23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada zararı getiriyor sonucuna varmış… …neden evet, neden hayır diyeceğini biliyormuş gibi… …muhalefet, tartışmayı başka alanlara çeken RTE’nin oyununa neden geliyor? RTE’yi anayasa değişiklikleri üzerinde tartışmaya niçin çekmiyor?.. Anlaşılmıyor. Paketin yargıyı siyasallaştırma aracı olacağını, dokunulmazlığın değişiklikler arasında neden yer almadığını, memura zammı anayasaya yazmanın gereksizliğini söylemek yeterli ve geçerli bir çaba mı acaba? Sadece yüksek yargıda üye sayısını arttırdıklarını, üyelerini atamanın Çankaya ile hükümetin eline geçtiğini, böylece iktidar sultasına gireceğini söyleyerek yargı erkinin siyasallaştığını halka anlatabilir misiniz? Halkın, bu pakete evet demesini engellemek için yargıyı siyasallaştıracağına inandıracak örnekler vermek gerekiyor. Örneğin Ergenekon tutukluları ile Balyoz sanıklarına uygulanan ayrıcalık… Başka ülkelerde olsa hukuksal ayrıcalık uygulamaları bir seçimin veya referandumun temel konusu olur... yargının bağımsızlığıyla tarafsızlığının tartışılamadığı gerçek demokrasilerde olağanüstü bir tepkiyle karşılanırdı. Yargı erkine müdahale olasılığı bir iktidarı alaşağı etmeye yeterdi. Oysa bizde, muhalefetin eleştirilerine temel olması gereken anayasa paketi genelde tartışma dışı. İktidarın zaten yargı sorununu tartışmak işine gelmiyor. Muhalefet de yargı sorununu halkın önüne taşımıyor. Taşıyamıyor! Muhalefet RTE’nin stratejisinin acaba farkında mı? Dikkat edilirse RTE, AKP tabanından emin… ama evet’in yüzde 50’yi aşmasını sağlamak için sürekli MHP, ara ara CHP tabanına sesleniyor. MHP, RTE’nin amacının farkında. CHP yönetimi, tabandan emin olmalı ki RTE’nin oyununa gelinmesini engelleyecek davranış sergilemiyor. Anayasa paketi dışında kişisellik içeren veya partileri suçlayacak her konu tartışılıyor. Referandum oylaması AKP iktidarına güvenoyuna dönüşüyor. Referandumu güvenoyu diye tanımlamak veya güvenoyuna çevirmek tehlikeli bir viraj almaya benziyor. Olası evet’li bir sonuç; her şeye karşın AKP’nin sallantıda görünen iktidarını pekiştirdiği izlenimi verecek… … Temmuz 2011 genel seçimleri öncesi AKP (RTE) güven tazelemiş olacak! Bay Arınç’ın hangi ciddi verilere dayandığını açıklamadan durmadan yinelediği tahmine dayanarak sonucu evet’e bağlamak elbette olanaksız. Zira Bay Arınç’ın açıklamalarının içtenliğini kabul etmek zor. Devlette önemli bir yere gelmiş, siyasal-kişisel olgunluğa eriştiği sanılan, böyle davranması beklenen bir siyaset adamı; hukuksal hakkını savunduğu izlenimi veren iki yıldır tutuklu bir gazeteci için “Onu aslında günahım kadar sevmem” diyebilir mi? Bir başka tutuklu için, “Cuntalarla işbirliği yaptığına dair ciddi iddialar var” diyebilir mi? Çevir kazı aman yanmasın Bay Arınç’ın üslubu. Kamuoyuna yüce vicdan sahibi insan izlenimi verecek açıklamalar yapıyor. Bir devlet adamı ise o siyaset adamı, örneğimiz Bay Arınç; Mehmet Tezkan’ın dün yazdığı gibi “…sözleri, her zaman yaptığı gibi tersten çakmak için sarf” etmemeli. Arınç diyor Tezkan; “Tuncay ve Mustafa’nın biz niye içerdeyiz feryadına kulak verelim demiyor…” …“Balbay ile Özkan haklı” derken… aslında “generaller niye içeride değil demek istiyor… Arınç, dışarıda değil. İçeride buluşulsun istiyor…” Evet: Arınç hukuka, insan haklarına yandaş görünmeye çalışıyor. Ama her açıklamasından sonra gerçek sırıtıyor: Arınç generaller de gazeteciler de dışarıda olsunlar diyemiyor. Yargıyı etkilemek gibi gerekçeleri bırak bir yana Arınç: Ağzın öyle laf eder ki yargıyı etkiliyor demek kimsenin aklına gelmez. Şayet bugüne dek söylediklerinde samimi isen tersten laf çakacağına Silivri’de karar günü cumadan önce... generaller gibi elbette gazeteciler de dışarıda olsunlar desene!.. Geçenlerde Tuncay’ın yargıya isyan ederken söylediği “biz koyun değiliz” sözü bir Fransız devlet adamının sözünü anımsattı: “Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey değildir!” Türkiye’nin hukuksal mezbaha olmadığını kanıtlamak… Silivri’deki yargıçların iki dudağı arasında. Bu cuma! SAYFA 17 AĞUSTOS 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Ağustos Oslo B 20 Helsinki B 22 Stockholm B 22 Londra B 18 AmsterdamY 19 Brüksel PB 21 Paris PB 21 Bonn Y 19 Münih PB 23 Berlin Y 22 Budapeşte A 28 Madrid B 22 Viyana B 23 Belgrad A 29 Sofya Y 33 Roma A 26 Atina A 35 Zürih PB 23 Moskova Y 29 Aşkabat A 36 Taşkent A 36 Bakû A 34 Bişkek A 36 Tiflis Y 34 Kahire A 36 Şam A 41 İstanbul A 33 Edirne A 37 Kocaeli A 36 Çanakkale A 24 İzmir A 37 Manisa A 40 Denizli A 41 Zonguldak B 31 Sinop B 30 Samsun PB 32 Trabzon Y 30 Giresun Y 31 Ankara A 36 Eskişehir A 36 Konya A 35 Sıvas B 30 Antalya A 33 Adana A 37 Mersin A 35 Diyarbakır A 41 Şanlıurfa A 41 Mardin A 38 Siirt A 39 Hakkâri B 33 Van B 39 Kars Y 29 Ülkemizin Ku- zeydoğu kesimleri parçalı bulutlu, Do- ğu Karadeniz kıyı- ları ile Artvin, Ar- dahan ve Kars çev- releri sağnak ve gök gürültülü sa- ğanak yağışlı, di- ğer yerler az bulut- lu ve açık geçe- cek.Hava sıcaklığı mevsim normalleri- nin 6 ila 8 derece üzerinde seyretme- ye devam edecek. adam gözlerimin önüne geliyor. Otuz gündür işkenceden geçti. Her şeyi denediler, susuzluk, uykusuzluk, elektrik, psikolojik çökertme hiçbiri onun çözülmesine neden olmadı. Sonunda, “Bu konuşmaz” dediler ve mahzene attılar. Genç adam sadece kaç gündür burada böylece yattığını merak ediyor. Mahzen o kadar karanlık ki, gün ve gece belli olmuyor ama o da ne, mahzenin bir köşesinde bir taş oynamış ve içeri belli belirsiz bir ışık sızıyor. Demek ki gündüz.. genç adam gözleri o belli belirsiz ışığa takılı saatlerce seyrediyor ve birden ışık gidiyor, demek ki bir gün tamamlandı, şimdi gece, sonra ışık yeniden geliyor, tamam şimdi gündüz ve belli belirsiz bu ışık ona günleri, geceleri söylemeye devam ediyor. Bir köy yeri bütün köylüler toplanmış, yerde gencecik bir kızın ölüsü var, kolluk kuvvetlerinin başı, köylülere sesleniyor: “Bu cenaze kiminse alsın”, hiç kimseden çıt yok ve bütün köy, adı Meryem olan çocukluğunu bildikleri kızın yanı başından sessizce geçip evlerine gidiyorlar. Meryem’in ölüsü orada o çorak toprakta bütün özlemleriyle, aşama isteğiyle birlikte öylece duruyor. Bu yaman bir çelişki, 12 Eylül adım adım yaklaşırken, karanlık görüntüler her yanımı kaplıyor, karanlık daha da kararıyor. Ne denizin mavisi fayda ediyor, ne bu yıl ilk kez meyve veren dört yıllık limon ağacımdaki sararmaya başlayan limonlar. Sadece böylesine bir oyuna lanet ediyorum. Kimsenin insanı böylesine bir çelişkide bırakmaya hakkı yok. Elimden isyan etmekten başka bir şey gelmiyor. / IŞIL ÖZGENTÜRK Baştarafı Arka Sayfada ‘Eşitsizlik zulümdür’HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda yar- gõlanan gazetemiz yazarõ Musta- fa Balbay, “Afyon’da banka- matikte gözaltına alınan emek- li Albay Ahmet Şentürk. Tahliye kararında ‘Eşitlik ve hakkani- yet’ ilkesi gerekçe gösterildi. Eşitlik burada nerede? Terör ör- gütüne üye olmakla yargılanlar tutuklu, o örgütün yöneticisi ol- makla suçlanan 8 kişi serbest. Li- derler dışarda, üyeler içerde. Bu nasıl hakkaniyet, nasıl eşitlik? Eşitsizlik zulümdür” dedi. Tu- tuklu sanõk emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün avukatõ Ali Rı- za Dizdar, darbe yargõlamasõ ya- põldõğõ söylenen davada, planlarõn asõllarõ olmadan yargõlama yapõ- lamayacağõnõ belirterek, “Asılları yoksa suret ile karar veremez- siniz” diye konuştu. 2. Ergenekon davasõnõn 74. du- ruşmasõ gerçekleştirildi. Avukat Dizdar, 13 Ağustos günü yarõm ka- lan savunmasõnõ sürdürdü. ‘15 yıllık yargılamayla eş’ Duruşmanõn talepler bölümün- de söz alan gazetemiz yazarõ Bal- bay, “Türkiye’de bir davada or- talama 4-5 duruşma görülür- ken bugün 74. duruşma yapılı- yor. 74’ü beşe bölersek şu anda yaklaşık 15 yıllık yargılamaya eş- değer bir yargılama süreci ge- çirdik. Ama sesimizi duyuramı- yoruz” diye konuştu. Balyoz davasõ sanõğõ 102 kişinin serbest kalmadõğõ süreçte 22 Tem- muz 2010 tarihli Milliyet gazete- si’nde Başbakan ve Genelkurmay Başkanõ İlker Başbuğ’un gece görüştüklerini ve Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’in de Hatay’dan aniden Ankara’ya hareket ettiğini ifade eden Balbay, “Sabaha kar- şı hukuk aranan bir ülkede de- mokrasi nerede? Başbakan, Ge- nelkurmay Başkanı, Adalet Ba- kanı Balyoz davasını konuşma- dılarsa ne konuştular. Yargının geldiği nokta bu” dedi. Toplu yargõlamalardan hiçbir mahkemenin alnõnõn akõyla çõk- madõğõnõ belirten Balbay mahke- me heyetine “Türkiye’de hangi siyasi davadan alnının akıyla çıkmıştır? ‘A. Menderes, B. De- niz Gezmişler, C. 12 Eylül mah- kemeleri, D. Hiçbiri.’ Lütfen se- çimi yapın. Bizleri artık tutuksuz yargılayın” diye çağrõda bulundu. Savcılar 118 80’i dinlesin İddianamede sanõklar arasõnda bağlantõ kurabilmek için telefon görüşmelerinden yararlanõldõğõnõ anlatan Balbay “Tanımadığım insanlarla görüştüğün yazıyordu. Cumhuriyet gazetesinin santra- lını benim üzerine yazmışlar. Savcılar o zaman 118 80’i din- lemeye alsınlar Dünyanın en büyük terör örgütünü dinlemiş olurlar” diye konuştu. ‘Yurdumda kalırım’ Tahliye taleplerinin reddine iliş- kin karar gerekçelerinde gösterilen yurtdõşõna kaçma şüphesinin ken- disine çok dokunduğunu söyleyen Balbay şöyle konuştu: “Yurdışı- na çıkma koşuluyla tahliye ka- rarı verseniz kabul etmem. Ön- ce yurdumda kalmak isterim. ‘Delillerin karartõlmasõ’ da tu- tukluluk gerekçelerinden. İki yıldır karartılacak delil kaldıy- sa pes diyorum. Bu tutukluluk uzarsa, bu davada ilk hüküm gi- yen yargılama makamı olur.” Balbay şunlarõ söyledi: “Kuvvet Komutanlarının sanık olduğu davada 102 kişi ‘darbeye eksik te- şebbüsten’ yargılanıyor. Gazete- ci, sendikacı, teğmenlerin dar- beye tam teşebbüsten yargılan- dıkları davaya nasıl hukuk da- vası denir? Belki sepete su dol- duruyoruz. Adalet bekliyoruz.” ‘Görüşme yok, çözümü var’ Tutuklu sanõk Tuncay Özkan ise Levent Ersöz ile yaptõğõ iddia edilen 16 Aralõk 2003 tarihli gö- rüşmenin olmadõğõnõ ama olmayan bir görüşmenin çözümünün dos- yada olduğuna dikkat çekti. Eski Türk Metal Sendikasõ Başkanõ Mustafa Özbek ise “Askerler yapmayacak, komutanlar yap- mayacak 72 yaşındaki Mustafa Özbek rejim değiştirecek” dedi. Tutuklu sanõk Albay Cengiz Köylü ise Karargâhevleri-İP ko- nusundaki ihbar mektubuna deği- nerek “Bir iftiracının yalanla- rıyla hazırlanan 5 sayfa nedeniyle 20 aydır tutukluyum” dedi. KOLLUK GÖZETİM TASARISI Askere terfi yok polise var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YAŞ’ta hakkõnda yakalama kararõ bulunan askerlerin terfisi tartõşma yaratõrken AKP, TBMM’ye sunduğu Kolluk Gözetim Komis- yonu Yasa Tasarõsõ’nda emniyet teşkilatõyla ilgili “ceza soruşturması ve kovuşturma- sıyla, disiplin soruşturmalarının rütbe ter- fisine engel teşkil etmeyeceğine” ilişkin dü- zenlemeye yer verdi. Tasarõda bazõ suçlarla ilgili kovuşturmada beraat edenlere de terfi verilmesi öngörülüyor. TBMM’nin tatile girmesinden birkaç saat sonra “açılım yasası” olarak anõlan, işkence ve kötü muamele ile ilgili ihbar ve savlarõ ta- kip edecek tasarõ TBMM’ye sunulmuştu. Bu tasarõda emniyet teşkilatõyla ilgili “Ce- za soruşturması ve kovuşturması ile disip- lin soruşturmaları, rütbe terfiine engel teş- kil etmez. Ancak, 657 sayılı Devlet Me- murları Kanunu’nun 48’inci maddesinin (A) bendinin (5) numaralı alt bendinde sa- yılan suçlar ile kasten işlenen ve bir yıl ve- ya daha fazla süreyle hapis cezası gerekti- ren suçlardan dolayı ceza kovuşturması altında bulunanların rütbe terfii ertelenir. Yargılama sonucunda; 657 sayılı Ka- nun’un 48’inci maddesinin (A) bendinin (5) numaralı alt bendinde sayılan suçlar- dan beraat edenlerin, (a) bendinde belirti- len suçlar dışında kasten işlenen ve bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası gerek- tiren suçlardan mahkûm olmayanlar ya da haklarında hükmün açıklanmasının ge- ri bırakılması kararı verilenlerin, rütbe terfii, terfi için öngörülen diğer şartları ta- şımaları kaydıyla yapılır ve terfi tarihi emsalinin terfi ettirildiği tarih esas alına- rak belirlenir” deniliyor. 657 Sayõlõ yasanõn 48. maddesi, “... Devle- tin güvenliğine, anayasal düzene ve bu dü- zenin işleyişine, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifası- na fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçak- çılık suçlarından mahkûm olmamak...” hükmünü düzenliyor. CHP’li Kart’tan Dink sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kon- ya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’nõn yanõtlamasõ istemiyle verdiği so- ru önergesinde, “Hrant Dink cinayetinden sonraki süreçte hükümetin üstüne düşen görevi yerine ge- tirmediğini” vurgularken “MİT mensuplarõ hak- kõnda neden soruşturma izni verilmedi” dedi. Haber Merkezi - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Türkiye’nin en önemli meselesinin terör ol- duğunu belirterek, devletin bu konudaki anlayõşõ- nõn geliştiğini söyledi. Terörle mücadele konusun- da devletin terörü bitirmek için her yolu deneyece- ğini kaydeden Gül, “Devlet terörle masaya otur- maz, pazarlık yapmaz ama kurumları vardır” dedi. Gül, Türkiye ile Azerbaycan’õn bir milletin iki ayrõ devleti olduğunu, tek millet anlayõşõna uy- gun bir şekilde bu iki ayrõ devletin de işbirliği ve kardeşlik duygularõ içerisinde olmasõ gerektiğini söyledi. Gül iki ülke arasõndaki vizelerin daha son- ra kaldõrõlmasõnõn düşünüldüğünü ifade etti. Azerbaycan’a düzenlediği resmi ziyaret kapsa- mõnda dün sabah saatlerinde İstanbul Atatürk Ha- valimanõ’ndan hareket eden Gül, uçakta önemli mesajlar verdi. Gül, Türkiye’nin en önemli mese- lesinin terör olduğunu belirterek, devletin bu ko- nudaki anlayõşõnõn geliştiğini söyledi. Gül, “Dev- let, terörü bitirmek için her yolu dener” ifadesi- ni kullandõ. Cumhurbaşkanlõğõ süresinin 5 yõl mõ 7 yõl mõ tartõşmalarõnõn bir belirsizlik yarattõğõnõ kaydeden Gül, “Bu belirsizlik bir an önce gide- rilse iyi olur, giderilmeli” dedi. AİHM’deki Hrant Dink davasõyla ilgili Ankara’nõn tartõşma yaratan savunmasõna da değinen Cumhurbaşkanõ Gül, “Hrant Dink’in gerekli tedbirler alınmadı- ğı için hayatını kaybettiğini” ifade etti. Azerbaycan ziyareti kapsamõnda heyetler arasõ görüşmelerin ardõndan Azerbaycan Cumhurbaşka- nõ İlham Aliyev ile ortak basõn toplantõsõ düzenle- yen Cumhurbaşkanõ Gül, siyasi alandaki ilişkilerin çok önemli olduğunu vurguladõ. Buna aynõ şekilde devam edeceklerini söyleyen Gül, bugün (dün) imzalanan Stratejik Ortaklõk ve Karşõlõklõ Yardõm Anlaşmasõ’nõn bunun en açõk göstergesi olduğunu ifade etti. ‘Donmuş ihtilaflar problem olur’ Bugün (dün) yaptõklarõ istişarelerde Kafkas- ya’nõn istikrarlõ ve güvenli bir bölge olmasõ için neler yapõlmasõ gerektiğini de detaylõ bir şekilde ele aldõklarõnõ dile getiren Gül, “Dağlık Karabağ sorununun çözümü, Azerbaycan’ın işgal altın- daki topraklarındaki işgalin sona ermesi, bütün bunları Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçe- vesi içerisinde görüştük. Kısa süre içinde bu so- runun çözümünün gerekli olduğuna inanıyo- ruz. Bu yöndeki çalışmalarımıza ve istişareleri- mize devam edeceğiz, çünkü donmuş meseleleri bu şekilde bırakmak doğru değildir. Donmuş ihtilaflar bir gün gelir ansızın çok daha büyük problem olurlar” diye konuştu. ‘Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü esas’ Cumhurbaşkanõ Gül, Yukarõ Karabağ sorunu- na ilişkin de “Kafkaslar’ı istikrarlı ve işbirliği bölgesi haline getirmemiz gerekmektedir. Şüphesiz ki çözüm, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde olmalıdır” dedi. Toplantõda gazetecilerin sorularõnõ da yanõtla- yan Cumhurbaşkanõ Gül, “İki ülke arasında vi- zelerin kaldırılması görüşüldü mü” şeklindeki soruya, “Şu anda Azerbaycan’ın bazı mülaha- zaları var, bunları ilgili kuruluşlarımız görü- şecekler ve ona göre ümit ederim ki yakında tamamlanır. İleride...” karşõlõğõnõ verdi. Cumhurbaşkanı Gül, Azer- baycan’a giderken uçakta ga- zetecilerle sohbet etti. (AA) Tutuklu yargõlanan Balbay, ‘Terör örgütü lideri olmakla suçlananlar dõşarda, üyeler içerde’ dedi AKP, TBMM’ye sunduğu yasa tasarõsõnda emniyet teşkilatõyla ilgili “ceza soruşturmasõ ve kovuşturmasõyla, disiplin soruşturmalarõnõn rütbe terfisine engel teşkil etmeyeceğine” ilişkin düzenlemeye yer verdi. ANDIÇTA BİNBAŞI İFADE VERDİ İstanbul Haber Servisi - “Kamuoyunu yön- lendirme amaçlı internet siteleri kuruldu- ğu” yönündeki iddialarla ilgili soruşturma kapsamında Binbaşı F.K. soruşturmayı yü- rüten Savcı Zekeriya Öz’e ifade verdi. Da- ha sonra serbest bırakılan F.K, Merkez Ko- mutanlığı’na ait araçla adliyeden ayrıldı. Albay Dursun Çiçek de ifade verdi Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek de Öz’e ihbar mektubu gönderen kişi veya ki- şiler hakkındaki şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi. Yan- lışlıkla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne götürülen ve burada yaklaşık 10 dakika ka- lan Çiçek, daha sonra Sultanahmet’teki İs- tanbul Adalet Sarayı’na getirildi. Çiçek’in burada, soruşturmayı yürüten Savcı Faruk Erşen Yılmaz tarafından ifadesi alındı. Çi- çek, daha sonra cezaevine geri götürüldü. DOĞAN SORUŞTURMA İSTEDİ İstanbul Haber Servisi - Balyoz davası sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan, İs- tanbul Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ve İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hâkimi Ali Efendi Peksak hakkında so- ruşturma başlatılmasını istedi. Doğan’ın dilekçesinde 26 Şubat 2010’da tutuklanma- sının ardından Peksak, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman ve Çolakka- dı’nın Beşiktaş Adliyesi’nin yan tarafında bulunan Four Seasons Otel’de akşam yeme- ği yedikleri iddiası anımsatıldı. Daha önceki dilekçelerinde, medyada yer alan bu iddia- ların ardından Doğan’ın söz konusu kişiler hakkında soruşturma başlatılmasını talep ettiği belirtildi. Doğan’ın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz tarafından Ankara İdare Mahkemesi’ne sunulan dilekçede da- ha önce verilen “şikâyetin işleme konulma- ması” kararının iptal edilmesi istendi. Dink’i tedbirsizlik öldürdü Azerbaycan’a giden Cumhurbaşkanõ Gül’den Dink cinayetiyle ilgili açõklama: Dink’i tedbirsizlik öldürdü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle