Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
11 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
İnanılır Gibi Değil
Ama Gerçek
İstanbul Valiliği, Türkiye Komünist Partisi’nin
halkoylaması çalışmaları için kurmak istediği
standa “vatandaşın oyunu etkileyeceği”
gerekçesi ile izin vermiyor! Bir ay sonra, 12
Eylül’de sandık başına gidecek olan seçmen
vatandaşın “evet” ya da “hayır” oylarından birisini
kullanması için, siyasi partilerin propaganda
yapmaları ne zamandan beri, valilerin izin verme
koşuluna bağlandı? Yoksa, İstanbul Valiliği’nin
kayıtlarında, TKP hâlâ “yasaklı” parti olarak mı
görünüyor? Öyle olmadığı için, “idare”nin “yasal”
bir siyasal partinin çalışmalarına karışmasının suç
olduğunu söyleyecek olan kurum, yani Yüksek
Seçim Kurulu, bu tür haberler karşısında niçin
sessiz kalma yöntemini seçiyor? AKP’nin,
İstanbul’un çeşitli yerlerinde; o arada Şişli’de hem
mobil hem de yerleşik propaganda merkezleri var.
İdare, doğrusunu yaparak, AKP’nin bu tür
çalışmasını engellemeye kalkışmıyor. Ama, küçük
bir muhalefet partisinin, ses getirebilecek
çalışmasının önüne polis yasağı konarak seçim
suçu işleniyor.
Görevden kaçan kurullar
Memur-Sen’in, iktidar partisinin arka bahçesi
olduğunu kanıtlamak amacıyla, memur
vatandaşların verdiği küçük paralardan oluşan
bütçesini zorlayarak büyük billboard’larla katıldığı
“evet” kampanyası karşısında da seçim kurulları,
kendilerinden beklenilen görevi yapmaktan
kaçınıyor. Dünkü “Düzyazı”da bu doğrultuda
yaptığım uyarı yazısını YSK’nin Sayın Başkanı bir
suç duyurusu olarak bile algılamak istememiş
olmalı.. Aynı doğrultuda, yine dünkü yazıda DSP
Genel Başkanı Türker’in uyarısının da dikkate
alınmak istenmediği anlaşılıyor.
Ama Başbakan, yasakları çiğneyerek
sürdürdüğü kampanyasında hem seçmenlere 12
Eylül’de oylanacak olan anayasanın, kendisinin
değil, milletin oluşturduğu bir yasa olduğunu
söylüyor. Hem de devlet olanaklarını kullanarak
gittiği yörelerde onlardan kampanyayı başında
bulunduğu iktidar için “evet” ya da “hayır”
oyları ile değerlendirmelerini istiyor. CHP
Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli ve Tunceli
Milletvekili Kamer Genç Erdoğan’ın devlet
olanaklarını kullanarak düzenlediği mitingleri,
“uyduruk açılış törenleri” olarak gösterdiğini
söyleyerek savcıları göreve çağrıyorlardı.
(Hürriyet 10 Ağustos) Siyasal iktidarın bilinçli bir
şekilde ve adım adım geliştirdiği baskılardan,
adalet kurumları da nasiplerini alıyorlar ki,
Yüksek Seçim Kurulu da, il ve ilçe seçim
kurulları da, yasadışı girişimleri izlemekle görevli
cumhuriyet savcıları da olan bitenler karşısında
anlaşılmaz bir şekilde suskun kalıyorlar.
Yasak tanımaz kudret sahipleri
Türkiye, böyle bir dönemi 1960’lı yıllarda, o
zamanki Cumhuriyet Halk Partisi’nin oluşturduğu
seçim büroları ile aştı. O bürolarda görev alan ve
seçim hukuku ile ilgili birikim sahipleri, dönemin
iktidarlarının iktisadi devlet kurumlarını kalkan
yaparak yürüttükleri propaganda çalışmalarını
önlemekle kalmadılar. Kendilerini iktidar oldukları
için “yasak tanımaz” göstermek isteyen
kudretlilerin de(!) sıradan vatandaşlardan farklı
olmadığını hem onlara hem de görevlerini
bilmeyen bürokratlara öğrettiler. Özellikle Yüksek
Seçim Kurulu’nun, sadece oy verme günü ve
akşamı, il ve ilçelerden gelecek sonuç haberlerini
aktaran bir büro değil; adına “oy dediğimiz
demokratik gücümüzü” en doğru bir biçimde
kullanmamızı sağlayacak yüce ve saygın bir
kurum olduğu gerçeğini bilen yöneticiler,
Türkiye’nin şaibesiz seçimler yapılan örnek bir
hukuk yapısına sahip olduğunu dosta da
hasımlara da gösteriyordu. Dilerim birçok şeyde
olduğu gibi, o görüntümüz de bozulmasın.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay 2 ay aradan sonra yapõlan duruşmada tepkilerini dile getirdiler
‘Kurbanlõk koyun değiliz’
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda tutuklu
sanõk gazeteci Tuncay Özkan, ken-
disine suçunun açõklanmadõğõnõ ifa-
de ederek cuma gününe dek açlõk
grevine girdiğini belirtti. Mahkeme
duruşmada tepkili bir konuşma yapan
Özkan’a 5 duruşmadan men cezasõ
verdi. Gazetemiz yazarõ Mustafa
Balbay, iki ay aradan sonra görülen
duruşmada “Kuvvet komutanları
darbeye eksik teşebbüste bulun-
muş da Mustafa Balbay tam te-
şebbüste de mi bulunmuş. Vicda-
nınıza sorun” diye konuştu. Mah-
keme heyeti, Mustafa Balbay, Özkan
ve Emcet Olcaytu’nun oturumda
sarf ettiği sözler nedeniyle Silivri
Cumhuriyet Savcõlõğõ’na suç duyu-
rusunda bulunmaya karar verdi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nce Silivri Cezaevi bitişiğindeki
duruşma salonunda dün görülen 2.
Ergenekon davasõna 4 Haziran 2010
tarihinde verilen 66 günlük aradan
sonra devam edildi.
Tutuklu sanõk eski Özel Harekât
Daire Başkanõ İbrahim Şahin ve ba-
zõ sanõklar da kendilerine yönelik sui-
kast planlarõ ele geçirildiği iddia
edilen ve müdahil olma isteminde bu-
lunan Alevi Bektaşi Federasyonu
Genel Başkanõ Ali Balkız ve fede-
rasyonun eski genel sekKreteri Ka-
zım Genç ve avukatlarõ Cemal Yü-
cel de duruşmaya katõldõ.
Mahkeme Başkanõ Köksal Şen-
gün, 71. oturumu açarken tutuklu sa-
nõk emekli Tuğgeneral Levent Er-
söz’ün 3 Haziran 2010 tarihinde ara
verilen çapraz sorgusuna devam edi-
leceğini ifade etti. Şengün, ayrõca sa-
nõk Mehmet Haberal’õn avukatla-
rõnca iki üye hâkim hakkõnda yapõlan
reddi hâkim isteminin reddedildiği-
ni, istemin 14. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’ne gönderildiğini söyledi.
Bu sõrada Tuncay Özkan söz al-
mak istedi. Başkan Şengün “İki
aydır ayrıyız, tabii ki konuşacak-
sınız” diyerek Özkan’a söz verdi.
Ali Balkõz ve Kazõm Genç’e dava-
ya müdahil olduklarõ için teşekkür
eden Özkan “Bu oyunu yerinde
görmelerini istedik” dedi.
“Niçin tutuklu olduğumu öğren-
mek istiyorum” diyerek konuşmasõ-
nõ sürdüren Özkan giderek ses tonu-
nu yükselterek “Niçin tutukluyum.
Bizi koyun gibi, dana gibi burada
tutamazsınız. Benim arkamda or-
dum yok diye beni burada tuta-
mazsınız. Niçin beni burada yargı-
lıyorsunuz? ‘Bağõrma’ demeyin. Be-
nim suçum nedir? Bana suç sayılan
delilleri gösterin. Ben burada kur-
banlık koyun değilim” dedi.
‘Böyle yargılama olmaz’
Kürsüye vurarak konuşurken bir
yandan da iddia makamõndaki savcõ-
lara doğru seslenen Özkan, “Balyoz
davasında ‘böyle tutuklama yapõl-
maz’ diye insanlar sahlıveriliyor?
Orada mı hukuk yok burada mı?
Böyle yargılama olmaz. Zulüm al-
tındayım. Burada faşizm var Sa-
yın Balkız ve Sayın Genç. Ben
AKP muhalifiyim, ırkçılığa kar-
şıyım. İnsanları toplayıp aynı ka-
zan içine koyarak bir yere vara-
mazsınız. Burada zulüm var. Eğer
bu sorularıma cevap verilmezse ve
ne ile suçlandığım söylenmezse cu-
ma gününe kadar açlık grevi ya-
pacağım. Gerekirse ölüm orucu-
na başlarım” dedi.
“Bu bir linç, bu bir dava değil” di-
yen Özkan’õn giderek daha da sinirli
ve yüksek tonda konuşmasõ üzerine
Başkan Şengün “Yeter artık, bağır-
madan konuşun” diye uyardõ. Öz-
kan’õn bağõrmaya devam etmesi üze-
rine Şengün, Özkan’õn dõşarõ çõkarõl-
masõ talimatõ verdi. Özkan, jandar-
malar tarafõndan dõşarõ çõkarõlõrken
“Ben korkmam” diye bağõrdõ.
Daha sonra söz alan Aydõnlõk Der-
gisi hukuk danõşmanõ ve yazarõ Em-
cet Olcaytu, üye hâkimler Hasan Hü-
seyin Özese ve Sedat Sami Haşı-
loğlu’nun yasaya aykõrõ kararlar ver-
dikleri, davayõ uzattõklarõ gerekçesiyle
davadan çekilmelerini talep etti.
Kõsa bir aranõn ardõndan Başkan
Şengün tarafõndan açõklanan kararlarda
mahkeme heyeti Tuncay Özkan’a du-
ruşmada taşkõnlõk yapmasõ ve sarf et-
tiği sözler nedeniyle 5 duruşmadan
men cezasõ verdi. Mahkeme heyeti
Emcet Olcaytu’nun hâkimlerin çe-
kilmesi talebini reddetti.
Yasımızı tutanlar
Duruşmada söz alan gazetemiz ya-
zarõ Mustafa Balbay, 2 ay aranõn ar-
dõndan duruşmayõ izleyemeye gelen-
leri selamlarken, “Buraya gelip ya-
sımızı tutuyorlar. Yasımızı tutan-
ların hükümetle pazarlık gücü ol-
maması nedeniyle burada tutulu-
yoruz. 2. yargı yılına giriyoruz. Bi-
zi kurbanlık koyun gibi yargılıyor-
sunuz” dedi.
Mahkemenin yükünün giderek art-
tõğõnõ belirten Balbay, “Heyeti kut-
luyorum. Bu dava görüldükçe uza-
yan, kabaran bir dava olarak tari-
he geçecek. Bir yıldır her cuma
çığlıklarımız ne ölçüde yer bulacak.
Ramazan ayõnõn geldiğini anõmsatan
Balbay “Komşusu aç olan tok yat-
mazmış. Yatabiliyorsanız gelin siz
yatın burada. Gelebiliyorsanız bu-
yurun iftara” dedi.
Pazarlığımızı yapan yok
“Ağır ceza mahkemesi değil, 13.
İNTERNET ANDICI SORUŞTURMASI
İfade veren
4 kişi serbest
İstanbul Haber Ser-
visi - “Kamuoyunu
yönlendirme amaçlı
internet siteleri ku-
rulduğu’ yönündeki
iddialara ilişkin başla-
tõlan soruşturma kap-
samõnda ifade veren
3’ü asker 4 kişi ser-
best bõrakõldõ.
İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nca baş-
latõlan soruşturma kap-
samõnda Kocaeli’nde
gözaltõna alõnan Ata-
türkçü Düşünce Der-
neği Değirmendere Şu-
be Başkanõ olan emek-
li Yarbay Recai Alkan,
İstanbul’a getirildi.
Gözaltõna alõnan yar-
bayõn evinde 3 Ağus-
tos’ta yapõlan aramada
bazõ evrak ve dokü-
manlara el konulduğu
belirtildi. Muvazzaf su-
baylar Deniz Binbaşõ
Cem Şimşek ve Deniz
Yarbay Altınay Şahin
de Merkez Komutanlõ-
ğõ’na ait araçla, sivil
memur Mehmet Bü-
lent Sarıkahya ise
kendiliğinden soruş-
turmanõn yürütüldüğü
Özel Yetkili İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ’na giderek savcõ
Zekeriya Öz’e ifade
verdi. Şüpheliler ifa-
deleri alõndõktan sonra
serbest bõrakõldõ. Adli-
yeye gelen muvazzaf
subaylar daha sonra as-
keri araçla adliyeden
ayrõldõ.
Soruşturma kapsa-
mõnda 1. Ordu Komu-
tanõ Orgeneral Hasan
Iğsız’õn da aralarõnda
bulunduğu 19 kişi ifa-
de vermeye çağrõldõ.
Soruşturma kapsa-
mõnda Ankara, İzmir
ve Kocaeli’nin Göl-
cük ilçesindeki 4 ad-
reste arama yapõlmõş-
tõ. YAŞ kararlarõnõn
görüşüldüğü ikinci gün
öğrenilen soruşturma-
da adõ geçen askerler,
savcõlõğa sağlõk raporu
göndererek adliyeye
gitmedi. Savcõlõğõn,
ifade vermeyen şüp-
heliler hakkõnda ya-
kalama kararõ çõkara-
bileceği kaydedildi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Yö-
netim Kurulu ile üyeleri, gazetemiz ya-
zarı ve İGC üyesi Mustafa Balbay’a
destek olmak amacıyla İkinci Ergene-
kon Davası’nın 71. duruşmasını İstan-
bul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gö-
rüldüğü Silivri Ceza İnfaz Kurumları
Yerleşkesi’nde izledi. İGC Başkanı
Atilla Sertel, duruşmaya verilen arada
yaptığı açıklamada, Mustafa Balbay ve
Tuncay Özkan’ın arkasında pazarlık
gücü yüksek rütbelilerin olmadığını be-
lirterek, “Mustafa Balbay ve Tuncay
Özkan’ın arkasında onbinlerce okuru,
gazeteci arkadaşları bulunuyor. Biz ar-
kadaşımız yargılanmasın demiyoruz,
yargılansın. Ancak tutukluluk durum-
ları cezaya dönüştürülmesin. Onlar dü-
şüncelerini açıkladıkları için bu kadar
ceza aldılar. Bu durumu kabul etmiyo-
ruz, edemiyoruz ve arkadaşlarımızın
serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.
Haberal’ın talebi reddedildi
İstanbul Haber Servisi - İkinci Er-
genekon davasõnda tutuklu sanõk Prof.
Dr. Mehmet Haberal’õn davaya ba-
kan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke-
mesi üye hâkimlerini ret talebi, Ha-
beral’õ tahliye etmediği için ceza alan
9 hâkimden biri olan Kemal Can’õn
başkanlõk ettiği diğer heyet tarafõndan
reddedildi. Haberal’õn reddi hâkim ta-
lebi, halen İstanbul 14. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nce inceleniyor. Habe-
ral’õn avukatlarõ, hâkim Can’õn hak-
kõnda Yargõtay’õn mahkûmiyet kara-
rõ verdiğine dikkat çekerek, Hâkimler
ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na “gör-
evi kötüye kullanmak ve kişiyi hür-
riyetinden yoksun bırakmak” ge-
rekçeleriyle 9 Ağustos 2010 tarihin-
de suç duyurusunda bulundular. Ha-
beral, hâkim Can hakkõnda yeniden
Yargõtay 4. Hukuk Dairesi’nde 20 bin
TL’lik manevi tazminat davasõ açtõ.
Prof. Dr. Haberal’õn avukatlarõ Prof.
Dr. Köksal Bayraktar, Dilek Helvacı
ve Yasemin Antakyalıoğlu İstan-
bul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne
verdikleri 5 Ağustos 2010 tarihli di-
lekçede halen Yargõtay 4. Hukuk
Dairesi’nde devam eden tazminat da-
valarõ ve Hâkimler ve Savcõlar Yük-
sek Kurulu’na şikâyetleri nedeniyle
müvekkilleri ile üye hâkimler Hasan
Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşı-
loğlu ve Hüsnü Çalmuk’un arasõn-
da husumet olduğunu kaydederek
reddi hâkim talebinde bulundular.
Hâkim Kemal Can’õn başkanlõk et-
tiği Ömer Diken ve Gökmen De-
mircan’dan oluşan heyet 6 Ağustos’ta
Haberal’õn reddi hâkim istemini, “sa-
nık Haberal’ın hâkimleri HSYK’ye
şikâyet etmesi ve Yargıtay’da taz-
minat davası açmasının” tarafsõzlõ-
ğõ şüpheye düşürecek sebeplerden
olamayacağõna ve diğer sebep koşu-
lu da bulunmadõğõndan reddine karar
verdi. Avukatlar, dilekçelerine hâ-
kimler Haşõloğlu ve Özese’nin Yar-
gõtay 4. Hukuk Dairesi’nde görülen 20
bin TL değerinde manevi tazminat da-
vasõna gönderdiği cevap yazõsõnõ da
husumetin göstergesi olarak eklediler.
Haşõloğlu, 30 Haziran 2010’da yaz-
dõğõ davaya cevap dilekçesinde Yar-
gõtay 4. Hukuk Dairesi’ne açõlan da-
vanõn reddolunmamasõ durumunda
cezaevinde bulunan yüz binlerce tu-
tuklunun açacağõ davalar karşõsõnda bir
kaosun yaşanacağõnõ belirtti. Haşõ-
loğlu, Yargõtay 4. Hukuk Dairesi’nin
9 hâkim hakkõnda verdiği kararõn ka-
muoyunda “Haberal’ı tahliye edin”
anlamõna geldiğini, hâkimlerin man-
evi baskõ altõna alõndõğõnõ belirterek
“Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin
verdiği kararın oyçokluğu ile ve-
rilmiş olması nedeniyle İstanbul
13. Ağır Ceza Mahkemesi üye hâ-
kimleri hakkında yapılan eleştiri-
lerin aynısı dairede görevli yargıç-
lar için de söz konusu olabilecektir”
uyarõsõnda bulundu. Hukuk dairesinin
tazminat davasõnõ sonuçlandõrmasõ
için Haberal’õn sanõk olarak yargõ-
landõğõ davanõn sonucunu beklemesi
gerektiğini de kaydetti.
Cezaevi koşullarõndan yakõnan Bal-
bay, “Ben 70-80 kişilik koğuşlarda
kalmadım ama 2-3 kişilik tecrit de in-
sani değil. Cezaevi idaresi haftada 2
kez diğer koğuştakilerle görüşme
hakkımıza izin vermiyor. Bu yalnız-
laştırmanın içinde hukuk nerede?
Burada usul yok, usul usul götürülü-
yor. İletişim çağındayız. Elle yazmak-
tan parmağım uyuştu. Artık sol elim-
le de yazmaya başladım, başka çarem
kalmadı. 70 yıl önce Nâzõm Hikmet’e
daktilo verilmiş. Daktilo gibi kullan-
mak için dahi bilgisayar kullanmamı-
za izin verilmiyor” diye konuştu.
Balbay heyete, “Yeni yargı yılında bi-
zi neyle nasıl yargılayacağınıza karar
verin. Prof. Dr. Mehmet Haberal sav-
cılara ‘Suçum ne’ diye soruyor. Siz bizi
ne ile yargıladığınızı biliyor musunuz?
Ben bu davada yargılayan olmaktansa
yargılanan olmayı tercih ederim” diye
seslendi. Balbay, mahkemenin, “Ergene-
kon örgütü ile ilgili bilgi istediği” Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ, Emniyet, Jandar-
ma Genel Komutanlõğõ gibi kurumlarõn
“Ergenekon” diye bir örgütten haberdar
olmadõklarõna dikkat çekti. Balbay, “Em-
niyet ‘Biz bulamadõk. Mahkeme bulsun’
diyor. Siz bizi varlığı belli olmayan bir
terör örgütüyle ilgili olarak 2 yıldır ce-
zaevinde tutuyorsunuz. Hangi vicdanla
bizi tutuklu yargılıyorsunuz? Özgür-
lük bu kadar ucuz mu?” dedi.
‘HANGİ VİCDANLA BİZİ TUTUKLU YARGILIYORSUNUZ?’
Sağır Ceza Mahkemesi’nin sayın
üyeleri” diye hitap eden Balbay çap-
raz sorgu sõrasõnda savcõ ve hâkimle-
rin sorularõnõ eleştirdi. Balbay “İddia
makamı soruyor, hâkim Özese ‘So-
ruldu ama bir kez daha sorayõm’ di-
yor. Sonra Haşıloğlu aynı konuyu
soruyor. Anlamadınızsa sorun. Ama
davaya uzatmak içinse biraz da
kendinize sorun. Pazarlığımızı ya-
pan yok diye mi bizi burada tutu-
yorsunuz?” dedi.
Davada polislerin, teğmenlerin,
akademisyenlerin yargõlandõğõnõ anõm-
satan Balbay şunlarõ söyledi:
“Bu sanıklar, Mustafa Balbay
‘Darbeye tam teşebbüste bulunmuş
ama ordu komutanlarõ eksik teşebbüste
bulunmuş.’ Balyoz davasında sa-
nıklar ve şüpheliler 3 kez tutukla-
nıp serbest bırakıldılar. Çetin Doğan
bize ‘Ateşi ve İhaneti Gördüm’ kita-
bını göndermiş. Geçmiş olsun di-
yorum. Kuvvet komutanları dar-
beye eksik teşebbüste bulunmuş
da Mustafa Balbay tam teşebbüste
de mi bulunmuş. Vicdanınıza sorun,
Allah aşkına vicdanınız yok mu?
Deniz Kuvvetleri Komutanı, Hava
Kuvvetleri Komutanı, 1. Ordu Ko-
mutanı darbeye tam teşebbüs et-
medikleri için bırakıldılar. Aziz
Nesin ne derdi? Bu dava hem trajik
hem zulüm, hâkimler de zalim.”
Balbay, üye hâkim Sedat Sami Ha-
şõloğlu’nun bu davanõn siyasallaşma-
dõğõnõ söylediğine dikkat çekerek
“Adalet Bakanı Sadullah Ergin bu
davanın baş mübaşiri olmadı mı?
Siz nesisiniz. Bir AKP adliyesi ya-
ratıldı, baş mübaşirliğini Adalet
Bakanı üstlendi” dedi.
Hükümetin AK’ı
27 Mayõs ve 12 Mart döneminde-
ki mahkemeleri anõmsatan Balbay
sözlerini, “Ölümle yargılanan da-
valar Adnan Menderes 9 ay 20
günde yargılandı. Deniz Gezmiş ve
arkadaşlarının yargılanmasını 14
ayda bitirdiler. Siz bizi ipe geri-
yorsunuz ama ipi çekmiyorsunuz.
Bu davadan ya yüzünüzün akıyla
çıkacaksınız ya da hükümetin
AK’ıyla çıkacaksınız” dedi.
Balbay’õn konuşmasõnõn ardõndan
daha sonra Levent Ersöz, tedavi al-
tõnda bulunduğu hastane odasõndan
ek savunmasõnõ yaptõ. Ersöz, ek sa-
vunmasõnõ tamamladõktan sonra
avukatõ Zeki Aksoy savunmaya
başladõ. Ancak bu sõrada hastanede
bulunan Hakim Hüsnü Çalmuk, Er-
söz’ün fenalaştõğõnõ bildirdi. Video
konferans sistemi kesilirken avukat
Ali Rıza Dizdar, Ersöz’ün baca-
ğõndaki yaranõn hayati tehlike arz et-
tiğini ve Adli Tõp Kurumu raporu-
na ilişkin yazõşmalarõ elden takip et-
mek istediğini söyledi.
Mahkeme, Tuncay Özkan’õn 5
duruşma men cezasõna ilişkin avu-
katlarõn itirazõrõnõ reddedildi. Ancak
savunma hakkõnõn engellenmeme-
si açõsõndan Ersöz’ün çapraz sor-
gusu sõrasõnda kendisiyle ilgili ko-
nularda soru sorabilmesi için du-
ruşmada hazõr edilmesine karar ve-
rildi. Duruşma yarõn (12 ağustos
perşembe) gününe ertelendi.
İZMİRLİ GAZETECİLERDEN
MUSTAFA BALBAY’A DESTEK
Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU
2. Ergenekon davasõnda tutuklu yargõlanan Haberal’õn reddi hâkim talebi, Haberal’õn
hakkõnda tazminat davasõ açtõğõ yargõcõn başkanlõk ettiği mahkeme tarafõndan geri çevrildi
ALİ BALKIZ VE KAZIM GENÇ DAVADA MÜDAHİL OLACAK
İstanbul Haber Servisi - İkinci
Ergenekon Davasõ’nda kendisine
yönelik suikast planlarõ ele geçi-
rildiği iddia edilen Alevi Bektaşi
Federasyonu Genel Başkanõ Ali
Balkız, “Mahkeme gerçekleri
arıyor. Acaba bizlere suikast ya-
zıp Alevilerin burada taraf ol-
masını mı istediler?” dedi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi
Balkõz, federasyonun geçen dönem
genel sekreteri ve Eşitlik ve De-
mokrasi Partisi Genel Başkan Yar-
dõmcõsõ Kazım Genç’in avukatlarõ
Cemal Yücel aracõlõğõyla yaptõkla-
rõ müdahil olma istemini kabul etti.
Balkõz ve Genç’in avukatõ Yücel, du-
ruşmaya öğle arasõ verildiğinde ba-
sõn açõklamasõ yaptõlar. Balkõz, ül-
kede bugüne kadar birçok aydõnõn
suikastlarda katledildiğini anõmsa-
tarak “Suikast listesinde olmak,
evimin krokisinin çizilmiş olması,
gidiş geliş saatlerimin saptanmış
olması psikolojik olarak hoş bir
şey değil” diye konuştu.
Ocak 2009’da savcõ Zekeriya Öz
ile görüştüğünü anlatan Balkõz, “Bi-
ze İbrahim Şahin’de bulunan kro-
kileri gösterdi. Krokileri görünce
bu işe inanmış ve müşteki olmuş-
tuk. İki yıllık süreçte Ergenekon
davasında darbecilerin, çete ya-
pılanmalarının karanlık ilişkilerin
açığa çıkarılacağı iddiası var.
Mahkeme de gerçeği arıyor” dedi.