19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B Kolombiya’da Santos kazandı Dış Haberler Servisi - Kolombiya’da önceki gün yapõlan devlet başkanlõğõ seçiminin ikinci turunu, oylarõn yüzde 69’unu alan eski Savunma Bakanõ Juan- Manuel Santos kazandõ. Yeşil Parti’nin adayõ ve eski Bogota Belediye Başkanõ Antanas Mockus ise oylarõn yüzde 27.5’ini toplayabildi. 2002’den bu yana devlet başkanõ olan Alvaro Uribe, anayasa gereği arka arkaya üçüncü kez aday olamayacağõ için Santos’a destek vermişti. İlk tur Komorowski’nin Dış Haberler Servisi - Polonya’da önceki gün yapõlan devlet başkanlõğõ seçimlerinin ilk turunu yüzde 41 oranõnda oy toplayan iktidardaki Yurttaş Platformu’nun adayõ ve Cumhurbaşkanõ Vekili Bronislaw Komorowski kazandõ. Rusya’da uçak kazasõnda hayatõnõ kaybeden eski cumhurbaşkanõ Lech Kaczynski’nin ikiz kardeşi, muhalefetteki Hukuk ve Adalet Partisi adayõ Jaroslaw Kaczynski ise yüzde 36 oranõnda oy aldõ. Madende patlama: 46 ölü Dış Haberler Servisi - Çin’in Henan eyaletindeki bir kömür madeninde meydana gelen patlamada 46 işçi hayatõnõ kaybetti. Yasadõşõ olarak çalõştõğõ tespit edilen madende depolanan patlayõcõlarõn kazayla havaya uçmasõ sonucu meydana gelen patlamanõn ardõndan 26 işçinin kurtarõldõğõ bildirildi. Çin’de geçen yõl maden kazalarõnda yaklaşõk 2 bin 600 kişi yaşamõnõ yitirdi. Dõşişleri Bakanõ Amorim: Artõk İran ile ihtilafta rol oynamak istemiyoruz Brezilya geri çekildiDış Haberler Servisi - İngiltere’de yayõmlanan Financial Times gazetesi- ne konuşan Brezilya Dõşişleri Bakanõ Celso Amorim, “ülkesinin İran’ın nükleer programına ilişkin ihtilafta artık rol oynamak istemediğini” söy- ledi. Amorim daha sonra yaptõğõ açõk- lamada ise Türkiye, Brezilya ve İran arasõnda geçen ay Tahran’da imzalanan anlaşmanõn gelecekteki görüşmelere te- mel oluşturacağõndan hâlâ ümitli ol- duğunu belirtti. Financial Times’a göre Amorim, ABD’nin Tahran’da imzalanan uran- yum takasõ anlaşmasõnõ reddetmesiyle ilgili olarak, “Herkesin işe yaraya- cağını söylediği şeyleri yaptık ama eli- miz yandı. Sonunda bazı insanların ‘Evet’i yanıt olarak kabul etmedik- lerini anladık” diyerek üstü kapalõ bir şekilde Washington’õ eleştirdi. Amorim daha sonra şunlarõ söyledi: “Tekrar müzakere etmemiz iste- nirse hâlâ faydalı olabiliriz. Ama is- tenmedikçe yeniden insiyatif alacak bir şekilde hareket etmeyeceğiz. Bir çözüm bulmak için bu işe dahil olduk ve bu konuda da gayret gösterdik. Ve sonra çözüm ürettiğimizde, bunun hiçbir sonucu olmadı. Anlaşmanın yapıldığı gün, anlaşma analiz bile edilmeden hemen verilen cevap, Bir- leşmiş Milletler’den yaptırım için ka- rar çıkarılması isteği oldu.” Amorim, Viyana’da düzenlenen bir panelde yaptõğõ konuşmada ise “Tah- ran deklarasyonunun barışçıl mü- zakereyle çözüm için bir temel ola- rak kullanılabileceğinden hâlâ ümit- liyiz” dedi. Öte yandan, Financial Times’õn gö- rüşlerine yer verdiği üst düzey bir Amerikalõ yetkili, “Brezilya’nın mü- zakerelerde artık kendini ön planda tutmama kararından memnuniyet duyduklarını” söyledi. Yetkili, “Bre- zilya ve Türkiye’yi arabulucu olacak konumda görmüyorum. İran’a yö- nelik yaptırımlara ‘Hayõr’ oyu ver- diler, tarafsız değiller” diye konuştu. Tahran’da geçen ay imzalanan an- laşmanõn ardõndan bu ay başõnda Bir- leşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, İran’a nükleer programõ nedeniyle ye- ni yaptõrõmlar getiren karar tasarõsõ kabul edilmişti. Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeleri Türkiye ve Brezilya ta- sarõya “Hayır” oyu vermişti. Dış Haberler Servisi - İran yönetimi, BM Güvenlik Konseyi’nin nükleer programõ nedeniyle Tahran’a dördüncü yaptõrõmlar paketine onay vermesine karşõlõk olarak, Uluslararasõ Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) 2 denetçisinin ülkeye girişini yasakladõ. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanõ Ali Ekber Salihi, değiştirilmesi istenen denetçilerin, “İran’ın nükleer enerji programı konusunda yanıltıcı bilgiler içeren bir raporu, resmileşmeden önce basına aktardıklarını” söyledi. Denetçilerin mayõs ayõnda UAEK yönetimine sunduğu raporda, İran’õn nükleer silah edinebileceğine yönelik bir tespit bulunmamasõna karşõn daha yüksek oranda uranyum zenginleştirmek için hazõrlõk yapõldõğõ ve nükleer materyal stokunu arttõrdõğõna dikkat çekilmişti. 15 üyeli BM Güvenlik Konseyi’nde 9 Haziran günü Türkiye ve Brezilya’nõn “hayır”, Lübnan’õn “çekimser” oylarõna rağmen yaptõrõm kararõ alõnõrken bu rapora da gönderme yapõlmõştõ. İran’õn UAEK daimi temsilcisi Büyükelçi Ali Asker Sultaniye ise “Belirtilen ikisi artık denetçi değil. Fakat diğer BM denetçileri tabii ki ziyaret edebilirler. Denetimler kesinti olmadan devam ediyor” diye konuştu. Sultaniye, gizliliği korumak için denetçilerin çalõşmalarõ konusunda daha titiz davranacaklarõnõ da sözlerine ekledi. YAPTIRIMLARA MİSİLLEME İran’dan 2 BM denetçisine yasak Celso Amorim, İran’õn nükleer programõyla ilgili arabuluculuk konusunda artõk inisiyatif alacak bir şekilde hareket etmeyeceklerini, ancak geçen ay Tahran’da imzalanan anlaşmanõn çözüm için temel oluşturacağõndan hâlâ ümitli olduğunu belirtti. BAEyaptõrõmkararõnauydu Dış Haberler Servisi - İran’õn en önemli dõş ticaret kapõsõ durumundaki Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), BM Güvenlik Konseyi’nin nükleer programõnõ askõya almayan İran’a yönelik yap- tõrõm kararõ uyarõnca 40 uluslararasõ ve yerel şirke- tin kapatõldõğõnõ açõkladõ. Dubai Emirliği’nde İngi- lizce yayõmlanan Gulf News gazetesine konuşan bir BAE yetkilisi, söz konusu şirket- lerin, “BM kararı ve Nük- leer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması çer- çevesinde çok amaçlı kulla- nılabilecek tehlikeli mater- yaller kullandıklarını” söy- ledi. Yetkili, “BAE’de İran Devrim Muhafızları ile bağ- lantılı oldukları ispat edilen her şirket ile BM’nin var- lıklarının dondurulması ka- rarı kapsamındaki her ku- ruluş veya kişi durdurula- cak” diye konuştu. İran’a 2007’den bu yana alõnan dördüncü yaptõrõm ka- rarõ, bu ülkeye silah satõşõ ambargosu ile İran’õn banka- cõlõk ve taşõmacõlõk sektörle- rine yönelik kõsõtlamalarõn sõ- kõlaştõrõlmasõnõ öngörüyor. Çoğunluğu ticaretle uğraşan 400 bin civarõnda İranlõnõn ya- şadõğõ Dubai ile İran arasõn- daki yõllõk ticaret hacmi 10 milyar dolar civarõnda. Mısır polisinin uyuş- turucu satıcılarıyla bağlantılarına ilişkin bir videoyu internette paylaşan 28 yaşındaki Halid Said’in sivil po- lislerce dövülerek öldürülmesini protesto eden 40’tan fazla kişi göz- altına alındı. Başkent Kahire’de önceki gün yapılan