23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2010 SALI 4 HABERLER Erdoğanaçõlõşbahanesiylemitinglerekamununimkânlarõylagiderken,belediyelerCHP’yiengellemekiçinseferberoluyor Devleti ‘Evet’çi yaptõlar FIRAT KOZOK ANKARA - 22 Temmuz genel ve 29 Mart yerel seçimlerinde dü- zenlediği mitinglere toplu açõlõş ba- hanesiyle devletin uçak, helikopterler ve otobüsünü kullanarak giden Baş- bakan Tayyip Erdoğan, aynõ yönte- mi referandum mitinglerinde de uy- guluyor. Erdoğan’õn gittiği kentlerde belediyeler hem kendi araçlarõyla hem de özel minibüslerle alanlara in- san taşõyor. Kentleri donatan billbo- ardlar, önceki anlaşmalar hiçe sayõla- rak AKP’ye ayrõlõyor. CHP’nin miting afişi asmak için istediği itfaiye araç- larõ bile verilmiyor. Referandum kampanyasõnõ geçen hafta Bingöl’den başlatan Erdoğan, miting yaptõğõ hemen her ilde bir de açõlõş törenine katõldõ. Referandum ve seçim kampanyalarõ için devletin uçak, helikopter ve otobüslerini kul- lanamayan Erdoğan, bu sorunu aşmak için her programõna resmi açõlõş töre- ni ekledi. Bu sayede Başbakan gide- ceği ile kadar ANA uçağõnõ, bu ilden geçiş yaptõğõ diğer il ve ilçeler için de helikopteri kullandõ. Erdoğan, yal- nõzca miting alanlarõna giderken AKP’nin üzeri “evet” sloganlarõyla giydirilmiş otobüsünü kullandõ. Böy- lece AKP için referandum mitingle- rinin maliyeti en alt düzeye çekildi. Başbakan’õn katõldõğõ mitinglerden bazõlarõ ve bunlardan kamuoyuna yansõmayan noktalar şöyle: 1 yıllık hastaneyi yeniden açtı Bingöl: Referandum kampanyasõnõ Bingöl’den başlatan Erdoğan, ANA uçağõyla Elazõğ’a indi, buradan da he- likopterle Bingöl’e geçti. Burada mi- ting düzenleyen Erdoğan, ayrõca Ka- dõn Doğum ve Çocuk Hastanesi ile Sevgi Evleri’nin ortak açõlõşõnõ yaptõ. Oysa, Kadõn Doğum Hastanesi’nin yaklaşõk 11 Şubat 2010’da yani, 5.5 ay önce faaliyete başlamõştõ. Sevgi Ev- leri’nin aynõ şekilde bundan aylar önce hizmet vermeye başladõğõ orta- ya çõktõ. Erdoğan’õn mitingi için Di- yarbakõr, Batman, Muş ve Elazõğ ile tüm yakõn ilçelerden minibüslerle in- san taşõndõ. CHP İl Başkanõ Sema Kaygılar, tüm çabalara karşõn Erdo- ğan’õn mitingin yapõldõğõ kavşağõ dol- duramadõğõnõ belirtti. Adıyaman: Başbakan Erdoğan bu kente de ANA uçağõyla gitti. Erdoğan, Adõyaman’da düzenlenen mitingin ardõndan kentte hizmete giren 11 okulun toplu açõlõşõnõ gerçekleştirdi. Kentte ilçe belediyelerinin resmi mi- nibüsleri ile miting alanõna insan ta- şõndõ. Adõyaman kent merkezinde billboardlarõn neredeyse tümü AKP’ye ayrõldõ. Daha önce ihalesi yapõlan ve başka şirketlere kiralanan billbordla- rõn anlaşmalara aykõrõ olarak AKP af- işleriyle donatõlmasõ reklam verenlerle reklam şirketlerini karşõ karşõya getirdi. CHP Adõyaman İl Başkanõ Ali Mu- rat Bilgiç, “Ben Sayın Kılıçdaroğlu buraya gelmeden önce iki direk arasına ‘Hoş geldiniz’ yazısı asmak için belediyeye başvurarak itfaiye aracı istedim. Ancak direklerin eği- leceği bahanesiyle bize araç ver- mediler. Şimdi bütün direklerde Başbakan afişi asılı” dedi. Malatya: Erdoğan’õn mitingi için Adõyaman’da olduğu gibi toplama kalabalõklar oluşturuldu. Başta Şanlõ- urfa, Elazõğ, Elbistan olmak üzere ci- var kent ve ilçelerden belediye oto- büsleriyle yolcu taşõndõ. AKP ile CHP arasõndaki billboard tartõşmasõ Malat- ya’da da yaşandõ. Kõlõçdaroğlu’nun zi- yareti öncesinde billboardlarõ kiralamak için başvuruda bulunan CHP teşkila- tõna yalnõzca 5 billboard verildi. Elazığ: Erdoğan Elazõğ miting programõnõn arasõna da Adliye Sara- yõ açõlõşõnõ sõkõştõrdõ. Tüm kentlerde ol- duğu gibi burada da belediyeler miting alanõnõ doldurmak için seferber oldu. Başbakan’õn kentten umduğunu bu- lamadõğõnõ belirten CHP İl Başkanõ İb- rahim Ethem Gülbay, “Belediye başkanı bastırmasına rağmen, tam bir fiyasko oldu. Burada ekonomi çok kötü. Burada yurttaşın tek der- di geçim” diye konuştu. Referandum kampanyasõ için devletin uçak, helikopter ve otobüslerini kullanamayan Erdoğan, bu sorunu aşmak için her programõna resmi açõlõş töreni ekledi. Bu sayede AKP propaganda için devletin tüm olanaklarõnõ seferber ederken, CHP AKP’li belediyelerin engellerini aşmaya çalõşõyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, TSK İç Hizmetler Yasasõ’nõn 35. maddesiyle ilgili olarak yasa önerisi vermeye hazõrlanõrken AKP, bu konuda karar ver- mek için CHP’nin önerisini bekleme kararõ aldõ. Başbakan Yar- dõmcõsõ Cemil Çiçek, NTV’de yaptõğõ açõklama- da, 35. madde tar- tõşmalarõyla ilgili olarak “CHP gündem değiştir- mek için bu maddeyi getirdi. Daha evvel geçici 15. maddeyi getirmişti. Biz o mad- deyi anayasa değişikliğine alınca bu kez ‘ha- yõr’ dedi... CHP bu konuda iyi bir sınav ver- medi. Önce teklifi bir görelim hele ona göre ba- kalım” dedi. AKP Grup Başkanvekili Bekir Boz- dağ da, “CHP’nin somut adımını görelim, TBMM olağanüstü toplantıya çağrılarak bir düzenleme yoluna mı gidilir, yoksa halkoyla- masından sonraya mı bırakılır onun değer- lendirmesini yaparız” diye konuştu. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanõ Burhan Kuzu ise “Bu madde darbe açısından dayanak olarak kullanılamaz. Kaldırsan da darbe ola- bilir. Yetki gece saat 03.00’ten sonra kullanı- lıyor, milleti uyuttuktan sonra yapılıyor” de- di. CHP’nin teklifinin acelesinin olmadõğõnõ, TBMM açõlõnca görüşülebileceğine işaret eden Kuzu, “Acelesi yok. Ona dayanarak bu ara darbe olacak değil” diye konuştu. ‘Halk AKP’ye ‘Hayır’ demeli’ OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Al- manya’daki Türk sosyal demokratlarõn çatõ örgütü Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) de 12 Eylül’de sandõğa gideceklere “Oyuna gelmeyin” çağ- rõsõnda bulundu. HDF Ge- nel Başkanõ Ahmet İyi- dirli, “AKP, 12 Eylül Anayasası’nı değiştire- ceğim diyor, ama aslın- da anayasadaki 12 Eylül felsefesini kendisi için derinleştirmeye çalışı- yor” dedi. AKP’nin kendi anaya- sasõnõ Türkiye’ye dayattõ- ğõnõnõ belirten İyidirli, şu açõklamalarda bulundu: “AKP, 12 Eylül Anaya- sası’nı değiştireceğim derken anayasadaki 12 Eylül felsefesini kendisi için derinleştirmeye çalı- şıyor. 12 Eylül’ün izinden giden AKP iktidarı za- ten olağanüstü yetkilerle donatılmış olan Cum- hurbaşkanı’na yeni yet- kiler vererek başta Ana- yasa Mahkemesi olmak üzere yüksek yargıyı tü- müyle kontrol altına al- mak istiyor. 12 Eylül Anayasası ne kadar de- mokratikse AKP’nin yüksek yargı konusunda yapmak istediği de o ka- dar demokratiktir.” Türkiye’de demokratik, laik sosyal hukuk devleti- ni vatandaş merkezli ta- nõmlayan, özgürlükleri ge- nişleten, anayasal kurum- larõn şeffaf ve verimli iş- letildiği bir anayasaya ge- reksinim olduğunu söyle- yen İyidirli, “Ancak AKP sadece kendi iktidarını pekiştiren anayasa deği- şiklikleriyle ilgilenmek- tedir. Bu gerçeğin üzeri- ni artık yandaş medya da kapatamaz, yağdanlık- lar da... Bu nedenle refe- randumda AKP’ye de hayır, AKP Anayasası’na da hayır” diye konuştu. ‘Toplum kararımızı alkışlıyor’ Hüseyin Çelik’in mahalle baskõsõ iddialarõna yanõt veren DİSK Başkanõ Çelebi, “Türkiye’nin en özgür insanlarõ solculardõr, sosyalistlerdir, sosyal demokratlardõr. Bu insanlar baskõ altõnda, tehdit, şantaj altõnda kalmadan mücadelelerini her yerde, her aşamada savunmuş insanlardõr” dedi. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - DİSK Başkanõ Süleyman Çele- bi, kendisine “Çelebi, mahalle baskısı olmasa bu referanduma evet der” eleştirisinde bulu- nan AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çe- lik’e, “Mahalle baskısı bizim defterimizde yaz- maz. Onlar bunu kendi defterlerinde, kendi yan- daşlarında arasınlar” yanõtõnõ verdi. Çelebi, top- lumun büyük bir bölü- münün ve üyelerinin DİSK’in “hayır” kararõ- nõ alkõşladõğõnõ vurguladõ. Hüseyin Çelik, geçen günlerde bir televizyon kanalõnda yaptõğõ açõkla- mada DİSK Başkanõ Çe- lebi’nin “mahalle baskı- sı” nedeniyle referandum konusunda “hayır” de- diğini savunmuştu. Soru- larõmõzõ yanõtlayan DİSK Başkanõ Çelebi, “mahal- le baskısını” AKP’nin yaptõğõna işaret ederek “Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye’nin en öz- gür insanları solculardır, sosyalistlerdir, sosyal de- mokratlardır. Bu insan- lar baskı altında, teh- dit, şantaj altında kal- madan mücadelelerini her yerde, her aşamada savunmuş insanlardır. Bu ülkenin solcularına gösterilebilecek en çirkin yaklaşım bu olabilir” dedi. “Mahalle baskısı- nı” AKP’nin nasõl uygu- ladõğõnõ görmek için ikti- dar partisinin mitinglerine bakmak gerektiğini dile getiren Çelebi, Başba- kan’õn açõklamalarõna dik- kat çekti. “Bari yasayı şöyle çıkarsalardı: Re- feranduma gidilince, ‘evet’ haricinde oy kul- lanmak yasaktır diye!” açõklamasõnõ yapan Çe- lebi, şöyle devam etti: “Çünkü ‘hayõr’ diyen- ler ya darbeci ya Erge- nekoncu, ya PKK’li ya- hut da çeteci olarak gös- teriliyor. Bunun ne ka- dar despot bir yaklaşım olduğunu, altını çizerek bir kez daha söylüyo- rum. Biz zor koşullarda bırakın mahalle baskı- larını, döneklik yapma- dık, hapishane koşulla- rında, idamla yagılanır- ken yapmadık. Bizim önümüze tercihler koy- dular. Bunlardan bir ta- nesi tahliyeydi, bir tanesi idamdı. Biz idamı tercih ettik.” “Mahalle baskısı bi- zim defterimizde yaz- maz” diyen Çelebi, “On- lar bunu kendi defterle- rinde, kendi yandaşla- rında arasınlar” görü- şünü kaydetti. Süleyman Çelebi, “ha- yır” kararõnõn ardõndan ne tür tepkiler aldõklarõna ilişkin sorumuz üzerine de şunlarõ söyledi: “Bütün kalbimle söy- lüyorum. Toplumda, üyelerimiz arasında ver- diğimiz karar alkışlanı- yor. Örgütümüz verdi- ğimiz kararın arkasında duruyor. Halkın arasına giren bir insanım. Şu anda da Sinop’tayım. Büyük bir sempati ile bakıyorlar. Bizi büyük bir duyarlılık içerisin- de, sorumluluk içerisin- de görüyorlar.” AKP, 35. madde için beklemede ÇELEBİ’DENBAKANÇELİK’EYANITHDF DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Ateş Kırkı Aşınca, Akıl Baştan Kaçınca Merhaba sevgili okurlar; geçen haftayı hemen hemen tümüyle ayrı geçirdik. Ciddi bir enfeksiyon yüzünden ikinci kez hastaneye düştüm. Telefon ettiğim doktor, ateşim 38’e varırsa, hemen hastaneye gitmemi söyledi. Konuşmanın üzerinden iki saat de geçmedi ki, ateş önce 38’i aştı, ben hazırlanırken 39’a dayandı. Mine de evdeydi, onun yardımıyla zar zor toparlandım. Bulup buluşturduğum kitapları ilgili ilgisiz, (Onat Kutlar’ın İshak’ı, Cihat Burak’ın Zenci Kalınız’ı Stephan Zweig’in Geleceğin Tarihi, Cogito’nun bir sayısı: Dünya Gözüyle Futbol. Francis Sotonorz Saunders’in yazdığı Ülker İnce’nin dilimize kazandırdığı CIA’nın 2. Dünya Savaşı ertesinde, kimi sanatçılara nasıl parayı verip düdüğü çaldırdığını anlatan ibret dolu kitabı Parayı Verdi Düdüğü Çaldı bir araya toplayıp dolduruyorum çantaya, Mine’nin itirazlarına da kesin yanıt veriyorum: - Orada vakit çok, okuyacağım hepsini! Sonra günlük gazeteleri toplayıp, Altan Öymen gibi koltuğumun altına sıkıştırdım ve de dizüstü bilgisayarımı aldım. Hadi, dedim, gidelim. Mine yine sordu: - Bunları ne yapacaksın? Bu da sorulur mu gibilerden istihfafla süzdüm: - Oradan günlük yazımı yazıp, gazeteye geçeceğim. Koskoca hastanede bir sistem vardır. Yazmasam olmaz! Mine boş yere ısrarın bir şeye yaramayacağını, 50 yıllık tanışıklık ve 45 yıllık ortak yaşama rağmen öğrenmeyecek kadar inatçı ve dediğim dedik. Ben de aşağı kalmıyorum. Neyse ki, hastalığıma acıdığından, biraz da beni bir süredir fazla ciddiye almadığından, fazla uzatmıyor, çıkıyoruz yola. Hastanenin kapısına geliyoruz, hemen bir tekerlekli hasta sandalyesine oturtuyorlar beni. Neden oturttuklarını anlamıyorum. Ancak bir aynanın önünden geçerken, orada kendimi görünce, nasıl bir manzara arz ettiğimi anlıyorum ve kendi kendime diyorum ki: - Bundan böyle anlatmakta güçlük çekeceğim gerçeklerden biri de hâlâ delikanlı olduğum. Gerçi görünüşümden pek belli olmuyor ama, içime baksın salaklar! Bunları söylerken sandalyenin üstünde, kucağımda, içi dışı birbirine girmiş bir sürü günlük gazete, sapını, bileğine bir de, “dikkat düşebilir hasta” uyarısı yazılı bir etiket taktıkları sağ elimle tutuğum dizüstü bilgisayarla öyle duruyorum, herkes bize bakıyor, o sırada ateş 39’u geçmiş, ben yazıyı düşünüyorum. Bir yazacağım her şey anlaşılacak. Her şey öylesine açık ki... Bilmem sayıklıyor muyum da... Neyse bu minval üzerine odaya girdik, prizlere baktım, hemşireye sordum, “Bağlantı var mı” diye, olduğunu söyledi. Onları şöyle bir kenara koydum, “İki dakika uzanıp dinleneyim de sonra başlarım” dedim, haber kanallarını da açtım. Olayların içinde gibiyim, televizyon anlatıyor bir yandan, bir yandan her şey gözümün önünde oluyor. Sınırdan, bayram edercesine eski teröristler giriyor, savcılar, yargıçlar, bakanlar, memurlar tarafından, büyük törenlerdeki seyyar standlar gibi, kondurulmuş olan seyyar mahkemelerde, karşılanıyorlar. Tuhaf bir manzara. Bu görüntü karşısında, terörle mücadele eden komutanlar, sinmişler bir köşeye, kendilerini göstermemeye çalışarak, olayı izliyor. Biraz uzakta bir dağda bir maral türkü çığırıyor. - Aman Avcı vurma beni. Onun da biraz ötesinde dahililerini giymiş bir komutan savcıya sesleniyor: - Aman Savcı tutma beni! Avcı tetiği çekiyor, maral düşüyor, savcı talebi yapıyor, general tutuklanıyor. - Ne yapıyorsunuz yahu, diyorum. Hukuk savunucusu! İtiraz dinlemez tonda suratıma bağırıyor: - Görmüyor musun kaçak o! - Ne kaçağı yahu, görevi başında terörist kovalayan vatan nöbeti tutan adam kaçak mı olurmuş? Yuuuuh be! Yuuhh yuh da yuhh! Sıra Anıtkabir’e ne zaman gelecek? Sen gerçekte kimsin! Ne yapmak istiyorsun? Mine sarsıyor, dalmışım. - İki saattir uyuyorsun, bir de rüyanda ikide bir haykırıyorsun. Son ne bağırıyordun? - Farkında olmadan koluma soktukları dereceyi çıkarıp bakıyor ve kafasını sallıyor: - Ateşin kırkı geçmiş, ateş kırkı geçince böyle olur. Anlayışsızlığına kızıp yanıtlıyorum: - Ben olanları yazıyordum, onları gördüm. Bunun benim ateşimin kırkı geçmesiyle ilgisi yok. Hepsi bir bir oluyor, bende ateş kırkı geçtiği için değil, toplumda akıl baştan gittiği için oluyor! Sonrasını yine hatırlamıyorum... Her neyse, yeniden merhaba! asirmen@cumhuriyet.com.tr DOÇ. KORKUT KANADOĞLU: AKP’nin niyeti yargıya egemen olmak İstanbul Haber Servisi - KOOP-C tarafõndan dü- zenlenen “Anayasa referandumu-Hukukun ge- leceği ve Tutuklamalar” başlõklõ toplantõ, önceki gün Silivri ilçesinin Çantaköy beldesi Cumhuriyet Mahallesi İlhan Selçuk Kõrevi’nde gerçekleştirildi. Gazetemiz yazarõ ve Koop-C Başkanõ Erdal Ata- bek’in yönettiği toplantõnõn konuğu Anayasa hu- kukçusu Doç. Dr. Korkut Kanadoğlu, “Anayasa Mahkemesi siyasal iktidarın egemen olacağı bir yeni yapılanmaya götürülmektedir. HSYK gibi önemli bir kuruluş da özerkliğinden uzak- laştırılmaktadır. Bu nedenle referandumda ‘ha- yõr’ oyu verilmesi hukukun ve ülkenin geleceği için yaşamsal önem taşımaktadır” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle