19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 27 TEMMUZ 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B Bu sözler ünlü bir işadamı olan Zühtü Şenyuva’ya ait. İş ve sosyal hayatına dair başlığı bu cümle olan kitabını okuyunca iş hayatına atılmak isteyen gençlere verdiği öğütleri sizlerle paylaşmadan edemedim. İş hayatına İzmir halinden aldığı 35 küfe üzümü Türkiye’nin yegâne gemisi olan Tırhan Vapuru ile binbir zorlukla ve cebinde 5 lira varken İstanbul’a getirip perşembe pazarında 750 liraya satıp 350 lira kazanan ve iş hayatının çileli merdiven basamaklarını birer birer tırmanan Zühtü Şenyuva, iş hayatında en önemli şartların dürüstlük, çok çalışmak, kazanç ne olursa olsun Allah’a şükretmek ve güvenilir olmak şeklinde sıralıyor. Küçücük bir oda ve tuvaletten ibaret bir evde sürdürülen yaşam içinde Ankara Hamamönü’nde başlayan manavlık, belediye memurluğu, yumurta ticaretinden sonra gayrimenkul işleri, kamyon lastik işi, otomobil yedek parça satışı, traktör ve Volvo acenteliği, kereste ve kablo fabrikası, Şişli Beytem Plaza inşaatı, Banat diş fırçalarının sahipliği şeklinde süren zorlu ama çok başarılı bir iş hayatı. Yoksulluktan varlık sahibi olmanın öyküsü. 2. Dünya Savaşı’nı yaşamış, Milli Koruma Kanunu uygulanmasına şahit olmuş, 60 devrimi ve sonrasındaki tüm siyasi hayatı görmüş, Atatürk döneminin genci Zühtü Şenyuva gençlere çocuklarım diyerek bakın nasıl öğüt veriyor: “Değerli çocuklarım, sizlere çocuklarım diyorum, çünkü ben 86 yaşındayım ve bu ülkenin geleceği olan sizin gibi pırıl pırıl gençlerin hepsini kendi öz çocuklarım olarak görüyorum... Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve devrimlerine kadar geçen süre içindeki olayları ve gelişmeleri anlatan Nutuk, ulusal tarihimizin anıt kaynağıdır. Atatürk’ün kendi sözleri olan bu Nutuk’u tekrar tekrar okumanızı yararlı görüyorum. Ben Atatürkçü bir vatandaşım. Atatürk’ü muhtelif zamanlarda gördüm. Çok vakur, keskin bakışlı ve kimseye benzemeyen bir asaleti ve yürüyüşü vardı… Bizler bugün hepimiz eşit muamele görüp, özgür yaşayabiliyorsak, bu, ulu önder Atatürk’ün, arkadaşlarının ve unutulmaz şehit ve gazilerimizin sayesindedir. Bu bakımdan Cumhuriyetimize sıkı sıkıya bağlı kalıp onun değerini bilelim ve ulu önder Atatürk’ün şu sözlerini aklımızdan çıkartmayalım, yaşamımıza ilke edinelim: ‘Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını itiyat haline getiren milletler, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklallerini kaybetmeye mahkûmdur.’ Gençlerimiz ya hurafeler içinde sürüklenmekte ya da birtakım değersiz kavramların veya yabancı kültürlerin rüzgârına kapılarak benliğimizden bütünüyle kopartılmaktadır. Türk ulusunun geleceği olan siz gençleri bu durumdan kurtaracak tek yol Allah’ın canlılar içerisinde tek insanoğluna verdiği akıldır. Aklınızı iyiye, doğruya ve güzele kullanın. Çalışıp mücadele ederken annenize, babanıza, öğretmeninize ve çevrenizdeki insanlara saygınızı koruyun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in ‘Bir saatlik çalışma kırk günlük ibadete bedeldir’ sözünden yola çıkarak, çalışkanlıktan, dürüstlükten, saygıdan, sevgiden ödün vermeyin. Allah’ın vermiş olduğu aklı iyi ve doğru kullandığınızda asla ümitsizliğe kapılmayın. Bu konuda, benim yaşamımı örnek alabilirsiniz. Yoksul, memur bir ailenin çocuğuydum. Geçim sıkıntısı çekiyorduk. Sekiz yaşından beri seyyar satıcılık, kunduracı çıraklığı, işportacılık yaparak ailemizin geçimine yardımcı oldum. 1941 yılında iş hayatına atıldım. Bunları yaparken asla yasadışı bir iş yapmadım. Sabır ve azimle zamanımı değerlendirdim… Yıllarca kuru simit, peynir ve domatesle karnımı doyurdum. Ama sabırlı oldum, çalışmadan yılmadım.” Yoksulluktan büyük varlığa sahip olmuş bir işadamı düşünün; Atatürk devrimlerine sıkı sıkıya bağlı, inançlı ama hurafelerden uzak, çalışmayı ve dürüstlüğü her şeyin önüne koymuş. Böyle bir kişinin öğütlerinde bugün yaşananların ülkemize layık bir durum olmadığını görmek ne acı... Ama inanıyoruz, Zühtü Şenyuva’nın güvendiği gençler, Atatürk’ün bize servet olarak bıraktığı bu ülkeyi büyük bir hünerle koruyacak, kollayacak ve yüksek medeniyete taşıyacaktır... Sabırla ve çok çalışarak... Hüner Servete Sahip Olmak Değil, Ona Layık Olmaktır! M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Doğrudan İktidar Sorumlu [email protected] Nasıl ki 12 Eylül sürecinin çok ağır insan hakları ihlallerinden, hukukun ayaklar altına alınması, ağırlıklı solun silindir gibi ezilmesinden birinci dereceden sorumlu 12 Eylül darbe yönetimiyse; günümüz ağır insan hakları ihlalleri, hukukun işlememesinden AKP iktidarı doğrudan sorumludur... Erdoğan hükümetinin temsilcilerinin işlerine geldiğinde “Ortada bağımsız yargı kararı var” demeleri, bir adım ileri “siyasetçi olarak tutukluluğun cezalandırma niteliği kazanmış olmasını onaylamadıklarını” söylemeleri ile ne aklanma, ne de doğrudan sorumluluktan kurtulma şansları var... Özel yetkilerle donatılmış 4 yargıç kararı ile Balyoz iddianamesi kapsamında, 5 ay sonra yargılanmak üzere verilmiş 102 sanık hakkındaki tutuklama kararları, YAŞ kararları öncesi her rütbeden komutanın terfi haklarının ellerinden alınması bağlantılı, çok sayıda komutanın zincirleme ağır hak kayıplarına yol açar içerikte. Beklenen terfilerinin kaybedilmesi, en hafifi ile emekliye sevk edilmeden görev sürelerinin uzatılması.. türünden olasılıklar, ilerde masumiyetleri kanıtlansa da doğacak hak kayıplarının giderilememesi içerikli. Özel yargının, yetkili kılınmış 4 özel yargıç eliyle 3370 sayfalık esas iddianame, 70 bin sayfalık ek klasörler, yüzlerce sanığı kapsayan bir dev iddianamede, ortada zorunlu, fiili durumlardan söz açılsa da, hukuk ve adaletin önünü açmayan Erdoğan hükümetleri siyaseten olduğu kadar görevi kötüye kullanmadan da sorumlu konumdalar... Kaldı ki Erdoğan hükümetleri tek başına infaza dönüşmüş Balyoz operasyonu kapsamındaki insan hakları ihlallerinden sorumlu değiller. Ergenekon davaları kapsamındaki ağır insan hakları ihlalleri, hukukun çiğnenmesi suçları ile de iş bitmiyor, hukukun işletilmesine yönelik iktidarın görevlerini yerine getirmediği, gerekenleri yapmadığı çok fazla, mağdurları sadece siyasi bir cepheden olmayan on binlerce, hatta yüz binlerce sivil vatandaş da var... İnsan hakları, demokrasi, hukukun savunulması, adaletin işletilmesi öyle yandaş mağduriyetinde bağırılan, karşıtlarda görmezlikten gelinecek bir durum değildir. AKP liderlik kadroları, yandaşları istedikleri kadar “insan hakları, demokrasi, hukuk” sözcüklerini ağızlarından düşürmesinler... Yakın tarihte savunuyor göründükleri bu haklar, kavramları ayaklar altına alma suçundan hesap verme konumuda olacaklar. Demokrasimiz hesap sorabilecek gelişmeleri kolay kolay kaydedemese de, toplumumuz çok ağır bir cepheleşme içinde tam tersi önyargılar edinmiş olsa da, ihlallerin kanıtları çoktan yok edilemeyecek belgeler içeriğini kazanmış, insan hakları, demokrasi, hukuku ihlal suçlarının kabarık dosyaları oluşmuştur. Erdoğan iktidarı referandumu ne pahasına olursa olsun kazanmak uğruna başarılı bir siyasi şov olarak gündeme getirmiş olsa bile, 12 Eylül suçlarını işleten darbecilerden bugün hukuken hesap sorabilecek konumda olmamamız, en önemlisi AKP iktidarının bu türden bir niyetinin olmaması; nasıl ki 12 Eylül darbecilerinin ağır suçlarını ortadan kaldıramıyorsa.. AKP’nin 12 Eylül’den hesap sorma şovu gösteriden öte bir içerik kazanamıyor olmasının ötesinde.. 12 Eylül’den hesap sorma şovu, AKP iktidarının kendi insan hakları, demokrasi, hukuku çiğneme suçlarını ortadan kaldırmıyor, makyajlama, vitrinle saklamanın ötesinde hafifletmiyor. Kitleler kafa karmaşası, çoğunluğu ile ele geçirilmiş medya güdülemesi, dış çıkar odaklarının da desteğinde çok ağır bir baskı altında tutuluyorsa da, olup bitenlerin bütününden kamuoyuna yansımaları önlenemeyenler, giderek daha sağlıklı bir sorgulamayı gündeme taşıyor... Kişisel kanım, Çağdaş Yaşam, bir kez daha saygı ve sevgi ile anmak istediğim Prof. Türkan Saylan’ın başına gelenler, kitleler için sorgulamanın başlamasında anlamlı bir adımdı. İktidar adına kastı aşan gelişme, Balyoz operasyonu çerçevesinde yaşananlar olabilir. En yandaşlardan bile birazcık aklını kullanacaklar, vicdanları ile sorgulayacaklar için çok fazla hak-adalet duygusunu yaralayan gelişmeler, boyutlar var... Askeri darbecilere karşı cephe oluşturma, Erdoğan iktidarının referandum için odak yaptığı çerçeve dış medya yönlendiricileri için ne kadar parlak, çekici görünse de, ülkemiz gerçeğinde siyasal İslamcılığın ılımlısı da olsa, din-cemaat kimliği üzerinden siyaset yapmış bir iktidar için, o ölçeklerde, insan hakları, hukuk, adaleti umursamayan, intikamcı, toptancı karşıtlarını, düşünceyi cezalandırmayı da hedef almış bir iktidar yargısını pekiştiriyor. Ortada gerçekten demokrasiye aykırı işletilen bir sivil darbe hukuku düzeni varsa, askeri darbelerden de daha tehlikeli bir sivil darbe olgusu var demektir. Olup bitenler askeri darbe suçlularının cezalandırılmalarının ötesinde, askeri darbecilerden hesap sorma adı altında, laiklik ile Cumhuriyeti savunanları hedef almış, demokrasiyi araç olarak kullanan bir sivil darbeci iktidar yargısını pekiştiriyorsa vay bize... 1.5 milyon küçük işletme vergi ve prim borçlarõna yapõlandõrma beklerken vergi daireleri takip başlattõ Ekonomi Servisi - İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odalarõ Birliği Başkanõ Faik Yılmaz, Türkiye’de 1.5 milyo- na yakõn esnaf-sanatkârõn vergi ve SGK prim borçlarõna yeniden yapõ- landõrma beklerken özellikle İstan- bul’da vergi dairelerinin borçlara ta- kip başlattõğõnõ söyledi. Yõlmaz, borç- lar için yeniden yapõlandõrma istedi. İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Oda- larõ Birliği (İSTESOB) Başkanõ Yõl- maz, ekonomik krizin zora soktuğu es- naf-sanatkârõn, vergi dairelerinin ta- kibi ile tam bir bunalõmla karşõ kar- şõya kaldõğõnõ öne sürdü. “Yapılma- sı gereken, en az 24 ay vadeli ve sı- fır faiz uygulanarak vergi ve prim borçlarının taksitlendirilmesidir” diyen Yõlmaz, esnafõn karşõ karşõya ol- duğu tabloyu şöyle özetledi:  Ana borca uygulanan yüksek fa- izden dolayõ 5-10 kat büyüyen borç- lar ödemeyi zorlaştõrmaktadõr. Şu ana kadar birikmiş borç, enflasyon oranõnda yeniden değerlendirmeye tabi tutularak indirilirse yeniden ya- põlandõrmadan sonuç alõnabilecektir.  Esnafõn 3’te 2’sinin vergi ve prim borcu var. SGK’de bu durum daha da kritik hale geldi. İşveren pri- minin 5 puanlõk kõsmõnõn Hazine ta- rafõndan karşõlanmasõ teşvikinden esnaf kesimi yararlanamõyor. Piya- sanõn düzelmesi durumunda istih- dam da artacaktõr. Herkes ekono- minin bir an evvel düzelmesini bekliyor. Zor durumda olan esnaf için gerekli mikro reformlar yapõl- dõğõnda, istihdam artõşõna fayda sağlayacaktõr.  Enflasyon yõllõk yüzde 7 dü- zeyindeyken aylõk yüzde 3 gecikme cezasõ alõrsanõz her zaman yeniden yapõlandõrma yapmak zorunda ka- lõrsõnõz. Bunun olmamasõ için prim- lerin ve gecikme zammõ ile gecik- me cezasõ oranlarõnõn makul sevi- yelere düşürülmesi gerekir. HER 10 ÇİFTÇİDEN 9’U BORÇLU, 3’Ü İCRADA BARIŞ YAMAN KONYA - Hububat Üreticileri Sen- dikasõ (Hububat-Sen), Konya’da çift- çinin ekonomik olarak iflasõn eşiğine geldiğini belirterek, her 10 çiftçiden 9’unun borçlu, 3’ünün icra takibinde, 1’inin ise hapiste olduğunu açõkladõ. Türkiye Çiftçi Sendikalarõ Konfe- derasyonu’na bağlõ Hububat-Sen Kon- ya Şube Başkanõ Ahmet İnci, çiftçilerin her sene artan oranlarda tarõmõ terk et- meye başladõğõnõ belirterek tarõmda ÖTV ve KDV’nin kaldõrõlmasõ gerek- tiğini söyledi. İnci, çiftçinin ihtiyaç duy- duğu krediyi kõsa vadede ödemesinin imkânsõz olduğunu kaydederek, tarõm sektöründe çalõşanlarõn geldiği nokta- yõ şöyle özetledi: “Her 10 çiftçiden 9’u borçlu, 3’ü icra takibinde, 1’i ise ha- pistedir. Özellikle Konya, Çanakkale ve Manisa’da çiftçiler zor durum- dadır. Çiftçinin istediği, mazot, güb- re, tohum, ilaç ve enerji fiyatlarının aşağıya çekilmesi kaçınılmazdır.” Konya’da 2009 yõlõ hasat dönemin- de 11 milyon dekar alanda 4 milyon ton hububat hasat edildiğini, 2010 yõlõnda ise bu rakamõn 3.5 milyon tona düştü- ğünü kaydeden İnci, “Rekolte, sarı pas hastalığı ve fareler nedeniyle 500 bin ton düşmüştür. Kalite de öyle. Çift- çinin iflastan kurtulması ve hapse girmemesi imkânsızdır. Buğday ta- ban fiyatları da yüzümüzü güldür- memiştir” dedi. Her sene artan oranlarda çiftçinin ta- rõmõ terk etmeye başladõğõnõ ve bu gi- dişle hayvancõlõğõn ardõndan tarõmõn da kara günler yaşayacağõnõ ifade eden İn- ci, “2007’de Türkiye genelinde 640 bin çiftçi tarımı terk etmiştir. Özel- leştirilen elektrik şirketi ile beraber daha önce hasat, sonrasında tahsil edilen faturalar her ay üreticiden tahsil ediliyor. Bu uy- gulamaya derhal son verilmeli, eskiden ol- duğu gibi hasat son- rası alınmalıdır” diye konuştu. Milyarderlerin Manhattan tutkusu Vergi, aracõn kasko sigortasõ değerinin yüzde 5’ini aşõyorsa, bir alt tarifeden ödenebiliyor MTV indirimini unutmayın NEW YORK (ANKA) - Enerji, teks- til, turizm ve medya sektörlerinde ya- tõrõmlarõ bulunduran Ciner Gru- bu’nun sahibi Turgay Ciner, Man- hattan’da dünyaca ünlü The Plaza Hotel’de ikinci dairesini 10.7 milyon dolara satõn aldõ. Sabancõ Hol- ding’den ayrõlarak Sedes Holding’i kuran Demir Sabancõ da, Manhattan 64. Cadde’de dört katlõ bir binayõ 2.9 milyon dolara satõn aldõ. New York merkezli internet haber si- tesi www.turkavenue.com’un habe- rine göre Ciner’in yeni dairesi, daha önce satõn aldõğõ dairenin iki kat al- tõnda yer alõyor. Dünyanõn en zen- ginleri listesinde 937. sõrada yer alan Ciner, Habertürk gazetesi ve Tel- evizyonu’nun yanõ sõra New York Belediye Başkanõ Mike Bloom- berg’in sahibi olduğu Bloomberg TV’nin Türkiye haklarõ sahibi. Ci- ner’in servetinin 1 milyar dolar ci- varõnda olduğu tahmin ediliyor. New York Belediyesi kayõtlarõnda 3 yatak odalõ olarak yenilenen evin, 22 Ey- lül 2009’da satõş işleminin tamam- landõğõ görülüyor. Demir Sabancõ da Manhattan 64. Cad- de’de dört katlõ bir bina satõn aldõ. Ge- çen yõl Gratis markasõyla kişisel ba- kõm ve günlük tüketim ürünleri ma- ğazacõlõğõna giriş yapan Sabancõ’nõn Manhattan’daki yatõrõmõnõn satõş iş- lemleri Brown Harris Stevens ile Les- lie J. Garfield & Co., Inc emlak şir- ketlerince yapõldõ. New York Belediyesi kayõtlarõnda bi- nanõn 2008 sonu itibarõyla değerinin 2.9 milyon dolar olduğu bilgisine yer verilirken, yine aynõ kayõtlarda De- mir Sabancõ tarafõndan Temmuz 2009’da kurulan Sedesco, Inc şirke- tinin merkezi yeni alõnan bina olarak görülüyor. Vergi indiriminden en fazla 1801 cm3 motor hacmi üstünde ve 4-11 yaş aralõğõndaki araçlar yararlanabilecek. Tüketicinin form doldurmasõ gerekiyor. Ekonomi Servisi - Maliye Bakanlõ- ğõ’nõn Motorlu Taşõtlar Vergisi’nde in- dirimle ilgili düzenlemeyi dikkatler- den kaçõrdõğõnõ belirten Tüketiciler Bir- liği, indirimli MTV konusunda uyardõ. Tüketiciler Birliği Genel Başkan Ve- kili Avukat Hakan Tokbaş, son 5 yõl- da milyonlarca lira fazladan MTV ödendiğini tespit ettiklerini belirterek şu bilgileri verdi: MTV, aracõn o yõla ait kasko si- gortasõ değerinin yüzde 5’ini aşõyorsa, aynõ yaştaki taşõta isabet eden bir alt ta- rifeden ödenir. En fazla yararlanacak olan araçlar 1801 cm3 motor hacmi üstünde ve 4-11 yaş aralõğõndaki araçlar. Özellikle 1801- 2000 cm3 motor hacmine sahip, 6 - 9 ve 10 yaşõndaki araçlarõn çoğu uygulama- dan yararlanabilir. Araç sahibinin “MTV Tutarına Esas Olan Kasko Sigortası Değer Bildirim Formu”nu yetkili sigorta acentesine düzenlettirerek, vergi daire- sine, düzeltme dilekçesine eklemek su- retiyle müracaat etmesi gerekmektedir. Geriye dönük 5 yõllõk iade istenebilir. Örneğin, 1900 cm3 motor hacmi- ne sahip 4 yaşõnda (2007 model) bir ara- basõ olanlarõn 2010 MTV’si 1384 TL. Eğer aracõn kasko değeri 27.680 TL’den daha az ise aracõn kasko değerinin yüz- de 5’i ödenen MTV miktarõndan daha az demektir. Bu durumda MTV indi- rimli, yani 1384 TL yerine bir alt ka- demede bulunan 893 TL tutarõndaki MTV ödenmelidir. KAHRAMANMARAŞ (AA) - Kahramanmaraşlõ dondurma markasõ Mado, Uzakdoğu’ya 2 bin Mado Cafe açmayõ planlõyor. MADO Yönetim Kurulu Başkanõ Mehmet Kanbur, Uzakdoğu’ya açõlõm çalõşmalarõnõn 1.5 yõldõr devam ettiğini belirterek bu alanda Uzakdoğu’daki 5 ülkede faaliyet gösteren Dondurma Asya Pasifik adlõ bir şirketle protokol imzaladõklarõnõ söyledi. Kanbur, “İlk olarak 30 milyon dolarlık yatırım bütçesi ayırdık. Yıl sonuna kadar 10.5 yılda 154 Mado Cafe açmayı düşünüyoruz. Hedefimizse Uzakdoğu’da 2 bin Mado Cafe açmak. Başlangıçta Malezya, Endonezya, Singapur, Tayland, Hong Kong ve Güney Kore’de faaliyetlerimiz olacak. Nihai hedefimizse 11 ülke. O bölgede 500 milyon insan var, ama dondurma kültürü hiç gelişmemiş” dedi. Uzakdoğulularõn “baharat düşkünü” olduklarõna, bu nedenle baharatlõ dondurmalarla buradaki ülkelerin pazarlarõna gireceklerini anlatan Kanbur sözlerini şöyle sürdürdü: “O bölgede hava sıcaklığı her zaman aynı. Oralarda neredeyse kimse dondurma ile tanışmamış. Türk damak tadını oraya kaydırmak istiyoruz. İnsanlar Türkiye’ye güven içinde bakıyorlar.” Mado, Uzakdoğu’da 2 bin cafe açacak Plastikçi de değerlenen TL’den şikâyetçi Ekonomi Servisi - Türk Plastik Sanayicileri Araş- tõrma, Geliştirme ve Eğitim Vakfõ Başkanõ Selçuk Aksoy, aşõrõ değerli seyreden Türk Lirasõ’nõn, plastik sektörünün Avrupa’ya yönelik ihracatõna dar- be vurduğunu, yerli üreticileri sõkõntõya düşürerek ithalatõ yaygõnlaştõrdõğõnõ kaydetti. Aksoy, açõklamasõnda, kur sistemi yüzünden yer- li üreticilerin ithalat maliyetleri giderek azalan it- hal mamullerle yurtiçinde rekabet edemez hale gel- diklerini ifade ederek “İthalatı ucuzlatan ve ih- racatı pahalılaştıran bu durum yerli üretimi bi- tiriyor. Ilımlı döviz kuru uygulansın” dedi. Kur sisteminin ithalat ağõrlõklõ girdilerle sanayi- ciler için avantaj olarak göründüğünü ancak ciddi kayõplara yol açtõğõnõ kaydeden Aksoy, ABD Do- larõ endeksli maliyetleri olan plastikçilerin özellikle Avro/dolar ve pound/dolar çapraz kurlarõndaki paritelerin dolarõn değerlenmesine bağlõ gelişme- sinden dolayõ kayõplarõnõn olduğunu açõkladõ. İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odalarõ Birliği Başkanõ Yõlmaz, hazirandan beri borçlara yapõlandõrma beklediklerini, buna karşõlõk özellikle İstanbul’da vergi dairelerince borçlara takip başlatõldõğõnõ bildirdi. Esnaf ve sanatkârõn borç bunalõmõnda olduğunu belirten Faik Yõlmaz, Ankara’ya yapõlandõrma çağrõsõ yaptõ. Mado’yu dünya markası yapmayı hedeflediklerini söyle- yen Kanbur, bir yıl içinde Malezya ve Endonezya’da dondurma üre- tim tesisleri kuracaklarını dile getirdi. Maliye esnafõn ensesinde CİNER VE SABANCI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle