Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
27 TEMMUZ 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
Hafif poyraz esiyordu önceki
gece... Yıldızlı bir gökyüzü ve
ağaçların arasından süzülen ay
ışığı yağmuru.
Miroslav Holub’un o güzelim
dizeleri aklıma geliyordu birden:
“Git aç kapıyı / Belki bir ağaç /
Bir koru / Belki bir bahçe / Ya da
sihirli bir kent vardır dışarıda.”
Ağaçlar vardı, bahçede çiçekler
de...
Koru yoktu...
Bir zaman dilimi içinde
dolaşırken, şairin dediği gibi işlek
karanlık da yoktu, sis de...
O sihirli kentlerin varoşlarını
düşündüm, ölümleri, darbecileri,
darbecilere alkış tutan gazetecileri,
bilim insanlarını, siyasetçileri...
12 Eylül’den hesap sormaya
kalkışan, kürsüde şiirler okuyup
ağlayan bir başbakan düşündüm...
12 Eylül on binlerce insanı
fişlemiş, okullardan,
üniversitelerden atmış, solcuların,
devrimcilerin üzerinden silindir gibi
geçmişti. Milyonlarca kitabı
toplayıp yakmış, gencecik
çocuklarımızı asmıştı.
12 Eylül’den sonra Konya
mitinginde konuşan Kenan
Evren’in sözlerini bugün Başbakan
Erdoğan anımsamasa bile,
Necmettin Erbakan anımsıyordur.
Darbecileri kışkırtan ve her
gördükleri yerde, gazete
köşelerinde “İyi yaptınız Paşam,
yoksa memleket parçalanıyordu”
diyenleri anımsıyor musunuz?
12 Eylül 1980’in postal
yalayıcılarının çoğu bugün
yaşıyor... Kimisi yazar, gazeteci....
Kimisi siyasetçi... Kimisi hâlâ
televizyon ekranlarından
“demokrasi ve özgürlük” üzerine
ahkâm kesiyor...
Temmuz ortasında, Burhaniye
Taylıeli köyünden Bülent
Koçtaş’ın “Daidalos”unda, havuz
kenarında zeytin ağaçlarının
arasından denizi seyrederken, bir
zaman tünelinden geçiyor
gibiydim.
Kanlı Pazar’lar, Kanlı 1
Mayıs’lar, Balgat, Bahçelievler,
Kahramanmaraş ve İzmir İnciraltı
katliamları...
Bilmem 1979 1 Mayıs’ını
anımsıyor musunuz?
Taksim Alanı’nda kutlanmak için
yola çıkılan son 1 Mayıs’tı ve DİSK
Genel Başkanı Kemal Türkler’in
sözleri:
“Binlerce emekçi Taksim’de
olacağız, buna kimse engel
olamaz...”
Dönemin İstanbul Sıkıyönetim
Komutanı Orgeneral Necdet
Üruğ’du ve yanıtı çok sertti:
“Taksim Alanı’na çıkacak
olurlarsa ateş açarız!”
Kemal Türkler, DİSK yöneticileri,
Türkiye İşçi Partisi ve binlerce
emekçi Taksim’e yürüdü...
Yanılmıyorsam TİP Genel
Başkanı Behice Boran ve 900
küsur kişi gözaltına alındı...
O gece Bülent, Serdar Kızık,
güneşin Midilli üzerinden batışını
izlerken o günleri anımsadım...
Kemal Türkler, Abdullah
Baştürk, Oktay Akbal, Uğur
Mumcu’yla Artemis’in havuz
başındaki sohbetleri...
Kemal Türkler’in ölümünün
üzerinden kaç yıl geçmiş?
30 yıl!
Türkler öldürüldüğünde kızı
Nilgün Soydan 18 yaşındaydı...
Nilgün Soydan’ın sesini duyan
var mı bugün?
“Babamı öldüreni gözlerimle
gördüm!”
Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet
İpekçi, babasının kanlı gömleğini
bir TV kanalında gösterirken neler
hissetiniz?
Hangi güçler vardı Abdi İpekçi
cinayetinin arkasında?
Miroslav Holub’un dizeleri beni
kuşlarla dolu yeşil duvarlara,
hapislik günlerime, İlhan
Selçuk’un işkence gördüğü, bizim
kuşağın yakından tanıdığı ama
genç kuşakların hiç bilmediği
“Ziverbey Köşkü”ne (Cumhuriyet
Kitapları) götürdü:
“Git kapıyı aç / Bir köpek belki bir
şeyler arıyordur. / Belki bir yüz, / Ya
da bir göz / Ya da bir resmin /
resmini göreceksin.”
O resmi hep gördü benim
kuşağım.
90’lı yılların başında Sovyetler
Birliği’nin çöküşüyle nohut
taneleri gibi dağılsak da; acının
görünen yüzünü, gözlerini, resmini
hiç unutmadık.
Türkler’in kızı Nilgün Soydan,
avukatları Rasim Öz tam 30 yıldır
mücadele veriyorlar, kolay değil!
Sonuç: Zamanaşımı!
Katil Bahçelievler’de 7 gencin
katledilmesinden hükümlü...
Ankara Ticaret Odası’nın 2004
yılında hazıladığı bir raporda şöyle
deniliyor:
“Türkiye’de her yıl 400 bin dava
zamanaşımına uğruyor...”
Kemal Türkler davası da
zamanaşımına uğradı. Bu bilerek
yapıldı ama kimseden hesap
sorulmadı.
Tıpkı Doğan Öz, Bahriye Üçok,
Muammer Aksoy cinayetlerinde
olduğu gibi...
Musa Anter’in katillerinin nerede
olduğunu devlet bilmiyor mu?
Bugün Türkiye’de darbeler
dönemi bitti...
Kimi özde değil sözde Atatürkçü
emekli generaller, Ziverbey
Köşkü’nü “işkence evi” yapan,
“Burası kontrgerilladır” diyen, 12
Mart’ın Birinci Ordu ve Sıkıyönetim
Komutanı Faik Türün’ü öve öve
bitiremiyor...
Şaşırmamak elde değil.
Bir tuhaf ülke Türkiye...
Yakın tarihimize yolculuk
yaparken, bir dostum şöyle dedi:
“Hem 68 hem de 78 kuşağının
öyküsü nakışlı sevdalara
benziyor...”
Doğru, “nakışlı sevdalarla
büyüdük” ama onları hep birileri
aldı elimizden ve onlardan hiç
ama hiç hesap sorulmadı...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
‘Nakışlı Sevdalar...’
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69
Ordu’da düzenlediği mitingde Erdoğan’a yö-
nelik eleştirilerini sürdüren Kemal Kõlõçdaroğ-
lu, “Recep Bey bizi ihanetle suçluyor. Sen iha-
netin ne olduğunu öğrenmek istiyorsan git Er-
bakan’a sor. Sen ihanet ettin mi, etmedin mi?
Ona sor. Dubai’de Ali Babacan’õn attõğõ imzayõ
unuttun mu? 1 milyar dolara Türkiye’yi pazar-
lamaya kalkmõşsõn, sonra ihanetten bahsediyor-
sun. Sen ülkeye ihanet ettin, ülkeye” dedi.
ERDOĞAN ERİŞEN
ORDU - CHP Genel Baş-
kanõ Kemal Kılıçdaroğlu,
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn “ihanet” suçlama-
sõna tepkisini dün de sürdürdü.
Kõlõçdaroğlu, “Sen ülkeye
ihanet ettin. Korkmuyorsan
ihanetin belgesini açıkla. 1
milyar dolara Türkiye’yi pa-
zarlamaya kalkmışsın, son-
ra ihanetten bahsediyorsun.
Biz bu ülkeye ihanet edeni
Yüce Divan’a çıkaracağız”
diye konuştu.
Genel başkan yardõmcõlarõ
Haluk Koç ve Hakkı Süha
Okay ile birlikte Ordu’ya gi-
den CHP Genel Başkanõ Kõ-
lõçdaroğlu Cumhuriyet Mey-
danõ’nda düzenlenen miting-
de binlerce kişiye seslendi.
CHP’ye geçmesi beklenen
DSP’li Ordu Belediye Başka-
nõ Seyit Torun ile otobüsün
üzerinden halkõ selamlayan
Kõlõçdaroğlu, Başbakan Er-
doğan’õ vatana ihanet ile suç-
ladõ. Kõlõçdaroğlu, “Recep
Bey bizi ihanetle suçluyor.
Sen ihanetin ne olduğunu
öğrenmek istiyorsan git Er-
bakan’a sor. Sen ihanet ettin
mi, etmedin mi? Ona sor.
Dubai’de Ali Babacan’õn at-
tığı imzayı unuttun mu? 1
milyar dolara Türkiye’yi
pazarlamaya kalkmışsın,
sonra ihanetten bahsedi-
yorsun. Sen ülkeye ihanet et-
tin, ülkeye. Korkmuyorsan
ihanetin belgesini açıkla. 1
milyar dolara ülke pazarla-
nır mı? Biz bu ülkeyi sevi-
yoruz ama bu ülkeye ihanet
edeni sevmiyoruz. Biz bu
ülkeye ihanet edeni Yüce
Divan’a çıkaracağız” diye
konuştu.
Başbakan Erdoğan’õn deği-
şik zamanlarda düzenlenen
mitinglerde veya açõk otu-
rumlarda dokunulmazlõklarõ
kaldõracağõnõ söylemesine kar-
şõn sözünü tutmadõğõnõ anõm-
satan Kõlõçdaroğlu, “Yıllardır
dokunulmazlıkları kaldıra-
caklarını söylediler. Yıl 2010.
Allah aşkına bir insan bu ka-
dar yalan söyler mi? Sözün-
de duran insana yiğit derler.
Verdiğin sözün arkasında
yiğit gibi duracaksın. Niye
anayasa değişikliğinde do-
kunulmazlıklar yok? Bir de
ona ‘Kasõmpaşalõ’ diyorlar.
Sen Kasımpaşa’nın Kasõm’ı
bile olamazsın” dedi.
Halk olmaktan çıktı
Erdoğan’a yönelik eleştiri-
lerini sürdüren Kõlõçdaroğlu,
“Recep Bey havuzlu villada
oturuyor. Recep Bey hanı-
mını Katar Şeyhi’nin düğü-
nüne devlet uçağıyla götü-
rüyor. Recep Bey halk ol-
maktan çıktı. Önceden Tay-
yip’ti düzgündü, şimdi Recep
Bey oldu. Eğri adam oldu.
Doğruları söyleyemeyen
adam artık. Biz verdiğimiz
sözü tutarız. Biz halkın ada-
mıyız ve size söz veriyorum.
Bize yetki verin, bu ülkeye
temiz siyaseti getireceğiz.
Dokunulmazlığı kaldıraca-
ğız. Siyasi ahlak yasası geti-
receğiz. Artık kalpazanlar bu
ülkede başbakan olmaya-
cak” diye konuştu.
Recep Bey’i kurtarma
anayasası
12 Eylül’de yapõlacak refe-
randumun ülkenin geleceği
için önemli olduğunu vurgu-
layan Kõlõçdaroğlu, “Bu ana-
yasa değişikliği Recep Bey’i
Yüce Divan’dan kurtarma
anayasasıdır. Bu sorumlu-
luğun vebalini üzerinize al-
mayın. Biliyorsunuz ‘hayõr’
oyunun rengi kahverengi.
Yani kahvenin rengi. 12 Ey-
lül’de bunlara öyle bir kah-
ve içirin ki 40 yıl unutama-
sınlar” dedi.
Fndık kurdu
Ankara’da
Kõlõçdaroğlu, alandaki bir
pankartõ işaret ederek “Fındık
kurdu Erdoğan diyorlar.
Fındık dalda, kurdu Anka-
ra’da. Sandıkta onu kuru-
tacağız. O kurt şimdi ha-
vuzlu villada. Az kaldı, ku-
ruyacak. Bunlar fındığı, üre-
ticinin alın terini uluslar-
arası tekellere peşkeş çeki-
yorlar. CHP iktidarında fın-
dık milli ürün olacaktır. Fi-
yatını da okyanus ötelerinde
birileri değil, üreticinin ken-
disi belirleyecektir. Bunlar
ise üreticinin alın terini na-
sıl hortumlarız hesabı yapı-
yorlar” diye konuştu.
Kõlõçdaroğlu’ndan Erdoğan’õn suçlamasõna yanõt: Sen Türkiye’yi pazarlamaya kalkõştõn
‘Ülkeye ihanet ettin’
Kayseri’de
Türkiye Kamu-
Sen üyesi
memurlar ve 36
sivil toplum
örgütü temsilcleri
Cumhuriyet
Meydanı’nda
toplanarak
referandumda
“hayır” oyu
kullanacaklarını
açıkladılar.
(Fotoğraf: AA)
Memurdan kahverengi kart
KAYSERİ (Cumhuriyet) - Kayseri’de Türkiye
Kamu-Sen üyesi memurlar Cumhuriyet Meyda-
nõ’nda toplanarak referandumda “hayır” oyu kulla-
nacaklarõnõ açõkladõlar. 36 sivil toplum örgütünün
de destek verdiği basõn açõklamasõnda konuşan Tür-
kiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Adem Çavuşoğulları,
referandum sürecinde milletin bir kandõrmaca süre-
ci ile karşõ karşõya olduğunu belirterek “12 Eylül
darbesini yapanların yargılanacağı, koskoca bir
yalandır. Aradan 30 yıl geçmiş, hem dava hem
ceza için zamanaşımı dolmuştur. Askeri darbele-
re karşı olduğunu ifade eden siyasi iradenin, sivil
bir darbenin peşinde olduğu apaçık görülmekte-
dir” dedi. Çavuşoğlu, Anayasa değişikliğinde “top-
lumsal mutabakat aranmadığını, ülkenin dağ gi-
bi yığılan sorunlarına deva olamayacağını” vur-
guladõ. Basõn açõklamasõna destek veren 36 sivil
toplum kuruluşunun temsilcileriyle memurlar,
“kahverengi kart” göstererek referanduma “ha-
yır” oyu kullanacaklarõnõ söylediler.
AKP’nin amacõnõn yargõyõ iktidarõn emrine vermek olduğunu
savunan 23 sivil toplum örgütü bilgilendirme broşürleri dağõttõ
‘Hayır’ kampanyası
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Anayasa değişikliği için 12 Ey-
lül’de yapõlacak referanduma “ha-
yır” diyen Atatürkçü Düşünce Der-
neği, Cumhuriyet Kadõnlarõ Derne-
ği, Eğitim-İş Sendikasõ Engelliler
Konfederasyonu’nun aralarõnda bu-
lunduğu 23 sivil toplum kuruluşu
adõna Ankara’da yurttaşlara bilgi-
lendirme broşürleri dağõtõldõ.
Ankara’nõn farklõ cadde ve so-
kaklarõnda dağõtõlan bilgilendirme
broşüründe, olasõ anayasa değişik-
liğinin yargõyõ iktidarõn emrine ver-
diği belirtiliyor. Anayasa değişikli-
ğine hukukçularõn ve hukuk örgüt-
lerinin de itiraz ettiğinin ifade edil-
diği broşürde, Hâkimler ve Savcõlar
Yüksek Kurulu (HSYK) ve Anayasa
Mahkemesi’nin yapõsõnõn değişti-
rildiği vurgulanõyor. Broşürde ayrõca
halkoylamasõnõn halkõn değil, ikti-
darõn sorunlarõnõn çözümüne yöne-
lik olduğu, halkõn adalet erişiminin
hõzlandõrõlmayacağõ kaydedildi.
Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği
Genel Başkanõ Şenal Sarıhan, bro-
şürlerin cadde ve sokaklarõn yanõ sõ-
ra evlerde de dağõtõlacağõnõ söyledi.
Değişikliğin reform gibi sunuldu-
ğunu ve antidemokratik bir uygu-
lama olduğuna işaret eden Sarõhan,
“Hayır kampanyası kendileri için
devrim isteyen kadınların de-
mokrasiye bir katkısıdır. Kimi
evetçi grup ‘12 Eylül’ün karanlõ-
ğõndan demokrasinin aydõnlõğõna’
diyor. Yapılmak istenen değişik-
liğe göre yargı ve yürütme tek ola-
MYK BUGÜN TOPLANACAK
CHP 35. madde
önerisini
netleştiriyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Merkez Yönetim
Kurulu (MYK) bugün
toplanarak TSK İç
Hizmet Yasasõ’nõn askeri darbelere
dayanak oluşturduğu belirtilen 35.
maddesinin değiştirilmesiyle ilgili
önerisini netleştirecek. Önerinin bu
hafta sonuna dek TBMM’ye
sunulmasõ planlanõyor.
CHP Genel Başkanõ Kemal
Kılıçdaroğlu’nun TSK İç Hizmet
Yasasõ’nõn 35. maddesiyle ilgili
çağrõsõnõn ardõndan, AKP’den
tereddütlü açõklamalar geldi. CHP,
bu konuda samimiyetini ortaya
koymak için somut adõm atmaya
hazõrlanõyor. TBMM’de bu konuda
BDP’nin yasa önerisi bulunuyor,
CHP de önerisini bu hafta TBMM
Başkanlõğõ’na sunacak. CHP MYK
bugün saat 14.00’te toplanacak.
MYK’de önerinin içeriği
konusunda görüş alõşverişinde
bulunulacak ve maddenin yeniden
mi düzenleneceği, yoksa tamamen
kaldõrõlmasõnõn mõ önerileceği
netleştirilecek. CHP Konya
Milletvekili Atilla Kart, bu konuda
şu görüşleri dile getirdi:
“35. madde mutlaka
kaldırılmalı. Değişiklik yeterli
değil. 35. maddenin orada,
mevzuatta tutulmasının gerekçesi
olamaz, kaldırılmalıdır. 35.
maddenin kaldırılması
konusunda tereddüdün olmaması
gerekir. Aslında biz bunu yeni
söylemiyoruz. Geçen dönem de
Sayın Deniz Baykal kaldırılmasını
ifade etmişti. Öteden beri 35.
maddenin kaldırılmasını
istiyoruz, bu istek yeni değil.
TSK’nin asli görev, yetki ve
sorumluluklarını tespit etmek
gerekiyor. Türkiye
Cumhuriyeti’ni ‘kollama ve
korumayõ’ bu kavramdan çıkarıp
‘demokrasiyi kollama ve koruma’
mekanizmasına vermek gerekir.
Bu görevi, siyasi iktidarın bugün
olduğu gibi, laik yapı ve hukuk
devletini ortadan kaldırma
mekanizması kurumsal hale
getirildiğinde ne yapacağız?
Hitler ve Mussolini örneklerini
hatırlamak gerekiyor.
Kaldırılmalı evet, ama buna
paralel olarak yeni bir düzenleme
yapılmalı.”
CHP İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin de, “Kafa karışıklığı
doğabilir. Tümüyle kaldırılabilir.
Değiştirmek yeterli değil” dedi.
KADIN GÖREVLİLERE CİNSEL TACİZ İDDİASI
Danıştay Yakıtal’ın merkeze
çekilmesini hukuksuz buldu
Jeffrey, Demirel’e veda etti
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ja-
mes Jeffrey, 9. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel’e veda ziyare-
tinde bulundu. Demirel, Jeffrey
ile Kuleli Sokak’taki ofisinde gö-
rüştü. Görüşmenin ardından ko-
nuğunu kapıya kadar yolcu eden
Demirel, Jeffrey’e, zor bir dönem-
de Türkiye’de çok güzel hizmetler
yaptığını söyledi ve yeni görevinde
başarılar diledi. ABD Büyükelçisi
Jeffrey, Türkiye’deki görevine baş-
lamak üzere 30 Kasım 2008’de
Ankara’ya gelmişti. (Fotoğraf: AA)
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Danõştay 5. Dairesi, hakkõnda kadõn
personeline “cinsel tacizde bulun-
duğu” iddiasõyla soruşturma başlatõlan
eski Roma Büyükelçisi Ali Yakıtal’õn
merkeze alõnmasõyla ilgili Bakanlar Ku-
rulu kararõnõn yürütmesini durdurdu.
Dõşişleri Bakanlõğõ Teftiş Kurulu, Ro-
ma Büyükelçiliği’ndeki iki kadõn gö-
revliye “cinsel tacizde bulunduğu” id-
diasõyla Ali Yakõtal hakkõnda soruş-
turma başlatmõştõ. Yakõtal, soruştur-
manõn selameti açõsõndan ayrõca mer-
keze alõnmõştõ. Büyükelçi Yakõtal,
merkeze alõnmayla ilgili kararõn ipta-
li ve bu nedenle yoksun kaldõğõ özlük
haklarõnõn yasal faiziyle birlikte öden-
mesi istemiyle Danõştay 5. Dairesi’ne
dava açmõştõ.
Davaya ilişkin görüşlerini açõklayan
Danõşay Tetkik Hâkimi Emin Kaçar
ve Danõştay Savcõsõ Saadet Ünal, yü-
rütmeyi durdurma talebinin kabul edil-
mesini istedi.
Danõştay 5. Dairesi de kararõnda, Ro-
ma Büyükelçisi olan Ali Yakõtal’õn yö-
netim biçimine ilişkin iddia ve yakõn-
malar hakkõnda düzenlenen 18 Ocak
2010 tarihli inceleme ve araştõrma ra-
poru ile ekleri incelendiğinde, davacõ-
nõn bir personele cinsel tacizde bulun-
duğu iddiasõnõn somut bir biçimde ka-
nõtlanmadõğõ ve şikâyetçinin soyut id-
diasõndan ibaret kaldõğõ belirtildi.
cak. İşçi ve kamu çalışanları hak-
larını arayamayacak. Ülke yeni
bir demir kafese mahkûm edile-
cektir. Yasalara uygun mu, hukuk
var mı? Bu soruların cevabı yok.
Siyasallaşmış yargı ile karşı kar-
şıyayız. İnsanların tutuklanıp sa-
lınması hukuki olmaktan uzak.
Hukuk artık adalet duygusunu
tatmin etmiyor. Terfi beklemek-
te olan yüksek rütbeli askerlere
yapılanlar hukuki değil, siyasidir.
30 Ağustos’u hedef alan bir du-
rumdur” dedi.
Ayrõca broşür dağõtõmõ sõrasõnda
Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği Yö-
netim Kurulu Başkanõ avukat İlknur
Kalan ve bir zabõta görevlisi ara-
sõnda gerginlik yaşandõ.
‘AKP ANAYASASINA GEÇİT YOK’
İstanbul Haber Servisi - Siyasi
parti ve sendikalar art arda yap-
tõklarõ açõklamalarla referandum-
da “hayır” diyeceklerini duyurdu.
Türkiye Birleşik İşçi Partisi
(TBİP) Başkanõ Zeki Kılıçaslan,
“AKP’nin anayasa değişikliği
paketi uluslararası sermayeyle
onun işbirlikçilerinin Türkiye iş-
çi sınıfına ve halkına reva gör-
dükleri bir sınıf saldırısının ilk
adımlarıdır” dedi.
KESK’e bağlõ Büro Emekçile-
ri Sendikasõ (BES) Başkanõ Os-
man Biçer de “Biz emekçiler el-
bette ki 12 Eylül darbesinin
ürünü olan anayasaya ‘Hayõr’
diyoruz. AKP’nin kendi siyasi
amaç ve hedeflerine ve serma-
ye çevrelerinin taleplerine uygun
bir biçimde gerçekleştirmeye
çalıştığı anayasa değişikliğine
de‘hayõr’ diyoruz” diye konuştu.
Enerji, Sanayi ve Maden Kamu
Emekçileri Sendikasõ (ESM) Ge-
nel Başkanõ Kemal Bulut da ana-
yasa değişikliğinin amacõnõn de-
mokratikleşmek değil, AKP’nin
kedi siyasi ihtiyaçlarõna hizmet ol-
duğunu söyledi.