Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
17 AĞUSTOS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
6009 sayılı Kanunla Gelir Vergisi
Kanunu’nun vergi tarifesini
düzenleyen 103. maddesi
değiştirildi. Ücretlilere uygulanacak
gelir vergisi tarifesi 01.01.2010
tarihinden başlamak üzere
aşağıdaki şekilde uygulanacak.
50.000 TL’ye kadar ücretli ve
ücret dışı gelir elde edenin
vergisinde bir değişiklik yok. Aynı
vergiyi ödeyecek. 50.000 TL’den
sonra farklılaşma başlamaktadır.
Örneğin 100.000 TL ücret geliri elde
eden bir kişi 26.924 TL gelir vergisi
öderken, ücret dışı gelir elde eden
29.020 TL gelir vergisi ödeyecek.
Arada yüzde 2’ye tekabül eden
2.096 TL tutarında bir vergi farkı
doğacaktır. 100.000 TL’yi aşan
tutarlarda ücretliler
lehine hep yüzde 2’lik
bir avantaj var.
Geçici madde
nedeniyle ücretliler için
düzeltme yapılacak
- Düzeltme
01.01.2010-01.08.2010
tarihine kadar yapılan ücret
ödemeleri için gerçekleştirilecek.
- Yeni tarifenin uygulanması
sonucu hesaplanan gelir vergisi
henüz ödenmemişse aradaki fark
terkin edilecek, yani bu vergi
ödenmeyecek.
- Fazla ödenen gelir vergisi,
vergi kesenler tarafından sonraki
dönemlerde beyan edilecek
muhtasar beyannamelerinde
ödenecek vergiden mahsup
edilecektir.
- Mahsup olanağı yoksa vergi
dairesi bu vergi farkını vergi
kesene iade edecektir.
- Mahsup veya nakden iade
halinde ücretin dolaylı olarak vergi
farkı kadar artması demektir.
- Eğer bu tarife uygulandığında
vergi kesintisinin eksik yapıldığı
ortaya çıkarsa bu fark işverenlerce
ilk ücret ödemesinde ücretlinin
ücretinden kesilecek ve kesildiği
döneme ait muhtasar beyanname
verme dönemi içinde ayrı bir
muhtasar beyanname ile beyan
edilip yine aynı dönemde
ödenecektir.
Emeklilik, işten ayrılma,
işyerinin kapanması, ölüm vb.
durumlarda fazla kesilen vergi
tutarlarının iadesini vergi
daireleri gerçekleştirecek. Bu
konuda ilgili tebliğde aşağıdaki
düzenleme yapılmıştır.“Emeklilik,
işten ayrılma, işyerinin kapanması,
ölüm gibi haller nedeniyle fazla
kesilen vergi tutarlarının hak
sahiplerine iadesi, vergi
dairelerince yerine getirilecektir.
Söz konusu mükellefler,
işverenden alacakları ve
kendilerinden yapılan tevkifat
tutarlarını ayrıntılı olarak gösteren
bir yazı ile en son çalıştıkları
işverenin muhtasar beyanname
yönünden bağlı olduğu vergi
dairesine başvuracak olup gerekli
düzeltme işlemleri ilgili vergi
dairesince yerine getirilecektir.”
Teknik detayları 274 seri No’lu
gelir vergisi genel tebliğinde
bulabilirsiniz.
Ücretlilerin vergi yükünü sadece
tarife değişikliği yapılarak adil hale
getirmek mümkün değildir. Gelir
vergisi stopaja dönmüş, etkisini
yitirmiş sıradan bir vergi haline
gelmiştir. Beyan edilen gelir vergisi
artık bütçe gelirlerinde aranır
olmaktadır. Aldığı yıllık ücret
yukarıdaki avantajı sağlayacak bir
tutara ulaşmayan ücretliler için
durum değişmemiştir. Oysa esas
yükü az ücret alanlar çekmektedir.
Bu nedenle adil bir vergi yükü
dağılımı yapmak için tez elden
Gelir Vergisi Kanunu’nda köklü bir
değişiklik yapılması gerektiğini
düşünüyoruz.
Ücretlilerin Vergi Yükü Düştü!
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
‘Boy Değil Soy...’
Başbakan Erdoğan’ın fren tutmayan öfkesi,
eleştiriye sıfır hoşgörüsünün uzantısı, sivrinin
ötesinde saldırgan, hakaret, tehdit içeren dili,
konuşma üslubuna.. seçmenleri, sevenleri
alıştılar diyelim.. Medya yönlendirmesinin çok
belirleyici olduğu bir çağda, medyatik
pazarlama, sevenlerine algılatma “halktan,
bizden, içten, samimi, sansürsüz, Kasımpaşalı
raconu..” olunca, “karizmatik, güçlü lider..”
kavramı ile de desteklenince, miting
meydanlarında, kendisini eleştirmeye kalkanları
hakaret ederek kovması bile eksi değil artı
hanesine yazılabiliyor.
Başbakan’ın giderek dozu sınır tanımaz
çıkışları, patlamalarında, siyasi etiğe
uymayanların, çoğunluk iktidarının başında
olanda hoş görülemeyecek, demokratik hak
sınırlarını çok zorlayan, diktatoryal, cezalandırma
içerikli çıkışlarında dahi, bal gibi de suç olan
boyutun yok sayılması, çarpık demokratik
kültürümüzün, hak arama bilincimizin
eksiklikleri.. Biat kültürünün yansımaları..
Gazeteciliğimin çömezlik yıllarında gerek
siyaset, gerekse sendikal alanda, sivil toplum
örgütlenmelerinde... seçmenlerine hakaret eden,
örgüt üyelerinin haklarını gasp eden kimi
liderlerin etrafındaki güçlü yağcılar,
teslimiyetçiler ordusunu öfke ile iğrenme karışımı
bir duygu ile, tepkili izlerdim. Zamanla bu
acımasız, sömürü ilişkilerindeki kirli çıkar ağını,
insan onuruna yaraşmasa da belirleyici neden-
sonuç ilişkilerini çok daha çıplak görebilir
oldum.. Acı olanı, demokrasi kültürümüzdeki
geriye gidiş, sadece siyaset, güçlü siyasi
iktidarlar için değil, yaşamın her alanına yönelik
örgütlenmeler, iş ilişkilerinde, uygar, insanca,
demokrasi kültüründen uzaklaşma, insan hakları
sınırlarından kopma boyutları...
Eğitim, kültür erozyonu, yoksullaşma,
yoksunlaşma, işsizlik, çaresizlik patladıkça,
insan, toplumsal ilişkilerimizde acımasızlık, ezen-
ezilen çarklarındaki insafsızlıkta derinlik dozu
artıyor.. Bu da sadece işçi-işveren ilişkilerindeki
acımasızlığı, sömürüyü değil, en çok çarpılan
demokrasi kültürünü, toplumsal geriye gidişi,
demokrasi vitrininde, demokrasinin içeriği ile
tersine gelişen diktatoryal eğilimleri, demokrasi
adına hortlayan diktatoryal yönetim modellerinin
geçerli kılınabilmesini açıklıyor..
Referandumda “evet”çiler cephesinin
kampanyalarının ekseninde, Türkiye’nin
demokrasiye açılımda çok anlamlı bir dönemeci
dönmekte olduğu tezinin altı kalın kalın çizilmeye
çalışılırken, Başbakan Erdoğan’ın birinci tekil
konuşma diliyle “yaptım, ettim, dedim, istedim..”
sözcükleri ile beslediği kampanya söylemlerinde,
her kesime, bireyler ve örgütlere yönelttiği
tehditlerin, hakaretlerin dozunu arttırması, sinir
bozukluğu, kontrol edilemeyen bir öfkenin ürünü
sayılabilse de, 12 Eylül sonrası iktidar gücü
pekişirse, demokrasimiz adına nasıl da daha ciddi
bir tehdit, tırmanış olacağının belgesi...
Sorun elbette referanduma gidişin gerekçesi,
üst yargı kurumlarının ele geçirilmesi
operasyonundaki başarı ile sınırlı değil.
Toplumsal uzlaşma, Meclis’te muhalefetle
anlaşarak makyaj değişiklikler yerine, CHP
öncelikli muhalefet partilerinin ilan ettikleri
önceden destekle de sabit; gerçek demokratik
içerikler, işlevlerle donatılmış anayasa reformu
paketi şansının ayaklar altına alınmış olması da
ikincil sorun sayılabilir. Asıl sorun Meclis
çoğunluğu üzerindeki diktatoryal gücünü, sınır
tanımaz boyutlarda, özerk olması gereken kamu
kurumlarına, partizan kadrolaşmalara taşımanın
ardından gelen sınır tanımaz iktidar gücü
şımarıklığı, pervasızlığı, alışkanlıkları..
Çok daha gelişmiş demokrasi kültürlerinde bile
ağır örnekleri yaşanmış çoğunluk iktidarlarının
baskıcı eğilimlerinin iktidarda artması örnekleri,
günümüz emperyal ilişkileri, çarpıtılan medyatik
demokrasi, sanal demokrasi kültürlerinde, hele
hele bizim gibi ülkelerde katlanan sorunlar üretiyor.
ABD-AB’nin Türkiye’ye Ortadoğu’da biçtikleri
roller de eklenince, Türkiye’de demokrasi
ilkelerinin geçerli olması, ülke çıkarlarını savunan
iktidarlar eliyle yönetilmesi istenen, beklenen
yapılanmalar da sayılmıyor.
Sadece Cumhuriyet ve laikliği değil, gerçek
insan hakları, demokrasiye ilişkin tüm kriterleri
reddeden, iktidar, Meclis, oyçoğunluğu gücünü
giderek daha diktatoryal bir iktidar gücü için
kullanma eğilimini saklamadan pervasız yola
çıkmış AKP iktidarına siyasal İslamcılar, sadaka
düzeninde pay alma umudunu taşıyan
katmanlardan, her tür feodal örgütlenmelerden
verilen destek doğal. Doğal olmayanı; insan
hakları, demokrasi sloganları ile verilen
kamuoyunu, kitleleri aldatma desteği...
Ana muhalefet partisi liderine sataşırken,
dolaylı biçimde boyunun uzunluğunu bile kendisi
için hak edilmiş bir liderlik gerekçesi yapacak
kadar üslubunu bozmuş Başbakan Erdoğan’ın,
Kılıçdaroğlu’nu suçlama adına “boy değil soy”
sözcüklerini kullanabilmiş olması, gerçek bir
demokratik düzende, sadece başbakanlığının
değil siyasi geleceği...
Liderliğinin noktalanması sonucunu getirirdi.
soner@cumhuriyet.com.tr
8.800 TL’ye kadar %15
22.000 TL’nin 8.800 TL’si için 1.320 TL, fazlası %20
50.000 TL’nin 22.000 TL’si için 3.960 TL
(ücret gelirlerinde 76.200 TL’nin 22.000 TL’si için 3.960 TL), fazlası %27
50.000 TL’den fazlasının 50.000 TL’si için 11.520 TL %35
(ücret gelirlerinde 76.200 TL’den fazlasının 76.200 TL’si için 18.594 TL), fazlası
Mevsim etkilerinden arõndõrõlmõş istihdam binde 1 puan azaldõ, işsizlik oranõ değişim göstermeyerek yüzde 12 oldu
İşsizlik oranõ mayõsta geçen
yõlõn aynõ dönemine göre 2.6 puan
gerileyerek yüzde 11, tarõm dõşõ
işsizlik oranõ yüzde 13.8 oldu.
Ekonomistler, tarõm dõşõ işsizliğin
yüksekliğine ve 2008’in aynõ
dönemine ulaşõlamamõş
olunmasõna dikkat çektiler.
Ekonomi Servisi- İşsizlikte, bir süre
önce başlayan düşme eğilimi devam
ediyor. Ancak mevsimsel etkilere dikkat
çeken ekonomistler, karşõlaştõrõlan dö-
nemin krizin en can yakõcõ dönemi ol-
duğuna da vurgu yapõyor. Mayõs döne-
minde mevsim etkilerinden arõndõrõlmõş
istihdam edilenlerin sayõsõnda bir önce-
ki döneme göre 18 bin kişilik, işsiz sa-
yõsõnda da 20 bin kişilik bir azalma oldu.
TÜİK’in Hanehalkõ İşgücü Araştõrmasõ
2010 Mayõs (nisan, mayõs, haziran), iş-
sizlik oranõ mayõsta geçen yõlõn aynõ dö-
nemine göre 2.6 puan gerileyerek yüzde
11 oldu. Bir önceki aya göre ise işsizlikte
gerileme 1 puan düzeyinde gerçekleşti.
Türkiye genelinde işsiz sayõsõ, mayõs-
ta bir yõl öncesine göre 536 bin kişi aza-
lõşla 2 milyon 846 bin kişiye indi. Böy-
lece işsiz sayõsõ mayõsta 3 milyonun altõ-
na inmiş oldu. .
Genç nüfusta işsizlik 5.1 puanlõk aza-
lõşla yüzde 24.9’dan yüzde 19.8’e düştü.
İşsizlerin yüzde 13.4’üne karşõlõk gelen
381 bin kişi mayõsta işsiz kaldõ.
2010 yõlõ Mayõs döneminde mevsim et-
kilerinden arõndõrõlmõş istihdam edilenlerin
sayõsõnda bir önceki döneme göre 18 bin
kişilik, işsiz sayõsõnda da 20 bin kişilik bir
azalma yaşandõ.
Mevsim etkilerinden arõndõrõlmõş iş-
gücüne katõlma oranõ bir önceki döneme
göre 0.2 puanlõk azalõşla yüzde 48.8, is-
tihdam oranõ 0.1 pu-
anlõk azalõşla
yüzde 43 ve iş-
sizlik oranõ
da herhan-
gi bir de-
ğişim gös-
termeyerek
yüzde 12 olarak
gerçekleşti.
Kamuda istihdamı yüksek
TÜİK’in verileri özetle şöyle:
2011 Mayõs döneminde istihdam edilenler 1.6 mil-
yon artarken, istihdam artõşõ, tarõmda 423 bin kişi, ta-
rõm dõşõ sektörlerde de 1 milyon 177 bin kişi oldu.
İstihdam edilenlerin yüzde 25.3’ü tarõmda, yüz-
de 19.4’ü sanayide, yüzde 6.6’sõ inşaat sektöründe, yüz-
de 48.7’si de hizmetler sektöründe çalõştõ.
Tarõm sektörünün istihdam içindeki payõ 0.1 pu-
an, sanayinin payõ 1.1 puan, inşaat sektörünün payõ da
0.3 puan arttõ. Hizmetler sektörünün payõnda da 1.5 pu-
anlõk bir azalma meydana geldi.
Kamu istihdamõ 2 milyon 959 bin kişi oldu.
İşsizlik oranõ, kentsel alanlarda 3.1 puan azalarak
yüzde 13.4’e, kõrsal yerlerde de 1.4 puan azalarak yüz-
de 6.4’e geriledi.
Bu dönemde
işsizlerin yüzde
31.3’ünün eş-dost
vasõtasõyla iş aradõğõ,
yüzde 89.5’inin de daha
önce bir işte ça-
lõştõğõ belirlendi.
İşsizlerin
yüzde 28.3’ünü, ça-
lõştõğõ iş geçici olup sona erenler, yüzde 18.4’ünü işten
çõkarõlanlar, yüzde 16.8’ini kendi isteğiyle işten ayrõ-
lanlar, yüzde 8.4’ünü işyerini kapatan ya da iflas
edenler, yüzde 8.7’sini ev işleriyle meşgul olanlar, yüz-
de 8.4’ünü öğrenimi süren veya yeni mezunlar oluşturdu.
Yüzde 11’lik grup diğer nedenlerle işsiz kaldõ.
Kayõt dõşõ istihdam yüzde 43.6.
Bu arada söz konusu dönemdeki 23 milyon 55
bin kişilik istihdamõn 13 milyon 998 binini ücretli
veya yevmiyeli kişiler oluşturdu.
23 milyon 55 bin kişilik istihdama karşõlõk, bu
dönemde 10 milyon 55 bin kayõt dõşõ istihdam be-
lirlendi.
Kayõt dõşõ istihdam oranõ erkeklerde yüzde 37.4,
kadõnlarda yüzde 58.9 olurken, 10 milyon 55 bin kişi-
nin 5 milyon 4’ünün tarõm, 5 milyon 51’inin ise tarõm
dõşõ sektörlerde çalõştõğõ ortaya kondu.
BETAM’õn araştõrmasõnda da mevsim etkilerin-
den arõndõrõlmõş rakamlara göre işsizlikteki azalmanõn
durduğuna dikkat çekildi. Yapõlan açõklamada, “Sonuçta
mevsimsellikten arındırılmış rakamlara göre tarım
dışı işsiz sayısı 12 bin kişi azalmış, tarım dışı işsiz-
lik oranı da sadece 0.1 puan gerileyerek yüzde 14.8
seviyesine inmiştir” denildi.
Tüketici güveni
düşüşe geçti
GİRESUN (AA) - Giresun Ziraat
Odasõ (GZO) Başkanõ Özer Akbaşlı,
aşõrõ sõcaklar nedeniyle Türkiye’nin 603
bin ton olarak belirlenen tahmini fõndõk
rekoltesinin yaklaşõk yüzde 15 oranõn-
da düştüğünü tahmin ettiklerini söyledi.
Alõnan karar gereğince sahil kesi-
minde toplanan fõndõğõn 3 Ağustos, or-
ta kesimde toplanan fõndõğõn 8 Ağustos,
yüksek kesimde toplanan fõndõğõn ise 15
Ağustostan itibaren pazara indirilmeye
başlandõğõnõ ifade eden Akbaşlõ, “Aşı-
rı sıcaklar nedeniyle bu yıl fındık
hasadına erken başlandı. Aşırı sı-
caktan dolayı rekoltenin düşmesi ve
ayrıca kavsağından yere düşen fındı-
ğın yaprak ve otlar arasında kaybol-
ması üreticiyi mağdur etti” dedi.
Ordu Ziraat Odasõ’nõn bir komisyon
kurarak bölgesindeki aşõrõ sõcağõn fõndõğa
verdiği zararõ tespit etme çalõşmasõna
başladõğõnõ bildiren Akbaşlõ, aşõrõ sõcaklõk
Türkiye’de fõndõk tarõmõ yapõlan tüm böl-
geleri etkilediğini, bunun için bu çalõş-
manõn Türkiye’nin genel tablosunu or-
taya çõkaracağõnõ ifade etti.
Bir hafta önce piyasa inen yeni ürün
Giresun kalite fõndõğõn 4,3 liradan işlem
gördüğünü belirten Akbaşlõ fõndõğõn fi-
yatõ ile ilgili olarak da şu değerlendirmeyi
yaptõ: “Bu yıl rekolte az, üretici fın-
dığını az miktarda pazara indirme ka-
rarlılığını gösterdiği takdirde, bugün
4.3 liradan işlem gören ürün, bir ay
içinde istediğimiz rakam olan 6 lira-
ya ulaşır. Fındık fiyatı artık serbest pi-
yasa koşullarına bırakıldı. Üreticinin
ürününü hak ettiği fiyattan satabil-
mesi kendi elinde. Üreticinin burada
yapacağı sabır göstererek ürününü pi-
yasa az miktarda indirmesidir.”
Ekonomi Servisi - Tüketici güven endeksi temmuzda yüzde
0.64 azalarak 87.48 değerini aldõ. Kasõm 2008’de görülen 68.88
seviyesinin ardõndan yükselişe geçen tüketici güveni böylece
2010’da ilk kez gerilemiş oldu. Merkez Bankasõ ve TÜİK işbirliği
ile hazõrlanan endeks, haziranda 88.04 değerini almõştõ. TÜİK
açõklamasõna göre, endeksteki düşüş tüketicilerin mevcut döne-
min dayanõklõ tüketim malõ satõn almak için uygunluğu durumla-
rõna dair değerlendirmelerinin kötüleşmesinden kaynaklandõ. En-
deksin 100’den büyük olmasõ tüketici güveninde iyimser durum,
100’den küçük olmasõ kötümser durum, 100 olmasõ ise tüketici
güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor.
Ekonomi Servisi - Hükümet ile memur konfederasyonlarõ ara-
sõndaki toplu görüşmelere yarõn devam edilecek. Memur maaşla-
rõna yapõlacak zammõ belirlemek için yapõlan görüşmeler önce-
sinde konfederasyonlar, anayasa paketinde yer alan memurlara
toplusözleşme hakkõnõn bu yõl uygulanmasõnõ istiyor. Eğitim ve
Bilim İşgörenleri Sendikasõ (Eğitim-İş) Genel Başkanõ Yüksel
Adıbelli, KESK’in toplu görüşmelerin 12 Eylül’den sonraya er-
telenmesi önerisiyle ilgili olarak, “KESK getirdiği öneriyle hü-
kümetin ekmeğine yağ sürmektedir. KESK, anayasa tasla-
ğında yer alan toplusözleşme maddesi gereğince ‘oylamadan
sonra evet verip kabul ederse toplugörüşme değil, toplusözleşme
yaparõz’ diyerek çalışanlar üzerinde bir ‘evet’ baskısı oluşma-
sına katkı sunmaya çalışmaktadır” değerlendirmesini yaptõ.
Giresun Ziraat Odasõ
Başkanõ’na göre aşõrõ
sõcaklar nedeniyle bu yõl
fõndõk rekolitesi yaklaşõk
yüzde 15 düştü.
Üretici 6 liraya ulaşmasını istediği fındığın, 4.3 liradan işlem görme-
mesi için pazara indirilmesi gerektiğini düşünüyor.
Akenerji’den 155 milyon TL gelir
Akenerji’nin yõlõn ilkyarõsõndaki satõş geliri 155
milyon lira oldu. Yapõlan açõklamada şirketin, fa-
iz, amortisman ve vergi öncesi kârõnõn ise 14.1
milyon lira olarak gerçekleştiği bildirildi.
Kamil Koç’tan yüzde 50 indirim
Kamil Koç, ramazan ayõ boyunca tüm hatlar-
daki bilet fiyatlarõnda yüzde 50 oranõnda indirim
uygulayacağõnõ bildirdi. Uygulanacak kampan-
yanõn, bugünden itibaren 2 Eylül tarihine kadar
tüm sefer ve hatlarda geçerli olacağõ dile getiri-
len açõklamada “Rahat Hat” olarak adlandõrõlan
VIP araçlarda da geçerli olacak olan kampanya
süresince yaklaşõk 60 bin biletin yüzde 50 indi-
rimli olarak satõlmasõnõn planlandõğõ kaydedildi.
HÂLÂ 2008’İN
ÇOK UZAĞINDA
İstihdamda, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn
söylemleri dõşõnda, hükü-
metin orta vadeli progra-
mõnda bile en ufak bir dü-
şüş görmediğini ve açõkla-
nan verilerin ilk başta se-
vindirici olsa da çok bir
şey ifade etmediğini dile ge-
tiren Gazi Üniversitesi Öğ-
retim Üyesi Prof. Dr. Aziz
Konukman, düşüşün ta-
mamen mevsimsel etken-
lerden kaynaklandõğõnõ, za-
ten verilerin de bunu ortaya
koyduğunu anlattõ. Kõyas-
lamanõn krizin en çok can
yaktõğõ bir dönemle yapõl-
dõğõnõ belirten Konukman,
“2008 verilerine göre, iş-
sizlik hâlâ çok yüksek. O
dönem, yanlış hatırlamı-
yorsam yüzde 9 civarında
bir işsizlik vardı... Zaten
İSO 500’de kâr eden cid-
di sanayi kuruluşların iş-
çi çıkardığı görüldü.
TOBB’ye yüklenilse de
onların istihdama yapa-
cağı katkı oldukça sınırlı.
Mevsimsel etkilerle çıkan
rakamlar ne yazık ki bir
şey ifade etmiyor. Zaten
tarım dışı işsizlik yüzde
13.8, yani hâlâ çok çok
yüksek. Genç işsizlikte
düşüş görünse bile hâlâ
çok yüksek” dedi.
Türkiye’nin uzun bir dö-
nemdir, istihdamsõz büyü-
meyi tercih ettiği, yüzde
7’lerin üzerinde büyümenin
yaşandõğõ 2002-2007 dö-
neminde bile işsizliğin yüz-
de 8-10’larda seyrettiğine
dikkat çeken Konukman,
özel bir çaba harcanmadõk-
ça istihdam sorununun çö-
zülemeyeceğini de sözleri-
ne ekledi.
İşsizlikte mevsimsel düşüş
Eğitim-İş: KESK hükümetin
ekmeğine yağ sürüyor
Sıcaklar fındığı da vurdu
1