Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Hegemonya, ‘Yumuşak
Güç’, Takıyye
ABD kaynaklı “yumuşak güç” teorisiyle, siyasal
İslamın hegemonya projesinin, siyaset kültürünün
AKP döneminde buluşması, referanduma doğru il-
ginç görüntüler üretmeye başladı.
Gramsci’nin kötü kopyası
Hegemonya kavramı iki özelliğin diyalektiğine
işaret ediyor: Biri rakipsiz bir şiddet uygulama
kapasitesine sahip olmak. İkincisi liderliğini kabul
ettirerek yönlendirebilmek. Bunlardan ikincisi
egemense hegemonya istikrarlı bir biçimde sürdü-
rülebiliyor.
Gramsci’nin 1930’larda geliştirdiği hegemonya
teorisini, Prof. Joseph Nye, “Amerikan gücünün
değişen doğası” (1990) başlıklı kitabında, sert ve
yumuşak güç kavramlarıyla ABD dış politikasının
soğuk savaş sonrası sorunlarına uyarlamayı dene-
mişti. Ancak Nye, “sert” ve “yumuşak güç”ü yapı-
sal özelliklerden kaynaklanan kapasiteler değil,
adeta raftan alınarak kullanılacak araçlar olarak
görüyordu.
Nye’ye göre, “Yumuşak güç bir ülke kendi iste-
diği şeylerin diğer ülkeler tarafından da istenmesini
sağladığı zaman başarıyla uygulanmış oluyor”: Ben
bunları istiyorum. Sen de aslında aynı şeyleri
istiyorsun, beni izleyebilirsin.
Nye’nin, neredeyse bir “kamu diplomasisi” girişi-
mine indirgediği, “yumuşak güç” kavramına, AKP
yandaşı yazarların yorumlarında çok sık rastlıyo-
ruz. Ancak bu “yumuşak güç” kavramı, AKP’nin
elinde, siyasal İslamın takıyye kavramıyla karşıla-
şınca tepetaklak oldu; karşısındakileri, onların is-
tedikleri şeylerin, aslında AKP’nin de istediği
şeyler olduğu izlenimi vererek yönlendirme ça-
basına dönüştü: Sen bunları istiyorsun. Merak
etme ben de zaten aynı şeyleri istiyorum...
Müslüman Kardeşler ve Humeyni
Klasik hegemonya süreciyle, “yumuşak güç”lü
takıyye durumu arasındaki farkı, siyasal İslamın di-
namikleri bağlamında sanırım şöyle örneklendire-
biliriz.
Mısır’da Müslüman Kardeşler, rejim karşısında
bir siyasi blok oluşturmaya çalışırken, siyasal İsla-
mın projesini açıkça savunuyor, sivil toplum için-
deki etkinlikleriyle halka, bu projeyi sorunların tek
çözümü olarak öneriyor.
Humeyni ise Avrupa’da sürgündeyken, ülkedeki
Şah karşıtı muhalefetin her kanadına, onların duy-
mak istedikleri şeyleri söyledi; eşitlikten, özgürlük-
ten, kadın erkek eşitliğinden, çoğulculuktan, hatta
emperyalizm, kapitalizm karşıtı olmaktan söz açtı;
onların taleplerinin, aslında kendisinin de talep-
leri olduğunu anlattı. Ancak, Humeyni iktidara
geldikten sonra tam aksi yönde fetvalara, uygula-
malara imza attı. Humeyni, ‘Şah karşıtı blok’u ken-
di yanına çekmek için, halkı, solun siyasi liderlerini
kandırdı. Bugün, Mısır’da, Müslüman Kardeşler
güçlenmeye devam ediyor. İran’da ise, giderek
daha çok şiddete başvurmak zorunda kalan molla
rejiminin günleri sayılı...
Ve AKP...
AKP, başından beri, halka ve entelektüellere dö-
nüp siz demokrasinin sınırlarının genişlemesini,
Kürt sorununun çözülmesini, 12 Eylül kalıntılarının
temizlenmesini, darbe korkusunun sona ermesini,
AB üyelik sürecinin başarıyla sonuçlandırılmasını
istiyorsunuz, ben de istiyorum dedi. Yerli ve ya-
bancı iş çevrelerine de serbest piyasa, Avrupa Bir-
liği reformları vaat etti. ABD’ye dönüp bölgede de-
mokratik görünüşlü bir Müslüman devlet istiyorsu-
nuz, Araplara, İsrail’e kafa tutacak güçlü bir ülke
istiyorsunuz, biz de aynen bunları istiyoruz dedi.
Bir süre işler gibi görünen bu yaklaşım, AKP’yi
desteklemeyi kabul edenler, beklentilerine uyma-
yan gelişmeler görmeye başlayınca, Arap dünyası
lider aramadığını vurgulayınca, “açılımlar” kapan-
maya başlayınca dağılmaya başladı.
AKP döneminde, Yahudi düşmanlığı açıkça
dile getirildi (“Dedeleriniz, ecdadınız kovulduğu
zaman sizi kalkıp da bu topraklarda ağırlayan, mi-
safir eden Osmanlı’nın torunları olarak konuşuyo-
ruz”, “Öldürmeye gelince siz çok iyi bilirsiniz”,
“Yahudiler parayı, bilgiyi çok iyi yönetirler...), ka-
dın erkek eşitliğine inanılmadığı vurgulandı.
Kürt sorunu, “açılımla” başladı, kitlesel tutukla-
malarla devam ederek, “özel ordu” projesine,
Manisa, İnegöl, Hatay “durumlarına” ulaştı. Dar-
beyi önleme söylemiyle, yüzlerce insan içeri alın-
dı, ama temel hukuksal, insani hakları da ayaklar
altına... Telefon dinleme, kişinin mahremiyet hak-
ları ihlal edildi, muhalefete yönelik bir korku orta-
mı yaratıldı. Tüm bunlar “demokratik dönüşümler”
adı altında yaşandı!
Son olarak, Başbakan, referandum “zaferi” tehli-
keye girince, “yumuşak güç” uygulamasını takıyye
ile karıştıran, ABD’de zora düşen siyasilerin halk
önünde ağlama taktiğinden esinlenen danışmanla-
rının katkısıyla olacak, 12 Eylül idamlarının arkasın-
dan, 30 yıl sonra, gözyaşı akıtarak, sosyalistlerin
aklını karıştırmayı denedi. Ama hem öfkeli bir tep-
kiyle karşılaştı, hem de alay konusu oldu.
Tarih, liderliğini kabul ettirme kapasitesinin za-
yıflamasına bağlı olarak, hegemonya sarsılmaya
başlayınca siyasi süreçlerde şiddet ve baskı unsu-
runun artarak devreye girdiğini gösteriyor. Bu ara-
da, kimi entelektüeller, “sosyalistler”, siyasal İsla-
mın dümen suyunda kalarak, şiddete, baskıya ma-
zeret üretmeye hâlâ devam ediyorlar...
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
TMMOB Başkanõ Mehmet Soğancõ, AKP’nin anayasa değişikliğine ilişkin örgütüne çağrõ yaptõ
‘Şimdi‘hayõr’demezamanõ’MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Türk Mühendis ve
Mimar Odalarõ Birliği (TMMOB)
Başkanõ Mehmet Soğancı, refe-
randumla ilgili TMMOB örgütleri-
ne gönderdiği mesajda, “Şimdi 12
Eylül düzeni ile gerçekten hesap-
laşmayan hiçbir anayasa değişik-
liği ile uzlaşmayacağız deme za-
manıdır. Şimdi AKP’nin anayasa
değişikliğine hayır deme zamanı-
dır” çağrõsõ yaptõ.
Soğancõ, mesajõnda, Türkiye’de
yõllardõr bir değişimden söz edildiği-
ni, ancak “normalleşiyoruz” deni-
lirken her gün yeni bir “olağanüstü-
lülük ve şok” içerisinde yaşamak zo-
runda bõrakõldõklarõna dikkat çekti. So-
ğancõ, “AKP’nin bugün değişim
dediği yeniden yapılanmanın miladı
12 Eylül darbesidir. O zaman da
huzur ve mutluluk adına toplumu
zor yoluyla değiştirmeye giriştiler.
Özünde 24 Ocak kararlarında ifa-
de edilen piyasacılıkla, gerici akım-
ların güçlendirilmesi olan bu deği-
şimin, gelinen noktada AKP iktidarı
ile temsil edilen bir piyasacı ve ge-
rici diktatörlüğe doğru geliştiğini
görüyoruz” dedi. Yaşananlarõn Tür-
kiye’nin emperyalizmin gereksinim-
lerine uygun olarak yukarõdan aşağõ-
ya yeniden yapõlandõrõlmasõndan baş-
ka bir şey olmadõğõnõ dile getiren So-
ğancõ, soğuk savaş politikalarõna uy-
gun olarak düzenlenmiş olan “eski
devletin” yerini ABD’nin Ortadoğu
politikalarõna ve sermayenin küresel
ihtiyaçlarõna uygun olarak yeniden ya-
põlandõrõlan “yeni devletin” aldõğõna
işaret etti. Soğancõ, şöyle devam etti:
“AKP iktidarında ‘milli irade’ adı
altında demokratik bütün kanal-
lar kapatılarak tekelci bir iktidar
yapılanması kuruluyor. İktidarın
anayasa değişikliği de bunun bir
parçası olarak gündeme getirildi.
Güya demokratikleşme adına ya-
pılan bu değişikliklerde ne halk, ne
emek ve meslek örgütleri hazır-
lanma sürecine dahil edilmedi.
‘Kendin pişir kendin ye’ anlayışın-
dan demokrasi ve özgürlük adına
bir şeyin çıkması zaten mümkün
değildir. Değişiklikler de halkın,
emekçilerin yani bizim değil, AKP
ihtiyaçlarının ürünüdür.”
12 Eylül Anayasasõ’na da, onun bir
devamõ olan AKP anayasasõna da
“hayır” dediklerini belirten Soğan-
cõ, eşitlikçi, özgürlükçü bir anaya-
sanõn ancak demokratik katõlõmõn
bütün kanallarõ açõlarak yapõlabile-
ceğini vurguladõ.
“Referandum günü olan 12 Ey-
lül’ü faşist darbeyle ve onun izinde
gelişen bugünkü sömürüye ve ge-
riciliğe karşı bir hesaplaşma gününe
çevirmek TMMOB için çok an-
lamlı olacaktır” diyen Soğancõ, şöy-
le devam etti:
“Ülkemiz, yukarıdan aşağıya bü-
rokratik dönüşümler, aşağıdan yu-
karıya cemaat-tarikat ağlarıyla ku-
şatılmaktadır. Siyasi iktidar, her ge-
çen gün antidemokratik öğeleri bi-
raz daha kökleştirmektedir. Bu
kapsamda son yıllarda siyasal gün-
demlerin önemli bir başlığı, yapıl-
mak istenen anayasa değişiklikleri
olmuştur. Süreç içerisinde anaya-
sada birçok değişiklik yapılmıştır.
Ancak bu değişiklikler de 12 Eylül
hukukunun ve karanlığının ülkemiz
üzerinden kalkmasına olanak sağ-
lamamıştır. Yapılacak değişiklikler
de 12 Eylül anayasasının gerici fa-
şist niteliğini değiştirmeyecektir.”
Soğancõ, anayasa değişikliklerinin
AKP iktidarõnõn “mutlaklaştırılma-
sı”, kamu varlõklarõ ile ülke kaynak-
larõnõn pazarlanmasõ ve satõşõnõn
önündeki hukuki engellerin kaldõrõl-
masõnõ amaçladõğõna işaret etti. So-
ğancõ, “Öncelikli olarak biz, ‘12 Ey-
lül Anayasasõ’na hayõr’ derken, tu-
zağa düşmeksizin ‘Siyasal iktidarõn
çõkar ve hedefleri doğrultusunda ha-
zõrlanan anayasa değişikliklerine de
hayõr’ diyoruz” açõklamasõnõ yaptõ.
Son dönemde yaşananlarõn Türkiye’nin emperyalizmin gereksinimlerine uygun
olarak yukarõdan aşağõya yeniden yapõlandõrõlmasõndan başka bir şey olmadõğõnõ dile
getiren TMMOB Başkanõ Mehmet Soğancõ, 12 Eylül Anayasasõ’na da, onun bir
devamõ olan AKP anayasasõna da “hayõr” dediklerini belirtti. Yapõlmasõ planlanan
değişikliğin 12 Eylül Anayasasõ’nõn gerici faşist niteliğini değiştirmeyeceğini belirten
Soğancõ, “Değişiklikler halkõn, emekçilerin değil, AKP ihtiyaçlarõnõn ürünüdür” dedi.
2. RAUND ERBAKAN’IN
Saadet
kongreye
gidiyor
Olağan kongrede tasfiye edilen Necmettin
Erbakan ekibi 650 delegeden imza alarak ola-
ğanüstü kongre istemini içeren dilekçelerini
Saadet Partisi genel merkezine sundu.
ANKARA(Cumhuri-
yet Bürosu) - Necmettin
Erbakan ekibi, 650 de-
legenin olağanüstü kon-
gre istemini içeren di-
lekçeyi dün Saadet Parti-
si genel merkezine sundu.
SP Genel Başkan Yar-
dõmcõsõ Şeref Malkoç,
Genel İdare Kurulu’nun
kongre tarihini belirle-
yeceğini ifade ederken
eski Adalet Bakanõ Şev-
ket Kazan’õn olağanüstü
kongre süreci için CHP
Genel Sekreteri Önder
Sav’la görüşmesini eleş-
tirerek “Milli Görüş’ün
geleceğine ilişkin ka-
rarları Sayın Önder
Sav’ın görüş veya fet-
valarıyla idareye kalk-
maları bizi üzmüştür”
açõklamasõnõ yaptõ.
‘Parti bölünmez’
SP kurucularõndan
Mustafa Kamalak ve
Temel Karamollaoğlu
olağanüstü kongre tale-
bini içeren dilekçeleri
dün Saadet Parti genel
merkezine ulaştõrdõ. Ka-
malak, “650 dilekçe var.
Genel merkeze de sanı-
yorum 150 civarında
dilekçe gelmişti. Bu du-
rumda aşağı yukarı
700-800 civarında dele-
ge olağanüstü kongre
talep ediyor. Bugünden
itibaren süreç başla-
mıştır” açõklamasõnõ yap-
tõ. Kamalak, “Tek genel
başkan adayı ile ola-
ğanüstü kongreye gidi-
lebilir mi” sorusuna
“Şüphesiz, tabii” yanõtõ-
nõ verdi. “Numan Kur-
tulmuş yeniden genel
başkan adayı olarak
gösterilir mi” sorusu
üzerine de Kamalak,
“Partimizin yetkili or-
ganları var. Biliyorsu-
nuz delegelerin genel
başkanı önermesi la-
zım” dedi. Kamalak bir
başka soru üzerine “Par-
tide bölünme olmaz.
Hatta Türkiye’deki bö-
lünmeyi biz önleriz. Bö-
lünmeyiz biz” dedi.
Saadet Partisi Genel
Başkan Yardõmcõsõ Şeref
Malkoç, eski Adalet Ba-
kanõ Şevket Kazan’õn
olağanüstü kongre süreci
için CHP Genel Sekrete-
ri Önder Sav’la görüş-
mesini eleştirdi. Malkoç,
“Milli Görüş’ün gele-
ceğine ilişkin kararları
Sayın Önder Sav’ın gö-
rüş veya fetvalarıyla
idareye kalkmaları bizi
üzmüştür. Sayın Sav iyi
bir hukukçu olabilir,
zaten bu marifetini
CHP’de göstermiştir.
Ama Milli Görüş siyaset
geleneğinin, Önder
Sav’la ne geçmişte ne
bugün ne de yarın
uzaktan yakından bir
ilişkisi olmamıştır. Mil-
li Görüş’ün geleceğine
yön verilmesine bizim
gönlümüz razı değildir”
açõklamasõnõ yaptõ.
KCK davasõnõ izlemek için geldiği Erzurum’da protesto saldõrõya dönüşünce polis müdahale etti
Demirtaş’a adliye önünde saldõrõ
RECEP KAPUCU
ERZURUM - Erzurum’da tutuklu yargõla-
nan Iğdõr Belediye Başkanõ Mehmet Nuri Gü-
neş’in duruşmasõnõ izleyen BDP Genel Baş-
kanõ Selehattin Demirtaş ve bir grup millet-
vekili protesto edildi. İnegöl ve Dörtyol’da
meydana gelen olaylarõ değerlendiren ve şe-
hit edilen 4 polis için başsağlõğõ dileğinde bu-
lunan Demirtaş’a bir yurttaş “Utan biraz,
utan. Daha yeni 4 şehit var” diye bağõrdõ.
KCK davasõnõn Erzurum 2. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde başlayan duruşmasõnõ izleyen
BDP Genel Başkanõ Selehattin Demirtaş, Iğ-
dõr Milletvekili Pervin Buldan, Hakkâri Mil-
letvekili Hamit Geylani ile birlikte KCK da-
vasõnõn görüldüğü Erzurum’a gitti. Adliye
önünde açõklama yapan Demirtaş, “Hatay’ın
Dörtyol ilçesinde ölenlere Allah’tan rahmet
diliyorum. Acılarını paylaşıyorum. İnegöl
ve Dörtyol’da yaşanan olaylara ilişkin kış-
kırtmaya yönelik açıklama yapan siyaset-
çilerin durumlarını bir kez daha gözden ge-
çirmeleri gerekir. Bütün halkımıza sağdu-
yulu olmalarını öneriyorum. Partimizin
hedef haline getirilmesi özellikle bazı siya-
setçilerin açıklamalarının sonucudur. Par-
timiz bu ülkede barışı, huzuru, kardeşliği
savunabilir” dedi. Bu sõrada bir yurttaş
“Utan biraz, utan. Daha yeni 4 şehit var” di-
ye bağõrõrken bir kişi de Demirtaş’a küfrede-
rek üzerine yürüdü. Güvenlik güçleri bu kişi-
leri gözaltõna aldõ. Erzurum Emniyet Müdür-
lüğü’nden yapõlan açõklamada ise önceki ge-
ce Demirtaş’õn Erzurum İl Başkanlõğõ’nõ zi-
yareti sõrasõnda BDP konyovuna taş atan 2 ki-
şinin gözaltõna alõndõğõ, bu kişilerin savcõlõk ta-
limatõyla serbest bõrakõldõğõ bildirildi.
Silahlõ terör örgütüne üye olmak suçundan
5 yõldan 10 yõla kadar hapis istemiyle Erzurum
2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde yargõlanan
BDP’li Iğdõr Belediye Başkanõ Mehmet Nu-
ri Güneş’in de aralarõnda bulunduğu 11’i tu-
tuklu 30 sanõklõ davayõ izlemek için Iğdõr’dan
100’den fazla BDP’li Erzurum’a gitti.
Yanaklarından öperek dağıttı
Bu arada davayõ izlemek için Erzurum’a ge-
len Kars’õn Digor ilçesine bağlõ Dağpõnar Bel-
de Belediye Başkanõ BDP’li Ayhan Erkmen,
otomobilindeki afiş ve pankartlar yüzünden zor
anlar yaşadõ. Sanayi sitesinde otomobiline ser-
viste baktõran Erkmen’in bagajõnda terör ör-
gütüne ait renklerden oluşan afiş ve pankart-
lar bulunduğunu belirten gençler, aracõn önü-
nü kesti. Erkmen oto servisine sõğõnõrken
toplanan grup otomobilin camlarõnõ kõrarak ha-
sar verdi. Sanayi esnafõnõn otomobillere binerek
gösteri yapmasõ ve toplananlarõn sayõsõnõn art-
masõ üzerine Emniyet Müdürü İbrahim Çe-
lik olay yerine geldi. Bu sõrada bir takside bu-
lunan gencin camdan salladõğõ bayrağõ trafik
polisinin almasõ sinirleri gerdi. “O Türk bay-
rağı. Türk bayrağına müdahale etme. Di-
ğer bayrağa müdahale et” diye bağõrmasõ
üzerine Çelik, polis memuruna “Sana mı
düştü o bayrağı almak?” diye tepki göster-
di. Gençleri yanaklarõndan öpen Emniyet
Müdürü Çelik, “Sizleri seviyorum” diyerek
toplananlarõn dağõlmalarõnõ sağladõ.
Polise taş attıkları gerekçesiyle tutuklanan çocuklarla ilgili
yasanın yürürlüğe girmesiyle çocuklar tahliye edilmeye
başlandı. Batman’da geçen yıl tutuklanan ve taş atan ço-
cukların simgesi haline gelen Berivan S. de tahliye edildi.
Babası Selim S. ile birlikte İHD Diyarbakır Şubesi’nde
basın toplantısı düzenleyen Berivan, “Tüm çocukların öz-
gür kalmasını ve ailelerine kavuşmalarını istiyorum” dedi.
Bir yandan tahliyeler yaşanırken Hakkâri’nin Yüksekova
ilçesinde ise sivil polislerin yaşları 18’den küçük 3 çocuğu
taş attıkları gerekçesiyle gözaltına alması gerginliğe yol
açtı. Toplanan bir grup, polis aracına taşlarla saldırdı. Bir
polis memuru, gözüne cam kırığı isabet etmesi sonucu ya-
ralandı. Havaya uyarı ateşi açan polis, olay yerinden
uzaklaştı. İlçede gerginlik gece boyunca sürdü.
Berivan evine döndü
Fotoğraf:AA
Referandumikinci
planaatılıyor
YARSAV Başkanı Emine Ül-
ker Tarhan ve bazı yönetim ku-
rulu üyeleri, DSP Genel Başkanı
Masum Türker’i parti genel
merkezinde ziyaret etti. Gazete-
cilere açıklama yapan Türker,
görüşmede referanduma sunula-
cak anayasa değişikliğindeki yar-
gı bağımsızlığına ilişkin konula-
rın gündeme geldiğini belirtti.
Türker, CHP’yi eleştirerek TSK
İç Hizmet Yasası’nın 35. madde-
sini gündeme getirip referan-
dumla ilgili tartışmaları ikinci
plana attığını öne sürdü. (AA)
35. maddede ‘koruma kollama’ çõkõyor, ‘parlamenter sistemin işlerliği’ geliyor
CHP’nin önerisi hazırANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP’nin TSK İç Hizmet Yasasõ’nõn 35.
maddesiyle ilgili değişiklik önerisi netleşti.
CHP’nin önerisinde, TSK’nin görevi arasõn-
da sayõlan “koruma ve kollama” ifadesi çõ-
karõlõrken “Silahlı Kuvvetler’in vazifesi,
Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş
Türkiye Cumhuriyeti’ni, parlamenter de-
mokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve
anayasaya bağlı olarak korumaktır” dü-
zenlemesi öngörüldü.
CHP, MYK dün TSK İç Hizmet Yasasõ’nõn
35. maddesiyle ilgili değişiklik önerisini de-
ğerlendirdi. Toplantõda, “Silahlı Kuvvet-
ler’in vazifesi, Türk yurdunu ve anayasa
ile tayin edilmiş Türkiye Cumhuriyeti’ni
korumak ve kollamaktır” hükmünü dü-
zenleyen maddenin “Silahlı Kuvvetler’in va-
zifesi, Türk yurdunu ve anayasa ile tayin
edilmiş Türkiye Cumhuriyeti’ni, parla-
menter demokratik sistemin işlerliği çer-
çevesinde ve anayasaya bağlı olarak ko-
rumaktır” biçiminde değiştirilmesi yönün-
de yasa önerisi hazõrlandõ.
CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı Sü-
ha Okay, toplantõ sonrasõnda yaptõğõ açõkla-
mada, “Gerek 1960 darbesinde gerek 1971
muhtırasında gerek 12 Eylül darbesinde ve
gerekse 27 Nisan 2007 Büyükanıt e-muh-
tırasında 35. maddeye atıf bulunmaktadır.
Muhtıra ve darbelerin gerekçesinde 35.
madde anılmıştır. Değişiklik önerisini ya-
rın (bugün) ya da perşembe günü TBMM
Başkanlığı’na sunacağız” açõklamasõnõ yap-
tõ. Okay, 3 maddelik önerilerinin TBMM’nin
olağanüstü toplanarak en kõsa zamanda ya-
salaştõrõlabileceğini vurguladõ.
‘Evet’çi başkan disipline sevkedildi
Okay, Bingöl’ün CHP’li Yenisu Belediye
Başkanõ Şerif Memioğlu’yu önlemli olarak
Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk ettiklerini bil-
dirdi. Memioğlu, Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn Bingöl’de yaptõğõ referandum mitin-
ginde, “evet” şapkasõ takmõştõ.
Torbayasaylavillaaffı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TMMOB Şehir Plancõlarõ Odasõ (ŞPO) Genel
Sekreteri Ümit Özcan, TBMM’de kabul edi-
len torba yasayla kamu mallarõnõn talanõ ve vil-
lalara gecekondu affõnõn onaylandõğõnõ belirtti.
Özcan, yaptõğõ açõklamada TBMM tarafõndan
onaylanan “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararname-
lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Ka-
nun”un içinde gizli bir gecekondu affõnõn yer
aldõğõnõ belirtti. Özcan, yasayla Hazine adõna
tescil edilen taşõnmazlarõn büyük şehirlerde
öncelikle Büyükşehir belediyelerine, talebin
olmamasõ halinde ilgili belediyelere bedelsiz
olarak devrinin düzenlendiğini belirtti.