19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Genelkurmay Başkanı ve komutanların önümüzdeki günlerde devir teslim törenlerinde yapacakları konuşmalardaki söylemler çok, ama çok önemli. Öyle diyor, yazıyorlar. Kimi bilgilerin ürünü müdür bu içerikteki yorumlar, yoksa olası beklenti veya temennilerin sonucu mudur, 30 Ağustos’a kadar izleyip göreceğiz. Bu arada birden sahneye başka bir değerlendirme girdi: Çankaya’daki AKP’linin komuta kademesindeki atamalarda oynadığı rol! Günlerdir krizin hükümetle askerler arasındaki anlaşmazlıktan ileri geldiğini sanıyorduk. Meğer medya baştan sona yanılmış. Yazılanlara göre; krizin çözümünde, atamalara son şeklin verilmesinde Başbakan ikinci rolde ve sahnede görünmeyen ama komuta heyetini biçimlendiren RTE değil, Çankaya’daki AKP’li imiş. YAŞ atamalarına meğer hükümet direnmiş değil, Çankaya’daki damgasını vurmuş. Orgeneral Atilla Işık’ın sürpriz bir kararla emekliliğini istemesi yeni bir durum ortaya çıkarmış: Orgeneral Başbuğ’un son gece Kara Kuvvetleri’ne Org. Necdet Özel’i, Jandarma’ya da 2. Başkan Orgeneral Aslan Güner’i önermesi üzerine… …-yazılanlardan çıkan sonuca göre- RTE değilmiş karşı çıkan... Çankaya’daki imiş! İşte bu noktada Çankaya’dakinin neden Org. Necdet Özel’in KKK’nı ve neden Aslan Güner’in Jandarma Komutanlığı’nı onaylamadığı ortaya çıkıyor. Org. Necdet Özel, KKK’ye gelirse emekli olacak, Genelkurmay Başkanlığı yolu kapanacaktı. Çankaya’daki barışta komutan. Yüreği bu haksızlığa elvermemiş… Yok yok, bir orgenerale böylesi bir haksızlığı kafası da yüreği de sindiremez. Öyleyse? Hayır demiş; Org. Özel’i KKK’ye getirerek önünü kapatamazsınız! Çankaya’dakinin havaalanındaki bir karşılamada karısının elini sıkmadığı için Org. Arslan Güner’in Jandarma Komutanlığı’na karşı çıkıyor diye günlerdir yazılan haberler, yorumların hepsi yalanmış, yalan! Doğrusu neymiş? Çankaya’daki diyormuş ki; Güner Paşa 20 yıl Ankara’da görev yaptı. Cephe deneyimi olmayan bir paşaya Genelkurmay Başkanlığı’nın yolunu açamazmış. Böylece gerçek nedeni öğrendik: Olayların içyüzünü öğrenmeye meraklı gazetecilere ustaca sızdırılan bilgilerle karısının elini sıkmadığı gibi basit bir nedeni örtüyor Çankaya’daki AKP’li! ...eee, ne de olsa devlet adamı! Referandum siyaset dünyamızda hayli ilginç gelişmelerin işaretlerini veriyor. Örneğin CHP -Radikal’in manşetine göre- yeni genel başkanın önderliğinde özgürlüğe açılıyor. Kılıçdaroğlu’nun Hürriyet’teki neden hayır yazısından esinlenerek gazete şöyle bir başlık kullanıyor: “CHP’de liberal manifesto!” Hayırlara vesile olur inşallah! RTE ise; anayasa paketini seçmen onaylarsa yargının başına gelecekleri Afyon’da açıkladı. SHP iktidar olduğu dönemde yargıya üç binin üzerinde insan doldurdu. Bu insanların şimdi emeklilikleri geliyor, (CHP) bundan rahatsız oluyor, diyor. Muhalefet partilerinin yanında kim var diye soruyor, yanıtlıyor: YARSAV! Yargıda dernek olmaz! Ne demek bu? Referandumdan sonra “ilk fırsatta YARSAV’ı halletmekten” söz ediyor. Bir başka işaret daha var yargıyla ilgili. Kendi (AKP) ölçeklerine göre yargıya yeni eleman almanın yollarını arayacağını duyumsatıyor. Referandum sonrası günlere hangi açılımlarla veya olası açılımlarla gidiyor Türkiye? TSK’deki teamülleri yıktılar. Bir yandan TSK’de tasfiye olanağını geliştirdiler. Komuta heyetini istedikleri yönde oluşturmanın yolunu da açtılar. Askeri denetim altına almakta hayli mesafe aldılar... Referandumda evet; AKP’ye zaten siyasallaşan yargıyı büyük ölçüde denetimi altına alma olanağını sağlayacak ve… …RTE’nin Afyon konuşması yargıda neler yapmaya hazırlandığının ilk işaretleri… Bugünleri de arayacak mıyız, ne? SAYFA 11 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Ağustos Oslo Y 22 Helsinki B 22 Stockholm B 22 Londra B 22 AmsterdamY 21 Brüksel Y 22 Paris Y 24 Bonn Y 24 Münih B 26 Berlin B 26 Budapeşte B 30 Madrid B 32 Viyana B 28 Belgrad A 31 Sofya Y 29 Roma PB 29 Atina A 36 Zürih Y 24 Moskova PB 33 Aşkabat A 36 Taşkent A 35 Bakû A 38 Bişkek A 29 Tiflis A 36 Kahire A 38 Şam A 39 İstanbul A 32 Edirne A 36 Kocaeli A 37 Çanakkale A 36 İzmir A 38 Manisa A 39 Denizli A 37 Zonguldak A 30 Sinop A 32 Samsun A 32 Trabzon A 31 Giresun A 30 Ankara A 37 Eskişehir A 34 Konya A 34 Sıvas A 34 Antalya A 33 Adana A 36 Mersin A 35 Diyarbakır A 41 Şanlıurfa A 42 Mardin A 38 Siirt A 39 Hakkâri A 33 Van A 29 Kars Y 29 Yurdun kuzey ke- simleri ile zamanla Göller Yöresi parça- lı bulutlu, Kars, Ar- dahan, Rize, Artvin, Hopa ile Göller Yö- resi sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı. Diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı ülke genelin- de mevsim normal- lerinin 6 ila 8 derece üzerinde seyretmeye devam edecek. Silivri’deki Ergenekon dava- sında duruşmalar iki aydan sonra dün yeniden başladı. Ga- zetemiz yazarı Mustafa Balbay başta olmak üzere Tuncay Öz- kan, Hikmet Çiçek gibi mes- lektaşlarımız yüzlerce gündür tutuklu. Neyle suçlandıkları somut de- ğil. İddialar somut değil, kanıt olarak ileri sürülen kimi belgeler de soyut… Ama içerideler… Tutuklular, yargılanıyorlar… Ne- rede? Üzerinde ‘ceza ve infaz kurumu’ yazan bir kompleksin içinde kurulmuş mahkeme salo- nunda. Adı “ağır ceza” mahke- mesi. Dün Mustafa Balbay’ın “sağır ceza mahkemesi” dediği gerekçesiyle savcılığa sevk edildiği mahkeme yani. Mustafa Balbay 524 gündür tutuklu. Kendisine yöneltilen suçlamalardan biri hükümeti devirmek. Gazeteci Balbay, darbe yapacak, hükümet devri- lecek. Savcıların ileri sürdüğü iddianın önü de, arkası da bu. Gazeteci nasıl darbe yapar? Elinde silahı mı var, topu, tüfeği mi var? Yok. Balbay, Özkan, Çi- çek de olmadığını, olamayaca- ğını söylüyorlar zaten. Ancak bir buçuk, iki yıldır; başta mahke- me heyeti olmak üzere ilgililere ulaşamıyorlar. Seslerini duyura- mıyorlar. Hele de YAŞ öncesi kurgu- lanmış bir operasyon olduğu genel kabul gören, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına yönelik yakalama kararlarının tamamı- nın kaldırılması sonrasında Si- livri’de cezaya dönüşen tutuklu- luklar öyle göze batıyor ki… Yakalama kararları YAŞ top- lantısını AKP iktidarının istediği yönde etkiledi mi? Etkiledi. Kriz çıktı mı? Çıktı. Yakalama karar- larının kaldırılması, bu çıkarılmış krizin yine AKP’nin istediği yön- de çözülmesine yaradı mı? Ya- radı. İşte tüm bu nedenlerden- dir ki, adalet dağıtmakla görevli olan yargının, siyasal amaçlara ulaşma aracı olarak kullanılma- ya başlandığı izlenimi artık top- lumda genel kanıya dönüştü. İşte bu kanı, Silivri’de sür- mekte olan ve gazeteci mes- lektaşlarımızın yüzlerce gündür içeride kalmasına neden olan dava için de geçerli olamaz mı? Tabii ki olur. YAŞ üyesi ol- mamasına rağmen Adalet Ba- kanı ‘mezara götürülecek’ gizli- likteki gece yarısı toplantılarına apar topar davet ediliyorsa, si- yasi havaya göre kararlar deği- şebiliyor, dönüştürülebiliyor demektir. Dün tanık olduk ki, bu değiş- me ve dönüşmenin dayanılmaz ağırlığı Silivri’deki cezaevine bi- tişik mahkeme salonuna da yansımış. Dün infazevi içindeki mahke- medeki duruşmayı Türkiye Ga- zeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel, Ege Bürosu Tem- silcimiz Serdar Kızık ve İzmirli meslektaşlarımızla birlikte izle- dik. Atilla Sertel, “Bence” dedi, “Balbay, tüm etkili yazarlara bu- rada yaşananları aktaran mek- tuplar göndermeli. Onlar da ıs- rarla buna yer vermeli.” Bu sözleri durduk yere dillen- dirmedi Atilla Sertel. Medya, ne yazık ki Silivri’yi unutmuştu, görmüyordu ya da önyargılıydı ya da -iktidar yanlıları için söy- lüyoruz bunu- kötü niyetliydiler. Silivri’de yaşananlar kamuo- yuna iyi aktarılmalı. Balbay ve diğer gazetecilerin aylardır sü- ren tutukluluğu bize göre birer hükümsüz infazdır. Gazeteciler, gazeteci örgütle- ri, insan hakları savunucuları konuya bu açıdan bakmalıdır. Hele de Türkiye’nin bir tek parti egemenliğine sürüklendiği şu dönemde… ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Cezaevi İçindeki Mahkeme [email protected] AÇI MÜMTAZ SOYSAL Zafer BÜYÜK olasılıkla, halkoylaması kampanyasının kızışan havasında bu zaferden de söz edilmeden durulmayacaktır. Belki meydan nutuklarında değil de kahve konuşmalarında, kapalı kapılar ardında ya da yâran sohbetlerinde: “Paşalara nasıl kafa tuttuk, nasıl ders verdik, demokrasinin temel kuralını nasıl kabul ettirdik” diye neredeyse düşmana karşı bir büyük zaferden söz edercesine. Bunun aslında bir tür “Pirüs zaferi” olduğunu anlamaları ve pişmanlığını duymaları için biraz vakit geçecektir; ama umalım ki zararlı sonuç yalnız onlara pahalıya patlamakla kalsın ve ceremesini şu ya da bu olay vesilesiyle ülkenin ve toplumun bütünü çekmesin. Hep söylenir; Milat’ın yüzyıllar öncesinde ün kazanan Yunan “kahraman”larından dağlık Epir bölgesinin kralı İkinci Pyrrhos İtalya’ya adım atıp tank gibi kullandığı fillerinin gücüyle Romalıları yenmiş, ama büyük insan kaybıyla elde ettiği bu zafer ona öylesine pahalıya mal olmuş ki, kutlayanlara “Bir daha böyle bir savaş kazanırsam mahvolduğumun resmidir” demekten kendini alamamış. Verilen öğütleri dinlemeyip boyundan büyük işlere kalkışarak sonunda zarar görenler için onun bu zaferi anımsatılır. Nitekim kendisi de kısa bir süre sonra bir başka savaşta yenilerek, sadece adını her dilde kullanılan bir deyişle bırakarak tarih sayfasından silinip gitmiş.. Aslına bakarsanız, geçen hafta yaşanan krizi AKP açısından bile bir zafer saymak da yanlış. Evet, doğrudur, sıkı bir direnişle iradelerini paşalara kabul ettirmişlerdir ama, acaba Türk halkının çoğunluğu askerinin hırpalanmasına ve hele yıllarca sınır boylarında ve kritik görevlerde hizmet ettikten sonra şanlı terfiler beklerken onurunun kırılmasına bu siyasilerin gözüyle mi bakmaktadır? Yaşamının bir aşamasında mutlaka askerliğin çilesini çekmiş, ama aynı zamanda şerefiyle de gurur duymuş bir ulusun insanları olaya böyle bir ümmetçi gözlükle bakabilir mi? Ulusun gözünde bu krizin AKP’ye gerçek bir saygınlık getirdiği söylenemez. İsterseniz konuya Arapçanın “Basra’nın yanıp yıkılması” sayesinde kazanılmış başarılardan dem vuran deyimini anımsayarak da bakabilirsiniz. Evet, AKP iktidarının çabaları sonucunda “askerin sivile tabi olması” biçiminde özetlenen “Dünya ve AB kriterlerinden biri” yakalanmış görünür ama, şu yıkıntıya bakın: Yargıya, devlet başkanına, ordu geleneklerine güvenin sarsılması ve bu yüzden ortaya çıkan genel bir güvensizlik havası. Bunca harabeye değer miydi kime yaradığı tam kestirilemeyen bu kriz? İşin kötüsü, son yaşananların dünya politika sahnesinde Türkiye’nin en önemli kozunu, yani ordusunun ağırlığını da sarsmış olmasıdır. Uluslararası sahnede önemli roller oynamaya soyunup “stratejik derinlik” türü büyük sözler ederken bu krizle kendi kazdığımız yerel bir çukura mı düştük yoksa? [email protected] BARKIN ŞIK ANKARA - Balyoz soruştur- masõnda hakkõnda takipsizlik ka- rarõ verilmesine karşõn YAŞ’ta ter- fi alamayan Deniz Harp Okulu Komutanõ Tuğamiral Türker Er- türk, istifa etti. YAŞ’ta görev sü- resi bir yõl uzatõlan Ertürk, Balyoz sanõklarõ arasõnda yer alan ve emekliye ayrõlan Akdeniz Bölge Komutanõ Tuğamiral Mustafa Karasabun’un yerine atanmõştõ. Ertürk’ün adõ Balyoz soruştur- masõna karõşmõş ve savcõlõk, ha- zõrladõğõ iddianamede ise Ertürk hakkõnda takipsizlik kararõ ver- mişti. Ancak Ertürk, terfi ede- memesi ve tayininin Deniz Harp Okulu Komutanlõğõ’ndan Akde- niz Bölge Komutanlõğõ’na çõkmasõ üzerine istifa etti. Hakkõnda ya- kalama kararõ çõkarõlmayan Ka- rasabun ise Balyoz sanõklarõ ara- sõnda yer aldõğõ için 16 Aralõk’ta yargõlanmaya başlanacak. Arkasındaki 2 isim Ertürk gibi Balyoz soruştur- masõ kapsamõnda ifade veren an- cak haklarõnda takipsizlik kararõ verilen diğer iki tuğamiral bu yõlki şârada terfi etti. Bu iki isim de kõdem sõrasõna göre Ertürk’ün arkasõnda yer alõyordu. Denizal- tõ Filosu Komutanõ Tuğamiral Ahmet Sinan Ertuğrul ve Güney Grup Komutanõ Tuğamiral Er- dem Caner Bener, terfi ederek Ertürk’ün önüne geçmişti. Şârada görev süresi uzatõlan Ertürk’ün, Balyoz darbe planõnõn görüşüldüğünün iddia edildiği Mart 2003’te, Londra’da Deniz Askeri Ataşeliği görevinde bu- lunduğu ortaya çõkmõştõ. Denizciler ona emanetti 1957’de Trabzon’da doğan Er- türk, 1979’da donanmaya katõl- dõ. Ertürk, 1990’da Deniz Harp Akademisi, 1992’de Silahlõ Kuv- vetler Akademisi ve 1999’da Ro- ma’da Nato Savunma Koleji eği- timlerini tamamladõ. 2000-2003 arasõnda Londra Si- lahlõ Kuvvetler Deniz Askeri Ata- şeliği, 2003-2004 arasõnda Eğitim Filotillasõ Komodorluğu, 2004- 2005 arasõnda Deniz Harp Oku- lu Öğrenci Alay Komutanlõğõ, 2005-2006 arasõnda Deniz Kuv- vetleri Komutanlõğõ Komuta Kontrol Daire Başkanlõğõ görev- lerini yapan Türker Ertürk 2006’da tuğamiralliğe terfi etti. Ertürk, 2009’da Deniz Harp Oku- lu Komutanlõğõ’na atandõ. Balyoz’daki takipsizlik kararõna karşõn terfi alamayan Ertürk, görevinden ayrõldõ SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA - YAŞ kara- rõyla Jandarma Genel Komu- tanlõğõ’na atanan 2. Ordu ko- mutanõ Orgeneral Necdet Özel görevini Özel Kuvvetler Komutanõ Korgeneral Ser- vet Yörük’e törenle teslim et- ti. Törene 30 Ağustos’tan iti- baren Genelkurmay Başkan- lõğõ’nõ üstlenecek olan Kara Kuvvetleri Komutanõ Orge- neral Işık Koşener de katõldõ. Törende bir konuşma yapan Özel, “İki yıl boyunca, muh- temel bir harbe hazır olma ana görevimizin yanında, bana ve arkadaşlarıma tev- di edilen, ülkemizin bütün- lüğüne kasteden bölücü te- rör örgütü ile mücadele gör- evini yine arkadaşlarımla birlikte, bize tanıdığınız ge- niş inisiyatif, anlayış, hoş- görü ve destek çerçevesinde, takdir zat-ı âlilerinin olmak üzere, kararlılıkla yürüt- meye gayret ettik” dedi. ‘Hukuksuzluğa yer vermedik’ Görev süresince terör örgü- tüyle mücadeleyi tamamen hu- kuk kurallarõ içinde yürüttük- lerini vurgulayan Özel, “Hu- kuk dışı hiçbir faaliyete yer vermedik” diye konuştu. Özel, birkaç talihsiz kaza yaşandõğõ- nõ ifade ederek “Bu kazalar dı- şında, yurtiçinde ve yurtdı- şında sivil vatandaşlara yö- nelik olumsuz hiçbir faaliye- timiz olmadı, onların zarar görmemesi için çok ama çok dikkat ve gayret gösterdik” dedi. Özel, son olarak da sağ- duyu çağrõsõnda bulunarak “Güvenlik ihtiyaçları ile in- san hakları arasındaki denge iyi kurulmalı, insan hakları savunulurken, terörden zarar görenlerin veya görebilecek olanların da insan hakları unutulmamalı basın-yayın kuruluşlarımızın ülke men- faatlarını ve hassasiyetlerini daima göz önünde tutmaları gerek” diye konuştu. ‘Türkiye saldırılarla karşı karşıya’ Görevini devralan Korge- neral Yörük ise Türkiye’nin anayasal yapõsõna, toprak bü- tünlüğüne ve ulusal birliğine yönelik yapõlan saldõrõlarla karşõ karşõya kaldõğõnõ söyledi. 2. Ordu’da devir teslim YAŞ sonrasõ ilk istifa Jandarma Genel Komutanlığı’na atanan Orgeneral Özel (sağda) görevini Korgeneral Yö- rük’e (solda) devretti. Törenin ardından Özel ve Yörük tebrikleri kabul etti. (Fotoğraf: AA) ‘Hemen şimdi toplusözleşme!’ MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Memurlarla AKP arasõndaki toplu görüşmeler 15 Ağustos Pazar günü başlayacak. “Toplu görüşme süreci iptal edil- sin. Hemen şimdi toplusözleşme” diyen KESK, reel kayõplarõn telafisi için 300 TL seyyanen zam, brüt üc- ret tutarõnda yõlda iki kez ikramiye, açlõk sõnõrõnõn altõnda yaşayanlara “yurttaşlık ücreti” ve en düşük maaşõn da 1650 TL olmasõnõ istiyor. KESK’in 15 Ağustos’ta masaya getireceği diğer istekleri şöyle: ? Mesai saatlerindeki yemek, yol, eğitim ödeneği, giyecek, kira gider- leri (sosyal haklar) devlet tarafõndan karşõlanmalõ. ? Ek ödemeler emekli keseneği de alõnarak emekliliğe yansõtõlmalõ. ? Vergide adalet sağlanmalı, emekçilerin gelir vergisi 10 puan düşürülmelidir. ? 657 sayõlõ kanunda değişiklik öngören tasarõ geri çekilmelidir. ? 4/B ve 4/C’liler 4924 sayılı ka- nuna ve 657’nin 86. maddesine ta- bi olarak çalıştırılanlar kadroya alınmalı, sözleşmeli çalıştırmaya son verilmelidir. ? Kamusal hizmetler nitelikli, ulaşõlabilir ve parasõz olmalõdõr. ? Kadına yönelik ayrımcılık kaldırılmalı, ebeveyn izni ve kreş hakkının gereği yapılmalıdır. ? Kamu emekçilerine siyaset yapma yasağõ kaldõrõlmalõdõr. Baskõ ve sürgünler durdurulmalõ, tutuklu arkadaşlarõmõz serbest bõrakõlmalõdõr. GÖRÜŞMELER 15 AĞUSTOS’TA ? Konya’da bir polis şehit oldu: Konya Karaman yolunun 21. kilometresinde dün saat 16.30 sõralarõnda trafik polis ekibine bir motosik- letten yakõn mesafeden ateş açõldõ.Ağõr yaralanan Ömer Durmaz (36) hastaneye kaldõrõlõrken şehit düştü. Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, “Teröre bağlantõlõ bir iz yok. Kan davasõ da olabilir” dedi. ? BOTAŞ’ta patlama: 2 ölü: Mardin’in Midyat ile Şõrnak’õn İdil ilçeleri arasõndan geçen BOTAŞ’a ait Kerkük-Yumurtalõk boru hattõnda dün akşam belerlenemeyen bir nedenle patlama meydana geldi. Patlamada 2 kişi öldü. ? KPSS-Lisans sonuçları bugün: 10- 11 Temmuz’da yapõlan KPSS-Lisans değerlen- dirmesi çalõşmalarõ tamamlandõ. Sonuçlar bugün saat 14.00’ten itibaren “http://www.osym.gov.tr” adresinden öğrenilebilecek. ? YAŞ’ta neden ihraç olmadı: CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, terfi ve atama- larla büyük tartõşma yaratan YAŞ’tan ihraç kararõ çõkmamasõnõ gündeme getirdi. Genç, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru önergesinde “Son iki yõlda hiçbir asker irti- cai faaliyette bulunmadõ mõ?” diye sordu. ? Referandum kampanyalı imsakiye: Memur-Sen’e bağlõ Sağlõk-Sen Nevşehir Şubesi tarafõndan imsakiye hazõrlandõ. İmsakiyede ana- yasa değişikliğinin içeriğiyle ilgili 16 madde sõra- lanarak, bunlara “evet” denilmesi çağrõsõ yapõldõ. ? Karayoluna bombalı tuzak: Tunceli- Ovacõk karayolu, Venk Köprüsü mevkisinde terö- ristlerce gece kurulan barikatta “Yolda bomba var” yazõlõ not bulunmasõ üzerine, bölgeye heli- kopterlerle sevk edilen jandarma ekipleri, yola patlayõcõ madde döşenmiş olabileceği ihtimali üzerine arama yaptõ. Arama sonucu yolda bulu- nan tuzaklanmõş 2 adet el bombasõ imha edildi. ? YSK’den partilerle toplantı: YSK’nin çağrõsõyla 21 siyasi parti temsilcisinin katõlacağõ toplantõ cuma günü yapõlacak. Seçmen kütükleri- nin birleştirilmesiyle ilgili endişeler ele alõnacak. KISA KISA... KISA KISA... Zaman ayarlı bomba İstanbul Haber Servisi - Zeytinburnu Vergi Dairesi’nin yakõnõndaki bir otobüs fir- masõ bürosunun önüne sabah saatlerinde bõ- rakõlan ve zaman ayarlõ olduğu belirlenen bomba, polis tarafõndan etkisiz hale getirildi. Zeytinburnu’nda dün sabah saat 08.00’de iş- yerine gelen firma çalõşanõ, işyerinin önünde şüpheli bir paket görünce durumu polise haber verdi. Olay yerine gelen polis, güvenlik önlem- lerini aldõktan sonra bomba uzmanlarõnõ çağõr- dõ. Bomba uzmanõ ekiplerin yaptõğõ inceleme sonucu, pakette kurusõkõ mermilerle güçlendi- rilmiş, zaman ayarlõ, parça tesirli bomba olduğu belirlendi. Etkisiz hale getirilen bomba, ince- lenmek üzere emniyete götürüldü. Polis, çevrede geniş çaplõ araştõrma başlattõ. Ünlü felsefeci Silivri’deydi Dünkü duruşmayı izle- yenler arasında Uluslar- arası Felsefe Kurumları Federasyonu’nun ilk ka- dın başkanı ve dünyaca tanınan insan hakları sa- vunucusu İoanna Kuçu- radi de vardı. Kuçuradi, Balbay ile de görüşerek cezaevindeki durumu hakkında bilgi aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle