi-
ne göre yüzde 8.8 oranõnda büyüdü. Hindistan İsta-
tistik Ofisi, büyümede madencilik ve sanayi üreti-
mindeki artõşõn etkili olduğunu ve kriz öncesi sevi-
yeye ulaşõldõğõnõ belirtti.
IMF’den yeni kredi seçeneği: IMF, yeni oluştur-
duğu ihtiyati kredi hattõyla para politikalarõnõ onay-
ladõğõ ülkelere, sõkõntõlõ bir döneme girmeden önce
kredi sağlayacak. Ülkeler bu kredileri, fonlamaya ih-
tiyaç duyduklarõ zaman kullanabilecek ve kredi kul-
lanõlõncaya kadar faiz uygulamasõ olmayacak.
Tekstilci fuarõnõ satõyor
Çiftçinin ampulü söndü