25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2010 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Türkiye - ABD İlişkileri Dünya’daki üretimin ve ticaretin çok büyük bölümünü elinde tutan G20 ülkelerinin Toronto toplantısında çoğunluk ekonomik sorunlara odaklanmıştı. Tabii ki bu ekonomik kaygılar Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyordu. Türkiye gibi, sürekli cari açık veren ve gelen sıcak parayla ayakta duran bir ülkenin, “Benim durumum şimdilik iyi, bana ne küresel krizden” diyecek hali yoktu. Türkiye de ekonomik kaygılara bigâne kalamazdı. Ama Recep Bey’in Toronto gezisinin baş motifi yine de, odağında ekonomik konuların değil, Türk- Amerikan ilişkilerinin yer aldığı Obama ile görüşmeydi. Herkes biliyor ki Batı, özellikle de ABD Türkiye ile ilişkilerinden fevkalade rahatsız. Washington, Tayyip Bey’in, niyetlerinden ciddi olarak kaygı duymakta, Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin Batı ülkeleri ile ittifakına ve “Batı değerlerine!” bağlılığından kuşkuya düşmüş bulunmaktadır. Tayyip Bey’in Hamas odaklı, iç tüketim amaçlı Hamasi Filistin politikası, İran’ın nükleer amaçları karşısında, müttefiklerinden ayrılan tutumuyla üst üste gelince ve de bunlar anti İsrail sözler ve girişimlerin ışığında incelenmeye başlanınca, Washington’un Ankara’ya bakışında önemli kuşkular doğması, onlar açısından kaçınılmazdı. AKP yönetimindeki Türkiye’nin “Batı değer!”lerine bağlılığı konusunun üzerinde biraz duralım. Eğer bu deyimden amaç, çoğulcu, gelişmiş, insan haklarında saygıda kusur etmeyen bir demokrasi ise bu noktada iki itirazda bulunmak mümkündür. Her ne kadar, artık evrenselleşmiş olan bu değerlerin kökeni Batı da olsa, günümüzde bunları salt Batılı değerler olarak nitelemek, artık modası geçmiş ve durumu yansıtmayan bir davranıştır. Kaldı ki, AKP işbaşına geldiği andan itibaren bir an bile bu değerler ile bağdaşan bir tavır sergilememiştir. Yani bu alanda ilk günkü tavır ne idi ise şimdiki de odur, tek farkla ki, şu anda niyetleri gizleme konusunda eskisi kadar dikkatli davranma gereği duyulmamakta ya da duyuluyorsa bile başarılı olunamamaktadır. Yok eğer “Batı değerleri”nden amaç ABD, NATO ve AB’nin doğrultusunda politikalar gütmek, çizilen rotanın dışına çıkmamak ise o konuda, bütün bu çevreler tarafından ayağının altına kırmızı halılar serilerek iktidara getirilen Tayyip Bey’in hiç değilse geçmişte çok dikkatli olduğunu görmezden gelemeyiz. O zaman bu günkü ikircikli tavrı nasıl açıklayabileceğiz ? Olayın nedenini dünya dengelerinde, dış politik nedenlerde nafile aramanın anlamı yok. İktidara geldiğinde bir ulus toplum olarak bulduğu TC’yi bir ümmet topluma dönüştürmek kaygısında olan Recep Bey’in Hamas odaklı, İran eğilimli Ortadoğu vizyonu, iç politikasının bir yansımasıdır. ABD’nin ilk kez yaşadığı bir düş kırıklığı değildir Recep Bey. Peki, bundan sonra ne olacak? Obama - Erdoğan görüşmesinin arifesinde, ABD’nin Avrupa İşleri’nden sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon’un açıklaması Washington’un ciddi soru işaretlerinin devam ettiğini gösteriyordu. Bakın ne diyor Gordon: - Türkiye’nin NATO, ABD ve Avrupa’ya hâlâ bağlı olduğuna inanıyoruz. Ancak bunu göstermesi gerekiyor. Bu konuda daha önce sorulmamış soruları soranlar var ve bu kötü bir şey. Çünkü ABD’nin Türkiye’nin istediği bazı şeyleri desteklemesi zorlaşıyor. Şimdi bu açıklamanın ışığında, Obama-Erdoğan görüşmesinin sonuçlarına bakalım: Siz bu açıklamadan sonra, ABD’nin Türkiye’ye PKK konusundaki anlık istihbaratı verirken nasıl davranacağını düşünürsünüz? Ayrıca Başkan Obama’nın ABD-Gana maçını izlemek bahanesiyle, görüşmeye 45 dakika geç giderek “One minute Tayyip”in karizmasını çizmesi konusunda ne düşünürsünüz? Ayrıca adamların “Yahu böyle şeyler yapacaktı da, biz bunu neden ayağının altına kırmızı halılar sererek ve diktatörce davranışlarını demokrasi, havariliği gibi göstererek iktidara getirdik?” demiş olmalarında şaşacak ne var? Eğer Tayyip Bey, bütün bu davranışları gerçekten Türkiye’nin çıkarları için yapmış olsaydı, hepimiz kendisine destek verirdik. Ama iç politikada hamasi çıkışlar için benimsenmiş Hamas eksenli politika, maceradan başka bir şey olmadığı için desteği de hiç mi hiç hak etmiyor. asirmen@cumhuriyet.com.tr Sayõlarõ 9 milyonu bulan emekli, dul ve yetim, 10 bin lirayla geçinemeyen Erdoğan’õn uygun gördüğü 500 lirayla yaşõyor Hükümet emekliyi unuttu MURAT KIŞLALI ANKARA - AKP döneminde geti- rilen politikalar nedeniyle, 9 milyon emekli yarõn “Emekliler Günü”nü sõ- kõntõ içinde kutlayacak. Emekliye milli gelirdeki artõştan pay verilmiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ticaret yapmasõnõ 10 bin liralõk maaşõyla ge- çinemeyeceğine dayandõrõrken, emek- li ortalama 500 lira maaşla geçinme- ye çalõşõyor. Üstelik emeklinin mutfak ve hastanedeki enflasyonu, hüküme- tin emekli maaşlarõnõ endekslediği Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyonunu, kat kat geçiyor. Emeklilerin bazõ sõkõntõlarõ şöyle: AKP emekliyi sevmiyor: Mevcut yasal düzenlemeye göre emeklilere milli gelirden pay veril- miyor. AKP döneminde emekli ay- lõklarõndan çalõşanlar için yüzde 1 sağlõk sigortasõ primi kesilmesi ve emekli olduktan sonra çalõşanõn aylõ- ğõndan yüzde 40 kesilmesi ile ilgili dü- zenlemeler ise yargõdan döndü. Beş emekliden dördü aç: Emekli gelir ve aylõklarõnõn yüzde 80’i açlõk, tamamõ ise yoksulluk sõnõrõnõn altõnda. Başbakan Erdoğan ticaretle uğraşmasõnõ, “Ben ticaret yapmasam bu maaşla geçinemem” diye açõk- larken, emekliler ortalama 500 lira ci- varõnda maaşla geçiniyor. Emeklinin enflasyonu, maaş artışını katladı: Emekliye 2010 yõ- lõnõn ilk altõ ayõnda TÜİK enflasyo- nuna bağlõ olarak yüzde 4.6 zam ya- põldõ. Oysa kuru soğanda 1 yõllõk ar- tõş yüzde 150, patateste yüzde 57, da- na etinde yüzde 44. Mutfaktaki en- flasyon 1 yõlda yüzde 30.6 yükseldi. Kız çocuklarına sağlık si- gortası kaldırıldı: Emeklinin 18’ini doldurmuş evlenmemiş kõz ço- cuğu sağlõk sigortasõndan yararlana- mõyor. 1950’den beri olan hak, “Sos- yal Güvenlik Reformu” kapsamõn- da AKP tarafõndan kaldõrõldõ. Bakıma muhtaçların aylığı 2.5 lira arttırıldı: 2022 Sayõlõ ka- nunla 65 yaş ve üzerinde bakõma muhtaç yaşlõlara bağlanan aylõklar, bu yõlõn başõnda sadece 2.5 TL tutarõnda bir artõşla 97.3 TL’ye yükseltildi. Bu durumda 864.193 yaşlõ ve bakõma muhtaç yurttaşõn artan ihtiyaçlarõnõ 250 gr. beyaz peynir parasõyla karşõla- masõ gerekiyor. Kendi aralarında bile eşit- sizlik var: Aynõ kurumda aynõ işi yapmõş olan eski ve yeni emekliler farklõ emekli m aaşõ alõyorlar. Yüzde 85 üzerinden emekli olanlar içinde, 2000 yõlõ öncesinde emekli olanlar, 2009 yõlõ sonunda 959 lira maaş alõr- ken, 2000 yõlõ sonrasõnda emekli olan- lar 1.977 lira maaş alõyor. En düşük maaşõ alan her üç kurum emeklisinin maaşlarõ arasõnda uçurum var. Bağ- Kur emeklisi 380 lira, SSK emeklisi 683 lira, emekli sandõğõ emeklisi ise 810 lira maaş alõyor. Maaşları asgari ücretin al- tında kaldı: Bir insanõn asgari fi- ziki ihtiyaçlarõnõ karşõlamasõ için gereken parayõ ifade eden “Asgari Ücret”, 2010 yõlõ için 577 lira ola- rak tespit edildi. Buna karşõn, bu yõl tarõm emeklileri 480 lira, esnaf emeklisi 555 lira, Bağ-Kur emekli- si ise 380 lira maaş alõyor. Emekli gelir ve aylõklarõnõn yüzde 80’i açlõk, tamamõ ise yoksulluk sõnõrõnõn altõnda. Başbakan Erdoğan ticaretle uğraşmasõnõ “Ben ticaret yapmasam bu maaşla geçinemem” diye açõklarken, emekliler ortalama 500 lira civarõnda maaşla geçiniyor. Çorum’da ‘inadına kardeşlik’ türküleri SEYFETTİN METE ÇORUM - Çorum katliamõnõn 30. yõldö- nümü nedeniyle “İna- dına birlik, inadına kardeşlik, inadına öz- gürlük” sloganõyla bir anma programõ düzen- lenecek. Alevi Kültür Merkezi Derneği Başkanõ Nu- rettin Aksoy, Çorum olaylarõnõ unutmamak ve unutturmamak ama- cõyla 3 Temmuz’da de- mokratik toplum kuru- luşlarõnõn katõlõmõyla çe- şitli etkinlikler gerçek- leştireceklerini belirtti. İlk olarak Saat Kulesi Meydanõ’nda saat 13.00’te bir basõn açõk- lamasõ yapõlacağõnõ, saat 15.00’te ise Hacõ Bektaş Anadolu Kültür Vakfõ’nda “Canlar Ye- meği” verileceğini ifa- de eden Aksoy, yemeğin ardõndan Atatürk Spor Salonu’nda bir panel düzenleneceğini anlattõ. Konferansõn ardõndan Atatürk Spor Salo- nu’nda “Acıyı Bal Ey- ledik” temasõyla dü- zenlenecek etkinlikte ünlü sanatçõlar Erkan Oğur ve İsmail Hakkõ Demircioğlu’nun bir konser vereceğini ifa- de eden Aksoy, daha sonra semah gösterileri, belgesel gösterimi ve müzik dinletisi yapõla- cağõnõ söyledi. KATLİAMIN 30. YILDÖNÜMÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle