Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
zararı getiriyor sonucuna varmış…
…neden evet, neden hayır diyeceğini biliyormuş
gibi…
…muhalefet, tartışmayı başka alanlara çeken
RTE’nin oyununa neden geliyor?
RTE’yi anayasa değişiklikleri üzerinde tartışmaya
niçin çekmiyor?.. Anlaşılmıyor.
Paketin yargıyı siyasallaştırma aracı olacağını,
dokunulmazlığın değişiklikler arasında neden yer
almadığını, memura zammı anayasaya yazmanın
gereksizliğini söylemek yeterli ve geçerli bir çaba
mı acaba?
Sadece yüksek yargıda üye sayısını arttırdıklarını,
üyelerini atamanın Çankaya ile hükümetin eline
geçtiğini, böylece iktidar sultasına gireceğini
söyleyerek yargı erkinin siyasallaştığını halka
anlatabilir misiniz?
Halkın, bu pakete evet demesini engellemek için
yargıyı siyasallaştıracağına inandıracak örnekler
vermek gerekiyor.
Örneğin Ergenekon tutukluları ile Balyoz
sanıklarına uygulanan ayrıcalık…
Başka ülkelerde olsa hukuksal ayrıcalık
uygulamaları bir seçimin veya referandumun temel
konusu olur... yargının bağımsızlığıyla tarafsızlığının
tartışılamadığı gerçek demokrasilerde olağanüstü
bir tepkiyle karşılanırdı.
Yargı erkine müdahale olasılığı bir iktidarı alaşağı
etmeye yeterdi.
Oysa bizde, muhalefetin eleştirilerine temel
olması gereken anayasa paketi genelde tartışma
dışı.
İktidarın zaten yargı sorununu tartışmak işine
gelmiyor.
Muhalefet de yargı sorununu halkın önüne
taşımıyor. Taşıyamıyor!
Muhalefet RTE’nin stratejisinin acaba farkında
mı?
Dikkat edilirse RTE, AKP tabanından emin… ama
evet’in yüzde 50’yi aşmasını sağlamak için sürekli
MHP, ara ara CHP tabanına sesleniyor.
MHP, RTE’nin amacının farkında. CHP yönetimi,
tabandan emin olmalı ki RTE’nin oyununa
gelinmesini engelleyecek davranış sergilemiyor.
Anayasa paketi dışında kişisellik içeren veya
partileri suçlayacak her konu tartışılıyor.
Referandum oylaması AKP iktidarına
güvenoyuna dönüşüyor.
Referandumu güvenoyu diye tanımlamak veya
güvenoyuna çevirmek tehlikeli bir viraj almaya
benziyor.
Olası evet’li bir sonuç; her şeye karşın AKP’nin
sallantıda görünen iktidarını pekiştirdiği izlenimi
verecek…
… Temmuz 2011 genel seçimleri öncesi AKP
(RTE) güven tazelemiş olacak!
Bay Arınç’ın hangi ciddi verilere dayandığını
açıklamadan durmadan yinelediği tahmine
dayanarak sonucu evet’e bağlamak elbette
olanaksız.
Zira Bay Arınç’ın açıklamalarının içtenliğini kabul
etmek zor.
Devlette önemli bir yere gelmiş, siyasal-kişisel
olgunluğa eriştiği sanılan, böyle davranması
beklenen bir siyaset adamı; hukuksal hakkını
savunduğu izlenimi veren iki yıldır tutuklu bir
gazeteci için “Onu aslında günahım kadar sevmem”
diyebilir mi?
Bir başka tutuklu için, “Cuntalarla
işbirliği yaptığına dair ciddi iddialar var” diyebilir
mi?
Çevir kazı aman yanmasın Bay Arınç’ın üslubu.
Kamuoyuna yüce vicdan sahibi insan izlenimi
verecek açıklamalar yapıyor.
Bir devlet adamı ise o siyaset adamı, örneğimiz
Bay Arınç; Mehmet Tezkan’ın dün yazdığı gibi
“…sözleri, her zaman yaptığı gibi tersten çakmak
için sarf” etmemeli.
Arınç diyor Tezkan; “Tuncay ve Mustafa’nın biz
niye içerdeyiz feryadına kulak verelim demiyor…”
…“Balbay ile Özkan haklı” derken… aslında
“generaller niye içeride değil demek istiyor… Arınç,
dışarıda değil. İçeride buluşulsun istiyor…”
Evet: Arınç hukuka, insan haklarına yandaş
görünmeye çalışıyor.
Ama her açıklamasından sonra gerçek sırıtıyor:
Arınç generaller de gazeteciler de dışarıda
olsunlar diyemiyor.
Yargıyı etkilemek gibi gerekçeleri bırak bir yana
Arınç: Ağzın öyle laf eder ki yargıyı etkiliyor demek
kimsenin aklına gelmez.
Şayet bugüne dek söylediklerinde samimi isen
tersten laf çakacağına Silivri’de karar günü
cumadan önce... generaller gibi elbette gazeteciler
de dışarıda olsunlar desene!..
Geçenlerde Tuncay’ın yargıya isyan ederken
söylediği “biz koyun değiliz” sözü bir Fransız devlet
adamının sözünü anımsattı:
“Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey
değildir!”
Türkiye’nin hukuksal mezbaha olmadığını
kanıtlamak… Silivri’deki yargıçların iki dudağı
arasında.
Bu cuma!
SAYFA 17 AĞUSTOS 2010 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Ağustos
Oslo B 20
Helsinki B 22
Stockholm B 22
Londra B 18
AmsterdamY 19
Brüksel PB 21
Paris PB 21
Bonn Y 19
Münih PB 23
Berlin Y 22
Budapeşte A 28
Madrid B 22
Viyana B 23
Belgrad A 29
Sofya Y 33
Roma A 26
Atina A 35
Zürih PB 23
Moskova Y 29
Aşkabat A 36
Taşkent A 36
Bakû A 34
Bişkek A 36
Tiflis Y 34
Kahire A 36
Şam A 41
İstanbul A 33
Edirne A 37
Kocaeli A 36
Çanakkale A 24
İzmir A 37
Manisa A 40
Denizli A 41
Zonguldak B 31
Sinop B 30
Samsun PB 32
Trabzon Y 30
Giresun Y 31
Ankara A 36
Eskişehir A 36
Konya A 35
Sıvas B 30
Antalya A 33
Adana A 37
Mersin A 35
Diyarbakır A 41
Şanlıurfa A 41
Mardin A 38
Siirt A 39
Hakkâri B 33
Van B 39
Kars Y 29
Ülkemizin Ku-
zeydoğu kesimleri
parçalı bulutlu, Do-
ğu Karadeniz kıyı-
ları ile Artvin, Ar-
dahan ve Kars çev-
releri sağnak ve
gök gürültülü sa-
ğanak yağışlı, di-
ğer yerler az bulut-
lu ve açık geçe-
cek.Hava sıcaklığı
mevsim normalleri-
nin 6 ila 8 derece
üzerinde seyretme-
ye devam edecek.
adam gözlerimin önüne geliyor. Otuz
gündür işkenceden geçti. Her şeyi
denediler, susuzluk, uykusuzluk,
elektrik, psikolojik çökertme hiçbiri onun
çözülmesine neden olmadı. Sonunda,
“Bu konuşmaz” dediler ve mahzene
attılar. Genç adam sadece kaç gündür
burada böylece yattığını merak ediyor.
Mahzen o kadar karanlık ki, gün ve gece
belli olmuyor ama o da ne, mahzenin bir
köşesinde bir taş oynamış ve içeri belli
belirsiz bir ışık sızıyor. Demek ki
gündüz.. genç adam gözleri o belli
belirsiz ışığa takılı saatlerce seyrediyor
ve birden ışık gidiyor, demek ki bir gün
tamamlandı, şimdi gece, sonra ışık
yeniden geliyor, tamam şimdi gündüz
ve belli belirsiz bu ışık ona günleri,
geceleri söylemeye devam ediyor.
Bir köy yeri bütün köylüler toplanmış,
yerde gencecik bir kızın ölüsü var,
kolluk kuvvetlerinin başı, köylülere
sesleniyor: “Bu cenaze kiminse alsın”,
hiç kimseden çıt yok ve bütün köy, adı
Meryem olan çocukluğunu bildikleri
kızın yanı başından sessizce geçip
evlerine gidiyorlar. Meryem’in ölüsü
orada o çorak toprakta bütün
özlemleriyle, aşama isteğiyle birlikte
öylece duruyor.
Bu yaman bir çelişki, 12 Eylül adım
adım yaklaşırken, karanlık görüntüler
her yanımı kaplıyor, karanlık daha da
kararıyor. Ne denizin mavisi fayda
ediyor, ne bu yıl ilk kez meyve veren
dört yıllık limon ağacımdaki sararmaya
başlayan limonlar. Sadece böylesine bir
oyuna lanet ediyorum. Kimsenin insanı
böylesine bir çelişkide bırakmaya hakkı
yok. Elimden isyan etmekten başka bir
şey gelmiyor.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Baştarafı Arka Sayfada
‘Eşitsizlik zulümdür’HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda yar-
gõlanan gazetemiz yazarõ Musta-
fa Balbay, “Afyon’da banka-
matikte gözaltına alınan emek-
li Albay Ahmet Şentürk. Tahliye
kararında ‘Eşitlik ve hakkani-
yet’ ilkesi gerekçe gösterildi.
Eşitlik burada nerede? Terör ör-
gütüne üye olmakla yargılanlar
tutuklu, o örgütün yöneticisi ol-
makla suçlanan 8 kişi serbest. Li-
derler dışarda, üyeler içerde.
Bu nasıl hakkaniyet, nasıl eşitlik?
Eşitsizlik zulümdür” dedi. Tu-
tuklu sanõk emekli Tuğgeneral
Levent Ersöz’ün avukatõ Ali Rı-
za Dizdar, darbe yargõlamasõ ya-
põldõğõ söylenen davada, planlarõn
asõllarõ olmadan yargõlama yapõ-
lamayacağõnõ belirterek, “Asılları
yoksa suret ile karar veremez-
siniz” diye konuştu.
2. Ergenekon davasõnõn 74. du-
ruşmasõ gerçekleştirildi. Avukat
Dizdar, 13 Ağustos günü yarõm ka-
lan savunmasõnõ sürdürdü.
‘15 yıllık yargılamayla eş’
Duruşmanõn talepler bölümün-
de söz alan gazetemiz yazarõ Bal-
bay, “Türkiye’de bir davada or-
talama 4-5 duruşma görülür-
ken bugün 74. duruşma yapılı-
yor. 74’ü beşe bölersek şu anda
yaklaşık 15 yıllık yargılamaya eş-
değer bir yargılama süreci ge-
çirdik. Ama sesimizi duyuramı-
yoruz” diye konuştu.
Balyoz davasõ sanõğõ 102 kişinin
serbest kalmadõğõ süreçte 22 Tem-
muz 2010 tarihli Milliyet gazete-
si’nde Başbakan ve Genelkurmay
Başkanõ İlker Başbuğ’un gece
görüştüklerini ve Adalet Bakanõ
Sadullah Ergin’in de Hatay’dan
aniden Ankara’ya hareket ettiğini
ifade eden Balbay, “Sabaha kar-
şı hukuk aranan bir ülkede de-
mokrasi nerede? Başbakan, Ge-
nelkurmay Başkanı, Adalet Ba-
kanı Balyoz davasını konuşma-
dılarsa ne konuştular. Yargının
geldiği nokta bu” dedi.
Toplu yargõlamalardan hiçbir
mahkemenin alnõnõn akõyla çõk-
madõğõnõ belirten Balbay mahke-
me heyetine “Türkiye’de hangi
siyasi davadan alnının akıyla
çıkmıştır? ‘A. Menderes, B. De-
niz Gezmişler, C. 12 Eylül mah-
kemeleri, D. Hiçbiri.’ Lütfen se-
çimi yapın. Bizleri artık tutuksuz
yargılayın” diye çağrõda bulundu.
Savcılar 118 80’i dinlesin
İddianamede sanõklar arasõnda
bağlantõ kurabilmek için telefon
görüşmelerinden yararlanõldõğõnõ
anlatan Balbay “Tanımadığım
insanlarla görüştüğün yazıyordu.
Cumhuriyet gazetesinin santra-
lını benim üzerine yazmışlar.
Savcılar o zaman 118 80’i din-
lemeye alsınlar Dünyanın en
büyük terör örgütünü dinlemiş
olurlar” diye konuştu.
‘Yurdumda kalırım’
Tahliye taleplerinin reddine iliş-
kin karar gerekçelerinde gösterilen
yurtdõşõna kaçma şüphesinin ken-
disine çok dokunduğunu söyleyen
Balbay şöyle konuştu: “Yurdışı-
na çıkma koşuluyla tahliye ka-
rarı verseniz kabul etmem. Ön-
ce yurdumda kalmak isterim.
‘Delillerin karartõlmasõ’ da tu-
tukluluk gerekçelerinden. İki
yıldır karartılacak delil kaldıy-
sa pes diyorum. Bu tutukluluk
uzarsa, bu davada ilk hüküm gi-
yen yargılama makamı olur.”
Balbay şunlarõ söyledi: “Kuvvet
Komutanlarının sanık olduğu
davada 102 kişi ‘darbeye eksik te-
şebbüsten’ yargılanıyor. Gazete-
ci, sendikacı, teğmenlerin dar-
beye tam teşebbüsten yargılan-
dıkları davaya nasıl hukuk da-
vası denir? Belki sepete su dol-
duruyoruz. Adalet bekliyoruz.”
‘Görüşme yok, çözümü var’
Tutuklu sanõk Tuncay Özkan
ise Levent Ersöz ile yaptõğõ iddia
edilen 16 Aralõk 2003 tarihli gö-
rüşmenin olmadõğõnõ ama olmayan
bir görüşmenin çözümünün dos-
yada olduğuna dikkat çekti. Eski
Türk Metal Sendikasõ Başkanõ
Mustafa Özbek ise “Askerler
yapmayacak, komutanlar yap-
mayacak 72 yaşındaki Mustafa
Özbek rejim değiştirecek” dedi.
Tutuklu sanõk Albay Cengiz
Köylü ise Karargâhevleri-İP ko-
nusundaki ihbar mektubuna deği-
nerek “Bir iftiracının yalanla-
rıyla hazırlanan 5 sayfa nedeniyle
20 aydır tutukluyum” dedi.
KOLLUK GÖZETİM TASARISI
Askere
terfi yok
polise var
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
YAŞ’ta hakkõnda yakalama kararõ bulunan
askerlerin terfisi tartõşma yaratõrken AKP,
TBMM’ye sunduğu Kolluk Gözetim Komis-
yonu Yasa Tasarõsõ’nda emniyet teşkilatõyla
ilgili “ceza soruşturması ve kovuşturma-
sıyla, disiplin soruşturmalarının rütbe ter-
fisine engel teşkil etmeyeceğine” ilişkin dü-
zenlemeye yer verdi. Tasarõda bazõ suçlarla
ilgili kovuşturmada beraat edenlere de terfi
verilmesi öngörülüyor.
TBMM’nin tatile girmesinden birkaç saat
sonra “açılım yasası” olarak anõlan, işkence
ve kötü muamele ile ilgili ihbar ve savlarõ ta-
kip edecek tasarõ TBMM’ye sunulmuştu.
Bu tasarõda emniyet teşkilatõyla ilgili “Ce-
za soruşturması ve kovuşturması ile disip-
lin soruşturmaları, rütbe terfiine engel teş-
kil etmez. Ancak, 657 sayılı Devlet Me-
murları Kanunu’nun 48’inci maddesinin
(A) bendinin (5) numaralı alt bendinde sa-
yılan suçlar ile kasten işlenen ve bir yıl ve-
ya daha fazla süreyle hapis cezası gerekti-
ren suçlardan dolayı ceza kovuşturması
altında bulunanların rütbe terfii ertelenir.
Yargılama sonucunda; 657 sayılı Ka-
nun’un 48’inci maddesinin (A) bendinin
(5) numaralı alt bendinde sayılan suçlar-
dan beraat edenlerin, (a) bendinde belirti-
len suçlar dışında kasten işlenen ve bir yıl
veya daha fazla süreyle hapis cezası gerek-
tiren suçlardan mahkûm olmayanlar ya
da haklarında hükmün açıklanmasının ge-
ri bırakılması kararı verilenlerin, rütbe
terfii, terfi için öngörülen diğer şartları ta-
şımaları kaydıyla yapılır ve terfi tarihi
emsalinin terfi ettirildiği tarih esas alına-
rak belirlenir” deniliyor.
657 Sayõlõ yasanõn 48. maddesi, “... Devle-
tin güvenliğine, anayasal düzene ve bu dü-
zenin işleyişine, milli savunmaya, devlet
sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet,
irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli
iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifası-
na fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama veya kaçak-
çılık suçlarından mahkûm olmamak...”
hükmünü düzenliyor.
CHP’li Kart’tan Dink sorusu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kon-
ya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’nõn yanõtlamasõ istemiyle verdiği so-
ru önergesinde, “Hrant Dink cinayetinden sonraki
süreçte hükümetin üstüne düşen görevi yerine ge-
tirmediğini” vurgularken “MİT mensuplarõ hak-
kõnda neden soruşturma izni verilmedi” dedi.
Haber Merkezi - Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, Türkiye’nin en önemli meselesinin terör ol-
duğunu belirterek, devletin bu konudaki anlayõşõ-
nõn geliştiğini söyledi. Terörle mücadele konusun-
da devletin terörü bitirmek için her yolu deneyece-
ğini kaydeden Gül, “Devlet terörle masaya otur-
maz, pazarlık yapmaz ama kurumları vardır”
dedi. Gül, Türkiye ile Azerbaycan’õn bir milletin
iki ayrõ devleti olduğunu, tek millet anlayõşõna uy-
gun bir şekilde bu iki ayrõ devletin de işbirliği ve
kardeşlik duygularõ içerisinde olmasõ gerektiğini
söyledi. Gül iki ülke arasõndaki vizelerin daha son-
ra kaldõrõlmasõnõn düşünüldüğünü ifade etti.
Azerbaycan’a düzenlediği resmi ziyaret kapsa-
mõnda dün sabah saatlerinde İstanbul Atatürk Ha-
valimanõ’ndan hareket eden Gül, uçakta önemli
mesajlar verdi. Gül, Türkiye’nin en önemli mese-
lesinin terör olduğunu belirterek, devletin bu ko-
nudaki anlayõşõnõn geliştiğini söyledi. Gül, “Dev-
let, terörü bitirmek için her yolu dener” ifadesi-
ni kullandõ. Cumhurbaşkanlõğõ süresinin 5 yõl mõ
7 yõl mõ tartõşmalarõnõn bir belirsizlik yarattõğõnõ
kaydeden Gül, “Bu belirsizlik bir an önce gide-
rilse iyi olur, giderilmeli” dedi. AİHM’deki
Hrant Dink davasõyla ilgili Ankara’nõn tartõşma
yaratan savunmasõna da değinen Cumhurbaşkanõ
Gül, “Hrant Dink’in gerekli tedbirler alınmadı-
ğı için hayatını kaybettiğini” ifade etti.
Azerbaycan ziyareti kapsamõnda heyetler arasõ
görüşmelerin ardõndan Azerbaycan Cumhurbaşka-
nõ İlham Aliyev ile ortak basõn toplantõsõ düzenle-
yen Cumhurbaşkanõ Gül, siyasi alandaki ilişkilerin
çok önemli olduğunu vurguladõ.
Buna aynõ şekilde devam edeceklerini söyleyen
Gül, bugün (dün) imzalanan Stratejik Ortaklõk ve
Karşõlõklõ Yardõm Anlaşmasõ’nõn bunun en açõk
göstergesi olduğunu ifade etti.
‘Donmuş ihtilaflar problem olur’
Bugün (dün) yaptõklarõ istişarelerde Kafkas-
ya’nõn istikrarlõ ve güvenli bir bölge olmasõ için
neler yapõlmasõ gerektiğini de detaylõ bir şekilde
ele aldõklarõnõ dile getiren Gül, “Dağlık Karabağ
sorununun çözümü, Azerbaycan’ın işgal altın-
daki topraklarındaki işgalin sona ermesi, bütün
bunları Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçe-
vesi içerisinde görüştük. Kısa süre içinde bu so-
runun çözümünün gerekli olduğuna inanıyo-
ruz. Bu yöndeki çalışmalarımıza ve istişareleri-
mize devam edeceğiz, çünkü donmuş meseleleri
bu şekilde bırakmak doğru değildir. Donmuş
ihtilaflar bir gün gelir ansızın çok daha büyük
problem olurlar” diye konuştu.
‘Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü esas’
Cumhurbaşkanõ Gül, Yukarõ Karabağ sorunu-
na ilişkin de “Kafkaslar’ı istikrarlı ve işbirliği
bölgesi haline getirmemiz gerekmektedir.
Şüphesiz ki çözüm, Azerbaycan’ın toprak
bütünlüğü çerçevesinde olmalıdır” dedi.
Toplantõda gazetecilerin sorularõnõ da yanõtla-
yan Cumhurbaşkanõ Gül, “İki ülke arasında vi-
zelerin kaldırılması görüşüldü mü” şeklindeki
soruya, “Şu anda Azerbaycan’ın bazı mülaha-
zaları var, bunları ilgili kuruluşlarımız görü-
şecekler ve ona göre ümit ederim ki yakında
tamamlanır. İleride...” karşõlõğõnõ verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, Azer-
baycan’a giderken uçakta ga-
zetecilerle sohbet etti. (AA)
Tutuklu yargõlanan Balbay, ‘Terör örgütü lideri olmakla suçlananlar dõşarda, üyeler içerde’ dedi
AKP, TBMM’ye sunduğu yasa
tasarõsõnda emniyet teşkilatõyla ilgili
“ceza soruşturmasõ ve kovuşturmasõyla,
disiplin soruşturmalarõnõn rütbe
terfisine engel teşkil etmeyeceğine”
ilişkin düzenlemeye yer verdi.
ANDIÇTA BİNBAŞI İFADE VERDİ
İstanbul Haber Servisi - “Kamuoyunu yön-
lendirme amaçlı internet siteleri kuruldu-
ğu” yönündeki iddialarla ilgili soruşturma
kapsamında Binbaşı F.K. soruşturmayı yü-
rüten Savcı Zekeriya Öz’e ifade verdi. Da-
ha sonra serbest bırakılan F.K, Merkez Ko-
mutanlığı’na ait araçla adliyeden ayrıldı.
Albay Dursun Çiçek de ifade verdi
Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek de
Öz’e ihbar mektubu gönderen kişi veya ki-
şiler hakkındaki şikâyeti üzerine başlatılan
soruşturma kapsamında ifade verdi. Yan-
lışlıkla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne
götürülen ve burada yaklaşık 10 dakika ka-
lan Çiçek, daha sonra Sultanahmet’teki İs-
tanbul Adalet Sarayı’na getirildi. Çiçek’in
burada, soruşturmayı yürüten Savcı Faruk
Erşen Yılmaz tarafından ifadesi alındı. Çi-
çek, daha sonra cezaevine geri götürüldü.
DOĞAN SORUŞTURMA İSTEDİ
İstanbul Haber Servisi - Balyoz davası
sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan, İs-
tanbul Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı
ve İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Üye
Hâkimi Ali Efendi Peksak hakkında so-
ruşturma başlatılmasını istedi. Doğan’ın
dilekçesinde 26 Şubat 2010’da tutuklanma-
sının ardından Peksak, Adalet Bakanlığı
Müsteşarı Ahmet Kahraman ve Çolakka-
dı’nın Beşiktaş Adliyesi’nin yan tarafında
bulunan Four Seasons Otel’de akşam yeme-
ği yedikleri iddiası anımsatıldı. Daha önceki
dilekçelerinde, medyada yer alan bu iddia-
ların ardından Doğan’ın söz konusu kişiler
hakkında soruşturma başlatılmasını talep
ettiği belirtildi. Doğan’ın avukatları Celal
Ülgen ve Hüseyin Ersöz tarafından Ankara
İdare Mahkemesi’ne sunulan dilekçede da-
ha önce verilen “şikâyetin işleme konulma-
ması” kararının iptal edilmesi istendi.
Dink’i tedbirsizlik öldürdü
Azerbaycan’a giden Cumhurbaşkanõ Gül’den Dink cinayetiyle ilgili açõklama:
Dink’i tedbirsizlik öldürdü