Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Kurtların Sessizliği
Sessizlikle boğma girişimi sürüyor. Medya’nın,
kaçınamadığı üç beş yazı ve programdan sonra
yine neredeyse örgütlü bir suskunluğa
bürünmesi bir yana, daha önemlisi, cemaat
hesabına yazılmak kaydıyla, anlaşılabilir
sessizliğidir.
Hanefi Avcı hakkında açılmış bir idari
soruşturma, Ankara Cumhuriyet Başsavcı
Vekili’nin, kitaptaki iddiaları soruşturmaya
dönüşmesi umudunu taşıdığımız incelemeye
alması ve nihayet kitapta adıyla sanıyla belirtilen
“Ömer”in “artık bu bir soruşturma konusu
olmuştur, sakın ola yazı yazmayın, program
yapmayın” ültimatomu...
Hepsi bu kadar.
Öyle sanıyorum ki “Ömer”in ültimatomu çok
etkili olmuştur.
Yani kısacası anlaşılan odur ki “cemaat”
“susun!” demiştir.
Suskunlukla, sessizlikle boğmanın nedeni
budur.
“Cemaat” sözcüğünü tırnak içinde yazmamın
nedeni de budur.
Çünkü yaşadığımız çağda gelişen, yani
aydınlanmayı aşmanın sıkıntılarını çok yönlü olarak
yaşayan dünyanın karşısına çıkarılan cemaat
olgusu ile, dünyanın pek çok ülkesinde hayat
bulan suç örgütlerini “cemaatleri” birbirinden
ayırmak gerekiyor. Ayırmak gerekiyor da,
birbirinden büsbütün koparmak yanlışına
düşmeden yapılması gerekiyor bu analizin.
Cemaat, sosyolojik bir olgudur ve bir suç örgütü
olarak “cemaatin” beslendiği alandır. Kuşkusuz
tekrarında yarar var, kendini aşma sıkıntılarını
çokboyutlu olarak yaşayan aydınlanmanın,
modernitenin en önemli ve güçlü düşmanıdır.
Günümüzün sonradan olma cemaatçi
“entelektüellerinin” pek tuttukları geç vakit
filozofu Habermas da bu çatışmayı camları koyu
siyah güneş gözlüklerinin arkasından anlatmayı
seviyor. Habermas amaca uygun olarak, durumu
günümüz neoliberallerinin pek sevdiği sözcüklerle
tanımlamayı seçiyor. Kendini aşma çabasındaki
aydınlanma, “Bilime iman eden katı doğalcılık”
olurken cemaat “siyasi olarak yenilenmiş
bilinç” olarak meşruiyetin sınırları içine
çekilivermektedir.
Peki ne olacak?
Ne öneriyor geç vakit filozofumuz?
Onun önerdiği, Hegel’in “dinin aklın tarihine
dahil olduğu” varsayımından hareketle, bilime
iman eden aydınlanmanın cemaatle
uzlaşmasıdır. (Doğalcılık ve Din Arasında.
Habermas. 2009. YKY yayınları)
Unuttuğu ise aydınlanmanın bilime iman
etmediği, dayandığıdır.
Bilimin kuşkularla geliştiği, cemaatin ise
dogmalarla kendini dayattığıdır.
Bu çatışmadan kim üstün çıkar ?
Bunu bilmiyoruz.
Bildiğimiz kavganın gittikçe sertleştiği,
cemaatlerin dogmalarını giderek katılaştırdıkları ve
pek çok yerde devletleştikleri, modern toplumu
yenilgiye uğrattıklarıdır.
Burada günümüz dünyasında sıkıntılar içindeki
kapitalizmin, kârlarını sürekli kılabilmek, kaçınılmaz
bunalımlarını atlatabilmek için, “entel” uzmanlarını
cemaatle uzlaşmayı teoride, pratikte hazırlamaları
ve gerçekleştirmeleri için piyasaya sürdüğünü
biliyoruz. Büyük mesafe kaydetmişlerdir.
Cemaatin yazıcılarıyla muhabbet içinde, büyük bir
coşkuyla karanlık bir geleceğe doğru
yürümektedirler.
Uzlaşmanın Irak’ta, İran’da, Pakistan’da ABD’de
daha pek çok yerde ortaya çıkan sonuçları onları
ürkütmüyor, günü kurtarmaya çalışıyor, zafer
naraları atarak, deli danalar gibi aydınlanmayı ve
onu aşmayı, sosyalizmi savunanlara saldırıyorlar.
Bu arada bir “densiz” cemaatin içinden çıkıp da
işleri berbat edecek ha!..
Olacak iş değildir.
Sessizlikle, suskunlukla boğmanın, “derin”
olanaklarla işi kapatma gayretinin arkasında yatan
da işte bu kızgınlığın ete kemiğe bürünmesidir.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Referandumda kullanõlacak oy pusulalarõ ve mühürler 12 Eylül’e kadar sandõk başkanlarõnõn evinde duracak
Oy pusulalarõ korumasõzSİNAN TARTANOĞLU
ANKARA - Halkoylamasõnda kul-
lanõlacak oy pusulalarõ, mühürleri ve
seçmen listeleri 12 Eylül’den 15 gün
önce sandõk başkanlarõna emanet edil-
di. Mühürlenmemiş ve rahatça açõla-
bilecek çuvallar içindeki pusulalar
referandum gününe kadar sandõk baş-
kanlarõnõn evlerinde duracak. Pusula-
larõn 12 Eylül sabahõnda kullanõlaca-
ğõ adrese ulaşmadan zarar görmesi du-
rumunda yaşanabileceklere karşõ ön-
lemler alõnmamasõ dikkat çekti.
Yüksek Seçim Kurulu, 25 Ağustos
2010 tarihinde Ankara’da görevlen-
dirilen sandõk başkanlarõ için Sarar İlk-
öğretim Okulu’nda bir seçim eğitim
toplantõsõ düzenledi. Toplantõda san-
dõk başkanlarõna oy verme işlemleri sõ-
rasõnda uymalarõ gereken kurallar an-
latõldõ. Her seçim öncesi gerçekleşen
bu toplantõ sonunda seçimlerde kul-
lanõlacak oy pusulalarõ, mühürler ve
seçmen listeleri dahil tüm belgeler,
mühürlenmemiş çuvallarõn içerisinde
sandõk başkanlarõna imza karşõlõğõ
teslim edilerek 12 Eylül gününe kadar
çuvallarõ evlerinde tutmalarõ söylendi.
Birçok sandõk başkanõ içlerinde oy pu-
sulalarõ da olan mühürlenmemiş çu-
vallarla Kõzõlay’a dağõldõ. Hiçbir gü-
venlik önlemi olmadan evlerine ken-
di olanaklarõyla gittiler.
Eğitim toplantõsõnda aldõklarõ talimat
gereği sandõk başkanlarõ referandum
günü görevli olduklarõ okullara çu-
vallarõ kendileri götürecek. Bugüne ka-
dar seçmenlerin bilgilerini içeren bel-
gelerin ve oy pusulalarõnõn nasõl ko-
runacağõ tartõşma konusu olurken oy
pusulalarõnõn güvenliğinin nasõl sağ-
lanacağõ, pusulalarõn çalõnma tehlikesi
karşõsõnda ne tür önlemlerin alõndõğõ
sorularõ yanõt bekliyor. Sandõk kuru-
lu başkanlarõnõn pusulalarõ sakladõğõ
yerlerde ya da görevli olduklarõ bina-
ya gidişleri sõrasõnda yaşayacaklarõ bir
olumsuzlukla pusulalarõn ortadan kalk-
masõ durumunda eksik pusulalarõn
referandum günü nasõl tamamlanaca-
ğõ sorusu da yanõtsõz kaldõ.
Sistem değiştirildi
Edinilen bilgiye göre, oy pusulasõ ve
diğer seçim dokümanlarõnõn sandõk
başkanlarõna, mühürlenmemiş çuval-
larla emanet edilmesi yöntemi 2007
yerel seçimlerinde de uygulanmõş ve
Ankara’da elektrik kesintisi yaşan-
masõndan yola çõkarak seçimde hile
yapõldõğõ iddialarõ ortaya atõlmõştõ.
2002 genel seçiminde sandõk gö-
revlisi olan Hacettepe Üniversite-
si’nden emekli öğretim görevlisi
Sema Bülbül, bu seçimlerde böyle
bir durumun yaşanmadõğõnõ belirte-
rek “2002 genel seçimlerinde, san-
dık görevlileri ve partilerin gö-
revlendirdikleri kişiler seçim gü-
nü sabah saatlerinde bağlı bulun-
dukları okullarda hazır bulun-
muştu. Onlar geldiklerinde se-
çimle ile ilgili belgeler YSK’nin gö-
revlendirdiği kişiler tarafından
okula getirilmiş oluyordu. Getiri-
len çuval kesinlikle mühürlü olur-
du. Bizim gözümüzün önünde mü-
hürlü çuvalın mühürü açıldı, içe-
risinden yine gözümüzün önünde
bu belgeler çıkarıldı. Sandık baş-
kanları da damgaladı ve oy verme
işlemi başladı” bilgisini verdi.
Boykot
da bir
seçenek
DİYARBAKIR (Cum-
huriyet Bürosu) - BDP Ge-
nel Başkanõ Selahattin De-
mirtaş, “Barışın sağlan-
ması AKP’nin ‘evet’inden
CHP ve MHP’nin ‘ha-
yõr’ından daha önemlidir”
diye konuştu.
Demirtaş, Genel Başkan
Yardõmcõlarõ Gültan Kışa-
nak ve Meral Danış
Beştaş, BDP PM üyesi Ah-
met Yıldırım, Büyükşehir
Belediye Başkanõ Osman
Baydemir ve BDP Diyarba-
kõr İl Başkanõ Nijad Yaruk
ile birlikte Sümerpark Re-
sepsiyon Salonu’nda basõn
toplantõsõ düzenledi. Demir-
taş, referandumda seçenek-
lerin sadece “evet” ve “ha-
yır” tercihlerinden oluşma-
dõğõnõ, boykotun da üçüncü
bir seçenek olduğunu ifade
etti. Partisinin başta yeni bir
anayasa olmak üzere dile
getirdiği taleplerinin gör-
mezden gelindiğini ifade
eden Demirtaş, BDP’nin
boykot kararõnõn yeni bir
anayasa için alõndõğõnõ söy-
ledi. 13 Eylül’de “evet” ve-
ya “hayır” kararõnõn çõkma-
sõ durumunda kõyametin
kopmayacağõnõ asõl ondan
sonraki sürecin önemli oldu-
ğunu belirten Demirtaş,
“Barışın sağlanması
AKP’nin ‘evet’inden CHP
ve MHP’nin ‘hayõr’ından
daha önemlidir. 13 Ey-
lül’den sonra toplumsal
barışın sağlanması için na-
sıl bir anayasanın yapıla-
cağı daha önemlidir. 13
Eylül’den sonra Türki-
ye’nin gündemi barışa ki-
litlenmelidir” diye konuştu.
‘Boykot kararı kesin’
BDP’nin boykotu esnetip
esnetmeyeceği yönündeki
soru üzerine Selahattin De-
mirtaş, kararlarõnõn kesin ol-
duğunu vurguladõ.
BDP’Lİ DEMİRTAŞ
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valili-
ği, yurttaşların TC kimlik numarasını
alıp oy kullanabilmesi için Geçici Mobil
Nüfus Müdürlükleri oluşturdu. Mobil
müdürlükler, bugünden itibaren 14 Ey-
lül tarihine kadar, 08.00-23.00 arasında
hizmet verecek. Valiliğin açıklamasına
göre, Fatih’te Eminönü Yeni Cami
Meydanı, Beyoğlu’nda Taksim Meyda-
nı, Gaziosmanpaşa’da Cumhuriyet
Meydanı, Kadıköy’de İskele Meydanı
ve Ümraniye’de Alemdağ Caddesi İG-
DAŞ yanında geçici mobil nüfus müdür-
lükleri oluşturularak hizmete açılacak.
Referandum
için mobil
‘müdürlük’
BAŞBAKAN ERDOĞAN
CHP’ye
‘türban’
çağrısı
TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) -
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, CHP Genel Başkanõ Kemal
Kılıçdaroğlu’nun “başörtüsü
sorununu çözeriz” açõklamalarõ-
na tepki göstererek, “Eğer dü-
rüst ve samimiysen biz hazırız.
Hemen adım atalım” dedi.
Tekirdağ-Muratlõ demiryolunu
hizmete açtõktan sonra Cengiz
Topel Meydanõ’nda düzenlenen
mitinge katõlan Erdoğan, iktida-
rõn iş, muhalefetin laf ürettiğini
söyledi. CHP’nin siyasi tarihinde
ilk kez Ankara dõşõna çõktõğõnõ sa-
vunan Erdoğan, “Onu da bizim
zorlama ve teşviklerimizle yap-
tılar. Anadolu’yu bunlar daha
yeni keşfediyorlar. Trakya’yı
bunlar daha yeni görüyor” de-
di. Adnan Menderes döneminde
boş Hazine’nin dolduğunu ileri
süren Erdoğan, “Bunlar darbe
ile gelip merhumu malum idam
ettiler, sonra da Hazine’yi bo-
şattılar. Rahmetli Özal geldi,
Türkiye’ye çağ atlattı adeta.
Ardından geldiler, Türkiye’yi
yağmalamakla kalmadılar, bir
yolsuzluklar silsilesi aldı başını
yürüdü” diye konuştu.
‘Hemen çözelim’
CHP lideri Kemal Kõlõçdaroğ-
lu’nun genel af ve başörtüsüyle
ilgili açõklamalarõna tepki göste-
ren Erdoğan, “Bunlara bakıyor-
sun, Batman’a gidiyor ‘genel
af’ diyor. Öyle mi? Ankara’ya
geliyor, hemen çark ediyor.
Tunceli’ye gidiyor, orada ‘ge-
nel af’ satıyor, Kayseri’ye gidi-
yor çark ediyor. ‘Onu demek is-
temedim’ diyor. İstanbul’a gidi-
yor, başörtüsünü, çarşafı tezgâ-
ha sürüyor, çarşaflılara rozet
takıyor. Sonra bir de bakıyo-
ruz ki çarşaflı vatandaşımı,
kardeşimi otobüsten atıyor. Bir
de bunlar bu arada yeni bir şey
daha başlattılar. Şimdi ‘Başörtü
meselesini ben hallederim’ di-
yor. İnandınız mı? Eğer dü-
rüst ve samimiysen 13 Eylül
gününden daha erkeni yok, bu-
günden tezi yok biz hazırız. He-
men birlikte oturalım, kararı
verelim, adımı atalım” dedi.
MHP lideri Bahçeli, Erzurum’da seslendiği yurttaşlardan 12 Eylül’de yapılacak referandumda mutlaka
sandığa gitmelerini istedi. Bahçeli konuşmasında AKP hükümetine sert eleştiriler yöneltti. (Fotoğraf: AA)
‘AKP ile
PKK aynı eksende’
AYŞE SAYIN / RECEP KAPUCU
ERZURUM - MHP Genel Baş-
kanõ Devlet Bahçeli, Başbakan’õn
3 Eylül’de Diyarbakõr’da yapacağõ
mitinge dikkat çekerek, “Diyarba-
kır’da da, Konya’da, Sakarya’da
konuştuğun gibi konuşabilecek
misin? Kürtçenin eğitim dili ola-
cağının sözünü verecek misin?
‘İmralõ’ya affa karşõyõz’ diye Kon-
ya’da böbürlenirken Diyarba-
kır’da ne yapacaksın? Önündeki
samimiyet testi budur” dedi. Ko-
nuşmasõnda Erzurumlu olan Fet-
hullah Gülen’e de yüklenen Bah-
çeli, Gülen’i kastederek, “bazı
hürmet duyulan şahsiyetlerin”,
AKP ile birlikte “kara propagan-
da yaptığı” uyarõsõnda bulundu.
Devlet Bahçeli, anayasa deği-
şikliği referandumuna yönelik “ha-
yır” kampanyasõ çerçevesinde dün
Erzurum’da halka hitap etti. Yurt-
taşlardan sandõğa gitmelerini isteyen
Bahçeli, “Bugün halkoylamasıy-
la millet iradesini ortaya koyar-
ken 2011 milletvekili seçimleri
için bir iz çizeceksiniz” uyarõsõn-
da bulundu. Bahçeli konuşmasõnda
şu mesajlarõ verdi:
Gülen’e kara propaganda
uyarısı: Bazõ yerlerde bazõ konu-
larda hürmet duyulan şahsiyetlerin
etraflarõna yaydõğõ kara propagan-
da, AKP propagandasõ ile örtüşüyor.
Bu yanlõş yoldan vazgeçmek lazõm.
Kime ne söylediğimi herkes anlõyor.
Bu evet oyu zaten havada dolaşan
Erdoğan’õ uçurur. Türkiye’yi de
uçuruma sürükler.
Kime mahkûmsun: Sayõn
Başbakan öfkeli sinirli, oruçlu bir
ağõzdan çõkmayacak çirkinlikte ya-
lan ve iftiralarla milleti aldatmaya
çalõşõyor. Bu kadar yalan ve iftira-
ya başvurmasõnõn, bu kadar siyasi
üslubunun çirkinleştirmesinin sebebi
ne ola ki? Böyle bir dönemde neye
mahkûm? Kiminle işbirliği yapõyor,
kiminle pazarlõk içerisinde bunu
kamuoyuna açõklamasõ lazõm.
PKK ile eksen aynı: Bugünkü
anayasa değişikliği öyle alelacele
hazõrlayõp, yapmaya çalõştõğõ açõlõm
projesinin veya yõkõm projesinin so-
nuçlarõnõ alabilmek için anayasa
da bazõ tuzaklarõ yerleştirerek 2011
yõlõnda, açõlõmda PKK ve AB ta-
leplerine cevap verecek daha geniş
bir anayasa değişikliğinin hukuki ze-
minini sağlamaya çalõşõyorlar.
PKK’nin siyasallaştõrma süreciyle
AKP’nin anayasa değişikliği ara-
sõnda aynõ eksen üzerinde birlikte
yürüme vardõr.
Diyarbakır soruları: Diyar-
bakõr’da kürsüye çõktõğõn zaman,
Konya’da konuştuğun gibi, Sakar-
ya’da konuştuğun gibi, milli dev-
letten üniter yapõdan yana olduğu-
nu söyleyebilecek misin? Kürtçenin
eğitim dili olacağõnõn sözünü vere-
cek misin? İmralõ’ya affa karşõyõz di-
ye Konya’da böbürlenirken, Di-
yarbakõr’da ne yapacaksõn? Demo-
kratik özerkliğin zõrva olduğunu
söyleyebilir misin?
Ümüğünden tutar cevabı
verir: MHP’nin 12 Eylül rejimin-
den en büyük õstõrabõ çektiğini bil-
meyen yoktur. Böyle bir insan züm-
resinin bir dönem çekmiş olduğu zu-
lümleri istismar ederek, onlarõn ak-
lõnõ çelmeye çalõşõyor. O değerli in-
sanlarõ kõşkõrtmaktan vazgeç. Her-
kesi aldatõr kandõrõrsõn ülkücü ha-
reket kanõyor gibi gözükür ama
günü geldiğinde ümüğünden tutar,
gerekli cevabõ verir.
Bahçeli, daha geniş kapsamlõ bir anayasa
değişikliğine zemin hazõrlandõğõnõ söyledi
ARINÇ: MİLLETİMİZİ BÜYÜK
FELAKETTEN RABBİM KURTARDI
ADNAN AVUKA
MARDİN - Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’nin
ekonomik krizin etkisinden en kolay
kurtulan, bunu en az hisseden ülke oldu-
ğunu savunarak, “İşte ‘Yunanistan ora-
da ise Türkiye burada’ diyebiliriz. Mille-
timizi bu büyük felaketten rabbim kur-
tardı ama şüphesiz hükümet ekonomi
yönetimi ve alınan tedbirler ile bunda
çok başarılı oldu. Böyle bir hükümetin
üyesi olmaktan doğrusu gurur duyuyo-
rum” dedi. Mardin Toptancılar Site-
si’nin temel atma törenine katılan Arınç,
Türkiye’deki bazı siyasetçilerin “felaket
tellalı” gibi konuştuğunu söyledi.
‘VALİLER HEM DEVLETİN HEM DE
HÜKÜMETİN TEMSİLCİSİDİR’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri
Bakanı Beşir Atalay, özel bir televizyon
kanalında katıldığı programda, 30
Ağustos törenlerinde Aydın’da Vali
Hüseyin Avni Coş ile CHP Milletvekili
Fatih Atay arasında yaşanan ‘padişah’
polemiğin sorulması üzerine “Hüküme-
tin valisisin gibi bir şey uygun değil”
yorumunda bulundu. İçişleri Bakanı
Atalay, “Mülki idarede görev yapan va-
li ve kaymakamlarımız, hem devletin
hem hükümetin hem de tek tek her ba-
kanın temsilcisidirler. Bir milletvekili-
mizin, hem televizyonlardan hem de
kendisi ile konuşarak bilgi aldım, ‘Hü-
kümetin valisisin’ gibi bir şey doğrusu
nazik değil, uygun değil” diye konuştu.
‘Dolandırıldınız, iyi günler’
ÇANAKKALE (AA) - Çanakkale’de, İbadet
Akbõyõk’õn cep telefonuna bir çekiliş kam-
panyasõndan 18 bin lira ödül kazandõğõ yö-
nünde mesaj geldi. Mesajõn gönderildiği tele-
fon numarasõnõ arayan Akbõyõk, zanlõnõn, pa-
rayõ alabilmesi için vereceği numaralarõ aktif
etmesi için kontör göndermesi talebi üzerine,
1760 lira tutarõnda kontör yolladõ. Akbõyõk,
kontörü gönderdiğinde, zanlõ, “dolandõrõldõ-
nõz, iyi günler diyerek” telefonu kapattõ.
KKKA tedavisinde yeni yöntem
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlõk
Bakanlõğõ Bilim Komisyonu, Türkiye’de ilk
kez bir Kõrõm Kongo Kanamalõ Ateşi
(KKKA) hastasõnda uygulanõp başarõ elde
edilen, çift filtrasyon yöntemiyle hastalõğa
yol açan zararlõ maddelerin kandan temizlen-
mesi işleminin seçilen belirli bir hasta gru-
bunda uygulanmasõna karar verdi. Sonuç ba-
şarõlõ olursa yöntem tedavi şemasõna girecek.
6 yaşında ailesini kurtardı
SAKARYA (AA) - Sakarya’nõn Akyazõ ilçe-
sinde Meryem (28) ve Hüseyin Nalçacõoğlu
(35) çifti ve çocuklarõ Mert (6), Damla (8) ve
İlayda’nõn (4) yaşadõğõ tek katlõ evde yangõn
çõktõ. Duman kokusu alarak uyanan Mert, ya-
tak odasõnda uyuyan anne ve babasõnõ uyandõr-
dõ. Baba Hüseyin Nalçacõoğlu, yatak odasõnõn
camõnõ kõrarak ailesini dõşarõ çõkardõ.
İnsan kaçıran Türkler gözaltında
ROMA (AA) - İtalya’nõn güneyindeki Pug-
lia bölgesinde bulunan Porto Selvaggio
açõklarõna, yelkenli yatla 42 kaçak göçmen
getirdikleri saptanan 2 Türk vatandaşõ göz-
altõna alõndõ. İtalyan mali polisi Pakistanlõ,
Iraklõ, İranlõ ve Kürtlerden oluştuğu belirti-
len 42 kaçak göçmenin arasõnda 5 kadõn ve
3 çocuğun bulunduğunu açõkladõ.