Katalog

CMYB C M Y B 24 AĞUSTOS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR En Genç Yazarımız Oktay Akbal Yeniden Yazılarına Başladı: Yine “Hayır” Diyor! Oktay Akbal ağır bir ameliyat geçirdi. Bedeni acılar içindeyken, geçen pazar yazılarına yeniden başladı… Çünkü berrak zihni, heyecanlı yüreği, bedenine isyan ediyordu: Yazmamak olmazdı bugünlerde… Zihin ve yürek bedene yenik düşemezdi… Çünkü Oktay Akbal Cumhuriyet’in en genç, en heyecanlı, en dinamik, en yetenekli yazarıydı. Kendisine bakarsanız 87 yaşındaydı… Benim gibi okurlarına bakarsanız, sonsuza kadar genç kalmayı başarabilen nadir yazarlardan biriydi. İçinden heyecan fışkıran, sorumluluk dolu satırlarındaki şu duygulara, düşüncelere bakar mısınız. Pazar günü hastalık sonrası yazdığı ilk yazısının başlığı: “Sonuna Kadar...” Siz bunu “Son nefesime kadar direneceğim, yazacağım” biçiminde de okuyabilirsiniz. Oktay Akbal yazısına önce yazarlık heyecanını aktararak başlıyor: “Kişi kendini yazma coşkusuna kaptırırsa her şey geride kalıyor. Hastalıklar bile... Ama gözün kararmış, sesin kısılmış, ateşin yükselmiş, ayakta duracak halin kalmamış, üstelik daha yeni bir ameliyattan çıkmışsın... Masanın başına geçip daktiloya parmak basınca değişiveriyorsun!..” Yazarlık işte budur: Aklın, yüreğin, bedene isyanı… Yazı yazmanın verdiği heyecanın, yaşamın bütün sıkıntılarını unutturan tadı! Daha sonra diyalektik yaklaşımı unutmuyor… Kendi kendini irdeleyerek sürdürüyor yazıyı: “Öyle mi acaba? Zorla güzellik olmaz. Zorla da yazı yazılmaz. Ama sen bunu genç yaşından beri bilirsin. Binlerce okurun senin görüşünü, duyuşunu beklemişse, bekliyorsa, dayanacaksın, kaçıracaksın hastalık hallerini... mi dersin? İşte ben şimdi o haldeyim.” Daha sonra hepimizi yasa boğan, ama en çok Oktay Akbal’ı etkilediğini bildiğimiz büyük kaybımızı dile getiriyor… Bir yalnızlığın karanlığıdır İlhan Selçuk’suz yaşam Oktay Akbal için: “Hele hele en yakın arkadaşın İlhan da bir süre önce seni bırakıp gitmişse, seni yalnızlıkların karanlığında bırakmışsa!..” Ama bütün yazıları gibi bir kuyumcu özeniyle işlediği bu yazısının giriş bölümünü bitirirken de yine umudunu, kararlılığın, yazarlık sorumluluğunu vurguluyor: “Yine de çabalayacaksın, yine de dayanacaksın... Ülkeni dört yandan sarıp sarmalayan bir düşmanlığı yok etmek savaşına, bu yaşta da olsan katılacaksın.” Oktay Akbal, yüzde 92 oyla kabul edilen 1982 Anayasası’nın gayri meşru referandumu sırasında “Hayır” oyu vereceğini yazmıştı. “Hayır” propagandası yapmak yasayla yasaklandığı için, bu nedenle mahkemeye verildi, yargılandı ve mahkûm oldu, hapis yattı. Aradan otuz yıl geçti. Halkın yüzde 92’sinin yanıldığını, bu anayasanın gayri meşru ve antidemokratik olduğunu artık herkes kabul ediyor. Oktay Akbal bugünkü referandumda da “Hayır” diyecek. Haklı olduğunu anlamak için yine bir otuz yıl daha beklemek mi gerek ülkemizde? Anayasa referandumuna gidilen bugünlerde aydın sorumluluğunun, yazarlık hayatının en büyük onuruna kavuşuyor Akbal: Halkın yüzde 92’sine bile karşı durursun zamanında… Hapse bile girersin bu uğurda… Ama otuz yıl sonra bile olsa, haklılığın, direnişin, aydın sorumluluğun tarihe geçer! Onunla aynı gazetede yazabilmek biz bütün Cumhuriyet yazarları için bir onurdur. [email protected] www.kongar.org Liselilerin karbonmonoksit zehirlenmelerini önlemek için geliştirdiği dedektör her eve girecek Gençler ölüme savaş açtõFİGEN ATALAY Türkiye’de son 5 yõlda 10 bin kişi karbonmonoksit gazõndan zehirlendi. Yaklaşõk 500 kişi ise öldü. Robert Kolej, soruna çözüm bulmak amacõyla Massachusetts Institute of Technology (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) ile işbirliği yapmaya karar verdi. MIT lisans öğrencisi rehberliğinde yedi Robert Kolej öğrencisi “Karbonmonoksit Zehirlenmesi Projesi” geliştirdi. Proje çerçevesinde, farkõndalõğõn arttõrõlmasõ için kampanya yapõlmasõ, MIT öncülüğünde daha geniş kitleler için ulaşõlabilir, daha hesaplõ bir karbonmonoksit gazõ dedektörü geliştirilmesi hedeflendi. Cemre Berk, Ege Bezci, Elif Erez, Christie Lin, Paulina Schenk, Değer Turan, Özdemir Vayısoğlu ve Ege A. Yalçınbaş, okullarõnõn tiyatro salonunda bir sunum yaparak projelerini anlattõ. Bu proje ile hem bir mühendislik araştõrmasõ yapan, hem toplumu bilinçlendirme kampanyasõ başlatan gençler, uzun süreli bir girişim planõna da önemli bir destek vermiş oldular. ‘Sessiz katil’ Soba kullanan insanlarõn satõn alabilecekleri ucuzlukta bir dedektörün geliştirilmesinin amaçlandõğõ projede gençler, metal tozlarõ kullanarak oluşturduklarõ dedektörü saatle birleştirdiler. Saat görünümündeki dedektörün maliyetinin 20 lira olduğunu söyleyen gençler, bu rakamõn daha da aşağõ inebileceğini, ihtiyacõ olanlara çok ucuz ya da bedava dağõtõlabilmesi için kömür şirketleriyle görüşeceklerini belirttiler. Topluma hizmet amacõnda olduklarõnõ vurgulayan proje üyeleri, önümüzdeki günlerde neler yapacaklarõnõ şöyle anlattõlar: “Şehrin gelir seviyesi düşük semtlerinde yaşayan insanlar ‘sessiz katil’in farkında olmayabiliyorlar. Hedef kitlemize ulaşmak için pilot bölgelerde bilgilendirici broşürler ve soba kurma rehberi dağıtmayı planlıyoruz. Bir dedektörle karbon monoksit zehirlenmesinden kurtulmak mümkün. Biz de bu nedenle okul okul, ev ev dolaşarak bu konuda halkı bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz.” Alevi köyleri üvey evlat Robert Kolej öğrencileri dedektörü ihtiyaç sahiplerine ücretsiz vermek için kömür şirketleriyle görüşecek. TABİİ Kİ TARIM İÇİN DEĞİL Verimli arazi ağızları sulandırdıBursa Belediyesi’nin birinci sınıf tarım arazisini imara açması, meslek odaları tarafından tepkiyle karşılandı. Meslek odaları, AKP’nin referandum öncesi imara açtığı alanlarda 500 milyon dolarlık rant yaratıldığını söylüyor. LEVENT GENCELLİ BURSA - AKP’nin çoğunlukta bulunduğu Bursa Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin son toplantõsõnda kentin 1. sõnõf tarõm toprağõ niteliğindeki 3 milyon metrekarelik alanõnõn imara açõlmasõna meslek odalarõ büyük tepki gösterdi. TMMOB Şehir Plancõlarõ Odasõ Bursa Şube Başkanõ Füsun Uyanık, “Bursa Ovası’nda 11 bin 245 hektar olan koruma alanı 9 bin 250 hektara düşürüldü. Kayıp her geçen gün artıyor. Sağlık kompleksi, eğitim vadisi gibi halkın kulağına hoş gelecek yatırımlar sıvılaşma ve taşkın riski bulunan bölgelere kaydırılıyor” diye konuştu. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odasõ Bursa Şube Başkanõ Necati Şahin de 1/25.000 ölçekli Nâzõm İmar Planõ değişikliğiyle “toplulaştırma” adõ altõnda tarõm topraklarõnõn imara açõldõğõnõ söyledi. Şahin “Belediye meclisinden geçen kararla imar hakkı verilen yerlerin tamamı taşkın alanı ya da depremde yerle bir olacak sıvılaşma bölgesidir. Buraları imara açmak rantı paylaşmaktır. Bir başka anlatımla fay hattının üzerine yapı izni vererek kentin geleceğiyle oynamaktır” dedi. 500 milyon dolarlık rant Bursa’nõn Yõldõrõm, Gürsu ve Kestel ilçe sõnõrlarõ içinde kalabilen ve tarõm yapõlan önemli bölgeleri AKP’nin referandum öncesinde imara açmasõyla yaklaşõk 500 milyon dolarlõk bir toprak rantõ yaratõldõğõna dikkat çeken meslek odalarõ temsilcileri, Bursa Çevreyolu’na Samanlõ bağlantõsõnõn kabul edilmesiyle hisseli parsel satõşlarõnõn patlayacağõ, çevre yolunun çevresinin işgal edileceği uyarõsõnda bulundular. TMMOB’ye bağlõ meslek odalarõ 300 hektarlõk yeni imar planõ değişikliğine önce itiraz edeceklerini, sonuç alõnamazsa iptal için yargõya gideceklerini vurguladõlar. AKP’nin Samanlõ bölgesindeki taşkõn alanõna yapmak istediği 1000 yataklõ sağlõk kompleksi için Deliçay’õn taşkõn alanõ kâğõt üzerinde değiştirilmiş ve DSİ önce “hayır” dediği projeye değişikliğin ardõndan “Gerçekleştirilebilir. Taşkın riski kalmamıştır” raporu vermişti. Bursa Tabip Odasõ, Uludağ’dan gelen akarsularõn birleştiği Samanlõ bölgesinde taşkõn alanõ üzerine 1. sõnõf tarõm toprağõnda büyük çaplõ sağlõk kompleksi kurulmasõna karşõ çõkmõştõ. Hizmet alamıyorlar ama imamları var MEHMET MENEKŞE SİVAS - Amasya, Çorum, Tokat ve Sivas’ta hızla göç veren Alevi köyleri giderek “hayalet köylere” dönüşüyor. Köylerde son kalanlar da hizmet alamamaktan, sahip çıkılmamasından, ayrımcılık yaşamaktan, işsizlikten yakınıyor. Büyükşehirlere göç son yıllarda hızla artarken, devlet 3-5 yaşlının yaşadığı Alevi köyüne kadrolu imam atamaktan, cami yapmaktan geri durmuyor. Köylerdeki birkaç çocuk da taşımalı eğitimle ilçe merkezlerindeki okullara giderken, bir zamanlar çocuklarla dolu köy okulları harabe halde yıkılmayı bekliyor. Birçok aile de çocuklarını okutmak için büyük kentlere gidiyor. Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Aslandoğmuş köyü de hayalet köye dönenlerden biri. Yıldız Dağı’ndan doğan güneşin ilk ışıkları köyün üzerinde yükselirken 10 yıl önce yamaçları dolduran koyun, kuzu sürülerinden, okula giden çocuklardan eser yok. 150 hanelik köyün 100 hanesi son 5 yılda İstanbul’a göç etmiş. Köyde 50 yaşın altında kimse bulunmuyor. Eşi ile birlikte köyde yaşayan Azmi Ergin, hizmet almada hep ikinci plana itilmekten yakınarak bütün köylerin yollarının asfaltlandığını belirterek üç kilometrelik köy yolunun ise hâlâ asfaltlanmamasına sitem ediyor. Hemzemin geçitte kaza AYDIN (AA) - Aydın’ın İncirliova ilçesindeki hemzemin geçitte meydana gelen kazada hayatını kaybeden iki kişinin cesetleri, trenin altında sıkışan otomobilden çıkarıldı. Hayatlarını kaybeden Ramazan Kurtoğlu (44) ile Raşit Körüklüoğlu’nun cesetleri, trenin altında sıkışan otomobilden, kurtarma ekiplerinin çabaları sonucu çıkarıldı. Kontrollü hemzemin geçitteki bariyerlerin, bir aydır bozuk olduğu için çalışmadığı iddia edildi. Soruşturma sürüyor. AÇEV, gönüllü eğitici arıyor Eğitim Servisi - Anne Çocuk Eğitim Vakfõ, (AÇEV) Çõraklõk ve Yaygõn Eğitim Genel Müdürlüğü işbirliği ile İstanbul’da açacağõ okuma yazma kurslarõnda eğiticilik yapacak; yetiştirilmek üzere gönüllüler arõyor. 11-27 Ekim 2010 tarihlerinde yapõlacak seminerden mezun olacak gönüllüler, Esenyurt, Başakşehir, Esenler, Zeytinburnu, Gaziosmanpaşa, Ümraniye, Sancaktepe, Üsküdar ve Pendik ilçelerinde, 15-30 yaş arasõ kadõnlara yönelik olarak açõlacak okuma-yazma kurslarõnda eğitici olarak görev yapacaklar. Gönüllü okuma- yazma eğiticisi olmak isteyenlerin, en geç 27 Eylül 2010 akşamõna kadar Anne Çocuk Eğitim Vakfõ İstanbul Ofisi’ne başvurmalarõ gerekiyor. Tel: 0212 213 42 20, 0212 213 36 60. e-posta: [email protected]