gösteride, Sa- id’in fotoğraflarını taşıyan kalabalık, polis tarafından dağıtıldı. (AFP) (REUTERS) SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU İlhan Selçuk ve ‘Biz’ Zihnimde iz bırakan son canlı anı, “Ergenekon” adına sabahın bir kör vakti gözaltında alınmasından az önce, gazetede kutladığımız son doğum günü oldu. Odasında hep beraber pasta yemiş, köpüklü şarap içmiştik. Bizlerle o da birlikte kadehini kaldırmıştı... “Ergenekon” gözaltısı ertesinde sağlığını tüketene dek.. keyiflendiği anlarda.. bir tane de olsa.. cigarasını tüttürmekten, tek bir kadehcik de olsa içkisini yudumlamaktan geri kalmazdı... Yaşamın farklı renklerini ve tatlarını, sıradan mutluluklarını.. sonuna dek unutmadı. İlhan Selçuk’un o hep kalın çizgilerle anılan, bilinen yanlarının ötesine benim en çok ilgimi çeken özelliği bu; yaşamla olan derin bağıydı… İçi kurumuş aydınlardan değildi İlhan Selçuk. Muhtemelen bugün de en çok böyle, “yaşama dair” ve “yaşamın içinden” hatırlanmak isterdi… O gün, odasında birlikte kutladığımız o son doğum gününde toplandığımızda, ne var ki bizleri bir “veda” konuşmasıyla selamlamıştı. Ergenekon gözaltısı ve birbirini izleyen sağlık badireleri arifesinde.. kadehini girdiği yeni yaşı için kaldırırken tam; Marquez’den yaptığı bir “idam mangası alıntısıyla” söze başlamıştı: “Huanito o gün öğleden sonra yaşayacağı olayı, yıllar sonra idam mangasının karşısında kurşuna dizilirken anımsayacaktı…” Marquez’in kullandığı özgün cümle gerçekte tam olarak böyle miydi, değil miydi… Çok da fazla önemli değildi... Cümleyi o belleğine böyle nakşetmiş ve böyle hatırlamıştı… Doğum gününden on gün arayla ardından gözaltına alınıp.. saatler sonra salındığında kaleme aldığı ilk yazıya da nitekim.. gene bu sözler ve bu cümleyle başlamıştı: “Huanito o gün öğleden sonra yaşayacağı olayı, yıllar sonra idam mangasının karşısında kurşuna dizilirken anımsayacaktı… ... Belki böyle bir tümce yoktur da ben uydurmuşumdur veya değiştirmişimdir; bilemiyorum... Ama hayat uzayınca ve zamanlarla anılar iç içe geçerek karışmaya başlayınca, düşünmenin dayanılmaz çekimi de yoğunlaşıyor... (Pencere, 25/3/2008)” İlhan Selçuk.. yaşamının son iki yılını -Ergene- kon gözaltısı arifesinden gözlerini kapatana dek- sürekli kafasında dönen bu “bıçak sırtı muhasebeyle” geçirdi... Cumhuriyet Türkiyesi’nin… Cumhuriyet gazetesinin… Ve nihayet kendi yaşamının, yazarlığın muhasebesiydi bu… “İdam mangası karşısındaki anılara” göndermeyle başlayan derin iç muhasebesini neticede kimse.. Selçuk’un kendisinden daha iyi yorumlayamayacağından, sözü -özetle- “Biz mi? Ben mi?” başlığını taşıyan o tarihi yazıya bırakalım: “Emniyet te… nezarethaneye indirilince, Ziverbey’de kaldığım hücreyi anımsadım; 70’li yıllarda, güncelin dağdağasını sineye çekerken, 21’inci yüzyıl Türkiyesi’nde böylesine ilginç bir olayı yaşayacağımı düşünebilir miydim?.. Terör Şubesi’ne misafir edilip olayın sonunda salıverilince arkadaşlara dedim ki: - Birkaç gün dinlenceye çıkayım... Sonra düşündüm.. okurlar başımdan geçeni merak ederler, sıcağı sıcağına anlatayım, eğlenceli de olabilir... Ve aklıma bir soru geldi: - Kendimden nasıl söz açacaktım?.. Bu konuda şu yaşıma dek bir karar verebilmiş değilim. Kimi yazar kendinden bahsederken ‘ben’ der, kimi yazar ‘biz’ diye yazar... Hangisi yakışık alır?.. ‘Biz, gittik, gördük’ diye yazanlar, alçakgönüllülük yaptıklarını sanırlar; çünkü ‘ben ve benlik’ geride kalır... Oysa krallar, sultanlar, padişahlar, imparatorlar da ‘Biz’ diye konuşurlar... Çünkü ‘biz’ derken bir kral ya da şah, yalnız kendisini değil, devleti ve tebaasını da vurgulamış olur... ‘Ben’ demek ise biraz da ‘ben’ i önemseyip öne çıkardığından, kendine önem vermek olmaz mı?.. Ben bugüne dek kimi zaman ‘ben’ kimi zaman ‘biz’ diye yazarak durumu idare ettim. Peki, bu kez kısa süren bir Emniyet-savcılık macerasını anlatırken hangisini kullanacaktım?.. Polisler benim evimi mi aramışlardı?.. Bizim evimizi mi?.. Emniyete ben mi götürülmüştüm?.. Biz mi?.. Benim ifadem mi alınmıştı?.. Bizim ifademiz mi?.. Savcılıkta ben mi sorguya çekilmiştim?.. Biz mi sorguya çekilmiştik?.. İfade ve sorgu tutanaklarındaki sıfatıyla ben mi ‘şüpheli’ idim?.. Biz mi ‘şüpheli’ idik?.. Sonra düşündüm: Çok şükür ben, ben değildim.. Biz, bizdik... Ancak biz, biz olabilirsek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün aydınlanmış ve bağımsız Türkiyesi’nde yaşayabiliriz... Dün - bugün - yarın üçlemesindeki zamanlama, kimi zaman geçmişle geleceği birleştiren bilincin ışığında aydınlanır; kimi zaman kör bilincin karanlığında yitikleşir... Aydınlığın tarihsel zamanlamasında benliğini ışıtan bizleriz biz...” İlhan Selçuk’ un son dönemlerinde kafasını kurcalayan en önemli soru sanıyorum buydu: “Biz, layıkıyla ‘biz’ olabildik mi?” Nur içinde yatsın. ACI KAYBIMIZ Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı, Türk basınının duayeni İlhan Selçuk’u kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içindeyim. İlhan Selçuk yalnızca bir gazeteci olarak değil, Atatürk ilke ve devrimlerinin, Cumhuriyet değerlerinin yılmaz savunucusu olarak da belleklerden hiç silinmeyecektir. O’nun savunduğu fikirler ve ilkeli gazetecilik anlayışı, genç kuşakların önünde her zaman bir meşale olacaktır. Ulusumuzun başı sağ olsun MUSTAFA SARIGÜL BAŞSAĞLIĞI Türk Devrimi ve Atatürk ilkelerinin yõlmaz savunucusu, Cumhuriyet Aydõnlanmasõ’nõn fikir işçisi, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarõ İlhan Selçuk’u kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Merhum’a Allah’tan rahmet; Cumhuriyet Gazetesi ailesine, yakõnlarõna, okurlarõna ve bütün Türk Ulusu’na başsağlõğõ dileriz. Çağdaş Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu ACI KAYBIMIZ İLHAN SELÇUK’U KAYBETMENİN DERİN ÜZÜNTÜSÜ İÇERİSİNDEYİZ. AİLESİNE, YAKINLARINA VE TÜM CUMHURİYET OKURLARINA BAŞSAĞLIĞI DİLERİZ. ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ İZMİR ŞUBELERİ AB müzakerelerini bloke etme tehdidi BRÜKSEL (ANKA) - Kõbrõs Rum yönetiminin, KKTC’ye yönelik Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün Avrupa Parlamentosu’nda ilerletilmesi halinde Türkiye ile müzakere sürecini bloke etme tehdidinde bulunduğu bildirildi. ABHaber’e bilgi veren AB gözlemcilerine göre, “Rum yönetimi, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün ilerletilmesi durumunda 30 Haziran’da açõlmasõ beklenen ‘Gõda Güvenliği ve Bitki Sağlõğõ’ başlõğõ başta olmak üzere, hiçbir müzakere başlõğõnõn açõlmasõna onay vermeyeceğini” AB tarafõna iletti. İşkenceye protesto [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle