Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
28 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Aylardır sorduğum soruyu bir kez
daha yineliyorum:
“Türkiye nereye götürülmek
isteniyor?”
Önce Bayramiç, ardından
Altınova, İnegöl ve şimdi de Hatay
Dörtyol...
PKK’nin Dörtyol’un merkezinde
dört polisimizi şehit etmesi ve
ardından çıkan olaylar...
Bu tehlikeli bir gidişin, Türk-Kürt
çatışmasının işaret fişeğidir...
Bu arada 77’si muvazzaf olmak
üzere 102 binbaşı, yarbay, albay,
general, amiral ve kimi emekli
paşalar hakkında yakalama kararının
çıkması...
Başbakan Erdoğan ve
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Başbuğ’un önceki gece
Başbakanlık’ta bir saati aşkın süre
konuşmaları...
Özellikle 77 muvazzaf subay
hakkında YAŞ toplantısından dört
gün önce yakalanma istemli kararın
çıkarılmasının anlamı ne?
Henüz iddianameyi okumadım...
Dava aralık ayında başlayacak...
Karmakarışık düşünceler
içindeyim... Kaç gün önceydi
anımsamıyorum... Oğuzhan
Müftüoğlu’nun bir televizyon
kanalında söyledikleri...
Oğuzhan şöyle diyordu:
“Devrimciler, sosyalistler, aydınlar
12 Eylül faşizminin mağduru değil
muhatabıdır!”
Orada devrimci ve sosyalist bir
partinin lideri olduğunu söyleyen kişi
ise ne düşünmüştü Oğuzhan’ın bu
sözlerine karşı?
Ben 12 Eylül’ün muhatabı olarak
alkışladım Oğuzhan’ı...
Sonra yaşamın o derin sularında
bizim liboş takımının, “sol liberal”
masalıyla AKP iktidarına nasıl
yalakalık yaptığına tanık oldum.
77’si muvazzaf, geri kalanı emekli
subaylar, komutanlar niye üçüncü
kez gözaltına alınıyor, mahkemeler
ayrı ayrı karar veriyor?
Kaçma olasılıkları mı var, yoksa
kanıtları karartma gibi girişimleri mi?
YAŞ toplantısına dört gün kala,
dağda PKK’yle savaşan bir komutan
nasıl oluyor da “terör suçlusu” gibi
görülüyor?
Soruları çoğaltabilirim ama
iddianameyi okumadım...
27 Mayıs’tan 12 Mart’a; 12
Eylül’den 28 Şubat’a neler olduğunu
hepimiz biliyoruz.
12 Eylül darbesinden sonra, Büyük
Ortadoğu Projesi’ni hazırlayan güçler
ne demişti:
“Bizim çocuklar darbe yaptı!”
ABD’nin izni olmadan Türkiye’de
darbe yapılmaz...
Bir oyun sahneye konuluyor ve bu
oyunu hep birlikte seyrediyoruz...
Yaşanan, TSK içindeki ABD ve
NATO karşıtı kurmay subay ve
generallerin tasfiyesidir... Pentagon
da işin içindedir, Genelkurmay da...
Önce yakın tarihimize bakmakta
yarar var yaşanan olayları
kavrayabilmek için.
TSK’nin bağlı olduğu NATO nedir?
Bu konuya kaç kez değindim
anımsamıyorum ama bir kez daha
altını çizeyim:
“NATO, ABD’nin dünyayla ilgili
(işgaller, darbeler vb.) isteklerini
yerine getiren bir kurumdur.”
Bizim tarikat şeyhlerinin müritleri,
liberal tosuncuklar ve eşleri AKP
milletvekili olan sözde bilim insanları,
12 Eylül’le hesaplaştıklarını
anlatıyorlar her akşam...
Bunların hepsi birer masal...
AKP’nin Kemal Derviş imzalı
neoliberal politikalarını izlemeyi
ayakta alkışlayıp, “demokrasi,
özgürlük” nutukları atarken,
ağızlardan “Türkiye
demokratikleşiyor” tümceleri çıkıyor.
Darbelere karşı çıkan tosuncuklar,
ne sömürü düzeninden söz ediyorlar,
ne emperyalizmin gücünden, ne
Türkiye’nin yağmalanmasından, ne
de Irak’ın işgalinden, kadınların ve
çocukların öldürülmelerinden...
Olaya sınıfsal temelden
yaklaşılmazsa, halkı “darbe geliyor”
diye korkutmaya çalışırsanız,
elinizdeki oyuncak bomba
patlayabilir.
ANAP 12 Eylül faşist askeri
darbesinin ürünüdür. AKP ise 28
Şubat “postmodern darbesi”nin.
Bu bir ABD planıdır ve Büyük
Ortadoğu Projesi’nin ilk adımıdır.
Yaşamım boyunca darbelere,
faşizme, emperyalizme karşı
mücadele ettim, bedelini de ödedim.
Sloganım bellidir:
“Tam bağımsız, laik, demokratik
Türkiye!”
Özel Harp Dairesi’ni, “kozmik
oda”yı birileri çıkıp anlatsın topluma.
Özal Harp Dairesi’nin nasıl
örgütlendiğini, onu örgütleyen Kemal
Yamak yazdı, kitabını da okuduk...
Peki şu “kozmik oda”da neler
çıktı, öğrenebildik mi?
Silivri’de bir yılı aşkın süredir
teğmenler yatıyor Ergenekon
davasından...
Bu teğmenler “darbe savları”nın
kulaklara fısıldandığı yıllarda belki
askeri lise öğrencisi bile değildiler....
Bir ordu dağda savaşan
teğmenlerini yiyebiliyorsa, bunun
adına eşit yargılama, hukuk-mukuk
deniyorsa, bizim Balbay, Tuncay,
Aydınlık dergisinden Ufuk, Deniz,
Hikmet Çiçek gibi gazeteciler tutuklu
olarak yargılanıyorlarsa şu soruyu
sorarım:
“Türkiye bir hukuk devleti midir,
değil midir?”
12 Eylül’le hesaplaşmaya gelince...
Bunlar dönek takımın, liboşların,
tarikatçı tosuncukların işi değildir.
Bu mücadeleyi yurtseverler,
devrimciler ve sosyalistler yapar...
Bizler 12 Eylül’ün “mağduru”
değil, “muhatabı”yız...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Bu Bir ‘Tasfiye’ Eylemidir...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69
Kõlõçdaroğlu, Büyükanõt ve Erdoğan’õn Dolmabahçe görüşmesindeki sõr perdesine dikkat çekti
‘Çõkar işbirliği var’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Kemal Kılıçdaroğlu, 27
Nisan e-muhtõrasõyla ilgili ola-
rak “Bu komutanla kanka
oluyorsunuz, gidip gizli gö-
rüşüyorsunuz. Eğer darbe-
lere karşı samimiyseniz niye
suç duyurusunda bulunmu-
yorsunuz? Sayın Büyükanõt
ile Sayın Erdoğan işbirliği
yapmıştır o olayda. Halkın-
dan gizli, kapalı kapılar ar-
dında yapılan görüşmeler
devletin arşivine yansımı-
yorsa orada çıkar işbirliği
vardır” açõklamasõnõ yaptõ.
Kõlõçdaroğlu, dün NTV’nin
sorularõnõ yanõtlarken “Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan ile
Genelkurmay Başkanı İlker
Başbuğ’un yaptığı görüşmenin
ardından Başbakan’ın Adalet
Bakanı ile bir araya geldiği-
nin” anõmsatõlmasõ üzerine “Gö-
rüşme, sıradan, olağan bir
görüşme değil” dedi. Kõlõçda-
roğlu’nun bu görüşme ve son
gelişmelerle ilgili sorulara ver-
diği yanõtlar özetle şöyle:
Kaçmıyorlar: Bu siyasal
davanõn savcõsõ biliyorsunuz,
siyasal kişiliği olan, yani Sayõn
Başbakan, “savcısıyım ben bu
davanın” dedi ve davayõ oto-
matikman siyasallaştõrdõ. Ör-
neğin emekli bir orgeneral hak-
kõnda yeniden tutuklama kara-
rõ çõkõyor. Bu kişi diyor ki,
“Evet gidip ben teslim olaca-
ğım”. Daha 7 günlük itiraz hak-
kõ var ama teslim olmaya gi-
derken siz havaalanõnda yaka-
lõyorsunuz, hoyratça davranõ-
yorsunuz ve gözaltõna alõyor-
sunuz. Görevde olan generaller
var, bunlar şu anda terörle uğ-
raşõyorlar, terörle mücadele edi-
yorlar, siz bunlar hakkõnda tu-
tuklama kararõ veriyorsunuz ve
ilk duruşmayõ aralõk ayõna ve-
riyorsunuz. Bunlar kaçmõyorlar,
tam tersine görevlerinin başõn-
da ve terörle mücadele ediyor-
lar. Yargõ siyasallaşõrsa iktidar
zor durumda kalõr.
Orduyu dizayn: Ordu,
belli kesimler tarafõndan yeniden
dizayn edilmek isteniyor. Belli
kişilerin önlerinin kesilmesinin,
belli kişilerin terfi etmemesinin
yolu kullanõlõyor. Bu yöntemde
sanki hükümetin dõşõndaymõş
gibi bir hava yaratõlõp aslõnda hü-
kümetin de içinde olduğu bir po-
litika izleniyor.
Kanka, çıkar işbirliği
içinde: Darbelerle hesaplaşa-
cağõz, diyen iktidar halkõ kan-
dõrmaya çalõşõyor. 27 Nisan e-
muhtõrasõnõ TSK’nin internet
sitesine koyan komutan “Bunu
ben yazdım” diyor. Bu, suç. Siz
gidiyorsunuz bu komutanla kan-
ka oluyorsunuz, gizli görüşü-
yorsunuz. Ne Genelkurmay’õn
ne de devletin arşivlerinde bu
görüşmenin içeriği ile ilgili hiç-
bir bilgi yok. İkisi de diyor ki,
“Biz öldükten sonra mezara
gidecek, kimse bu sırrımızı
bilmeyecek” Ben darbe yap-
maya kalkacağõm, e-muhtõrayõ
koyacağõm, sonra Başbakan ile
oturacağõm, sohbet edeceğim.
Gizli sõrlarõmõz neyse paylaşa-
caklar ve ben emekli olduktan
sonra benim altõma çok pahalõ
zõrhlõ araç alõnacak ve ben ödül-
lendirileceğim. Siz eğer darbe-
lere karşõ samimiyseniz niye
sorgulamõyorsunuz? Üstelik za-
man aşõmõna da uğramadõ. Niye
suç duyurusunda bulunmuyor?
Elinden tutan mõ var? Çõksõn,
“Bu davanın da savcısı benim”
desin. Diyemez. Çünkü o e-
muhtõra AKP’nin tekrar iktida-
ra gelmesi için konmuştur ora-
ya, mağdur edebiyatõ için kon-
muştur. Sayõn Büyükanõt ile Sa-
yõn Erdoğan işbirliği yapmõştõr
o olayda. Darbenin arkasõna sõ-
ğõnõp mağdur edebiyatõ yapa-
caksõnõz, e-muhtõrayõ verenleri
AKP’nin darbelerle hesaplaşma söyleminin samimi olmadõğõnõ
söyleyen Kemal Kõlõçdaroğlu, 27 Nisan e-muhtõrasõnõ yazan Yaşar
Büyükanõt ile Erdoğan arasõndaki ilişkiye dikkat çekti. İkili arasõnda
Dolmabahçe’de yaşanan zirvenin sõr olarak saklandõğõna dikkat
çeken CHP lideri, “O e-muhtõra AKP’nin tekrar iktidara gelmesi için
konmuştur oraya, mağdur edebiyatõ için konmuştur. Sayõn Büyükanõt
ile Sayõn Erdoğan işbirliği yapmõştõr o olayda” dedi.
ödüllendireceksiniz, onla-
ra hiçbir şey söylemeye-
ceksiniz. Halkõndan gizli,
kapalõ kapõlar ardõnda ya-
põlan görüşmeler devletin
arşivine yansõmõyorsa ora-
da çõkar işbirliği vardõr. O
çõkar işbirliği ikisinin ara-
sõndadõr.
Tazminat davası:
Dubai’de imzalanan an-
laşmayõ Bilgi Edinme Ya-
sasõ’na göre istedim. Giz-
lidir, size veremeyiz, de-
diler. Dava açtõ, çok te-
şekkür ederim. O anlaş-
mayõ şimdi mahkemeye
getireceğim. Bir ekono-
mik anlaşmanõn içine si-
yasi koşul koymak vatana
ihanettir. O anlaşmayõ
Başbakan’õn yakasõna iliş-
tireceğim. Türkiye Cum-
huriyeti’nde bir anlaşmanõn
içine siyasi koşul koymak
vatana ihanettir. Başba-
kan, bu anlaşmadan ötürü
Yüce Divan’a gidecektir.
35. madde: Darbe-
lerle hesaplaşacağõz, di-
yorlar. Halkõ kandõrõyorlar.
Geçici 15. madde kalkõnca
Kenan Evren ve arkadaş-
larõ yargõlanamaz. Bunu
önlemek için önerge ver-
dik, AKP’lilerin oylarõyla
reddedildi. (Cemil Çi-
çek’in “Cami avlusuna
bıraktılar” sözleriyle ilgili
olarak.) Cami avlusundan
kaçanlar onlar. İbadet için
camiye gidiyorlar, ibadet
etmeden camiden kaçõ-
yorlar. Darbelerin arkasõna
sõğõnan AKP’ye diyoruz
ki, hangi yasal düzenle-
meden rahatsõzsanõz getirin
kaldõracağõz...
DAVA AÇTI
Erdoğan
‘ihanet’e
tazminat
istiyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Ordu’da
yaptõğõ konuşmada kendisini
Dubai’de ABD ile imzalanan
anlaşmayla Türkiye’ye ihanet
ettiği yönündeki sözleri nede-
niyle CHP Genel Başkanõ
Kemal Kılıçdaroğlu’na taz-
minat davasõ açtõ.
Erdoğan’õn avukatlarõ Fa-
tih Şahin ve Muammer Ce-
maloğlu’nun açtõğõ davanõn
dilekçesinde, Kõlõçdaroğ-
lu’nun, Ordu mitingindeki
konuşmasõnda, Başbakan Er-
doğan’õn “onur ve saygınlı-
ğına yönelik” ifadeler kul-
landõğõ savunuldu. Dilekçede,
Kõlõçdaroğlu’nun, Başbakan
Erdoğan’a yönelik bazõ it-
hamlarda bulunduğuna dikkat
çekilerek “bu ifadelerin,
eleştiri ve ifade özgürlüğü
sınırlarını aştığı” kaydedil-
di. Kõlõçdaroğlu’ndan 50 bin
TL manevi tazminat talebiyle
açõlan dava, Ankara 19.
Asliye Hukuk Mahkeme-
si’nde görülecek.
CHP, MHP ve SP liderleri, Hatay ve İnegöl’de yaşanan olaylarla ilgili itidal çağrõsõnda bulundu
Liderler ‘sağduyu’ istediANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Muhalefet partisi liderleri Bursa
İnegöl ve Hatay Dörtyol’daki olay-
larla ilgili olarak hükümetin politi-
kalarõnõ eleştirdi, yurttaşlara sağdu-
yu çağrõsõ yaptõ.
CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç-
daroğlu, dün NTV’nin sorularõnõ ya-
nõtlarken İnegöl ve Dörtyol’daki son
olaylarõ da değerlendirdi. Kõlõçdaroğ-
lu, “Eğer siz ne ol-
duğu belli olmayan
bir açılım politika-
sıyla yola çıkarsa-
nız ve bunda başa-
rısız olursanız ül-
keyi bu noktaya ge-
tirirsiniz. İşin
Türkçesi bu. Ülke-
yi yönetemiyorlar,
onun için bu tablo-
lar ortaya çıkıyor” dedi. Kõlõçdaroğ-
lu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayrış-
manın ötesine geçtik, şimdi bir ça-
tışma süreci başladı, çok tehlikeli.
Bütün yurttaşlarımızı itidalli olma-
ya, çatışmalardan kaçınmaya, bu tür
olayların içine girmemeye davet edi-
yorum. Çünkü çatışma kültürünün
yaygınlaşması toplumu ayrıştırır,
biz ayrışmayalım, bizi ayrıştırmak is-
teyenlere karşı birleşelim.”
MHP lideri Devlet Bahçeli de yap-
tõğõ yazõlõ açõklamada, Dörtyol’daki sal-
dõrõyõ nefretle kõnadõğõnõ ve lanetledi-
ğini belirterek PKK saldõrõlarõnõn son
dönemde hõzla tõrmanmasõnõn Türki-
ye’nin milli birliğini ve varlõğõnõ hedef
alan hain bir saldõrõ ile karşõ karşõya ol-
duğunu bütün çõplaklõğõyla gösterdiğini
söyledi. Bu cesaret ve cüretin kayna-
ğõnõn PKK açõlõmõ ile etnik bölücülü-
ğün taşeronluğuna soyunan Erdoğan
ve hükümeti olduğunu kaydeden Bah-
çeli, “Başbakan Erdoğan, bu ihanet
ve yıkım projesini pimi çekilmiş
patlamaya hazır bir bomba olarak
milli bünyemize bırakmıştır” dedi.
İnegöl’de yaşanan olaylarõ, 12 Eylül
2010 referandum sürecine bağlama-
sõndan dolayõ İçişleri Bakanõ Atalay’õ
eleştiren Bahçeli, açõklamayõ “ay-
mazlık ve sorumsuzluk”, olaylarõ ise
o ‘haklı infial’ olarak nitelendirdi. İne-
göl’de yaşananlarõn etnik gerginlik ve
tahriklerin süratle bir çatõşma ortamõ-
na dönüşebileceğini gösterdiğini be-
lirten Bahçeli, herkesi çok dikkatli ol-
maya, sükûnet, sağduyu ve akõl yo-
lundan ayrõlmamaya çağõrdõ.
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanõ
Numan Kur-
tulmuş, saldõ-
rõyla ilgili ola-
rak “Millet
olarak bu al-
çak ve kirli
oyuna karşı
birlik ve be-
raberliğimizi
muhafaza et-
meliyiz” dedi.
Toplumun tüm kesimlerinin, milleti bir-
birine düşürmeye çalõşan bu fitneye
karşõ olağanüstü dikkatli olmasõ ge-
rektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Pro-
vokasyon ve kışkırtmalara gelin-
memeli, milletimizin bütün fertleri
sağduyu ile hareket etmelidir. Ku-
tuplaşmak terörün oyununa gel-
mektir, terör siyasetinin ekmeğine
yağ sürmektir” dedi.
CEMİL CİĞERİM
SAMSUN - Kapatõlan DTP’nin Genel
Başkanõ eski Mardin Milletvekili Ahmet
Türk’e yumruklu saldõrõda bulunan
garson İsmail Çelik 11 ay 20 gün hapse
mahkûm edildi. Samsun 4. Asliye Ceza
Mahkemesi’ndeki davanõn dün yapõlan
ikinci duruşmasõna sanõk Çelik ve
avukatõ Serkan Karaduman katõldõ. 10
dakika süren duruşmada Çelik’e 1 yõl
hapis cezasõ verilirken bu ceza altõda bir
oranõnda artõrõlarak 1 yõl 2 aya çõkarõldõ.
Ancak sanõğõn duruşmadaki iyi hali göz
önüne alõnarak ceza 11 ay 20 gün hapse
indirildi. Bu ceza da 7 bin TL adli para
cezasõna çevrildi. Adliye çõkõşõnda
açõklama yapan Çelik, mahkemenin
kararõnõ “Teröriste verilen destek”
olarak yorumladõ.
TÜRK’E SALDIRI DAVASI
Burun kıran
yumruğa
7 bin lira ceza
Kemal Kılıçdaroğlu: “Ayrışmanın ötesine geçtik, şimdi bir çatışma
süreci başladı, çok tehlikeli. Bütün yurttaşlarımızı itidalli olmaya, çatış-
malardan kaçınmaya, bu tür olayların içine girmemeye davet ediyorum.
Devlet Bahçeli: “Başbakan Erdoğan, bu ihanet ve yıkım projesini pi-
mi çekilmiş patlamaya hazır bir bomba olarak milli bünyemize bırakmıştır.”
Numan Kurtulmuş: “Kutuplaşmak terörün oyununa gelmektir,
terör siyasetinin ekmeğine yağ sürmektir”
Başbakan Tayyip Erdoğan geçen pazar günü Malatya dönüşünde Genelkurmay
Başkanı İlker Başbuğ ile gece yarısı zirvesinde buluştu. (Fotoğraf: Arşiv)
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Balyoz davasõ kapsamõnda mu-
vazzaf ve emekli 102 subay hakkõn-
da yakalama kararõ çõkarõlmasõ, Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan ile
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İl-
ker Başbuğ arasõnda yapõlan gece ya-
rõsõ zirvesinde masaya yatõrõldõ.
Başbakan Erdoğan, pazar günü
Malatya’da düzenlediği referandum
mitinginin ardõndan saat 22.10’da
Ankara’ya döndü. Erdoğan, ilk ola-
rak Subayevleri’ndeki özel konutu-
na geçti. Erdoğan burada bir süre kal-
dõktan sonra saat 23.00 sõralarõnda
Başbakanlõk Resmi Konutu’na geç-
ti. Erdoğan’õn konuta gelmesinden kõ-
sa bir süre sonra Orgeneral Başbuğ
da konuta geldi. İkili yaklaşõk 2 sa-
at süren görüşmede 1 Ağustos’ta baş-
layacak kritik YAŞ öncesi, Balyoz
davasõ kapsamõnda 28’i muvazzaf ge-
neral ve amiral olmak üzere 102 as-
ker için İstanbul 10. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’nin “yakalama kararı” al-
masõnõ değerlendirdi. Erdoğan-Baş-
buğ zirvesi, Başbakanlõk kaynakla-
rõnca da yalanlanmadõ.ö
Ergin de Hatay’dan döndü
Erdoğan’õn Başbuğ ile yaptõğõ gö-
rüşmenin devam ettiği sõrada Hatay’da
yemekte bir konuşma yapan Adalet Ba-
kanõ Sadullah Ergin de korumasõnõn
verdiği not üzerine, konuşmasõnõ yarõda
keserek özel uçakla Ankara’ya döndü.
Bu durum, Erdoğan’õn Ergin’i Anka-
ra’ya çağõrdõğõ şeklinde yorumlandõ.
Erdoğan’õn Orgeneral Başbuğ ile yap-
tõğõ görüşmenin ardõndan Ergin ile de
bir süre görüştüğü ifade edildi. Erdo-
ğan, saat 23.00’te başlayan görüşme
trafiğinin ardõndan 02.30 sõralarõnda
özel konutuna geçti.
Gece yarısı Balyoz zirvesi