19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT İnanılır Gibi Değil Ama Gerçek İstanbul Valiliği, Türkiye Komünist Partisi’nin halkoylaması çalışmaları için kurmak istediği standa “vatandaşın oyunu etkileyeceği” gerekçesi ile izin vermiyor! Bir ay sonra, 12 Eylül’de sandık başına gidecek olan seçmen vatandaşın “evet” ya da “hayır” oylarından birisini kullanması için, siyasi partilerin propaganda yapmaları ne zamandan beri, valilerin izin verme koşuluna bağlandı? Yoksa, İstanbul Valiliği’nin kayıtlarında, TKP hâlâ “yasaklı” parti olarak mı görünüyor? Öyle olmadığı için, “idare”nin “yasal” bir siyasal partinin çalışmalarına karışmasının suç olduğunu söyleyecek olan kurum, yani Yüksek Seçim Kurulu, bu tür haberler karşısında niçin sessiz kalma yöntemini seçiyor? AKP’nin, İstanbul’un çeşitli yerlerinde; o arada Şişli’de hem mobil hem de yerleşik propaganda merkezleri var. İdare, doğrusunu yaparak, AKP’nin bu tür çalışmasını engellemeye kalkışmıyor. Ama, küçük bir muhalefet partisinin, ses getirebilecek çalışmasının önüne polis yasağı konarak seçim suçu işleniyor. Görevden kaçan kurullar Memur-Sen’in, iktidar partisinin arka bahçesi olduğunu kanıtlamak amacıyla, memur vatandaşların verdiği küçük paralardan oluşan bütçesini zorlayarak büyük billboard’larla katıldığı “evet” kampanyası karşısında da seçim kurulları, kendilerinden beklenilen görevi yapmaktan kaçınıyor. Dünkü “Düzyazı”da bu doğrultuda yaptığım uyarı yazısını YSK’nin Sayın Başkanı bir suç duyurusu olarak bile algılamak istememiş olmalı.. Aynı doğrultuda, yine dünkü yazıda DSP Genel Başkanı Türker’in uyarısının da dikkate alınmak istenmediği anlaşılıyor. Ama Başbakan, yasakları çiğneyerek sürdürdüğü kampanyasında hem seçmenlere 12 Eylül’de oylanacak olan anayasanın, kendisinin değil, milletin oluşturduğu bir yasa olduğunu söylüyor. Hem de devlet olanaklarını kullanarak gittiği yörelerde onlardan kampanyayı başında bulunduğu iktidar için “evet” ya da “hayır” oyları ile değerlendirmelerini istiyor. CHP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç Erdoğan’ın devlet olanaklarını kullanarak düzenlediği mitingleri, “uyduruk açılış törenleri” olarak gösterdiğini söyleyerek savcıları göreve çağrıyorlardı. (Hürriyet 10 Ağustos) Siyasal iktidarın bilinçli bir şekilde ve adım adım geliştirdiği baskılardan, adalet kurumları da nasiplerini alıyorlar ki, Yüksek Seçim Kurulu da, il ve ilçe seçim kurulları da, yasadışı girişimleri izlemekle görevli cumhuriyet savcıları da olan bitenler karşısında anlaşılmaz bir şekilde suskun kalıyorlar. Yasak tanımaz kudret sahipleri Türkiye, böyle bir dönemi 1960’lı yıllarda, o zamanki Cumhuriyet Halk Partisi’nin oluşturduğu seçim büroları ile aştı. O bürolarda görev alan ve seçim hukuku ile ilgili birikim sahipleri, dönemin iktidarlarının iktisadi devlet kurumlarını kalkan yaparak yürüttükleri propaganda çalışmalarını önlemekle kalmadılar. Kendilerini iktidar oldukları için “yasak tanımaz” göstermek isteyen kudretlilerin de(!) sıradan vatandaşlardan farklı olmadığını hem onlara hem de görevlerini bilmeyen bürokratlara öğrettiler. Özellikle Yüksek Seçim Kurulu’nun, sadece oy verme günü ve akşamı, il ve ilçelerden gelecek sonuç haberlerini aktaran bir büro değil; adına “oy dediğimiz demokratik gücümüzü” en doğru bir biçimde kullanmamızı sağlayacak yüce ve saygın bir kurum olduğu gerçeğini bilen yöneticiler, Türkiye’nin şaibesiz seçimler yapılan örnek bir hukuk yapısına sahip olduğunu dosta da hasımlara da gösteriyordu. Dilerim birçok şeyde olduğu gibi, o görüntümüz de bozulmasın. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay 2 ay aradan sonra yapõlan duruşmada tepkilerini dile getirdiler ‘Kurbanlõk koyun değiliz’ HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk gazeteci Tuncay Özkan, ken- disine suçunun açõklanmadõğõnõ ifa- de ederek cuma gününe dek açlõk grevine girdiğini belirtti. Mahkeme duruşmada tepkili bir konuşma yapan Özkan’a 5 duruşmadan men cezasõ verdi. Gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay, iki ay aradan sonra görülen duruşmada “Kuvvet komutanları darbeye eksik teşebbüste bulun- muş da Mustafa Balbay tam te- şebbüste de mi bulunmuş. Vicda- nınıza sorun” diye konuştu. Mah- keme heyeti, Mustafa Balbay, Özkan ve Emcet Olcaytu’nun oturumda sarf ettiği sözler nedeniyle Silivri Cumhuriyet Savcõlõğõ’na suç duyu- rusunda bulunmaya karar verdi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nce Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda dün görülen 2. Ergenekon davasõna 4 Haziran 2010 tarihinde verilen 66 günlük aradan sonra devam edildi. Tutuklu sanõk eski Özel Harekât Daire Başkanõ İbrahim Şahin ve ba- zõ sanõklar da kendilerine yönelik sui- kast planlarõ ele geçirildiği iddia edilen ve müdahil olma isteminde bu- lunan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkız ve fede- rasyonun eski genel sekKreteri Ka- zım Genç ve avukatlarõ Cemal Yü- cel de duruşmaya katõldõ. Mahkeme Başkanõ Köksal Şen- gün, 71. oturumu açarken tutuklu sa- nõk emekli Tuğgeneral Levent Er- söz’ün 3 Haziran 2010 tarihinde ara verilen çapraz sorgusuna devam edi- leceğini ifade etti. Şengün, ayrõca sa- nõk Mehmet Haberal’õn avukatla- rõnca iki üye hâkim hakkõnda yapõlan reddi hâkim isteminin reddedildiği- ni, istemin 14. Ağõr Ceza Mahke- mesi’ne gönderildiğini söyledi. Bu sõrada Tuncay Özkan söz al- mak istedi. Başkan Şengün “İki aydır ayrıyız, tabii ki konuşacak- sınız” diyerek Özkan’a söz verdi. Ali Balkõz ve Kazõm Genç’e dava- ya müdahil olduklarõ için teşekkür eden Özkan “Bu oyunu yerinde görmelerini istedik” dedi. “Niçin tutuklu olduğumu öğren- mek istiyorum” diyerek konuşmasõ- nõ sürdüren Özkan giderek ses tonu- nu yükselterek “Niçin tutukluyum. Bizi koyun gibi, dana gibi burada tutamazsınız. Benim arkamda or- dum yok diye beni burada tuta- mazsınız. Niçin beni burada yargı- lıyorsunuz? ‘Bağõrma’ demeyin. Be- nim suçum nedir? Bana suç sayılan delilleri gösterin. Ben burada kur- banlık koyun değilim” dedi. ‘Böyle yargılama olmaz’ Kürsüye vurarak konuşurken bir yandan da iddia makamõndaki savcõ- lara doğru seslenen Özkan, “Balyoz davasında ‘böyle tutuklama yapõl- maz’ diye insanlar sahlıveriliyor? Orada mı hukuk yok burada mı? Böyle yargılama olmaz. Zulüm al- tındayım. Burada faşizm var Sa- yın Balkız ve Sayın Genç. Ben AKP muhalifiyim, ırkçılığa kar- şıyım. İnsanları toplayıp aynı ka- zan içine koyarak bir yere vara- mazsınız. Burada zulüm var. Eğer bu sorularıma cevap verilmezse ve ne ile suçlandığım söylenmezse cu- ma gününe kadar açlık grevi ya- pacağım. Gerekirse ölüm orucu- na başlarım” dedi. “Bu bir linç, bu bir dava değil” di- yen Özkan’õn giderek daha da sinirli ve yüksek tonda konuşmasõ üzerine Başkan Şengün “Yeter artık, bağır- madan konuşun” diye uyardõ. Öz- kan’õn bağõrmaya devam etmesi üze- rine Şengün, Özkan’õn dõşarõ çõkarõl- masõ talimatõ verdi. Özkan, jandar- malar tarafõndan dõşarõ çõkarõlõrken “Ben korkmam” diye bağõrdõ. Daha sonra söz alan Aydõnlõk Der- gisi hukuk danõşmanõ ve yazarõ Em- cet Olcaytu, üye hâkimler Hasan Hü- seyin Özese ve Sedat Sami Haşı- loğlu’nun yasaya aykõrõ kararlar ver- dikleri, davayõ uzattõklarõ gerekçesiyle davadan çekilmelerini talep etti. Kõsa bir aranõn ardõndan Başkan Şengün tarafõndan açõklanan kararlarda mahkeme heyeti Tuncay Özkan’a du- ruşmada taşkõnlõk yapmasõ ve sarf et- tiği sözler nedeniyle 5 duruşmadan men cezasõ verdi. Mahkeme heyeti Emcet Olcaytu’nun hâkimlerin çe- kilmesi talebini reddetti. Yasımızı tutanlar Duruşmada söz alan gazetemiz ya- zarõ Mustafa Balbay, 2 ay aranõn ar- dõndan duruşmayõ izleyemeye gelen- leri selamlarken, “Buraya gelip ya- sımızı tutuyorlar. Yasımızı tutan- ların hükümetle pazarlık gücü ol- maması nedeniyle burada tutulu- yoruz. 2. yargı yılına giriyoruz. Bi- zi kurbanlık koyun gibi yargılıyor- sunuz” dedi. Mahkemenin yükünün giderek art- tõğõnõ belirten Balbay, “Heyeti kut- luyorum. Bu dava görüldükçe uza- yan, kabaran bir dava olarak tari- he geçecek. Bir yıldır her cuma çığlıklarımız ne ölçüde yer bulacak. Ramazan ayõnõn geldiğini anõmsatan Balbay “Komşusu aç olan tok yat- mazmış. Yatabiliyorsanız gelin siz yatın burada. Gelebiliyorsanız bu- yurun iftara” dedi. Pazarlığımızı yapan yok “Ağır ceza mahkemesi değil, 13. İNTERNET ANDICI SORUŞTURMASI İfade veren 4 kişi serbest İstanbul Haber Ser- visi - “Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri ku- rulduğu’ yönündeki iddialara ilişkin başla- tõlan soruşturma kap- samõnda ifade veren 3’ü asker 4 kişi ser- best bõrakõldõ. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca baş- latõlan soruşturma kap- samõnda Kocaeli’nde gözaltõna alõnan Ata- türkçü Düşünce Der- neği Değirmendere Şu- be Başkanõ olan emek- li Yarbay Recai Alkan, İstanbul’a getirildi. Gözaltõna alõnan yar- bayõn evinde 3 Ağus- tos’ta yapõlan aramada bazõ evrak ve dokü- manlara el konulduğu belirtildi. Muvazzaf su- baylar Deniz Binbaşõ Cem Şimşek ve Deniz Yarbay Altınay Şahin de Merkez Komutanlõ- ğõ’na ait araçla, sivil memur Mehmet Bü- lent Sarıkahya ise kendiliğinden soruş- turmanõn yürütüldüğü Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ’na giderek savcõ Zekeriya Öz’e ifade verdi. Şüpheliler ifa- deleri alõndõktan sonra serbest bõrakõldõ. Adli- yeye gelen muvazzaf subaylar daha sonra as- keri araçla adliyeden ayrõldõ. Soruşturma kapsa- mõnda 1. Ordu Komu- tanõ Orgeneral Hasan Iğsız’õn da aralarõnda bulunduğu 19 kişi ifa- de vermeye çağrõldõ. Soruşturma kapsa- mõnda Ankara, İzmir ve Kocaeli’nin Göl- cük ilçesindeki 4 ad- reste arama yapõlmõş- tõ. YAŞ kararlarõnõn görüşüldüğü ikinci gün öğrenilen soruşturma- da adõ geçen askerler, savcõlõğa sağlõk raporu göndererek adliyeye gitmedi. Savcõlõğõn, ifade vermeyen şüp- heliler hakkõnda ya- kalama kararõ çõkara- bileceği kaydedildi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Yö- netim Kurulu ile üyeleri, gazetemiz ya- zarı ve İGC üyesi Mustafa Balbay’a destek olmak amacıyla İkinci Ergene- kon Davası’nın 71. duruşmasını İstan- bul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gö- rüldüğü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde izledi. İGC Başkanı Atilla Sertel, duruşmaya verilen arada yaptığı açıklamada, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın arkasında pazarlık gücü yüksek rütbelilerin olmadığını be- lirterek, “Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın arkasında onbinlerce okuru, gazeteci arkadaşları bulunuyor. Biz ar- kadaşımız yargılanmasın demiyoruz, yargılansın. Ancak tutukluluk durum- ları cezaya dönüştürülmesin. Onlar dü- şüncelerini açıkladıkları için bu kadar ceza aldılar. Bu durumu kabul etmiyo- ruz, edemiyoruz ve arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. Haberal’ın talebi reddedildi İstanbul Haber Servisi - İkinci Er- genekon davasõnda tutuklu sanõk Prof. Dr. Mehmet Haberal’õn davaya ba- kan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi üye hâkimlerini ret talebi, Ha- beral’õ tahliye etmediği için ceza alan 9 hâkimden biri olan Kemal Can’õn başkanlõk ettiği diğer heyet tarafõndan reddedildi. Haberal’õn reddi hâkim ta- lebi, halen İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce inceleniyor. Habe- ral’õn avukatlarõ, hâkim Can’õn hak- kõnda Yargõtay’õn mahkûmiyet kara- rõ verdiğine dikkat çekerek, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na “gör- evi kötüye kullanmak ve kişiyi hür- riyetinden yoksun bırakmak” ge- rekçeleriyle 9 Ağustos 2010 tarihin- de suç duyurusunda bulundular. Ha- beral, hâkim Can hakkõnda yeniden Yargõtay 4. Hukuk Dairesi’nde 20 bin TL’lik manevi tazminat davasõ açtõ. Prof. Dr. Haberal’õn avukatlarõ Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Dilek Helvacı ve Yasemin Antakyalıoğlu İstan- bul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne verdikleri 5 Ağustos 2010 tarihli di- lekçede halen Yargõtay 4. Hukuk Dairesi’nde devam eden tazminat da- valarõ ve Hâkimler ve Savcõlar Yük- sek Kurulu’na şikâyetleri nedeniyle müvekkilleri ile üye hâkimler Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşı- loğlu ve Hüsnü Çalmuk’un arasõn- da husumet olduğunu kaydederek reddi hâkim talebinde bulundular. Hâkim Kemal Can’õn başkanlõk et- tiği Ömer Diken ve Gökmen De- mircan’dan oluşan heyet 6 Ağustos’ta Haberal’õn reddi hâkim istemini, “sa- nık Haberal’ın hâkimleri HSYK’ye şikâyet etmesi ve Yargıtay’da taz- minat davası açmasının” tarafsõzlõ- ğõ şüpheye düşürecek sebeplerden olamayacağõna ve diğer sebep koşu- lu da bulunmadõğõndan reddine karar verdi. Avukatlar, dilekçelerine hâ- kimler Haşõloğlu ve Özese’nin Yar- gõtay 4. Hukuk Dairesi’nde görülen 20 bin TL değerinde manevi tazminat da- vasõna gönderdiği cevap yazõsõnõ da husumetin göstergesi olarak eklediler. Haşõloğlu, 30 Haziran 2010’da yaz- dõğõ davaya cevap dilekçesinde Yar- gõtay 4. Hukuk Dairesi’ne açõlan da- vanõn reddolunmamasõ durumunda cezaevinde bulunan yüz binlerce tu- tuklunun açacağõ davalar karşõsõnda bir kaosun yaşanacağõnõ belirtti. Haşõ- loğlu, Yargõtay 4. Hukuk Dairesi’nin 9 hâkim hakkõnda verdiği kararõn ka- muoyunda “Haberal’ı tahliye edin” anlamõna geldiğini, hâkimlerin man- evi baskõ altõna alõndõğõnõ belirterek “Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin verdiği kararın oyçokluğu ile ve- rilmiş olması nedeniyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üye hâ- kimleri hakkında yapılan eleştiri- lerin aynısı dairede görevli yargıç- lar için de söz konusu olabilecektir” uyarõsõnda bulundu. Hukuk dairesinin tazminat davasõnõ sonuçlandõrmasõ için Haberal’õn sanõk olarak yargõ- landõğõ davanõn sonucunu beklemesi gerektiğini de kaydetti. Cezaevi koşullarõndan yakõnan Bal- bay, “Ben 70-80 kişilik koğuşlarda kalmadım ama 2-3 kişilik tecrit de in- sani değil. Cezaevi idaresi haftada 2 kez diğer koğuştakilerle görüşme hakkımıza izin vermiyor. Bu yalnız- laştırmanın içinde hukuk nerede? Burada usul yok, usul usul götürülü- yor. İletişim çağındayız. Elle yazmak- tan parmağım uyuştu. Artık sol elim- le de yazmaya başladım, başka çarem kalmadı. 70 yıl önce Nâzõm Hikmet’e daktilo verilmiş. Daktilo gibi kullan- mak için dahi bilgisayar kullanmamı- za izin verilmiyor” diye konuştu. Balbay heyete, “Yeni yargı yılında bi- zi neyle nasıl yargılayacağınıza karar verin. Prof. Dr. Mehmet Haberal sav- cılara ‘Suçum ne’ diye soruyor. Siz bizi ne ile yargıladığınızı biliyor musunuz? Ben bu davada yargılayan olmaktansa yargılanan olmayı tercih ederim” diye seslendi. Balbay, mahkemenin, “Ergene- kon örgütü ile ilgili bilgi istediği” Ge- nelkurmay Başkanlõğõ, Emniyet, Jandar- ma Genel Komutanlõğõ gibi kurumlarõn “Ergenekon” diye bir örgütten haberdar olmadõklarõna dikkat çekti. Balbay, “Em- niyet ‘Biz bulamadõk. Mahkeme bulsun’ diyor. Siz bizi varlığı belli olmayan bir terör örgütüyle ilgili olarak 2 yıldır ce- zaevinde tutuyorsunuz. Hangi vicdanla bizi tutuklu yargılıyorsunuz? Özgür- lük bu kadar ucuz mu?” dedi. ‘HANGİ VİCDANLA BİZİ TUTUKLU YARGILIYORSUNUZ?’ Sağır Ceza Mahkemesi’nin sayın üyeleri” diye hitap eden Balbay çap- raz sorgu sõrasõnda savcõ ve hâkimle- rin sorularõnõ eleştirdi. Balbay “İddia makamı soruyor, hâkim Özese ‘So- ruldu ama bir kez daha sorayõm’ di- yor. Sonra Haşıloğlu aynı konuyu soruyor. Anlamadınızsa sorun. Ama davaya uzatmak içinse biraz da kendinize sorun. Pazarlığımızı ya- pan yok diye mi bizi burada tutu- yorsunuz?” dedi. Davada polislerin, teğmenlerin, akademisyenlerin yargõlandõğõnõ anõm- satan Balbay şunlarõ söyledi: “Bu sanıklar, Mustafa Balbay ‘Darbeye tam teşebbüste bulunmuş ama ordu komutanlarõ eksik teşebbüste bulunmuş.’ Balyoz davasında sa- nıklar ve şüpheliler 3 kez tutukla- nıp serbest bırakıldılar. Çetin Doğan bize ‘Ateşi ve İhaneti Gördüm’ kita- bını göndermiş. Geçmiş olsun di- yorum. Kuvvet komutanları dar- beye eksik teşebbüste bulunmuş da Mustafa Balbay tam teşebbüste de mi bulunmuş. Vicdanınıza sorun, Allah aşkına vicdanınız yok mu? Deniz Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, 1. Ordu Ko- mutanı darbeye tam teşebbüs et- medikleri için bırakıldılar. Aziz Nesin ne derdi? Bu dava hem trajik hem zulüm, hâkimler de zalim.” Balbay, üye hâkim Sedat Sami Ha- şõloğlu’nun bu davanõn siyasallaşma- dõğõnõ söylediğine dikkat çekerek “Adalet Bakanı Sadullah Ergin bu davanın baş mübaşiri olmadı mı? Siz nesisiniz. Bir AKP adliyesi ya- ratıldı, baş mübaşirliğini Adalet Bakanı üstlendi” dedi. Hükümetin AK’ı 27 Mayõs ve 12 Mart döneminde- ki mahkemeleri anõmsatan Balbay sözlerini, “Ölümle yargılanan da- valar Adnan Menderes 9 ay 20 günde yargılandı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yargılanmasını 14 ayda bitirdiler. Siz bizi ipe geri- yorsunuz ama ipi çekmiyorsunuz. Bu davadan ya yüzünüzün akıyla çıkacaksınız ya da hükümetin AK’ıyla çıkacaksınız” dedi. Balbay’õn konuşmasõnõn ardõndan daha sonra Levent Ersöz, tedavi al- tõnda bulunduğu hastane odasõndan ek savunmasõnõ yaptõ. Ersöz, ek sa- vunmasõnõ tamamladõktan sonra avukatõ Zeki Aksoy savunmaya başladõ. Ancak bu sõrada hastanede bulunan Hakim Hüsnü Çalmuk, Er- söz’ün fenalaştõğõnõ bildirdi. Video konferans sistemi kesilirken avukat Ali Rıza Dizdar, Ersöz’ün baca- ğõndaki yaranõn hayati tehlike arz et- tiğini ve Adli Tõp Kurumu raporu- na ilişkin yazõşmalarõ elden takip et- mek istediğini söyledi. Mahkeme, Tuncay Özkan’õn 5 duruşma men cezasõna ilişkin avu- katlarõn itirazõrõnõ reddedildi. Ancak savunma hakkõnõn engellenmeme- si açõsõndan Ersöz’ün çapraz sor- gusu sõrasõnda kendisiyle ilgili ko- nularda soru sorabilmesi için du- ruşmada hazõr edilmesine karar ve- rildi. Duruşma yarõn (12 ağustos perşembe) gününe ertelendi. İZMİRLİ GAZETECİLERDEN MUSTAFA BALBAY’A DESTEK Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU 2. Ergenekon davasõnda tutuklu yargõlanan Haberal’õn reddi hâkim talebi, Haberal’õn hakkõnda tazminat davasõ açtõğõ yargõcõn başkanlõk ettiği mahkeme tarafõndan geri çevrildi ALİ BALKIZ VE KAZIM GENÇ DAVADA MÜDAHİL OLACAK İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon Davasõ’nda kendisine yönelik suikast planlarõ ele geçi- rildiği iddia edilen Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkız, “Mahkeme gerçekleri arıyor. Acaba bizlere suikast ya- zıp Alevilerin burada taraf ol- masını mı istediler?” dedi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi Balkõz, federasyonun geçen dönem genel sekreteri ve Eşitlik ve De- mokrasi Partisi Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Kazım Genç’in avukatlarõ Cemal Yücel aracõlõğõyla yaptõkla- rõ müdahil olma istemini kabul etti. Balkõz ve Genç’in avukatõ Yücel, du- ruşmaya öğle arasõ verildiğinde ba- sõn açõklamasõ yaptõlar. Balkõz, ül- kede bugüne kadar birçok aydõnõn suikastlarda katledildiğini anõmsa- tarak “Suikast listesinde olmak, evimin krokisinin çizilmiş olması, gidiş geliş saatlerimin saptanmış olması psikolojik olarak hoş bir şey değil” diye konuştu. Ocak 2009’da savcõ Zekeriya Öz ile görüştüğünü anlatan Balkõz, “Bi- ze İbrahim Şahin’de bulunan kro- kileri gösterdi. Krokileri görünce bu işe inanmış ve müşteki olmuş- tuk. İki yıllık süreçte Ergenekon davasında darbecilerin, çete ya- pılanmalarının karanlık ilişkilerin açığa çıkarılacağı iddiası var. Mahkeme de gerçeği arıyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle