19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 28 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Aylardır sorduğum soruyu bir kez daha yineliyorum: “Türkiye nereye götürülmek isteniyor?” Önce Bayramiç, ardından Altınova, İnegöl ve şimdi de Hatay Dörtyol... PKK’nin Dörtyol’un merkezinde dört polisimizi şehit etmesi ve ardından çıkan olaylar... Bu tehlikeli bir gidişin, Türk-Kürt çatışmasının işaret fişeğidir... Bu arada 77’si muvazzaf olmak üzere 102 binbaşı, yarbay, albay, general, amiral ve kimi emekli paşalar hakkında yakalama kararının çıkması... Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un önceki gece Başbakanlık’ta bir saati aşkın süre konuşmaları... Özellikle 77 muvazzaf subay hakkında YAŞ toplantısından dört gün önce yakalanma istemli kararın çıkarılmasının anlamı ne? Henüz iddianameyi okumadım... Dava aralık ayında başlayacak... Karmakarışık düşünceler içindeyim... Kaç gün önceydi anımsamıyorum... Oğuzhan Müftüoğlu’nun bir televizyon kanalında söyledikleri... Oğuzhan şöyle diyordu: “Devrimciler, sosyalistler, aydınlar 12 Eylül faşizminin mağduru değil muhatabıdır!” Orada devrimci ve sosyalist bir partinin lideri olduğunu söyleyen kişi ise ne düşünmüştü Oğuzhan’ın bu sözlerine karşı? Ben 12 Eylül’ün muhatabı olarak alkışladım Oğuzhan’ı... Sonra yaşamın o derin sularında bizim liboş takımının, “sol liberal” masalıyla AKP iktidarına nasıl yalakalık yaptığına tanık oldum. 77’si muvazzaf, geri kalanı emekli subaylar, komutanlar niye üçüncü kez gözaltına alınıyor, mahkemeler ayrı ayrı karar veriyor? Kaçma olasılıkları mı var, yoksa kanıtları karartma gibi girişimleri mi? YAŞ toplantısına dört gün kala, dağda PKK’yle savaşan bir komutan nasıl oluyor da “terör suçlusu” gibi görülüyor? Soruları çoğaltabilirim ama iddianameyi okumadım... 27 Mayıs’tan 12 Mart’a; 12 Eylül’den 28 Şubat’a neler olduğunu hepimiz biliyoruz. 12 Eylül darbesinden sonra, Büyük Ortadoğu Projesi’ni hazırlayan güçler ne demişti: “Bizim çocuklar darbe yaptı!” ABD’nin izni olmadan Türkiye’de darbe yapılmaz... Bir oyun sahneye konuluyor ve bu oyunu hep birlikte seyrediyoruz... Yaşanan, TSK içindeki ABD ve NATO karşıtı kurmay subay ve generallerin tasfiyesidir... Pentagon da işin içindedir, Genelkurmay da... Önce yakın tarihimize bakmakta yarar var yaşanan olayları kavrayabilmek için. TSK’nin bağlı olduğu NATO nedir? Bu konuya kaç kez değindim anımsamıyorum ama bir kez daha altını çizeyim: “NATO, ABD’nin dünyayla ilgili (işgaller, darbeler vb.) isteklerini yerine getiren bir kurumdur.” Bizim tarikat şeyhlerinin müritleri, liberal tosuncuklar ve eşleri AKP milletvekili olan sözde bilim insanları, 12 Eylül’le hesaplaştıklarını anlatıyorlar her akşam... Bunların hepsi birer masal... AKP’nin Kemal Derviş imzalı neoliberal politikalarını izlemeyi ayakta alkışlayıp, “demokrasi, özgürlük” nutukları atarken, ağızlardan “Türkiye demokratikleşiyor” tümceleri çıkıyor. Darbelere karşı çıkan tosuncuklar, ne sömürü düzeninden söz ediyorlar, ne emperyalizmin gücünden, ne Türkiye’nin yağmalanmasından, ne de Irak’ın işgalinden, kadınların ve çocukların öldürülmelerinden... Olaya sınıfsal temelden yaklaşılmazsa, halkı “darbe geliyor” diye korkutmaya çalışırsanız, elinizdeki oyuncak bomba patlayabilir. ANAP 12 Eylül faşist askeri darbesinin ürünüdür. AKP ise 28 Şubat “postmodern darbesi”nin. Bu bir ABD planıdır ve Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk adımıdır. Yaşamım boyunca darbelere, faşizme, emperyalizme karşı mücadele ettim, bedelini de ödedim. Sloganım bellidir: “Tam bağımsız, laik, demokratik Türkiye!” Özel Harp Dairesi’ni, “kozmik oda”yı birileri çıkıp anlatsın topluma. Özal Harp Dairesi’nin nasıl örgütlendiğini, onu örgütleyen Kemal Yamak yazdı, kitabını da okuduk... Peki şu “kozmik oda”da neler çıktı, öğrenebildik mi? Silivri’de bir yılı aşkın süredir teğmenler yatıyor Ergenekon davasından... Bu teğmenler “darbe savları”nın kulaklara fısıldandığı yıllarda belki askeri lise öğrencisi bile değildiler.... Bir ordu dağda savaşan teğmenlerini yiyebiliyorsa, bunun adına eşit yargılama, hukuk-mukuk deniyorsa, bizim Balbay, Tuncay, Aydınlık dergisinden Ufuk, Deniz, Hikmet Çiçek gibi gazeteciler tutuklu olarak yargılanıyorlarsa şu soruyu sorarım: “Türkiye bir hukuk devleti midir, değil midir?” 12 Eylül’le hesaplaşmaya gelince... Bunlar dönek takımın, liboşların, tarikatçı tosuncukların işi değildir. Bu mücadeleyi yurtseverler, devrimciler ve sosyalistler yapar... Bizler 12 Eylül’ün “mağduru” değil, “muhatabı”yız... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bu Bir ‘Tasfiye’ Eylemidir... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Kõlõçdaroğlu, Büyükanõt ve Erdoğan’õn Dolmabahçe görüşmesindeki sõr perdesine dikkat çekti ‘Çõkar işbirliği var’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Kemal Kılıçdaroğlu, 27 Nisan e-muhtõrasõyla ilgili ola- rak “Bu komutanla kanka oluyorsunuz, gidip gizli gö- rüşüyorsunuz. Eğer darbe- lere karşı samimiyseniz niye suç duyurusunda bulunmu- yorsunuz? Sayın Büyükanõt ile Sayın Erdoğan işbirliği yapmıştır o olayda. Halkın- dan gizli, kapalı kapılar ar- dında yapılan görüşmeler devletin arşivine yansımı- yorsa orada çıkar işbirliği vardır” açõklamasõnõ yaptõ. Kõlõçdaroğlu, dün NTV’nin sorularõnõ yanõtlarken “Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un yaptığı görüşmenin ardından Başbakan’ın Adalet Bakanı ile bir araya geldiği- nin” anõmsatõlmasõ üzerine “Gö- rüşme, sıradan, olağan bir görüşme değil” dedi. Kõlõçda- roğlu’nun bu görüşme ve son gelişmelerle ilgili sorulara ver- diği yanõtlar özetle şöyle: Kaçmıyorlar: Bu siyasal davanõn savcõsõ biliyorsunuz, siyasal kişiliği olan, yani Sayõn Başbakan, “savcısıyım ben bu davanın” dedi ve davayõ oto- matikman siyasallaştõrdõ. Ör- neğin emekli bir orgeneral hak- kõnda yeniden tutuklama kara- rõ çõkõyor. Bu kişi diyor ki, “Evet gidip ben teslim olaca- ğım”. Daha 7 günlük itiraz hak- kõ var ama teslim olmaya gi- derken siz havaalanõnda yaka- lõyorsunuz, hoyratça davranõ- yorsunuz ve gözaltõna alõyor- sunuz. Görevde olan generaller var, bunlar şu anda terörle uğ- raşõyorlar, terörle mücadele edi- yorlar, siz bunlar hakkõnda tu- tuklama kararõ veriyorsunuz ve ilk duruşmayõ aralõk ayõna ve- riyorsunuz. Bunlar kaçmõyorlar, tam tersine görevlerinin başõn- da ve terörle mücadele ediyor- lar. Yargõ siyasallaşõrsa iktidar zor durumda kalõr. Orduyu dizayn: Ordu, belli kesimler tarafõndan yeniden dizayn edilmek isteniyor. Belli kişilerin önlerinin kesilmesinin, belli kişilerin terfi etmemesinin yolu kullanõlõyor. Bu yöntemde sanki hükümetin dõşõndaymõş gibi bir hava yaratõlõp aslõnda hü- kümetin de içinde olduğu bir po- litika izleniyor. Kanka, çıkar işbirliği içinde: Darbelerle hesaplaşa- cağõz, diyen iktidar halkõ kan- dõrmaya çalõşõyor. 27 Nisan e- muhtõrasõnõ TSK’nin internet sitesine koyan komutan “Bunu ben yazdım” diyor. Bu, suç. Siz gidiyorsunuz bu komutanla kan- ka oluyorsunuz, gizli görüşü- yorsunuz. Ne Genelkurmay’õn ne de devletin arşivlerinde bu görüşmenin içeriği ile ilgili hiç- bir bilgi yok. İkisi de diyor ki, “Biz öldükten sonra mezara gidecek, kimse bu sırrımızı bilmeyecek” Ben darbe yap- maya kalkacağõm, e-muhtõrayõ koyacağõm, sonra Başbakan ile oturacağõm, sohbet edeceğim. Gizli sõrlarõmõz neyse paylaşa- caklar ve ben emekli olduktan sonra benim altõma çok pahalõ zõrhlõ araç alõnacak ve ben ödül- lendirileceğim. Siz eğer darbe- lere karşõ samimiyseniz niye sorgulamõyorsunuz? Üstelik za- man aşõmõna da uğramadõ. Niye suç duyurusunda bulunmuyor? Elinden tutan mõ var? Çõksõn, “Bu davanın da savcısı benim” desin. Diyemez. Çünkü o e- muhtõra AKP’nin tekrar iktida- ra gelmesi için konmuştur ora- ya, mağdur edebiyatõ için kon- muştur. Sayõn Büyükanõt ile Sa- yõn Erdoğan işbirliği yapmõştõr o olayda. Darbenin arkasõna sõ- ğõnõp mağdur edebiyatõ yapa- caksõnõz, e-muhtõrayõ verenleri AKP’nin darbelerle hesaplaşma söyleminin samimi olmadõğõnõ söyleyen Kemal Kõlõçdaroğlu, 27 Nisan e-muhtõrasõnõ yazan Yaşar Büyükanõt ile Erdoğan arasõndaki ilişkiye dikkat çekti. İkili arasõnda Dolmabahçe’de yaşanan zirvenin sõr olarak saklandõğõna dikkat çeken CHP lideri, “O e-muhtõra AKP’nin tekrar iktidara gelmesi için konmuştur oraya, mağdur edebiyatõ için konmuştur. Sayõn Büyükanõt ile Sayõn Erdoğan işbirliği yapmõştõr o olayda” dedi. ödüllendireceksiniz, onla- ra hiçbir şey söylemeye- ceksiniz. Halkõndan gizli, kapalõ kapõlar ardõnda ya- põlan görüşmeler devletin arşivine yansõmõyorsa ora- da çõkar işbirliği vardõr. O çõkar işbirliği ikisinin ara- sõndadõr. Tazminat davası: Dubai’de imzalanan an- laşmayõ Bilgi Edinme Ya- sasõ’na göre istedim. Giz- lidir, size veremeyiz, de- diler. Dava açtõ, çok te- şekkür ederim. O anlaş- mayõ şimdi mahkemeye getireceğim. Bir ekono- mik anlaşmanõn içine si- yasi koşul koymak vatana ihanettir. O anlaşmayõ Başbakan’õn yakasõna iliş- tireceğim. Türkiye Cum- huriyeti’nde bir anlaşmanõn içine siyasi koşul koymak vatana ihanettir. Başba- kan, bu anlaşmadan ötürü Yüce Divan’a gidecektir. 35. madde: Darbe- lerle hesaplaşacağõz, di- yorlar. Halkõ kandõrõyorlar. Geçici 15. madde kalkõnca Kenan Evren ve arkadaş- larõ yargõlanamaz. Bunu önlemek için önerge ver- dik, AKP’lilerin oylarõyla reddedildi. (Cemil Çi- çek’in “Cami avlusuna bıraktılar” sözleriyle ilgili olarak.) Cami avlusundan kaçanlar onlar. İbadet için camiye gidiyorlar, ibadet etmeden camiden kaçõ- yorlar. Darbelerin arkasõna sõğõnan AKP’ye diyoruz ki, hangi yasal düzenle- meden rahatsõzsanõz getirin kaldõracağõz... DAVA AÇTI Erdoğan ‘ihanet’e tazminat istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ordu’da yaptõğõ konuşmada kendisini Dubai’de ABD ile imzalanan anlaşmayla Türkiye’ye ihanet ettiği yönündeki sözleri nede- niyle CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’na taz- minat davasõ açtõ. Erdoğan’õn avukatlarõ Fa- tih Şahin ve Muammer Ce- maloğlu’nun açtõğõ davanõn dilekçesinde, Kõlõçdaroğ- lu’nun, Ordu mitingindeki konuşmasõnda, Başbakan Er- doğan’õn “onur ve saygınlı- ğına yönelik” ifadeler kul- landõğõ savunuldu. Dilekçede, Kõlõçdaroğlu’nun, Başbakan Erdoğan’a yönelik bazõ it- hamlarda bulunduğuna dikkat çekilerek “bu ifadelerin, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı” kaydedil- di. Kõlõçdaroğlu’ndan 50 bin TL manevi tazminat talebiyle açõlan dava, Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkeme- si’nde görülecek. CHP, MHP ve SP liderleri, Hatay ve İnegöl’de yaşanan olaylarla ilgili itidal çağrõsõnda bulundu Liderler ‘sağduyu’ istediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalefet partisi liderleri Bursa İnegöl ve Hatay Dörtyol’daki olay- larla ilgili olarak hükümetin politi- kalarõnõ eleştirdi, yurttaşlara sağdu- yu çağrõsõ yaptõ. CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç- daroğlu, dün NTV’nin sorularõnõ ya- nõtlarken İnegöl ve Dörtyol’daki son olaylarõ da değerlendirdi. Kõlõçdaroğ- lu, “Eğer siz ne ol- duğu belli olmayan bir açılım politika- sıyla yola çıkarsa- nız ve bunda başa- rısız olursanız ül- keyi bu noktaya ge- tirirsiniz. İşin Türkçesi bu. Ülke- yi yönetemiyorlar, onun için bu tablo- lar ortaya çıkıyor” dedi. Kõlõçdaroğ- lu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayrış- manın ötesine geçtik, şimdi bir ça- tışma süreci başladı, çok tehlikeli. Bütün yurttaşlarımızı itidalli olma- ya, çatışmalardan kaçınmaya, bu tür olayların içine girmemeye davet edi- yorum. Çünkü çatışma kültürünün yaygınlaşması toplumu ayrıştırır, biz ayrışmayalım, bizi ayrıştırmak is- teyenlere karşı birleşelim.” MHP lideri Devlet Bahçeli de yap- tõğõ yazõlõ açõklamada, Dörtyol’daki sal- dõrõyõ nefretle kõnadõğõnõ ve lanetledi- ğini belirterek PKK saldõrõlarõnõn son dönemde hõzla tõrmanmasõnõn Türki- ye’nin milli birliğini ve varlõğõnõ hedef alan hain bir saldõrõ ile karşõ karşõya ol- duğunu bütün çõplaklõğõyla gösterdiğini söyledi. Bu cesaret ve cüretin kayna- ğõnõn PKK açõlõmõ ile etnik bölücülü- ğün taşeronluğuna soyunan Erdoğan ve hükümeti olduğunu kaydeden Bah- çeli, “Başbakan Erdoğan, bu ihanet ve yıkım projesini pimi çekilmiş patlamaya hazır bir bomba olarak milli bünyemize bırakmıştır” dedi. İnegöl’de yaşanan olaylarõ, 12 Eylül 2010 referandum sürecine bağlama- sõndan dolayõ İçişleri Bakanõ Atalay’õ eleştiren Bahçeli, açõklamayõ “ay- mazlık ve sorumsuzluk”, olaylarõ ise o ‘haklı infial’ olarak nitelendirdi. İne- göl’de yaşananlarõn etnik gerginlik ve tahriklerin süratle bir çatõşma ortamõ- na dönüşebileceğini gösterdiğini be- lirten Bahçeli, herkesi çok dikkatli ol- maya, sükûnet, sağduyu ve akõl yo- lundan ayrõlmamaya çağõrdõ. Saadet Partisi (SP) Genel Başkanõ Numan Kur- tulmuş, saldõ- rõyla ilgili ola- rak “Millet olarak bu al- çak ve kirli oyuna karşı birlik ve be- raberliğimizi muhafaza et- meliyiz” dedi. Toplumun tüm kesimlerinin, milleti bir- birine düşürmeye çalõşan bu fitneye karşõ olağanüstü dikkatli olmasõ ge- rektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Pro- vokasyon ve kışkırtmalara gelin- memeli, milletimizin bütün fertleri sağduyu ile hareket etmelidir. Ku- tuplaşmak terörün oyununa gel- mektir, terör siyasetinin ekmeğine yağ sürmektir” dedi. CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Kapatõlan DTP’nin Genel Başkanõ eski Mardin Milletvekili Ahmet Türk’e yumruklu saldõrõda bulunan garson İsmail Çelik 11 ay 20 gün hapse mahkûm edildi. Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanõn dün yapõlan ikinci duruşmasõna sanõk Çelik ve avukatõ Serkan Karaduman katõldõ. 10 dakika süren duruşmada Çelik’e 1 yõl hapis cezasõ verilirken bu ceza altõda bir oranõnda artõrõlarak 1 yõl 2 aya çõkarõldõ. Ancak sanõğõn duruşmadaki iyi hali göz önüne alõnarak ceza 11 ay 20 gün hapse indirildi. Bu ceza da 7 bin TL adli para cezasõna çevrildi. Adliye çõkõşõnda açõklama yapan Çelik, mahkemenin kararõnõ “Teröriste verilen destek” olarak yorumladõ. TÜRK’E SALDIRI DAVASI Burun kıran yumruğa 7 bin lira ceza Kemal Kılıçdaroğlu: “Ayrışmanın ötesine geçtik, şimdi bir çatışma süreci başladı, çok tehlikeli. Bütün yurttaşlarımızı itidalli olmaya, çatış- malardan kaçınmaya, bu tür olayların içine girmemeye davet ediyorum. Devlet Bahçeli: “Başbakan Erdoğan, bu ihanet ve yıkım projesini pi- mi çekilmiş patlamaya hazır bir bomba olarak milli bünyemize bırakmıştır.” Numan Kurtulmuş: “Kutuplaşmak terörün oyununa gelmektir, terör siyasetinin ekmeğine yağ sürmektir” Başbakan Tayyip Erdoğan geçen pazar günü Malatya dönüşünde Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile gece yarısı zirvesinde buluştu. (Fotoğraf: Arşiv) ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Balyoz davasõ kapsamõnda mu- vazzaf ve emekli 102 subay hakkõn- da yakalama kararõ çõkarõlmasõ, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İl- ker Başbuğ arasõnda yapõlan gece ya- rõsõ zirvesinde masaya yatõrõldõ. Başbakan Erdoğan, pazar günü Malatya’da düzenlediği referandum mitinginin ardõndan saat 22.10’da Ankara’ya döndü. Erdoğan, ilk ola- rak Subayevleri’ndeki özel konutu- na geçti. Erdoğan burada bir süre kal- dõktan sonra saat 23.00 sõralarõnda Başbakanlõk Resmi Konutu’na geç- ti. Erdoğan’õn konuta gelmesinden kõ- sa bir süre sonra Orgeneral Başbuğ da konuta geldi. İkili yaklaşõk 2 sa- at süren görüşmede 1 Ağustos’ta baş- layacak kritik YAŞ öncesi, Balyoz davasõ kapsamõnda 28’i muvazzaf ge- neral ve amiral olmak üzere 102 as- ker için İstanbul 10. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nin “yakalama kararı” al- masõnõ değerlendirdi. Erdoğan-Baş- buğ zirvesi, Başbakanlõk kaynakla- rõnca da yalanlanmadõ.ö Ergin de Hatay’dan döndü Erdoğan’õn Başbuğ ile yaptõğõ gö- rüşmenin devam ettiği sõrada Hatay’da yemekte bir konuşma yapan Adalet Ba- kanõ Sadullah Ergin de korumasõnõn verdiği not üzerine, konuşmasõnõ yarõda keserek özel uçakla Ankara’ya döndü. Bu durum, Erdoğan’õn Ergin’i Anka- ra’ya çağõrdõğõ şeklinde yorumlandõ. Erdoğan’õn Orgeneral Başbuğ ile yap- tõğõ görüşmenin ardõndan Ergin ile de bir süre görüştüğü ifade edildi. Erdo- ğan, saat 23.00’te başlayan görüşme trafiğinin ardõndan 02.30 sõralarõnda özel konutuna geçti. Gece yarısı Balyoz zirvesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle